“Uluslararası Çatışmalar Gündemi – Savaşlar, Diplomasi ve Jeopolitik Gelişmeler”

Kuklanın ömrü ipini kestiğin ana kadardır

Uluslararası İlişkiler ve Strateji Uzmanı Dr. Mütercimler, Suriye’de yaşananlar konusunda uyardı: Müesses nizamın senaryo yazıcıları veya oyun kurucuları kuklasına gerektiğinde terör örgütü liderliği gerektiğinde diplomat görevi verir.

Suriye hükümeti ile SDG anlaştı. Peki bundan sonra ne olacak? Suriye’de Şam hükümetinin yeniden yapılanma şekli bize ne söylüyor? Türkiye bu fotoğrafta nasıl bir yere oturuyor? “Çok merak ediyorum, Erdoğan Roma’da ikinci adam olmaktansa Kartaca’da birinci adam olmayı mı isteyecek?” sorusunu da gündeme getiren Uluslararası İlişkiler ve Strateji Uzmanı Dr. Erol Mütercimler ile konuştum.

– Geçen hafta dünya, iki terör örgütü liderinin anlaşma imzalarken fotoğrafını gördü. Hasan Ünal hoca bana verdiği söyleşide “Kravatlı teröristler dönemi başlıyor” dedi. O fotoğrafı gördüğünüzde siz ne düşündünüz?

MASAYA OTURTULDULAR

Kuklanın ömrü kuklacının onun iplerini kestiği ana kadardır. O fotoğrafı gördüğümde, iki terör örgütü liderinin kuklacılarının verdiği emirle o masaya oturtulduklarını düşündüm. Mazlum Abdi, ABD savaş helikopteri ile imzaya getirildi. Ahmed Huseyin eş-Şara önce IŞİD komutanıydı, sonra terör örgütü El Nusra lideri Colani oldu, sonra terörü örgütü HTŞ lideri Colani oldu, şimdi de Suriye lideri Cumhurbaşkanı Ahmed Huseyin eş-Şara olarak kırmızı halılarda yürütülen, şık takım elbisesi, pahalı kravatıyla ekran yıldızı statüsünde görüyoruz. Trump’ın ve Pentagon’un generali Mazlum Kobani’ydi, o masadaysa Türkiye açısından terörist iken “mazlum” Abdi oldu. YPG/PYD’nin komutanına henüz kravat taktırmadılar. Sonuç olarak müesses nizamın senaryo yazıcıları veya oyun kurucuları, kuklasına gerektiğinde terör örgütü liderliği gerektiğinde imzacı diplomat görevi vermekte.

PYD MEŞRUİYET KAZANDI

– Bu koşullarda PYD meşruiyet mi elde etmiş oldu?

Kesinlikle doğrusunuz. PYD meşruiyet kazanmış oldu. Zaten Türkiye’den başka bir ülke terör örgütü demiyordu ki! Yapılan bu anlaşma ile PKK/SDG tüm anayasal hakları güvence altına aldırılmıştır. Bu bağıtlanan sözleşmede Türkmenler başta olmak üzere öteki grupların haklarıyla ilgili bir güvence görülmüyor. SDG, Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusunu kontrol ve denetim altında tutuyordu. Uzun yıllardır kendi açıklamalarıyla 100 bin tır her türden askeri teçhizat, lojistik maddelerle donatılmış olan SDG’nin unsurlarına şimdi de Irak’tan gelecek olan 2 ile 3 bin arası olduğu ifade edilen PKK militanı da katılarak Suriye ordusunun meşru bileşenlerini oluşturacaklar.

İsrail Suriye’nin tüm askeri güç unsurlarını yok ettikten sonra, alan tamamen bu yeni orduya teslim edildi. Sorum şu? Bu durumda Irak’ta silah bırakacak ya da bıraktım diyen PKK mensubu kaç kişi kalmıştır? Sonuç olarak 911 kilometrelik sınırda SDG/PKK silahlı, hukuken de kabul görmüş olan ulusal güvenlik sorunu Türkiye’nin itiraz edemeyeceği şekle sokulmuştur.

Yeni Lübnan modeli olur

– Suriye’de Şam hükümeti yeniden yapılanmaya gidiyor. Alevi, Hıristiyan, Arap, Kürt ve Dürzi’lerden isimler kabineye alınacak. Bu bize nasıl bir yönetim tarzını işaret ediyor?Suriye’de Şam hükümetinin yeni yapılanmasında kâğıt üzerinde yazılanlara değil uygulamalara bakmak gerekecek. Sizin sorunuzun yanıtı yeni Lübnan modeli demektir. Hem dini hem de siyasi etnik kimliklere göre isimlendiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve hatta mülki amirler etnik kimliklerin sayısal çokluğuyla mı yoksa temsil kabiliyetlerine göre mi belirlenecek bilinmiyor. Ama Orta Doğu pratiğinde Lübnan gerçeği gözümüzün önünde duruyor. Senaryonun yazarları kimi esas oğlan kimi esas kız rolünde oynatacak bilmiyoruz.

Mütercimler, yeni çözüm sürecine temkinli yaklaştı, Ankara’ya uyarılarda bulundu

– PYD’nin kontrolündeki gaz ve petrol yatakları merkezi otoritenin kontrolüne geçecek. Bu imzada SDG’nin ve Suriye hükümetinin ayrı ayrı ne kazandığını merak ediyorum…

Sanıyorum ekonomik kazançtan söz ediyorsunuz. Bu imzayla tabii ki, Suriye’nin yaşayabilmesi, ihracat/ithalat yapabilmesi, inşaat faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için paraya gereksinimi var. İfade ettiğiniz fosil yakıt yataklarından elde edilecek ürünün maddi karşılığının bir kısmını ABD şirketleri alacak, belki de İsrail ortaklığında gerçekleştirilecek. Türkiye buradan pay almak için mücadele etmek zorunda, çünkü ülkesinin ekonomik zararı çok büyük oldu. Ancak sözünü ettiği finans aktörlerinin Türkiye’nin oyun kurmasına göz yumacaklarını hiç sanmıyorum.

GÜN GELİR KIRMIZI HALI DÖŞENİR

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Şubat itibarıyla kritik eşik aşılmış oldu. Neticenin süratle alınacağı kanaatindeyim” dedi. Terörsüz Türkiye hedefinde, sizin hep dikkat çektiğiniz “Suriye’deki terör örgütü ne olacak” kısmı böylece netliğe kavuştu mu?

Erdoğan’ın elinde istihbarat raporları olduğuna göre sonucun hızla alınacağına kanaat ediyor. PKK’nın Avrupa’daki finansal varlıkları donduruldu. Örgüt 2002 yılından beri terör örgütü listesinde yer alıyordu. Şimdilik SDG’ye ilk adımı attıran ABD, Ankara’ya kabul ettirdiyse de, MİT’in koridorlarında ne konuşuluyor bilemiyoruz. Geçmişte, Barzani ve Talabani dönem dönem Türkiye’nin kırmızı çizgisiydi, “hayduttu!”, neler neler söyleniyordu, ama gün geldi kırmızı halılar döşenerek karşılandılar.

İLİŞKİLERİN RUHUNDA BU VAR

Uluslararası ilişkilerin ve devletlerin ulusal çıkar değerlendirmelerinin ruhunda bu var. Mazlum Abdi verdiği bir demeçte, “Türkiye ile kuzey Suriye’deki çatışmalarda kapsamlı bir ateşkes sağlanması halinde yabancı terör örgütü mensuplarının Suriye’yi terk edeceğini” açıklamıştı. Bu ifade bize, SDG’nin kadrosuna ithal teröristlerin katıldığını ama hava araçlarıyla getirildiğini açıkça söylüyor. SDG unsurlarının Suriye ordusuna entegre edildiğini açıkladılar. İyimserlik için çok erken. Kozalardaki kelebeklerin ne zaman canlandırılacağını yalnızca üreticisi bilebilir.

Öcalan’ın akıbeti belki çoktan belirlenmiştir

– Bundan sonrası için Öcalan ve PKK için ne öngörüyorsunuz?

Suriye’deki tüm etnik ve dini azınlıkların haklarını güvence altına aldıklarını ilan ettiler ancak, görünen çıplak sonuç Kürtlere anayasal güvence verildiğidir. DEM’in de bunu kendisine referans alması ve talepte bulunacak oluşu çok normal karşılanmalıdır. Erdoğan’ın İmralı heyetiyle konuşmasında belki de bu konu gündeme gelecektir. En soğukkanlı, akılcı açıklamaların da Selahattin Demirtaş’tan geldiği görmezden gelinmemelidir. Öcalan adı, kılıfı ne olacak; şu anda belki belirlenmiştir, “kısmi afla” çıkarılacak, şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere kamuoyu büyük ölçüde buna hazırlandı.

Sığınmacılar üç yıldan önce geri dönmezler

– Tüm bu tabloda sığınmacılar döner mi?

Üç yıldan önce Suriyelilerin ülkelerine döneceğini hiç sanmıyorum. Hangi anayasal, hukuki, siyasi ve ekonomik güvenceye inançla dönecekler.

– Büyük fotoğrafa baktığınızda stratejik hata var mı?

Büyük fotoğrafa baktığımda gördüğüm stratejik hata, üzerinde çok düşünülmüş GOP veya ilk adıyla BOP’un uygulanmasında Türkiye’nin de büyük zararlar göreceğinin analiz edilemeyişi idi. Söyleşiyi şöyle bitireyim; bir gazinoda iki assolist olmaz. Ankara Salih Müslim kartını masaya sürerse hangi şiddette tepkiyle karşılanır merak ediyorum. Erdoğan Roma’da ikinci adam olmaktansa Kartaca’da birinci adam olmayı mı isteyecek?

Source: İpek Özbey


MİLGEM, dümeni Tayland’a kırdı

Kerim ÜLKER
Türk savunma sanayisi, son 5 yıl içinde ihracatını 3 kat artırdı. 2020″de 2 milyar 278 milyon dolar yurtdışı satışına imza atan Türk savunma sanayisi, 2021″de 3.2 milyar dolara, 2022″de 4.4 milyar dolara ulaştı.

Geçen yıl ise rekorunu tazeledi ve 6.7 milyar dolara ulaştı. Her ne kadar İHA-SİHA ile birlikte kara araçları bu ihracata liderlik etse de deniz gücü de hızla büyüme gösteriyor. Orta Asya’dan Afrika’ya, Güneydoğu Asya’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada Türk savaş gemileri, korvetleri ihraç ediliyor. Geçtiğimiz aylarda ilk kez bir NATO üyesi; Portekiz ile Türkiye, savaş gemisi üretimi konusunda bir anlaşma imzaladı.
Portekiz Deniz Kuvvetleri Lojistik Destek Gemisi ihalesini Türk şirketi STM kazandı. Lizbon’da imzalanan anlaşmayla Türk şirketi, 2 adet Denizde İkmal ve Lojistik Destek Gemisi inşa edecek, 2028’de Portekiz Filosu’na gönderecek. Şu anda hali hazırda 31 savaş gemisi Türk tersanelerinde inşa edilerek, denizle buluşacak günü bekliyor. Milli Gemi Projesi (MİLGEM) kapsamında çeşitli tersanelerde İSTİF sınıfı 7 fırkateyn, 6 adet Hisar sınıfı Açık Deniz Karakol Gemisi, Yeni Tip Denizaltı Projesi (YTDP) Reis Sınıfı 6 adet denizaltı en fazla dikkat çekenler. Şimdi ise savaş gemisi üretimi için rota, Tayland’a kırılmış durumda.
F-35 programında sipariş iptalleri gündemde

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşında Moskova’ya karşı olumlu tutumu, NATO ve üyelerine yönelik bakış açısı ve Atlantik arasında başlayan gümrük savaşları, iki müttefik kanat arasında gerilimi artırıyor. Trump’ın Kanada ve Danimarka’ya bağlı Grönland ile ilgili tutumundan rahatsız olan NATO üyesi Avrupa ülkeleri, ABD’nin tehditlerine karşı yerel ve ortak savunmayı öneriyor. İlk önemli adım Kanada’dan geldi. Kanada Savunma Bakanı Bill Blair, ülkesinin ABD’den F-35 savaş uçakları satın almak üzere imzaladığı 19 milyar dolar tutarındaki anlaşmadan çekilerek başka seçeneklere yönelebileceğini belirtti.
Portekiz askıya aldı
Kanada’nın bu adımından sonra ikinci adım Portekiz’den geldi. Portekiz F-35 Lightning II savaş uçağı tedarikine yönelik planlamalarını, ABD Başkanı Donald Trump’ın tutumu sebebiyle askıya aldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Portekiz Savunma Bakanı Nuno Melo, NATO bağlamında ABD”nin son dönemdeki tutumu bizi en iyi seçenekler üzerinde düşünmeye sevk etmeli. Avrupa üretimi savaş uçakları da dahil olmak üzere çeşitli seçenekleri değerlendirebiliriz” dedi.
Fransa alternatif olabilir
İki devletin bu tutumu, Fransa’da farklı bir açılım doğurdu. Elysee’ye çağrılan Fransız savunma üreticilerine, kendilerini ABD savunma tedarikçilerine alternatif olarak konumlandırmaları talimatı verildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Üreticilerimizden, üstün sistemlerimiz olmasına rağmen, Amerikan satın alan Avrupa ülkelerini hedeflemelerini istedim” diyerek Washington’a üstü kapalı sert uyarıda bulundu. ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Hollanda, Avustralya, Kanada, Danimarka, Norveç gibi ülkelerin birincil görev aldığı F-35 Lightning II üretimi programının 2044″e kadar maliyeti 420 milyar dolar olarak belirlenmişti. Türkiye, bu programdan çıkarılmıştı. Portekiz, Kanada, Fransa’nın aldığı kararlar, programın çökebileceğinin sinyallerini veriyor.
Anlaşma Tayland Donanma Karargahı’nda imzalandı

