Trump”tan son dakika Ukrayna kararı! Putin”e savaş ilanı gibi rest! Resmen ilan etti
SON DAKİKA HABERİ: Beyaz Saray”daki mavi odada düzenlenen akşam yemeğinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı”na ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.”PUTİN”DEN HİÇ MEMNUN DEĞİLİM”Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son telefon görüşmesinde Putin”in, Ukrayna”daki hedeflerinden geri adım atmayacağını ve ülkesinin savaşın nedenlerini ortadan kaldırma amacından vazgeçmeyeceğini söylemesine değinen Trump, Putin”den hiç memnun olmadığını ve Ukrayna”daki savaşı durdurmak istediğini söyledi.Trump, “Putin”den hiç memnun değilim. Hayal kırıklığına uğradım. Başkan Putin durmayı tercih etmedi. Putin beni üzüyor.” ifadelerini kullandı.”UKRAYNA”YA SİLAH GÖNDERECEĞİZ”Başkan Trump, “Ukrayna”ya silah göndereceğiz. Göndermek zorundayız. Kendilerini savunabilmeliler. Şu anda çok ağır darbe alıyorlar” diyerek Biden”dan sonra ilk kez Rusya”ya karşı Ukrayna”ya silah desteği yapacağını açıkladı.Trump, sadece geçen hafta Rusya-Ukrayna savaşında yaklaşık 7 bin kişinin öldürüldüğünü söyledi.
Source: Muhammet Arif Güreli
12 askerimiz nasıl şehit oldu?
Bir askerimiz şehit edildiğinde, arkadaşları onun kanını yerde bırakmamaya yemin eder. Teröristler, askerimizin duyarlılığını bildiği için fırsatını bulduklarında şehit ettikleri askerimizi beraberinde götürüp toprağa verir. Yani bulunmasını istemez. Bu durumun askerler üzerinde olumsuz bir hava yarattığını değerlendirirler.
Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt, 28 Mayıs 2022 tarihinde mağara arama-tarama çalışması sırasında teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit olmuştu. Bölge kontrol altına alınmış, teröristler etkisiz hâle getirilmiş ancak tüm aramalara rağmen şehidimiz Bozkurt’un aziz naaşına ulaşılamamıştı. Aradan üç yıl geçmiş, bölücü örgütün bir dönem hastane olarak kullandığı Avaşin bölgesindeki 832 numaralı tepenin altında bulunan mağarada yeniden şehidimizi arama kararı alınmıştı.
KOKU DEDEKTÖRÜ NEREDE?
Askerimizin nasıl, mayın dedektörü varsa, gerektiğinde kullanılan koku dedektörü, gaz maskesi vardır. Mağarada arama yapılacaksa girişte mayın taraması yapılır. Mayın olmadığı belirlenince koku dedektörüyle içeriye girilir. Dedektörle mağarada metan ya da diğer gazların olup olmadığı, varsa oranı ölçülür.
12 askerimizin metan gazına maruz kaldıkları için şehit olduğu açıklandı. Metan, çok ağır bir gaz olmakla birlikte çok yoğun olmadıkça kolay kolay öldürmez. Bu gaz genelde kömür havzalarında, termal suların bulunduğu yerlerde oluşur. Ama yalnız o değil, örneğin o mağarada hayvan yenildiyse, kalan et ya da mağaradaki bir leş de metan gazı çıkartır. Yani bir ölüden, bitki artıklarından, yemek artıklarından da bu gazlar çıkar.
Mağarada metan gazına maruz kalan 19 askerimiz olduğu, bunlardan 12’sinin şehit olmasını, gazın bu kadar öldürücü olmasını uzmanlar “Çok ilginç” olarak niteliyor. Konuştuğum bir asker, “Belki mağaranın havalandırma deliklerini kapattılar. Ama öyle de olsa koku dedektörü her şeyi algılar. Gaz ölçümü yapıldığında tehlike sınırında metan olduğu anlaşılırsa girilmezdi ya da önlem alınarak girilirdi” diyor.
2 DAKİKA ARAYLA ŞEHİT OLDULAR
Mağaraya 6 Temmuz 2025’te giren ekipte yer alan Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan saat 09.58’de hayatını kaybetti. Ondan iki dakika sonra İstihkam Üsteğmen Ege Akar’ı kaybettik. Piyade sözleşmeli er Mahsun Yeşildemir saat 12.45’te, Özkan Özkanlı saat tam 13.13’te şehit düştü. Bazıları hastaneye kaldırıldı, onların da şehit haberleri arka arkaya geldi ve şehit sayımız 12 olarak açıklandı.
Peki, gaz ölçüm cihazı mı çalışmadı? Bu cihaz çalışmasa bile içeriye girildiğinde pis bir koku duyulur. Bu da orada gaz olduğunun göstergesidir. Teröristlerin bir dönem “Hastane” olarak kullandığı o mağarada ne oldu? Bunlar inceleme sonucu ortaya çıkacaktır.
Yabancı istihbarat örgütleri, PKK’yı hiç elinden kaçırmak istemiyor. “Terörsüz Türkiye” sürecini baltalamak için elinden geleni de yapıyordur. O yüzden, mağarada 12 askerimizin metan gazından şehit olmalarında başka hesaplar var mı? Örgütün silah bırakmasına karşı olanların bir oyunu var mı? Bunlar şimdilik bilinmiyor.
O GAZI, MÜHENDİS ANLATTI
Kömür ocaklarında meydana gelen olaylarda metan gazının adı sıkça geçer. Şehitlerin acısını yaşayan ve bazı şüpheleri olan Türkiye Kömür İşletmeleri’nde (TKİ) maden mühendisi olarak görev yapan kişi bize şunları anlattı:
“12 askerimizin şehadetine neden olan büyük ihtimalle diğer zehirli gaz kaynaklarının varlığıdır. Bu gazlar, Kuzey Irak’ta ve ülkemizin Şırnak ve Silopi asfaltit (petrol türevi kömür gibi ısınma amaçlı kullanılan yüksek kalorili bir maden) üretim alanlarında ve bu sahalarla kontağı olan kapalı alanlarda, mağaralarda petrol türevi zehirli etilen ve sülfürlü gazlar ortaya çıkabilir. Bu konuda çalışmalarına benim de katıldığım Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) yaptığı gaz tespiti çalışmaları var.
Söz konusu mağaralarda bu gazlar birikebilir. Havalandırma engellendiğinde ya da yetersiz havalandırma olmama ihtimaliyle gaz dedektörleri veya ferdi oksijen maskeleri kullanılmazsa zehirlenme olur. Ayrıca bir yanıcı ortam tuzağı ile karbonmonoksite maruz bırakılabilirler.
Ferdi oksijen maskesi ve gaz dedektörü yoksa büyük eksikliktir.”
YANICI ORTAM TUZAĞI
Uzman isme, “Yanıcı ortam tuzağı”nın ne olduğunu sordum. Bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Teröristler ayrılırken mağaralardaki eşyalarını ve bazı stoklarını yakabilirler veya çürümeye terk edebilirler. Bu yanma karbonmonoksit üretir veya hidrojensülfür ortaya çıkarabilir. Hava akımı az olduğunda, tam yanma olmadığından karbonmonoksit bir süre kalır ve zehirleyicidir. Ama bir süre sonra bu karbondioksite dönüşür ve bu kez oksijen azaldığından uzun süre kalındığında boğucu olur.
Bu mağaralarda terk edilen, stokların olduğu malzeme, stokların sebep olduğu karbonmonoksit ve hidrojensülfür, sülfür türevi gazları ‘yanıcı ortam tuzağı’ olarak niteleyebiliriz. Mağaranın bulunduğu formasyon ortamından sızıp biriken gazlar veya petrol türevi madenlerden çıkan gazlar zehirlenmeye sebep olabilir.
O AÇIKLAMA YANLIŞ
Mağarada toz atsanız, kağıt tutsanız bile hava akımı belli olur. Hava akımı yoksa ya maske, ya detektör şarttır. Nasıl olur da bu kadar risk ortamında en basit önlem alınmaz ya da verilmediyse nasıl olurda bu eğitim verilmemiş olur. Verilmişse bu hatanın yapılmaması gerekir.
Bakanlığın ‘Metan gazına maruz kalma açıklaması’ yanlıştır. Metan fazlalığı oksijen azlığından boğucu ortam oluşturur. Ancak metan havadan hafiftir ve mağaranın üst kesiminde birikir ve en küçük akımda ortamı terk eder. O bölgeyi bilen bir madenci olarak net ifade edebilirim, o bölgede metan gazı olan maden ve mağara ortamı yoktur. Bu vaka ‘metan maruz’u ile açıklanamaz. Soru işareti kalmaması için konu ayrıntılı olarak araştırılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmeli.”
Şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Source: Saygı Öztürk
Silahlara veda siyasete merhaba
Kimine göre bu bir paradoks kimine göre ise yeni gerçeklik bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün yeni sürece verdiği önemin göstergesi olarak DEM Heyeti’ni ikinci kez kabul etti. Bu arada Erdoğan’ın DEM heyetini kabulünün çok başarılı geçtiği ifade ediliyor. Belirlenen takvim temelinde Terörsüz Türkiye süreci olumlu ve titiz bir şekilde devam edecek. MİT BAŞKANI BAĞDAT’TAMİT Başkanı İbrahim Kalın ise bugün arka kapı diplomasisini yürütmek üzere Bağdat’ta olacak. PKK’nın Irak’taki tasfiye süreci için Ankara, Bağdat ve Erbil arasındaki koordinasyonu sağlayacak. Kalın, Bağdat dönüşü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret edecek. Meclis’te kurulacak olan komisyon öncesinde süreç hakkında bilgi verecek. Komisyonun kurulmasıyla dördüncü aşama tamamlanmış olacak.CUMA SİLAH BIRAKMAPKK’nın silah bırakması açısından birbiri ardına önemli adımların atılacağı günlerin içindeyiz. Perşembe günü Öcalan’ın ikinci mesajının ardından cuma günü PKK’nın silah bırakmasına tanıklık edeceğiz.Zor bir süreç. Kimse sihirli bir değnek değecek ve bir anda her şey güllük gülistanlık olacak diye beklemesin. Her aşamasının özenle yürütülmesi gereken bir süreçle karşı karşıyayız. Dünya örnekleri de bize bunu gösteriyor. DÜNYA ÖRNEKLERİ İngiltere IRA sorununu çözdü ama arkasında Amerika vardı. Tony Blair, IRA konusunda kriz çıktığı anlarda ‘Bill Clinton benden daha fazla çaba gösterdi’ diyecekti. İspanya ETA sorununu çözdü ama arkasında Avrupa Birliği vardı. İngiltere’nin IRA, İspanya’nın ETA, Endonezya’nın GAM, Kolombiya’nın FARC, Filipinler’in MORO ile yaptığı anlaşmaları ve yürütülen süreçleri aktarmak istiyorum. HAYIRLI CUMA ANLAŞMASI IRA ile İngiliz hükümeti arasında 1998 yılında ‘Hayırlı Cuma Anlaşması’ yapıldı, ancak IRA silahlı mücadeleyi 2005 yılında bitirdi. Silah bırakma kararı 4 yıl süren müzakereler sonucunda alındı, 2 yılda tamamlanması bekleniyordu ama 4 yıl sürdü. IRA’da asıl patron, siyasi kanadı olan Sinn Fein’di. Bizde ise tam tersine, patron DEM Parti değil PKK.IRA ANLAŞMASI 1- İngiliz hükümeti ile IRA arasında varılan anlaşma ile IRA’nın siyasi kolu olan Sinn Fein, Kuzey İrlanda Parlamentosu’nda ve Britanya Parlamentosu’nda temsil hakkı elde etti. Sinn Fein Lideri Gerry Adams, İngiliz Parlamentosu’na seçildi.2- Kuzey İrlanda Meclisi kuruldu. İrlanda’da özerk hükümet kuruldu. Kuzey İrlanda’da görev yapan İngiliz polis teşkilatı lağvedilip, İrlanda Polis Servisi kuruldu. Genel af çıkarıldı. Cezaevindeki IRA ve diğer örgüt üyeleri tahliye edildi.3- Britanya ile Kuzey İrlanda’nın birleşmesi ise referanduma bırakıldı.ETA KONUSUBASK bölgesinin bağımsızlığını esas alan ETA sorununun çözümünde İspanya en büyük desteği komşusu Fransa ve Avrupa ülkelerinden aldı.BASK BÖLGESİ ÖZERKLİĞİ1- İspanya, 1979 yılında BASK bölgesinin özerkliğini kabul etti.2- BASK bölgesinde bölge parlamentosu kuruldu.3- Kendi polis gücünü kurdu.4- Kendi dilinde eğitim, sağlık, güvenlik ve vergi toplama yetkilerine sahip oldu.Genel af çıkarılmadı ama başka bölgelerdeki ETA mahkûmları BASK bölgesindeki cezaevlerine nakledildiler. Oradan da tahliye oldular.ENDONEZYA’DA AÇEGAM, 1976’dan itibaren AÇE’nin bağımsızlığı için silahlı mücadele yürütüyordu.2005 yılında Endonezya hükümeti ile GAM, Helsinki’de anlaşmaya vardı.1- Endonezya ordusu AÇE’den çekildi.2- AÇE’ye geniş otonomi sağlandı. Böylece kendi hükümetini kurma, kendi siyasi partilerini oluşturma ve yerel yasalarını belirleme hakkı kazandı.3- AÇE’nin petrol ve doğal kaynak gelirlerinin yüzde 70’e kadar olan kısmını alma hakkını kazandı.4- Genel af ilan edildi.KOLOMBİYA FARCFARC ile Kolombiya hükümeti, 2016 yılında anlaşmaya vardı.1- FARC silahlarını BM gözetimi altında teslim etti.2- FARC siyasi partiye dönüştü.3- Toprak reformu yapılması kararı alındı.4- Suç işleyen FARC üyeleri için özel mahkemeler kuruldu. Cezalandırmaktan çok tazminat önceliklendirildi.5- İnsan hakları ihlallerini açığa çıkaran Gerçek ve Uzlaşma Komisyonu kuruldu.FİLİPİNLER’DE MORO ÖRNEĞİ50 yıldır mücadele veren Moro Müslümanları ile Filipin devleti arasında birkaç kez anlaşmaya varıldı. Bu anlaşmalar birkaç kez bozuldu. 1996 yılında Moro Kurtuluş Cephesi( MNLF) ile Filipinler arasında Nihai Barış Anlaşması yapıldı.1- MORO üyelerine kamu görevlerinde yer alma hakkı tanındı.2- MORO lideri Nur Misuari,1996 yılından sonra “Otonom Müslüman Mindanao Bölgesi”nin başkanı oldu.3- Geçici özerk yönetim kuruldu. Otonom Müslüman Mindanao Bölgesi’nin yetkileri genişletildi.4- MORO’nun 7 bin 500 savaşçısı Filipinler Silahlı Kuvvetleri’ne ve polis teşkilatına entegre oldu. Kalan silahlı unsurlar sivil hayata döndü.5- MORO bölgelerinin altyapı, eğitim ve sağlık projeleri için kaynak ayrıldı. Bir kalkınma konseyi kuruldu.6- Eğitim ve kültürel haklar kapsamında İslam hukuku uygulamaları ve Arapça eğitimi tanındı.MORO örgütünün önemli bir kısmı anlaşmaya uydu. Ancak radikal bazı gruplar ayrıldı. Bunların en büyüğü olan MORO İslami Kurtuluş Cephesi mücadelesini sürdürdü. Onlar da 2014 yılında Filipinler devleti ile anlaşarak Bangsamoro Özerk Bölgesi’ni kurdular.Bu anlaşma Filipinler tarihinde Müslümanlarla yapılan ilk ve en geniş anlaşma olarak tarihte yerini aldı. SİLAHLARA VEDA Dünyadaki örneklerden de anlaşılacağı gibi terör örgütlerini tasfiye süreçleri kolay olmadı ama her ülke için sonuçları hayırlı oldu. O ülkeler büyük tavizler vererek başardılar. Biz ise taviz vermeden birkaç düzenleme ile PKK sorununu çözüyoruz. Türkiye’de artık silahlara veda, siyasete merhaba dönemi başlıyor.
Source: Abdulkadir Selvi̇
Trump”tan Gazze açıklaması: Engel yok
ABD Başkanı Donald Trump ve “Gazze Kasabı” İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Beyaz Saray”da akşam yemeğinde bir araya geldi.Trump ile Netanyahu Beyaz Saray”da bu yılki üçüncü görüşmelerini yaptı.Yemekte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, Gazze”deki ateşkes çabalarına ilişkin, “Gazze”de barış yolundayız. Çok umutluyuz. Hamas da ateşkes istiyor. İsrail–Hamas ateşkesine engel yok” dedi ve “işlerin gayet iyi ilerlediğini” kaydetti. Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ise, “Gazze”de barış fırsatımız var” dedi.Netanyahu ise “Filistinlilere daha iyi bir gelecek sunacak ülkeler bulmak için ABD ile birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Filistinlilerin başka bir yere yerleştirilmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Netanyahu, “(Gazze”de) Kalmak isterlerse kalabilirler ancak ayrılmak isterlerse ayrılabilmeliler. Burası bir hapishane olmamalı. İnsanlara özgür seçim hakkı verilmeli” dedi.”UMARIM YENİDEN SALDIRMAK ZORUNDA KALMAYIZ”Trump İran ile yaşanan krize ve 12 gün süren savaşa ilişkin, “İran ile görüşmeleri planladık ve onlar da görüşmek istiyor. Büyük darbe aldılar.” dedi. İran”a yönelik başka bir saldırı planları olup olmadığına dair yöneltilen soruyu yanıtlayan Trump, “Umarım bunu yapmak zorunda kalmayız” yanıtını verdi.Trump, İran”ın yaşanan gerilim sonrasında görüşmeler için istekli olduğuna işaret ederek, “Buluşmak istiyorlar. Bir şeyler yapmak istiyorlar. (İran) onlar farklı. İki hafta önce olduklarından çok farklılar. Görüşme gelecek hafta gerçekleşebilir” ifadelerini kullandı.Trump, “doğru zaman geldiğinde İran”a yaptırımları da kaldırmak istediğini” kaydederek “Onlara yeniden inşa etme şansı vermek isterim çünkü İran”ın kendini barışçıl bir şekilde yeniden inşa ettiğini görmek isterim. “ABD”ye ölüm, İsrail”e ölüm” demiyorlar artık. Eskiden Orta Doğu”nun zorbasıydı, artık değil” diye konuştu.”Ben savaşları bitiriyorum” diyen Trump, “Putin beni üzüyor” ifadesini kullandı.”ŞAM YÖNETİMİNE ŞANS VERMEK İSTİYORUZ”Trump, bölge ülkelerinin ve Netanyahu”nun isteği üzerine Suriye”ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını ve bununla Şam yönetimine “şans vermek istediklerini” söyledi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara”dan “çok etkilendiğini” belirten Trump, Şara”nın “sert bir geçmişten ve coğrafyadan geldiğini” ifade etti.Netanyahu ise istikrar, güvenlik ve barış konusunda Suriye”de artık yeni fırsatlar olduğunu düşündüğünü aktardı.UKRAYNA”YA SİLAH GÖNDERME KARARITrump bu arada, Ukrayna”ya silah gönderme konusu hakkında da “Daha fazla silah göndereceğiz. Göndermek zorundayız, kendilerini savunabilmeleri gerekiyor. Çok ağır saldırı altındalar” ifadelerini kullandı.NOBEL”E ADAY GÖSTERDİÖte yandan Netanyahu görüşmeden önce Trump”ı Nobel Barış Ödülü”ne aday gösterdiğini söyleyerek adaylık mektubunu Trump”a teslim etti.
Source: Www.star.com.tr
Terör örgütü PKK silahları bırakıyor! İlk adım için MİT devrede
Terörsüz Türkiye hedefiyle yola çıkılan süreçte kritik viraj dönülüyor. Terör örgütü PKK bu hafta silah bırakmaya başlıyor. Edinilen bilgiye göre teröristler Irak”ta farklı noktalarda, belirlenen zaman aralığı içinde ve gruplar halinde silah bırakacak. Bırakılan silahlar kayıt altına alınacak.Silah bırakanlar örgütten ayrılacak Irak”ta kalmaya devam edecek.İlk olarak cuma günü, Süleymaniye”de 30 ila 50 arasında bir grubun silah bırakacağı ve silahların yakılacağı belirtiliyor. Silah bırakma sürecinin başladığı bu şekilde ilan edilmiş olacak.Dem Parti tarafından siyasi partiler, KESK, DİSK, TÜRKİŞ, HAK İŞ, iş dünyası kuruşluşları, Barolar Birliği ve çok sayıda STK ve gazeteci de davet edildi. DEM Parti”nin davet ettiği partiler arasında CHP”de bulunuyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “O süreçte büyük ihtimalle biz orada olamayacağız. Ama bu süreci desteklemeyeceğiz anlamına gelmez.” dedi.MİT BAŞKANI KALIN BAĞDAT”A GİDİYORBu aşamalar titizlikle planlandı. MİT Başkanı İbrahim Kalın”ın Kuzey Irak ziyareti kritikti. Muhataplarıyla silah bırakma sürecinin koordinasyonunu ele alan Kalın Bağdat”a da gidecek.Irak Cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanlar, istihbarat servisi dahil 10’dan fazla isimle görüşecek. Kaynaklar silah bırakma aşamasının Ankara, Bağdat ve Erbil olarak üç ayaklı planlandığını, bu nedenle bu ziyaretin önemli olduğunu vurguluyor.KALIN, MECLİS BAŞKANI KURTULMUŞ”LA DA GÖRÜŞECEKÖnemli aşamalardan biri de Meclis”te kurulacak komisyon. MİT Başkanı İbrahim Kalın komisyon kurulmadan önce Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş”la görüşecek. Komisyonun bu ay ortasına kadar kurulması, yaz boyu çalışması planlanıyor. Kaynaklar silah bırakma süreci ve toplumsal entegrasyona yoğunlaşılacağını belirtiyor.AF YA DA CEZASIZLIK OLMAYACAKBu aşamada üzerinde durulan yasal düzenlemeler de var. Terörlü mücadele ve infaz yasalarıyla kayyum düzenmelemesi ele alınabilir. Ancak kaynaklar bir noktanın altını özellikle çiziyor. Toplumda teröristler için bir cezasızlık algısının oluşmamasına dikkat edilecek, topluma kazandırma yaklaşımı güçlendirilecek.
Source: Özgür Bayrak
Trump'tan Putin'i kızdıracak Ukrayna kararı: Daha fazla silah göndereceğiz
İsrail”in, Gazze Şeridi”ne yönelik yıllardır süren saldırıları devam ederken ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Beyaz Saray”da üçüncü kez bir araya geldi. Trump ve Netanyahu akşam yemeğinde açıklamalarda bulundu.İki lider üst düzey yardımcılarıyla birlikte Beyaz Saray”daki Mavi Salon”da düzenlenen akşam yemeğinde bir araya gelerek İran”a yönelik operasyonları kutladı ve Gazze”deki çatışmaları durdurmak için 60 günlük ateşkes önerisini ilerletme çabalarını ele aldı. “GAZZE”DE BARIŞ YOLUNDAYIZ” ABD Başkanı Trump, “Gazze”de barış yolundayız. Çok umutluyuz. Hamas da ateşkes istiyor. İsrail-Hamas ateşkesine engel yok. İşler gayet iyi ilerliyor” dedi. “UMARIM İRAN”A BİR SALDIRI DAHA DÜZENLEMEK ZORUNDA KALMAYIZ” Trump, İsrail ve İran arasında 13 Haziran Cuma gecesi İsrail”in, Tahran”a saldırılarıyla başlayan “12 gün” savaşına ilişkin de yeni bir açıklama yaptı.Trump, “Umarım İran”a bir saldırı daha düzenlemek zorunda kalmayız. Nükleer tümörler ortadan kalktı.” dedi. “İRAN BİZİMLE GÖRÜŞMEK İSTİYOR” Orta Doğu”da her şeyin durulacağını düşündüklerini belirten Trump, “İran görüşmelerini planladık. İran bizimle görüşmek istiyor. Bence barış yapmak istiyorlar ve ben de buna varım. Görüşme gelecek hafta gerçekleşebilir” diyerek konuştu. “FİLİSTİNLİLERİN İÇİN ABD İLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ” İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yaptığı açıklamada, Filistinlilerin Gazze”den zorla çıkarılması için ABD ile birlikte çalıştıklarını söyledi.Başbakan Netanyahu, “Filistinliler, Gazze”de kalmak isterlerse kalabilirler ancak ayrılmak isterlerse ayrılabilmeliler. Burası bir hapishane olmamalı. İnsanlara özgür seçim hakkı verilmeli.” dedi.Netanyahu, “Her zaman söylediğimiz şeyi, Filistinlilere daha iyi bir gelecek verme isteğimizi gerçekleştirmeye çalışacak ülkeler bulmak için ABD ile çok yakın bir şekilde çalışıyoruz ve sanırım birkaç ülke bulmaya yakınız. Yine de Filistinliler seçme özgürlüğüne sahip olmalıdır.” şeklinde konuştu. “GÜVENLİK KONTROLÜNÜN İSRAİL”DE KALMASI GEREKİYOR” Netanyahu, Filistinlilerin kendi kendilerini yönetme hakkına sahip olması gerektiğini savunurken, güvenlik gibi bazı yetkilerin ise İsrail”in kontrolünde kalması gerektiğini belirtti.Trump, Netanyahu”nun Beyaz Saray”a Şubat ayında yaptığı ziyarette, ABD”nin Gazze”yi “devralacağını” ve “sahipleneceğini” ve oradaki Filistinlilerin “başka ülkelere gideceğini” ilan etmişti. “PUTİN”DEN HİÇ MEMNUN DEĞİLİM” Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son telefon görüşmesinde Putin”in,Ukrayna”daki hedeflerinden geri adım atmayacağını ve ülkesinin savaşın nedenlerini ortadan kaldırma amacından vazgeçmeyeceğini söylemesine değinen Trump, Putin”den hiç memnun olmadığını ve Ukrayna”daki savaşı durdurmak istediğini söyledi.Trump, “Putin”den hiç memnun değilim. Hayal kırıklığına uğradım. Başkan Putin durmayı tercih etmedi. Putin beni üzüyor.” ifadelerini kullandı. “UKRAYNA”YA SİLAH GÖNDERECEĞİZ” Başkan Trump, “Ukrayna”ya silah göndereceğiz. Göndermek zorundayız. Kendilerini savunabilmeliler. Şu anda çok ağır darbe alıyorlar” diyerek Biden”dan sonra ilk kez Rusya”ya karşı Ukrayna”ya silah desteği yapacağını açıkladı.Trump, sadece geçen hafta Rusya-Ukrayna savaşında yaklaşık 7 bin kişinin öldürüldüğünüsöyledi.
Source: Haberler
Türkiye’ye karşı işbirliği arayışı… Atina’dan Hafter’i ikna etme ziyareti
YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Yorgo Yerapetritis, Türkiye ile Libya arasında, deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin 27 Kasım 2019’da imzalanan anlaşmanın Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’nde onaylanmasını engellemek ya da en azından ertelenmesini sağlamak amacıyla Bingazi’de doğu Libya’yı kontrolünde tutan Halefi Hafter ile görüştü.YUNANİSTAN’IN AÇIKLAMASIYerapetritis, önceki gün Bingazi’de bir saat süren görüşmenin içeriği hakkında “Yasadışı göç, deniz yetki sınırları ve ikili işbirliğini konuştuk. Libya ile ortak tarihi geleneklerimiz, bağlarımız var. Uuslarararası hukuka bağlılığımız da bir başka ortak yönümüz. Bu çerçevede de, ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. İlişkilerimizin gelişmesi ile ilgili olarak yakın gelecekte somut sonuçlar sağlanacağını ümit ediyoruz” demekle yetindi.İŞİNSANLARI DA GİDECEK Yunan medyasında yeralan haberlerde iseYunan Dışişleri kaynaklarının, Hafter-Yerapetritis görüşmesinden sonra Libya Temsilciler Meclisi’inin anlaşmayı onaylaması olasılığı için “yakın gelecekte tatsız sürprizler olmayacağına dair ölçülü bir iyimserlik içindeyiz” dediği öne sürüldü. Aynı kaynaklar “Anlaşmanın onaylanması Yunanistan-Libya ilişkilerinde yeni ve ciddi sorunlar yaratır” diye konuştu. Yunan işinsanlarından oluşan bir heyetin önümüzdeki dönemde Bingazi’yi ziyaret edeceği de açıklandı.KAHİRE’YE BASKI YAPIYORYunan kaynaklar, Libya’nın atacağı adımların daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için Yerepatritis’in 15 Temmuz’da Trablus’ta Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapacağı görüşmelerin beklenmesi gerektiğini de kaydettiler. Yunanistan, Türkiye-Libya anlaşmasının onaylanmak üzere Temsilciler Meclisi’ne gelmesini engelleme çabasında, Mısır’ın desteğine de büyük önem veriyor. Halefi Hafter ve Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, imzaların atıldığı dönemde Atina’ya açık destek vererek, anlaşmayı tanımadıklarını açıklamışlardı. Yunanistan da diğer iddialarının yanısıra “Temsilciler Meclisi tarafından onaylamadığından geçersizdir” de diyerek anlaşmanın yok hükmünde olduğunu öne sürmüştü. Dolayısıyla, anlaşmanın, Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması, Yunanistan’ın önemli bir “argümanını” kaybetmiş olacağı anlamına geliyor.
Source: Hurriyet.com.tr
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan BRICS’te İsrail uyarısı
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre Fidan, çok taraflılıktan geri adım atmanın göze alabilecekleri bir seçenek olmadığını söyleyerek, bunun uzun süredir ilerlemenin itici gücü olduğunu; sivil havacılıktan halk sağlığı sistemlerine, adil ticaretten dijital alandaki standartlara kadar günlük yaşamı etkilediğini dile getirdi.KALICI BARIŞA DESTEKİsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımın bölgede onlarca yıl boyunca kaydedilen kalkınmayı tersine çevirdiğine dikkati çeken Fidan, “Filistin halkının yaşadığı dram, bugün çok taraflılık üzerine tartışmalarımızın merkezinde yer almaktadır. Bu durum, uluslararası barış ve güvenliği sağlamakla yükümlü kuruluşların meşruiyeti açısından ciddi bir krizdir. İsrail’in saldırganlığı ve yayılmacılığı kontrol altına alınmazsa, sonuçları küresel ölçekte hissedilecektir” diye konuştu. Fidan, tam da bu nedenle, Türkiye’nin çabalarını barışçıl çözüme ve gerilimin azaltılmasına yönelik olarak yoğunlaştırdığına değinerek, bölgede kalıcı barışa tam destek vermeye hazır olduklarını ifade etti. Brezilya, Hindistan, Rusya ve Çin liderliğinde kurulan BRICS zirvesine bu defa Rusya ve Çin liderleri katılmıyor.Bu arada Bakan Fidan, BRICS Zirvesi marjında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya geldi. Fidan ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de görüştü. Görüşmede Gazze’deki gelişmeler, İran’ın nükleer faaliyetleri, Afganistan’daki durum ve diğer bölgesel meselelerin ele alındığı bildirildi.
Source: Hurriyet.com.tr
Putin’in görevden aldığı bakan ölü bulundu
Rus ordusunun cephe hattı yanı sıra Ukrayna içlerini dron ve füzelerle vurmaya devam etmesine misillemede bulunan Ukrayna, Rusya’nın Avrupa kesiminde tüm havalimanlarını hedef alarak iki günden beri sivil havacılığı felç etti. Havalimanlarındaki kaos sonrasında Rusya lideri Vladimir Putin’in dün görevden aldığı Ulaştırma Bakanı Roman Strovoytov birkaç saat sonra ölü bulundu.SAATLERCE RÖTARUkrayna cumartesi gününden beri kendi geliştirdiği 1200 km menzilli ‘Lyutiy’ (kızgın) lakaplı insansız hava araçlarını onlarca adet olarak Rusya’daki sivil havalimanları istikametine göndermeye başladı. Bu dronlar havalimanlarına isabet etmese bile hava ulaşımının saatlerce aksamasına yol açtı. Başta başkent Moskova ile ikinci büyük şehir St. Petersburg havalimanları olmak üzere Rusya’da son iki günde 485 uçak seferi iptal edilirken 2 bin sefer de büyük gecikmeyle gerçekleştirilebildi.İNTİHAR MI ETTİRusya Soruşturma Komitesi Sözcüsü Svetlana Petrenko, görevden alınan Starovoit’in başkent Moskova’da aracında vurulmuş halde bulunduğunu ve intihar üzerinde durulduğunu ifade etti. Rus lider, 1 yıl kadar önce göreve getirilen Starovoit’in görevden alınmasına ilişkin kararnameyi imzalamış yerine ise şubat ayından bu yana Ulaştırma Bakan Yardımcılığı yapan Andrey Nikitin’i Ulaştırma Bakan Vekili olarak görevlendirmişti. Ukrayna sınırındaki Kursk bölgesinin valisi olarak yaklaşık 5 yıl görev yaptıktan sonra Mayıs 2024’te Ulaştırma Bakanı olarak atanan Starovoit’in neden görevden alındığına ilişkin açıklama yapılmazken Rus basını Starovoit’in görevden alınması kararının aslında birkaç ay önce alındığını iddia etmişti. Ancak Starovoit’in, Ukrayna’nın insansız hava araçlarıyla Rusya’daki havalimanlarına yönelik düzenlediği saldırılar nedeniyle görevden alındığı öne sürülmüştü.
Source: Hurriyet.com.tr
Netanyahu ve New York”un Müslüman belediye başkan adayı Mamdani arasında tutuklama tartışması
Netanyahu, ABD ziyareti sırasında Beyaz Saray”da Başkan Donald Trump ile gazetecilerin sorularını yanıtladı.New York Belediye Başkanı seçilmesi halinde kente geldiği takdirde UCM kararı uyarınca kendisini tutuklayabileceği mesajı veren Mamdani hakkında Netanyahu, (New York”a) Oraya Başkan Trump ile beraber gideceğim dedi.Trump da Mamdani hakkındaki eleştirilerini yinelerek Mamdani”nin 4 Kasım”daki seçimleri kazansa bile Beyaz Saray”a ihtiyaç duyacağını söyledi.Başkan Trump, Her şey Beyaz Saray”dan geçiyor. Beyaz Saray aracılığıyla paraya ihtiyacı var. Uslu dursa iyi olur yoksa başı büyük belaya girer diye konuştu. Gözden Kaçmasın Trump: Elon Musk bir tren kazası Haberi görüntüle MAMDANİ DEMOKRATLARIN ÖN SEÇİMİNİ KAZANDIABD”de açıklanan resmi sonuçlara göre, New York”ta düzenlenen Demokrat Partinin belediye başkanlığı ön seçimlerini kentin Temsilciler Meclisi Üyesi Mamdani kazanmıştı.33 yaşındaki Mamdani, 4 Kasım”da yapılacak seçimi kazanması halinde New York”un ilk Müslüman ve Güney Asya kökenli belediye başkanı olacak.Mamdani, 2024″te katıldığı bir televizyon programında, Netanyahu”nun New York’a gelmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağına ilişkin soruya, Belediye Başkanı olsaydım, New York şehri Netanyahu”yu tutuklardı. Bu, uluslararası hukukla tutarlı değerlere sahip bir şehir. Artık davranışlarımızın da bu değerlere uygun olması gerekiyor ifadeleriyle yanıt vermişti.Sunucunun, ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taraf olmasa bile mi? sorusuna Mamdani, Bu adımı atarak federal yönetimde eksik olan liderliği göstermenin zamanı geldiğini açıkça ifade etmeliyiz diye karşılık vermişti.
Source: Hurriyet.com.tr
Vatan size minnettar
Irak”ın kuzeyindeki Pençe Kilit Harekâtı bölgesinde Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt”un naaşının bulunması için başlatılan operasyonda girdikleri mağarada metan gazınden etkilenerek şehit olan kahramanların sayısı 12″ye yükseldi. Şehitlerden İstihkam Üsteğmen Ege Akar, Mühimmat Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan ile piyade sözleşmeli erler Ahmet Kuşak, Özkan Özkanlı, Ahmet Gültekin ve Mahsun Yeşildemir için, dün Hakkâri”nin Yüksekova ilçesindeki Selahattin Eyyubi Havalimanı”nda tören düzenlendi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu”nun da katıldığı törende, saygı duruşunda bulunulmasının ardından şehitlerin özgeçmişleri okundu, dua edildi. Daha sonra silah arkadaşları tarafından omuzlara alınan şehitler, Türk Hava Kuvvetleri”ne ait uçaklara konularak toprağa verilmek üzere memleketlerine gönderildi. İHTİYAÇ SAHİBİ ÇOCUKLARA YARDIM EDİYORDU Piyade Sözleşmeli Er Özkan Özkanlı (25) 4 çocuklu bir ailede büyüdü. Özkanlı, küçük yaşlarda babasını kaybetti. Öğretmenlerinin de desteği ile liseyi bitiren Özkanlı, daha sonra ağabeyi ile Ankara”ya giderek bir süre sanayide çalıştı. Yaklaşık 2 yıl önce ise sözleşmeli er olarak göreve başladı. Yaşadığı zorlukları hiç unutmayan Özkanlı, hem ailesine hem de doğup büyüdüğü Aksaray”ın Ortaköy ilçesindeki ihtiyaç sahiplerine her zaman yardım etti. Geçen yıl ise irtibatını hiç koparmadığı lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni İrfan Bayrak”a mesaj atarak, ihtiyaç sahibi çocuklara burs vermek istediğini bildirdi. Hocasının, “Zorlanacaksan gönderme” demesine rağmen, göndermek istediğini söyledi. Şehit Özkanlı bunun üzerine burs vermeye başladı. İrfan Bayrak, “Çok vefalı bir çocuktu. Zor şartlar altında büyüdü. Ama ne olursa olsun doğup büyüdüğü yeri asla unutmadı. Hep irtibatlı kaldı. Gücü yettiğince her zaman ihtiyaç sahiplerine yardım ederdi. Bize karşı saygıda kusur etmezdi” dedi. İHH üzerinden kendisi gibi bir yetime de destek olmak istediği öğrenilen şehit Özkanlı”dan geriye sosyal medyadaki “Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır” mesajı kaldı. YETER Kİ VATAN SAĞOLSUN Piyade Sözleşmeli Er Mahsun Yeşildemir, bekârdı ve 3 yıldır TSK”da görev yapıyordu. Güvenlik koruculuğundan emekli olan baba Nevzat Yeşildemir, “Allah devlete zeval vermesin. Yeter ki devlet, vatan sağolsun” dedi. Ağabeyi Mehmet Vefa Yeşildemir ise “20 gün sonra Elazığ”a gelecekti. Vatan sağolsun. Her şey vatan için. Kahrolsun PKK, kahrolsun terör örgütleri. Yaşasın cumhuriyet, yaşasın devletimiz. Hepimiz onun yolunda birer askeriz. O gitmişse biz varız. Biz gidersek bir başkası var. Başımız devletimiz ve milletimizin yolundadır. Hiçbir zaman geri adım atmayacağız. Devletimiz için ne gerekiyorsa elimizden geleni yapacağız. Devletimizin başı sağ olsun” dedi. Yeşildemir”in cenazesi dün memleketi Bitlis Adilcevaz”da köy mezarlığına defnedildi. SON MESAJI KIZILELMA OLDU İstihkam Üsteğmen Ege Akar (26) bekârdı ve İzmir”de yaşayan emekli astsubay olan Özcan Akar ve askeriyeden emekli memur annesi Jüliye Akar”ın iki çocuğundan büyüğüydü. Akar”dan geriye de bir tankın içindeyken arkadaşlarının çektiği video kaldı. Görüntülerde Akar, “İstikamet neresi?” diye soran arkadaşına “Kızılelma”, “Ailenize söylemek istediğiniz bir şey var mı?” sorusuna ise “Beklemesinler” cevabını veriyor. BİR GÜN ÖNCE HELALLİK İSTEDİ Sözleşmeli Er Ahmet Kuşak, Balıkesir”in Kepsut ilçesine bağlı Alagüney köyünde yaşıyordu. Ekimde, sevdiği kızla nişan yapacaktı. 5 Temmuz akşamı Balıkesir”deki annesini telefonla arayarak, “Yarın göreve çıkacağız. Ne olur ne olmaz, helallik istemek için seni aradım. Hakkını helal et” dedi. Ertesi gün ise şehit düştü. Kuşak”ın cenazesi yarın köyünde defnedilecek. DÜĞÜN KARELERİ HATIRA KALDI Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Fikret Mangura (37), 9 yıldır TSK”da görev yapıyordu. Evli ve 5 yaşında bir kız çocuk babasıydı. Acı haberi alan Manisa”nın Akhisar ilçesinde yaşayan annesi Misliye Ozan ve İzmir”in Seferihisar ilçesinde yaşayan eşi Melahat Mangura gözyaşlarına boğuldu. Pankreas kanseri tedavisi süren babası Vasfi Mangura”ya ise haber verilemedi. Mangura”dan geriye, 18 Ağustos 2018″deki düğün görüntüleri kaldı. ASKERİ ARAÇTA KURAN OKUYORDU Piyade Sözleşmeli Er Celalettin Uyanık (24) Bitlis”in Dereyolu”ndandı. 9 kardeşten biri olan Uyanık askeri araçta Kuran okurken görüntüsünü bir arkadaşına “Ben şehit olursam paylaş bunu” mesajıyla göndermişti. Uyanık”ın mağaraya girerken “Türk halkına selam söylüyorum” dediği bir videosu da ortaya çıktı. Ceyhan TORLAK-Tolga YANIK-Ali ALTUNTAŞ-Muharrem DOĞANTEZ-Musa DÜZENCİ-Uğur YİĞİT-Tahir ÖZÇELİK-Ceren ÇALIŞKAN-Şaban YILMAZ-Mustafa KAYA/SABAH
Source: Sabah
Kassam Tugayları İsrail askerlerini pusuya düşürdü: 5 ölü 14 yaralı
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze”nin kuzeyindeki Beyt Hanun”da 5 askerin öldüğü, 2″si ağır 14 askerin de yaralandığı duyuruldu. Ölen askerlerin, Kfir Tugayı”na bağlı Netzah Yehuda Taburu”ndan Moshe Nissim Frech, Meir Shimon Amar, Noam Aharon Musgadian ve Başçavuş Moshe Shmuel Noll ile Kuzey Tugayı”ndan Benyamin Asulin olduğu belirtildi. Böylelikle 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”de ölen İsrailli asker sayısının 888″e yükseldiği ifade edildi. Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ise Telegram hesabından yaptığı paylaşımda Beyt Hanun”da İsrail askerlerine karşı kurulan pusuyla ilgili paylaşımda bulundu. “Ordunuzun itibarını yerle bir edeceğiz” yazılı paylaşımda, İsrail”in Filistin halkına yönelik saldırıları ve savaşı devam ettiği sürece asker cenazelerinin de gelmeye devam edeceği kaydedildi. İsrail Ordu Radyosu ise dün akşam Beyt Hanun”da ilerlemekte olan piyade askerlerin yola döşenen 2 bomba patlatılarak hedef alındığını belirtti. Saldırıda yaralanan askerlerin tahliyesi için başka bir birliğin gönderildiği, bunlara da ateş açıldığı ve ölü sayısının arttığı, bunun üzerine komplike bir hal alan tahliye için ek kuvvetlerin gönderildiği aktarıldı. Netzah Yehuda Taburu, İsrail”deki Ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudilerinin orduya dahil edilmesi için 1999″da kuruldu. Halihazırda bünyesinde yaklaşık 1000 askerin bulunduğu Tabur, daha çok işgal altındaki Batı Şeria”da ve 2024″ten bu yana da Gazze”de görev yapıyor.
Source: Internet Haber
ABD, HTŞ’yi terör listesinden çıkarıyor
ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye merkezli silahlı örgüt Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) terör örgütü listesinden çıkarılacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından imzalanan açıklamada, söz konusu kararın 8 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla yürürlüğe gireceği belirtildi.Yapılan açıklamada, “Başkan Trump’ın 13 Mayıs’ta Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletileceği yönündeki vaadi doğrultusunda, Göç ve Vatandaşlık Yasası çerçevesinde El Nusra Cephesi olarak da bilinen HTŞ’nin yabancı terör örgütü statüsünü kaldırma kararımı ilan ediyorum” ifadelerine yer verildi.Bu adımın, HTŞ’nin feshedildiğinin açıklanmasının ve Suriye hükümetinin terörle mücadele taahhüdünde bulunmasının ardından geldiği belirtildi. Açıklamada ayrıca, kararın 30 Haziran tarihli “Suriye’ye Yaptırımların Kaldırılmasına İlişkin Başkanlık Kararnamesi” ile oluşturulan diplomatik ivmenin sürdürüldüğü vurgulandı.Dışişleri Bakanlığı, kararın Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni hükümetin “olumlu adımlarını tasdik etmek” amacı taşıdığını belirtti. Aynı zamanda bu kararın, Trump yönetiminin istikrarlı, birleşik ve barışçıl bir Suriye vizyonuna yönelik önemli bir hamle olduğunun altı çizildi.HTŞ, 2018 yılında ABD tarafından yabancı terör örgütü ilan edilmişti. Örgüt, Esed rejiminin devrilmesi sürecinde aktif rol almış, sonrasında lideri Ahmed Şara’nın geçiş dönemi cumhurbaşkanı ilan edilmesiyle siyasi bir kimlik kazandığı değerlendirilmişti.
Source: Dünya Gazetesi
FETÖ”nün “Dışişleri” yapılanmasına operasyon
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca FETÖ nün Dışişleri teşkilatı mahrem yapılanmasında yer alan, örgütün gizli haberleşme aracı ByLock kullandıkları belirlenen, ankesörlü/sabit hatlardan ardışık şekilde aranma kaydı olan ve haklarında örgüt üyesi olduklarına dair tanık beyanları bulunan şüphelilere yönelik soruşturma başlatıldı. Bu kapsamda Dışişleri teşkilatı bünyesinde çalışırken örgüt irtibatları nedeniyle meslekten çıkarılan 19, hala kurumda çalışan 4 kişi ile farklı kurumlarda çalışan 2 kişi hakkında gözaltı kararı alındı. Ankara merkezli 8 ilde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince şüphelilerin yakalanmasına yönelik operasyonların devam ettiği kaydedildi.
Source: Habertürk
Dışişleri Bakanlığı”nda FETÖ operasyonu: 25 kişiye gözaltı kararı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, FETÖ-PDY silahlı terör örgütünün Dışişleri teşkilatı mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma başlattı.Dışişleri Bakanlığı ile koordineli gerçekleştirilen çalışma kapsamında 25 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.Bylock mesajları incelendiYapılan çalışmalar sonucunda, örgütün gizli haberleşme aracı bylock yazışma programını kullandıkları tespit edilen şüphelilerin, incelenen bylock mesaj içeriklerinde örgütsel faaliyetlerine ilişkin yazışmalar yaptıklarının görüldüğü, alınan etkin pişmanlık ifadelerinde de bu faaliyetlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı, ayrıca ankesörlü-sabit hatlardan ardışık şekilde aranma kayıtlarının bulunduğu, şüphelilerden 19’unun Dışişleri teşkilatı bünyesinde çeşitli kademelerde çalışmakta iken örgütle üyelik veya irtibatları nedeniyle meslekten çıkarıldığı, 4’ünün ilgili kurumda, 2’sinin ise farklı kurumlarda aktif çalışma kaydı bulunduğu tespit edildi.Toplam 25 şüpheli hakkında, Ankara merkezli 8 ilde, 8 Temmuz 2025 tarihinden itibaren eş zamanlı olarak gözaltına alınmaları kararı verildi.Şüphelilerin yakalanmasına ve Cumhuriyet Başsavcılığına sevklerine yönelik işlemlere, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince devam edildiği bildirildi.
Source: Dünya Gazetesi
Terörsüz Türkiye sürecinde, çok daha dikkatli olmamız gereken günlerden geçiyoruz
“Uzun yola çıkmaya hüküm giymiş” bir milletin ferdi olarak, “Terörsüz Türkiye” sürecinde önemli bir eşiği aşmak üzere olduğumuz şu günlerde “Aman dikkat” diyorum.
Dikkat edelim diye ısrar ettiğim hususa geleceğim elbette.
Ama önce küçük hatırlatmalar…
TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE ADIM ADIM İLERLERKEN, ÖNCE KISA KRONOLOJİ
1 Ekim 2024’te Meclis Genel Kurulu’nda “İç cephe” vurgusuyla birlikte “yaklaşan tehdid”e dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a…
Genel Kurul Salonu’ndaki DEM’lilerin yanına giderek el sıkışan MHP lideri Devlet Bahçeli kulak verdi.
Bahçeli’nin uzattığı eli tutup, bırakmayan DEM’liler (Tuncer Bakırhan, Pervin Buldan, rahmetli Sırrı Süreyya Önder gibi), açılan yoldan yürüdü.
İmralı’daki PKK ele başı Öcalan, Bahçeli’nin “Örgütünü tek taraflı lağvetsin” sözünün gereği olan açıklamayı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürecin adını koydu, “Bu PKK’nın silah bırakma meselesidir” dedi.
Sırrı Süreyya Önder, “Süreç başka, barış başka. Biz barışa gönül indirdik” diyerek Erdoğan ile uyumlu olduklarını gösterdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Terörsüz Türkiye’yi kim istemez. Çözümün adresi Meclis’tir” diyerek katkı verdi.
PKK, Kuzey Irak’ta kongresini toplayıp, “silahlara veda” dedi.
Şimdi başa dönelim.
Suriye’nin “bütüncül” kalması için yoğun çaba sarf eden Türkiye,
İsrail’in İran’a saldırdığı günlerde de İran’ın yanında yer alarak olası “parçalanma” senaryosuna karşı çıktı.
Irak’ta Bağdat ile Erbil arasında dengeli bir siyaset takip etti.
Bölünmeye karşı çıkmak için 40 yılı aşkın süre terörle amansız mücadeleye tutuştu.
Şimdi oluşan sosyolojinin, “aidiyet”ini pekiştirip, aradan silahı çıkartmanın derdinde.
SEMBOLİK SİLAH BIRAKMA BU HAFTA
İşte böyle bir ortamda, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gözetiminde Kuzey Irak sahasında PKK, silah bırakacak.
Bu silah bırakma eylemi belki sembolik ama sonuçları açısından son derece önemli.
İşti bu yüzdendir ki DEM Parti biraz da kendileri açısından “başarı” olarak yorumlanabilecek bir çabanın içinde. Türkiye’den ve uluslararası çevrelerden gazetecileri bu silah bırakma eylemini izlemek için davet ettiler.
SİLAH BIRAKMA ETKİNLİĞİNE MEDYAYI GÖTÜRMEK NE DERECE SAĞLIKLI?
2013 Çözüm Süreci’nde Habur’da yaşananları hatırlıyoruz. Ki her seferinde söylediğim gibi “Habur’a rağmen süreci destekleyen biriyim.”
Ama sonuçları itibariyle, Habur Türkiye’nin önemli bir sosyolojisinde “travmatik” etkiler bıraktı. Haklılar da..!
Şimdi silah bırakma eyleminin sunum şeklini her ne kadar kestiremiyor olsak da, DEM’in olay mahalline kalabalık bir gazeteci grubunu götürme isteği “Aman dikkat” dememize nedendir.
Yine, her şey olup bitmiş… Silahlar teslim edilmiş, PKK tasfiye olmuş gibi düşünüp hemen şimdiden Meclis’te kurulacak olan komisyona farklı misyonlar biçme derdindekileri de görünce “Aman dikkat” diyoruz.
BİR ÇUVAL İNCİRİ HEBA ETMEK İSTEMİYORUZ
Ağır bedeller ödedik. Binlerce şehidimiz var. En son bir şehidimizin naaşını bulmak için Kuzey Irak’ta bir mağaraya giren 12 Mehmetçik şehit oldu.
Şimdi “Terörsüz Türkiye” için çabalarken ve her muhatabın mümkün olduğunca dikkatli olduğu şu günlerde daha da dikkat etmeliyiz ki sonuç “hüsran” olmasın!
SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ, AMAN DİKKAT!
Emek büyük. Siyasi liderlik büyük. Askeri caydırıcılı muazzam. İstihbarat olağan üstü gayretli.
Terör örgütü ele başı, kararlı. Ona müzahir isimler ve gruplar zaman zaman ağır aksak da olsa uyumlu!
Ama “Su uyur, düşman uyumaz!”
Uluslararası yabancı servisler, örgütün içindeki farklılıklar…
Ve elbet silahla güç devşirmiş “baronlar” bir yolunu bulup bu süreci tıkamak isteyecek.
Fırsat vermeyelim.
Dikkat edelim.
Az konuşup, çok çalışalım.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Hasan Öztürk / Haber7
Source: M Yazilari
Sahadaki gerçeklik askeri doktrinin şekillenmesine yön verecek!
6 Temmuz 2025 sabahı, Pençe-Kilit Harekât bölgesinde görevli Mehmetçiklerden 12’si, 2022 yılında aynı bölgede şehit olan Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un naaşını ararken mağara içerisinde metan gazına maruz kalarak şehit düştü.
Türk milleti için şehitlik sıradan bir kayıp değildir. Tarih boyunca, bir vatan parçasını yurt kılmak ile onu korumak arasında kanla çizilen o kutsal çizgide hep şehitler durmuştur. Fakat bu kez bu acının kalbinde başka bir sorumluluk yatmaktadır: Aynı bölgede, aynı amaçla, bir başka şehidimizin aziz naaşını ararken, 12 vatan evladını daha toprağa vermek; bize artık yalnızca mücadele değil, muhasebe zorunluluğu da dayatmaktadır.
Bu hadise, sadece geçmişin acılarını değil, geleceğin güvenlik mimarisini de şekillendirecek niteliktedir. Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiği terör belasına karşı hem stratejik hem de ideolojik olarak üstünlük sağladığı bir eşiğe işaret etmektedir. PKK’nın silah bırakma sürecine girmesiyle birlikte doğan bu tarihî fırsat, sadece bir güvenlik başarısı değil; aynı zamanda devletin, milletin ve ordunun birlikte yeni bir barış düzeni inşa etme sorumluluğunu da beraberinde getirmiştir.
Sahadaki Gerçeklik: Mağaralar, Gaz ve Operasyonel Risk
Türkiye’nin teröre karşı yürüttüğü mücadele, yalnızca düşman unsurlarla değil; doğanın, coğrafyanın ve zamanın da zorlayıcı unsurlarıyla eş zamanlı bir savaşı temsil eder. Pençe-Kilit Harekât bölgesi olarak bilinen Irak’ın kuzeyindeki dağlık sahalar, terör örgütü PKK’nın yıllardır sığındığı, örgütsel yapısını ve silahlı varlığını tahkim ettiği zorlu arazi koşullarını barındırmaktadır. Bu alanlar, yalnızca taktiksel olarak avantajlı değil, aynı zamanda teknik olarak son derece tehlikelidir.
Şehitlerimizin can verdiği mağara, yalnızca bir doğa oluşumu değil; aynı zamanda terör örgütünün hem saklanma hem de çatışma anında tahkimat sağlama amacıyla kullandığı yapay olarak genişletilmiş ve tuzaklarla donatılmış bir savaş mekânıdır. 2022 yılında aynı bölgede şehit düşen Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un naaşını ararken girilen bu mağaranın, o dönem PKK tarafından sözde bir “saha hastanesi” olarak kullanıldığı, örgüt içi belgelerden ve teknik keşiflerden bilinmektedir. Bu durum, yalnızca terörle mücadele açısından değil, sahada hâlâ süregelen risklerin boyutunu ortaya koyması açısından da kritiktir.
Metan, oksijenle yer değiştiren ve kokusuz olduğu için fark edilmesi zor olan bir gazdır. Doğal olarak oluşmasının yanı sıra, kapalı sistemlerde birikmesi, ani zehirlenmelere ve bilinç kaybına yol açabilir. Bu gibi durumlar, askeri operasyonlarda yalnızca çatışma değil, keşif, tahliye ve şehitlerin naaşlarını bulma gibi insani görevleri yerine getiren timler için de ölümcül riskler barındırır.
Söz konusu olayda kullanılan mağaranın yapısı, metan gazı oranlarının yüksekliği, giriş-çıkış planlarının koordinasyonu gibi unsurlar operasyonel planlamada yeni bir farkındalık düzeyini zorunlu kılmaktadır. Bu da bizi daha derin bir gerçekle yüzleştiriyor: Türkiye, sadece PKK’nın fiilen silah bırakmasıyla değil, onun geride bıraktığı yapısal, yeraltı ve psikolojik izlerle de mücadele etmek zorundadır. Bu izlerin başında, işte bu “ölüm mağaraları” gelmektedir.
Bu bağlamda, sahada karşılaşılan riskleri salt birer teknik detay olarak değil, gelecekteki askerî doktrinin şekillenmesine yön verecek uyarılar olarak okumak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin artık terörün bıraktığı enkazı temizlerken aynı anda kendi personelinin can güvenliğini, yüksek teknoloji, sahaya özel sensör sistemleri ve disiplinlerarası iş birlikleriyle yeniden inşa etmesi zaruridir.
Terörsüz Türkiye’nin İnşası: Devlet ve Toplum
Türkiye, 40 yılı aşkın bir süredir terörle mücadele ederken yalnızca topraklarını değil, toplumsal dokusunu, kolektif hafızasını ve gelecek tahayyülünü de bu mücadelenin parçası hâline getirmiştir. PKK terörü yalnızca bir güvenlik tehdidi değil; aynı zamanda toplumu kutuplaştıran, travmatize eden, kurumları yoran ve devleti sürekli tetikte tutan çok katmanlı bir yıpratma mekanizmasıdır. Bugün geldiğimiz noktada, eğer gerçekten terör örgütü sahadan çekiliyor, silahlar susuyor ve Türkiye yeni bir döneme giriyorsa, bu sadece bir güvenlik zaferi değil; aynı zamanda çok yönlü bir inşa sürecinin zorunlu başlangıcıdır.
Her büyük mücadele, bir “inşa iradesi” ile taçlandırılmazsa eksik kalır. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsallaşması gibi, terörle mücadelenin ardından da terörsüz bir Türkiye”nin kurumsal ve toplumsal altyapısı inşa edilmelidir. Bu süreç sadece güvenliğin devamı değil; aynı zamanda adaletin tesisi, toplumsal barışın onarılması ve travmaların rehabilitasyonu sürecidir.
Toplumsal ayağa bakıldığında ise, şehit ailelerinin ve gazilerin bu yeni sürecin merkezinde tutulması elzemdir. Çünkü bu mücadelede bedel ödeyenler, aynı zamanda ülkenin bu konuda en yüksek meşruiyet kaynağıdır. Şehit aileleri ve gaziler, sadece bir anma nesnesi değil; aynı zamanda terörsüz Türkiye’nin ahlaki teminatı olmalıdır. Onların acısı, ülkenin yol haritasına dönüşmelidir.
Ayrıca kolektif hafıza da yeniden şekillendirilmelidir. Şehitlerin isimleri sadece kışlalara değil, gelecek nesillerin vicdanına ve bilincine kazınmalıdır. 6 Temmuz’da metan gazıyla şehit olan 12 evladımız, yalnızca bir acı değil; bu ülkenin nasıl bir bedelle terörden kurtulduğunu gelecek kuşaklara anlatacak en çarpıcı gerçektir. Onların adı, okullarda, müfredatlarda, şehir hafızalarında yaşamalıdır. Çünkü bir milletin geleceği, neyi unutmamaya karar verdiğiyle doğrudan ilgilidir.
Bu noktada, devletin “unutmayan ama kin tutmayan”, “affeden ama unutmayan”, “kararlı ama merhametli” bir çizgide yürütmesi gereken ince strateji, hem içerideki bütünlüğü hem de dış dünyaya verilen mesajı belirleyecektir. Terörsüz Türkiye, sadece silahların sustuğu değil, yaraların sarıldığı bir ülke olduğunda mümkün olacaktır.
Fiili Silah Bırakma Süreci: Titiz Yönetim, Güvenlik ve Siyasi İrade
Türkiye”nin terörle mücadelesinde tarihi bir eşik, PKK”nın bu hafta silah bırakma sürecini fiilen başlatmasıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu süreç, salt sembolik bir adım değil, devletin tüm kurumlarının koordineli, titiz ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde yönettiği kapsamlı bir dönüşüm çabasıdır. Burada kritik olan, sürecin yalnızca güvenlik güçlerinin saha operasyonlarıyla sınırlı kalmayıp, siyasi iradenin ve istihbaratın da aktif denetimi altında yürütülmesidir.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), bu dönüşümün hem saha hem de stratejik boyutunda merkezi bir rol üstlenmektedir. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın 1 Temmuz’da Kuzey Irak’ta, Zap ve Metina bölgelerinde yürüttüğü saha temasları, Hakkâri ve Çukurca’daki üslerde yaptığı incelemeler ve ardından Bağdat’a gerçekleştirdiği ziyaret, devletin silah bırakma sürecini her seviyede “hazır, tetikte ve şüpheyle” takip ettiğinin somut göstergesidir. Bu dikkat ve titizlik, PKK mensuplarının gerçek teslimiyetini anlamak ve sürecin meşruiyetini sağlamak adına vazgeçilmezdir.
Siyasi alanda ise, sürecin meşruiyet ve kamuoyunda karşılık bulması açısından önemli bir adım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın DEM heyetini kabulüdür. Bu görüşmeler, terörle mücadelede yalnızca askerî değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik kanalların da etkin bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Erdoğan’ın, silah bırakma sürecinin MİT tarafından titizlikle izlendiği ve provokasyonlara kesinlikle müsaade edilmeyeceği yönündeki vurgusu, devletin kararlılığını ve sürece olan güvenini ortaya koymaktadır.
Ancak bu sürecin bir gösteriye veya propaganda malzemesine dönüşme riski de göz ardı edilmemelidir. Bu tür süreçlerde yaşanan manipülasyonlar, kamuoyunda güven bunalımına ve sürecin zedelenmesine yol açabilir. Dolayısıyla, devletin süreçle ilgili bilgileri “şeffaf ama manipülasyona kapalı” bir biçimde kamuoyuyla paylaşması zorunludur. Böylece hem sürecin şeffaflığı sağlanır hem de provokasyonların önüne geçilmiş olur.
Source: Konuk Yazar
Özgür Özel’i CHP programına uymaya davet ediyorum
Devlet Sırtından Zenginleşme Dönemine Son Verilecektir.
Siyaset, Medya ve Ticaret arasındaki ilişkilerin saydamlaşması, etik kurallara uygun hale gelmesi, tarikat ve çıkar bağlarından arındırılması sağlanacaktır.
‘Tüccar Siyaset’ anlayışına son verilecek, ticaret ile siyasetin bağları kesilecektir.
Siyasi Partilerin ve Adayların Seçim Harcamalarına Etkin Denetim Sağlanacaktır.
Siyasi partiler ile genel ve yerel seçimlerde aday olanların seçim harcamalarının, partilere veya adaylara yapılan bağışların batı demokrasileri normlarına göre sınırlanması ve denetlenmesi sağlanacak, parti gelir ve giderlerine ilişkin veriler periyodik olarak kamuoyuna açıklanacaktır.
Kamu Yönetiminde Saydamlık ve Dürüstlük Egemen Kılınacaktır.
“Kamu görevlilerinin kendileri ve yakınlarına her türlü çıkar sağlayabilecek görev ilişkisine girmeleri engellenecektir.”
“Yerel yönetimlerin ihale, imar değisikliği veya rant oluşumuna neden olacak işlem ve kararları ancak, meslek odaları, muhtarlar ve yöre temsilcilerinin katılımı ile kamuoyunun gözetiminde, yerel meclisler düzeyinde ele alınabilecek; gerektiğinde referanduma başvurulacaktır.
Kamu kuruluşlarının ve belediyelerin, kendileri ile doğrudan ve dolaylı çıkar ilişkisi olan özel ve tüzel kişilerden bağış almaları önlenecektir.
Devlet ve ülke yönetiminde ahlakın ve dürüstlüğün geleneğini simgeleyen Cumhuriyet Halk Partisi, çıkaracağı ‘Siyasi Ahlak Yasası’ ve diğer önlemlerle, siyasette ve kamu yönetiminde erdem ve saydamlığı temel ilke haline getirecek; her türlü kirliliğe son verecektir.
YOLSUZLUKLAR ÖNLENECEKTİR
Etik değerlerdeki erozyonu hızlandıran ekonomik sistemlerin küreselleşmesi ile yaygınlaşan ve gelişen ülkelerde yoksulluğu arttırıcı bir etken konumuna gelen yolsuzluk, siyaset-ticaret-bürokrasi ilişkileri ile büyümektedir.
Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, siyasal yozlaşma yalnızca ahlaki bir sorun olmayıp, ekonomik kalkınmayı da olumsuz etkilemektedir. Yolsuzluk, ekonomik krizlerin hazırlayıcısı ve hızlandırıcısıdır.
CHP’nin parti programında yapmayı vaad ettiklerinden bir parça paylaştım sizlerle…
Daha fazla detay görmek isteyen CHP’nin internet sitesinden bakabilir.
Ne güzel yazmışlar öyle değil mi?
Peki uygulamaya baktığımızda; bu programın yanından geçebilen bir CHP ve genel başkanını görebilmek mümkün mü?
Aksine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘kabadayı’ gibi günde üç öğün Cumhurbaşkanı’na, savcılara ve yargı mensuplarına yani CHP’nin programında yazılanları gerçeğe dönüştürmek isteyenlere yönelik tehditler, hakaretler ve şiddet eğilimli açıklamalar yapıyor.
Özgür Özel, 5 Temmuz 2025’te yaptığı basın açıklamasında; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Sandık kurulana kadar ne mücadele verildiyse, sandık korunsun diye de o mücadele verilir. Ondan sonra Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi TV’den izlersiniz Türkiye’deki demokrasi meydanlarını” dedi.
Özel, devamında ise; “Kimseyi darbeyle, kaba kuvvetle tehdit etmiyoruz. Ama birisi darbeye kalkarsa, sandığı almaya kalkarsa bu millet kendi elleriyle sandığı geri getirir. Bana bu milleti sokağa davet ettirme. Aklını başına topla” diyerek sokağa çıkma çağrısı yapabileceğini belirtti.
Özgür Özel, aynı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Allah’ın korkağı, sen birinci parti olsan parende atarak sandığa gidersin” gibi alaycı ve tahrik edici ifadeler de kullandı.
Özgür Özel, CHP’li Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin de aralarında bulunduğu beş belediye başkanının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanmasının ardından, Gaziosmanpaşa’da düzenlenen mitingde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e hitaben, “Akın, sert kayaya çarptın oğlum! Sabrımızın sonundayız. Gelirim, darmadağın ederim, aklını başına topla. Efendi gibi geliyoruz, eylemimizi yapıyoruz, dağılıyoruz ama tepemin tasını attırma, dağılmamak üzere toplanırız” dedi.
Daha birçok şey sayabilirim…
“Lan” ifadesinin de yer aldığı argo ifadeler havada uçuşuyor.
Bu sıraladıklarımın partinin programıyla bir ilgisi olabilir mi?
Dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak sokaklardaki serserilerin yapmayacağı şeyleri yapmakta bir beis görmüyorlar…
Dokunulmazlıkların çerçevesini yeniden çizmek ya da tamamen kaldırmak şart olmak üzere…
Özgür Özel, kontrolü iyiden iyiye kaybetti…
Freni boşalmış kamyon gibi hareket ediyor.
Türkiye’yi germeye çalışıyor.
Özgür Özel ya partisinin programını yaptıklarıyla değiştirsin ya da CHP’nin programına uysun…
Uymuyorsa da programda yazanların gerçekleşmesi için çaba sarfeden yargı mensuplarına yardımcı olsun…
Yoksa daha çok baklava kutusundan çıkan Euro’lara şaşıran partilileriyle yüzleşmeye devam eder…
İÇİMİZ YANDI
Haberi ilk aldığımdan bu yana içimdeki kor dinmiyor.
Gerçekten çok üzgünüm…
Hafta sonu Osmaniye, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Adıyaman’da konferanslarım vardı.
İlk olarak beş şehidimizin olduğu bilgisini Adıyaman’daki konferansımın sonrasında öğrendim.
Hatta Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın Bölge Müdürlüğü’nün bazı yetkilileri ile aynı ortamda idik.
Jeoloji mühendisleri, petrol mühendisleri ile beraberdik.
Metan gazının herhangi bir kokusunun olmadığını, mağaranın havalandırılmaması nedeniyle gazın birikebileceğini ve petrol yataklarının da civarda olması ile kayaların arasından ‘fay oluşturarak’ gaz salınımı olabileceği üzerine de konuştuk.
Aslında bu bilgileri tekrar anımsayınca boş mağara olsa bile kahraman askerlerimizin ne kadar büyük tehlikeler ile karşı karşıya olduğunu bir kez daha hissettik.
Millî Savunma Bakanlığı, ilk andan itibaren soruşturmayı başlattı.
Bu konuda bir ihmal olmamasını diliyorum.
İhmal söz konusu ise; buna neden olanlara da gereğinin yapılması gerekiyor.
Pırlanta gibi çocuklar…
Maaşa bağlandığı ilk günden itibaren maaşının 2 bin lirası ile yetim bir çocuğa burs veren yetim Özkan, şehit olursam “Kur’an okuduğum bu videoyu paylaş” diyen ve gönüllü olarak mağaraya girdiğini ifade eden Celalettin…
İçimizi yaktınız…
Kahraman şehitlerimiz Abdurrahman Akdoğan, Ahmet Kuşak, Ahmet Gültekin, Celalettin Uyanık, Ege Akar, Enver Yaman, Fikret Mangura, Furkan Sert, Kani Obi, Ümit Üzüm, Mahsun Yeşildemir ve Özkan Özkanlı…
Bize bir kez daha kahraman Türk askerinin ne pahasına olursa olsun silah arkadaşını bırakmayacağını gösterdiğiniz için, Türk askerinin onurunu korumak için düşünmeden koşa koşa şehadete yürüdüğünüz için, bu şerefli ordunun şerefini her daim yukarıda tuttuğunuz için…
Vatan da millet de size minnettardır…
Size layık olma duasıyla, menziliniz mübarek olsun…
Ferhat Murat / Haber7
Source: Ferhat Murat
İsrailli askerden Gazze itirafları: “Tehlike olmasa da öldürün”
İsrail ordusunun yedek askerlerinden biri, İngiltere merkezli Sky News kanalına verdiği röportajda, Gazze’deki görevleri sırasında sivillerin keyfi şekilde öldürüldüğünü ve öldürme emrinin tamamen görevdeki komutana bağlı olduğunu açıkladı. “Kim olursa olsun vurulacaktı” Üç kez Gazze’de görev yapan ve kimliğini gizli tutan asker, “Bir bölgedeydik ve verilen emir netti: İçeri giren herkes ölecek. Tehlike olup olmaması önemli değildi. Kim olursa olsun vurulacaktı” dedi. Tümen’e bağlı olarak görev yaptığını söyleyen asker, iki kez Netzarim Koridoru’na konuşlandırıldığını belirtti. Bu koridor, Gazze’nin ortasında, denizden İsrail sınırına kadar uzanıyor ve bölgenin kontrolünü İsrail lehine bölmeyi amaçlıyordu. İnsanlar bu çizgiyi geçince vuruluyordu Asker, konuşlandıkları bölgelerde çoğu zaman boşaltılmış Filistinli evlerinde kaldıklarını ve bu evlerin etrafına görünmez çizgiler çizilerek, Gazze sakinlerine yasak bölgeler ilan edildiğini ifade etti: “Komutanlar bu sınırları Gazze halkının bildiğini iddia ediyordu ama bu mümkün mü? İnsanlar bu çizgiyi geçince vuruluyordu. Bazen sadece bisiklet süren bir genç oluyordu bu kişi.” “Vahşi Batı. Kimse hesap vermiyor.” Asker, birçok meslektaşının tüm Gazzelileri düşman olarak gördüğünü, hatta silahsız sivillerin bile potansiyel terörist olarak kabul edildiğini söyledi. Bu algının üst düzey komutanlar tarafından da teşvik edildiğini belirten asker, Şucaiyye bölgesinde yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “Bazı Filistinliler, terk edilmiş binalardan hurda ve güneş paneli topluyordu. Hiçbir tehdit yoktu. Ama her komutan kendi kurallarını koyabiliyor. Bu tam bir Vahşi Batı. Kimse hesap vermiyor.” “Hiç kimse onlara acımıyordu.” İsrailli asker, bazı silah arkadaşlarının 7 Ekim’de Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıya atıfta bulunarak sivillerin ölmeyi hak ettiğini düşündüklerini dile getirdi: “Diyorlardı ki: ‘Bu insanlar 7 Ekim’i engellemek için bir şey yapmadı. Hatta belki de keyif aldılar olanlardan. O yüzden ölmeyi hak ediyorlar.’ Hiç kimse onlara acımıyordu.” Bu inancın ordu içinde yaygın olduğunu vurgulayan asker, şöyle devam etti: “Birçok kişi, kalben doğru bir şey yaptığını hissediyordu. Bu insanların masum olmadığını düşünüyorlardı.” Vicdan azabıyla yaşayamayacağımı biliyorum İsrail”de askerlerin orduyu eleştirmesi oldukça nadir ve toplumsal olarak riskli bir davranış olarak görülüyor. Kimliğini gizleyen asker, “Bir hain olarak damgalanmak ya da dışlanmak istemiyorum. Ama gördüklerimi anlatmazsam bunun vicdan azabıyla yaşayamayacağımı biliyorum. Kötü bir şeyin parçası oldum. Bunu anlatmam gerek. Çünkü hem asker hem vatandaş olarak hâlâ bu sistemin içindeyim” dedi. “Halkın çoğu savaşın gerekliliğini sorgulamıyor. İsrail toplumunda orduyu eleştirmenin zor olduğuna dikkat çeken asker, şunları da ekledi: “Halkın çoğu savaşın gerekliliğini sorgulamıyor. Ama neler olup bittiğini gerçekten bilselerdi, belki onaylamazlardı. Bu anlatılanlar bir şeyleri değiştirebilir.” Diğer yandan iddialara ilişkin açıklama yapan İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), tüm operasyonların uluslararası hukuka ve angajman kurallarına uygun şekilde yürütüldüğünü savundu. Açıklamada, “IDF, yalnızca askeri hedeflere yönelik faaliyet yürütür ve sivilleri ya da sivil yapıları hedef almaz. İhlal iddiaları ilgili makamlarca incelenmektedir” ifadeleri yer aldı.
Source: Internet Haber
Rusya”dan İran”a “uranyum” teklifi!
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Brezilya”nın ev sahipliğinde Rio de Janeiro kentinde düzenlenen 17’nci BRICS Liderler Zirvesi”nin ardından basın toplantısı düzenledi. Lavrov, NATO”nun faaliyetlerine değinerek, “NATO”nun genişlemesi, üyeleri dahil kimseye fayda sağlamadı. NATO içinde anlaşmazlıklar derinleşiyor. Dayatılan ideolojilerle değil, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmek isteyen ülke sayısı giderek artıyor” diye konuştu.Lavrov, ABD’nin daha önce İran nükleer programından çekildiğini belirterek, “Bunun ardından İran’ın zenginleştirilmiş uranyumun sınırlanması konusunda hiçbir yükümlülüğü olmadı. Şimdi ise bu konuşuluyor. Bu alanda teknolojik imkanlara sahibiz. Bu teknolojileri paylaşmaya hazırız. Zenginleştirilmiş uranyumun fazlası, Rusya’ya getirilerek işlenebilir, sonra da nükleer enerji tesislerinde kullanılmak üzere İran”a geri verilebilir” ifadelerini kullandı.
Source: Bahadır Alemdar
Son Dakika | Başkan Erdoğan – DEM Parti görüşmesinin arka planı: Terör örgütü PKK ne zaman, nerede silah bırakacak?
Son dakika haberi… Başkan Recep Tayyip Erdoğan, DEM Parti heyetinde yer alan TBMM Başkanvekili ve Van Milletvekili Pervin Buldan ile Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar”ı kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”ndeki kabul, 1 saat sürdü. Kabulde, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ile MİT Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı. AHaber Muhabiri Mert Hacıalioğlu Başkan Erdoğan – DEM Parti görüşmesinin arka planına ve terör örgütü PKK”nın silah bırakmasına ilişkin canlı yayında çarpıcı bilgiler verdi. Başkan Erdoğan – DEM Parti görüşmesinin arka planı! Terör örgütü PKK ne zaman, nerede silah bırakacak? | Video Mert Hacıalioğlu şunları kaydetti: Cuma günü terör örgütünün silah bırakmasını bekliyoruz, buna ilişkin ilk görüntülerin gelmesi bekleniyor. Bu hususta görüşmeler devam ediyor, Pazar günü DEM-İmralı heyeti teröristbaşı Öcalan”ı İmralı”da ziyaret ettiler. TEKNİK KONULAR TAMAM Akabinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Mithat Sancar ve Pervin Buldan kabul edildi. Başkan Erdoğan”ın söyledikleri, İbrahim Kalın”ın yürütmüş olduğu temaslar masaya kondu. Şunu anlıyoruz birçok teknik konu tamamlanmış durumda bu görüşmeyi son niyet beyanı olarak belirtebiliriz. DEM-İmralı heyetinin diğer partilerle de görüşmesi olacak, Meclis”te kurulacak komisyon noktasında destek bekleniyor. Bu hafta sonu ilk görüntüler gelebilir, Süleymaniye”de silahların teslim edilmesi, ilk görüntülerin orada verilmesi ve akabinde sürecin hızlı bir şekilde yoluna girmesi bekleniyor.
Source: Sabah
SON DAKİKA… 12 askerimizin şehit düştüğü o mağarada ne yaşandı? Üç katlıydı PKK hastane olarak kullandı 2 yıl önce ise…
Irak”ın kuzeyindeki Pençe Kilit Harekatı bölgesinden gelen haber Türkiye”nin yüreğini yaktı. Harekat bölgesinde bulunan 852 Rakımlı Tepe”deki mağarada, 2022 yılında şehit olan Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt”un naaşını arayan 19 asker, önceki gün metan gazına maruz kaldı. Hastaneye sevk edilen askerlerimizden beşi tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Milli Savunma Bakanlığı”ndan dün yapılan açıklamada ise şehit sayısının 12″ye yükseldiği vurgulandı. Operasyonda şehit olan kahramanlarımızın isimleri ise Piyade Teğmen Furkan Sert, İstihbarat Üsteğmen Ege Akar, Komanda Astsubay Kıdemli Çavuş Fikret Mangura, Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan, Piyade Uzman Çavuş Ümit Üzüm, Piyade Uzman Çavuş Enver Yaman, Piyade Uzman Çavuş Kani Obi, Piyade Sözleşmeli Er Özkan Özkanlı, Piyade Sözleşmeli Er Mahsun Yeşildemir, Piyade Sözleşmeli Er Ahmet Kuşak, Piyade Sözleşmeli Er Ahmet Gültekin, Piyade Sözleşmeli Er Celalettin Uyanık”tı. O MAĞARADA NE YAŞANDI? Peki 12 vatan evladımızı şehit verdiğimiz operasyon sırasında o mağarada ne yaşandı? Milliyet”in haberine göre 2019″da Irak sınırında başlatılan operasyonlarda mağaralarda da son üç yıl içinde yoğun biçimde arama tarama faaliyetleri başlatıldı. Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt, Pençe Kilit Harekâtı”nın başlangıcında 28 Mayıs 2022″de şehadete ulaştı. Ancak naaşı tüm çabalara rağmen bulunamadı. Bölgede Şehit Bozkurt”un naaşının bulunması için birlikler tarafından planlı olarak arama-tarama çalışmalarına başlatıldı. Son olarak terör örgütünün bir dönem hastane olarak kullandığı, üç katlı ve 30 odalı mağarada olabileceği ihtimali üzerine operasyon o bölgeye yoğunlaştı. Arama tarama çalışmaları kapsamında mağaraya önce eğitimli köpek yollandı. Köpek, bir süre sonra mağaranın içerisinden sağ olarak dönünce ilk grupta yer alan altı asker, mağaranın içine giriş yaptı. Ancak içerideki grupla bağlantının kesilmesi üzerine mağaraya giren altı kişilik ikinci grupla da temas kurulamayınca bu kez 13 askerin daha mağaraya girmesi kararlaştırıldı. Son giren askerler, ilk etapta mağara içinde metan gazından etkilenen ikinci gruptaki beş askeri çıkardı. Gazdan etkilenen 19 asker hastaneye sevk edilirken beşinin şehit düştüğü açıklandı. AFAD İLE ZONGULDAK”TAN MADENCİLER SEVK EDİLDİ Mağaradaki askerlerin çıkartılması için AFAD ile Zonguldak”taki madencilerden de destek alındı. Bölgeye ilk ulaşan AFAD ekipleri, önce mağarayı pompalama yoluyla oksijen ile besleyerek çalışmaları kolaylaştırdı. Gece yarısına kadar süren çalışmanın ardından oksijen seviyesinin yüzde 60″a ulaştı. Bunun üzerine tüp ve takviyeli olarak mağaraya giren madenciler yedi şehidin naaşını çıkardı. MAĞARA ÜÇ KATLI Daha önce PKK”lı teröristlerce hastane olarak kullanılan mağaranın derinlere doğru inen üç katlı bir yapıya sahip olduğu ortaya çıktı. Mağara operasyonları talimatnamelerinde gaz ölçümü yer alıyor, ancak girilen mağaraların çoğunda böyle bir durumla karşılaşılmadığından askerler gaz ölçümü konusunu atlayabiliyor. İki yıl önce arama yapılarak mühürlenmiş bu mağarada da gaz ölçümü yapılmadı. Askerler, mağara operasyonlarında içerisi sıcak ve nemli olduğu, maske buharlaşmaya neden olarak görüşü engellediği için gaz maskesi de kullanmadığı vurgulandı. İKİ YIL ÖNCE MÜHÜRLENMİŞ… HİÇ KULLANILMAMIŞ! İki yıldır mühürlenen ve hiç kullanılmayan mağaranın havalandırma deliklerinin doğal yollarla veya imha sırasında bombalama yoluyla kapanmış olabileceği ihtimali değerlendiriliyor. İçeride imha edilmiş malzemeler ile hayvan kalıntılarının gaz oluşturmuş olabileceği değerlendiriliyor. Bölgenin petrol bölgesi olması nedeniyle metan gazı sızıntısı olmuş olabileceği de bir olasılık olarak ele alınıyor. SORUŞTURMA AÇILDI Arama tarama operasyonu planlı olduğu için sıralı amirler hakkında soruşturma başlatıldı. Bölgedeki bütün telsiz konuşmaları dinlenirken, ilgili askerlerin de ifadeleri alınıyor.
Source: Sabah
Bahçeli'den Özgür Özel'e "Sokağa çağrı" tepkisi: Hayırdır darbe mi düşünüyorsun?
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda konuşuyor.Bahçeli”nin açıklamalarından satır başları şöyle: MAĞARADA METAN GAZINDAN 12 ŞEHİT “Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristler tarafından kullanılan bir mağarada icra edilen arama tarama faaliyeti esnasında metan gazı zehirlemesine bağlı olarak 12 kahraman askerimiz şehit oldu. Hepimizi üzüntüye boğan şehitlerimize Cenab-ı Allah”tan rahmet niyaz ediyor, acılı ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri”ne ve aziz milletimize başsağlığı diliyor. Halen tedavi gören kahramanlarımızı da acil şifalar temenni ediyoruz. Türkiyemiz tarihi bir sürecin tam ortasında huzur ve barış menziline doğru hızla yol alırken dedikodu iklimini sıcak tutmak isteyenleri gözardı etmiyoruz. Önemli gelişmeler yaşanıyor, tuzaklar bozulacak. Bazı çevrelerin provokasyonunu görüyoruz. Orman yangınlarını istismar edip hayali senaryolar üretmeye kalkışmak utanmazlıktır. YOLSUZLUK SORUŞTURMASI CHP”li belediyeler rüşvet batağına saplandı. Uzun süredir dile getirdiğimiz temiz siyaset ertelenemez mükellefiyettir. Siyaset alanının aklanmaya ihtiyacı var. Mahalli yönetimlerde emanet ziyan edilmiş, milletin irade ve güveni hiçe sayılmıştır. CHP yönetimi altında bulunan belediyelerin yolsuzluk ve rüşvet batağına saplanması demokrasi nimetinin ve millet emanetinin göz göre göre çeteleşmiş bir zihniyet eliyle çiğnenmesi bu partiyi neredeyse organize suç şebekesine çevirmiştir. Gayri ahlaki ve gayrihukuki ilişkiler teker teker deşifre edilmelidir. Adana ve Adıyaman belediye başkanları yolsuzluk soruşturması ile yakayı ele vermiştir. İSKİ skandalının kat kat büyüğü mevcut CHP yönetimini sarıp sarmalamıştır. Emanete sahip çıkmayanlar erdemden bahsetmemelidir. CHP ağaca su vermişse kaygı ve korku duymasına gerek yoktur ancak dikene su vermişse bunun bedelini sonuna kadar ödemelidir. Çalan, çırpan, milletin kesesini, devletin kasasını boşaltan zihniyetlerin adalet ve hukuk sözleri neyse, suya yazılan yazı odur. “İDDİANAMELER SÜRATLE HAZIRLANMALI” İtirafçılar yine CHP maskesi takanlardır. İddianameler süratle hazırlanmalı, kovuşturmalar etkin şekilde, en kısa sürede tamamlanmalıdır. Savcılara güvenimiz tamdır ve gece gündüz çalıştıkları bellidir. Tavı kaçan yargı süreçlerinin siyasi kutuplaşmayı beslemesi muhtemel akıbettir. Yargı süreçlerin uzaması sakıncalıdır ve gerek yoktur. Adli yılın başlaması ile Bu ağır yükü ülkemizin gündeminden çekip çıkaralım. Duruşmaların canlı yayınlanmasını talep etmişti muhalefet. Biz de bu beklentinin makul ve meşru şekilde değerlendirilmesini bekliyoruz. Suçlamaların odağındaki şahıslar Türkiye”nin bir hukuk devleti olduğunu unutmamalıdır. ” TRT ÇAĞRISINA DESTEK CHP Genel Başkanı duruşmaların televizyon ekranlarından canlı yayınlanmasını talep etmişti. Madem bu talebinde ısrarlıdır, madem milletimizin her şeyi birebir takibinden yanadır. O halde biz de bu beklentinin makul ve meşru değerlendirilerek ak koyunun kara koyunun mahşeri vicdan huzurunda terkip ve teşri edilmesini ümitle temenni ediyoruz.” BAHÇELİ”DEN ÖZGÜR ÖZEL”E: SOKAK SOKAK GEZ DE GÖRELİM Sokakta hayal kurabilirsin, haydi buyur sokak sokak gez de görelim boyunun ölçüsünü alalım. Bu sokak merakı seni suça sevk ederse karşında Türkiye Cumhuriyeti”ni ve Türk milletini bulursun. Hayırdır Özgür Bey darbe mi düşünüyorsun?”
Source: Ayça Elal