ABD askerleri 10 yıl sonra çekildi! Petrol sahalarını boşaltıyor!
ABD ordusu, Koalisyon bünyesinde 2017 yılında ana karargâh olarak kullanmaya başladığı El Koniko ve Hak El-Omar üslerini dün öğle saatlerinde tamamen boşaltarak Haseke’ye çekti. Haseke’ye nakledilen askerler daha sonra El Kaim sınır kapısından Irak’a geçti. Gün içerisinde 50’den fazla tırın Irak’a geçtiği kaydedildi.Her iki üsten kargo helikopterleri ile de malzeme ve asker taşındığı kaydedildi. Bölge aktivistlerinden Ahmed El-Hamila, Deir El Zor ve Rakka’da Amerikan askeri unsurunun kalmadığını söyledi.Daha önce 24 irili ufaklı ABD üs ve geçici üs bölgesi olduğunu hatıratan El-Hamila bu sayının 7-8’e kadar indiğini ifade etti.Çekilme işleminin iki gün önce başladığını bildiren El-Hamila şöyle konuştu:Ülkenin en büyük iki petrol-gaz bölgesine Suriye güvenlik güçlerinin yerleşmesini bekliyoruz. İsrail’in provokasyonu bu gelişmelerden bağımsız değil. PKK-YPG çekilmenin olmaması için her yolu denedi, çekilme güzergâhına mayın bile döşediler. Defalarca DEAŞ kartına başvurdular, başaramadılar. Bu kuyular Şam’ın ekonomik istikrarı kadar siyasi, askerî dengeler için de hayati önemde. Yolun sonuna gelen PKK-YPG’nin tek umudu İsrail. Ancak coğrafi şartlar İsrail’in Doğu’da etkin olmasına engel. Buradaki Türk askerî varlığı da İsrail’e hareket alanı tanımıyor. Bu çekilme Suriye için önemli dönüm noktası.Bu arada Trump yönetiminin Pentagon’nun asker sayısını 500’e düşürmesini istediği kaydedildi. Saha kaynakları, PYD-YPG yönetimin gelişmelerden endişe duyduğunu ve özellikle Kamışlı, Seddadi, Rimeylan’da sembolik de olsa Amerikan birliklerinin kalmasını istediğini aktardı.
Source: Mehmet Küçükkahveci
KKTC’ye TEKNOFEST akını
Bu yıl KKTC”deki eski Ercan Havalimanı”nda düzenlenen TEKNOFEST, 3. gününde hız kesmeden devam etti. Festivale Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ve bakan yardımcılarıyla katıldı. TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar ile stantları dolaşan Güler ve beraberindekiler, gençlerle bir araya geldi. Diğer taraftan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da, TEKNOFEST Ödül Töreni”ne katıldı. TEKNOFEST”in KKTC”de düzenlenmesinin önemini değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, “TEKNOFEST”in KKTC”de düzenlenmesi, Türkiye Cumhuriyeti”nin KKTC”ye ve Kıbrıs Türk halkına verdiği koşulsuz ve sonsuz desteğin en son tezahürlerinden biri olarak tarihe geçmiştir” dedi. TEKNOFEST”E 132 KURUM KATILIYOR TEKNOFEST KKTC, KKTC Cumhurbaşkanlığı”nın himayesinde, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı”nın ana yürütücülüğünde, kamu kuruluşları, teknoloji devleri, üniversiteler ve medya kuruluşlarının da aralarında olduğu 132 kurumun katılımıyla eski Ercan Havalimanı”nda gerçekleştiriliyor. 180 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, dünyada savunma sanayii alanında ilk 100″e giren 5 Türk şirketi olduğunun altını çizerek, “Bu şirketlerimiz, Kıbrıs Barış Harekâtı”ndan hemen sonra kendi kendine yeten bir ülke olmak için kuruldular. Bugün, dünyanın 180 ülkesine ihracat yapan bir sektör haline geldik” şeklinde konuştu. YENİ BİR REKOR KIRILDI Bugün sona erecek olan festivale ilişkin bilgi veren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, KKTC”nin çok kıymetli bir yer olduğunu belirterek, “TEKNOFEST”i 8 yıldır gerçekleştiriyoruz. 9 kez Türkiye”de, 1 kez Azerbaycan Bakü”de yapmıştık. 11″inci TEKNOFEST”i kardeş topraklarımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nde gerçekleştirmemiz Türkiye ve KKTC arasındaki güçlü bağları dünyaya hatırlatmak için çok önemli. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin geleceği açısından ayrı bir öneme sahip” dedi. TEKNOFEST KKTC”nin üçüncü gününde yoğun katılımı değerlendiren Bakan Kacır, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarihinin, Kıbrıs tarihinin, ada tarihinin en büyük etkinliğini gerçekleştiriyoruz. Tekil ziyaretçi sayısı 100 bini aştı. Hafta sonu olduğu için bugün ve yarın daha muazzam bir katılım olacağını da öngörüyoruz. Muhtemelen yine yeni bir rekoru hep birlikte kırmış olacağız” diye konuştu. GÖRGÜN O ANLAR CANLANDIRILDI TEKNOFEST KKTC kapsamında yer alan Kıbrıs Barış Harekâtı Dijital Deneyim Alanı, katılımcılara harekâtın anlarını yeniden deneyimleme imkânı sunuyor. Etkinliğin festival kapsamında en çok ilgi çeken alanlardan biri olduğunu söyleyen Dijital Deneyim Alanı Sorumlusu Mürsel Ermiş, “Kıbrıs Barış Harekâtı”nın en ikonik sahnelerinden birisi paraşütçülerin Kıbrıs semalarında gözükmeleri ve aynı anda yapılan çıkarmaydı. Biz de onu konu aldık. İnsanlar kendilerini Kıbrıs semalarında paraşütle atlamış gibi hissediyorlar. Yoğun bir katılım var” dedi. KKTC TÜRKÜ GURURLU: İÇİM KIPIR KIPIR OLDU GÜCÜMÜZÜ HİSSETTİM Festivale katılan KKTC”li vatandaşlar da unutulmaz anlar yaşıyor. KKTC”de ilk defa böyle bir etkinliğe şahit olduklarının altını çizen ziyaretçilerden Emine Sütçü, “Bunu yapan canımız Türkiye. Torunumla birlikte geldim. O da çok mutlu oldu” dedi. Coşkulu bir gün kutladıklarını anlatan İbrahim Ercüment de “Çok hoşuma gitti. TEKNOFEST”i düzenleyenlere çok teşekkür ederiz. Devamını bekliyoruz. Yeni silahlarımız ve drone”larımız çok güzel. İlk gördüğümde içim kıpır kıpır oldu. Güçlendiğimizi hissettim” diye konuştu. Servet Köse ise Türkiye”nin 20 sene önce İsrail”in Heronlarını aldığını anımsatarak, “O dönem “Biz neden yapmayalım?” demiştik. Türk istediği zaman her şeyi başarabilir. Şu anda gördüğünüz gibi insanlar buraya boşuna gelmedi” ifadelerini kullandı. TEKNOFEST”in heyecanlı bir etkinlik olduğundan bahseden Cahit Tahsin Göneç, alana ilk adımı attıktan sonra heyecandan titremeye başladığını belirterek, en çok AKINCI, HÜRJET ve KIZILELMA”nın ilgisini çektiğini dile getirdi. KIZILELMA İLE UÇUŞ DENEYİMİ TEKNOFEST KKTC”de Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı”na (T3 Vakfı) bağlı Deneyap Kart Birimi, 3D yazıcıyla ürettikleri Türkiye”nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA modelini sergileyerek katılımcılara simülasyonla uçuş deneyimi sundu. Ayrıca, 6 modül ve 33 sensör içeren yerli elektronik geliştirme kartı ile öğrencilere kodlama eğitimi verildi. Dilhan DUMANOĞLU/ SABAH ADA”YA VERİMLİ TARIM PROJESİ TEKNOFEST KKTC”de, EMU Riders Takımı, Kıbrıs”ın tarım sorunlarını çözmeye yönelik “Dataharvest” projesini tanıttı. Bu proje, çiftçilerin verimliliğini artırmayı amaçlayan sensör destekli bir sistem sunuyor. Toprağa yerleştirilen sensörler aracılığıyla sıcaklık, nem, pH gibi veriler toplanarak kullanıcı arayüzüne iletiliyor ve yapay zekâ ile analiz ediliyor. Sistem, güneş paneli ve akü ile güç tasarrufu sağlarken, kullanıcılar internetsiz olarak verileri takip edebiliyor. Dilhan DUMANOĞLU / SABAH YANGINLARA KARŞI ERKEN UYARI ROBOTU Giresun Üniversitesi Yazılım ve Bilgisayar Mühendisliği öğrencileri, Bolu Kartalkaya”daki otel yangınından ilham alarak “Hera Vision Güvenlik Aracı” adını verdikleri yapay zekâ destekli, yangın ve patlamalara karşı erken uyarı ve müdahale robotu geliştirdi. Rana BÜYÜKTAŞ/ LEFKOŞA
Source: Rana Büyüktaş
Zehirli bombalarla soykırım
Katil İsrail ordusunun Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 48 saatte 77 artarak 52 bin 495″e yükseldi. 19 aydır Gazze Şeridi”ni ağır silahlarla bombalayan terör devleti İsrail”in bölgede “denediği silahların” yol açtığı radyasyon engelli doğumlara neden oluyor. Gazze”nin kuzeyindeki El-Avde Hastanesi”nde dünyaya gelen Melek Ahmed el-Kanu adlı bebek “beyninden tamamen yoksun” şekilde doğdu. Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir el-Burş, durumu “şoke edici bir vaka” olarak tanımladı. Bu olayın, Gazze”de son dönemde artış gösteren “doğumsal anomali” vakalarıyla ilgili endişeleri yeniden gündeme taşıdığını vurgulayan Burş, “Bu tür vakalar büyük ihtimalle İsrail”in siviller ve çocuklar üzerinde denediği silahlardan yayılan radyasyon ve kimyasal etkilerle bağlantılıdır” dedi. Burş, “Gazze”de yaşananlar, Irak”taki işgal sonrası belgelenen deformasyon vakalarını hatırlatıyor” değerlendirmesinde bulundu. Yıllardır uyguladığı ablukanın ardından 19 aydır da saldırılarını sürdüren İsrail, özellikle 2 Mart”tan bu yana yardımları engelleyerek Gazze”deki Filistinlileri “aç ve susuz bırakma” politikasına devam ediyor. AÇLIKTAN ÖLÜYORLAR Yaklaşık 2.3 milyon kişinin yaşadığı Gazze”de Filistinliler, İsrail saldırıları ve zorla yerinden edilmenin yanı sıra gıda ve ilaç sıkıntısıyla da mücadele ediyor. Bombalardan kurtulan bebekler açlık nedeniyle hayatını kaybediyor. Gazze kentindeki Rantisi Çocuk Hastanesi”nde Cinan Salih es-Sekkafi isimli bebek yetersiz beslenme ve ilaç sıkıntısı nedeniyle hayatını kaybetti. Böylece, 7 Ekim 2023″ten bu yana, İsrail”in aç bırakma politikası nedeniyle hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı çoğu bebek ve çocuk olmak üzere 57″ye yükseldi. TARİHİN EN KORKUNÇ “MEDYA SOYKIRIMI” Filistin Gazeteciler Sendikası, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Filistin”in tarihin en korkunç “medya soykırımı”na tanıklık ettiğini belirtti. İsrail”in gazetecilere yönelik ihlallerinin durdurulmasını istedi. Öte yandan Hamas, İsrail”in Filistinli gazetecilere yönelik sistematik saldırılarını kınayarak, uluslararası camianın buna sessiz kalmamasını istedi.
Source: Sabah
Irak”ın kuzeyinde bir asker şehit oldu
Pençe Operasyonu bölgesinde yaralanan asker tedavi gördüğü hastanede şehit oldu.MSB”den yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:”Irak”ın kuzeyindeki Pençe (Hakurk) Operasyon bölgesinde icra edilen arama tarama faaliyeti esnasında mayın/EYP”ye basması sonucu yaralanan kahraman silah arkadaşımız İs. Uzm. Çvş. Önder Özen derhal hastaneye kaldırılmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 03 Mayıs”ta şehit olmuştur. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda, hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah”tan rahmet; kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.”Bakan Güler”den taziye mesajıÖte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de şehit Uzman Çavuş Özen için taziye mesajı yayımladı.Bakan Güler, mesajında, “Kahraman silah arkadaşımız, 3 Mayıs 2025 tarihinde şehit olmuştur. Kahraman şehidimize şahsım ve Milli Savunma Bakanlığı mensupları adına Allah”tan rahmet, kederli ailesine ve asil milletimize başsağlığı ve sabır dilerim” ifadelerini kullandı.
Source: Dünya Gazetesi
Valilik acı haberi duyurdu: Pençe-Kilit bölgesinde bir asker şehit oldu!
Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Çobanözü köyünden olan Uzman Çavuş Önder Özen, görev yaptığı Irak’ın kuzeyinde mayın patlaması sonucu ağır yaralandı.Hakkari Derecik Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan Özen, ambulans uçakla Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düştü.Afyonkarahisar Valiliği, yayımladığı mesajla şehide Allah’tan rahmet dileyerek, ailesine, silah arkadaşlarına ve Türk milletine başsağlığı dileklerini iletti. Şehit için düzenlenecek törenin ayrıntılarının daha sonra paylaşılacağı bildirildi.
Source:
Meksika, Trump”ın asker gönderme teklifini kabul etmedi
Texcoco kentinde düzenlenen etkinlikte konuşan Sheinbaum, gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Trump”ın “Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede size nasıl yardımcı olabiliriz? ABD ordusunun desteğini sunuyorum.” dediğini söyledi.”Asla kabul etmeyeceğiz”Sheinbaum, bunun üzerine Trump”a şu karşılığı verdiğini anlattı:”Ve ona ne dedim biliyor musunuz? Hayır, Başkan Trump. Toprak dokunulmazdır, egemenlik satılamaz. Buna gerek yok. İşbirliği yapabiliriz, birlikte çalışabiliriz ama siz kendi topraklarınızda, biz kendi topraklarımızda. Bilgi paylaşabiliriz fakat ABD ordusunun Meksika topraklarında bulunmasını asla kabul etmeyeceğiz.”Trump ile işbirliğine açık olduklarını vurgulayan Sheinbaum, “Meksika, özgür, bağımsız ve egemen bir ülkedir. Meksika halkı bunu istiyor ve devlet başkanı olarak ben de her zaman bunu savunuyorum.” ifadelerini kullandı.Trump, kartellere karşı asker gönderecektiWall Street Journal”ın 2 Mayıs”taki haberine göre Trump”ın 16 Nisan”da Sheinbaum ile yaptığı telefon görüşmesinde göndereceği ABD askerlerinin Meksika”daki kartellere karşı yardım edebileceğini söylediği öne sürülmüştü.
Source: Dünya Gazetesi
Rusya’da tanklar Kızıl Meydan’da
Rusya, Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’na karşı kazandığı zaferin 80. yıl dönümü nedeniyle başkent Moskova’da 9 Mayıs’ta düzenlenecek Zafer Bayramı törenlerine hazırlanıyor.Kızıl Meydan’da yapılacak olan askeri geçit töreni için şehir merkezinde geniş çaplı prova düzenlendi.Askeri araçlar, tanklar ve çok sayıda asker, geçit töreni provası kapsamında gece saatlerinde Kızıl Meydan’a giriş yaptı. Hazırlıklar kapsamında başkentte trafik akışı kısmen durduruldu.Geçit töreni öncesinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 8 Mayıs itibarıyla geçerli olmak üzere 3 günlük ateşkes ilan etti.Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise bu ateşkesi yetersiz bularak sürenin en az 30 gün olması gerektiğini savundu.Zelenski, ayrıca törenlere katılacak devlet başkanlarına güvenlik garantisi veremeyeceklerini açıkladı.Zafer Bayramı, Rusya için tarihi ve siyasi açıdan büyük önem taşıyor. Bu yılki kutlamalar, Ukrayna ile süren savaşın gölgesinde gerçekleşecek.
Source: Dünya Gazetesi
Vucic ve Fico hastanelik oldu! Biri Trump diğeri Putin ile görüşecekti…
30 Nisan’da başladığı ABD ziyaretinde rahatsızlık geçiren ve Trump ile gerçekleştirmeyi planladığı görüşme dahil tüm programlarını iptal etmek zorunda kalan Vucic, dün öğle saatlerinde Belgrad’a indi. Tedavi altına alınan Vucic’in doktoru Dragan Dincic, Cumhurbaşkanının sağlığını son 10 yıldır takip ettiğini, daha önce yüksek tansiyona bağlı rahatsızlıklar yaşamakla beraber hiçbirinin bu son yaşadığı kadar ciddi olmadığını belirtti. #r-1105912# “MOSKOVA’YA GİTME” DEMİŞLER Moskova’daki 9 Mayıs Zafer Günü törenlerine katılacağını açıklayan Slovakya Başbakanı Fico’nun rahatsızlanması da endişeleri artırdı. AB liderlerinden gelen uyarılara rağmen Moskova’da olacağını açıklayan Fico 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına da katılamadı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın isimlerden Rus siyaset bilimci Sergey Markov, Slovakya ve Sırbistan liderlerinin Batı ülkeleri tarafından tehdit edilmiş olabileceğini öne sürdü. ZELENSKİY’DEN TEHDİT GİBİ UYARI Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise 9 Mayıs’ta Moskova’ya gidecek ülke temsilcilerini uyararak “ Rusya topraklarında olanlardan sorumlu olamayız. Size onlar güvenlik sağlıyor ve bu yüzden size hiçbir garanti vermeyeceğiz” dedi. Öte yandan Zelenskiy yaptığı bir başka açıklamada ise Ukrayna ordusunun insansız deniz araçları kullanarak son 24 saatte iki Rus savaş uçağını vurduğunu açıkladı.
Source: Sevda Altunbaş
Katil kocanın cep telefonu oyunu tutmadı!
Yıl 2003. Kasım ayının son günlerinde gelen bir telefon Aksaray ilinde oturan babayı harekete geçirdi. İstanbul’da lokanta sahibi babayı arayarak “Oğlun Bekir bir haftadır işe gelmedi. Haberde alamadık ondan dedi. Bunun üzerine oğlunu arayan baba da oğluna ulaşamadı. 31 yaşındaki oğlu Hasköy’de bir gecekonduda sevgilisiyle birlikte yaşıyordu. İkisinden haber alamayan baba yola çıkarak İstanbul’a geldi. Hasköy’deki gecekonduya giden baba, kapının kapalı olduğunu gördü. Kapıyı çaldı cevap alamadı. Bu hiç normal değildi. Çevredekilerin yardımıyla pencerenin bir camını kıran baba içeri girdi. Salona girdiğinde dehşet veren bir görüntüyle karşılaştı. Oğlu Bekir ve sevgilisi Fatma yarı çıplak çekyat üzerinde ölü duruyordu. POLİS TELSİZLERİ YOĞUNLAŞTI Hafta sonu nedeniyle İstanbul sakin görünüyordu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü telsizleri de sakinliğini koruyordu. Kısa bir süre sonra o dönem Polis İmdat olarak bilinen haber merkezi Beyoğlu İçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipleri anons ederek derhal Hasköy’de verilen adrese gidilmesini istedi. Ardından olay yeri inceleme ekipleri ve son olarak Merkez 45 45 Hasköy’de bir gecekonduda iki kişi ex bulunmuş ihbarını aldık hemen olay yerine geçin bizi bilgilendirin dedi. 45 45 kodlu ekip Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Masası’nın deneyimli isimlerinden biri olan cinayet uzmanı Hasan Arslan ve ekibiydi. KAFALARINA TEK KURŞUNLA SIKILMIŞ Haber merkezi ile birlikte hemen olay yerine geçtiklerini anlatan cinayet uzmanı emekli polis memuru Hasan Arslan olayın detaylarını şöyle anlattı: O gün nöbetçi ekip benim ekibimdi. Hasköy’e şüpheli ölüm üzerine gittik. Bir gecekonduydu içeri girdiğimizde o evde yaşayan biri kadın iki kişiyi yarı çıplak olarak öldürülmüş bulduk. Salon kısmında çekyat üzerinde bulunmuştu. Tabi olay yeri inceleme ekipleri çalışma yaparken bizde çalışmamızı yaptık. Öldürülen bir kadın bir erkekti. Kafalarına sıkılmış birer kurşunla öldürülmüştü. İKİSİ BİRLİKTE YAŞIYORDU Öldürülen Bekir ve sevgilisi Fatma kimdi, ne zamandan beri birlikte yaşıyordu? Husumetli olduğu kimseleri var mıydı? Neden ve kim tarafından öldürülmüştü? Tüm bu soruların cevabını Gayrettepe’nin amansız ekiplerinden Arslan ve arkadaşları verecekti. Arslan ve ekibi hemen o maktullerin profilini ortaya çıkardı. Çıkarılan profile göre, ikili 4 aydır bu evde birlikte yaşıyordu. Araştırmada ikilinin ilginç hikayesi ortaya çıktı. KOCASINI TERK EDİP İSTANBUL A KAÇTI Ortaya çıkan hikayeye göre Fatma, Karabük’te oturan evli bir kadındı. Aylar önce gönlünü İstanbul’da lokanta da çalışan Bekir’e kaptırdı. İkili arasında yasak ilişki başladı. Ve bu ilişkiden sonra Fatma evi terk ederek aşık olduğu Bekir’e kaçarak İstanbul’a geldi. İkili Hasköy’de birlikte gecekonduda yaşamaya başladı. Yapılan incelemede kahreden bir detay daha ortaya çıktı. Genç kadın 4 aylık hamileydi. Bu saldırı üç kişinin hayatına neden olmuştu. KAPIDA ZORLAMA YOKTU, KATİL TANIDIKTI Arslan, evin içinde delil olabilecek bulgular toplandığını belirterek “Bu ikilinin bilgilerine ulaştık. Kapıda zorlama yoktu. Evin içinde bir dağılma bir hırsızlık olayını hatırlatacak bir şey dikkat çekmedi. Baba gelip kapıyı vuruyor, açılmayınca çevredeki komşularla pencereyi kırıp içeri giriyor. İçeriye tanıdık birinin girdiğini düşünüyorduk. Çevreden silah sesi duyanda yoktu. Tabi ki ilk aklımıza kadının kocası geldi. Bir yandan maktulümüzün başka husumetli kimsenin olup olmadığına da baktık dedi. KOCASI TARAFINDAN KAYIP BAŞVURUSU Geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Cinayet masası, Fatma’nın kocasını incelemeye aldı. İncelemede, koca Karabük’te yaşıyordu. Peki olay zamanı Karabük’te miydi? Bununla ilgili telefon kayıtları incelemeye alındı. Bu arada incelemede, kocanın, evden kaçan eşini eve dönmesi için iknaya çalıştığı ve bu yüzden aralarında karakolluk oldukları belirlendi. Ve kocanın 1 Eylül 2003’te eşiyle ilgili kayıp başvurusu olduğu saptandı. SOKAKTAKİ SİGARA İZMARİTLERİ Cinayet uzmanı Arslan olay yeri evin içi iyice incelendiğini belirterek “Biz gecekondu kapı önünde de çalışmamızı yaptık. Zaten hemen çevreye boşaltmıştık. Kapı önünde sigara izmaritleri dikkatimizi çekti. Biz hemen o sigara izmaritleri de toplatarak incelemek için aldırdık. O sırada toplanan sigara izmaritlerinin markasını hemen not ettim. Ve öldürülen maktulün içtiği sigara markasına baktım. Kapı önünde bulduğumuz sigara izmaritlerinden bir iki tanesi erkek maktulümüzün içtiği sigara markasıyla uyuştuğunu gördük. Ama başka bir marka sigara izmariti de vardı. Biz maktulümüzün katiliyle kapı önünde önce konuştuklarını ve konuşurken de sigara içmiş olabileceğini düşündük. Bu yüzden DNA karşılaştırması için bize gerekli olacaktı diye anlattı. CEP TELEFONU KÖYDE SİNYAL VERDİ Maktulün İstanbul’da herhangi bir düşmanı olmadığını belirten cinayet uzmanı Arslan şöyle devam etti: Şüpheli olabileceğini düşündüğümüz kocanın telefon kayıtları bize geldi. Baktık, olay zamanı memlekette sinyal veriyor. Biz yola kocayı sorgulamak için Karabük’e gittik. Adamın cep telefonu orada gözüküyor tamam ama biz emin olmamız lazım. Biz onun Karabük te bir köyde olduğunu öğrendik. Jandarma bölgesi olduğu için jandarma eşliğinde gidip onu aldık. BİR SİGARA YAKALIM Arabaya alıp İstanbul’a doğru yola çıktıklarını anlatan Arslan Bize beni niye aldınız diye sorduğunda biz ona karısının öldürüldüğünü söyledik. Bu Bilmiyorum yeni duydum dedi bize. Arabayla İstanbul’a yola çıktık. Tabi yolda bununla sohbet ediyoruz. Bu bize köy dışına hiç çıkmadığını hep Karabük civarında olduğunu söylüyordu. Ben bunun ne marka sigara içtiğini merak ettim. Ona Sigaram bitmiş, sende varsa bir sigara içelim dedim. Var abi dedi paketi çıkarttı, sigarayı uzattı. İşte o sigarayı görünce içimden Tamam bu bizim aradığımız adam dedim. Çünkü içtiği sigara markası bizim kapı önünde bulduğumuz sigara izmaritin markasıyla aynıydı dedi. HTS VE BAZ KARABÜK’TE VERDİ İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü’nün en üst katında bulunan cinayet masasına çıkarılan koca önce sorgulandı sonra ifadesi alındı. İfadesinde cinayetle ilgisinin olmadığını ısrarla söyleyerek, Bakın telefonlarımı inceleyin dedi. Gerçekten gelen baz ve HTS kayıtları kocanın Karabük’teki memleketinde olduğunu gösteriyordu. TAMAM MASUMSUN Arslan, kocanın kan örneğini aldıklarını belirterek Bunun kan örneğini aldık. Sigara izmaritindeki DNA’yla karşılaştırmak için. Ancak o dönem DNA karşılaştırması uzun sürüyordu. Biz de bu adamı bu kadar zaman gözaltında tutamazdık. Bunu serbest bırakmak zorundaydık. Serbest bıraktıktan sonrada rahat bir şekilde bunu takip edebilmemiz lazımdı. Biz buna sigara izmaritinden bahsetmemiştik. O başka bir DNA’yı düşünüyordu. Biz ona Senin kanın uymadı. Katil sen değilsin serbestsin dedik. Bu rahatladı ve bu memlekete Karabük’e gitti diye olayı aktardı. DNA’SI UYUŞTU Şüpheliyi gizli bir şekilde takibe aldıklarını anlatan cinayet uzmanı emekli polis memuru Hasan Arslan, günler sonra Adlı Tıp Kurumu’nda DNA sonucu geldiğini belirterek Gelen sonuç katili ele verdi. Kocanın DNA’sı kapı önünde içilen sigara izmaritiyle eşleşti. Tam da düşündüğümüz gibi içtiği markadaki sigarayla eşleşti. Diğer sigara izmariti ise ölen maktule aitti dedi. TELEFON OYUNU YETMEDİ DNA’nın uyuşması üzerine Arslan ve ekibi ikinci kez Karabük’e giderek şüpheli kocayı gözaltına aldı. DNA’nın uyuştuğunu öğrenen koca, cinayeti itiraf etti. Yapılan çalışmalarda katil kocanın inanılmaz planı da deşifre edildi. Elde edilen bilgilere göre, eşini eve dönmesi için ikna edemeyen koca, cinayet planı yaptı. İstanbul’a konuşmak için geleceğini söyleyerek cep telefonunu Karabük teki evinde bıraktı. Amacı cinayet işlediği sırada cep telefonu o sırada Karabük’te sinyal verecekti. Ve kendisini böyle savunacaktı. Ancak katilin düşündüğü planlar olmayacaktı. Çünkü olaya Türk emniyet teşkilatının en ünlü şubesi En büyük tepe Gayrettepe olarak nam salan Asayiş Şube Müdürlüğü’nün cinayet masası bakacaktı. Hasköy’e gelerek Bekir ile kapı önünde sohbet eden zanlı birlikte sigara içti. Öldürüleceğini düşünmeyen Bekir’de katilin konuşma bahanesi tuzağına düştü. Çifti içerde öldüren katil zanlısı, üstelerini soyup öyle bıraktı. Geriye hiç iz bırakmayarak müthiş plan yaptığını düşünerek cinayeti işleyen katil zanlısını kapı önünde içtiği sigara izmaritinin yakalatacağını hiç hesaba koymamıştı. BİRÇOK ÖNEMLİ CİNAYETTE YER ALDI Filmleri aratmayan bir çalışmayla bu cinayeti çözen cinayet uzmanı emekli polis memuru Hasan Arslan ve ekibi cinayet masasında 1990’lı yıllardan 2000’li yıllara uzanan birçok önemli cinayetin çözülmesinde yer aldı. Arslan 2015 yılında emekli oldu.
Source: Habertürk
Türkiye ve dünya gündemi
1- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TEKNOFEST KKTC Kapanış Töreni”ne katılacak.
(Lefkoşa/13.00)
2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için düzenlenecek anma ve cenaze törenlerine iştirak edecek.
(İstanbul/11.00/16.58)
EKONOMİ FİNANS
1- Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu, eski Ercan Havalimanı”nda gerçekleştirilen TEKNOFEST KKTC, dördüncü gün etkinlikleriyle sona erecek.
DÜNYA DİPLOMASİ
1- İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılara yeniden başlamasına ilişkin gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs)
1- Tedavi gördüğü hastanede vefat eden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi”nde anma töreni düzenlenecek, naaşı Barbaros Hayrettin Paşa Camisi”nde kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı”nda toprağa verilecek.
(İstanbul/11.00/16.58)
1- Trendyol Süper Lig”in 34. haftasına Reeder Samsunspor-ikas Eyüpspor, Adana Demirspor-Göztepe ve Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarıyla devam edilecek.
(Samsun/16.00/Adana/İstanbul/19.00)
2- Trendyol 1. Lig”in 37. haftasında Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü-MKE Ankaragücü, Gençlerbirliği-Sakaryaspor, Esenler Erokspor-Uğur Okulları İstanbulspor, Siltaş Yapı Pendikspor-Solwie Energy Fatih Karagümrük, Ahlatcı Çorum FK-Kızılkaya Tarım Şanlıurfaspor, Erzurumspor FK-Central Hospital Ümraniyespor, Manisa FK-Teksüt Bandırmaspor, Alagöz Holding Iğdır FK-Kocaelispor, Amed Sportif Faaliyetler-Adanaspor ve Gosis Boluspor-Fitmens Gömlek Yeni Malatyaspor müsabakaları yapılacak.
(Ankara/16.00/16.00/İstanbul/16.00/16.00/Çorum/Erzurum/Manisa/Iğdır/Diyarbakır/Kocaeli/16.00)
3- Voleybol Kadınlar CEV Şampiyonlar Ligi Dörtlü Final organizasyonu, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu”nda üçüncülük ve final müsabakalarıyla tamamlanacak; üçüncülük maçında VakıfBank ile Numia Vero Volley (İtalya), finalde de A. Carraro Imoco (İtalya) ile Savino Del Bene (İtalya) karşılaşacak.
(İstanbul/16.00/19.00)
4- 60. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, sekizinci ve son gününde 105,7 kilometrelik Çeşme-İzmir etabıyla tamamlanacak.
5- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi”nin 28. haftasına Darüşşafaka Lassa-Semt77 Yalovaspor maçıyla devam edilecek.
(İstanbul/18.00)
6- Türkiye Sigorta Türkiye Basketbol Ligi play-off yarı final ilk maçında MKE Ankaragücü, Konya Büyükşehir Belediyespor”u konuk edecek.
(Ankara/20.30)
7- Milli motosikletçiler Toprak Razgatlıoğlu ve Bahattin Sofuoğlu”nun mücadele ettiği Dünya Superbike Şampiyonası”nın İtalya”daki 4. ayağında superpool ve ilk yarış yapılacak.
(Cremona/12.00/15.00)
8- Formula 1 Dünya Şampiyonası”nın ABD”de düzenlenecek 2025 sezonu altıncı ayağı Miami Grand Prix”si gerçekleştirilecek.
(Florida/23.00)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Akdeniz ekibi Avrupa şampiyonu oldu: İtalyanlar dağıldı
.Finalde İtalya temsilcisi Asina Basket’i 77-31 mağlup eden temsilcimiz, Avrupa kupasını Türkiye’ye kazandırdı.Turnuva sonrası düzenlenen ödül töreninde takımların kupaları, “geleceğe ışık olsun” mesajıyla çocuklar tarafından verildi.Tosyalı İskenderun şampiyonluk kupasını alırken, takım kaptanı Özgür Gürbulak da “en iyi ilk 5” oyuncu arasında yer alarak bireysel ödüle layık görüldü.Törende konuşan IWBF temsilcisi Ivan Dabo, turnuvaya katılan tüm takımları kutladı ve başarılar diledi.Tosyalı İskenderun oyuncuları maçın ardından büyük sevinç yaşadı. Oyuncular, “Zorlu bir turnuvayı alnımızın akıyla tamamladık” diyerek duygularını paylaştı.Takım koçu Kemal Okur, şampiyonluk sonrası yaptığı açıklamada, “Bu başarıda emeği geçen tüm sporcularımı kutluyorum. Buraya gelmemizde en büyük pay, bize destek veren sponsorlarımıza ait” dedi.”Ciddi bir mücadele”Takım Genel Menajeri Sinan Aslan ise, “Bu başarı, emeklerimizin taçlandığı bir nokta oldu. Ciddi bir mücadele vererek şampiyon olduk” ifadelerini kullandı.Kulüp Başkanı Suat Atasever de, “Türk bayrağını İtalya’da dalgalandırmaktan daha büyük bir gurur olamaz. Desteklerinden dolayı Tosyalı Holding’e teşekkür ediyorum. Avrupa’da daha büyük başarılar elde edeceğiz” diye konuştu.
Source: Ramazan Dengiz
Rusya’dan Kiev’e savaşın başından bu yana en büyük İHA saldırısı! Çok sayıda bina ve araç yandı
Kiev Askeri İdaresi Başkanı Timur Tkachenko, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, düşürülen insansız hava araçlarının enkazlarının Kiev”in Obolonskyi ve Sviatoshynskyi semtlerindeki konutlara isabet ettiğini, bunun sonucunda birçok binada yangın çıktığını açıkladı. Ayrıca şehirde park halindeki bazı araçların da çıkan yangınlardan etkilendiği ifade edildi. BELEDİYE BAŞKANI:SAĞLIK EKİPLERİ OLAY YERİNDE Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko da Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, acil sağlık ekiplerinin Sviatoshynskyi bölgesine sevk edildiğini ve olay yerinde müdahalede bulunduklarını söyledi. #r-1112622# HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ AKTİFTİ Reuters”ın sahadaki görgü tanıkları, saldırı anında birkaç patlama sesi duyduklarını ve Ukrayna hava savunma sistemlerinin devrede olduğunu aktardı. Ancak saldırının ne kadar geniş çaplı olduğuna dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Kiev ve çevresi, 4 Mayıs gecesi yerel saatle 00.00 sularında yaklaşık bir saat boyunca hava saldırısı alarmı altında kaldı. Ukrayna’nın doğu kesiminde de benzer şekilde alarm verildi. ATEŞKES BELİRSİZLİĞİ SÜRÜYOR Saldırı, Rusya’nın 8-10 Mayıs tarihleri arasında Sovyetler Birliği”nin İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferini anmak amacıyla ilan ettiği üç günlük ateşkesin hemen öncesine denk geldi. Moskova’dan saldırıya ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, Kiev yönetimi bu ateşkese karşılık olarak 30 gün süreli çatışmasızlık önerisinde bulunmuştu. Her iki taraf da savaşın başından bu yana sivilleri hedef aldığına dair suçlamaları reddediyor. ÇERKASSİ BÖLGESİNDE DE YANGIN ÇIKTI Ukrayna”nın orta kesimindeki Çerkassi bölgesinde de benzer bir saldırı yaşandı. Bölge Valisi Ihor Taburets, Cumartesi günü geç saatlerde gerçekleştirilen İHA saldırısının birkaç farklı noktada yangına yol açtığını açıkladı. Taburets, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, ilk belirlemelere göre can kaybı olmadığını belirtti.
Source: Muzeyyen Bıyık
İsrail”den Suriye”ye bomba yağdırdı
Ordudan yapılan açıklamada, hava saldırılarında uçaksavarlar ve bir karadan havaya füze rampası da dahil olmak üzere askeri altyapının hedef alındığı öne sürüldü.İsrail jetlerinin Şam”ın Haresta ile Tel Mınin bölgelerinin yanı sıra Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra”yı hedef almasının ardından yapılan açıklamada, “hava harekatı özgürlüğünü korumak için” Suriye”ye saldırılara devam edileceği tehdidinde bulunuldu.DÜRZİLERİ KORUMA BAHANESİDürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtan İsrail, “Dürzileri koruma” bahanesiyle Suriye”ye saldırılar düzenliyor.İsrail ordusu, cuma gecesi savaş uçaklarıyla Suriye”nin başkenti Şam”ın yanı sıra Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra illerindeki birçok noktayı bombalamıştı.İsrail, 2 Mayıs”ın ilk saatlerinde Şam”daki Devlet Başkanlığı Sarayı yakınlarına da saldırıda bulunmuştu.
Source: Www.star.com.tr
Rusya”da Zafer Günü askeri geçit töreni provası düzenlendi
Rusya”da, İkinci Dünya Savaşı”nda Nazi Almanyası”nın mağlup edişinin 80. yılı kutlamalarına yönelik hazırlıklar sürüyor. GECE PROVASI YAPILDI Başkent Moskova”da düzenlenecek Zafer Bayramı askeri geçit töreninin gece provası yapıldı. KIZIL MEYDAN”A YÜRÜDÜLER Rus askeri araçları, Kızıl Meydan”daki tören alanına Tverskaya Caddesi üzerinden geçerek ulaştı. PUTİN 3 GÜN ATEŞKES İLAN ETMİŞTİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, törenler için 8 Mayıs”ta başlamak üzere 3 günlük ateşkes ilan etmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise ateşkesi reddederek süresinin 30 gün olması gerektiğini söyledi. Törene katılacak devlet başkanlarına ise güvenlik garantileri veremeyeceklerini ifade etti.
Source: Erdem Aksoy
Türk-İtalyan işbirliği Ukrayna”yı yeniden inşa edecek
Her büyük savaşın ardından iki süreç başlar: Birincisi haritaların yeniden çizilmesi, ikincisi yıkılanın yeniden inşa dönemidir. Birincisi kanlı, ikincisi sessizdir. Bugünlerde Ukrayna için ikinci dönem, yavaşça başlıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna-Rusya krizinde aktif arabuluculuk rolünü artık oynamayacağını duyurdu. Bu açıklama, ilk bakışta savaşın yükünden yorulmuş bir süper gücün geri çekilmesi gibi göründü. Ancak aynı hafta, Washington’un Ukrayna ile kritik madenler üzerine büyük bir anlaşma imzalaması, bu çekilmenin aslında sadece diplomatik sahadan olduğunu ortaya koydu.
Bu açıklamanın öncesi kritik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verimli geçen ziyareti sırasında Türkiye ve İtalya, birçok alanda Ukrayna’nın yeniden inşası için stratejik bir işbirliği başlattığını ilan etti.
Bu ortamda Türkiye ve İtalya’nın ortaklık kararı, ABD’nin bıraktığı boşluğu doldurmak için mükemmel zamanlama… Temmuz ayında Roma’da yapılacak “Ukrayna’nın Yeniden İnşası Konferansı” öncesinde alınan bu karar, iki ülkenin Avrupa’nın geleceğinde yeni ve etkili bir ortaklık oluşturabileceğinin işareti.
ANKARA’NIN AVANTAJLARI NELER OLACAK?
Türkiye, Karadeniz’e açılan stratejik boğazların hakimi olarak Ukrayna’nın küresel ekonomiye yeniden entegrasyonunda vazgeçilmez bir lojistik merkezi konumunda. Hem tahıl koridoru anlaşmasındaki başarı hem de Karadeniz limanlarıyla Avrupa ve Asya arasında güvenli ve hızlı koridor sunabilmesi, Türkiye’yi Ukrayna’nın ekonomik toparlanmasında önemli bir noktada bulunduruyor.
Öte yandan Bayraktar TB2 gibi Türk yapımı silahlı insansız hava araçlarının Ukrayna savaşındaki başarısı, askeri işbirliğini ekonomik ve siyasi işbirliğine dönüştürebilecek ciddi bir temel oluşturuyor.
Askeri teknoloji bağı, Türkiye’yi Ukrayna’nın savunma altyapısında güvenilir, stratejik ve vazgeçilmez bir ortak haline getiriyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin Ukrayna savunma sanayisinin yeniden yapılanmasında merkezi bir rol alması kaçınılmaz.
Türkiye, savaşın ilk günlerinden itibaren hem Moskova hem de Kiev ile iletişimini sürdüren, diplomaside nadir dengeyi sağlayabilmiş bir aktör. İstanbul’da düzenlenen barış görüşmeleri, esir takasları ve tahıl koridoru anlaşmaları, Ankara’nın güvenilir bir diplomatik güç olduğunu tüm taraflara kanıtlamıştır.
Böylece Türkiye, savaş sonrası dönemde Ukrayna”nın uluslararası entegrasyonu ve barış sürecinde de önemli bir köprü rolü oynayabilir.
UKRAYNA’NIN KIRMIZI ÇİZGİLERİ VE ORTAKLIK İHTİYACI
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, NATO üyeliği, toprak bütünlüğü ve askeri kapasiteyi koruma konularında hiçbir tavizi kabul etmeyeceklerini açıkladı. Bu tutum, ABD’nin çekildiği ve Rusya’nın ilhak ettiği toprakları bırakmayacağını duyurduğu bir ortamda oldukça riskli.
Ukrayna için hayati önem taşıyan şey artık sadece topraklarını geri almak değil, savaş sonrasında güçlü ekonomik ve siyasi ortaklar bulmak.
Türkiye ve İtalya’nın birlikte hareket etmesi, Ukrayna’nın bu zorlu ortamda güvenebileceği ortaklar.
Bu ortaklık, Kiev’e hem ekonomik hem siyasi anlamda nefes aldırabilecek, hem de Ukrayna’nın NATO üyeliğine giden yolda diplomatik destek sunabilecek bir fırsat olarak ele alınabilir.
Source: Bartu Eken
Sheinbaum Trump”ın asker teklifini kabul etmedi
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, uyuşturucu kartelleriyle mücadele kapsamında ABD Başkanı Donald Trump ın ülkesine asker gönderme teklifini kabul etmediğini açıkladı. Texcoco kentinde düzenlenen etkinlikte konuşan Sheinbaum, gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Trump ın Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede size nasıl yardımcı olabiliriz? ABD ordusunun desteğini sunuyorum.” dediğini söyledi. TOPRAK DOKUNULMAZDIR Sheinbaum, bunun üzerine Trump a şu karşılığı verdiğini anlattı: Ve ona ne dedim biliyor musunuz? Hayır, Başkan Trump. Toprak dokunulmazdır, egemenlik satılamaz. Buna gerek yok. İşbirliği yapabiliriz, birlikte çalışabiliriz ama siz kendi topraklarınızda, biz kendi topraklarımızda. Bilgi paylaşabiliriz fakat ABD ordusunun Meksika topraklarında bulunmasını asla kabul etmeyeceğiz. Trump ile işbirliğine açık olduklarını vurgulayan Sheinbaum, Meksika, özgür, bağımsız ve egemen bir ülkedir. Meksika halkı bunu istiyor ve devlet başkanı olarak ben de her zaman bunu savunuyorum. ifadelerini kullandı. Wall Street Journal ın 2 Mayıs taki haberine göre Trump ın 16 Nisan da Sheinbaum ile yaptığı telefon görüşmesinde göndereceği ABD askerlerinin Meksika daki kartellere karşı yardım edebileceğini söylediği öne sürülmüştü.
Source: Habertürk
Selanik olayı
1876 senesinin Mayıs başlarıydı.
Milliyetçilik ateşiyle kaynayan Balkan coğrafyasında gerginlik had safhadaydı. Hersek, Sırbistan ve Karadağ’ın ardından Bulgar ayaklanmasının da fitili ateşlenmişti. Rusya ve İngiltere’nin başını çektiği devletler, bölgeyi karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bir yandan isyancılara silah ve mühimmat veriyor, diğer yandan Müslümanların Hristiyan ahaliye zulmettiği yolunda dünya kamuoyuna propaganda yapıyorlardı.
Kışkırtılan Hristiyanlar saldırgan, Müslüman ahali öfkeli, dengeler pamuk ipliğine bağlı bir haldeydi.
Tam da bugünlerde yaşanan “Selanik Olayı” her şeyin tuzu biberi oldu.
……………..
Stefana, Selanik’in Avrathisar kazasına bağlı Boğdanca köyünde yaşayan bir Bulgar kızıydı.
Aynı köyde yaşayan Emin isminde bir Türk gencine âşık olmuştu.
Evlenmeye karar verdiler. Stefana, Müslüman olarak Ayşe adını aldı. Ne var ki Hristiyan cemaat bundan rahatsız olmuştu. Köyün papazı, kızın annesine baskı yaptı. Fakir ve dul bir kadın olan Maria Hanım, bu baskıya dayanamayarak Selanik Valisine dilekçe yazdı. Kızının zorla Müslüman yapıldığını söyleyerek şikâyetçi oldu.
5 Mayıs Cuma günüydü.
Genç kız, sevdiği adamı da yanına alarak Selanik’in yolunu tuttu. İhtida edip Müslüman olduğunu resmî makamlar önünde beyan edecek, asılsız şikâyeti boşa düşürecekti.
Onların yola çıktığı dakikalarda Köy Papazı, Amerika’nın Selanik Konsolosu Perikles Lazzaro’ya bir telgraf çekti. Müslümanlar tarafından Hristiyanlara eziyet edildiği propagandasının yapıldığı bir dönemde, Hristiyan bir kızın kendiliğinden Müslüman olmasına tahammül edilemeyeceğini söyleyip, bunun engellenmesini istedi.
Kendisi de koyu bir Hristiyan olan Lazzaro, iki konsolosluk görevlisi ile Bulgar ve Rumlardan oluşan yüz elli kişilik bir grubu Selanik Garına gönderdi. Grup, garın etrafında pusuya yattı.
Gençler, kurulan pusudan habersiz trenden inip görevli memurların yanına vardılar. Durumu anlatıp hükümet konağına gitmek için kendilerine yardımcı olunmasını istediler.
Biri onbaşı üç asker refakatçi olarak verildi. Birlikte gardan çıktılar. Onları gören Lazzaro’nun adamları aniden saldırıya geçtiler. Gözü dönmüş grup, Emin’i etkisiz hale getirdikten sonra Ayşe’nin yaşmak ve feracesini yırttı. Askerlerin müdahalesi, vatandaşların çabası ve genç kızın çığlıkları yetersiz kaldı. Zorla bir arabaya atıp konsolosluk binasına kaçırdılar.
Olay, kısa zamanda duyuldu ve şehirde bomba etkisi yaptı.
Müslüman bir idarede, Müslüman bir kıza pervasızca saldırılması sabırları taşırmıştı. Ahali galeyana geldi. Bir anda gar çevresinde binlerce kişi toplandı. Sel gibi kabarıp hükümet konağına doğru yürüyüşe geçti. Büyükçe bir grup da Amerikan Konsolosluğunu sardı. Rehinenin salınması ve saldırganların cezalandırılması istendi.
Selanik Valisi Mehmet Refet Paşa paniklemişti. Rehineyi kurtaracağına söz vererek öfkeyi yatıştırmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Kaleden ve firkateynden takviye kuvvet istedi. Yaşanan rezalet askerin de canını sıkmıştı. Yardım talebi karşılık görmedi.
Kalabalık her geçen dakika çoğaldı, gerginlik iyice tırmandı. Vali’nin Konsolos ile yaptığı görüşmeler sonuç vermedi. Lazzaro, Amerikan Konsolosluğu kisvesinin de verdiği şımarıklıkla kızı bırakmak istemiyordu.
İkindi suları olmuştu. Kalabalık, vali konağının yanındaki Saatli Camiye çekildi. Hava kararmadan sonuç alınamazsa Lazzaro’nun evine saldıracaklarını söylediler.
İşte tam bu anda beklenmedik bir şey oldu.
Fransa Konsolosu Jules Moulin ve Almanya Konsolosu Eric Abbott bugün bile anlaşılamayan bir sebeple Saatli Camiye gitmişlerdi. Göstericiler onları rehin aldılar. Kızın bırakılması için aracı olmalarını istediler. Fransız Konsolosu Moulin’in buna direnmesi kalabalığı galeyana getirdi. Cami pencerelerinden söktükleri demir çubuklarla ikisini de linç ettiler.
Ardından Lazzaro’nun evine doğru yürüyüşe geçtiler. Kalabalığın öfkesi ve kararlılığından korkan Amerika Konsolosu, Ayşe’yi sakladığı yerden çıkarıp teslim etti.
Amacına ulaşan kalabalık, suçluların da bulunup cezalandırılması için Valiliğin önünde kısa bir nümayiş yaptıktan sonra dağıldı.
……………..
Olay, ertesi gün uluslararası bir krize dönüşüp, dünya siyasetinin bir numaralı gündemi olmuştu.
Almanya, İngiltere, Fransa, Avusturya-Macaristan ve Rusya savaş gemileri Selanik’e doğru yola çıkmış, Osmanlı Devleti kendi gemilerini bölgeye göndererek savaş pozisyonu almıştı.
Avrupa basınında müthiş bir kampanya yürütülüyordu. Zavallı Hristiyanların Türk saldırıları karşısında yalnız kaldıkları yazılıyor, büyük tehdit altında oldukları yönünde manşetler atılıyordu. Haçlı dünyası bir kez daha birlik olmuş, bu olayı bahane ederek baskı ve tehdide başlamışlardı. Birbirinden sert notalar çekiliyor, İstanbul’daki temsilciler Babıali’ye nefes aldırmıyorlardı.
Osmanlı tahtında Sultan Abdülaziz oturuyor, Hükümetin başında Sadrazam Mahmut Nedim Paşa bulunuyordu.
Rusya’ya yakınlığıyla bilinen ve kamuoyunda Nedimof olarak tanımlanan Mahmut Nedim Paşa, Padişah’ı da etkileyerek pasif bir politika izledi. Fransa ve Almanya’ya özür mektupları yazıldı. Hadisenin, Müslüman-Hristiyan kavgası çıkarmaya çalışan şer odaklarının bir marifeti olduğu, sorumluların kısa zamanda ortaya çıkarılarak bertaraf edileceği yönünde sözler verildi.
İlk iş olarak, Selanik Valisi görevinden azledildi. Birçok rütbeli asker ve görevli sürgüne gönderildi. Soruşturmalar, tutuklamalar birbirini izledi. Olaya karıştıkları tespit edilen 53 kişi tutuklandı. 12 kişinin idamına hükmedildi. Müebbetten başlayarak çeşitli miktarlarda hapis, sürgün ve falaka cezaları verildi.
Üstüne, öldürülen Alman ve Fransız konsolosların ailelerine yüklü miktarda tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.
………………..
İdamlar 16 Mayıs 1876 günü, günbatımının kızıla çevirdiği Selanik sahilinde yapıldı. Limana demirli gemilerin güvertelerine yığılan Haçlı askerlerine bir film gibi izletildi.
İnfazı İngiliz gemisinden izleyen subaylardan biri de Pierre Loti’ydi. Tuttuğu günlüğüne o gün şunları yazdı:
“Güneşli, güzel bir Mayıs günüydü. Hava açıktı. Cellatlar rıhtımdaki işlerini bitirmek üzereydi. Büyük bir kalabalık karşısında asılanlar son çırpınışlarını yapıyordu. Pencereler, damlar izleyicilerle doluydu. İnfazlar tamamlanınca askerler geri çekildiler. Ölüler güneş batıncaya kadar sergilendiler. Ayakları üzerinde duran cesetler, sessiz kadın grupları ve öylesine gezinenler arasında Türkiye’nin o güzel güneşi altında ölümün ürperten yüzünü oluşturuyordu.”
Dönemin şahitlerinden olan ünlü hikâyecimiz Ömer Seyfettin, yıllar sonra kaleme aldığı “Türbe” isimli hikâyesinde bu olaydan bahsedecek ve yaşananları hikâyenin kahramanı Şefika Molla’nın ağzından şöyle anlatacaktı:
“Hem o gün ne uğursuz bir gündü. Konsolosları öldürdükleri için birkaç Müslüman asılıyordu. Birçok toplu, direkli gâvur vapurları limanı doldurmuştu. Zavallı asılanların ipek kuşakları çözülüyor, biraz çırpındıktan sonra uyur gibi başlarını büküyorlardı. Ayaklarının uçları kumlara dokunuyordu. Karmakarışık bir Yahudi, bir Rum kalabalığının arasında babası onu kollarından tutmuş, yukarı kaldırarak bu soğuk manzarayı göstermişti. Günlerce boyunları iplerde takılı rüzgârla sallanan bu iriyarı başı kabak Müslümanların, göğüslerindeki beyaz kağıtların hayali zihninden çıkmamış, birçok geceler rüyasına girmiş, onu ağlatarak uyandırmıştı. Haftalar, aylar, yıllar geçti, işte hâlâ unutamamıştı. Ne vakit deniz lafı olsa o asılanlar gözünün önüne gelirdi.”
…………………….
Yaşanan süreç, kahrediciydi.
Genç bir kıza saldırıp zorbalıkla kaçıranların, ceza almak bir yana mahkemeye bile çıkarılmaması, Amerikan Konsolosu Lazzaro’ya hiçbir yaptırım uygulanmaması hükümetin her tavize boyun eğmesi vicdanları kanatmıştı.
İstanbul gazeteleri ateşli yayınlar yapıyordu.
Hükümet, suçluları cezalandırmamış, devlet onurunu ayaklar altına alıp Batılı devletlerin öfkesini dindirmek için kendi vatandaşlarını katletmişti.
Bu kanaat, binlerce insanı sokağa döktü. Fatih Medresesindeki talebelerin başını çektiği isyan dalgası kısa zamanda bütün İstanbul’u sardı. Nedim Paşa vezaretten çekildiği gibi linç edilmekten korkarak şehri terk etti.
Sultan Abdülaziz’i devirmek için fırsat kollayan Hüseyin Avni Paşa liderliğindeki cuntaya da gün doğdu. Önce Sultan’ı devirdiler ardından bileklerini keserek ölümüne sebep oldular. Sonrasında Osmanlı-Rus Savaşı başladı. Rumeli’deki kayıplardan başka Kars, Ardahan gibi doğu vilayetleri de elden çıktı.
Küçücük bir köyde başlayan masum bir aşk hikâyesi, teslimiyetçi politikalar ve muktedir olmayan yöneticilerin elinde nasıl sonuçlar doğuracağının örneği olarak tarihe geçti.
Source: Zekeriya Y
Kıbrıs kuşatmayı yardı
Yirmi gün arayla ikinci kez Kıbrıs’tayız. Nisan ortasında, bir turizm toplantısı için geldiğimizde hemen hepimizin kafası biraz karışıktı.
Birkaç sebepten ötürü…
SON BİR AYIN ARKA PLANI
Birincisi, AB ile Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan arasında Semerkant’ta düzenlenen zirve toplantısının sonuç bildirgesinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarının tanındığını söyleyen bir maddenin yer almasıydı. Söz konusu Güvenlik Konseyi kararları, Kuzey’deki Türk varlığını işgal olarak niteliyor, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunu kınıyor ve bu kararın geri alınmasını istiyor.
Daha beteri, bu beş ülke ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında resmi diplomatik temasların başlamış olmasıydı. Kazakistan, Rum kesiminde elçilik açmış, diğerleri de Roma Büyükelçilikleri üzerinden Güney ile ilişki başlatmıştı. Geçtiğimiz yıl Ersin Tatar’ı Bişkek’teki toplantıya davet eden ve KKTC’nin gözlemci üye statüsünü onaylayan Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin şimdi böyle bir karara imza atması hepimizde soğuk duş etkisi yapmıştı.
Tedirginliğimizin ikinci sebebi, Nisan ayı başında Yunanistan’da düzenlenen bir askeri tatbikattı. Tatbikata Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile beraber NATO müttefiklerimiz ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya katıldı. Bunların dışında, Birleşik Arap Emirlikleri, soykırımcı İsrail ve İslam karşıtı politikaları ile öne çıkan Hindistan da katılımcı idi. Asıl üzücü olan ise katılımcılar arasında önemli dostlarımızdan birinin, Katar’ın da olması idi.
Canımızı sıkan üçüncü konu, ABD – Rum Kesimi ilişkileri ile ilgiliydi. Trump ile beraber ilişkilerimizin iyileşeceğini düşündüğümüz ABD, skandal bir kararla Rum Kesimine yönelik silah ambargosunu kaldırdı, Rumlar ile askeri iş birliği anlaşması yaptı, yetmedi Güney Kıbrıs’ta bir helikopter üssü kurma çalışmalarına başladı.
Son olarak, KKTC’nin kendi içinde bir mesele ortaya çıkmış, bir öğrencinin başörtüsü sebebi ile okula alınmaması -KKTC hükümetinin özgürlüklerden yana tutumuna rağmen- Türkiye – KKTC ilişkilerinde bir kriz başlığı haline getirilmeye çalışılmıştı.
TÜRKLERDEKİ RAHATLIK VE ÖZGÜVEN
Hülasa, 15 Nisan’dan önceki son bir iki hafta, beklenmedik derecede olumsuz gelişmelere sahne olmuştu. Biz de kafamız karışık vaziyette Lefkoşa yolunu tutmuştuk…
Ancak Kıbrıs’a vardığımızda gördüğümüz manzara bambaşka olmuştu.
İnsanlarda bizdeki tedirginlikten eser yoktu.
ABD ve Avrupa’nın tutumu ile ilgili olarak, “zaten hep böylelerdi, şaşırmayın” diyorlardı.
Başörtüsü konusunu siyasi malzeme haline getirmeye çalışan faşist sendikacıların marjinal bir azınlık olduğunu, abartmamak gerektiğini söylüyorlardı.
Türk Cumhuriyetlerinin Rumlar ile yakınlaşması konusunda da rahatlardı. “Şu aşamada tanınmayı beklemek zaten hayalcilik olur, izolasyon hafiflesin yeter” diyorlar ve ekliyorlardı: “Biz Türkiye’nin gücüne güveniyoruz”
KIBRISLILAR HAKLI ÇIKTI
Aradan yirmi gün geçti ve bu kısa süre Kıbrıslıları haklı çıkardı…
Yüzbinlerce insanın ziyaret ettiği, dünyanın en ileri teknolojilerinin ve en iyi silahlarının sergilendiği Teknofest, Kıbrıslı Türklerin gövde gösterisine dönüştü. Türk uçakları, Türk SİHA’ları dört gün boyunca FIR hattı ile oyun oynayıp, dans ettiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, festivale bizzat geldi ve herkese anlayacağı dilden cevaplar verdiği bir konuşma yaptı. “KKTC üzerinden oynanmak istenen kirli oyunun farkındayız. Bu oyuna düşmeyecek ve prim vermeyeceğiz.” dedi.
Erdoğan’dan bir gün önce Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti KKTC’de toplanmış, “Kıbrıs Türkünün yanındayız” mesajı yayınlamıştı.
Erdoğan ile aynı kürsüden konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise “Federasyon defteri kapanmıştır” dedi. Muazzam boyutlardaki KKTC Cumhuriyet Yerleşkesinin açılışı da adeta Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin müjdesi gibiydi.
Gerçekten de Kıbrıslıların dediği olmuştu. Türkiye’nin gücü bir kez daha oyunu bozmuştu…
Dönüş yolunda Rum basınına göz gezdirdim…. Adeta ağıt yakacak raddeye gelmişlerdi. Kimi suçlayacaklarını bilemez halde “hayallerimiz suya düştü” diyorlardı.
Devam edeceğiz….
Source: Gaffar Yak
Husilerden İsrail’e art arda füze saldırısı: ABD savunma sistemleri devre dışı kaldı
İsrail”in merkez bölgelerinde siren sesleri yeniden yükseldi. Yemen”den fırlatılan balistik füze saldırısının ardından, başta Ben Gurion Havalimanı çevresi olmak üzere Tel Aviv”in geniş bir kesimi alarma geçti. İsrail ordu kaynakları, Husi milislerinin iki gün içerisinde beşinci kez füze fırlattığını açıkladı. Saldırılar, ABD”nin Yemen”de Husilere yönelik hava harekatı sürerken geldi. Sabah saatlerinde Ben Gurion Havaalanı çevresine düşen bir Husi füzesinin yangına neden olduğunu ve bölgede büyük panik yaşandığını aktarıldı. İSRAİL”DE SIĞINAKLAR DOLDU, YOLLARDA KAOS YAŞANDI Füze alarmının ardından milyonlarca kişi sığınaklara yöneldi. Tel Aviv çevresindeki otoyollarda büyük trafik sıkışıklıkları yaşandı, özellikle Ben Gurion Havalimanı civarında panik anları kaydedildi. https://x.com/turkiyegazetesi/status/1918921924156985516 İsrail ordusu, sirenlerin prosedüre uygun şekilde çaldığını belirtti. Ancak saldırıların büyüklüğü ve savunma sistemlerinin başarısızlığı dikkat çekti. ARROW 3 VE THAAD FÜZELERİ HEDEFİ DURDURAMADI İsrail medyasına göre, ABD destekli Arrow 3 ve THAAD hava savunma sistemleri, Husi füzelerini etkisiz hale getirmekte başarısız oldu. Saldırıların ardından ABD’nin Yemen’deki hava operasyonlarını yoğunlaştırdığı, özellikle Husilerin kontrolündeki bölgelerde yeni hedeflerin belirlendiği bildirildi. HUSİLER SALDIRILARI ARTIRDI, ABD BASKISI YÜKSELİYOR Son fırlatma, Husilerin İsrail”e karşı yürüttüğü saldırıların hız kazandığını ortaya koydu. ABD ise bu tehdit karşısında hava harekatlarına ağırlık verirken, Yemen’in kuzeyinde yeni hava saldırılarına hazırlandığı bilgisi sızdı.
Source: Muzeyyen Bıyık
İran destekli Husiler, İsrail”in en büyük havaalanını vurdu
ABD Başkanı Donald Trump”ın “Vur” emri sonrası İsrail ordusu, Yemen”deki İran destekli Husilere yönelik saldırılarına hız kesmeden devam ederken bugün beklenmedik bir saldırı yaşandı. İSRAİL”İN KALBİNİ VURDULAR İran destekli Husiler”in Yemen”den ateşledikleri balistik füzeler İsrail”in kalbi Tel Aviv”deki ülkenin en büyük havalimanı olan Ben Gurion”u vurdu. HAVALİMANINDAN DUMANLAR YÜKSELDİ Bölgeden servis edilen görüntülerde Ben Gurion Uluslararası Havalimanı”ndan dumanlar yükseldiği görülürken vatandaşların büyük bir panikle sağa sola kaçıştıkları görüldü. İSRAİL ORDUSU SALDIRIYI DOĞRULADI Öte yandan saldırıyı doğrulayan İsrail ordusu, füze savunma sistemlerinin devreye girdiğini ve havalimanındaki hasarın tespiti için çalışmalar başlatıldığını açıkladı. ÜLKE GENELİNDE SİRENLER ÇALDI İsrail ordusu, Husilerin balistik füze saldırısının ardından ülke genelinde sirenlerin çaldığını da aktarırken söz konusu görüntüyü X hesabından da paylaştı.
Source: Erdem Aksoy
Kuzey Kore lideri Kim”den daha fazla modern tank üretim talimatı
Kuzey Kore, uluslararası yaptırımlara rağmen askeri alandaki yatırımlarını sürdürmeye devam ediyor. Bu kapsamda ülke lideri Kim Jong-Un, modern zırhlı araçların üretildiği bir tank fabrikasını ziyaret ederek, üretim aşamalarıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.Kim”den teknoloji değerlendirmesiKuzey Kore yönetimi tarafından yapılan açıklamada, Kim’in özellikle yüksek itişli motor tasarımı ve bu motorların seri üretim kapasitesinden duyduğu memnuniyet dile getirildi. Kim Jong-Un, “Son yüzyılın zırhlı araç teknolojisini günümüz teknolojisi ile değiştirmek, ordunun modernizasyonu açısından en önemli konudur” ifadelerini kullandı.Daha fazla modern tank üretilmesi talimatıZiyaret sırasında modern tankların yanı sıra elektronik harp sistemleriyle donatılmış araçlara da dikkat çeken Kim, ülkenin savunma sanayisindeki ilerlemenin bu ürünlerle ortaya konduğunu vurguladı. “Şartların değiştiği bir dönemde tankların modern savaştaki işlevini ve gelişim yönünü doğru bir şekilde tanımlamadığımız ve tank tasarımına ilişkin bakış açısını gözden geçirmediğimiz sürece zırhlı kuvvetleri başarılı bir şekilde inşa etmek imkansızdır” sözleriyle tank teknolojisinin önemine işaret etti.Kim Jong-Un, ziyaretin sonunda daha fazla modern tank ve kundak motorlu topçu sisteminin üretilmesi yönünde talimat verdi.
Source: Dünya Gazetesi
Kuzey Kore”den modern savaş vurgusu: Tanklarda seri üretime geçildi
Kuzey Kore uluslararası yaptırımlara rağmen savunma yatırımlarını sürdürerek, son teknoloji silah ve mühimmat üretimine tam gaz devam ediyor. Kuzey Kore yönetiminden yapılan açıklamaya göre, ülke lideri Kim Jong-Un bir tank fabrikasını ziyaret ederek, üretim ve modernizasyon süreçleri hakkında yetkililerden bilgi aldı. TANKLARDA SERİ ÜRETİM İMKANITanklarda kullanılan yüksek itişli motor tasarımının performansından ve seri üretim imkanı sunmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Kim, “Son yüzyılın zırhlı araç teknolojisini günümüz teknolojisi ile değiştirmek, ordunun modernizasyonu açısından en önemli konudur” ifadelerini kullandı.KİM”DEN “MODERN SAVAŞ” VURGUSUFarklı elektronik harp sistemleri ile donatılan yeni tankların Kuzey Kore”nin üretim teknolojilerinde kaydettiği ilerlemenin göstergesi olduğunu vurgulayan Kim, “Şartların değiştiği bir dönemde tankların modern savaştaki işlevini ve gelişim yönünü doğru bir şekilde tanımlamadığımız ve tank tasarımına ilişkin bakış açısını gözden geçirmediğimiz sürece zırhlı kuvvetleri başarılı bir şekilde inşa etmek imkansızdır” dedi. Kuzey Kore lideri, bu doğrultuda daha fazla modern tank ve kundak motorlu topçu sistemi üretilmesi talimatını verdi.
Source: Www.star.com.tr
KAAN için “Kralların kralı” benzetmesi yaptılar: Türkiye, ABD ve Rusya”nın tekelini sona erdirdi
Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen Millî Muharip Uçak KAAN”ın uluslararası rekabeti nasıl etkileyeceği analiz edildi.5″inci nesil taktik askeri havacılık kabiliyeti olarak tasarlanan KAAN ile Türkiye”nin dünyada sadece birkaç ülkenin yer aldığı 5. nesil savaş uçağı kulübüne dahil olacağı ifade edildi.ABD”nin F-22 ve F-35, Çin”in J-20″si ve Rusya”nın Su-57″si ile kulüpte yer aldığını yazan ABD basını, “5. nesil savaş uçağı üreticilerinin daha da seçkin kulübü 2030″lara kadar iki yeni üye kazanabilir: Güney Kore ve Türkiye” ifadelerini kullandı.KAAN, F-22 RAPTOR”A BENZETİLDİTürkiye için “kralların kralı” benzetmesinde bulunulan KAAN”ın boyut ve görünüm olarak F-22 Raptor”a benzediği dile getirildi.TÜRKİYE”NİN 5. NESİL BİR SAVAŞ UÇAĞI ÜRETMESİ UÇUK BİR İHTİMAL DEĞİLTürkiye”nin daha önceden önemli ortakları arasında olduğu F-35 için 900″den fazla parça ürettiğine dikkat çekildi. Bu tecrübeyle Türkiye”nin 5. nesil bir savaş uçağı üretmesinin uçuk bir ihtimal olmadığı kaydedildi.KAAN”ın gizli savaş uçağı satın alma umudu olmayan ülkeler için bir şans olduğu belirtildi.KAAN, SÜPER GÜÇLERİNİ TEKELİNİ SONA ERDİRECEKKAAN projesine Azerbaycan, Pakistan, Suudi Arabistan, Ukrayna ve BAE gibi ülkelerin yoğun ilgi gösterdiğinden bahsedilirken KAAN”ın Amerikan, Çin veya Rus güçlerinin 5. nesil uçaklar üzerindeki tekelinin sona erdirdiği vurgulandı.
Source: Www.star.com.tr
Savaştan kaçıp Türkiye”ye sığınmıştı, şimdi ülkesine davet ediyor: Biz kardeşiz, başımızın üstünde yeriniz var
Suriye”de 13 yıl süren iç savaşın ardından muhalif güçler, 61 yıllık Baas rejimine son vermişti. Suriye”de iç savaşın bitmesiyle Suriyeliler, ülkelerine dönüşlerini sürdürüyorlar. İç savaştan kaçarak 10 yıl önce Türkiye”ye gelen 27 yıllık Suriyeli berber Ekrem Hesino, Hatay”ın Kırıkhan ilçesinde 10 yıldır berber mesleği yaparak geçimini sağlıyor. SURİYE”DE MESLEĞİNE DEVAM ETMEK İSTİYORDepremde 8 yıldır çalıştığı işyeri yıkılan Suriyeli berber Hesino, 2 yıldır enkazın ortasına kurduğu kulübesinde mesleğini sürdürüyor. Depremin yıkımına rağmen hayattan kopmayan ve mücadelesini sürdüren Hesino, Kurban Bayramı”ndan sonra ülkesine gitmeyi planlıyor. Suriye”deki savaşa rağmen evi ve işyeri sağlam olan berber Hesino, İdlib şehrine gidip işyerinde berber mesleğine devam etmek istiyor.”KURBAN BAYRAMI”NDAN SONRA ÜLKEME DÖNECEĞİM VE SURİYE”YE GİDECEĞİM İÇİN MUTLUYUM”Kurban Bayramı”ndan sonra ülkesine dönmeyi planladığını ifade eden Ekrem Hesino, Türk halkına teşekkürlerini dile getirerek “Suriye”den 10 yıl önce geldim. Ben 27 yıldır berber mesleğini yapıyorum. Allah”ın izniyle Kurban Bayramı”ndan sonra ülkeme döneceğim. Depremden önce işyerim vardı ama yıkıldı. Depremden sonra burada iş yapıyorum. Ailem hepsi burada yaşıyor. Benim Suriye”deki ev sağlam. Ev, İdlib merkezindeydi ve bombalar çevresine düştü. O konuda şanslıyım. Ev ve işyerim var. Ülkeme döndüğümde işyerimde berber mesleğini yapacağım. Suriye belki 3 yıl sonra daha iyi olacak. Türk milletiyle hepimiz kardeşiz ve Suriye”ye gelirseniz başımızın üstünde yeriniz vardır. “ANNEM İLE GELMİŞTİM ŞİMDİ ÜLKEME 6 KİŞİ DÖNECEĞİM”Ben Suriye”den annemle tek geldim ama ülkeme döndüğümde eşim ve çocuklarımla birlikte 6 kişi döneceğiz. Türkiye”ye 2 kişi geldik, 6 kişiyle geri döneceğiz. Ben İdlib merkezine gideceğim, Suriye”ye döneceğim için mutluyum. Bir kızım ve bir oğlum yeni Türkiye”de doğdu. Bu küçük alanda berber mesleğini yapmak zor ama yapacak bir şey yok. Benim müşterilerim var. Benim işyerim hepsi yıkıldı ve şimdi ise enkazın ortasında küçük bir alanda çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
Source: Www.star.com.tr
Husiler füzeyle İsrail”i vurdu! Havalimanı uçuşlara kapatıldı
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İsrail”in merkezine düşen bir füze rapor edildiği aktarıldı.Açıklamada, İsrail”in birçok bölgesinde çalan sirenlerin ardından Yemen”den fırlatılan füzeyi engellemek için çeşitli girişimlerde bulunulduğu, ancak Ben Gurion Havalimanı bölgesinde bir düşüş tespit edildiği belirtildi.HAVALİMANINDA İNİŞ VE KALKIŞLAR KAPATILDIDevlet televizyonu KAN da Tel Aviv”deki Ben Gurion Havaliman”nın isabet aldığını ve saldırı nedeniyle alanın iniş ve kalkışlara kapatıldığını duyurdu.Yemen”deki Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi”ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail”i zaman zaman balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla hedef alıyor.
Source: Www.star.com.tr
Yemen”deki Husiler İsrail”de havalimanını vurdu
Yemen deki Husiler, İsrail in başkenti Tel Aviv deki Ben Gurion Havaalanı nı füzeyle vurdu. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İsrail in merkezine düşen bir füze rapor edildiği aktarıldı. Açıklamada, İsrail in birçok bölgesinde çalan sirenlerin ardından Yemen den fırlatılan füzeyi engellemek için çeşitli girişimlerde bulunulduğu, ancak Ben Gurion Havalimanı bölgesinde bir düşüş tespit edildiği belirtildi. Devlet televizyonu KAN da Tel Aviv deki Ben Gurion Havalimanı nın isabet aldığını ve saldırı nedeniyle alanın iniş ve kalkışlara kapatıldığını duyurdu. Yemen deki Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail i zaman zaman balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla hedef alıyor.
Source: Habertürk
Gazze”de ölen İsrailli asker sayısı arttı
İsrail ordusu, Gazze Şeridi”ndeki çatışmalarda biri yüzbaşı, 2 askerinin öldüğünü duyurdu. Yapılan açıklamada, 2 askerin de çatışmalarda ağır yaralandığı bildirildi.Açıklamada, 23 yaşındaki yüzbaşı Noam Ravid ve 20 yaşındaki başçavuş Yaly Seror”un öldüğü, aynı olayda başka bir askerin ağır yaralandığı kaydedildi.Gazze Şeridi”nin kuzeyinde dün meydana gelen başka bir olayda ise bir İsrail askerinin ağır yaralandığı aktarıldı.Buna göre İsrail ordusunda, 7 Ekim 2023″ten bu yana ölen asker sayısı 853″e yükseldi.
Source: Erkan Talu