MİLGEM’in aktörü olan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletmeciliği A.Ş (ASFAT), Tayland Donanması için üretime hazırlanıyor.
Pakistan Donanması için dört adet Babur sınıfı inşa edilen projede yer alan ASFAT ile Tayland’ın devlet savunma şirketi United Defense Technology (UDT) ortaklık kararı aldı. ASFAT ve UDT, Tayland Kraliyet Donanması’nın (RTN) dört yeni fırkateyn ihtiyacını karşılamak ihaleye katılmaya hazırlanıyor. Anlaşma, Başkent Bangkok’taki Kraliyet Tayland Donanması Karargahı’nda imzalandı.
Azerbaycan”dan ilk üretim lisansını aldı
Dünya savaş tarihinin kırılma noktalarından biri, Azerbaycan’ın 30 yıllık aradan sonra Karabağ topraklarını Ermenistan’dan alma mücadelesiydi. 2020 yılında Eylül ayında başlayan 44 günlük çatışmaların ardından sona eren hasrette en önemli güçlerden biri de ilk kez topyekun kullanılan drone teknolojisiydi. Savaş tarihini değiştiren o mücadele ve arkasından Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgal etmesi, bu teknolojinin geleceğine de yön verdi. Artık uçakların ve tankların savaşını drone’lar yönetmeye başladı. Türkiye’nin savunma ihracatında da en önemli kalemlerden biri olan bu teknoloji, Türk şirketlerini dünyanın sayılı üreticilerinden biri yaptı. Hemen hemen her kıtada artık Türk üretimi İHA ve SİHA’ları görmek mümkün. Hem de üretim tesisleri kurarak. Baykar Makine’nin lokomotifi olduğu üretimde Ukrayna, Suudi Arabistan ve Orta Asya ülkelerinde yerinde üretim ve anlaşmalar yapılıyor. Azerbaycan bunlardan biri. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Bakü’de önemli bir görüşme yaptı. Azerbaycan Savunma Bakanı Albay General Zakir Hasanov, Bayraktar ile yaptığı toplantıda teknolojik yenilikler yoluyla ortak üretimin artırılması ve Azerbaycan ile Türkiye arasındaki askeri-teknik iş birliğinin genişletilmesine odaklanıldı. Bayraktar, Azerbaycan’da ilk üretim lisansını aldıklarını belirtti. Her iki taraf da savunma iş birliğinin mevcut durumu ve gelecekteki beklentileri hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Bakü’de 200 mühendis ve teknisyen var
Görüşmenin sonunda Bakan Hasanov, Haluk Bayraktar’a iki ülke arasındaki savunma bağlarının güçlendirilmesine yaptığı katkılardan dolayı ‘Askeri İşbirliği Alanındaki Hizmetlerinden Dolayı’ madalyasını takdim etti. Karabağ Harekatı (Tek Vatan Muharebesi) sırasında Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA’lar, Azerbaycan’ın zaferindeki ana faktörlerden olmuştu. Geçen zaman zarfında Bayraktar AKINCI TİHA’yı da tedarik eden Azerbaycan’daki toplantıyla ilgili olarak Haluk Bayraktar, “Azerbaycan’da insansız hava aracı teknolojisine yönelik çalışmalar yapmak üzere kurduğumuz Bayraktar Technologies firmamızda çalışan 200’ü aşkın mühendis ve teknisyenimizle bir araya geldik. Can Azerbaycan ile işbirliğimizin güçlenerek devam ediyor” ifadelerini kullandı. Görünen o ki; yapılan toplantıda bu işbirliği daha da güçlenecek, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik ortak teknolojiye dönüşecek.
Estonya Ordusu’na Türk zırhlısı
Avrupa’nın doğu bölümünde yaşanan gerilim, savaş tedirginliğini de beraberinde getiriyor. Özellikle tamamı Rusya ile sınır komşusu olan eski SSCB üyesi Baltık ülkeleri, ordularını güçlendirmek için yeni siparişler veriyor. Türkiye, bu alanda özellikle zırhlı araç konusunda en önemli tedarikçi durumuna gelmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde Estonya ordusuna Türk yapımı 40 zırhlı araç teslim edildi. Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen ARMA 6×6 ve NMS (YÖRÜK) 4×4 tekerlekli zırhlı araçlar, hızlı teslimat takvimiyle Estonya Savunma Kuvvetleri’ne güç kattı. Estonya Savunma Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan tekerlekli zırhlı araçlar için düzenlenen ihaleyi kazanan ve teslimatlarına başlanan Otokar ARMA 6×6 ve Nurol Makina NMS 4×4 için Nursipalu Eğitim Alanı’nda tanıtım etkinliği düzenlendi.
Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur yaptığı konuşmada, “Üreticilerin verdikleri sözü tutarak tüm kalan araçları da yıl içinde teslim etmelerini umuyorum. Zor zamanlardan geçtiğimizin farkındayız. Ordumuzun en iyi ekipmanlarla donatılması için elimizden geleni yapmalıyız. Ülkemizi ve halkımızı savunmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” dedi.

Source: Dünya Gazetesi


Hamas”tan ABD”ye uyarı: Tehdit dili işleri çıkmaza sokar

Hamas, Gazze”de yeni ve tali anlaşmalar yapmak yerine 19 Ocak”ta varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi gerektiğini belirtti.Hamas Sözcüsü Hazim Kasım, ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff”un yeni ateşkes teklifine olumlu yanıt vermelerine rağmen bu yanıtın “kabul edilemez” olarak görülmesini AA muhabirine değerlendirdi.Kasım, “Yapılması gereken şey, yeni ve tali anlaşmalar yapmak değil, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını uygulamaya koymaktır. Anlaşmanın aşamalarını uygulamak hedefleri garanti eder. Tehdit diline başvurmak ise olumlu sonuç doğurmaz aksine işleri çıkmaza sokar.” dedi.Hamas sözcüsü, anlaşmanın hedeflerine ulaşmasının doğru yolunun, öncelikle daha önce üzerinde mutabakata varılan ve tüm taraflarca imzalanan hususların uygulanmasından geçtiğini dile getirdi.Kasım, ABD yönetiminin (19 Ocak”ta) anlaşma için bir çerçeve sunduğuna ve Witkoff dahil arabulucuların bunun başarılı olması için harekete geçtiğine dikkati çekti.İsrail devlet televizyonu KAN, 14 Mart”taki haberinde, Witkoff”un, Katar”ın başkenti Doha”da devam eden Gazze”de ateşkes müzakereleri kapsamında yeni teklif sunduğunu öne sürmüştü.İsrail”in “Kanal 12” televizyonu da Witkoff”un daha fazla esirin (10) serbest bırakılmasını öngören ilk teklifin uygulanabilir olmadığını fark ettikten sonra arabuluculara, Gazze Şeridi”ndeki tüm ABD vatandaşı esirler dahil olacak şekilde, sağ 5 esirin serbest bırakılması ve 9 esirin cenazelerinin teslim edilmesi teklifinde bulunduğunu kaydetmişti.Habere göre, Witkoff, Gazze Şeridi”nde ramazan ayını ve Yahudilerce kutsal Hamursuz Bayramı”nı kapsayacak şekilde 50 günlük ateşkes ve Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını teklif etmişti.Hamas, ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşının teslim edilmesi yönündeki teklife olumlu yanıt vermesine rağmen Witkoff bu cevabı “kabul edilemez” olarak nitelemişti.Witkoff, “Teklif makuldü ve İsrailliler bu konuda bilgilendirildi ancak 3 gün bekledikten sonra Hamas”tan kabul edilemez bir yanıt aldık. Hamas”a akıllı davranma ve ABD saldırılarının Yemen”deki Husilere ne yaptığına bakmayı tavsiye ediyorum.” ifadesini kullanmıştı.03.03 ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Gazzeliler için “daha iyi bir yaşam sağlayacak tüm alternatifleri” araştırdıklarını söyledi.03.00 Hamas Sözcüsü Hazim Kasım, ABD Başkanı Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff”un yeni ateşkes teklifine olumlu cevap vermelerine rağmen bu cevabın “kabul edilemez” olarak görülmesine ilişkin konuştu. Kasım, “Yapılması gereken şey, yeni ve tali anlaşmalar yapmak değil, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını uygulamaya koymaktır. Anlaşmanın aşamalarını uygulamak hedefleri garanti eder. Tehdit diline başvurmak ise olumlu sonuç doğurmaz aksine işleri çıkmaza sokar.” dedi.01.34 İsrail”de muhalif liderler, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar”ı görevden alma kararını bildiren Başbakan Binyamin Netanyahu”ya tepki gösterdi.00.34 İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, Başbakan Binyamin Netanyahu”nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar”ı keyfi olarak görevden alamayacağını ifade etti.00.30 İsrail polisi, Filistinli gazeteci Latife Abdullatif”i gözaltına aldı.

Source: Www.star.com.tr


Yemen”de bilanço ağırlaşıyor! Ölü sayısı yükseldi

Husilere ait sözde Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, saldırılarda aralarında 5 çocuğun da bulunduğu 53 kişi öldü, 9″u kadın ve çocuk olmak üzere 98 kişi yaralandı.Açıklamada, ABD”nin saldırısı ve başkent Sana ile çeşitli vilayetlerdeki sivil hedeflerin vurulması kınanırken, saldırılar, “ABD”nin suç dolu siciline eklenen tam teşekküllü savaş suçları” olarak nitelendirildi.Husiler, 7 Mart”ta yaptığı açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre verdiğini, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacağını belirtmişti.Husilerin lideri Husi, 11 Mart”taki açıklamasında ise “Tel Aviv”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için tanınan sürenin sona ermesinin ardından İsrail gemilerinin Kızıldeniz, Umman Denizi, Bab el-Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi”nde belirlenen bölgelerdeki geçiş yasağının yeniden başladığını” söylemişti.TRUMP TALİMAT VERMİŞTİABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformu hesabından 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya, Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini duyurmuştu.İran destekli Husiler, pazar günü, ABD ile İngiltere”nin başkent Sana ile ülkenin kuzeyindeki Sada kentine düzenlediği hava saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 31 kişinin öldüğünü, 101 kişinin yaralandığını açıklamıştı.Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, yaptığı açıklamada, ABD”nin (Yemen”e) düzenlediği yeni saldırının askeri güçlerini daha da fazla geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etmiş, gerginliğin tırmandırılmasına aynı şekilde gerginliği tırmandırarak karşılık vereceklerini kaydetmişti.ABD”ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirten Husi, saldırılarını sürdürdüğü sürece deniz seferlerindeki engellemelerin Washington”u da kapsayacağını aktarmıştı.ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Yemen”de Husilere karşı başlattıkları saldırılarla “tüm dünyaya iyilik yaptıklarını” savundu.ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Rubio, CBS News kanalının “Face the Nation” programına verdiği mülakatta güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.Bakan Rubio, Yemen”deki Husilerin son 18 ayda ABD donanmasına 174 kez ticari gemilere ise 145 kez saldırı düzenlediğini belirterek, Husilerin, Kızıldeniz”den hangi gemilerin geçip hangilerinin geçmeyeceğini kontrol etmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.Rubio, Husilerin “bunu yapma kabiliyetleri kalmayana kadar” ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere saldırılarının süreceğine işaret etti.Eski Başkan Joe Biden yönetiminin yaptığı tek şeyin saldırıya karşılık vermek olduğunu dile getiren Rubio, “Bu adamları ve onların küresel deniz taşımacılığını vurma kabiliyetlerini defederek tüm dünyaya iyilik yapıyoruz.” açıklamasında bulundu.Yemen”deki İran destekli Husiler, ABD”ye ait savaş uçaklarının, Kasım 2023″te ele geçirdikleri İsrail gemisi “Galaxy Leader”ın komuta kabinine yönelik iki hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.Husilere ait El-Mesira televizyon kanalı, ABD”nin alıkonulan İsrail gemisi “Galaxy Leader”in komuta kabinini hedef aldığını aktardı.Husiler, saldırıya ilişkin başka detay vermezken, ABD veya İsrail tarafından konuya dair resmi bir açıklama yapılmadı.İsrail”in Walla gazetesinde 19 Kasım 2023″te yayınlanan haberde, Yemen”deki İran destekli Husilerin İsrailli bir şirketin ortağı olduğu “Galaxy Leader” gemisinin Kızıldeniz”de ele geçirdiği belirtilmişti.İsrail”in Walla gazetesinde yer alan haberde, Yemen”de Husilerin ele geçirdiği gemide İsrail vatandaşı bulunmadığı ifade edilmişti.Yemen”deki İran destekli Husiler, saldırılarına devam ettiği sürece deniz seferlerindeki engellemelerinin ABD”yi de kapsayacağını belirtti.Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, yaptığı açıklamada, ABD”nin (Yemen”e) düzenlediği yeni saldırının askeri güçlerini daha da fazla geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etti.Gerginliğin tırmandırılmasına aynı şekilde gerginliği tırmandırarak karşılık vereceklerini kaydeden Husi, bu saldırının, askeri yeteneklerini baltalama hedefine ulaşamayacağını iddia etti.ABD”ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirten Husi, saldırılarını sürdürdüğü sürece deniz seferlerindeki engellemelerin Washington”u da kapsayacağını aktardı.Husi, ABD ordusunun denizi savaş alanına dönüştürmesinin uluslararası seyrüseferi etkilediğini vurgulayarak, denizcilikte kimin tehlike oluşturduğunu bilmenin devletlerin görevi olduğunu ifade etti.Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği saldırıları kaygıyla karşıladıklarını belirtti.BM Sözcüsü Dujarric, ABD”nin Husilere yönelik saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.Dujarric, açıklamasında, “ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği ve ölüm ve yaralanmaların olduğu bildirilen saldırıları kaygıyla karşılıyoruz. Husilerin Kızıldeniz”deki gemileri hedef alan saldırılarına devam etme tehditlerinden de endişe duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.Bölgede gerilimin tırmanmasına ilişkin, “azami itidal ve tüm askeri faaliyetlerin durdurulması” çağrısında bulunan Dujarric, “Herhangi bir ilave tırmanış bölgesel gerilimleri daha da artırabilir, Yemen”i ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştırabilecek misillemeleri körükleyebilir ve ülkede zaten kötü olan insani durum için ciddi riskler doğurabilir.” değerlendirmesini yaptı.Yemen”deki İran destekli Husiler, ülkeye yoğun saldırıları sebebiyle ABD”nin uçak gemisi USS Harry S. Truman”ın balistik füzeler ve İHA”larla vurulduğunu duyurdu.Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, son birkaç saat içinde ABD”nin Yemen”e 47 hava saldırısı düzenlediğini kaydetti.Bu saldırıya karşılık olarak gerçekleştirildiğini belirttiği saldırıya ilişkin Seri, şu ifadeleri kullandı:”Kızıldeniz”in kuzeyinde ABD uçak gemisi USS Harry S. Truman ve savaş gemilerini, 18 balistik ve seyir füzesi ile bir İHA”yla hedef aldık.”Seri, Husilerin, Yemen”i hedef alan saldırıya karşılık Kızıldeniz ve Basra Körfezi”ndeki ABD savaş gemilerinin tümünü hedef almaktan asla tereddüt etmeyeceğini vurguladı.Gazze Şeridi”ne yardımların ve temel ihtiyaçların girişine izin verilinceye kadar deniz bölgesindeki engellemenin devam edeceğini belirten Seri, İsrail”e karşı deniz ablukası uygulamayı ve ilan edilen operasyon bölgesinde İsrail gemilerini engellemeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.

Source: Www.star.com.tr


Trump: Yarın Putin ile konuşacağım

ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmeyi planladığını söyledi. Florida dan Washington a dönüşü sırasında uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, Salı günü Başkan Putin ile görüşeceğim. Hafta sonu boyunca çok fazla çalışma yapıldı. dedi. Rusya-Ukrayna Savaşı nı sonlandırmak için temasları süren Trump, Bu savaşı sona erdirebilir miyiz görmek istiyoruz. Belki yapabiliriz dedi. ENERJİ SANTRALLERİNDEN, TOPRAKTAN BAHSEDECEĞİZ ABD Başkanı, Ukrayna nın geçen hafta kabul ettiği 30 günlük ateşkes önerisi için Putin in desteğini almaya çalışıyor, çünkü her iki taraf da hafta sonu boyunca hava saldırılarına devam etti. Trump, Putin ile savaşın sona ermesini amaçladığı konuşmanın bir kısmında toprak ve enerji santrallerinden bahsedileceğini söyledi. Topraktan bahsedeceğiz. Enerji santrallerinden bahsedeceğiz diyen Trump, bunu belirli varlıkların bölünmesi olarak tanımladı. Toprak hakkında konuşacağız. Elektrik santralleri hakkında konuşacağız, dedi Trump, tavizler sorulduğunda. Sanırım her iki taraf, Ukrayna ve Rusya tarafından çokça tartışıldı. Zaten bunun hakkında konuşuyoruz, belirli varlıkları bölüştürmek. HER İKİ TARAF ARASINDAKİ SORULARI AZALTTIK Trump ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Rusya nın başkenti Moskova da Putin ile yaptığı görüşme ve Putin in ateşkes arayışında samimi olup olmadığı sorusuna, Her iki taraf arasındaki sorunları azalttık. Bence çok ilerleme kaydettik ve bu toplantı da bunun altını çiziyor. yanıtını vermişti. Witkoff, Trump ve Putin in bu hafta telefonda görüşeceğine yönelik beklentisine dair soruyu, Şunu varsayıyorum ki biliyorsunuz, Başkanın ilk döneminden beri gerçek bir ilişkileri var. Başkan Putin ile yaptığım ilk ziyaretten sonra zaten konuştular. Bence iki başkan arasında çok olumlu ve yapıcı bir görüşme olacak. şeklinde yanıtlamıştı.

Source: Habertürk


Trump-Putin zirvesi Salı günü: Gündemde Ukrayna savaşı var

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 18 Mart Salı günü Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi amacıyla bir görüşme gerçekleştireceğini açıkladı.
Florida’dan Washington’a dönüşü sırasında Air Force One uçağında gazetecilere konuşan Trump, “Salı günü Başkan Putin ile konuşacağım. Hafta sonu pek çok çalışma yapıldı. Bu savaşı sona erdirip erdiremeyeceğimizi görmek istiyoruz. Belki yapabiliriz, belki yapamayız ama bence çok iyi bir şansımız var” ifadelerini kullandı.

Trump’ın açıklaması, üç yıldır devam eden Ukrayna-Rusya savaşında diplomatik çözüm arayışlarına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Görüşmede, özellikle toprak düzenlemeleri, enerji santrallerinin kontrolü ve tarafsızlık statüsü gibi başlıkların masada olacağı bildirildi.
Ayrıca, Rusya’nın NATO’nun Ukrayna’yı üyeliğe kabul etmeyeceğine dair yazılı güvence talep ettiği, Ukrayna’nın ise tarafsız bir ülke olarak tanımlanmasını kabul etmeye hazır olduğu aktarıldı.

Rusya”nın üç yıl önce başlattığı işgal girişiminde Ukrayna hükümetini devirmeyi başaramadığı ancak ülkenin önemli bir bölümünü hâlâ kontrol altında tuttuğu biliniyor. Bu süreçte, özellikle Donbas bölgesindeki çatışmalar ve hava saldırılarının devam ediyor.
Trump, Putin’in 30 günlük bir ateşkes teklifine olumlu yaklaşması için diplomatik baskı uyguluyor. Ukrayna tarafının bu teklifi kabul ettiği belirtilse de Rusya’nın saldırılarını durdurmadığı, özellikle Kursk bölgesinde Ukrayna güçlerini geri püskürtmek için yoğun çaba sarf ettiği bildirildi.

Source: Dünya Gazetesi


Küresel piyasalar haftaya pozitif seyirle başladı

ABD yönetiminin korumacı ticaret tutumu yatırımcıların odağında olmayı sürdürürken, bu durumun küresel ekonomi üzerindeki etkilerine yönelik belirsizlikler varlığını koruyor.

Çin tarafı ise küresel ekonomide artan belirsizlikler ve ABD tarifelerinin etkilerini azaltmak için iç tüketimi güçlendirmeye yönelik bir “özel eylem planı” açıkladı.

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyinden yapılan açıklamada, planın, tüketimi güçlü bir şekilde artırmak, iç talebi her yönde genişletmek, geliri artırarak ve yükleri azaltarak tüketim kapasitesini iyileştirmek amacıyla tüm bölge ve birimlere gönderildiği bildirildi.

Bu gelişmelerin yanı sıra ABD Senatosu, cuma günü federal hükümetin kapanmasını önleyecek bütçe tasarısını onayladı. ABD”de federal hükümete 30 Eylül”e kadar finansman sağlanmasını öngören bütçe tasarısı senatodaki oylamada 46″ya karşı 54 oyla kabul edildi.

Öte yandan, Yemen”deki artan jeopolitik riskler de yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor. ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü ABD ordusuna, Yemen’deki Husilere karşı büyük bir saldırı başlatma talimatı verdiğini açıkladı.

Açıklama sonrası bölgede çatışmalar artarken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Yemen”de Husilere karşı başlattıkları saldırıların devam edeceğini bildirdi.

Hegseth, “Husiler, “gemilerinize ve insansız hava araçlarınıza saldırmayı bırakacağız” dedikleri anda bu saldırılar sona erecek ama o zamana kadar amansız bir şekilde devam edecek.” ifadesini kullandı.

Husiler, 7 Mart”ta yaptığı açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre verdiğini, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacağını belirtmişti.

Bu gelişmelerle ABD”nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,31 seviyesinde dengelenirken, dolar endeksi yatay seyirle 103,7 seviyesinde bulunuyor.

Trump”ın tarife politikalarının sonuçlarına ilişkin endişeler ve merkez bankalarının alımları ile altının ons fiyatı cuma günü 3 bin doların üzerini görerek rekor kırdı. Geçen haftayı 2 bin 985 dolardan kapatan altının ons fiyatı, yeni haftaya yüzde 0,1 düşüşle 2 bin 983 dolardan başladı.

Brent petrolün varil fiyatı ise artan jeopolitik risklere paralel olarak yüzde 0,6 artışla 70,7 dolardan işlem görüyor.

New York Borsası”nda cuma günü, S&P 500 endeksi yüzde 2,13, Nasdaq endeksi yüzde 2,61 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,65 yükseldi. ABD”de endeks vadeli kontratlar haftaya negatif bir seyirle başladı.

Avrupa borsalarında cuma günü pozitif bir seyir izlenirken, Almanya”da siyasi partiler kamu borçlanmasında artış yapılması konusunda anlaştı.

Almanya”nın bir sonraki başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, cuma günü kamu borçlanmasında artış yapılmasına ilişkin olarak Yeşiller Partisi ile uzlaşıya vardı.

Yeşiller Partisi”nin genel seçimlerin ardından yeni hükümeti kurmak için koalisyon müzakerelerine başlayan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Partinin (SPD) hazırladığı savunma ve yatırım paketini 18 Mart’ta Federal Meclis”te düzenlenecek oylamada desteklemesi bekleniyor.

Analistler söz konusu paketin 500 milyar avro değerinde olacağını hatırlatarak, anlaşmanın ülkedeki imalat aktivitesini canlandırma noktasında etkili olabileceğini söyledi.

Cuma günü, Almanya”da DAX 40 yüzde 1,86, Fransa”da CAC 40 endeksi yüzde 1,13, İtalya”da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 1,73 ve İngiltere”de FTSE 100 endeksi yüzde 1,05 değer kazandı. Avrupa”da endeks vadeli kontratlar yeni haftaya ise karışık bir seyirle başladı.

Asya borsalarında pozitif bir seyir izlenirken, Çin”in iç talebi artırmaya yönelik eylem planı bölgedeki risk iştahını artıyor.

Pazar günü açıklanan planda iç tüketimin artırılmasına yönelik yeni stratejiler ifade edilirken, kentsel ve kırsal gelirlerin artırılması çağrısında bulunuldu.

Öte yandan, bugün açıklanan veriler Çin”deki iç talebe ilişkin iyimser sinyaller verdi.

Çin”de, şubat ayına ilişkin perakende satışlar yıllık bazda yüzde 4 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, aynı dönemde sanayi üretimi yıllık yüzde 5,9 yükselişle tahminleri geride bıraktı.

Ülkede şubat ayı işsizlik oranı yüzde 5,4 ile öngörülerin üzerinde gerçekleşirken, konut fiyatları aynı dönemde düşüş serisini sürdürerek yıllık bazda yüzde 4,8 azaldı.

Analistler, beklentilerin üzerinde gelen perakende satış verilerinin ülkedeki iç talebe yönelik iyimserlikleri beslediğini kaydederek, deflasyon gölgesindeki Çin ekonomisi için iç talebin artırılmasının önemli olduğunu ifade etti.

Bu gelişmelerle kapanışa yakın Japonya”da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,3, Güney Kore”de Kospi endeksi yüzde 1,5, Hong Kong”da Hang Seng endeksi yüzde 1,4 ve Çin”de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 yükseldi.

Yurt içinde cuma günü alış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul”da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,05 değer kazanarak 10.840,59 puandan tamamladı.

Dolar/TL, cuma günü yüzde 0,2 düşüşle 36,5286″dan kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında yüzde 0,4 artışla 36,6750 seviyesinden işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde bütçe dengesi, yurt dışında ise ABD”de perakende satışlar ile New York Fed imalat sanayi endeksinin takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.850 ve 10.950 puanın direnç, 10.700 ve 10.600 seviyelerinin destek konumunda olduğunu kaydetti.

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

11.00 Türkiye, şubat ayı bütçe dengesi

15.30 ABD, şubat ayı perakende satışlar

15.30 ABD, mart ayı New York Fed imalat sanayi endeksi

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Küresel piyasalar Çin teşvikleri ve düşük ABD enflasyonu ile yükseliyor

Küresel piyasalarda bu hafta iyimser bir hava hâkim. ABD’de açıklanan veriler enflasyonun kontrol altında kalmaya devam ettiğini gösterirken, Çin’in yeni teşvik adımları ve iç tüketimi artırmaya yönelik stratejileri piyasalarda risk iştahını artırdı. Bu gelişmelerin etkisiyle Asya ve Avrupa borsalarında pozitif seyir öne çıktı. ABD tarafında yatırımcıların odağı, yönetimin korumacı ticaret politikaları ve jeopolitik gelişmelere çevrilmiş durumda. ABD’nin Rusya, Çin ve diğer ticaret ortaklarına karşı uyguladığı tarifelerle ilgili belirsizlikler devam ederken, Yemen’de artan gerilim de piyasaları etkiliyor. ABD Başkanı Donald Trump, Yemen’deki Husilere karşı büyük bir askeri saldırı başlatma talimatı verdiğini açıkladı. Savunma Bakanı Pete Hegseth, saldırıların Husiler geri adım atmadıkça süreceğini bildirdi. Çin’den ekonomik teşvik ve güçlü veriler
Çin ise artan küresel belirsizlikler ve ABD tarifelerinin etkisini azaltmak amacıyla iç talebi artırmaya yönelik “özel eylem planı” açıkladı. Plan, tüketimi güçlendirmeyi, iç talebi genişletmeyi ve gelir artırımıyla tüketim kapasitesini artırmayı hedefliyor. Pazar günü açıklanan verilere göre Çin’de şubat ayında perakende satışlar yıllık bazda yüzde 4 artarken, sanayi üretimi yüzde 5,9 yükseldi. Her iki veri de beklentilerin üzerinde gerçekleşerek iç talep artışı konusunda olumlu sinyaller verdi. Ancak işsizlik oranı yüzde 5,4 ile beklentilerin üzerinde seyrederken, konut fiyatları yıllık yüzde 4,8 düşüş gösterdi. Analistler, iç talep artışının Çin ekonomisinin toparlanması için kritik olduğunu belirtti. ABD borsalarında güçlü yükseliş New York Borsası cuma günü yükselişle kapanırken, S&P 500 endeksi yüzde 2,13, Nasdaq yüzde 2,61 ve Dow Jones yüzde 1,65 değer kazandı. Ancak endeks vadeli kontratlar yeni haftaya negatif seyirle başladı. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,31 seviyesinde dengelenirken, dolar endeksi 103,7’de yatay hareket etti.
Altın, Trump’ın ticaret politikaları ve jeopolitik risklerin etkisiyle cuma günü 3 bin doları aşarak tarihi zirvesini gördü. Haftayı 2 bin 985 dolardan kapatan altının ons fiyatı yeni haftaya yüzde 0,1 düşüşle 2 bin 983 dolardan başladı. Brent petrolün varili, artan jeopolitik risklerle birlikte yüzde 0,6 yükselişle 70,7 dolardan işlem görüyor. Avrupa’da Almanya etkisi Avrupa borsaları cuma gününü yükselişle tamamlarken, Almanya’da hükümet ortakları kamu borçlanmasında artış konusunda anlaşmaya vardı. Almanya’nın bir sonraki başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, Yeşiller Partisi ile 500 milyar avroluk savunma ve yatırım paketine destek sağladı. Bu paketin 18 Mart’ta Federal Meclis’te oylanması bekleniyor. DAX 40 yüzde 1,86, CAC 40 yüzde 1,13, FTSE MIB 30 yüzde 1,73 ve FTSE 100 yüzde 1,05 değer kazandı. Avrupa endeks vadeli kontratları yeni haftaya karışık başladı. Asya borsalarında pozitif seyir Asya’da Çin’in teşvikleriyle risk iştahı artarken, borsalar yükseldi. Nikkei 225 yüzde 1,3, Kospi yüzde 1,5, Hang Seng yüzde 1,4 ve Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 artış gösterdi. Yurt içi gelişmeler
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi cuma günü yüzde 1,05 yükselişle 10.840,59 puandan kapanırken, dolar/TL yüzde 0,2 düşüşle 36,5286’dan kapandı. Yeni haftaya yüzde 0,4 artışla 36,6750 seviyesinden başladı. Bugün Türkiye’de bütçe dengesi, ABD’de ise perakende satışlar ve New York Fed imalat sanayi endeksi takip edilecek. BIST 100’de teknik direnç seviyeleri 10.850 ve 10.950, destek seviyeleri ise 10.700 ve 10.600 olarak öne çıkıyor.

Source: Dünya Gazetesi


Suriye”de üretildi, Türkiye”den geçti: 1 ton captagon Irak”ta yakalandı

Irak İçişleri Bakanlığı”nın Pazar günü yaptığı açıklamada, Türkiye üzerinden Irak”a sokulan bir tondan Captagon hapına el konulduğu açıkladı. Suudi Arabistan işbirliğiyle yürütülen operasyon, Irak tarihinin en başarılı uyuşturucuyla mücadele operaasyonu olarak tarihe geçti.

Operasyonun ayrıntılarını paylaşan Bakanlık sözcüsü Tuğgeneral Mukdad Miri, hükümetin uyuşturucu ile mücadeleye yönelik ilerlemesinin altını çizdi.

NEDEN TÜRKİYE”DEN GEÇİYOR?

Irak İçişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan”ın paylaştığı istihbarat sayesinde operasyonun mümkün olduğunun altını çizdi. Suudi yetkililerin belirlediği kaçakçılık ağının Türkiye üzerinden milyonlarca Captagon hapını Irak”a soktuğu saptandı.

İstihbarata göre Suriye”de captagon haplarıyla yüklenen kamyonlonra, Türkiye”den geçerek Irak”a ulaşıyordu. Kamyonların Türkiye”den geçerek yolu uzatmasının sebebi ise bilinmiyor.

Yetkililer, Irak’ın Suriye’ye olan sınırının gözetilmesi zor bölgeleri nedeniyle büyük risk taşıdığını, çünkü Suriye’nin Captagon üretiminde önemli bir merkez haline geldiğini belirtiyor. Bu sebeple hapları Suriye – Irak sınır kapısı yerine, Türkiye – Irak sınır kapısından geçirmek daha kolay oluyor.

Iraklı güvenlik güçleri, Türkiye”den Irak”a giren kamyona müdahale ederek 3 milyon captagona el koydu. Irak’ta bugüne kadar yapılan en büyük uyuşturucu operasyonlarından biri olarak kayda geçen bu olayda, kaçakçılık şebekesi çökertildi ve birçok kişi gözaltına alındı.

CAPTAGON”UN ATAR DAMARI

Bu operasyon, Irak’ta hızla büyüyen uyuşturucu tehdidine karşı verilen mücadelenin bir parçası olarak öne çıkıyor. Orta Doğu’da yaygın olarak kullanılan ve son derece bağımlılık yapıcı olan Captagon, Irak ve Türkiye”den geçen kaçakçılık rotaları nedeniyle ülkede giderek daha büyük bir sorun haline geldi.

Asya ve Avrupa arasındaki uyuşturucu trafiğinde bir geçiş noktası olarak bilinen Irak, son yıllarda iç tüketimde de ciddi bir artış yaşıyor. Miri, operasyonun Irak’ın bölgesel ve uluslararası ortaklarıyla yürüttüğü iş birliğinin başarısını gösterdiğini vurguladı.

Miri, “Bu ortak çaba, Irak’ı uyuşturucunun yıkıcı etkilerinden koruma konusundaki ortak hedefimizi ortaya koyuyor. Suçluların toplumlarımızı yok etmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Irak İçişleri Bakanlığı, uluslararası istihbarata dayalı operasyonları sürdürme ve uyuşturucu şebekelerini dağıtma konusunda Körfez ülkeleri ve uluslararası güvenlik teşkilatlarıyla iş birliğini güçlendirme kararlılığını yineledi.

Bu kapsamda Irak, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye gibi komşu ülkelerle sınır güvenliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapılııyor.

Source: Haber Merkezi


“GÖKBERK” testi ses getirdi: Türkiye savunma dünyasında gerçek bir güç merkezi haline gelebilir

GÖKBERK mobil lazer silah sistemi, FPV dronlara karşı yapılan testte, tehditlerin farklı senaryolarda tespiti, otomatik takibi ve imhasını başarıyla gerçekleştirdi. Başarılı test ile GÖKBERK, ABD basının radarına girdi.”GÖKBERK adı verilen gelişmiş sistem, İHA”lara karşı lazer ve elektronik harp özelliklerini kullanıyor” diyen ABD basını, Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen Millî Muharip Uçak KAAN”a dikkat çekti.Türkiye”nin savunma sanayisinde ortaya koyduğu çabanın meyvesini verdiği aktarıldı. ASELSAN”ın yönlendirilmiş enerji silahları alanında önemli adımlar attığı kaydedildi.Karabağ ve Ukrayna savaşında İHA”ların önemine vurgu yapılan haberde Bayraktar TB2″nin etkileyici rolünden söz edildi.Türkiye”nin dünya genelinde İHA”ların artan kullanımı ışığında gelişmiş hava savunma sistemleri arayışını mantıklı olduğunu belirten ABD basını, Türkiye”ye havadan gelecek tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla başlatılan Çelik Kubbe”yi etkileyici bir proje olarak değerlendirdi.Çelik Kubbe”nin ilerde GÖKBERK”i de içereceği vurgulanan haberde, “Çelik Kubbe, füzeler, İHA”lar ve roketler de dahil olmak üzere çok çeşitli saldırılara karşı Türk hava sahasını koruyarak İsrail”in Demir Kubbe sistemine benzer şekilde işlev görecektir. Türk savunma sanayisinin üretim kabiliyetleri genişlemeye devam ettikçe, Türkiye”nin savunma dünyasında gerçek bir güç merkezi haline gelebilir” ifadeleri yer aldı.

Source: Www.star.com.tr


Suriye’de kalp krizi geçiren Piyade Uzman Çavuş şehit oldu

Suriye”nin Afrin bölgesinde görev yaparken kalp krizi geçiren Afyonkarahisarlı Piyade Uzman Çavuş İsmet Aktaş şehit oldu. 1992 doğumlu olan Aktaş, gece uyurken kalp krizi geçirdi ve kaldırıldı. Kalp krizi geçiren Aktaş Askeri ambulansla Şanlıurfa Akçakale Devlet Hastanesi”nde kaldırılırdı. Aktaş hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı İsmail Kumartaşlı, şehidin cenazesinin yarın öğle namazını müteakip Dinar merkezden son yolculuğuna uğurlanacağını belirtti. Evli ve 2 çocuk babası olan İsmet Aktaş”ın ani vefatı büyük üzüntü yarattı.Şehit İsmet Aktaş”ın cenazesi Şanlıurfa”dan memleketi Afyonkarahisar”a gönderilecek.

Source: Mehmet Yildirim


İstanbul”da yasa dışı bahis operasyonunda yakalanan 29 şüpheli adliyede

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen yasa dışı bahis soruşturması kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 14 Mart”ta düzenlenen operasyonda yakalanan 43 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

İstanbul”da yasa dışı bahis operasyonu

Aralarında “Payfix” isimli ödeme kuruluşunun sahibi ve yetkilisi Erkan Kork”un da bulunduğu 29 şüpheli, Çağlayan”daki İstanbul Adliyesi”ne sevk edildi. Gözaltındaki diğer 14 şüpheli ise serbest bırakıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada “Payfix” isimli ödeme kuruluşunun sahibi ve yetkilisi Erkan Kork”un, 2014″ten itibaren bu firma içindeki yazılımlarla yasa dışı bahis panellerini Payfix finansal yazılım sistemine entegre ederek yurt dışı merkezli birçok sanal bahis sitesinin Türkiye”de faaliyet göstermesine imkan sağladığı belirlenmişti.

Şüpheli Erkan Kork”un finansal sisteme “Troyin Bilişim” isimli şirketle girdiği ve planlı şekilde Türkiye”de yasa dışı bahis faaliyeti yürüten örgütlenmelerle yoğun temasta bulunduğu anlaşılan soruşturmada, yasa dışı bahis faaliyeti yürüten yapılar üzerinden haksız kazanç ve suçtan elde ettiği gelirlerle örgütsel sistem oluşturarak “Payfix”i kurduğu saptanmıştı.

Soruşturmada tespit edilen 59 şüphelinin özellikle “Payfix” isimli ödeme kuruluşunun hizmet altyapısını kullanarak yasa dışı bahis sitelerine para gönderme ve finansal güvenlik konusunda hizmet verdikleri, üçüncü kişiler adına sahte “Payfix” hesap cüzdanları oluşturdukları, bahisten elde edilen gelirleri bu sahte hesaplarda dolaştırarak maskeleme işlemi yaptıkları tespit edilmişti.

“Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama”, “7258 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından yürütülen soruşturmada, savcılığın gözaltı kararı vermesinin ardından harekete geçen emniyet güçlerinin düzenlediği operasyonda 43 şüpheli yakalanmıştı.

Örgütün elebaşı olduğu öne sürülen Erkan Kork”a ait Göktuğ Multimedya Yayıncılık Anonim Şirketi bünyesinde yer alan “Flash Haber TV” isimli televizyon kanalına da bağlı bulunduğu şirketle beraber el konulmuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: