Üç açıdan Trump
BİR GAZZE AÇISINDAN BIDEN’LA GADDARLIK VE VAHŞETTE YARIŞIYOR TRUMP’ın İsrail’e destek konusunda Gazze kasabının en büyük yardakçısı ve destekçisi olan Biden’ı bile aratacağını düşünüyordum.İşte görüyorsunuz: Aratmaya başladı bile!Tarihin en ahlaksız teklifini dile getirmeye başladı: Gazzelilere tehcir uygulamayı düşünüyor ciddi ciddi.*Gazze kasabı Netanyahu bile gaddarlığın ve ahlaksızlığın bu derece pervasızlaşabileceğini hayal edememiş olacak ki “bu kadarını biz de beklemiyorduk” diye bayram ediyor.*Gazze’deki soykırımı Biden yaptı. Gazze’nin sürgününü ise Trump planlıyor.Biri katliamcı, öbürü tehcirci.Yani konu Gazze olunca yok aslında birbirlerinden farkı.Sadece gaddarlıkta ve ahlaksızlıkta birbiriyle yarışır durumdalar.İKİ KÜRESEL AÇIDANKAOSA HİÇ DE MÜTEVAZI OLMAYAN KATKILAR TRUMP’ın olaylara bodoslama dalacağını düşünüyordum ama bu kadar pervasız bir dalışı ben de beklemiyordum.Bütün paradigmaları iflas ettirerek, bütün yerleşik hükümleri perişan ederek, bütün kuralları çöp sepetine basket yaparak…Yürüyor küresel sistemin üstüne üstüne Trump.*Kanada, Avrupa Birliği, Panama, Güney Amerika, Grönland, Danimarka, İskandinavya, Meksika, Çin, Ukrayna falan… Karıştırmadığı ülke ve coğrafya kalmadı neredeyse.*Sadece yoksullar ve geri kalmışlar değil, bu zamana kadar kurulu küresel düzenden menfaat temin eden ülkeler de bu “freni patlamış kamyon” karşısında süper tedirgin:*- Patron çıldırınca yeryüzünün en müreffeh ve en huzurlu bölgesi olan İSKANDİNAVYA bile Ortadoğu’nun yıllarca yaşadığını az çok yaşamaya başladı. Tehdit edilmek neymiş öğrendiler.*- Yaşlı ve deneyimli AVRUPA, adına Trump denilen bu “kusursuz fırtına” karşısında çaresiz. Argüman bile üretemiyorlar, sadece masaların altında saklanarak fırtınanın geçmesi için ayin yapıyorlar.*- Hep tatlı bir huzur almış, kaosun santimini olsun tatmamış, asude bir kış ülkesi olan KANADA, Trump’la polemik yapmaktan bile aciz. Adamlar, bu zamana kadar polemiğe ihtiyaç duymamışlar ki!*Hep bizim gibi ülkeler mi çekecek abi bu Amerika denilen belanın emperyal heveslerinin ceremesini.“Biraz da bunlar çeksin” diyerek işin bu kısmını çekirdek çitleyerek izliyoruz. ÜÇ TÜRKİYE AÇISINDANTEK DAYANAK: ERDOĞAN İLE DİYALOG KURMA POTANSİYELİ BIDEN, küresel sistemin eski tip efendilerindendi: Kibirliydi, köşeliydi, önyargılıydı, diyaloğa kapalıydı, ikna edilmek bile istemiyordu.Trump, bu açıdan Biden’dan daha iyi.Hiç değilse diyaloğa açık. Hiç değilse kibir yapmıyor. Hiç değilse ikna edilebilir. Hiç değilse önyargılı değil.*Trump’ın en önemli özelliği de pazarlıkçı olması. “Al / ver” üzerine kuruyor bütün ilişkilerini.Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda Trump’la aşık atacak potansiyelde.Trump’ın dilinden anlar. Trump’a karşı Trump’ın dilini kullanabilir.*Kısacası Trump ile Erdoğan’ın ilişki ve iletişim kurabilmesi, Trump döneminin Türkiye açısından en büyük artısı.NEYMİŞ? DEMEK Kİ BÜTÜN TUTUKLAMALAR BELEDİYEDEN DEĞİLMİŞ ÖNCEKİ gün gece yarısı haber geldi:Kartalkaya faciası nedeniyle iki kişi daha gözaltına alındı:*Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcısı.*Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’ni nereden anımsıyoruz?“Sorumluluk bizde değil, sorumluluk Turizm Bakanlığı’nda” demesinden anımsıyoruz.*Demek ki neymiş?Demek ki sadece belediye sorumluları gözaltına alınmıyormuş.Demek ki neymiş? Demek ki Bolu İl Özel İdaresi de yangın konusunda sorumluymuş.*Bir şey daha söyleyeceğim:Bugünlerde otellerde yangın denetimleri yapılıyor harıl harıl. Bu denetimlerde kimleri görüyoruz: Valileri görüyoruz, İl Özel İdare sorumlularını görüyoruz, belediyeleri görüyoruz, belediyelerin itfaiye teşkilatlarını görüyoruz.*Turizm Bakanlığı ise yok bu denetimlerde?“Bakanlık yangın denetimi yapmaz” tezini doğrulamıyor mu bu durum? HİÇ ŞAŞIRMAM CEMAL Enginyurt, CHP’ye geçmiş.Bu konudaki yorumum kısa olacak:Üç beş ay sonra Cumhur İttifakı’na katılsa… Hiç şaşırmam. O FOTOĞRAFIN UYDURMA OLDUĞU ÇIKTI ORTAYA İYİ Parti’nin önemli isimlerinden Lütfü Türkkan’ın paylaşımında gördüm.İki kare fotoğraf:*- BİRİNCİ KARE: Cicili bicili Esad ailesi. Diktatör de olsa, halkına zehirli gaz da atsa çokça Batılı bir görüntü içinde.*- İKİNCİ KARE: Suriye’nin yeni Devlet Başkanı’nın eşinin yüzünün kapalı olduğu sahte bir fotoğraf.*Lütfü Türkkan da bu görüntüler üzerinden “Bölgeye layık görülen demokrasi bu işte” diye bir yorum yazmış.Bu kafaya göre…Katliamcı ol, halkına bomba yağdır, hapishanelerinde işkence yap. Hiç mühim değil.Yeter ki Batılı görüntü içinde ol. İşte o zaman bölgeye layık demokrasi olursun.*Sorun bu değil. Sorun yalancılık. Sorun sahtekârlık. Sorun fabrikasyon malzemeyle ahkam kesme. Sorun ahlaksızlık.*İşte bakın:Gerçek fotoğraf, ortaya çıktı:Ankara ziyaretine katılan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’nın eşi Latife El Durubi, Emine Erdoğan’la bir araya geldi.Lütfi Türkkan’gillerin piyasaya sürdükleri fotoğrafın sahte ve yalan fotoğraf olduğu böylece tescillenmiş oldu.
Source: Ahmet Hakan
Filistin”den Trump”a “Gazze” cevabı: Yeni bir ev arayışında değiliz
BM Filistin Halkının Devredilemez Haklarının Kullanımı Komitesi (CEIRPP), BM”ye bağlı Ekonomik ve Sosyal Konseyinde (ECOSOC) toplantı düzenledi.Burada konuşma yapan Mansur, Gazze”de ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak anlaşmanın kalıcı ve tüm Filistin topraklarını kapsaması gerektiğini söyledi.Mansur, “Bir taraftan Gazze”de ateşkes varken Batı Şeria”yı cehenneme çevirmek kabul edilemez. Ateşkesin kalıcı ve tüm Filistin toprakları için geçerli olmasını istiyoruz.” dedi.Bunun için tüm üye ülkelerin desteğine ihtiyaç olduğunun altını çizen Mansur, Gazze”nin yeniden inşasının önemine dikkati çekti.- “YENİ BİR EV ARAYIŞINDA DEĞİLİZ”Mansur, “Gazze Filistin Devleti”nin bir parçasıdır. Gazze evimizin kıymetli bir parçasıdır. Yeni bir ev arayışında değiliz.” diye konuştu.Gazze halkı için “mutlu ve güvenli” bir yer sağlamak isteyenlerin Filistinlileri atıldıkları “ilk evleri İsrail”e” yollayabileceklerini kaydeden Mansur, bundan daha farklı bir seçeneği kabul etmediklerini dile getirdi.Mansur, dünya üzerinde Gazze halkını atalarından kalan topraklarından çıkaracak hiçbir güç bulunmadığını belirtti.Mansur, Gazze halkının etnik temizliği ve yerlerinden edilmesine karşı çıkan tüm dost ülkelere teşekkürlerini iletti.”Biz kendi ülkemizi yeniden inşa etmek istiyoruz.” diyen Mansur, bu konuda ülkelerden destek istedi.Mansur, Filistin halkının uluslararası hukuk ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları ve Arap barış girişimleri uyarınca barış istediğini vurguladı.05.11 ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, “ABD”nin İsrail”in güvenliğine yüzde 100 bağlılığı sürdürdüğünü” vurguladı. İran”ın bölgesel güvenlik için tehdit oluşturduğu konusunda mutabık kalan ikili, İran”a karşı işbirliğini sürdürme konusunda görüş birliğine vardı.02.59 Kanada, ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze”deki Filistinlileri zorla yerinden etme planını açıklamasının ardından Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkını desteklediğini bildirdi.03.16 Filistin Kurtuluş Örgütü”ne (FKÖ) bağlı Mülteciler Halk Komitesi, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) işgal altındaki Batı Şeria”daki okullarında müfredatı değiştirmesini kabul etmediğini bildirdi.02.01 ABD”nin New York kentinde Belediye Binası önünde toplanan binlerce protestocu, Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert politikaları ve Filistinlilerin Gazze”den zorla çıkarılmasına ilişkin önerisine karşı geniş çaplı bir gösteri düzenledi. “50 protesto, 50 eyalet, bir gün” etiketleri ile sosyal medya üzerinden duyurulan eylemler, ülke genelinde Philadelphia, Michigan, Texas ve Wisconsin gibi birçok şehirde de yankı buldu.01.30 Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Filistin Halkının Devredilemez Haklarının Kullanılması Komitesi”nin 2025 oturumunun açılışında, Filistin halkının temel haklarının ihlal edildiğini vurgulayarak, kalıcı bir ateşkes, insani yardımların hızlandırılması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Guterres, kalıcı barış için Gazze”nin de ayrılmaz bir parçası olduğu bağımsız bir Filistin Devleti”nin kurulmasının şart olduğunu söyledi.01.20 Umman, ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze”deki Filistinlileri zorla yerinden etme planını reddettiğini duyurdu.01.17 ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze konusunda kalıpların dışında düşünmeye hazır olduğunu, sorunu çözmek için yeni ve dinamik yollar aradığını kaydetti.01.02 Ürdün Kralı 2. Abdullah, Katar Emiri Şeyh Temim Hamed Al Sani ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Gazze Şeridi ve Suriye”yi görüştü.01.01 Filistin”in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, Gazze”nin Filistin Devleti”nin bir parçası olduğunu belirterek, “Gazze evimizin bir parçası. Yeni bir ev arayışında değiliz.” dedi.00.52 ABD Başkanı Donald Trump”a, başkanlık seçimleri döneminde destek veren “Trump İçin Arap Amerikalılar” isimli Müslüman grup, Trump”ın “Gazze”yi “devralma” ve Filistinlileri zorla yerinden etme planı sonrasında isim değişikliğine gitti.00.15 Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze”deki Filistinlileri zorla yerinden etme planını reddettiğini duyurdu.Trump, Beyaz Saray”da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlenen ortak basın toplantısında, ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağını ve oradaki patlamamış bombalar ile diğer silahların sökülmesinden ve yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağını söylemişti.Gazze”nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere, komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu.Trump, “ABD, Gazze Şeridi”ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Www.star.com.tr
Beyaz Saray açıkladı: ABD, Gazze”ye asker gönderecek mi?
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD Başkanı Donald Trump”ın dün Gazze”yle ilgili yaptığı açıklamalara açıklık getirdi.
Leavitt, Trump”ın “ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağı” yönündeki açıklamasının, Gazze”ye ABD askeri konuşlandırmayı taahhüt ettiği anlamına gelmediğini ifade etti.
Dün Trump, Beyaz Saray”da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak bir basın açıklaması yapmıştı. ABD Başkanı, ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralarak buraya “uzun vadeli” şekilde sahip olacağını ve “güvenlik amacıyla” gerekmesi halinde buraya Amerikan askerlerinin konuşlandırılabileceği kaydetmişti.
“Kendisi başlı başına bir barış yapıcıdır”
Leavitt, ABD askerlerinin Gazze”ye konuşlandırılabileceği sözlerine şöyle açıklık getirdi:
“Başkan henüz böyle bir taahhütte bulunmadı. Başkan, Filistinliler ve bölgedeki tüm insanlar için, bölgede gerçek ekonomik kalkınma ve Gazze”yi yeniden inşa etmeye hazır. Başkan Trump, buranın tüm insanların barış içinde yaşayabileceği bir yer olmasını sağlamak istiyor. Kendisi başlı başına bir barış yapıcıdır.”
Leavitt, ayrıca Trump”ın “Gazzelilerin başka ülkelere yerleştirilebileceği” ifadesini Gazze”de yaşayan Filistinlilerin bölgenin yeniden inşası için “geçici olarak yer değiştirmelerini” istediğini için söylediğini öne sürdü.
Ne olmuştu?
ABD Başkanı Trump dün, Beyaz Saray”da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda Trump, “ABD, Gazze Şeridi”ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” ifadesini kullandı.
Trump, bölgedeki yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin komşu ülkelerde inşa edilecek birden çok yeni yaşam alanına gideceğini ve orada daha iyi şekilde yaşayacağını da savundu.
ABD”nin Gazze”deki olası pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Trump, “Orada uzun vadeli bir sahiplik pozisyonu görüyorum ve bunun belki de tüm Orta Doğu”ya büyük bir istikrar getireceğini görüyorum.” dedi.
Öte yandan Trump, Gazze Şeridi”nde güvenliği sağlamak için ABD askerlerinin bölgeye gitmesi olasılığına ilişkin bir soruya cevap verirken, bu olasılığı göz ardı etmediğini belirtti.
Trump, asker gönderme ihtimali sorusuna, “Eğer gerekirse bunu yapacağız.” diye karşılık verdi.
ABD Başkanı Trump: ABD, Gazze Şeridi”ni devralacakDünya
Source: Dünya Gazetesi
MSB”den 6 Şubat depremlerine ilişkin paylaşım
MSB”nin sosyal medya hesabından Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerine ilişkin paylaşımda bulunuldu.6 Şubat 2023″te meydana gelen depremlerin ardından devletin ve milletin bir ve beraber olduğu, hep birlikte ilk andan itibaren yaraları sarmaya başladığı belirtilen paylaşımda, şunlar kaydedildi:”Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de tüm imkanlarıyla o zor günlerde vatandaşlarımızın yardımına koştu. Mehmetçiklerimiz gece gündüz demeden arama kurtarma çalışmaları, yardım malzemelerinin dağıtımı, asayişin sağlanması, sağlık hizmetlerine katkı gibi pek çok görevi canla başla çalışarak yerine getirdi. Bugün ise devletimiz verdiği sözü tutarak deprem bölgesinde yüzbinlerce konut inşa etti. O zor günlerin ikinci yıl dönümünde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, Asrın Birlikteliğinde her daim devletimizin yanında vatandaşlarımızı gönülden selamlıyoruz.”Paylaşımda, 6 Şubat 2023″teki depremler sonrasında yürütülen çalışmalara ilişkin videoya da yer verildi.
Source: Www.star.com.tr
Bir ilhak projesi olarak Trump”ın Gazze planı: Uluslararası hukuk ne diyor?
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Trump’ın Gazze politikalarının uluslararası hukuka aykırı yönlerini AA Analiz için kaleme aldı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump seçilmeden önce Orta Doğu’da devam eden savaşı bitireceğini ifade etmişti. Trump’ın yemin töreninden 1 gün önce 19 Ocak 2025″te yürürlüğe giren ateşkesin de yine Trump hükümetinin girişimleri sonucunda hayat bulduğu iddia edildi. Nitekim ateşkes halihazırda devam ediyor ve Hamas ile İsrail arasında esir takası takvimi işliyor. Ancak, ateşkes devam ederken hem ABD hem de İsrail söylem ve eylemleriyle ateşkese uymayacaklarını deklare ettiler. İsrail ordusu bir yandan Filistinlileri öldürmeye devam ederken ABD de garantörü olduğu ateşkes planına aykırı tekliflerde bulunuyor.
Ateşkes anlaşmasına ve uluslararası hukuka aykırı adımlar
Trump’ın Gazze halkının Ürdün ve Mısır’a transfer edilmesi teklifi bizatihi ateşkes anlaşmasına aykırıdır ve Mısır ile Ürdün tarafından da reddedilmiştir. Zira ateşkes metninde Gazze halkının güvenli bir şekilde evlerine geri dönebileceği yazmaktadır. Ayrıca metinde 3-5 yıllık bir süre içerisinde diğer devletlerin yardımıyla Gazze’nin yeniden imar edileceği ve nihayetinde ablukanın tamamen sona ereceği de yer almaktadır. Bu süreçte, ateşkesin garantörleri olarak da Mısır, Katar, ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) görev üstlenecektir.
Trump’ın Gazze teklifine bakıldığında, Hamas’tan rehineleri kurtardıktan sonra İsrail’in ateşkesi ihlal etmesine müsaade edebileceği ve Gazze halkını göçe zorlayabileceği açık bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Oysa uluslararası hukukta self-determinasyon hakkına aykırı olarak bir halkın toplu şekilde yerinden edilmesi yasaklanmıştır.
ABD ve İsrail’in de taraf olduğu 1949 tarihli IV. Cenevre Konvansiyonu’nun “İşgal Edilmiş Topraklar” başlıklı III. Bölümünde yer alan 49. Maddesi işgal edilmiş topraklarda yaşayan halkın yerinden edilemeyeceğini ya da ülke dışına çıkarılamayacağını hüküm altına almaktadır.
Madde, “Sebebi ne olursa olsun, korunan kişilerin bireysel veya kitlesel olarak zorla nakledilmeleri ya da işgal altındaki topraklardan işgalcinin topraklarına veya işgal altında olsun ya da olmasın herhangi bir başka ülkeye sınır dışı edilmeleri yasaktır. Bununla birlikte işgalci güç, nüfusun güvenliği veya askeri gerekçeler zorunlu kıldığı takdirde, belirli bir bölgenin tamamen veya kısmen tahliyesini gerçekleştirebilir. Ancak bu tahliyeler, maddi koşullar sebebiyle kaçınılması mümkün olmayan durumlar haricinde, korunan kişilerin işgal altındaki toprakların dışına çıkarılmasını içermemelidir. Bu şekilde tahliye edilen kişiler, ilgili bölgedeki çatışmalar sona erdiğinde en kısa sürede evlerine geri döndürülmelidir.” şeklindedir. Görüldüğü üzere Trump’ın Gazze’nin boşaltılması talebi ateşkes anlaşmasına aykırı olduğu gibi Cenevre Konvansiyonu’na da aykırıdır. Bu şartlar altında, Trump”ın teklifi de göz önüne alındığında ateşkesin kalıcı olması mümkün gözükmüyor.
Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e nakledilmesi teklifi
Trump’ın Gazze teklifi daha büyük bir teklifin ön hazırlığı da olabilir. Hatırlanacağı üzere, Trump’ın İsrail’e olan desteği önceki dönemde de tamdı öyle ki birinci döneminde uluslararası hukuku ihlal etmek pahasına ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımış ve ayrıca İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki ilhakını tanımıştı.
Trump, uluslararası hukuka aykırı eylemlerine ve Filistin halkının taleplerine aykırı adımlarına rağmen önceki döneminde de barışı sağlayacağını ifade etmiş ve Ocak 2020’de “Yüzyılın Planı” olarak nitelendirdiği “Barıştan Refaha: Filistin ve İsrail Halklarının Yaşamlarını İyileştirmeye Yönelik Bir Vizyon” (Peace to Prosperity: A Vision to Improve the Lives of the Palestinian and Israeli People) adlı 181 sayfalık metni yayınlamıştı.
Bu anlamda, Trump’ın Gazze’nin boşaltılarak Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e nakledilmesi teklifi 2020 yılındaki bu planı kabul ettirme stratejisi olarak da görülebilir. Zira 1 yıldan fazla süren ağır krize rağmen evlerini terk etmeyen ve geri dönen Gazze halkının Gazze’yi terk etmek istemeyeceği açıktır. Bu nedenle Trump’ın ikinci bir teklif olarak 2020 tarihli planı öne sürmesi de ihtimaller arasındadır. Peki Filistinliler tarafından reddedilen 2020 tarihli plan nasıl bir gelecek öngörmektedir? Esasen bu sorunun cevabı planda yer alan şu iki haritada gizlidir;
Trump”ın 2020 tarihli planının altında aslında ne var?
Planda yer alan haritalar esasen birçok teklifin görselleştirilmiş halini temsil etmektedir. Plan öncelikle, İsrail”in Batı Şeria”nın yüzde 30″dan fazlasını ilhak etmesine müsaade etmektedir ki bu bölgeler arasında tüm İsrail işgal yerleşimleri ve doğal kaynakların yer aldığı Ürdün Vadisi de bulunmaktadır. Buna karşılık, Filistinlilere bölünmüş ve birbirine toprak yönünden bağlantılı olmayan bir devlet sunulmuştur. Ancak bu bölgeler, tüneller, yollar ve köprülerle birbirine bağlanacaktır.
İkinci olarak hem tüm BM kararlarında hem de Uluslararası Adalet Divanı (UAD) danışma görüşlerinde uluslararası hukuka aykırı olduğu ifade edilen İsrail işgal yerleşimleri meşrulaştırılmakta ve İsrail’in bir parçası haline getirilmektedir. Ayrıca önerilen Filistin Devleti, kendi sınırlarını kontrol edebilecek silahlı güç de bulunduramayacaktır. İsrail, Batı Şeria’da güvenlik kontrolünü tamamen elinde tutmaya devam edecek, Filistin Devleti bağımsız bir orduya sahip olamayacak, hava sahasını ve kara sınırlarını kontrol edemeyecektir.
Üçüncü olarak ise plan, Kudüs’ün İsrail’in “Bölünmez Başkenti” olarak tanınmasını öngörmektedir. Buna göre 1980’lerden bugüne İsrail’in Kudüs’ü yekpare hale getirerek ilhak etmesi tanınacaktır. Filistinlilere Kudüs yerine yakınlarda bir başkent verilmesi önerilmiştir ki bu da Doğu Kudüs”ü başkent olarak isteyen Filistinliler için büyük bir kayıp anlamına gelmektedir. Kaldı ki uluslararası hukuk metinlerinin tamamı Doğu Kudüs’ün Filistin’e ait olduğunu teyit etmektedir. Öte yandan plan, Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere kutsal mekanlar üzerindeki Filistin haklarını göz ardı etmiş ve bölgenin İsrail kontrolünde kalmasını öngörmüştür.
Dördüncü olarak plan, Filistinlilere hemen bir devlet vaat etmemekte, bunun yerine devlet statüsünü kazanabilmeleri için katı koşullar öngörmektedir. Buna göre, Hamas ve diğer silahlı grupların tamamen silahsızlandırılması, İsrail’in bir Yahudi devleti olarak tanınması, Demokratik ve şeffaf bir yönetim kurulması gibi şartlar yerine getirilene kadar İsrail, Filistin topraklarında tam askeri kontrolünü sürdürecektir.
Beşinci olarak plan, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını tamamen reddetmektedir. Mültecilerin, bulundukları ülkelerde, gelecekteki Filistin Devletinde veya gönüllü kabul eden diğer ülkelerde yerleşmesi gerektiği belirtilmiş ve İsrail’in hiçbir Filistinli mülteciyi kabul etmek zorunda olmadığı açıkça ifade edilmiştir.
Son olarak plan, İsrail-Filistin çatışmasının bir parçası olmamasına rağmen, ABD”nin Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanımasını da desteklemektedir. Haritalara bakıldığında Kudüs gibi Golan da İsrail’in bir parçası olarak resmedilmiştir. Oysa Golan Suriye’ye aittir.
Bu plan hem Hamas hem Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve yönetimi hem de bölge devletlerince “absürt” bulunarak reddedilmiştir. Bu plan, Filistin halkının haklarını yok sayan tek taraflı bir girişim olarak değerlendirilmelidir.
Nitekim planın Beyaz Saray’da Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından birlikte sunulması dahi planın daha açıklanmadan İsrail’in lehine olacağını göstermekteydi. Ancak uluslararası hukuku yok sayan bu planın yeniden gündeme getirilmesi de şaşırtıcı olmayacaktır. Trump’ın son günlerdeki Gazze’ye ilişkin açıklamalarından sonra bu ihtimal daha da artmaktadır.
[Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalında Öğretim Üyesidir.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: