Türkiye düşünüyor
“Denklem çözülürken” başlıklı geçen haftaki yazımda iki soru vardı: Özetle: 1) Ülkemizde yaşanmakta olan ve gittikçe pervasızlaşan kötülükler tek bir kişinin ya da bir ekibin işi mi, yoksa daha büyük bir planın parçası mıdır? 2) Trump yönetiminin Türkiye büyükelçisinin aynı zamanda bu yönetimin Suriye konusunda danışmanı olması, bunun da ötesinde söz konusu kişinin bugünkü Suriye’nin başındaki Ahmet Şara’nın yetiştiricilerinden biri olmasında bir tuhaflık yok mu? Soruların üstü örtülü yanıtları kuşkusuz kendi içindeydi. Şimdiyse 11 Temmuz’daki silah bırakma olayını da katarak sorularıma yanıtlarımı daha açık yazayım: 1) Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen emperyalist plan göz ardı edilerek bu gibi oluşumların inandırıcı bir açıklaması mümkün değildir. 2) Osmanlı yönetim sistemini savunan, bu demektir ki Türkiye Cumhuriyeti gerçeğini reddeden, bir kişinin Türkiye’de büyükelçi yapılması rastgele bir olay olamaz. Haysiyetli bir devlet böyle birini elçi olarak kabul etmez. *** 11 Temmuz’da bir internet mesajımda (kuşkusuz ikinci soruyu da içeren) ilk sorumu yenileyerek şöyle dedim: “PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa… Asıl soru budur… Çocuk mu kandırıyorsunuz?” Bu internet mesajına, şu dakikaya kadar binlerce paylaşımın yanı sıra 779 yorum gelmiş! Hepsine tek tek bakmam olanaksız. Şairliğime, kişiliğime saldırılardan söz etmeme değmez. Onları zavallı kaderleriyle baş başa bırakarak görebildiğim kadarıyla büyük çoğunluğu samimi ve düşündürücü yanıtlardan ister istemez küçük bir seçkiyi yorum katmadan okurun takdirine sunuyorum: Çoğunluk oluşturan yanıtlardan: “Zamanında Bülent Ecevit başbakanken Bahçeli’ye erken secim çağrısını kim yaptırdıysa aynı yerden tekrar telefon geldi sanırım.” “Cevabı bilinen ama kimsenin açıktan sormaya cesaret edemediği soru.” “Sakın ABD olmasın?” “İzlediğimiz BOP tiyatrosunun başrol oyuncusu, yapımcısı ve senaristi ABD, diğer oyuncuları ise siyaset ve medya cambazlarıdır. Sözde yerli ve milli ama özde işbirlikçi tayfanın ‘Ya tutarsa’ diye yutturmaya çalıştıkları manzara budur. Yerseniz…” “Yavaş yavaş federasyona doğru…” “Senaryo made in USA Yönetmen Trump, Oyuncular sahnede, Figüranlar 30 kişilik.” Sövüp saymadan farklı ya da karşıt görüş dile getirenlerden: “Dışarıdan gelen tehlikeyi görüp içeride birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini bilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaptırdı.” “Sayın hocam amaç üzüm yemekse, çağrıyı kim yaparsa yapsın veya çağrının kimin yaptığının bir önemi var mı?” Bazı yorumcular yine belli bir düzeyde kalarak kendi aralarında da tartışıyorlar: “İnsanların hassasiyetini anlıyorum fakat çok da önyargılı yorumlar yapmamak lazım. Başlangıç güzel, gelişme ve sonucu da takip edelim, görelim. 50 yıllık terör örgütünün kendini feshetmesi tarihi bir olay. Böyle hamasetle eleştirmek doğru bir yaklaşım değil.” “Tıpkı hamasetle savunmanın, endişelerini dile getirenleri eleştirmenin yanlış olduğu gibi değil mi? Eee endişelenip eleştirenleri siz neden hemen eleştirmeye başlıyorsunuz o zaman?” Gülümseten bir yorumla bitireyim: “Ataol abi, Senin paylaşımına yorum yazınca ifadeye çağırıyorlar.” Kim ne derse desin, Türkiye düşünüyor…
Source: Ataol Behramoğlu
‘Barış’DAM’dan düşer mi?
Türkiye, 40 yıldır PKK ile süren savaşta 40 bini aşkın evladını kaybetti. Üstelik 3 trilyon dolara yakın ekonomik kayıp yaşandı. Şimdi ise “terörsüz Türkiye” umuduyla bir süreç yeniden filizleniyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ekim ayındaki çıkışıyla başlayan bu hamle, İmralı temaslarıyla derinleşti, hatta geçenlerdeki, “göstermelik” silah bırakma töreni kamuoyunda heyecan yarattı. Ancak bu, salt barışa yönelik bir irade mi; yoksa seçim stratejilerinin bir parçası mı ortada net bir sonuç yok. Toplumun kafası karışık. AKP’nin bu süreçte DEM Parti’yi ikna etme çabaları, siyasi kulislerde “DAM ittifakı” söylemiyle yankı buldu. İnkâr edilse de DEM-AKP-MHP bir arada! Ve bu birliktelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk-Kürt-Arap açılımı ile birlikte okunuyor. Ancak söz konusu oluşum, özellikle laiklik temelinde kurulu Cumhuriyet için endişe uyandırıyor. Çünkü Türkiye, Atatürk’ün öncülüğünde yurttaşlık bağıyla inşa edilmiş bir devlet. İnanç, ümmet ve Osmanlıcılık üzerinden kurulacak bir gelecek, bu yapının ruhuna aykırı. “Yeni Osmanlı” sosu eklenen Türk-Kürt-Arap rüzgârının ucu açık ve riskli. Peki, PKK, terörsüz Türkiye sürecinde ne istiyor? Kimlerle ne pazarlığı yapılıyor? Son dönemde PKK cephesinden gelen açıklamalar kafa karıştırdı. DEM Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları zeytin dalı mesajları verse de örgüt mensuplarından B.Ç., bir internet sitesine “Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmazsa demokratik siyaset ilerlemez” açıklamasını yaptı. Hatta aynı siteye demeç veren T.M. de istedikleri adımlar atılmazsa silah bırakma işleminin tekrarlanmayacağını söyledi. Açıkça ifade edilmese de bunlar, birer pazarlık mesajı. Terör uzmanı Abdullah Ağar’ın şu sorusu bu noktada kritik: “41 yıldır bizi arkamızdan vuran hain terör örgütü, nasıl oldu da bu kadar arsız ve pervasız beklentiler içine girdi?” MİT, TSK ve Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere devletin ilgili kurumlarının Ağar’ın çekincelerini ciddiyetle değerlendirmesi gerekiyor. Bu süreçteki ikinci önemli konu ise ana muhalefet partisi. İktidar kanadı yok sayıyor Atatürk’ün partisini. “CHP’siz barış olur mu” sorusu ivedilikle yanıt bulmalı. Barış masasının neden CHP’siz kurulduğu kamuoyunun kafasını karıştırmış durumda. Ana muhalefetin yok sayılması, sürece olan toplumsal inancı zayıflatıyor. Hele ki “çözüm demokraside” diyerek yola çıkan bir iktidarın, CHP’yi şeytanlaştırma çabası, inandırıcılığa ciddi zarar veriyor. Hepimizi sevindiren “terörsüz Türkiye” söylemi, CHP antipatisi devam ederse “seçim yatırımı” olarak algılanır, bizden söylemesi! Unutulmasın ki gerçek barış; Demirci Kave senaryosunu andıran 3-5 kirli Kalaşnikof’un yakılmasıyla değil, toplumsal uzlaşıyla sağlanır. Bu masada CHP’nin ve hatta İYİ Parti’nin de olması, barışa meşruiyet kazandırır. CHP lideri Özgür Özel’in bu konudaki ısrarı da bu açıdan değerlidir. Günün sonunda Özel, rasyonel olarak barış sürecine yaklaşıp her onurlu Türk evladı gibi “Terörsüz Türkiye’yi destekliyorum” diyor. 2 BAKAN HEDEFTE! AKP’nin Kızılcahamam kampında iki bakanın adı çokça konuşuldu. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hedefteydi. Ersoy’un Yunanistan’ın Pire Limanı’ndaki lüks kahve keyfi, parti tabanında ciddi rahatsızlık yaratmış. Parti yöneticileri muhafazakâr seçmenin, bu tür görüntülere sıcak bakmadığını ve kendilerini sokakta zor durumda bıraktığını ifade ediyor. Paranın başındaki Şimşek’e yönelik eleştiriler ise daha gerçekçi: Örneğin kiracıev sahibi oranlarına dair yaptığı sunum inandırıcı bulunmadı. TÜİK verilerine göre ev sahipliği oranı yüzde 56.1 iken Şimşek bunu yüzde 72 olarak aktardı. Sonradan toparlamaya çalışan Şimşek yüzde 72’de lojman ve anne baba evinde oturanları da saydığını söylese de ağır eleştiriler aldı. “Ödeme dengesi”ne getirdiği disiplin, Maliye bakanını kurtaracağa benzemiyor çünkü fahiş kira ve hayat pahalılığı iktidarın “terörsüz Türkiye” hamlesiyle kazandığı puanları sıfırlamışa benziyor. Dipnot: İBB’nin seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bugün Silivri adliyesinde karar duruşması var. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, tehdit ve terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermekle suçlanıyor. 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak söz konusu. Gönül ister ki suçsuzluğu açıklansın ama bugün İmamoğlu dosyası farklı bir noktaya taşınabilir. İmamoğlu demişken, ona ve aralarında İBB Spor Başkanı Fatih Keleş’in de bulunduğu İBB tutuklularına yazılan mektuplar kendilerine erişmiyormuş. Haberleşme en temel insan hakkıdır, sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cezaevi yönetimlerini bu konuda uyaracağına eminiz!
Source: Arif Kızılyalın
ABD istedi, İsrail söz verdi! Suriye iddiası
İsrail”in Kanal 12 televizyonunun ABD”li bir kaynağa dayandırdığı habere göre, ABD İsrail”den Suriye”nin güneyine yönelik saldırıları durdurmasını istedi.İSRAİL SÖZ VERDİABD”li kaynak Washington yönetiminin saldırıları durdurma talebine İsrail”in bu akşamdan itibaren durdurma sözüyle yanıt verdiğini ifade etti.Haaretz”in İsrailli bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde ise “İsrail”in gerekirse Suriye”ye saldırıları yoğunlaştırmaya hazır olduğu” buna karşın Süveyda”daki çatışmaların sakinleşmeye başladığı kaydedildi.SÜVEYDA OLAYLARISüveyda”da 13 Temmuz”da Dürzi grupların Bedevi Arap aşiretlerine ait bazı araçlara el koymasının ardından küçük çaplı silahlı çatışmalar başlamıştı.Taraflar karşılıklı olarak bazı sivilleri kaçırıp alıkoyarken çatışmalar şiddetlenmiş, en az 30 kişi ölmüş, 100 kişi yaralanmıştı.Bunun üzerine çatışmaları durdurmak amacıyla Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birlikler bölgeye çok sayıda asker ve askeri takviye sevk etmişti.Savunma ve İçişleri Bakanlığına ait konvoylara düzenlenen saldırılarda 18 asker hayatını kaybetmiş, 9 asker rehin alınmıştı.İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye’nin güneyine yönelik saldırılarını “Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz, İsrail kenarda durmayacak” sözleriyle savunmuştu.Bu açıklamanın ardından İsrail, Süveyda ili çevresinde konuşlanan Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına ait birliklerin konvoylarının yakınlarına toplam beş hava saldırısı düzenlemişti.Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Merhef Ebu Kasra, bugün yaptığı açıklamada, Süveyda”da ateşkes ilan edildiğini duyurmuştu.İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye”ye yoğun saldırılar gerçekleştirdiklerini belirterek “Şam yönetiminin tavrına bağlı” olarak saldırıları genişletme tehdidinde bulunmuştu.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Ülke genelindeki camilerde sela okundu
Diyanet İşleri Başkanlığı”nca düzenlenen programlar çerçevesinde, darbe girişimi sırasında okunan selalar, saat 00.13 itibarıyla tüm il ve ilçelerdeki yaklaşık 90 bin camide aynı anda yeniden okundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da Kocatepe Camisi”nde sela verdi.Cami ve minarelerin ışıkları sabah namazına kadar açık tutulurken, tüm camilerde “sabah namazı” buluşmaları düzenlendi.
Source: Dünya Gazetesi
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'yi arayıp teşekkür etti
Bahçeli”nin “terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi” çağrısı yaptığı PKK”nın lideri Abdullah Öcalan”ın PKK”nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıklamasının ardından ilerleyen yeni çözüm süreci, son olarak örgütten bir grubun silah bırakmasıyla yeni bir aşamaya geçti. Bu gelişmelerin ardından Gazeteci Barış Yarkadaş iseCHP”nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun Bahçeli”yi aradığını söyledi. SÜREÇTEN MEMNUNİYETİNİ DİLE GETİRDİ Gazeteci Barış Yarkadaş, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun Bahçeli”yi aradığını belirterek “Kılıçdaroğlu, süreçten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bahçeli”nin şahsında emeği geçenlere teşekkür etti” dedi. NE OLMUŞTU? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin çağrısıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın kararlı tutumuyla destek verdiği “Terörsüz Türkiye” hedefinde son aşamaya geçildi. Daha önce fesih kararı aldığını duyuran terör örgütü PKK, silah bırakmaya başladı.Süleymaniye”ye bağlı Surdaş nahiyesinde 15″i kadın 30 kişiden oluşan PKK”lı grup, ellerindeki silahları içinde ateş bulunan büyük bir kazana atarak imha etti.
Source: Abdullah Karlıdağ
Üretici firma açıkladı: Türkiye her an 40 adet Eurofighter siparişi verebilir
Şirketin havacılık faaliyet alanında Avrupa ve diğer ülkelerden sorumlu yöneticisi Richard Hamilton, dün şirketin Warton”daki tesisinde yaptığı açıklamada “İngiltere hükümeti ile çeşitli siparişler üzerine çalışıyoruz” dedi.
3 ÜLKEDEN 150 UÇAK SİPARİŞİ
Hamilton, müzakerelerinin satış ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı yönünde basının yönelttiği soruya, “Evet, elbette” cevabını verdi ve Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar”ınkiler dahil olmak üzere 150 adet uçağın siparişe konu olduğunu söyledi.
TÜRKİYE”DEN 40 ADET EUROFİGHTER SİPARİŞİ
Kendi savaş uçağını geliştirmeye devam eden Türkiye, yaşı ilerleyen savaş uçağı filosunu yenilemek amacıyla 40 adet Eurofighter Typhoon çok maksatlı avcı uçağı alımı için üretici konsorsiyuma mensup İngiltere ve Almanya ile müzakereler yürütüyor.
BAE”nin kaç adet ihracat siparişi alacağı yakından izleniyor. Sendika temsilcileri yeni sipariş alınmaması halinde 2030″lu yıllarda üretimin duracağı uyarısında bulunmuşlardı.
Source: Reuters
İsrail Diaspora Bakanı Chikli”den Ahmed Şara için suikast çağrısı
İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli, Süveyda’daki çatışmaların ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya suikast çağrısı yaptı. Chikli, açıklamasında “Hamas’a benziyorsa, Hamas gibi konuşuyorsa ve Hamas gibi davranıyorsa, o Hamas’tır” ifadelerini kullanarak Şara yönetimini Hamas”la özdeşleştirdi. Chikli, Suriye hükümetini “halifelik” olarak nitelendirerek, “Ahmed Şara”nın meşru bir lider olduğunu düşünen herkes çok yanılıyor. Hemen ortadan kaldırılması gerekiyor” sözleriyle Suriye liderine yönelik açık bir şekilde suikast çağrısı yaptı.
Source: Internet Haber
Kılıçdaroğlu”ndan Bahçeli sürprizi! Teşekkür telefonu
Türkiye 47 yıldır süren terör belasından kurtuluyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli”nin çağrısıyla başlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın kararlı tutumuyla destek verdiği “Terörsüz Türkiye” hedefinde sahada ilk somut adım atıldı. Irak”ın Süleymaniye kentinde terör örgütü PKK”ya bağlı ilk grup silah bıraktı.KILIÇDAROĞLU BAHÇELİ”Yİ ARADIGazeteci Barış Yarkadaş ise CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun Bahçeli’yi aradığını söyledi.Sosyal medya hesabından açıklama ayapan Yarkadaş şu ifadeleri kullandı;CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi aradı ve süreçten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin şahsında emeği geçenlere teşekkür etti.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Dışişleri Bakanlığında yeni “FETÖ” operasyonu: 8 gözaltı kararı var
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, FETÖ”nün Dışişleri Bakanlığı teşkilatı mahrem yapılanmasına yönelik yeni bir soruşturma başlatıldı. FETÖ”nün gizli haberleşme aracı ByLock kullandıkları belirlenen, ankesörlü/sabit hatlardan ardışık şekilde aranma kaydı olan ve haklarında örgüt üyesi olduklarına dair tanık beyanları bulunan şüphelilere yönelik soruşturma kapsamında, Dışişleri teşkilatı bünyesinde çalışırken örgüt irtibatları nedeniyle meslekten çıkarılan 5 ve hala kurumda çalışan 3 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara merkezli 4 ilde başlatılan soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince şüphelilerin yakalanmasına yönelik operasyonların devam ettiği kaydedildi.
