İsrail’in yeni hedefi Türkiye! Peş peşe itiraflar
İsrail’in Gazze’den sonra Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a saldırmasının ardından “Asıl hedef Türkiye” tartışmaları yaşanırken, İsrailli uzmanlardan gelen peş peşe açıklamalar bu iddiayı güçlendiriyor. Türkiye’yi tehdit eden ilk açıklama geçtiğimiz hafta, İsrail televizyonunda bir tartışma programına katılan gazeteci Eyal Berkovic’ten geldi. Berkoviç, İsrail’in hedeflerine gönderme yaparak “Çeyrek finalde Hamas’ı penaltılarla eledik, yarı finalde İran’ı yendik. Finalde ise Türkiye var” demişti. Berkovic’in ardından eski İsrail Yayın Kurumu Başkanı ve güvenlik analisti Yoni Ben-Menachem, Türkiye’yi “bir sonraki düşman” olarak nitelendirdi. Türk ordusunun gücüne ve köklü devlet yapısına dikkat çeken Ben-Menachem, Türk halkıyla bağların onarılmasının zor olduğunu ve İsrail’in Türkiye’ye karşı “sert adımlar” atması gerektiğini savundu. #r-1126944# ABD’Lİ DİPLOMATTAN İTİRAF Amerikalı diplomat ve emekli büyükelçi Charles W. Freeman, İsrail’in bugüne kadar yaptığı saldırılarla bir plan üzerinde hareket ettiğini belirtti. Avrupa kuvvetlerinin eski komutanı General Wesley Clark’ın, 2001 yılında sarf ettiği “5 yıl içinde 7 ülkeyi (Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan, İran) harap etme planını” hatırlatan Freeman “Listedeki yedinci ve son ülke İran idi. Bu senaryo tamamıyla uygulandı. İsraillilerin bunun bir ön gösteri olduğunu ve nihai düşmanın Türkiye olacağını söylüyor. İsrail, ‘Türkiye’yi alt etmeli’ diyorlar” ifadelerini kullandı. RUBIN: EN FAZLA 10 YIL İÇİNDE ABD’deki Yahudi lobisine yakınlığıyla bilinen askerî istihbaratçı Michael Rubin, Türkiye ile İsrail arasında 10 yıl içinde bir savaş yaşanabileceğini dile getirmişti. Rubin haziran ayının başlarında, Washington Examiner için kaleme aldığı analizde, bu savaşın artık uzak bir ihtimal olmadığını belirtmişti. ABD’nin bir NATO üyesi olan Türkiye ile İsrail arasında çıkabilecek savaşa hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayan Rubin “Washington bu senaryoya karşı savaş oyunu simülasyonları hazırlamalı” demişti. KİM NE DEMİŞTİ? VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in “arzımevut – vadedilmiş topraklar” hedefine işaret ederek, “Filistin ve Lübnan’dan sonra gözlerini Türkiye’ye çevirecekler” uyarısında bulunmuştu. (1 Ekim 2024) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Irak, Suriye ve İran’dan sonra sıranın kime geleceği belli. Türkiye’nin egemenliği her türlü saldırıya karşı korunacaktır” dedi. (23 Haziran 2025) Türkiye Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, İsrail’in Türkiye’ye saldırma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek “III. Dünya Savaşı her an çıkabilir” uyarısında bulundu. (13 Kasım 2024)
Source: Baki Sancak
Türkiye”yi açıkça hedef gösterdi! Sözde anlaşma yeniden devrede, haritada yeşil ülke sayısı artacak
İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Gazze Şeridi’ne saldırıların sona erdirilmesi, “Abraham Anlaşmalarının” genişletilmesi ve İran’ı görüşmek üzere ABD’ye gidiyor. İsrail basını, Başbakan Netanyahu ile ABD Başkanı Trump’ın “Gazze’de iki hafta içerisinde ateşkesin sağlanması, bölge ülkeleriyle normalleşmeyi hedefleyen Abraham Anlaşmalarının Suriye ve Suudi Arabistan’ı da kapsayacak şekilde genişletilmesi ve Batı Şeria’da sınırlı İsrail egemenliğine dayalı iki devletli bir çözüme ulaşılması” konusunda anlaşmaya vardığını yazmıştı. Abraham Anlaşmaları”nın ilki İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında 15 Eylül 2020″de Trump”ın öncülüğünde imzalanmıştı. İsrail sözde kendi ülkesinin güvenliği için “Abraham Anlaşmaları” çerçevesinde bir koruma kalkanı oluşturmayı hedefliyor. Hazırlanan haritada, yeşil renkte gösterilen “Ilımlı Abraham Koalisyonu” adı altında Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE), Ürdün, Mısır, Fas, Sudan ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) yer alıyor. Suudi Arabistan, Suriye ve Umman gibi ülkeler “Koalisyona dâhil edilme potansiyeli olan ülkeler” olarak işaretlendi. Gri renkte Türkiye ve Katar, “Hamas ve ‘Müslüman Kardeşler’in destekçileri” olarak sınıflandırılarak açıkça hedef gösterildi. Siyah renkte gösterilen; İran, Irak ve Yemen ise “İran Ekseni” olarak tanımlandı.
Source: Baki Sancak
Suikast hattı WhatsApp! Savaşın koordinatlarını uygulamalar veriyor
ÖMER TEMÜR – Savaşlar sadece cephede değil sanal dünyada da yaşanıyor. Rusya -Ukrayna savaşının ardından son olarak İran-İsrail savaşı siber savaşa dönüşürken, akıllı cihazlar ile insanlar füzelerin açık hedefi hâline geliyor. Verinin tutulduğu ve işlendiği merkezler ise imha edilmesi gereken stratejik noktalara dönüşüyor. #r-1127076# Akıllı telefonlar, saatler, evlerdeki akıllı ev aletleri kısaca internete bağlı bütün cihazlar. Bugün navigasyonlar attığımız her adımı takip ediyor, sosyal medyada her paylaşım anlık konum bilgimizi veri merkezlerine gönderiyor. Paylaşım yapmanıza bile gerek yok, cep telefonunuz açık olduğu müddetçe konum bilginiz tespit edilebiliyor. #r-1125793# Hatırlarsınız İsrail’in Hizbullah’ın elindeki çağrı cihazlarını patlatarak büyük bir saldırıya imza atmıştı. Aynı şekilde İsrail’in Gazze’deki katliamlarda yapay zekâdan yararlandığı sır değil. Gazze’de kullanıcıların sosyal medya paylaşımlarını yapay zekâ ile analiz eden İsrail, önce hangi evin bombalanacağını belirliyor. #r-1127009# Benzer senaryo İsrail-İran savaşının ilk gününde gerçekleşti. İsrail füzeleri, 13 Haziran’da gerçekleştirdiği saldırıda İranlı üst düzey komutanlarını evlerinde yataklarında vurmuştu. Aynı şekilde dokuz nükleer bilim adamını da nokta atışı suikastların hedefi olmuştu. İran ise İsrail’in saldırılarına Microsoft’un veri merkezini vurarak cevap verdi. Bununla sınırlı kalmayan İran yaptığı açıklamada vatandaşlarına WhatsApp’ı telefonlarından silmeye çağrısı yaptı. Meta, WhatsApp iddiaları kabul etmese de bu anlamda sicili oldukça kabarık. Instagram ve Facebook gibi sosyal medya mecralarında kullanıcılarının İsrail aleyhine paylaşımlarına bile tahammül edemeyen Meta, iddiaları yalanlasa da bir darbe de kendi ülkesinden geldi. ABD Temsilciler Meclisi, WhatsApp uygulamasını bütün kurum cihazlarında yasakladığını duyurdu. Temsilciler Meclisi Siber Güvenlik Ofisi tarafından gönderilen iç yazışmada, uygulamanın kullanıcı verilerini nasıl koruduğuna dair şeffaflık eksikliği, kayıtlı verilerin şifrelenmemesi ve potansiyel güvenlik açıkları sebebiyle yüksek riskli olarak sınıflandırıldığı belirtildi. Geldiğimiz noktada teknolojinin silah şirketlerinden bile tehlikeli olduğu aşikâr. Artık hiç kimse güvende değil, hiç bir yer güvenli değil. Yerli İHA ve SİHA’lar kadar yerli yazılımları, yerli yapay zekâyı, yerli işletim sistemlerini bir daha düşünsek ne dersiniz?
Source: Baki Sancak
Saçma sapan bir savaş mıydı?
İsrail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…” Gerçekten anlamsız mıydı, İsrail’in İran’a nokta atışı suikast saldırılarıyla başlattığı ve İran’ın Katar’daki ABD üssünü vurmasıyla biten savaş? İran füzeleri, İsrail’in Demir Kubbe’sini delerek şaşırtıp Tel Aviv başta epeyce zarar verince bir numaralı müttefiğinin yardımına koşan ABD; İran’daki nükleer tesisleri bizzat bombaladığı operasyona “Midnight Hammer” adını vermişti. Geceyarısı Çekici. KAÇANLAR VE DÖNENLER Netanyahu, uzun süredir “ABD bize Tahran yolunu açmalı” diyordu. Amerikan B2’leri çekiçle vurur gibi vurup durdu, İran’ın kafasına. Ama Tahran yolu açılmadı. İran ne kadar gafil avlanmış, kayıp vermiş olsa da kolay lokma değil. Tarihte hiç işgal edilememiş coğrafyasının yanı sıra; şeriat rejimine içeride ve dışarıda nefret beslense de ne İsrail ne ABD, zaten ne de Türkiye’nin sahip olduğu bir üstünlüğü var: yurtseverlik. Kısa savaşın en kızıştığı günlerde İsrail yurttaşları havalimanlarına ülkeden kaçmak için akın etti. İran’dan da Türkiye’ye yoğun bir göç olmasından korkuluyordu. Oysa İran’ın çıkış yolları değil, giriş yollarında trafik tıkandı. Dışarıdaki binlerce İran yurttaşı, saldırı altındaki ülkelerine döndüler… VURUYORUM, KIPIRDAMA Ansızın başlayıp ansızın biten bu garip savaşta İsrail mi ABD’nin askeri, yoksa ABD mi İsrail’in emrinde, birbirine karıştı. İsrail’i destekleyen Amerikanlar İran’ın en büyük üç nükleer yerleşkesini vurdu: Fordo, Natanz ve İsfahan. Yeraltındaki tesislere ne kadar zarar verdiği pek de bilinmeyen bu “çekiç” vuruşları, aslında Rusya ve Çin’e mostralık bir uyarıydı. “Kıpırdamayın” dedi, ABD. Zaten kıpırdayamazlardı. Rusya, Ukrayna’dan dolayı. Çin ise önündeki devasa ve Amerikancı Hindistan engeli yüzünden. Peki İran ile İsrail dalaşı, dünya savaşına dönüşür müydü? Kapitalizmin para için savaş çıkardığı ve teknoloji ürünlerinin artık silahtan daha çok para ettiği düşünülünce; kimsenin işine gelmezdi. Ama iş çığrından çıkabilir, taraflar istemeden de dünya savaşına dönüşebilirdi. Doğrusu ben de korktum. NEZAKET BOMBALARI Neyse ki ABD’nin gördüğü en abuk başkan Trump; “İran çok nazikti. Bize önceden haber verdiler. Saat 1’de füzeleri fırlatacağız, tamam mı? dediler, ben de tamam dedim. Kimseye zarar gelmedi” sabukluğuyla savaşın bitişini müjdeledi de rahat bir soluk aldık. Bir tiyatro seyrettik. Sanki Amerikanlar, İran nükleer tesislerini zarar vermeden zerafetle bombaladı; İran da Katar’daki ABD üssünü nazikçe füzeledi… Bu savaş ticariydi. Ona buna havlayan, önüne geleni ısıran İsrail’in Netanyahu hükümeti, sergilediği güç ve tüm yayılmacılığa karşın, sahne arkasında çok zor durumda. PARA, PARA, PARA Bölgenin “ağa”sı olmak için salt geçen yıl yaptığı askeri harcamalar, para değeri Şekel yükselirken bütçeyi delik deşik etti. Tel Aviv, Paris’i geçerek dünyanın en pahalı kenti oldu. Örnek olarak devasa enflasyonun ezip yoksullaştırdığı Türkiye’de bile en akıllı telefonun bedeli 50-60 bin TL dolayındayken, aynı telefon İsrail’de üç katına, 150 bin TL’ye satılıyor. Evden arabaya, her şey böyle. Halk mutsuz ve öfkeli. İsrail ve ABD, aslında dünya ticaretinden kaybettikleri parsayı geri almak için savaşıyorlar. Teknolojik anlamda bağımlı oldukları rakipleri Çin ve zengin yeraltı kaynaklarından korktukları Rusya ile İran’a da “Bizim pay almadığımız yerde ticaret olmaz” demeye getiriyorlar. Bölgede zaten kendi ektikleri gericilik, terör, İran’daki rezil rejim falan umurlarında değil. Masallaşan Anılar Kış, bahar kılığında girer sevdaların içine. Üşür küçük kasabalar. Anılar, çabucak masallaşır. Hayatı yüreğine yaklaştırır yaşadığın ayrılık. Hangi perdelerde kaldı hayali bilirsin. Sarıldığımda gökyüzü olan yollarım. Bütün otobüslere açtığım kollarım. Ama hep vedaya kalkan ellerim. Yollar çoktan yere indi. Kayboldu gökyüzü. O küçük kasaba yok artık. Hayatı yüreğine yaklaştırır yaşadığın ayrılık. A. Kadri Ergin
Source: Mine G. Kırıkkanat
Zeytine ağıt
Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu. Biz savaşa girmeden yenildik ve önümüzdeki günlerde binlerce zeytin ağacı, maden şirketlerinin makineleriyle kökünden kesilip yok olacak. Sadece zengin ağaçları yok olmayacak. Bu kadim ülkenin binlerce yıllık hatıraları da yok olacak. Evet ülke hafızası yok olacak. Bu beni delirtiyor ve yıllar önce atölye öğrencilerimle filmini çektiğimiz İzmir’in Seferihisar ilçesindeki antik Teos kentine götürüyor ve 2000 yıllık bir zeytin ağacının yamacına ve zeytin ağacı bana anılarını anlatıyor. Bencillik yapmayacağım o anıları sizlerle paylaşacağım. O zamanlar Teos antik bir liman kenti ve yeryüzünün her yerinden gelmiş şairler orada buluşuyor. Dönemin iktidarı bundan rahatsız çünkü şairler açık hava toplantıları yapıp haykırıyorlar: “Hayal kur ve imkânsızı iste!” Tanıdık geldi değil mi? Sonunda iktidar onların Teos’tan gitmesini ister. Ama yeryüzünde her zaman yiğit kadınlar vardır. Güzelliğine herkesin hayran olduğu bir genç kadın limana iner ve oradaki liman işçilerine şöyle der: “Şairlerimi bizden alamayacaklar çünkü onlar bizim hayallerimizi, uzak bilmediğimiz topraklara götürüyorlar ve yeryüzünün bütün şarkılarını bize getiriyorlar!” Ne oluyor liman işçileri belki de dünyanın ilk grevini yapıyorlar ve şairler kenti Teos asla şiirini yitirmiyor. O yıl zengin ağacı coşup dalları kırılacak kadar çok zeytini insanlara armağan ediyor. Anılar içinde benim çok sevdiğim bir tanesi var. Âşık bir kızla oğlanın hikâyesi. Aileler onların evlenmesine çoluk çocuğa karışmasına karşı. Baskı var. Sonunda kızla oğlan kaçıyorlar 2000 yıllık zeytin ağacının açık kapısından içeri girip kuytuda saklanıyorlar. Aileler ara ara bulamıyorlar, herkes birlikte suya atlayıp öldüklerine inanmaya başlıyor. Yas tutuyorlar o zaman zeytin ağacı gençlere “Artık kuytuluktan çıkıp ailenizi bulun” diyor. Gençler evlerine doğru yürüyorlar, ahali boyunlarına sarılıp sevinç gözyaşları döküyor ve Teos’un gördüğü en neşeli düğün yapılıyor. Kurtuluş Savaşı zamanları gencecik asker bir sipere yatmış düşmana kurşun sıkıyor ama düşman yerini tespit ediyor ve kalabalık bir grup askerin peşine düşüyor. Müthiş bir kovalama başlıyor asker koşuyor düşmanlar koşuyor. Birden asker 2000 yıllık zeytin ağacını görüyor ve bir anda onun içine giriyor. Ağaç o kadar koruyucu ki bir insan küçücük bir yere sığınabiliyor. Düşmanlar bir süre onu arıyor ve dönmeye karar veriyorlar o bölgeye de nöbetçi iki asker bırakıyorlar. Zeytin ağacı tehlikenin farkında, genç asker bitik bir durumda neyse ki ertesi gün çoluk çocuk bir aile ağacın altında serinlemek için mola veriyorlar. Ailenin çocukları ağacın içine giriyorlar ve yarı baygın askeri görüyorlar. Durumdan haberdar edilen ailenin reis içeri giriyor ve elinde taşıdığı koca bir çuvalla askeri sarıp dışarı getiriyor ve aile nöbet bekleyen düşman askerlerinin gözü önünde çuvaldaki askeri taşıyıp güvenli bir yere getiriyorlar. Savaş bittiğinde asker o zeytin ağacının gövdesine adını kazıyor. Kazırken bir de bakıyor yüzlerce ad kazılmış. Usulca kazılan adları okşuyor ve birden artık hayal mi bilmem, zeytin ağacı dallarını silkerek onu selamlıyor. 2000 yıllık bir yaşam, zeytin ağacı belki de ünlü komutan İskender’in dinlenme molası veren askerlerini ve kıvırcık saçlı İskender’i de görmüştür. Bir soru aklıma takılıyor neden bütün dinlerde zeytin ağacı neden kutsaldır? Elbet bir nedeni var çünkü yüzyıllar boyunca yoksul, zengin, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Budist, ateist tüm insanları ayrım yapmadan besler. Evet zengin ağacı proleter bir ağaçtır. Hemen her yerde yetişir ve yıllarca insanları beslemeye devam eder. Çok bakım da istemez. O doğanın insana sunduğu en kıymetli armağandır. Şimdi iktidar ve yandaşları onları kesmek için silahlarını kuşandılar, kısaca ülkemize insansız hava uçakları, nükleer başlıklı füzeler atılmasına gerek yok, her zeytin ağacı kesildiğinde düşman biraz daha ülkemizi işgal ediyor. Ne çok vatan haini.
Source: Işıl Özgentürk
Onurumuzdan başka seçeneğimiz yok: Hizbullah”tan silah kararı
Lübnan haber ajansı NNA”da yer alan habere göre, başkent Beyrut’un güneyindeki Dahiye”de düzenlenen Aşura etkinliklerinde konuşan Kasım, İsrail”le ateşkesin devlete sorumluluk yüklediğini ancak İsrail’in saldırılarını devam ettirmesi karşısında Hizbullah’ın hazırlıklı olduğunu belirtti.”İSRAİL SALDIRILARINI SÜRDÜRÜRKEN ELİMİZDEKİ GÜÇTEN VAZGEÇMEYİZ”Hizbullah Genel Sekreteri Kasım, Lübnan’ın güneyine yönelik İsrail saldırılarının sürdüğü bir ortamda Hizbullah”ın silah bırakmasının söz konusu olmayacağını ifade ederek, “Aklı olup doğru düşünen kim, elindeki güç unsurlarını ortadan kaldırır ki? İsrail saldırılarını sürdürürken elimizdeki güçten vazgeçmeyiz.” dedi.Kasım, İsrail’in Nebatiye kentinde sivilleri hedef alan saldırılarının kabul edilemez olduğunu belirterek, devletin bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti.”ONURUMUZDAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK”Hizbullah”ın saldırılar karşısında sessiz kalmayacağını vurgulayan Kasım, “Sonsuza kadar sessiz kalacağımızı mı sanıyorsunuz? Bu doğru değil, bizi zaten denediniz, onurumuzdan başka seçeneğimiz yok.” ifadesini kullandı.HİZBULLAH SİLAHLARINI TESLİM ETMEYECEĞİNİ SIK SIK DİLE GETİRİYORHizbullah, silahlarını ulusal egemenlik bağlamında teslim etmeyeceğini sık sık dile getiriyor.Lübnanlı Dürzi lider ve İlerici Sosyalist Parti’nin eski başkanı Velid Canbolat ve Lübnan’daki Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi lideri Samir Caca da ülkede silahın yalnızca devletin elinde olması gerektiğini belirtmişti.İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak sürüyor.Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.
Source: Muhammet Binici
İran”dan UAEA kararı! Nükleer tesislere girişlerine izin verilmeyecek
İran Meclisi Başkanvekili Hamid Rıza Hacıbabayi, İsrail”in İran”a yönelik 12 gün süren saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu saldırıların ABD”nin uzun yıllardır süregelen politikalarının bir uzantısı olduğunu ifade etti. Hacıbabayi, “ABD”nin derdi İran halkıyla çünkü 7 bin yıllık bir medeniyete sahip halkın, ABD”nin bölgeye hükmetmesine izin vermeyeceğini biliyorlar. Füze ve nükleer meseleler sadece birer bahane” dedi.”Son sözü halk söyledi”Saldırıların ilk gününde bazı üst düzey askeri yetkililerin hedef alınmasının, ülkenin yönetim yapısını zayıflatmaya dönük bir girişim olduğunu savunan Hacıbabayi, “Son sözü halk söyledi. İran milleti birlik içinde sahaya çıktı. Düşman ne kadar çok saldırırsa, halk da o kadar kararlılıkla sahada olacaktır” ifadelerini kullandı.”Kamera yerleştirilmesine izin vermeyeceğiz”Hacıbabayi ayrıca, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile ilişkiler hakkında da açıklamalarda bulundu. İran Meclisi”nin aldığı karar doğrultusunda UAEA ile işbirliğini askıya aldıklarını belirten Hacıbabayi, “Bundan böyle UAEA Başkanı Rafael Grossi”nin nükleer tesislerimize girişine ve buralara kamera yerleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü bu tesislere ait bilgilerin, sahte İsrail rejiminden ele geçirilen belgelerde yer aldığını açıkça gördük” dedi.
Source: Dünya Gazetesi
“PKK”nın silah bırakma görüntüleri hazır” iddiası: Tarih belli oldu!
DEM İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 8 ya da 9 Temmuz tarihlerinden birinde görüşeceği öne sürüldü.
Gazeteci Hilal Köylü”nün haberine göre; Erdoğan’la yapılacak görüşmede ana gündem silah bırakan tüm örgüt üyelerinin durumu ana gündem maddesi olacak. Yürürlüğe giren yeni infaz düzenlemesinin terör suçlularını kapsamadığını hatırlatan DEM Parti kaynakları, meclisin yeni yasama yılında bu yönde gelecek yeni bir infaz düzenlemesinin kapsamı üzerinde şimdiden çalışıldığını söylüyor.
GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILACAK İDDİASI
DEM İmralı Heyeti’nin Erdoğan’la yapacağı görüşmenin süreci daha da hızlandıracağını belirten DEM Parti kaynakları “Her şey yolunda. PKK’nın silah bırakma görüntüleri de yolda. Temmuz’da, çok da geç olmadan o görüntüler de kamuoyuyla paylaşılacak” mesajı veriyor.
KOMİSYONDAKİ ÜYE SAYISI 100 OLMAYACAK
MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis”te kurulacak komisyonun 100 üyeli olmasını istemişti.
İddiaya göre; AKP 100 üyeli bir komisyonda diyaloğun zor olacağı, tartışmaların verimli ve hızlı yürümeyeceği gerekçesiyle daha sınırlı sayıda bir üyesi olan komisyondan yana tavır aldı.
Source: Haber Merkezi
Bu vatanın yiğit kızları senin yolunda Cennet abla
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti ancak Türk milleti, şehit kahramanları hiçbir zaman unutmadı. Cennet”in ismi Kayseri ve Bünyan”da iki okula verildi. Ankara”da Özel Harekât Daire Başkanlığı”nda şehit düşen Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit”in çocukluğundan şehadetine kadar olan kişisel eşyalarının sergilendiği Kayseri”nin Bünyan ilçesindeki anı evi, 26 bin ziyaretçiyi ağırladı. Şehidin babası tarafından oluşturulan anı evini ziyaret edenler anı defterine duygularını yazdı. Niğde”den gelen ziyaretçilerden Seher Aysu, anı defterine, “Cennet abla biz şunu anladık, şehitliğin yolu yiğitlikten geçiyormuş. Bu vatanın yiğit kızları senin yolunda Cennet abla” yazarken kimi “Senin gibi polis olacağız”, kimi ise “Teşekkürler kahraman” yazdı. Şehit babası Yahya Kemal Yiğit, “Biz yüce bir milletiz. Ben kızımın adı ve hatıraları unutulmasın diye bu anı evini yaptım. Türkiye”nin dört bir yanından insanlar Cennet”i kendi kızları, kendi kardeşleri, kendi ablaları gibi sahiplenip buraya geldiler. Cennet”in eşyalarına bakıp ona dua ettiler. Burada duygu dolu anlar yaşadık. Geçtiğimiz günlerde Gaziantep”te düğünlerini yapan bir çift ertesi gün Cennet”in anı evini ziyarete geldi. Karar almışlar balayına gitmeyeceğiz şehidimizin anı evini ziyaret edeceğiz demişler. Bunu duyunca gözyaşlarıma hâkim olamadım. 8 yılda kızımın anı evini 26 binden fazla kişi ziyaret etti. Bu gurur bize yeter” dedi. Şehit Cennet Yiğit”in anı evini ziyaret için Niğde”den gelen Ahmet ve Seher Aysu çifti, şehidin anı defterine duygularını yazdı. Cennet Yiğit”i şehit eden şarapnel parçalarını ve üzerinden çıkan eşyaları görünce nasıl büyük bir kahramanlığa imza attığını daha iyi anladığını belirten Seher Aysu (25), şehidin anı defterine şu cümleleri yazdı: “Şairin dediği gibi “Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır” dizesinin manası benim için sensin Cennet abla. Kurtuluş Savaşı”nda cepheye mermi taşıyan Şerife Bacı gibi sen de 15 Temmuz gecesi yiğitliğinle destan yazdın. Sen bizlerin örnek aldığı bir kahramansın. Allah her Türk gencine böyle kutlu bir vazife ve makam nasip etsin. Ömrünün en güzel zamanlarını gözünü kırpmadan vatan için hediye edip ölümsüz bir hayatı seçtin. Her damla kan bir bayrağa renk, bir millete onur olur. Cennetin yolu kolay değil, o yol korkmadan yürüyenlerin yoludur. Sen benim ve neslimizin kadın kahramanısın. Biz şunu çok iyi anladık. Şehitliğin yolu yiğitlikten ve vatanseverlikten geçiyormuş. Biz de bu yolda seninle birlikteyiz. Rahat uyu Cennet abla, bu vatanın yiğit kızları senin yolunda…” BİZİM İÇİN ŞEREF DEFTERİ Kızı Cennet Yiğit”e özleminin her geçen gün daha da arttığını belirten şehit annesi Huriye Yiğit hüznü ve gururu bir arada yaşadığını söyleyerek, “Kızım Cennet şehit olsa da o hatıralarıyla anı evinde yaşıyor. Cennet”imin eşyalarını, onu şehit eden şarapnel parçaları, silahı ve üzerinden çıkan eşyalarını bu anı evinde sergiliyoruz. Hem yabancı ülkelerden hem de Türkiye”nin dört bir yanından bu anı evinin ziyaretçileri var. Adı anı defteri olsa da o defter bizim için şeref defteri. Yazılanları okuyunca eşimle gözyaşlarımıza hâkim olamıyoruz” dedi. AĞLATAN NOTLAR bulunan anı defterine duygularını yazan ziyaretçilerin mesajları ise okuyanları duygulandırıyor. ❱ Defne Simay Candan: Adının verildiği okulda okumak benim için çok büyük bir onur Cennet abla. Rabbim seni ve 62 arkadaşının mekânını cennet eylesin. Cennet ablamın hikâyesini birçok yerden dinledim. Ama annesinden hayat hikâyesini dinlemek bambaşkaydı. ❱ Fatma Elçi: Hayallerimin kahramanı güzel ablam. Eminim cennetin en güzel köşesini gülüşünle süslüyorsun. Her ne kadar yansa da yüreğimiz, başımız dik sen ve şehitlerimizin onur ve gururuyla. Benim hayalim senin gibi komiser yardımcısı olmak. Dualarım önce polis olmak, sonra şehitlerimizin yolundan gelmek olacak. ❱ Nursima Uğurlu: Ben de senin gibi özel harekâtçı olmak istiyorum. Bıraktığın bayrağı azimle taşıyacağım. ❱ Aslı Gencer: Senin yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki. İçimden geçenleri aktaramıyorum. Allah yukarıda, makamını çok kıskanıyorum. Çünkü en güzel mevkidesin. Rabbime dua ediyorum inşallah ben de senin gibi olacağım. Bunun için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Senin gibi üniversite okuyup polisliğe geçmek istiyorum. İnşallah daha sonra da PÖH olmak istiyorum. Senin yerini dolduramam ama senin izinden gelmeyi Rabbim bana nasip etsin. Sizler bu vatan için yeşerip Cennet”te açan çiçeklersiniz.
Source: Ali Altuntaş
Gazze yok oluşun eşiğinde
Terör devleti İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze Şeridi”ni mezarlığa çevirirken neredeyse tamamını da devasa bir moloz yığınına çevirdi. SABAH, İsrail”in yerle bir ettiği Gazze”nin dramını, bölgede yaşayan insanlardan anlık bilgi alarak gündemde tutmayı sürdürüyor. Gazze”de yaşayan Dr. İsmail es-Sevabite son durumu değerlendirdi. Gazze”de uygulanmak istenen şeytani planlara geçit vermeyeceklerini kaydeden Sevabite, “Gazze”nin yüzde 88″i yok edildi. Yüzde 77″si ise fiilen işgal altında. Dünyada böylesine bir sistematik yok edilişin örneği yok. 70 bin çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölümle karşı karşıya. 2 bin 483 aile tamamen yok edildi. Anne, baba ve tüm bireyleriyle birlikte sivil nüfus kaydından silindiler. 5 bin 620″den fazla aileden sadece bir kişi hayatta kaldı. Bütün bunlara direndik. Hiçbir kirli plana geçit vermeyeceğiz” dedi. AÇLIK HÜKÜM SÜRÜYOR Sevabite, “2,4 milyondan fazla sivil, 600 günü aşkın süredir soykırım, aç bırakma ve etnik temizlikle karşı karşıya. Şehit ve kayıp sayısı 63 bini geçti. Bunların arasında 18 binden fazla çocuk, 12 bin 400 kadın bulunuyor. 123 binden fazla yaralı var. Bunların 17 bini uzun süreli rehabilitasyona ihtiyaç duyuyor. Ayrıca 4 bin 700″den fazla uzuv kaybı vakası, yaklaşık 6 bin 600 tutuklu mevcut. Tutuklananlar arasında doktorlar, gazeteciler ve ilk yardım görevlileri de var. İsrail, 38 hastane ve 82 sağlık merkezini yok etti. Sağlık sistemi neredeyse tamamen durdu. 22 bin hasta, sınır kapıları kapalı olduğu için yurt dışında tedavi olamıyor. 12 bin 500 kanser hastası ölüm tehlikesiyle karşı karşıya” şeklinde konuştu. Milyonlarca insanın yerinden edildiğini kaydeden Sevabite, “149 eğitim kurumu tamamen yıkıldı. 13 binden fazla öğrenci öldürüldü. 785 bin öğrencinin eğitimi tamamen durduruldu. 2 milyondan fazla sivil zorla yerinden edildi. 210 bin konut tamamen yıkıldı. 280 binden fazla aile evsiz kaldı. 719 su kuyusu, 3 bin 780 km elektrik hattı ve 2 bin 85 milyon metre yol tahrip edildi. 227 kamu kurumu yıkıldı. Tarım sektörü yüzde 92 oranında yok edildi. Sebze üretimi 405 bin tondan sadece 49 bin tona düştü. Balıkçılık tamamen yok oldu” ifadelerini kullandı. 66 ÇOCUK AÇLIKTAN ÖLDÜ GAZZE”deki hükümet, İsrail”in sınır kapılarını kapatması ve gıda girişini engellemesi sonucu yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitiren çocuk sayısının 66″ya yükseldiğini açıkladı. Öte yandan İsrail”in 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 81 artarak 56 bin 412″ye yükseldi. İSRAİL”DEN KIRLI OYUN: UN ÇUVALLARINDAN UYUŞTURUCU ÇIKTI GAZZE Şeridi”nde, ABD ve İsrail güdümündeki “Gazze İnsani Yardım Vakfı” kanalıyla kurulan sözde insani yardım merkezlerinde dağıtılan un çuvallarında uyuşturucu hap bulundu. Gazze”deki hükümetin Medya Ofisi, 4 kişinin, Amerikan-İsrail yardım merkezlerinden gelen un çuvallarının içerisinde Oksikodon tipi uyuşturucu hap bulduğunu kaydetti. Bazı uyuşturucu maddelerin, unların içine öğütülerek konulma ihtimali olduğu aktarıldı. İsrail”in, uyuşturucuları insani yardımlarla Gazze içlerine sokarak Filistin halkı arasında bağımlılığı yaymaya çalıştığı kaydedilen açıklamada, bu maddelerin “kirli savaşta yumuşak bir araç” olarak kullanılmasının savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğu vurgulandı.
Source: Harun Sekmen
Tarih verildi: THY”nin İran seferleri yeniden başlıyor
Türk Hava Yolları, İsrail-İran arasındaki çatışmalar nedeniyle durdurduğu İran seferlerini yeniden başlatma kararı aldı. THY Genel Müdürü Bilal Ekşi , 30 Haziran”dan itibaren Meşhed seferlerinin yeniden başlatılacağını duyurdu. 30 HAZİRAN”DA BAŞLIYOR THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 30 Haziran Pazartesi günü İran-Meşhed seferlerimizi tekrar başlatıyoruz ifadesini kullandı. Türk Hava Yolları, İsrail-İran arasında yaşanan saldırıların ardından uçuş güvenliği nedeniyle İran seferlerini durdurmuştu.
Source:
Resul Tosun yazdı: İran”da rejim değişir mi?
ABD ve batı desteğiyle İsrail İran”a saldırdığında, “İran”a destek olma vakti!” demiştim.Kimileri bizim İrancı olduğumuzu zannederek İran”ın yapıp ettiklerini saymıştı.Peki Batının destek verdiği saldırı karşısında Türkiye hariç, bölge ülkeleri İran”a destek verdi mi?Vermedi!Çünkü ona destek vermesi gereken bölgedeki ülkelerin seyirci kalmasının hatta İran”dan İsrail”e atılan füzeleri engellemeye çalışmasının arkasındaki asıl sebeplerden birisi de bizzat İran politikalarıdır.İran bölgede öylesine ilkesizce genişleme politikası takip ederek yüzbinlerce Müslümanın katledilmesine sebep oldu ki, vuran taraf ABD de olsa İsrail de olsa sessiz kaldılar hatta saldırgana yardımcı oldular!Etme bulma dünyası. Ne ekersen onu biçersin.İranlı Şii milislerin zalim Baas rejimini ayakta tutmak için sadece Suriye”de öldürdüğü Müslüman sayısı İsrail”in 75 sene boyunca Filistin”de öldürdüğünden kat kat fazladır!Ama buna rağmen saldırgan İsrail olunca bizim İsrail”in karşısında durmamız gerekirdi.O yüzden savaş sırasında, İran”a destek verme zamanıdır demiştik.Şimdi de İran yönetimine hatırlatma zamanıdır.Zor zamanda yalnız kalmamak için Müslüman ülkelere özellikle Arap ülkelerine karşı sürdürdüğü kanlı nüfuz politikasını terk etmeli ve İslam dünyasının bir parçası olarak halkı Müslüman ülkelerle dostane ilişki kurmaya başlamalıdır.Zor zamanlarında kendisine destek veren Türkiye”ye karşı bile görünürde dostane ama bir yandan da saman altından su yürüten sinsi politikalar izlediğini bilmeyen mi var?!ABD tıpkı Irak”ı işgal ettiği gibi asılsız bahanelerle İran”ı vurdu ve “nükleer silahtan vaz geç seni yaşatayım!” diyerek Firavunvari tehditler savuruyor!Bu tehditler İran”ın şahsında bölge ülkelerine, “nükleer silah edinmeyin İsrail”i tehdit edecek kadar güçlenmeyin” mesajıdır.”Finali Türkiye ile yapmak” söylemi yabana atılacak bir gözdağı değildir!Tekrar konuya dönecek olursak.İran”da şimdi birileri rejimin değişeceği üzerine fikir imal ediyorlar.Sadece şu kadarını söylemeliyim ki, İran”da rejim değişikliği öyle zannedildiği kadar kolay değildir.Çünkü İran, devrimden sonra rejimi garantiye alacak gerekli adımı atmış ve ideolojik askeri bir güç olan Devrim Muhafızlarını kurmuştur.Yönetimi canı pahasına savunacak bir silahlı güçtür devrim muhafızları.Mısır ve Tunus”un eksiği de buradadır. Devrimi koruyacak silahlı bir kuvvet kurmadıkları için eski yönetimin ordusu ve güvenlik güçlerini aynen korudukları için Mısır”da da Tunus”da da yeni rejim kısa sürede etkisiz hale getirilmiştir.Suriye”nin bundan ders çıkardığını görüyoruz. Rejimin ordusunu lağvetti ve yeni bir ordu kurduğu için orada da emperyalist güçler kolayına rejim ithal edemezler.Örnek bir uygulamayı hayata geçirememeleri İslami hareketlerin en büyük eksiğidir. Dünya Müslümanlarının göğüslerini gere gere “İşte örnek İslam devleti” diyeceği bir uygulama maalesef yoktur.İslam adına inkılap yapan İran”ın da, kimi ülkelerde işbaşına gelen dindarların da başarılı bir örnek sergileyememiş olması düşündürücüdür!Asrın idrakine söyletemediler İslam”ı!Fas”da iktidar olan Adalet Kalkınma Partisi, Tunus”da iktidar olan Nahda hareketi, Mısır”da iktidar olan İhvan hareketi, Afganistan”da yönetimi ele alan önceki İslami hareketler ve en son Taliban hareketi ve İran devrimi, bunların hepsi İslam”ı referans aldılar ama maalesef örnek bir İslami uygulama ve dünyanın gıpta edeceği bir düzen kuramadılar.Fiziki başarıları kapitalist ABD de komünist Çin de başarıyor. Ama medeniyet inşa edemiyorlar.Çünkü maddi kalkınmaya kültürel ruh verilmeyince medeniyet oluşmuyor, ortaya ruhsuz bir kalkınma çıkıyor.İktidar olmak sadece yönetmek değildir. Recep Garip beyin ifadesiyle, “Devlet yalnız bir yönetim biçimi olarak değil; bir medeniyet taşıyıcısı, bir şuur ve inanç yapısıdır.”Bu başarılamamıştır maalesef.Aksine mesela İran”da devrimin 46 yıldır İran halkını İslami hayata özendirecek bir başarısı olmadı. İran sokaklarını gezin, birkaç tesettürlü bayan dışında İslam”ın topluma yansımadığını görürsünüz!Tersine daha fazla muhalif üretmiş bilmeyenler de oradaki muhalefete bakarak rejimin değişeceğini zannediyorlar.Muhalefete rağmen ben İran”da bir rejim değişikliği ihtimalini çok zayıf görüyorum.ABD-İsrail saldırısının rejimi daha da güçlendirdiği bile söylenebilir.Savaş açılan ülkeden insanlar kaçar! İsraillilerin kaçtığı gibi… İran”da tersi oldu yurt dışındaki İranlılar ülkelerine dönmek için sırada beklediler!Hülasa İran”da rejim kolayına yıkılmaz ama İran yönetiminin bu savaştan çıkaracağı en önemli ders komşu ülkelere karşı yürüttüğü kanlı nüfuz siyasetini terk ederek İslam dünyası ile samimi bir şekilde bütünleşmesidir.Tabii ki tek sorumlu İran değil. Bölge ülkeleri de en az İran kadar sorumludur.Gazze”den bir dostum İsrail sokaklarındaki billboardlardan bir fotoğraf göndermiş.Ortada Trump ve Netenyahu ikisinin etrafında bütün Arap liderlerinin fotoğraflarının yer aldığı afişte “The Abraham Alliance (İbrahim anlaşmaları) It”s time for a new middle east (Yeni bir Ortadoğu zamanı) ibareleri konmuş.Bu afişe Suriye dışında itiraz eden de yok!”(Kişiler) kendilerindekini değiştirinceye kadar Allah hiçbir toplumu değiştirmez.”(Ra”d Suresi,11. Ayet.)
Source: Resul Tosun
İngiltere”den İHA”ları vurmak için yeni taktik
İngiltere ordusunun “terör örgütleri” ya da “düşman uluslardan” gelecek olası saldırılara karşı ülkeyi korumak için askeri araçlara “anti-drone” lazerler yerleştireceği belirtildi.The Mail on Sunday gazetesinin haberine göre, İngiltere’yi “sürü saldırılarından” korumak amacıyla askeri araçlara insansız hava araçlarını (İHA) vurarak düşürebilecek lazer silahları yerleştirilecek.HEDEFİNİ ISITARAK PATLATIYORSavunma uzmanlarına göre, lazer silahlarının olduğu askeri araçlar hem hava üslerinin hem de kritik ulusal altyapının korunmasında etkili olabilir. Bu kapsamda tanklara, zırhlı personel araçlarına ve keşif araçlarına lazer yerleştirilecek. Bu lazerlerin yaklaşık 1,6 kilometre öteden havadaki İHA’ları patlatabileceği düşünülüyor.Lazer planlarının detayları, İngiltere’nin “Rusya ve Çin’den gelen tehditlere karşı” savunma harcamalarını artırma yoluna gittiği bir dönemde basına yansıdı.Konu hakkında verilen bilgilere göre, “doğrudan enerji silahları” olarak bilinen lazerler, yoğun bir kızılötesi ışın ile ateş ediyor, bu da hedefin ısınıp infilak etmesine sebep oluyor. Lazerlere aynı zamanda İHA’ları takip edebilen sensörlerin de yerleştirilmesi bekleniyor. Böylelikle silahın hedefine “kilitli” kalmasının sağlanması isteniyor.IŞIK HIZINDA VURABİLİYORBu silahlar, geleneksel silahların aksine hedeflerini ışık hızında vurabiliyor ve mühimmat konusunda ise “neredeyse sınırsız” kabul ediliyor.İngiltere Savunma Bakanlığı, bu ay başında yaptığı açıklamada, lazerlere 1 milyar sterlin yatırım yapacağını duyurmuştu. Lazer planının detayları ise bakanlığın savunma şirketlerine yaptığı “ön pazar iş bildiriminde” ortaya çıktı.Gazetenin gördüğü belgeye göre, Savunma Bakanlığı “1 kilometrenin üzerinde menzillerdeki insansız hava sistemlerini (İHA’lar) yok etmek için doğrudan lazer enerji silahı” almak istiyor. Savunma şirketlerinin ise 20 milyon sterlinlik anlaşma için teklif verirken kendi sistemlerinin bakanlığın beklentilerini karşılayabileceğini kanıtlaması gerekiyor.
Source: Erkan Talu
Paşinyan”ın kritik sınavı sürüyor!
Ermenistan”ın ruhani kalbi Eçmiadzin”de yaşananlar, basit bir gözaltı operasyonundan çok daha fazlasıydı. Suçlama net: “Anayasal düzeni şiddet yoluyla yıkmak.”
Gözaltına alınanlar listesi çarpıcı…
Kilise”nin en radikal kanadı, Kremlin”e yakınlığıyla bilinen ve servetini Rusya”daki devlet ihaleleriyle kazanan iş insanı Samvel Karapetyan gibi figürler ve eski güvenlik bürokrasisi…
Bu yapı, Paşinyan”ı sadece bir siyasi rakip olarak değil, Rusya ile olan kutsal ittifakı bozan bir Sorosçu vatan haini olarak görüyor. bir hain olarak görüyor.
KİLİSE PAŞİNYAN’A CEPHE ALDI
Paşinyan”ın Batı”ya attığı her adım, eski düzenin köklerine indirilen bir baltaydı aslında.
Rusya liderliğindeki KGAÖ”yü fiilen terk etmek, AB misyonlarını ülkeye davet etmek, AB ülkelerinden silah almak, ABD ile ortak tatbikat yapmak; Kuşkusuz Moskova”nın olumlu karşılamayacağı hamleler.
Darbe girişimiyle suçlanan Başpiskopos Bagrat Galstanyan, işgal edilen Karabağ”dan çekilmeyi kabul etmeyen bir görüşe sahip. Paşinyan”ın sahadaki mağlubiyeti kabul edip dünyaya açılmış yeni bir bölgesel güç olarak var etmeye çalıştığı Ermenistan fikrine karşı.
PAŞİNYAN VİZYONU
Paşinyan, Ermenistan”ın son yıllarda gördüğü vizyon sahibi liderlerden. Geçmişin gölgesinde yaşamak yerine, geleceği inşa etme planı var. Bu çerçevede attığı en mantıklı adımlardan biri artık bölgesel bir güçten küresel bir güce doğru ilerleyen Türkiye”yle normalleşmek.
Erivan sokaklarında darbe karşıtı operasyonlar yapılırken, Paşinyan İstanbul”da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kameralara gülümsüyordu. Yakın zamanda iki ülkenin normalleşmesi hem Ermenistan hem Türkiye hem de Azerbaycan için faydalı olacaktır.
Zira Ermenistan”ın nefes alabilmesi için yeni kapılara, ticaret yollarına ve en önemlisi siyasi bir role ihtiyacı var. Eskiden bu Rus yönetimler tarafından karşılanıyordu. Ancak zaman ilerledikçe, Moskova, Ermenistan”a olan ilgisini azalttı.
Karabağ”ın kurtarılması operasyonunda, Türkiye’nin de etkisiyle Azerbaycan birliklerine karşı savaşmadı ve Erivan”ı yeni bir arayışa itti.
BİLEK GÜREŞİNDEN KİM GALİP ÇIKACAK?
Şüphesiz Rusya”nın darbe girişiminin arkasında olduğunu söylemek -aksi kanıtlanmadıkça- doğru olmayacaktır. Ancak bu zorlu dönemde Kremlin”e yakın bir iktidarın görevde olması elbette Putin yönetimi tarafından olumlu karşılanacaktır.
Peki yakın zamanda Ermenistan”da anti demokratik bir girişim olur mu? Ekonomiyle başlayalım. Ermenistan halkı son 5-10 yılda, geçmişe göre çok daha iyi bir refaha sahip.
Düşük enflasyon, 2018″deki “Kadife Devrim” sonrası yapılan reformlar ve azalan yolsuzluk, memnuniyet sebepleri.Son yıllarda diasporanın ülkeye dönüşleri de artıyor. Dolayısıyla halk memnuniyetsizliği yok.
BAŞARILI OPERASYONLAR GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Ulusal Güvenlik Servisi”nin çalışmaları da etkileyici. 2020″de Paşinyan”a yönelik bir suikast girişimi engellendi. 2021″de dönemin Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan darbe girişimi suçlamasıyla görevden uzaklaştırıldı.
Bu çerçevede kadroların değişiminin ardından ordunun da Paşinyan”dan yana olduğu değerlendirilebilir.
Dolayısıyla tüm bu gelişmeler ışığında, Ermenistan”ın büyüyerek, başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere; Bölgeye faydalı bir yapıya kavuştuğunu söylemek mümkün. Ermenistan halkının da liderlerine sahip çıkması gerekiyor.
Bartu Eken / Haber7
Source: Bartu Eken
İsrail, Gazze”de “Nuh Tufanı” ayetinin olduğu broşürler dağıttı
İsrail devlet televizyonu KAN”ın haberine göre, İsrail ordusu, Gazze”nin kuzeydoğusundaki Es-Sudaniyye bölgesinde ayet içeren broşürler dağıttı. Broşürlerde, Nuh Tufanı”na atıfta bulunan Sonunda zulümlerini sürdürürlerken tufan onları yakaladı (Ankebut suresi 14. ayet) ayeti yer aldı. Haberde, bu broşürlerin neden dağıtıldığına ilişkin bilgi verilmedi. Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme gerekçesiyle 7 Ekim 2023″te İsrail”e Aksa Tufanı adı altında kapsamlı saldırı düzenlemişti.
Source: Dış Haberler Servisi
THY”nin İran seferleri yeniden başlıyor
THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “30 Haziran Pazartesi günü İran-Meşhed seferlerimizi tekrar başlatıyoruz” ifadesini kullandı. ️30 Haziran Pazartesi günü İran – Meșhed seferlerimizi tekrar başlatıyoruz.— Bilal EKŞİ (@BilalEksiTHY) June 28, 2025
Source: Emrullah Koçin
Yusuf Yaser Aksu, Avrupa şampiyonu
İtalya”nın Caorle kentinde düzenlenen U15 Avrupa Güreş Şampiyonası”nda Türkiye”yi temsil eden Samsunlu 85 kilo güreşçi Yusuf Yaser Aksu, finalde Rus rakibini 9-0 yenerek altın madalya kazandı. Samsun Vezirköprü doğumlu olan ve yarışmalara Kavak Yaşar Doğu Sporcu Eğitim Merkezinde hazırlanan Yusuf Yaser Aksu finale kadar karşılaştığı rakiplerini sırasıyla 8-0, 9-1 ve 8-0 teknik üstünlükle yenerek finale kaldı. Finalde ise Rus rakibine 8-0 teknik üstünlük sağlayarak yenen Aksu, Ay-yıldızlı bayrağı Avrupa”da dalgalandırarak gurur yaşattı.
Source: Www.star.com.tr
Tel Aviv”de binlerce kişiden protesto
İsrailli esirlerin yakınlarının bir araya geldiği çatı oluşumun, İran a saldırıların ardından bir anlaşma için tarihi fırsat penceresinin açıldığı sloganıyla yaptığı çağrı üzerine binlerce kişi, akşam saatlerinde başkent Tel Aviv deki Savunma Bakanlığı kompleksinin önünde 2 hafta sonra ilk kez toplandı. Göstericiler, Başbakan Binyamin Netanyahu ve iktidar koalisyonu aleyhinde attıkları sloganlarla hükümetten Gazze de ateşkes ve Hamas ile karşılıklı esir takası anlaşması imzalanmasını talep etti. Hem Gazzeliler hem de İsrail halkı için korkunç bir çatışma İsrailli gösterici Noam Traub da Netanyahu hükümetinin Gazze de ateşkes ve esir takası anlaşmasına varmaya istekli olmadığını belirterek, İsrail in 7 Ekim 2023 ten bu yana sürdürdüğü saldırıların hem Gazze deki insanlar hem de İsrail halkı için korkunç bir çatışma olduğunu dile getirdi.Gazze ye saldırıların bir an önce bitmesini arzu ettiğini belirten Traub, esirler evlerine dönene kadar Netanyahu hükümetinin hiçbir açıklamasına inanmadığını söyledi. Gösterilere katılan David isimli protestocu ise Netanyahu nun Gazze Şeridi ne yönelik saldırıları durdurmaktan çok korktuğunu vurgulayarak, Çünkü savaşı durdurursa hükümeti düşebilir. dedi. İsrail in 13 Haziran da İran a başlattığı sürpriz saldırı sonrası ülke çapında gösteriler yasaklanmıştı.
Source: Habertürk
Mısır”da alıkonulan Türk yardım gönüllüsü Ali Rıza Topkan yaşadıklarını anlattı
Gazzeli hastalara yardım ulaştırmak amacıyla gittiği Mısır”da Sisi rejimi tarafından alıkonulan Türk yardım gönüllüsü Ali Rıza Topkan yaşadıklarını anlattı:
“Ben Gazze’ye yardım etmek için ailemle birlikte Kahire’ye gittim. Oradaki yaralılara, özellikle protez ihtiyacı olanlara yardım ulaştırmak, nakdi ve gıda desteğinde bulunmak, onlarla muhabbet etmek, yanlarında olmak, moral vermekti niyetimiz.
*Ama hiçbir şey planladığımız gibi gitmedi…
* Pasaport işlemlerini yaptıktan hemen sonra Mısır polisi beni gözaltına aldı. Ne olduğunu anlamadan, elimden telefonumu istediler. O anda içime doğdu, “Eğer birine haber veremezsem burada kaybolurum” dedim. Hızlıca Mısır’da yaşayan bir tercüman arkadaşıma mesaj attım:
*“Tutuklandım, lütfen aileme haber verin.”
* Mesajı attıktan birkaç saniye sonra telefonum alındı ve bir daha da elime geçmedi. Sonradan öğrendim ki o kardeşimiz mesajımı Türkiye’den Eyyüp Yaşar abiye ulaştırmış. Ve bu sayede Türkiye’de kamuoyu oluşmuş. Ama bunun bedelini o kardeşim çok ağır ödedi… Gece saat 12’de evine baskın yapmışlar. Eşinin ve çocuklarının önünde başına çuval geçirip götürmüşler. Zindanda işkence etmişler, elektriğe vermişler. Şu an diz kapaklarında, ayaklarında ciddi hasar var.
*Tek suçu bana yardım etmekti…
* Ben ise sorguya alındım. 48 saat boyunca ne yemek, ne su, ne uyku… Sürekli ayakta, tehdit, hakaret, baskı… Sordukları hep aynıydı: — Niçin Gazze’ye yardım ediyorsun?
— Kaç kez yurt dışına çıktın?
— Neden Gazze?
Ve tehdit: *“Sizi burada öldüreceğiz. Cesetlerinizi kimse bulamayacak.”
* Çocuklarımdan haber yoktu. Zindanda kapalı, penceresiz bir yere alındım. Sonra çocuklarımın ağlama seslerini duydum… Yakında olduklarını anladım.
Kapı aralığından temizlik yapan bir kadına yalvardım: “Lütfen çocuklarıma yiyecek götür. Açlar. Ne olur.” Biraz para verdim. Kabul etti. Gece yarısı geldi, beni çocuklarımın yanına götürdü…
Gördüğüm manzarayı ömrümce unutmam: 4 metrekarelik karanlık bir odada eşim ve çocuklarım: Zeynep, Meryem, Ebu Bekir, Aksa… Açlıktan bitkin halde uyuyakalmışlardı. Çocuklarımı öptüm, sarıldım…
Kek getirmiştim. Onlara verdim. Saldırır gibi yediler. Günlerdir açtılar… Yerde, pislik içinde yaşıyorlardı. Hijyen yok. Temizlik yok. Yere döküleni tekrar yiyorlardı. Karın ağrısı, ishal başlamıştı… Eşime Mısır polisi en ağır hakaretleri etmiş.
*Onları Allah’a havale ediyorum.
* Orada bize günde sadece bir parça ekmek veriliyordu. Ama içinde taş parçaları vardı. Ben 4 gün boyunca bir lokma yemedim. Sadece su… Çocuklarım açken ben yiyemezdim. O ekmeği taşlarından temizleyip cebimde sakladım. Belki çocuklarımı görürsem, onlara veririm diye. Rabbime yalvardım: “Allah’ım, bunun bedelini çocuklarıma ödetme. Bir yandan Kur’an okuyordum. Bir yandan dua… Ama artık içimde kabulleniş vardı: *Biz buradan çıkamayacağız. Çocuklarım yavaş yavaş hastalanacak ve burada sessizce yok olacağız.
* Ama Rabbim bir yol açtı… Türkiye’de bizim için ses olan kardeşlerimiz sayesinde güçlü bir kamuoyu oluşmuş. Devletimiz harekete geçmiş. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan’ın talimatıyla serbest bırakıldığımızı sonradan öğrendik. Bu özgürlüğü önce Allah’a, sonra kardeşlerimize sonra devletimize borçluyuz. Çocuklarıma, ailemi görmenin bile ne büyük nimet olduğunu orada anladım. Ve şunu da söyleyeyim: Benim orada olmamın tek nedeni Gazze’ydi. Eğer bütün bunlar bir suçsa, ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Çünkü Gazze’ye yardım etmek suç değil, onurdur. Bugün hâlâ benim yerimde olan, aynı zindanlarda çürüyen kardeşlerimiz var Mısır’da. Biz çıktık, ama orası hâlâ dolu…”
Source: Zülal Ceylan
Arap dünyası: İsrail, İran”dan sonra Türkiye ile yüzleşecek
Ürdünlü haber sitesi “Rai Al-Youm”un yayınladığı bir analize göre, Kudüs ile Ankara arasındaki sert açıklamalar, Türkiye”yi İsrail”in bölgesel tehdit haritasında İran”ın hemen ardına yerleştiriyor. Makalede, İsrail”in Türkiye”yi giderek şekillenen stratejik bir tehdit olarak gördüğü ifade edildi. Tansiyonu yükselten gelişme ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın İran”a verdiği açık destek ve “İran halkı galip gelecek” şeklindeki açıklaması oldu.
Source:
İsrail ordusundan Gazze”nin kuzeyindeki Filistinliler için sürgün tehdidi
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından Gazze Şeridi”nin kuzeyinde numaralandırıldığı ve “boşaltılması istenen bölgelerin” kırmızı renkle işaretlendiği bir harita paylaştı.
Ordu Sözcüsü Adraee, Gazze Şeridi”nin kuzeyinde yer alan Gazze kenti bölgesi, Cibaliya, Zeytun Şarki”nin mahalleleri, Belde Kadime, Turkmen, Cedide, Tuffah, Derec, Sabra, Cibaliya Beled, Cibaliya Nezle, Muasker Cibaliya, Ravda, Nehda, Zuhur, Nur, Selam ve Tel Zater beldelerinin boşaltılmasını istedi.
Söz konusu beldelerin, “tehlikeli çatışma bölgeleri” olduğunu öne süren Adraee, “terör örgütlerinin kabiliyetlerini” bitirme iddiasıyla “askeri operasyonların daha da yoğunlaşarak batıya; kent merkezine doğru genişleyeceğini” belirtti.
İsrail ordusu, 7 Ekim 2023″ten itibaren Gazze”de bloklara böldüğü haritalarla Filistinlilere zorunlu sürgün emirleri yayımlıyor.
Gazze”deki 2,3 milyon Filistinli nüfusunun yüzde 90″ından fazlası İsrail”in saldırıları karşısında en az bir kere zorla yerinden edilmiş durumda.
Gazze”deki Filistinliler, İsrail ordusunun “güvenli bölge” diye açıkladığı noktalara da saldırı düzenlemesi nedeniyle “Gazze”de güvenli yer yok” sloganını tekrar ediyor.
Ateşkesi bozan İsrail ordusu, Gazze”yi kalıcı işgal için harekete geçti
İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail”in Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 56 bin 412 kişi hayatını kaybetti, 133 binden fazla kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirecek saldırı planını uygulamaya başladı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal edeceklerini duyurdu.
Plana göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi”ni kalıcı olarak işgal edecek, Filistinliler Gazze”nin güneyindeki “toplama kamplarına” sürülecek. İsrail burada toplama kamplarında Filistinlilere, “hayatta kalacakları” kadar insani yardım verecek.
İsrailli bakanlar, Gazze Şeridi’nde sağlam kalan her şeyi yıkacaklarını ve Filistinlileri önce güneye, oradan da başka ülkelere sürmeyi planladıklarını açıkladı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Ukrayna'ya ait kamikaze drone, tuvaletteki Rus askerini hedef aldı
Rusya ile Ukrayna arasında 2022″de başlayan savaş, üçüncü yılını geride bırakırken cephe hattında kaydedilen bir görüntü, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Ukrayna ordusuna ait kamikaze drone, Rus askerini hiç beklemediği bir anda hedef aldı.Olay, cephe hattına yakın bir bölgede bulunan taşınabilir tuvalette yaşandı. Kayda alınan görüntülerde, tuvalete giren bir Rus askerinin Ukrayna”ya ait kamikaze drone tarafından takip edildiği ve saniyeler içinde tuvaletin füze ile vurulduğu görüldü. Saldırı anı drone kamerasına saniye saniye yansırken, ortaya çıkan görüntüler hem savaşın geldiği noktayı hem de teknolojinin çatışmalarda nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi. Ukrayna basınında paylaşılan videoya
Source: Erdem Aksoy
MI6″nın yeni liderinin dedesi Nazi casusu çıktı
Blaise Metreweli, bu ayın başlarında İngiltere”nin Gizli İstihbarat Servisi MI6″nın başına atanan ilk kadın olarak tarihe geçti.Ancak İngiliz gazetesi Daily Mail tarafından ortaya çıkarılan belgelere göre İngiliz dış istihbarat servisi MI6″nın yeni şefi, “Kasap” lakaplı bir Nazi casusunun torunu.Nazi casusu Constantine Dobrowolski’nin, Kızıl Ordu’dan firar ederek Ukrayna”nın Çernihiv bölgesinde Naziler adına çalışan baş muhbir olduğu iddia ediliyor.Metreweli ise dedesini hiç tanımadı; çünkü Dobrowolski Nazi işgali altındaki Ukrayna’da kalmış, ailesi ise 1943 yılında Sovyet ordusunun ilerleyişi sırasında bölgeden kaçmıştı.MI6″nın başına ilk kez bir kadın atandı”AJAN 30″ VE CASUSLUK FAALİYETLERİ1941 yılında Nazilere katılan Dobrowolski, casusluk faaliyetleri karşılığında aylık sadece 81 Reichsmark (bugünün parasıyla yaklaşık 250 sterlin) maaş alıyordu.Almanya”nın Freiburg kentinde bulunan belgeler, Nazi komutanlarının ona “Ajan 30” kod adını verdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, Nazi subaylarına yazdığı mektupları “Heil Hitler” ifadesiyle imzaladığı da öne sürülüyor.1906 yılında Alman-Polonyalı bir baba ile Ukraynalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Dobrowolski’nin, ailesinin malikanesine 1917 Devrimi sonrası el konulmasının ardından Sovyetler Birliği’nden nefret etmeye başladığı belirtiliyor.SOVYETLER BAŞINA ÖDÜL KOYDUSovyetler, Dobrowolski’nin başına 50 bin ruble -bugünün parasıyla yaklaşık 200 bin sterlin- ödül koymuş ve onu “Ukrayna halkının en büyük düşmanı” ilan etmişti.Kendisine dair son kayıt, Kızıl Ordu’nun Çernihiv’i ele geçirmesinden bir ay önce, Ağustos 1943 tarihine ait.DEDESİNİ HİÇ TANIMADISavaşın ardından eşi Barbara ve oğlu Constantine İngiltere’ye ulaştı. Barbara yeniden evlendi ve Constantine -yani Metreweli’nin babası- üvey babasının soyadını aldı. Ne Constantine ne de kızı Blaise Metreweli, Dobrowolski’yi hiç tanımadı.Blaise Metreweli, 1999 yılında Cambridge Üniversitesi Pembroke College’dan mezun olduktan sonra İngiliz gizli istihbarat servisine katıldı. Kariyerinin büyük bölümünü Ortadoğu ve Avrupa’da yürüttüğü operasyonel görevlerle geçirdi.
Source: Erkan Talu
Ukrayna: Rus ordusu, 61 füze ve 477 İHA ile saldırı düzenledi
Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine ait Telegram hesabından yapılan açıklamada, Rus ordusunun ülkeye yoğun hava saldırısı düzenlediği belirtildi.
Açıklamada, Rusların bu saldırıda balistik, seyir ve uçaksavar güdümlüler olmak üzere 61 füze ve 477 İHA kullandığı kaydedildi.
Hava savunma kuvvetlerince, 39 füze ile 249 İHA”nın imha edildiği, 226 İHA”nın yönü değiştirilerek etkisiz hale getirildiği bildirildi.
Düşen F-16″nın pilotunun öldüğü açıklandı
Rusya”nın düzenlediği hava saldırısını önlemek için Ukrayna ordusuna ait savaş uçaklarının görev uçuşları yaptığı ifade edildi.
Bir F-16 savaş uçağının saldırı sırasında hasar aldığı kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Maalesef bugün bir acı kaybımız daha var. Bu gece, yoğun bir düşman hava saldırısını püskürtürken 1993 doğumlu birinci sınıf bir pilot Yarbay Maksim Ustimenko, F-16 uçağında hayatını kaybetti. Pilot, uçaktaki tüm silah kompleksini kullandı, 7 hava hedefini düşürdü. Son saldırı sırasında uçağı hasar gördü ve irtifa kaybetmeye başladı. Maksim Ustimenko, mümkün olan her şeyi yaptı, uçağı yerleşim yerinden uzaklaştırdı ancak (kendini) fırlatmaya vakti olmadı. Bir kahraman gibi hayatını kaybetti.”
Zelenskiy”den saldırıya tepki
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Telegram hesabından yaptığı paylaşımında, Rusya”nın hava saldırılarına tepki gösterdi.
Zelenskiy, Rus ordusunun ülkesine yönelik sadece son bir haftada 114″ten fazla füze, 1270″in üzerinde İHA ve yaklaşık 1100 hava bombası fırlattığını ifade etti.
Rusya”nın saldırılarını sürdürdüğünü belirten Zelenskiy, “(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin, dünyanın barış çağrılarına rağmen savaşmaya devam edeceğine uzun zaman önce karar vermişti.” değerlendirmesinde bulundu.
Savaşın sona ermesi gerektiğine dikkati çeken Zelenskiy, Ukrayna”nın hava sahasının korunması için ABD ve Avrupa”dan desteğe ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Ukrayna”nın Çerkassi Bölgesi Askeri İdaresi Başkanı Igor Taburets da yaptığı açıklamada, Rusların bölgedeki Smela şehrine füze ve İHA saldırısı düzenlediğini bildirdi.
Taburets, saldırıda 6 kişinin yaralandığını, arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.
İvano-Frankivsk bölgesinde de bir kadının saldırılarda yaralandığı kaydedildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrail Lübnan’a saldırdı
Saldırıya ilişkin haber Lübnan yerel basınında yer aldı.
İsrail ordusunun Ayta eş-Şab beldesine topçu atışlarıyla saldırı düzenlediği ifade edilirken, saldırının yol açtığı can kaybı ya da maddi hasara ilişkin henüz bilgi paylaşılmadı.
İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024″te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan”ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak sürüyor.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Lübnan”ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.
Hizbullah: İsrail saldırılarını sürdürürken elimizdeki güçten vazgeçmeyiz
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, İsrail’in Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarını sürdürdüğü bir ortamda Hizbullah”ın silah bırakmasının söz konusu olmayacağını söyledi.
Lübnan haber ajansı NNA”da yer alan habere göre, başkent Beyrut’un güneyindeki Dahiye”de düzenlenen Aşura etkinliklerinde konuşan Kasım, İsrail”le ateşkesin devlete sorumluluk yüklediğini ancak İsrail’in saldırılarını devam ettirmesi karşısında Hizbullah’ın hazırlıklı olduğunu belirtti.
Hizbullah Genel Sekreteri Kasım, Lübnan’ın güneyine yönelik İsrail saldırılarının sürdüğü bir ortamda Hizbullah”ın silah bırakmasının söz konusu olmayacağını ifade ederek, “Aklı olup doğru düşünen kim, elindeki güç unsurlarını ortadan kaldırır ki? İsrail saldırılarını sürdürürken elimizdeki güçten vazgeçmeyiz.” dedi.
Kasım, İsrail’in Nebatiye kentinde sivilleri hedef alan saldırılarının kabul edilemez olduğunu belirterek, devletin bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti.
Hizbullah”ın saldırılar karşısında sessiz kalmayacağını vurgulayan Kasım, “Sonsuza kadar sessiz kalacağımızı mı sanıyorsunuz? Bu doğru değil, bizi zaten denediniz, onurumuzdan başka seçeneğimiz yok.” ifadesini kullandı.
Hizbullah silahlarını teslim etmeyeceğini sık sık dile getiriyor
Hizbullah, silahlarını ulusal egemenlik bağlamında teslim etmeyeceğini sık sık dile getiriyor.
Lübnanlı Dürzi lider ve İlerici Sosyalist Parti’nin eski başkanı Velid Canbolat ve Lübnan’daki Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi lideri Samir Caca da ülkede silahın yalnızca devletin elinde olması gerektiğini belirtmişti.
İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak sürüyor.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.
Source: Zülal Ceylan
İsrail ordusundan kritik iddia: Hamas”ın üst düzey yetkilisi öldürüldü
Gazze”deki sağlık yetkilileri İsrail’in, nüfusun yoğun olduğu bölgeleri vurması nedeniyle aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi. Filistin merkezli kaynaklara haberlere göre hava saldırılarında en az 60 kişi öldü. İsrail ordusu da Gazze”deki çatışmalarda Hamas”ın üst düzey isimlerinden Hakham Muhammed Issa el-Issa”yı öldürdüğünü ileri sürdü. Ancak Hamas’tan konuya ilişkin henüz açıklama yapılmadı. İsrail ordusu bu sabah Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Filistinlilere de derhal bölgeyi terk etmelerine ilişkin bir emri duyurdu, yakın zamanda askeri harekat düzenleyeceğini bildirdi. Ordu sözcüsü Avichay Adraee, yaptığı açıklamada, “İsrail güçlerinin, bu bölgelerde yoğun bir güçle faaliyet göstereceğini ve bu askeri operasyonların terör örgütlerinin yeteneklerini yok etmek için yoğunlaşacağını ve genişleyeceğini” belirtti. Adraee, Gazze”nin kuzeyinde bulunanlardan güneydeki El-Mevasi”ye gitmelerini söyledi. İsrail, defalarca bombaladığı El-Mevasi”nin güvenli bölge olduğunu iddia ediyor. Filistin Olimpiyat Komitesi de İsrail saldırılarının haziran ayında en az 13 Filistinli sporcuyu öldürdüğünü söyledi. Gazze”deki Hükümet Medya Ofisi ise İsrail”in savaşı boyunca Gazze”de en az 66 çocuğun yetersiz beslenmeden öldüğünü bildirdi. TRUMP: İSRAİL, ŞU ANDA HAMAS İLE BİR ANLAŞMAYI MÜZAKERE SÜRECİNDE” Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump da Trth Social isimli sosyal medya platformunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”yu “savaş kahramanı” olarak nitelendirerek, “İran”daki tehlikeli nükleer tehditten kurtulmak için ABD ile birlikte çalışarak büyük bir başarıya imza attığını” savundu. Trump, “Daha da önemlisi, şu anda Hamas ile rehineleri geri almayı da içeren bir anlaşma müzakere sürecinde” ifadesini kullandı.
Source: Anka
Rumların hamlesine karşı adım! Türkiye”ye destek için kuruldu
Güney Kıbrıs Rum Kesimi”ndeki Rum Kilisesi”nin Türkiye karşıtı “Kurtuluş Harekâtı 2025” adlı yapılanmanın duyurulmasının ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nden (KKTC) dikkat çeken bir karşı adım geldi.Türkiye”nin bölgedeki varlığını desteklemek amacıyla kurulan Türkiye”ye İltihak Harekâtı (TİH) kuruldu. Rumların adanın genelini Yunanistan”a ilhak hedefiyle başlattıkları çalışmaların, yeni oluşumu tetiklediğini belirten TİH Başkanı Fuat Nalcıoğlu, asıl amaçlarının ise tüm adanın özgürleşerek 1878 öncesi adil yönetime dönmesi olduğunu söyledi.BİZİM OLANI GERİ ALDIKYeni Şafak”ın haberine göre, Kıbrıs”ın ilk medeniyetinin Türkler olduğunu ifade eden Nalcıoğlu, adanın eski ismi Alasya”ya atıfta bulunarak, “Kıbrıs”ın ilk adı Alaşya”dır, yani Alaş Ülkesi. İlk medeniyet de Türklerdir. 1571″de biz Kıbrıs”ı fethetmedik, biz olanı geri aldık. Kıbrıs hiçbir zaman Yunan olmadı” diye konuştu.Türkiye”ye bağlanma çağrısından çok daha ötesini savunduklarını ifade eden Nalcıoğlu, “Bizim hedefimiz yalnızca Kuzey Kıbrıs”ın Türkiye”ye iltihakı değil. Rum-Yunan işgali altındaki Güney”in de özgürleştirilmesi ve tüm adanın, 1878 öncesi çift yapılı demokratik düzene dönmesi. Hareketimiz herhangi resmi bir makamla ilgili değil, halkın öz talebi. Kıbrıs Türkü”nün artık açıkça dile getirdiği bu talep, bir karşı duruş değil, öz benliğe dönüş hareketidir.” dedi.Türk dünyasına açık açık seslendi: Bize sahip çıkın, bizi tanıyınKKTC Cumhurbaşkanı Tatar: İngiltere”nin bize yaptığı çok büyük haksızlıklar varModi, KKTC bayrağından gözlerini alamadı! Rumların Türkiye beklentisi boşa çıktıRumların Modi ile ittifak illüzyonu!
Source: Www.star.com.tr