Source:
İsrail’in vekil aktör stratejisi bağlamında Dürzi topluluğunun konumu
Süveyda, Suriye”nin güneyinde, tarih boyunca kendine özgü sosyal yapısı ve mezhepsel bileşenleriyle öne çıkan bir coğrafyadır. Antik çağlardan beri yerleşime açık olan bu bölge, Osmanlı döneminden itibaren özellikle Dürzi topluluğunun nüfusça yoğunlaştığı bir merkez hâline gelmiştir. Bugün dahi, Suriye içindeki etno-mezhepsel haritanın en homojen bölgelerinden biri olma özelliğini korumaktadır.
Dürzi topluluğu, 11. yüzyılda Fatımi halifesi el-Hakim bi-Emrillah döneminde İsmailîlik’ten ayrılarak kendine özgü bir inanç sistemi geliştiren kapalı bir mezhebi kimliğe sahiptir. Suriye’nin yanı sıra Lübnan, İsrail ve Ürdün’de de varlık gösteren bu cemaat, tarihsel olarak “takiyye” ilkesine dayalı bir varoluş stratejisi geliştirmiştir. Bu strateji, hem hayatta kalma hem de gerektiğinde siyasal manevra yapabilme kabiliyeti açısından topluluğa benzersiz bir esneklik sağlamıştır. Özellikle Osmanlı’nın merkeziyetçilik politikalarına karşı zaman zaman silahlı ayaklanmalarda bulunan Dürziler, Tanzimat reformlarına da kuşkulu yaklaşmış; 19. yüzyıl boyunca Lübnan ve Güney Suriye”deki ayaklanmaların çoğunda aktif rol üstlenmişlerdir.
Fransız mandası döneminde (1920–1946) Süveyda ve çevresi, Dürzi lider Sultan el-Atraş’ın önderliğinde büyük bir direnişin merkezi olmuştur. 1925″teki Büyük Suriye İsyanı, hem Fransız sömürgeciliğine karşı hem de yeni kurulan merkezi otoritenin mutlakiyetçi doğasına karşı bir başkaldırı niteliği taşımaktadır.
Bağımsız Suriye Cumhuriyeti döneminde, özellikle Hafız Esad’ın 1970 sonrası otoriter rejimi altında, Dürzi topluluğu devletle ihtiyatlı bir ilişki sürdürmeyi tercih etti. Siyasal partiler ve istihbarat kurumlarında sınırlı düzeyde temsil sağlansa da, Dürziler çoğunlukla rejimin sadık ama mesafeli müttefiki olarak konumlandılar. 2011″de başlayan iç savaş bu dengeleri kökünden sarstı. Süveyda, savaşın ilk yıllarında çatışmalardan görece uzak kalmış olsa da, topluluk içinde büyüyen ekonomik sorunlar, güvenlik eksiklikleri ve dış müdahaleye dair kuşkular zamanla isyan potansiyelini artırmıştır.
2015 yılında Şeyh Vahid el-Balous’un önderliğinde kurulan “Rical el-Kerame” (Onur Adamları) hareketi, hem DAEŞ’e hem de Esad rejimine mesafeli duran bir yerel inisiyatif olarak öne çıktı. Bu olay, Dürzi toplumunun rejime olan güveninin kırılmasında kritik bir eşik oldu. Takip eden yıllarda Dürzi gençliği arasında rejime zorunlu askerlik yapmayı reddetme eğilimi artarken, bölgedeki silahlı özerk yapılar da çeşitlenmeye başladı.
Bugün gelinen noktada, Süveyda yalnızca yerel bir mezhepsel merkez değil, aynı zamanda Suriye”nin geleceğine dair kırılgan senaryoların aktığı bir laboratuvar niteliğindedir. Tarihsel olarak direnişle yoğrulmuş bu topluluk, bir kez daha dış aktörlerin ilgi odağında ve iç çatışmaların tam ortasındadır. Bu tarihsel zemin, İsrail gibi bölgesel aktörlerin neden Süveyda’ya yönelik vekil stratejiler geliştirdiğini anlamak açısından kritik önemdedir.
Süveyda Ayaklanmasının Dinamikleri
Suriye genelinde hükümetin savaş sonrası yeniden yapılanma çabaları, Süveyda gibi bölgelerde karşılık bulmamış; bu da protesto dalgalarının yeniden canlanmasına zemin hazırlamıştır. Ayaklanmalar artık sadece rejim karşıtı değil, aynı zamanda mezhepsel bir karakter de taşımaya başlamıştır. Süveyda’nın kuzey ve doğusunda, ağırlıklı olarak Sünni Beduin aşiretlerle yaşanan gerilimler kısa sürede silahlı çatışmalara dönüşmüştür. Meydana gelen olaylarda onlarca kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştır. Suriye ordusu bu gelişmeler üzerine bölgeye tank ve zırhlı birlik sevk etmiş; ancak güvenliği sağlamak adına yapılan bu müdahale, Dürziler nezdinde tepkiyle karşılanmıştır.
Tam bu noktada, İsrail’in sahaya doğrudan müdahalesi dikkat çekicidir. İsrail Hava Kuvvetleri’nin Süveyda’daki Suriye ordusuna ait tankları hedef alarak gerçekleştirdiği saldırı, İsrail’in yalnızca sınır güvenliği endişesiyle değil, bölgedeki mezhepsel çatışmaları şekillendirme ve hatta yönlendirme amacı güttüğünü göstermektedir. Resmî Tel Aviv söylemi, saldırıların “Dürzi sivilleri koruma amacı taşıdığı” yönündeyken, bazı kaynaklar İsrail’in Süveyda’daki belirli gruplarla sessiz bir koordinasyon içinde olduğunu iddia etmektedir.
Bu gelişmeler, ayaklanmanın artık yalnızca yerel sebeplerle açıklanamayacağı bir noktaya ulaştığını ortaya koymaktadır. Süveyda dış aktörlerin vekâlet alanına dönüşmektedir.
İsrail’in Dürzi topluluğuyla olan tarihsel ilişkisi, bugünkü stratejisini anlamada temel bir referans noktasıdır. İsrail’in kendi sınırları içindeki Dürzileri orduya entegre etmesi, onları “güvenilir azınlık” kategorisinde konumlandırması ve zaman zaman Suriye’deki Dürzilere yönelik sempati açıklamalarında bulunması bu bağın göstergesidir. Ancak bu ilişkinin bir başka boyutu daha vardır: Dürzi kimliği üzerinden yürütülen bir “meşruiyet aktarımı” ve vekâlet kapasitesi geliştirme çabası. İsrail, Süveyda’daki Dürzileri yalnızca insani bir aidiyet üzerinden değil, aynı zamanda stratejik bir tampon bölge potansiyeli olarak da değerlendirmektedir.
Source: Konuk Yazar
İzmir merkezli FETÖ operasyonunda gözaltı sayısı 252″ye yükseldi
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar ile Organize Suçlar bürolarından sorumlu Başsavcıvekili Necati Kayaközü koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat şubeleri ekiplerince, FETÖ”nün “6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun”a Muhalefet” faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen çalışma sürüyor.
İstanbul merkezli FETÖ operasyonunda 51 zanlı yakalandıİzmir merkezli FETÖ operasyonunda 371 şüpheli hakkında gözaltı kararıİstanbul merkezli 9 ilde FETÖ”nün güncel finans yapılanmasına yönelik operasyon
Polis ekiplerinin, dün sabah saatlerinde İzmir merkezli 60 ilde eş zamanlı başlattığı operasyonda gözaltı kararı verilen 371 şüpheliden 8″i daha yakalandı. Böylece gözaltına alınan şüpheli sayısı 252″ye çıktı.
Soruşturmada 78 şüphelinin yurt dışında olduğunu belirlenirken, 41 şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
Yurt içi ve dışında FETÖ üyeliği suçundan işlem görmüş kişilere gıda satışı yapılmış gibi gösterilerek finansman toplandığı, temin edilen bu fonların da “gıda kolisi” adı altında terör örgütü mensuplarına gönderildiği tespit edilmiş, 371 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmişti.
Polis ekipleri, dün sabah saatlerinde İzmir merkezli 60 ilde eş zamanlı operasyon başlatmış, 244 zanlı gözaltına alınmıştı.
Soruşturmada, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığından (MASAK) elde edilen veriler ile ele geçirilen dijital materyal incelemeleri sonucu FETÖ”nün kurduğu yasa dışı finans sitemi deşifre edilmiş, yasa dışı sistemin ABD ve yurt içinde bulunan şüpheliler aracılığıyla yürütüldüğü belirlenmişti.
FETÖ”nün Kuzey Amerika, Balkan ve Avrupa ülkelerinde bulunan firari örgüt üyeleri de dahil olmak üzere söz konusu illegal sistemle yaklaşık 7,5 milyon liralık hesap hareketliliği tespit edilmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
FETÖ”nün finans ağına operasyon: Gözaltı sayısı 252″ye yükseldi
Fetullahçı Terör Örgütü”nün (FETÖ) finans kaynaklarına yönelik İzmir merkezli 60 ili kapsayan operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin sayısı 252″ye yükseldi.İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar ile Organize Suçlar bürolarından sorumlu Başsavcıvekili Necati Kayaközü koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat şubeleri ekiplerince, FETÖ”nün “6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun”a Muhalefet” faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen çalışma sürüyor.Polis ekiplerinin, dün sabah saatlerinde İzmir merkezli 60 ilde eş zamanlı başlattığı operasyonda gözaltı kararı verilen 371 şüpheliden 8″i daha yakalandı. Böylece gözaltına alınan şüpheli sayısı 252″ye çıktı.Soruşturmada 78 şüphelinin yurt dışında olduğunu belirlenirken, 41 şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.- OPERASYONYurt içi ve dışında FETÖ üyeliği suçundan işlem görmüş kişilere gıda satışı yapılmış gibi gösterilerek finansman toplandığı, temin edilen bu fonların da “gıda kolisi” adı altında terör örgütü mensuplarına gönderildiği tespit edilmiş, 371 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmişti.Polis ekipleri, dün sabah saatlerinde İzmir merkezli 60 ilde eş zamanlı operasyon başlatmış, 244 zanlı gözaltına alınmıştı.Soruşturmada, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığından (MASAK) elde edilen veriler ile ele geçirilen dijital materyal incelemeleri sonucu FETÖ”nün kurduğu yasa dışı finans sitemi deşifre edilmiş, yasa dışı sistemin ABD ve yurt içinde bulunan şüpheliler aracılığıyla yürütüldüğü belirlenmişti.FETÖ”nün Kuzey Amerika, Balkan ve Avrupa ülkelerinde bulunan firari örgüt üyeleri de dahil olmak üzere söz konusu illegal sistemle yaklaşık 7,5 milyon liralık hesap hareketliliği tespit edilmişti.
Source: Www.star.com.tr
15 Temmuz’u unutturmaya çalışanlara inat
Bugün 16 Temmuz 2025. Yani FETÖ’cü alçaklar eliyle girişilen darbe ve iç işgal girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gününün 9’ncu yıl dönümünün ertesi günü.
Farkındayım dolambaçlı bir cümle kurdum.
15 Temmuz akşam saatleri Türkiye’nin yakın tarihinin en karanlık günü olarak kurgulandı. FETÖ’nün askeriyeye sızmış elemanları eliyle bir darbe peydahlanmak istendi.
Aslını sorarsanız, o günlerde Ağustos’taki Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) büyük bir tasfiye yapılacağı haberleri ayyuka çıkmıştı.
O yüzden tasfiye olmaktan korkan FETÖ’cüler darbenin tarihini değiştirip Temmuz’a almışlardı.
15 Temmuz günü ise, MİT’in ve başındaki isim Hakan Fidan’ın çabalarıyla “erken doğum” yaptırıldı.
16 Temmuz sabaha karşı yapılması planlanan darbe 15 Temmuz akşam saatlerinde yapılmaya kalkışıldı.
Böylece erkene alınan darbe teşebbüsü başladı.
Her yıl dönümünde yazdığımızı bu yıl yazmayalım. Yani o gece bizim hissemize ne düştüğünü bu sefer bir kenara bırakalım.
Ve, sabaha karşı darbeyi püskürten milletimizin şerefli evlatlarını analım.
ŞEHİTLER BİZİM İZZET VE ŞEREFİMİZ
Ömer Halis Demir bizim kahramanımız. Çünkü Ömer Halis, komutanı Zekai Aksakallı’nın, “Semih Terzi haindir. Geldiğinde onu vur. Bu işin sonunda şehadet var Ömer bilesin” dediğinde, sadece “Emredersiniz komutanım” dedi.
Sonra da “Hakkınızı helal edin” diyerek yürüdü. Hain Semih Terzi’yi anlının çatından vurdu. 30 kurşun ile şehit düştü.
Halil Kantarcı bizim kahramanımız. Çengel’de sokağa çıktı, FETÖ’cülerle kora kor mücadele etti. Toprağa düştü. “3 çocuğum var ne işim var sokakta” demedi.
Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyib bizim kahramanımız. “Malım mülküm var. Zenginliğim var. Dörtbaşı mamur bir hayatım var. Canımı yolda bulmadım” demedi Erol yürüdü Köprü’ye. Babasını yalnız bırakmayan Abdullah peşinden yürüdü. FETÖ’cüler hedef gözeterek ikisini de vurarak şehit etti.
Mustafa Cambaz bizim kahramanımız. Oğlu Alparslan’a attığı son mesajda, “Komutan sokağa çağırıyor. Evde duramam” deyip Çengel Polis Karakolu’nun önüne vardı. Hainlerin sıktığı kurşunla şehit düştü.
Yeni Şafak’taki cenaze merasiminde ağladık, hüzünlendik ama aynı zamanda onun arkadaşı olmaktan şeref duyduk.
Kahramanlarımızın hepsini burada elbette zikredemeyeceğiz.
Ama o zaman ismi Boğaziçi Köprüsü olan 1’nci köprüye “15 Temmuz Şehirler Köprüsü” ismini verdiren şehitlerimizi…
Saraçhane’de süs havuzunda abdest aldıktan sonra toprağa düşen yiğitleri…
Çengel’de kora kor çatışıp şehit düşenleri…
Vatan Caddesi’nde Emniyet’i korurken vurulanları…
Ankara Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Polis Merkezi’ne atılan bombalarla hunharca katledilen kardeşlerimizi…
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde şehit düşenleri…
MİT’in merkez kampüsünün kapısında nöbetteyken çatışan kardeşlerimizi…
Külliye’nin önünde, helikopterden açılan yaylım ateşiyle şehit düşenleri…
Velhasıl, 253 şehidimizi anıyorum.
3 bine yakın gazimizi selamlıyorum.
Onların mücadelesiyle, Allah’ın lütfuyla bugün şu anda bu yazıyı yazabildiğimi biliyorum.
Nesiller boyu anlatacağımız bir kahramanlık hikayesini yazdı bu milletin evlatları o gece.
Ve 16 Temmuz sabahına erişildiğinde Türkiye’yi teslim almak isteyenlerin aparatlarının “donları” ile teslim olduğunu gördük.
Asil Türk askerinin üniformalarının üzerlerinden çıkartıldığını gördük.
Rezil, rüsva olduklarını gördük.
Onların hanesine “ihanet”, rezillik ve pespayelik düştü.
Bizlerin hanemize, şeref, haysiyet ve umut.
Allah bu memlekete ve millete bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın.
Yaşasın Türkiye.
Yaşasın Türk milleti.
Hasan Öztürk / Haber7
Source: M Yazilari
Türkiye için Eurofighter açıklaması: “Sipariş alacağımızı düşünüyoruz”
İngiliz savunma sanayi şirketi BAE Systems, şirketin aralarında Türkiye”nin de bulunduğu üç ülkeden Eurofighter Typhoon savaş uçağı siparişi alacağını düşündüğünü söyledi.Şirketin havacılık faaliyet alanında Avrupa ve diğer ülkelerden sorumlu yöneticisi Richard Hamilton, dün şirketin Warton”daki tesisinde yaptığı açıklamada “İngiltere hükümeti ile çeşitli siparişler üzerine çalışıyoruz” dedi.Hamilton, müzakerelerinin satış ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı yönünde basının yönelttiği soruya, “Evet, elbette” cevabını verdi ve Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar”ınkiler dahil olmak üzere 150 adet uçağın siparişe konu olduğunu söyledi.Kendi savaş uçağını geliştirmeye devam eden Türkiye, yaşı ilerleyen savaş uçağı filosunu yenilemek amacıyla 40 adet Eurofighter Typhoon çok maksatlı avcı uçağı alımı için üretici konsorsiyuma mensup İngiltere ve Almanya ile müzakereler yürütüyor.BAE”nin kaç adet ihracat siparişi alacağı yakından izleniyor. Sendika temsilcileri yeni sipariş alınmaması halinde 2030″lu yıllarda üretimin duracağı uyarısında bulunmuşlardı.
Source: Emrullah Koçin
Trump’tan Zelenskiy’e Rusya uyarısı…Moskova”yı hedef almamalı!
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy”nin, başkent Moskova”ya saldırı düzenlememesi gerektiğini belirtti.BASIN MENSUPLARINA KONUŞTU!ABD Başkanı Donald Trump, Washington”dan Pensilvanya”ya hareketi öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Zelenskiy”nin Rusya”nın başkentini vurup vuramayacağı yönündeki soru üzerine Trump, “Hayır, Moskova”yı hedef almamalı” dedi.Ukrayna”ya uzun menzilli füzeler göndereceği iddialarını reddeden Trump, Rusya”nın, 50 gün içinde Ukrayna ile ateşkes yapmaması halinde ikincil tarifeleri uygulama tehdidini yineledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”e karşı hayal kırıklığı yaşadığını söyleyen Trump, “Son üç ayda birçok savaşı çözdüm ama henüz bu savaşı çözemedim. Bu bir Biden savaşı, Trump savaşı değil. Hepimizi bu karmaşadan kurtarmaya çalışmak için buradayım” diye konuştu.”KATLİAMIN DURMASINI İSTİYORUM”Trump, “Ukrayna”nın tarafında mısınız?” sorusuna ise ‘kimsenin tarafında değil, insanlık tarafında’ olduğu yanıtını verdi. Trump, “Binlerce insanın öldürülmesini durdurmak istiyorum. Öldürmeyi durdurun. Ukrayna-Rusya Savaşı”nda katliamın durmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.ABD Başkanı Trump, Adalet Bakanı Pam Bondi”nin, milyarder iş insanı Jeffrey Epstein”ın suç dosyasında kendi adının da olduğunu söyleyip söylemediği sorulduğunda “Hayır” cevabını verdi.
Source: Fatih Yoncalık
Başkentte 15 Temmuz şehitleri dualarla anıldı
Fetullahçı Terör Örgütü”nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9″uncu yılı dolayısıyla Hacı Bayram Veli Camisi”nde “sabah namazı” buluşması düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş”ın katıldığı programda, 15 Temmuz şehitleri için Kur”an-ı Kerim okundu.
Erbaş, sabah namazını kıldırmasının ardından şehitler için ettiği duada, mekanlarının cennet olmasını temenni ederek, şunları söyledi:
“Ya Rabbi, o gece tankların önünde durarak, devletimizi, milletimizi, vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı, ırzımızı, namusumuzu korumak için mücadele eden ve yaralanan, gazi mertebesine ulaşan kardeşlerimiz oldu. Cümle gazilerimize şifalar, hayırlı ve uzun ömürler nasip eyle. Şehitlerimizin yakınlarına sabrı cemil ihsan eyle Ya Rabbi. Devletimize düşmanlık yapan dahili ve harici hainleri kahru perişan eyle. Milletimizi, devletimizi ilelebet payidar, birliğimizi, dirliğimizi daim eyle Ya Rabbi. Aramıza haset, fesat sokmak isteyen cümle kötülere, şerlilere fırsat verme.”
Duasında İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarına maruz kalanlara da yer veren Ali Erbaş, dua sonrası cemaatle selamlaştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrailli Bakan’dan Şara”ya suikast çağrısı
İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara”yı hedef aldı. Chikli, “Hamas”a benziyorsa, Hamas gibi konuşuyorsa ve Hamas gibi davranıyorsa, o Hamas”tır. Ahmed Şara”nın meşru bir lider olduğunu düşünen herkes çok yanılıyor. Hemen ortadan kaldırılması gerekiyor” diyerek, Şara”ya suikast çağrısında bulundu.
Source:
Cumhuriyetçilerden Ukrayna konusunda “U” dönüşü
ABD Başkanı Donald Trump ın Rusya-Ukrayna Savaşı nı bitirmek için Rus lider Putin le anlaşamaması ABD siyasetinin temel politikalarını derinden sarstı. İki yıldan kısa bir süre önce, Temsilciler Meclisi ndeki Cumhuriyetçiler, Ukrayna nın Rusya ya karşı mücadelesine yardım etmeye devam etme fikrine o kadar öfkeliydi ki, Meclis Başkanı Kevin McCarthy yi Ukrayna ya desteği nedeniyle görevden almışlardı. Bu durum ABD siyasi tarihinde bir ilk. Daha sonra Meclis Başkanı Mike Johnson, Ukrayna için bir finansman paketini geçirmek için kendi pozisyonunu riske atmıştı. Ancak şimdi, savaşın üzerinden üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, Ukrayna ya daha fazla para ve silah gönderilmesine sürekli karşı çıkan ve Amerika nın savaşa müdahalesine son verilmesi için haykıran Kongre deki birçok Cumhuriyetçi, Başkan Trump ın yolunu izleyerek tutumlarını tamamen değiştirdi. Trump a tam destek Bu, Önce Amerika dış politika yaklaşımıyla, dünya çapındaki çatışmalara ABD nin güçlü müdahalesini savunan onlarca yıllık Cumhuriyetçi şahin yaklaşımı altüst eden Trump ın partisi üzerinde sıkı bir kontrole sahip olduğunun en son kanıtı. Ve bir zamanlar Ukrayna ya Amerikan yardımını çok sert eleştiren Başkan, şimdi savaştan zarar görmüş ülkeye silah sevkiyatını hızlandırmak için yeni bir plan açıklıyor. Bu durum, Ukrayna yı destekleme konusunda daha önce sesini yükselten bazı muhaliflerin nispeten sessiz kalması ve Trump ın en yakın müttefiklerinden bazılarının kamuoyu önünde bir önceki Biden yönetimine sert tepkiler vermesiyle sonuçlandı. Wisconsin Cumhuriyetçi Temsilcisi Derrick Van Orden, geçen baharda Ukrayna ya daha fazla yardım için bir plan yapmadığı için Biden yönetimini sert bir dille eleştirdi, Trump ın daha fazla yardım açıklamasını destekledi: Donald Trump a açıkça güveniyorum. Ona baş barış elçisi diyorum. Ne yaptığını biliyor ve ona güveniyorum. Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Troy Nehls, ABD-Meksika sınırındaki güvenlik fonları konusundaki endişeler nedeniyle Ukrayna ya desteğin kesilmesini savunan Temsilciler Meclisi ndeki aşırı sağcı grubun bir parçası. Şimdi Ukrayna ya yardım etmeyi destekliyor, ancak tutumunu değiştirmediğini ve Trump ın önerisi kapsamında NATO ülkelerinin Amerikan silahlarının parasını ödeyeceğini söylüyor. Sadece Donald durdurabilir Rusya ile ilgili açıklamalarda bulunan Cumhuriyetçi siyasetçi, Bunu durdurabilecek tek kişi Donald. Ancak bunun için Vladimir Putin in, patronun Bu işi 50 gün içinde bitirelim derken ne demek istediğini anlaması gerekecek dedi. Geçmişte Ukrayna ya yardıma şiddetle karşı çıkan Ohiolu Cumhuriyetçi Temsilci Warren Davidson, CNN e Trump ın bu planının doğru yaklaşım olduğunu söyledi. Davidson, Başkan, Bu silahları NATO ülkelerine satacağız ve eğer parasını ödemek isterlerse satın alabilirler derken gerçekten haklı. Bu bizim savaşımız değil açıklamasını yaptı. Bu eksen kaymaları zaman zaman sarsıcı oldu, özellikle de Ukrayna yı desteklemeye karşı çıkmayı siyasi markalarının merkezine koyanlar için. Ohio Senatörü ve Capitol Hill deki MAGA hareketinin önde gelen isimlerinden biri olan Başkan Yardımcısı JD Vance, Ukrayna ya yardım etmeyi en sert eleştirenlerden biriydi. Geçtiğimiz baharda The New York Times için yazdığı bir makalede, savaşın kazanılamaz olduğunu ve Amerika Birleşik Devletleri nin Ukrayna nın ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlayamayacağını savunmuştu. Bu hafta Oval Ofis te, Başkan Trump ın çatışmanın ön saflarına ek Amerikan silahları gönderme planlarını açıkladığı sırada ise yanında duruyordu. Bir zamanlar ABD nin Ukrayna ya yardım etmesine şiddetle karşı çıkan Florida Cumhuriyetçi Senatörü Rick Scott da Trump ın planı hakkında olumlu konuştu. Plan hakkında Barışı sağlamak için elinden gelen her şeyi yapacak ve umarım Putin onu ciddiye alır, diyen Scott, şunları ekledi: Bence Başkan Trump açıkça savaşlarda olmak istemiyor. Savaştan nefret ediyor. Bu tutumu, bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce Ukrayna ya bir askeri yardım paketini kınamak için Senato kürsüsünde yaptığı konuşmlara zıt. O dönemde, Senato Demokratları ve Senato Cumhuriyetçilerinin azınlığı, Amerika Birleşik Devletleri nin ulusal güvenliği yerine Ukrayna nın ulusal güvenliğini önceliklendirmeyi seçti. Her Amerikalı Washington da olanlardan tiksinmeli demişti. Karara muhalif Cumhuriyetçilerin sayısı az Yine de bazı Cumhuriyetçiler, seçmenlerin Ukrayna konusundaki fikir değişikliğine katılmadığını savunuyor. Arizona Cumhuriyetçisi Temsilci Eli Crane, Trump ın yeni Ukrayna planına yanıt olarak sosyal medyada yaptığı paylaşımda, Amerikan halkı bizden içerideki sorunları çözmemizi istiyor, neoconların ve savaş yanlılarının emirlerini yerine getirmemizi değil dedi. Geçen yıl Ukrayna yardım paketini geçirmeye çalıştığı için Meclis Başkanı Johnson ı görevden almaya çalışan Georgia Cumhuriyetçisi Temsilci Marjorie Taylor Greene, Başkan ın planının, kısmen ABD nin dış savaşlara müdahalesini sona erdirme vaadine dayanarak Cumhuriyetçileri seçen seçmenlere ihanet olduğunu öne sürdü. Pazartesi günü verdiği bir röportajda, Kimse Ukrayna yı düşünmüyor. Kimse Rusya yı düşünmüyor. Sadece düşünmüyorlar. Etrafta dolaşıp tek düşündükleri faturalar, sorunları ve evlerinin önündeki berbat yollar ya da ev alamamaları ifadesini kullandı.
Source: Habertürk
Trump, Almanya”dan Ukrayna”ya Patriot sistemlerinin sevk edilmeye başlandığını açıkladı
Trump, Pensilvanya”da bir etkinlik sonrası Ukrayna”ya yönelik askeri sevkiyata ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Başkan Trump “Füzeler sevk edilmeye başlandı. Almanya”dan geliyorlar ve Almanya tarafından yenileriyle değiştirilecek. Her durumda ABD ödemesini tam alacak.” dedi.
Bu sevkiyatın, NATO destekli bir anlaşma kapsamında yapıldığını belirten Trump, ödemelerin NATO aracılığıyla ya da doğrudan Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler tarafından yapılacağını ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray”da NATO Genel Sekreteri Mark Rutte”yi 14 Temmuz”da ağırladığı basın toplantısında, Rusya”nın 50 gün içinde Ukrayna ile bir anlaşmaya varamaması halinde vergileri yüzde 100 artıracağını açıklamıştı.
Trump ayrıca Rutte ile elinde hazır Patriot hava savunma sistemi bulunan ülkelerin mevcut silahlarını hızla Ukrayna”ya göndermesi konusunda anlaştıklarını söylemişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: