“Uluslararası Çatışmalar: Suriye’den İran Uyarısına, Yemen’den Füze Tehdidine”

Suriye yönetiminden komşuya uyarı: Sonuçlarından sorumlu tutuyoruz

Suriye geçici hükümetinin Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani, X hesabındaki paylaşımında, İran”ı, Suriye halkının iradesine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymaya davet etti.Bakan Şeybani, “İran, Suriye halkının iradesine, ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymalı. İran”ı, Suriye”de kaos yaymaktan kaçınmaları yönünde uyarıyor ve son açıklamaların sonuçlarından sorumlu tutuyoruz.” ifadelerini kullandı.Suriye geçici hükümetinin Dışişleri Bakanı Esaad Hasan ŞeybaniTürkiye”nin askeri gücü titretti! “Suriye ordusunu Türkler kuracak” diyerek duyurdularSuriye Lideri: Birleşmede anlaştıkHemen AB”deki abilerine koştular! Türkiye-Suriye deniz yetki anlaşması panikletti

Source: Www.star.com.tr


Bir hafta içinde İsrail”e 5″inci füze! Milyonlarca kişi sığınaklara gönderildi

Yemen”deki İran destekli Husilerin İsrail”e yönelik bir misilleme saldırısı daha gerçekleştirdiği bildirildi. İsrail Ordusu”ndan yapılan açıklamada, Husiler tarafından fırlatılan bir füze nedeniyle ülkede sirenlerin çaldığı ve milyonlarca İsraillinin tedbir amacıyla sığınaklara gönderildiği kaydedildi. Füzenin İsrail hava sahasına girmeden önce önlendiği ifade edilirken, son saldırı Husilerin bir hafta içinde İsrail”e yönelik gerçekleştirdiği 5″inci füze saldırısı olarak kayıtlara geçti.HUSİLER DÜN DE FÜZE FIRLATMIŞTI İsrail Ordusu, son olarak dün Husiler tarafından fırlatılan bir füze nedeniyle ülkenin orta ve güney kesimlerinde sirenlerin çaldığını açıklamış, füzenin başarılı bir şekilde etkisiz hale getirildiği bildirilmişti. Geçtiğimiz cumartesi günü ise Yemen”den fırlatılan bir balistik füzenin Tel Aviv”e düşmesi sonucu 18 kişi yaralanmıştı. İsrail Ordusu, Husiler tarafından fırlatılan füzeyi durdurma çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını açıklamıştı. İsrail”e yeni misilleme”Şiddetli bir harekat başlatacağız”Yanlışlıkla F-18″lerini düşürdüler

Source: Www.star.com.tr


Husilerden Orta Doğu”daki ABD hedeflerine saldırma tehdidi

Husilerin Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali el-Husi, X hesabında yayınladığı videoda, konuya ilişkin açıklamada bulundu.Konsey Üyesi Husi, “Amerikalıları Yemen”i hedef almamaları konusunda uyarıyoruz, aksi takdirde Orta Doğu”daki Amerikan çıkarlarına (hedeflerine) hiçbir kırmızı çizgiyi gözetmeksizin saldıracağız.” dedi.Husi, “Ya İsrail”in Gazze”ye ve Yemen”e yönelik saldırıları duracak ya da “mesajımızı iletebilecek” hassas Amerikan hedeflerini hedef alacağız.” ifadesini kullandı.- KIZILDENİZ”DEKİ DURUMYemen”de İran”ın desteklediği Husiler, İsrail”in Gazze”deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim 2023″ten bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koyuyor ve bazılarına da insansız hava araçları ve füzelerle saldırıyor.Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz”deki seferlerini durdurma kararı aldı.ABD, küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık 2023″te bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlerine karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu “deniz görev gücü” oluşturulduğunu açıkladı.ABD ve İngiltere”nin, Yemen”de kontrollerinde bulunan bölgelere saldırısı üzerine Husiler, bu iki ülkenin tüm gemilerini hedef alacağını duyurdu.

Source: Www.star.com.tr


22 ilde DEAŞ operasyonu: Çok sayıda tutuklama var

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son 3 hafta içinde 22 ilde DEAŞ”a yönelik düzenlenen “Gürz-31-32-33” operasyonları sonucu 182 şüphelinin yakalandığını, 43″ünün ise tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya”nın paylaştığı bilgilere göre; Adana, Antalya, Aydın, Burdur, Bursa, Bolu, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kırklareli, Kırıkkale, Kırşehir, Mersin, İstanbul, İzmir, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon ve Yozgat olmak üzere 22 ilde son 3 hafta içinde DEAŞ”a yönelik “Gürz-31-32-33” operasyonları düzenlendi. Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinasyonunda, İl Jandarma Komutanlıklarınca düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; terör örgütüne üye olmak, terör örgütüne yardım ve yataklık etmek, terör örgütüne finans sağlamak ve sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yapmak suçları işledikleri tespit edildi. Operasyonlarda 182 şüpheli yakalanırken 43″ü tutuklandı, 24″ü hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğer şüphelilerin ise işlemleri devam ediyor. Ayrıca, operasyonlar sonucu çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildi. 22 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik son 3 hafta içinde Jandarma tarafından düzenlenen “GÜRZ-31-32-33” operasyonlarında: ⛔182 şüpheli Terör Örgütü Mensubu yakalandı❗ ⚠️Şüphelilerden 📍43″ü tutuklandı, 📍24″ü hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğerlerinin işlemleri devam… pic.twitter.com/EVLZlUIJCV— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) December 25, 2024

Source: Www.star.com.tr


Suriye Lideri Şara”dan Türkiye”ye garanti

Suriye”de devrimin lideri Eş- Şara, Dışişleri Bakanı Fidan”a “PKK/YPG ile birlikte YPG”nin varlık gerekçesi olarak sunulan DEAŞ”ın da topraklarımızda yaşamasına izin vermeyeceğiz” dedi.TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye”nin yeni lideri Şara arasında görüşmeyle ilgili edindiği bilgileri yazdı.Yiğitel”in Akşam Gazetesi”nde yayımlanan analizi şöyle:Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın Şam ziyaretinde, devrimin lideri Ahmet Eş-Şara ile yaptığı görüşmenin detayları netleşti. Görüşmede en temel konulardan birini PKK/YPG terör örgütü oluşturdu. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Fidan, PKK/YPG”nin tasfiyesinin hem Suriye”nin toprak bütünlüğü hem de Türkiye”nin güvenliği için olmazsa olmaz şart olduğunu iletti, “YPG ya kendini tasfiye edecek ya da tasfiye edilecek” dedi. Suriye Devrim lideri Ahmet Eş-Şara ise “PKK/YPG Suriye topraklarının üçte birini işgal etmiş durumda, kanunsuz bir şekilde enerji kaynaklarının başında oturarak Suriye halkının malını çalıyor. Suriye ordusu dışında tek bir silahlı grup kalmayacak. Biz bunda kararlıyız” diyerek görüş birliği içinde olduğunu iletti ve PKK/YPG konusunda Türkiye”ye garanti verdi.DEAŞ”LA MÜCADELESuriye”de kesinlikle PKK/YPG”ye yer olmadığını söyleyen Hakan Fidan ve Eş-Şara, PKK/YPG”nin varlığı konusunda gerekçe gösterilen terör örgütü DEAŞ”la mücadelede kararlı olduklarını ifade etti. Eş- Şara “YPG”nin varlık gerekçesi olarak sunulan DEAŞ”ın da topraklarımızda yaşamasına izin vermeyeceğiz” dedi. Şara, uluslararası sistemin terör örgütü PKK/YPG”yi kullanmak için gerekçe gösterdiği DEAŞ tutukluları meselesinde de Suriye”nin yeni yönetiminin bu konuda inisiyatif almaya ve gerekirse bu tutukluları devralma konusunda gerekli girişimi yapabileceklerini Hakan Fidan”a iletti.SURİYE”DE GEÇİŞ SÜRECİFidan, Suriye”nin geçiş sürecine dair Türkiye”nin tezlerini de açık açık iletti. Suriye”de geçiş döneminin düzenli bir şekilde tamamlanmasının önemini anlattı. Suriye”de istikrarın temini en öncelikli konu olduğu, bunun için ülkede güvenliğin sağlanması, hukukun üstünlüğünün ve azınlıkların korunması, Suriyelilerin öncülüğünde, hiçbir dini veya etnik grubun dışlanmadığı kapsayıcı bir yönetimin tesis edilmesi gerektiği net bir şekilde dile getirildi.ANAYASAL VATANDAŞLIKGeçmiş dönemde BAAS rejimi ülkedeki gruplar üzerindeki baskı kurmuştu. Yeni dönemde, anayasal vatandaşlığa uygun bir yöntem olarak, bütün vatandaşların etnisitelerinden, kimliklerinden, mezheplerinden bağımsız olarak her açıdan eşit olması gerekiyor. Diplomatik kaynaklar, “Yeni yönetimde bu vizyon var” değerlendirmesi yaptı.YAPTIRIMLAR KALDIRILMALIKonuştuğum diplomatik kaynaklar, Uluslararası toplumun da üzerine düşeni bir an önce yapması gerektiğinin altını çiziyor. Suriye”ye yönelik yaptırımların kaldırılması, Suriye”nin normalleşmesi, ülkede güvenliğin sağlanması ve ülkenin yeniden inşası bakımından son derece önemli olduğuna vurgu yapılıyor. Diplomatik kaynaklar, “Bütün yaptırımların bir an önce kaldırılması gerekiyor ki yatırım, finansman, altyapı hizmetleri, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri bir an önce hayata geçsin” değerlendirmesi yaptı.GERİ DÖNÜŞLERBakan Fidan, Eş Şara”ya Suriyeli sığınmacıların geri dönüşlerinin gönüllü ve güvenli geri dönüş esasına bağlı olacağını da iletti. Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için gereken koşulların oluşturulmasının önemine değindi. Bölge ülkeleri ve Avrupa üzerinde yük oluşturan Suriyeli göçmenlerin dönebilmesi için yeniden yapılanmanın ve alt yapının bir an önce ayağa kaldırılması gerekiyor.FİDAN”IN İKİ ÖNEMLİ MESAJI KİME?Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın Suriye devrim lideri Ahmet Eş-Şara ile yaptığı ortak açıklamada özellikle iki çağrısı öne çıkmıştı. Bakan Fidan üzerine basa basa “Yeni yönetime “imkan ve fırsat” tanınmalı” dedi. Diplomatik kaynaklara “Bakan Fidan”ın özellikle bu iki kavramı tercih etmesinin bir nedeni var mıydı?” diye sordum. Kaynaklarım bu iki kavramın bile bile seçildiğini ve mesaj içerdiğini ifade ettiler. İmkan tanınması gerektiği yönündeki mesaj ABD ve Avrupa”ya yönelikti. Yeni yönetime imkan tanınmalı yoksa radikalleşme eğilimi görülür ve dünyaya entegre olamazlar. Bu aslında ABD ve Avrupa”ya açık mesajdı. Fırsat tanınması mesajı da başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap dünyasına yönelikti. Arap dünyası yeni yönetime fırsat vermeli yoksa yeniden Ortadoğu”yu etkileyecek bir istikrarsızlık oluşur ve bu yükü tüm Ortadoğu çok daha ağır taşır anlamındaydı.”Suriye bunu unutmayacak”Suriye”de terörle mücadelede net mesaj: Müsamaha yok!Tarihi Şam ziyareti ses getirdi

Source: Www.star.com.tr


Türkiye Akdeniz”de dengeleri değiştirecek! Rezerv zengini alan ortak paylaşılacak

Türkiye, Libya”da olduğu gibi yeni Suriye hükümeti ile deniz yetki anlaşması yaparak Akdeniz”de dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. Ulaştırma Bakanı Uraloğlu, Suriye”deki geçiş hükümetiyle hava, kara, demiryolu ve denizyolu ulaşımı alanında çalışacaklarını belirterek, “Deniz Yetki Anlaşması da gündeme gelecek” dedi.Topkapı Üniversitesi Deniz Siyaseti ve Stratejileri Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, yeni Suriye Hükümeti ile imzalanması planlanan “Deniz Yetki Alanı Anlaşması”nın Türkiye”ye neler kazandıracağını Akşam Gazetesi”ne anlattı. Anlaşmanın “yan sınır” olarak değil “karşılıklı kıyı” esasına göre yapılması gerektiğini belirten Yaycı şunları söyledi: Anlaşma Libya”daki gibi “karşılıklı kıyı” esasına göre yapılırsa Türkiye deniz hukukunun temel sınırlandırma prensipleriyle Suriye ile yapacağı anlaşmayla Karpaz Burnu”nu çevreleyen çok önemli bir deniz alanı kazanacak. Bu alan 7 bin 660 kilometrekare büyüklüğünde. Böylece Rumların adanın doğusunda Türkiye”nin ve KKTC”nin haklarını hiçe sayan münhasır ekonomik bölge sahibi olduğu iddiası da tarihi ve hukuki bir çöpe dönelecektir. Suriye bu anlaşmayla Rumların teklif ettiği deniz alanından yüzde 20 daha fazla alanı kazanacak. Böylece zengin doğal gaz ve petrol yataklarının olduğu tahmin edilen alan hukuka uygun bir şekilde iki dost devlet tarafından paylaşılacak. Dünyanın en değerli deniz mahsullerinden Türk balıkçılar da yararlanacak.Cihat YaycıSuriye Lideri Şara”dan Türkiye”ye garantiHemen AB”deki abilerine koştular! Türkiye-Suriye deniz yetki anlaşması paniklettiSuriye yönetiminden komşuya uyarı

Source: Www.star.com.tr


Ergün Yıldırım yazdı… Suriye düzeninin üç ayağı: Vatanperverlik, demokrasi ve İslam

Suriye”de Baasçılık çöktü, yerine yeni düzen kuruluyor. 13 yıllık iç savaş ve büyük göç olaylarından sonra yeni bir siyasal uzlaşmaya gidiliyor. Birbirine silah çeken ve savaşan gruplar bir araya gelerek yeni dönemde beraber olmayı ilan ediyorlar. HTŞ ile savaşan Ceyşul İslam grubu Muhammed Şara ile kucaklaştı.Farklı beklentiler var. Ancak ülkenin sosyolojik gerçekliği bu beklentilerin kimileriyle örtüşmesi zor. Ekonomik gerçeklik ve uluslararası gerçeklik de öyle. Hakan Fidan ve Numan Kurtulmuş önemli açıklamalarda bulundular. Hakan Fidan, konuşmalarında Suriye”deki toplumsal coğrafyanın çoğulculuğuna ve bunun kapsanmasına dikkati çekti. Kürtler, Nusayriler, Aleviler, Türkmenler gibi farklı mezhep ve etnik grupların temsiline imkân verilmesini vurguladı. Suriye sosyolojisinin mezhebi ve etnik çoğulculuğunun algılanması, ancak mezhepçi ve etnikçi siyasete karşı da mesafeli olunması çok önemli.Suriye”nin yeni düzeni için en önemli boyutlardan birisi etnik ve mezhebi çoğulculuk realitesi. Bu realiteyi segmentleşmeye ve dışlanmaya yol vermeden temsil edilmesine imkân tanınmalı. Yani Suriye”de mezhepçi ve etnikçi bir devlet kurulamaz. Çoğunluğu Sünni olan toplum, periferide yer alan Nusayri ve Şii kesimleri de dikkate alacak. Almak zorunda. Bu nedenle “vatanperverlik” ve “eşit vatandaşlık” önem taşımaktadır. Vatanperverlik, Suriye”de yaşayanların ortak coğrafya aidiyetine sahip olmasıdır. Siyasal coğrafya aidiyeti devletin kolektif kimliği için önem taşımaktadır. Yeni düzen için bu zorunludur.Numan Kurtulmuş Hoca da demokrasi vurgusunda bulundu. Suriye”nin Türkiye”nin demokrasi tecrübesinden yaralanabileceğini söyledi. Gerçekten de Suriye”de demokrasinin kurulması hem realite hem de yeni tarihi dönem için zaruridir. Çünkü Baas rejimi demokrasisiz bir cumhuriyet rejimiydi. Darbe, cunta, tek adamlılık bu cumhuriyetle yürüdü. Bütün Ortadoğu cumhuriyetleri de böyle. Türkiye hariç hiç birisi demokrasiye geçmemiş. Darbeler, cuntalar ve tek adam rejimleriyle devam ediyorlar. Suriye Baas rejiminin düşüşü, bu cumhuriyet tarzının artık sona erdiğini gösteriyor. Demokrasiye geçişle beraber siyasal çoğulculuğu üst birlik ile gerçekleştirecek. Farklı siyasal partilerle farklı gruplar temsil imkanı bulacak. Mecliste çoğulculuk temsil edilecek. Meclis, millet meclisi olacak.Demokrasi deyince bazıları Kemalistlerin anladığı gibi “Tanrı yasalarına karşı ulus yasaları” anlıyor. Demokrasi çok geniş bir anlama sahip. İktidarın seçimle gelip seçimle gitmesi, farklı siyasal partilerin olması, muhalefetin meşruiyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü, hukuk devleti demektir. İlla da laikçi olmak zorunda değil. Hatta bana göre “şer”i demokrasi” de olur. İran bunu başaramadı, Sudan başaramadı. Belki de Suriye farklı bir formla başarabilir. Kim bilir?İslam toplumlarında laiklik olmadan da Yahudiler, Hristiyanlar, Şiiler, Sünniler hep beraber yaşadılar. Dini çoğulculuk ve tolerans, Batı da çok geç başladı. Biz de baştan beri vardı. Elbette çağdaş dönemde yeni durumları da gözeterek olmak zorunda. Suriye”de henüz laiklik denmeden Katoliklerin Noel bayramı için 2 gün tatil imkanının verilmesi de bu mirası gösteriyor.Vatanperverlik, demokrasi ve İslam yeni Suriye”nin siyasal düzeni için üç önemli saç ayağı. Bunları kaynaştırdığı, temsil ettirdiği ve realitede insanları huzurlu ve mutlu edecek biçimde formüle ettiği zaman yeni düzen olacak, yeni Ortadoğu”nun yükselişi olacak.

Source: Ergün Yildirim


Selahaddin E. Çakırgil yazdı: “Muhteşem çöküş”ler etrafında birkaç not…

Suriye”deki gelişmeler, 54 yıllık (Baba-Oğul) Esed Hanedanı ve Baas Partisi diktatörlüğünün 10-12 gün içinde çöküşü için değil, daha nice çöküşler de beraberinde ortaya çıktığı için, “muhteşem” deyimini kullanmak yersiz olmasa gerek gerek.. Rusya lideri Putin, kızgınlığını gizlese de, 12 bin kişilik bir muhalif güçlerin karşısında, 30 bin kişilik bir askerî birlik tarafından korunan Şam”ın hiç direnme gösteremeden kaçışı karşısında şaşkınlığını ifade etmişti 3-4 gün önce.. Evet, o çöküş, bunun için “muhteşem” diye nitelenmeyi hak etmişti..Hele, “Ben kandan nefret ederim, onun için tıbbiyedeki tahsilimi kan”ın en az akıtıldığı göz hastalıkları sahasında yaptım..” demesine rağmen, babasının döktüğü mazlum kanlarının yüzlerce mislini dökmek “maharet”ini gösteren “Beşşar Esed” isimli ve çağdaş bir Neron tablosu sergileyen ve “Ancak korkak olanlar kaçar, ben korkak değilim, kaçmayacağım..” diye nutuklar atan diktatörün, birkaç ay sonra, en korkakça bir şekilde Moskova”ya sığınışı da, “muhteşem” bir kaçış ve çöküş idi..*Tıpkı, dünyanın en fakir ülkelerinden birisi olan 25 milyonluk Afganistan”ı işgal eden -o zamanki rakamlarla, 190 milyonu aşkın bir nüfusa sahip olan- Sovyet Rusya Komünist İmparatorluğu”nun, sonunda, 13 yıllık bir işgal zorbalığından sonra, 1990″da Afganistan”dan kaçmak zorunda kalışı da “muhteşem” bir kaçıştı.. Keza, 11 Eylûl 2001″ Amerika”nın kendi içindeki bir takım güvenlik açıklarından istifade eden ilginç güç odaklarının gerçekleştirdiği New York”taki ünlü “İkiz Kuleler”e ve Washington”daki Pentagon merkezine yönelik saldırılarını gerçekleştirenlerin, Afganistan”da saklanmış olabileceklerini iddia ederek Afganistan”ı işgal eden 335 milyon nüfuslu Amerikan emperyalizminin de, zaten harabe halindeki Afganistan”ı, daha bir harabeye çevirdikten sonra, 2020″li yılların başında kaçmaları da “muhteşem” bir kaçıştı..*İran lideri Ali Khameneî”nin başdanışmanı ve İran Meclisi”nin eski başkanlarından Ali Laricani”nin, -sanki Türkiye Suriye”deki PKK terör örgütünün uzantılarına karşı uluslararası hukuktan doğan haklarına dayanarak ve sadece iki ülke arasındaki ortak sınır boyunca askerî operasyonlar yaptığını bilmiyormuş gibi-, Türkiye”yi hedefe alarak, “Biz, Suriye”yi Amerika ve Türkiye gibi işgal etmedik, sadece askerî danışmalar gönderdik” demesine rağmen; İran Meclisi”nden bir yetkilinin Suriye”ye, son 13 yıl boyunca bir- kaç yüz askerî danışman değil, binlerce asker gönderdiklerini ve onlardan 6 bin askeri kaybettiklerini açıklaması yetmiyormuş gibi.. Geçen hafta Putin”in sarih olarak yaptığı, “İran bizden yardım istedi, onların da 4 bin askerini Suriye”den çıkardık” açıklamasını yapmasından sonra, ortaya çıkan tablonun nasıl bir “kaçış” ve “çöküş”ün de, “muhteşem” diye denilmeyi hak ettiği söylenebilir..* Kezâ, Suriye”de bir korkunç kanlı bir Baasçı diktatörü yıllarca desteklemiş olmanın utancından olmalı, ne yapacağını kestiremeyen bir “en üst derece” sorumlunun, aldıkları ağır bir yenilgi karşısında vicdan muhasebesi yapmak yerine, 20 milyonluk filanca ülkenin, -10 yıldan fazla bir zamandır, ülkelerini terk edip başka ülkelere sığınmak zorunda kalan 8 milyon insandan en azından yarısını teşkil eden gençleri harekete geçirebileceğini umarak, “Ey filan ülke gençleri, kaybedecek bir şeyiniz yok, çünkü her şeyinizi kaybettiniz.. Bugün, üniversitelerinizin, mekteplerinizin, işyerlerinizin, evlerinizin, caddelerinizin hiçbir güvenliği kalmamıştır.. Ayaklanın, direnin, sizin her şeyinizi kaybetmenize vesile ve ülkenize musallat olan Amerika, İsrail ve onlarla birlikte hareket eden diğerlerini uzaklaştırın!..” diye çağrı yapmasının da, gerçekleri görmekten bir “muhteşem kaçış” olduğu ifade edilebilir. Evet, “54 yıllık bir Esed Hanedan ve Baas diktatörlüğünden beslenmiş olanlar için, kaybedecek bir şey kalmamıştı.. Ama, o zâlimler güruhunun, mazlum ve mutez”aflar imiş gibi, acınaklı bir ayaklanma çağrısıyla, eski zulüm düzenlerini hortlatmaya çağrılması da, mantıktan bir “muhteşem kaçış” değil miydi?*”Kaybedecek bir şeyiniz yok artık, ama, kazanacak bir dünyanız var..” diye yapılan çağrının benzeri, meselâ, 45 sene öncelerde, Şah”ın İran”dan kaçmasından sonra, birilerince, Şah tarafdarlarından geride kalanlara, “Her şeyinizi kaybettiğiniz için, kaybedecek yeni bir şeyiniz yok artık; ama, kazanabileceğiniz pek çok şeyler olabilir.. O halde, ülkenizin başına yeni geçen güçleri uzaklaştırın oralardan, ülkenizi kurtarın!.” diye bir çağrı yapsalardı, bu gibi çağrıları yapanlar o zaman ne derlerdi?*Hz. Peygamber (S)”den gelen bir Hadis rivayetinde, “Bir söz veya davranışınızın karşınızdaki etkisini anlamak isterseniz, o söz ve tavırların kendiniz için söylendiğini düşününüz..” meâlindeki, şimdilerde “empati yapmak” şeklinde anlatılan mâna da budur, gerçekte.. *Bir diğer konu.. Bir komşu ülkenin, önemli bir silahlı gücünün yarı-resmî sözcüsü durumunda bir internet sitesinde evvelki gün, yayınlanan bir yorumda, son gelişmeler değerlendirilmeye çalışılırken “Amerika, İsrail ve Türkiye”nin Filistin, Lübnan ve Suriye”ye saldırıları”ndan söz ediliyordu.*Evet, Amerika ve – onun Doğu Akdeniz”deki yapışık kardeşi durumundaki- İsrail”in Filistin, Lübnan ve Suriye”ye saldırıları pervasızca devam ediyor, bu biliniyor da; Türkiye”nin Filistin ve Lübnan”a saldırısı mı olmuştu ve ne zaman?Maksad, bir gerçeği çarpıtıp, “Türkiye”yi de bu saldırıların için de bir düşman taraf “olarak göstermek kurnazlığı.. Ayıbın ötesinde bir tavır..Doğrudur ki, Türkiye, Suriye”yle olan 910 km.lik ortak sınırı boyunca, oralarda çöreklenmiş olan ve özellikle Amerika ve Fransa destekli PKK ve değişik isimlerle anılan diğer terör örgütlerinin saldırılarına karşı açıkça ve de Birleşmiş Milletler ve uluslararası hukuk kuralları gereğince, her devletin, kendi sınırlarına yakın bölgelerde müdahale hakkını kabul eden hukukî cevazlar gereğince, askerî müdahaleler yapıyordu ve yapıyor, yapacaktır da… Ve Beşşar Esed, o terör örgütlerini Türkiye”ye karşı silahlandıranlar arasında kendilerinin de olduğunu gizlemiyordu. Ve, aynı Esed, Suriye topraklarından, Fırat”ın doğusunun Amerikan, Fırat”ın batısının Rusya; Şam ve çevresinin de İran ve kontrolündeki güçler elindeyken -ve bu üç güç odağının da Suriye”yle ortak bir sınırları olmadığı halde-, onlara değil de, sadece, Türkiye”ye, “Suriye topraklarından çekil!.” diyordu..Evet, mantıktan, insaftan, akl-ı selîm”den “muhteşem kaçış” örnekleri..

Source: Selahaddin E. Çakirgi̇l


ASELSAN”dan 2 milyar TL”lik anlaşma… Yurtdışına ihraç edilecek

Türkiye”nin Milli Muharip Uçağı KAAN da dahil olmak üzere birçok yerli ürün için çok gelişmiş elektronik cihazları üreten ASELSAN, yeni bir başarıya imza attı. ASELSAN”DAN 2 MİLYAR TL”LİK ANLAŞMAASELSAN”ın sosyal medyasından yapılan açıklamada, “ASELSAN, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bir ülke ile elektro-optik ve haberleşme sistemlerinin doğrudan satışına ilişkin toplam tutarı 58,6 Milyon ABD Doları (2 milyar TL) olan ihracat sözleşmeleri imzaladı” denildi.ASELSAN”DAN YERLİ FİRMALARA 2 MİLYAR DOLAR SİPARİŞASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Murat Aslan, 2017-2018 yılında bir millileştirme çalışması başlattıklarını ve bugün yüzde 75-80″lere ulaşıldığını söyledi.Geriye zor ve çoğunluğunu elektronik birimlerin oluşturduğu bir kısım kaldığına dikkati çeken Aslan, bunları da yerli sanayiyle tamamlayıp tam bağımsız savunma sanayisine ulaşmayı hedeflediklerini vurguladı. Aslan, 2024 yılında yerli firmalara verdikleri siparişlerin ekonomik büyüklüğünün 2 milyar dolara yaklaştığını kaydetti.ASELSAN DEVLER LİSTESİNDESIPRI”nın geçen yıl en çok silah ve askeri hizmet satışı yapan ilk 100 savunma sanayisi şirketi listesine 3 Türk firması girmişti. Listede ASELSAN 54, Baykar 69. ve TUSAŞ 78. sırada yer almıştı.Türkiye”yi dünyada söz sahibi yapacak! Kritik teknolojide sayılı ülkeler arasına girdikAçıklama geldi! ASELSAN ile TUSAŞ arasında imzaSavunma sanayi için dev hedef

Source: Www.star.com.tr


MİT”ten Irak”ta nokta operasyon: PKK”lı isim etkisiz hale getirildi

MİT, 2016 yılında Suriye”nin kuzeyinde Türk güvenlik güçlerine karşı eylem talimatları verdiği tespit edilen, PKK/KCK”nın sözde Gara genel cephane sorumlusu “Hogir Batman” kod adlı Fırat Serihan”ı hedef listesine aldı. Terörden arananlar listesinde de gri kategoride bulunan terörist, saha ajanları ile takibe alındı. Serihan”ın, örgüt üst yönetiminden aldığı talimatla, Pençe-Kilit Harekat bölgesinde eylem arayışında olan örgüt mensuplarının silah ve mühimmat ihtiyaçlarını karşıladığı tespit edildi. Operasyon için uygun zamanı bekleyen MİT, Türk güvenlik güçlerine yönelik eylem gerçekleştirmek amacıyla Gara”da hazırlıklarda bulunan “Hogir Batman” kod adlı Fırat Serihan ve beraberindeki teröristleri etkisiz hale getirdi. Fırat Serihan, 2010 yılında örgütün kırsal kadrolarına İstanbul”dan katıldı. 2010-2014 yılları arasında Irak”ın kuzeyinde örgütsel faaliyetlerde yer aldı. 2014 yılı itibarıyla Suriye/Serekani bölgesinde takım komutanı olarak faaliyet yürüttü. 2015-2016 yıllarında Suriye/Tel Tamir ve Serekani”de cephane sorumlusu olarak faaliyet gösterdi. 2017 yılında Ayn El Arap”ta sorumlu düzeyde görevlendirildi. 2018-2024 yılları arasında Irak/Gara sözde genel cephane sorumlusu olarak faaliyet yürüttü.

Source: Hurriyet.com.tr


MİT”den nokta operasyon! PKK”nın sözde cephane sorumlusu etkisiz hale getirildi

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), istihbari çalışmaları sonucunda, PKK/KCK”nın, Irak/Gara sözde cephane sorumlusu “Hogir Batman” kod adlı Fırat Serihan”ın, 2016″da Suriye”nin kuzeyinde Türk güvenlik güçlerine karşı eylem planlamalarında bulunduğunu ve talimatını bizzat verdiğini tespit etti. ÖRGÜTE MÜHİMMAT TEMİN EDİYORDU Bunun üzerine harekete geçen MİT, Serihan”ı hedef listesine aldı. MİT”in saha ajanları tarafından Serihan”ın örgüt üst yönetiminden aldığı talimatla, Pençe-Kilit Harekat bölgesinde eylem arayışında olan terör örgütü mensuplarının silah ve mühimmat ihtiyaçlarını karşıladığını belirledi. ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ PKK/KCK”lı terörist Serihan için operasyonun düğmesine basıldı. Türk güvenlik güçlerine yönelik eylem gerçekleştirmek amacıyla Gara”da hazırlıklar yapan Serihan ve beraberindeki teröristler etkisiz hale getirildi. Türkiye”nin en çok aranan teröristleri listesinde gri kategoride yer alıyordu. HOGİR BATMAN KOD ADLI FIRAT SERİHAN KİMDİR? Hogir Batman Kod Fırat Serihan, 2010 yılında örgütün kırsal kadrolarına İstanbul”dan katılım sağladı. 2010-2014 yılları arasında Irak”ın kuzeyinde örgütsel faaliyetlerde yer aldı. 2014 yılı itibarıyla Suriye/Serekani bölgesinde takım komutanı olarak faaliyet yürüttü. 2015-2016 yıllarında Suriye/Tel Tamir ve Serekani”de cephane sorumlusu olarak faaliyet gösterdi. 2017 yılında Ayn Al Arap”ta sorumlu düzeyde görevlendirildi. 2018-2024 yılları arasında Irak/Gara Genel Cephane Sorumlusu olarak faaliyet yürüttü.

Source: Çağla Taşçı


Son dakika…Bakü-Grozni seferi yapan Azerbaycan havayollarına ait yolcu uçağı düştü

Kazakistan Ulaştırma Bakanlığı, Aktau kenti yakınlarında Bakü-Grozniy seferi yapan Azerbaycan Havayolu Şirketi’ne ait yolcu uçağının düştüğünü duyurdu.KAZAKİSTAN: KURTULANLAR VARGelen ilk bilgilere göre uçakta 67 yolcu ve 5 mürettebat bulunuyordu. Kazakistan”dan yapılan ilk açıklamada düşen uçaktan kurtulanlar olduğu belirtildi ancak konuya ilişkin resmi bir açıklama henüz yok.Kazakistan Acil Durumlar Bakanlığı”ndan yapılan açıklamaya göre, düşen uçağın olduğu bölgede ilk müdahaleler başladı. Kaza alanındaki ilk müdahale böyle görüntülendiAYRINTILAR GELİYOR…

Source: Hurriyet.com.tr


SON DAKİKA: Kazakistan”da yolcu uçağı düştü!

Dünya Gazetesi

SON DAKİKA: Kazakistan”da yolcu uçağı düştü!

25 Aralık 2024 10:15

25 Aralık 2024 10:16

Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için çerez politikası ve aydınlatma metni sayfalarını gözden geçirebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Source: Dünya Gazetesi


Suriye”de Noel ağacı yakıldı, protestolar başladı

Suriye nin hakim gücü konumundaki Heyet Tahrir El Şam grubunun, Hristiyanların kutsal günlerinden Noel i resmi tatil ilan etmesinin ardından Hama kentinde bir Noel ağacına saldırı gerçekleştirildi. Noel ağacı kimliği belirsiz kişilerce yakıldı. HTŞ nin, Suriye nin ikinci büyük şehri olan Halep i ele geçirdiğinde, Hristiyanlara kiliselerinin ve mülklerinin korunacağına dair güvence verdiğini belirten 24 yaşındaki Şamlı Katolik George, başkentteki protestocuların ülkedeki Hristiyanlar için daha iyi koruma talep etmek üzere kiliselere doğru yürüdüğünü söyledi. HTŞ liderliğindeki hükümet 25 Aralık Çarşamba ve 26 Aralık Perşembe günlerinin resmi tatil olacağını açıkladı. Suriye nin başkenti Şam da yaşayanlar, HTŞ nin bu yıl kutlamalara ya da ibadetlere herhangi bir sınırlama getirmediğini, ancak Hristiyanların HTŞ dışındaki silahlı unsurların kendilerine saldırmasından korktuğunu söyledi. George, “Heyet Tahrir El Şam kutlamalarımızı durdurmakla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı… ancak kutlama yapmak için dışarı çıkmak istemeyen Hristiyanlar var çünkü haydut silahlı kişilerin saldırısına uğramaktan korkuyorlar” dedi. Hristiyan sakinler, Şam ın Hristiyan mahallelerinde Noel ağaçlarının ve diğer bayram süslemelerinin asılı olduğunu, ancak HTŞ den iletişim gelmediği için insanların kutlamalarını azalttığını ve kendi kısıtlamalarını getirdiğini söyledi. “Noel için daha iyi bir güvenlik sağlanacağına dair duyurular yapılırsa büyük bir fark yaratacaktır. Şimdiye kadar %100 organize edilmiş düzgün bir güvenlik yoktu. Sadece huzur ve güven içinde yaşamak istiyoruz, çok şey istemiyoruz. Korku var, insanlar yorgun.” Lady of Damascus Kilisesi ndeki ayinde HTŞ koruması Suriye nin başkentindeki Lady of Damascus Kilisesi nin sıraları, ilahiler havayı doldurup kilisede yankılanırken ellerinde mumlar tutan genç ve yaşlı karışık bir cemaatle doldu. Ayin, Hıristiyan mekânlarına yönelik şiddet endişeleri nedeniyle sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilirken, iktidardaki HTŞ ye ait çok sayıda pikap kilisenin etrafına park edildi.

Source: Habertürk


F-16″lar için ABD”den resmi teklif: 24 adet alabilirsiniz

ABD, Kolombiya”ya F-16 alımı konusunda iki olası seçenek içeren teklifini yineledi. İlk seçenek sekiz adet F-16 uçağın satışını ve 16 adede kadar ek kullanılmış ünitenin bağışlanmasını içerirken ikinci teklifte ise sekiz ila 24 adet yeni uçağın satışını kapsıyor.Kolombiya”nın bu seçeneklerden birini seçmesi durumunda ABD”nin satışın ardından F-16 sistemlerinin, ekipmanlarını kabiliyetlerini ve eğitimini modernize edeceği bildirildi. ABD, tüm müzakerelerin şeffaf bir şekilde yürütüleceğini ve süreçte kişisel çıkarları olan yetkililerin dahil olduğu özel diyalogların olmayacağını belirtti. Ayrıca, ABD Kolombiya”ya çıkarlarını etkileyen herhangi bir yolsuzluğun mahkemelere bildirileceğine dair de güvence verdi.F-16 FİGHTİNG FALCON UÇAKLARIF-16 Fighting Falcon, başlangıçta General Dynamics (şimdi Lockheed Martin) tarafından geliştirilen, çok yönlü ve yaygın olarak kullanılan çok amaçlı bir savaş uçağıdır. İlk uçuşu 2 Şubat 1974″te gerçekleşen ve 1978″de hizmete giren F-16, dünya çapında çeşitli hava kuvvetleri tarafından aktif olarak kullanılmaya devam etti ve uyarlanabilirliği, performansı ve maliyet etkinliği ile tanındı. 4.500″den fazla birim üretildi ve bu da onu tarihin en çok üretilen savaş uçaklarından biri yaptı. F-16, hava üstünlüğü, kara saldırısı ve keşif dahil olmak üzere çok çeşitli görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmıştır ve hem havadan havaya hem de havadan yere muharebe rolleri için donatılabilir.Art yakıcılı Pratt & Whitney F100-PW-229 turbofan motoruyla güçlendirilen F-16, art yakıcı olmadan 79 kN ve art yakıcıyla 130 kN itme gücü üreterek Mach 2″yi (2.173 km/s) aşan hızlara ulaşmasını sağlar. Yetenekleri arasında dakikada 15.240 metrelik etkileyici bir tırmanma hızı ve 15.200 metrelik maksimum operasyonel tavan bulunur. F-16″nın 550 km”lik bir muharebe yarıçapı vardır ve bu da onu hem hızlı saldırılar hem de sürekli operasyonlar için etkili kılar.Uçak, 9,8 metre kanat açıklığına, 14,8 metre uzunluğa ve 4,8 metre yüksekliğe sahip bir gövdeye sahip olup, hem çevikliği hem de dengeyi destekleyen dengeli bir yapı sağlıyor. 16.900 kg”lık maksimum kalkış ağırlığıyla, M61A1 Vulcan 20mm dahili top, AIM-7 Sparrow ve AIM-9 Sidewinder gibi hava-hava füzeleri ve AGM-65 Maverick ve HARM anti-radar füzeleri gibi hava-kara silahları gibi çeşitli mühimmatlar dahil olmak üzere önemli miktarda yük taşıyabiliyor. Ayrıca lazer güdümlü ve JDAM (Ortak Doğrudan Saldırı Mühimmatı) bombaları dahil olmak üzere güdümlü bombalar taşıyabiliyor.

Source: Www.star.com.tr


Danimarka, Trump”ın “Grönland”ı kontrol etme” açıklamasının ardından savunma harcamalarını arttıracak

Danimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen, yeni savunma paketi açıkladı.

Grönland”ı ABD topraklarına katmak isteyen Trump”a “Satılık değiliz” cevabı

Uzun yıllar boyunca Kuzey Kutbu”na yeterince yatırım yapmadıklarını kaydeden Poulsen, bölgede “daha güçlü bir varlık” sergilemeyi hedeflediklerini belirtti.

Poulsen, Grönland için hazırlanan paket kapsamında bölgeye iki devriye gemisi, iki uzun menzilli insansız hava aracı ve kızaklı köpekler sevk edileceği bilgisini paylaştı.

Trump”ın, “Grönland”ın ABD kontrolünde olması gerektiği” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Poulsen, yeni savunma paketinin zamanlamasını “kaderin ironisi” olarak nitelendirdi.

ABD”de görevi devralmaya hazırlanan Trump, 23 Aralık”ta Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Grönland”ın ABD kontrolünde olması gerektiğine ilişkin söylemini yineleyerek Ada”nın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın “mutlak zorunluluk” olduğunu savunmuştu.

Trump”ın bu sözleri, Grönland yetkilileri başta olmak üzere, birçok kesimden tepki çekmişti.

Grönland Başbakanı Mute Bourup Egede, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Grönland”ın “satılık olmadığını” vurgulayarak, “Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız. Uzun süredir devam eden özgürlük mücadelemizi kaybetmeyeceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Trump”ın “Grönland” açıklaması panikletti! Bölgeye İHA”lar sevk edilecek

Danimarka, ABD”nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump”ın, “Grönland”ın ABD kontrolünde olması gerektiği” yönündeki açıklamalarının ardından savunma harcamalarını arttırmayı planladığını açıkladı.Danimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen, yeni savunma paketi açıkladı.Uzun yıllar boyunca Kuzey Kutbu”na yeterince yatırım yapmadıklarını kaydeden Poulsen, bölgede “daha güçlü bir varlık” sergilemeyi hedeflediklerini belirtti.Poulsen, Grönland için hazırlanan paket kapsamında bölgeye iki devriye gemisi, iki uzun menzilli insansız hava aracı ve kızaklı köpekler sevk edileceği bilgisini paylaştı.Trump”ın, “Grönland”ın ABD kontrolünde olması gerektiği” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Poulsen, yeni savunma paketinin zamanlamasını “kaderin ironisi” olarak nitelendirdi.ABD”de görevi devralmaya hazırlanan Trump, 23 Aralık”ta Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Grönland”ın ABD kontrolünde olması gerektiğine ilişkin söylemini yineleyerek Ada”nın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın “mutlak zorunluluk” olduğunu savunmuştu.Trump”ın bu sözleri, Grönland yetkilileri başta olmak üzere, birçok kesimden tepki çekmişti.Grönland Başbakanı Mute Bourup Egede, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Grönland”ın “satılık olmadığını” vurgulayarak, “Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız. Uzun süredir devam eden özgürlük mücadelemizi kaybetmeyeceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.Trump”ın oğlu tartışmanın fitilini ateşledi! Sosyal medyadan tepki çeken paylaşım”Topraklarımız satılık değil””Kontrolü mutlak bir zorunluluktur

Source: Www.star.com.tr


ASELSAN”dan 58,6 milyon dolarlık imza!

Türkiye”nin önde gelen savunma şirketlerinden ASELSAN, Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) açıklama yaparak yeni sözleşmeyi duyurdu. Şirket, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bir ülke ile elektro-optik ve haberleşme sistemlerinin doğrudan satışına ilişkin toplam tutarı 58,6 milyon dolar olan ihracat sözleşmeleri imzaladı. Açıklamada, “ASELSAN, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bir ülke ile elektro-optik ve haberleşme sistemlerinin doğrudan satışına ilişkin toplam tutarı 58,6 milyon dolar olan ihracat sözleşmeleri imzalamıştır.” denildi.

Source: Dünya Gazetesi


Müsavat Dervişoğlu”ndan “asgari ücret” tepkisi: Grev gözcüsü olacağız

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin Meclis toplantısında gündeme ilişkin önemli açılamalarda bulundu. Dün açıklanan asgari ücret kararına tepki gösteren Dervişoğlu, 22 bin 104 liranın sadaka bile olmadığını belirterek Erdoğan”a seslendi, “Bundan sonra uğradığı haksızlıklar için yollara ve meydanlara düşen herkesin yanında olacağız. Gerekirse grev yerlerinde grev gözcüsü olacağız” dedi. “Türkiye, asgari ücret cehennemi” Dervişoğlu”nun açıklamalarından öne çıkan şöyle: Türkiye, iktidarın sürekli ateş taşıdığı bir asgari ücret cehennemidir. Devlet kendi vergisine, harcına, kağıdına, mührüne neredeyse yüzde 50 zam yapmışken, çarşıda etiketler halen yüzde 100 artarken, iktidarın gözü, emekçinin avcundaki kırıntılardadır. Enflasyon vatandaşın alın terini, emeğini alıp götürmüştür. Mazot 44 lira, simit 15 lira en ucuz et 400 lira, en düşük kira 20 bin lira. Dün akşam saatlerinde yine oldu bittiye getirip, asgari ücreti ilan ettiler. 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değil Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir. İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez! Mehmet Şimşek, göreve başladığı günden beri milletimiz iki kelime ile yatıp uyanıyor; zam ve vergi! Gelir-gider dengesi tutmuyor ve çözüm yeni vergilerde aranıyorsa, bunun adı “ekonomik kriz” değil, “yönetim ve iktidar krizi”dir. Suriye”de yaşananlar Türkiye, Suriye iç savaşı ve o savaşın açık tarafı olarak davranan iktidar yüzünden insanıyla, kurumlarıyla, değerleriyle neredeyse Suriye kadar zarar görmüştür. Türk milletinin iyi niyetinden, haddinden fazla maraz doğmuştur. Bu kısır döngüden artık derhal çıkılmalıdır. Ülkemizdeki Suriyelilerin ivedilikle geri dönüşlerinin temin ve tesisi gerekmektedir. Yani Esad gitmiştir, misafirlik de bitmiştir. Bir daha Türkiye’nin böyle bir göç yaşamaması için gerekli önlemler alınmalı, Suriye’de bir terör devletinin kurulması engellenmelidir. Bu dört mesele dışında hiçbir şey, Türk kimliği ve varlığı ile Türk devletinin çıkarlarına hizmet etmeyecektir. Kalın ve Fidan”a Suriye eleştirisi İYİ Parti olarak endişelerimiz azalmamış, bizzat artmıştır! MİT Başkanı Kalın’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın pervasızlıkları bizi düşündürmektedir. Bir tanesi en gizli yapılması gereken işleri, henüz resmiyetini ve meşruluğu sağlamamış bir aktörle kameralar önünde araba gezintisi yapmakta bir beis görmemektedir. Diğeri ise, Türkiye Cumhuriyeti Devletince 2018 yılından beri terör örgütü olarak tanınan HTŞ ile yıllardır iş birliği içindeyiz diye beyanat vermektedir. Hamaset, tedrisata galip geldiğinde akıl bu şekilde tatile çıkmaktadır. Suriye’yi; Lübnanlaştırmak ve Iraklaştırmak açık emperyalist planlardır. Bunlar, hem Suriye vatandaşlarının hem de Türk vatandaşlarının gelecekte maruz kalacağı, yeni ve daha büyük belalara aracı olmak anlamına gelmektedir. Ayrıntılar geliyor…

Source: Dünya Gazetesi


Rusya”da alışveriş merkezinde patlama: Ölü ve yaralılar var

Rusya”nın Vladikavkaz kentinde bir alışveriş merkezinde meydana gelen patlamada bir kişi hayatını kaybederken, dokuz kişi yaralandı. Acil Durumlar Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, patlamanın Kuzey Kafkasya”da bulunan Kuzey Osetya-Alanya”nın idari merkezi Vladikavkaz”daki Alania Alışveriş Merkezi”nin üst katında meydana geldiği belirtildi. Patlama sonrası alışveriş merkezinde büyük hasar oluştu.

Source: Www.star.com.tr


İkinci duruşma başlıyor!

Diyarbakır da 21 Ağustos’ta kaybolan, arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında, çuvalda, üzeri taşlarla örtülü cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetiyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşuları Nevzat Bahtiyar, yarın ikinci kez hakim karşısına çıkacak. Karar çıkması beklenen, 1 i tutuklu 3 kişinin tanık olarak dinleneceği duruşma öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alınacak. DHA nın haberine göre Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi nde 21 Ağustos ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19 uncu gününde dere yatağında çuvalda, üstü 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4 ü hakkında Diyarbakır 8 inci Ağır Ceza Mahkemesi nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması, 7 Kasım da görüldü. 3 gün süren duruşma sonunda mahkeme heyeti, ara kararını açıklayarak, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 26 Aralık a erteledi. NARİN’İN ÖLDÜRÜLME NEDENİNİN BELİRLENEMEMESİNE SEBEBİYET VERECEK İRADE ORTAYA KOYMUŞLAR Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanıklar, Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıyan Nevzat Bahtiyar ile ilgili İştiraken kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mütalaada dosya içeriğinde soruşturma ve kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, Adli Tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, ulusal kriminal büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanıklar Enes Güran’ın, Salim Güran’ın, Yüksel Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın olay saatinde Arif Güran’ın evi ve civarında bulundukları hususunun daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildiğini belirtilerek, şunlar denildi: “Ayrıca 28/11/2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin Güran’ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasındaki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63 üncü sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, mahkememiz nezdinde adli emanete kayıtlı materyallerin dosyada delil olarak saklanmasına, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin 1 inci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 63 üncü maddesi gereğince cezalarından mahsubuna, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur denildi. Mütalaada ayrıca 27 Kasım da dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran ın evindeki kamera görüntüleriyle ilgili olarak da Şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı na suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur. İKİNCİ DURUŞMADA 1 İ TUTUKLU 3 TANIK DİNLENECEK İkinci duruşma için alınan ek kararda, sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1 i tutuklu 3 kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verildi. Mahkeme tarafından verilen kararda, amca Erhan Güran ve çoban A.A. nın (33) duruşmaya zorla getirilmesi, amca Salim Güran ın işçisi tutuklu şüpheli 15 yaşındaki suça sürüklenen çocuk R.A. nın ise cezaevinden celbi için karar verildi. Mahkeme dosyasına giren görüntülerde, amca Erhan Güran ile evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri çoban A.A. nın görüntüleri ortaya çıkmıştı. Amca Salim Güran ın işçisi R.A. ise ilk duruşmada Tanıklık yapmak istemiyorum deyince, salondan çıkarılmıştı. AİLE TOPLANTISI GÖRÜNTÜLERİ İNCELENDİ Narin Güran ın cansız bedeninin bulunmasından 1 gün önce Erhan Güran’ın evinin önünde yapılan toplantıdaki Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı görüntü de Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenerek, hazırlanan bilirkişi raporu da mahkemeye gönderildi. Karar çıkması beklenen duruşma öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınacak.

Source: Habertürk


Halep için “Cerablus modeli” önerisi! Raporlar bakanlıklara gönderildi

Şahin, Suriye”nin devrik lideri Beşşar Esed”in yıllarca halkına zulmettiğini ve bunun sonucunda çok sayıda kişinin Türkiye”ye sığındığını hatırlattı.Suriye”de gelinen noktada insanlığın kazandığını belirten Şahin, “O günün şartlarında baktığınızda canını, namusunu, ailesini, çoluğunu çocuğunu nereye götürecek? Güvendiği limana götürecek. Türkiye”den başka güveneceği liman yoktu. Çünkü Türkiye insani bakış olarak onlara güven verdi. Biz de batı medeniyetinin yaptığı gibi yapabilirdik. Ölen Aylan bebekleri görmezden gelebilirdik ama yapmadık. Her şeye rağmen bir anne, baba, insan bakışıyla bu işi yönetmeye çalıştık. Gelinen noktada aslında insanlık kazandı.” dedi.- “GAZİANTEP-HALEP KARDEŞLİK VE UMUT YOLU AÇILDI”Şahin, Suriye”de yeni bir hayat ve umudun başladığını, bu nedenle de bölgenin yeniden ayağa kalkması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:”Halep-Gaziantep hattı umut yolu, kardeşlik yolu olarak açıldı. Yeni bir başlangıcın dönemindeyiz. Orada bir devlet aklı var ve çalışıyor. Devlet aklı ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor. İnsanın önce kendini güvende hissetmesi lazım. Terör örgütü PKK/YPG”nin, DEAŞ”ın orada olduğu yerde insan çoluğunu çocuğunu, yuvasını taşıyabilir mi? Dolayısıyla oranın güvenli olması gerekiyor. Suriye”nin toprak bütünlüğü çok mühim. Suriye”nin toprak bütünlüğünün Suriyeliler tarafından yönetilir hale dönüştürülmesi gerekiyor. Bize düşen yerelden yerele bütün desteği vermemiz.”- “GAZİANTEP”TEKİ MİSAFİRLERİMİZİN YÜZDE 85-90″I HALEPLİ”Gaziantep”in tarih boyunca Halep ile kardeş şehir olduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti:”Biz Halep”le kardeş şehiriz. Gaziantep”te yaşayan misafirlerimizin de yüzde 85-90″ı Halepli zaten. Dolayısıyla Halep-Gaziantep hattında onların sivil toplumuyla konuştuğumuzda oradaki barınma ihtiyacının bir an önce giderilmesi lazım. O kadar çok bombalanmış ki orası… Bir an önce evlerinin yapılması gerekiyor. Daha önce Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği destekleri buradaki kalışa göre yapılıyordu ama artık oradaki barınma ihtiyacını giderecek desteğe dönüşmesi gerekiyor. Burada şu an 100 bin çocuk eğitim hayatının içerisinde. Biz kaynaştırma modeliyle çocuklarımızı eğitim hayatına kazandırdık. Bu çocukların okullarının bir an önce yapılması lazım. Ailelerin temel ihtiyacı olan barınma, yeme, içme, eğitim, sağlık, istihdam, beş ana başlıktaki temel ihtiyaçlarının giderilmesi lazım.”- HALEP, CERABLUS MODELİ İLE KALKINACAKŞahin, 2016″da Suriye”nin kuzeyinde terör örgütleri DEAŞ ve PKK/YPG”ye yönelik düzenlenen Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın kendilerine “Çok hızlı bir şekilde Cerablus”un normalleşmesini istiyoruz.” dediğini aktararak, Büyükşehir Belediyesinin verdiği desteklerden sonra terörden temizlenen Cerablus”ta hayatın kısa sürede normale döndüğünü dile getirdi.Önlerinde bir Cerablus modeli bulunduğuna dikkati çeken Şahin, şözlerini şöyle sürdürdü:”Cerablus”a ilk gittiğimizde 80 kamyon temizlik yaptık. Su yoktu ve hemen suyun getirilmesini sağladık. Hatta 7 mühendis o sırada yaralandı. Onu bile göze aldık. Karkamış ilçemizden elektriği çektik. Beraberinde onların en temel ihtiyacı olan yeme içme ihtiyaçlarıyla ilgili Karkamış”ın desteğiyle ekmeklerini üretip oraya gönderdik. Bunun sonunda hayat hızlı bir şekilde normalleşti. 100 bin kişi Cerablus”a döndü. Şimdi o yüzden bu normalleşme sürecini adım adım ve doğru adımlarla yapmamız gerekir. Kardeşlerimiz oraya giderken, onurlu ve gönüllü geri dönüşümü temin ederken bizim onları gönül, kültür ve ticaret elçimiz olarak göndermemiz ve bu komşuluk hukukunu güçlü bir şekilde korumamız gerekiyor.”- “KÜLTÜR TURİZMİ İÇİN ELİMİZDE ÇOK BÜYÜK FIRSATLAR VAR”Şahin, Halep ve Gaziantep”te bulunan tarihi kalelerin fiziki olarak birbirine çok benzediğini, iki şehrin tarih boyunca her anlamda birbirine çok yakın olduğunu söyledi.İki kentin kültür ve turizm açısından birbirine değer kattığını ve tamamladığını belirten Şahin, şunları kaydetti:”Halep”te mesela soğuk çeşitler çoktur, bizde sıcak çeşitler. İkisi birleştiğinde olağanüstü bir gastronomi altyapısı var. Kültür turizmi için Halep”te elimizde çok büyük fırsatlar var. Halep”in sanayisi şu andaki bölgenin en büyük sanayisi konumunda. Sanayiden sanayiye, ticaretten ticarete, yerelden yerele, sivilden sivile sosyal kalkınma modeli olması lazım. Çok hızlı bir şekilde Halep normalleştiğinde herkes yurduna yuvasına dönmek istiyor. İyi yönetilmesi gerekiyor ve biz Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak Halep kardeş şehrimize daha önce ne kadar destek verdiysek aynı desteği yine vermeye hazırız ve kararlıyız.”- “RAPORLARIMIZI HAZIRLADIK VE BAKANLIKLARA GÖNDERDİK”Suriye”nin hızlı şekilde normalleşmesi için Suriyeli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile iş birliği içinde olduklarına değinen Şahin, buna ilişkin bazı çalıştaylar yaptıklarını ifade etti.Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:”Raporlarımızı hazırladık, bakanlarımıza ve genel merkezimize ilettik. Biz oturup konuşuyoruz, çok sayıda çalıştaylar yaptık bu konuyla ilgili. Nasıl bir modele ihtiyacımız var onlarla birlikte yapıyoruz. Kendi kafamıza göre yapmıyoruz. Oranın sivil toplum örgütleriyle, oranın sanayicileriyle birlikte yapıyoruz. İki grup oturup birlikte çalışıyor. Bu raporlarımızı da alıp iletilmesi gereken yerlere iletiyoruz. Şu anda da devletimiz, hükümetimiz, genel merkezimiz bu konuda çalışmalar yapıyor, bunun sonunda bize verilecek görev neyse biz onun gereğini bundan önce yaptık, bundan sonra da yaparız.”

Source: Www.star.com.tr


Suriye ile İran arasında gerilim yükseliyor: Yeni bakandan hem suçlama hem uyarı

Suriye​”de Beşar Esad​”ın devrilmesinin ardından İran​ ile yeni hükümet arasında gerilim arttı. Suriye”deki geçici hükümetin Dışişleri Bakanı Hasan Şeybani, sosyal medya platformu X üzerinden İran”a hem suçlamada hem de uyarıda bulundu. Şeybani, İran”ı Suriye”de kaos yaymakla suçladı. Şeybani”nin X”te yayımladığı paylaşımda, “İran, Suriye halkının iradesine, ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymalı. İran”ı, Suriye”de kaos yaymaktan kaçınmaları yönünde uyarıyor ve son açıklamaların sonuçlarından sorumlu tutuyoruz” ifadelerini kullandı. İRAN, SURİYE UÇUŞLARINI ASKIYA ALDI Öte yandan İran Sivil Havacılık Teşkilat Başkanı Hüseyin Purferzane, İran ile Suriye arasındaki uçuşlarla ilgili olarak bir süreliğine ara verildiğini açıklamıştı. Purferzane, “Bir ülkeye uçmak için, varış ülkesinin giriş izni vermesi gerekiyor. Şu anda Suriye”ye uçuşlar 22 Ocak”a ve yılbaşı tatili sonrasına kadar gerçekleşmeyecek ancak Lübnan”a yönelik herhangi bir uçuş yasağı bulunmuyor” ifadesini kullanmıştı.

Source: Internet Haber


2025″te Filistin”in geleceği nasıl şekillenecek?

BM eski Filistin Özel Raportörü Michael Lynk, Filistin’de devam eden soykırım ve işgalin geleceği hakkında düşüncelerini AA analiz için kaleme aldı.

2024 yılında dünyada özellikle de Orta Doğu”da çoğu 12 ay önce öngörülemeyen bir dizi olay yaşandı. İsrail”in Gazze”deki acımasız soykırımının devam etmesi, Hizbullah”ın savaş alanında yenilmesi ve Lübnan”daki yıkım, Suriye”de Beşşar Esed”in devrilmesi, İran”ın tecrit edilmesi, Donald Trump”ın ikinci kez Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı seçilmesi ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ile Uluslararası Ceza Mahkemesi”nin (UCM) bir dizi ufuk açıcı kararı, yaşanan olaylardan yalnızca bazıları. Tüm bu olaylar, 2025 yılında Filistin”in geleceğiyle ilgili tahminleri zorlaştırsa dahi, ihtiyatı elden bırakmadan ve tecrübelerime dayanarak 6 farklı öngörüde bulunmak mümkün.

Filistin”in geleceği için senaryolar

Mevcut duruma bakıldığında, 2025 yılında İsrail, Trump”ın da desteğiyle Filistin”i işgaline devam edecek gibi gözüküyor. Trump”ın, Dışişleri Bakanlığı, İsrail Büyükelçiliği ve iki bölgesel elçilik dahil Orta Doğu”ya dair yaptığı önemli atamaları İsrail”in aşırı sağcı milliyetçi hükümetine diplomatik bir jesttir. Trump”ın siyasi içgüdüleri tamamen güçlü olana saygı duymak ve zayıf olanı aşağılamak üzerine kuruludur. Seçilmiş ABD başkanının İsrail”e Filistin”le ilgili dayatabileceği tek kısıtlama ise Filistin devletinin varlığını açıkça talep eden Suudi Arabistan ile önemli bir anlaşma arayışından kaynaklanabilir.

Tüm bu etmenler göz önüne alındığında, gerçek bir Filistin devleti her zamankinden daha uzakta gözüküyor. 2025 yılında ne yazık ki daha fazla Filistin toprağına el konulacak, daha fazla yasadışı yerleşim inşa edilecek ve halihazırda rekor seviyelerde olan yerleşimci şiddeti daha da artacak.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun Batı Şeria”nın bazı bölgelerini resmen ilhak etmesine karşı çıkıyor gibi gözükse de, aslında İsrail”in fiili ilhakı engellenmeden devam ediyor. 2025 yılında ise Filistin yönetiminin yaşanan süreci kendi lehine şekillendirme kabiliyeti muhtemelen daha da azalacak gibi görünüyor. Tıkanmış durumda olan barış sürecine gelecek olursak, Filistinliler uzun zamandır bir kavşakta bekliyorlar, fakat buradaki kırmızı ışık hiç değişmedi ve hala da Filistinliler için kırmızı yanmaya devam ediyor.

Gazze”ye yönelik soykırım nihayet resmi bir ateşkes ile Filistinli tutukluların ve İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasıyla sona erecek. Ancak, açlık, bulaşıcı hastalıklar, çöken ekonomi ve harap olan şehir Filistinlilerin hayatını etkilemeye devam ederken Gazze”de toplu insan ölümleri ve yaşanan büyük acılar devam edecek.

Hamas tamamen yenilmeyecek, ancak kısa vadede büyük bir darbe almış durumda. İsrail, kuzeyde yerleşim yerleri inşa etmek ve Gazze”nin geri kalanını yerleşimcilerin yönetmesi için diretecektir ki Trump buna izin verebilir. Bir başka büyük sınav da Gazze”nin yeniden inşası için gereken 40-60 milyar doların toplanması olacaktır. Körfez ülkeleri karşı çıktıkları bir savaşın sonucunda çıkan maliyetin aslan payını ödemeye direnecektir. Bu ise Trump ve Körfezdeki müttefikleri arasında gerilim yaratabilir.

Birleşmiş Milletler (BM), Filistin konusunda 2025 yılında tehlikeli sınavlarla karşı karşıya kalacak. İsrail”in Filistin”deki işgalini tamamen sona erdirmesi için Genel Kurul tarafından belirlenen bir yıllık süre önümüzdeki eylül ayında doluyor ve İsrail ile ABD bu karara karşı gelmeye kararlı. Bunun yanı sıra İsrail, Trump”ın da desteğiyle, Levant bölgesindeki Filistinli mültecilere eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler sağlayan BM kuruluşu Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı”nı (UNRWA) dağıtmaya çalışıyor. 2025 yılında Avrupa ve Arap Dünyası”nın önündeki en büyük zorluk, BM”yi, BM”nin siyasi gündemindeki en eski unsur olan Filistin konusunu çözüme ulaştırma hedefini ve organizasyon bünyesindeki en büyük ajansın korunmasını savunup savunmayacakları olacaktır.

Uluslararası hukuk Filistin için her zamankinden daha önemli

2025 yılında İsrail”in, hamisi olan ABD ile ilişkisi derinleşse dahi diplomatik izolasyonu devam edecektir. İsrail”in özellikle Genel Kurul ve İnsan Hakları Konseyi olmak üzere BM”deki aykırı konumu, Filistin”de süren 57 yıllık işgali, Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkını inkar etmesi ve uluslararası hukuku kötüye kullanması nedeniyle daha da kötüye gidecek ve İsrail BM bünyesinde daha çok oy kaybedecektir. UCM tarafından Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkarılan tutuklama emri, 1998 Roma Statüsünü imzalayan devlet başkanlarının kendisiyle görüşmeyi reddetmesiyle İsrail”i siyasi olarak yalnızlaştıracaktır. İnsan hakları ihlallerine tepki olarak, İsrail ile yapılan çeşitli ticaret ve işbirliği anlaşmalarının yeniden gözden geçirilmesi yönünde Avrupa”da baskılar artacaktır.

Filistin”e ilişkin uluslararası hukukun rolü 2025 yılında daha da önemli hale gelecektir. UAD ve UCM”nin 2024″teki imza kararlarından sonra, Oslo sürecinin gözden düşmüş ama hala çok canlı reelpolitik yaklaşımının yerine, Filistin”de barışı sağlamaya yönelik hak temelli bir yaklaşımda ısrar etmek için büyüyen bir hareket görmemiz muhtemeldir. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü”nün yayınladığı soykırım raporlarının yarattığı ivme BM koridorlarında ve Dışişleri Bakanlıklarında yankılanmaya devam edecektir.

Ancak tersine esen rüzgarlar da olacaktır. ABD Senatosu”ndaki Cumhuriyetçiler, Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkardığı için UCM”ye yaptırım uygulamaya kararlı. Bu da Roma Statüsü”ne üye 124 devletin, özellikle de Avrupa”nın güçlü bir savunma yapması gerektiği anlamına geliyor.

2024 yılında olduğu gibi 2025 yılında da beklenmedik sürprizler yaşanabilir. Önümüzdeki yıl Filistinliler için karanlık zamanlar devam edecek gibi gözükse de, Gazze”deki savaş aynı zamanda özellikle gençler arasında cesur düşünce ve eylemlere ilham vermeye devam edecek küresel bir dayanışma hareketini ateşledi. Bu sürecin kalıcı etkileri asla küçümsenmemelidir.

[Michael Lynk, Western Üniversitesi, Londra, Ontario, Kanada”da Emeritus Hukuk Profesörüdür. 2016-2022 yılları arasında BM işgal altındaki Filistin topraklarındaki insan haklarından sorumlu 7. Özel Raportörü olarak görev yapmıştır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Erdoğan”dan bakanlarına Suriye”nin yeniden inşası için destek talimatı

Türkiye, Suriye”de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından geçici hükümet kurulması ve ülkenin yeniden inşası sürecinde destek çalışmalarına başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine toplantısında bakanlara görev alanlarındaki ihtiyaçlar için Suriye”de çalışma yürütmesi talimatı verdi.Bu kapsamda Suriye”deki kamu kurum ve kuruluşlarının tekrar işler hale gelmesi, devlet sisteminin yeniden kurulması için her bakanlık kendi alanında destek sağlayacak.Bakanlıklar tarafından Suriye”de yürütülecek bazı çalışmalar şöyle: İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Şam ve Halep”teki büyükelçilik ile konsoloslukta Göç İdaresi büroları açılacak. Bu bürolar, ihtiyaç halinde Türkiye”deki Suriyelilerin kayıtlarını, kimlik bilgilerini ve diğer resmi belgelerini Suriye”deki ilgili birimlerle paylaşacak.Suriye”de İçişleri Bakanlığı kurulduktan sonra, nüfus, güvenlik, pasaport basımı gibi temel ihtiyaçlarda destek sağlanacak. Türkiye, teknik ekipman ve bilgi paylaşımı gibi konularda yardımcı olacak.Ülkesine dönmek isteyen Suriyelilerin gerekli hazırlıkları yapabilmesi için 1 Ocak”tan itibaren “öncü göçmen” uygulaması başlatılacak. Bu kapsamda her aileden 1 kişinin 6 ayda 3 kez giriş çıkış yapmasına imkan tanınacak. Suriyelilerin dönüşüyle ilgili sürecin sağlıklı, huzurlu, düzenli şekilde sağlanabilmesi için 6 sınır kapısından 2″si yetkilendirilecek ve giriş çıkışlar bu kapılardan yapılacak.Sınır kapılarında personel sayısı artırılarak 7/24 çalışma esasına geçilmesiyle gün boyu hizmet imkanı sağlanacak.Gönüllü geri dönmek isteyen Suriyeliler, Göç İdaresi Başkanlığının internet sayfasındaki merkezi randevu sistemi üzerinden randevu alabilecek. Aynı gün verilecek randevuyla, seyahat izin belgesi gibi gerekli belgeler temin edilebilecek.AFAD koordinasyonunda bölgeye yardım gönderilmeye devam edilecek. Yapımı AFAD tarafından koordine edilen ve bir kısmı tamamlanan briket evlere yenileri eklenecek. TİCARET BAKANLIĞI Suriyelilerin geri dönüş işlemlerinde yolcu beraberi eşya ile ev eşyasına ilişkin işlemler, “Kolaylaştırılmış Çıkış Formu”yla yapılacak.Suriye”den gelen geçici koruma statüsünü haiz kişilerin ülkelerinden getirdikleri ve noterler tarafından tescil edilen plakalı taşıtlarına ilişkin de kolaylık sağlanacak. Bu kapsamda, taşıtla birlikte kesin çıkış yapılması durumunda, ilgili noterce düzenlenen kaydın kapatıldığına dair belge gümrük idaresine ibraz edilecek. Taşıtın belgelerindeki ayniyetine uygunluğunun da tespiti halinde, Taşıt Takip Programı”nda gerekli işlemler yapılarak, aracın kaydı kapatılacak ve çıkış işlemleri hızla gerçekleştirilmiş olacak.Söz konusu araca ilişkin herhangi bir kayıt bulunamazsa, ilgili noterce düzenlenen kaydın kapatıldığına dair belgenin gümrük idaresine ibrazı ve taşıtın belgelerindeki ayniyetine uygunluğunun tespiti halinde, ilgili programa kayıt yapılarak çıkışa müsaade edilecek.Suriye vatandaşlarının Türkiye”de edindikleri yerli plakalı araçların çıkışı için de “Yabancılara İkinci El Taşıt Satışı Hakkında Kanun” hükümleri çerçevesinde ilgili noterce düzenlenen kaydın kapatıldığına dair belgenin gümrük idaresine ibraz edilmesiyle “Kolaylaştırılmış Çıkış Formu” düzenlenecek.Suriyelilerin Türkiye”de kurdukları iş yerlerinin nakline ilişkin işlemler ise Gümrük Yönetmeliği uyarınca Sözlü Beyan Formu düzenlenerek tamamlanacak.Suriye vatandaşlarının beraberlerinde kendilerine ait ve değeri 15 bin doları aşan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyaları yurt dışına çıkarmaları durumunda, bu eşyaların girişte beyan edilmiş olması veya Türkiye”de satın alındığının belgelenmesi şartı 31 Aralık 2025″e kadar aranmayacak.Ayrıca, 25 bin lirayı aşan Türk parası ve bu para birimiyle ödemeyi sağlayan belgeler ile 10 bin avro veya eşitini aşan döviz çıkışlarında “Nakit Beyan Formu” ile gümrük idarelerine beyanda bulunulması yeterli olacak. ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce Şam Havalimanı”nın ihyasıyla ilgili çalışma yürütülecek.Şam”a kadar demiryolu bütünlüğünün sağlanması için çalışma yapılacak.M4 ve M5 kara yollarında yapılan çalışmalar, köprülerin tamiri gibi işlere devam edilecek.Haberleşme alanındaki eksikler tespit edilecek, bu konudaki ihtiyaçlara yönelik destek sağlanacak.Limanların canlandırılması için çalışma yürütülecek.Suriye”nin kendi parasını kendisinin basması noktasında destek verilecek. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI Talep gelmesi durumunda yeni yönetimle askeri eğitim ve işbirliği konusunda gerekli destek sağlanacak.Suriye”deki yeni yönetimle terörle mücadele konusunda işbirliği içinde hareket edilecek. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Suriye”nin kuzeyindeki Mahalli Meclisler ile irtibatlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütülmesine, öğrencilerin eğitime erişimine ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda hayırseverlerin de desteğiyle hasarlı okulların onarımı, yeni okul binalarının inşası, dersliklerin donatımı, eğitim müfredatının oluşturulması, ders kitaplarının hazırlanması ve basımı yapılarak okullara ulaştırıldı.Bakanlık, öğretim müfredatlarının bilimsel ve teknolojik gelişmeler, öğrencilerin ihtiyaçları ve Suriye halkının talepleri doğrultusunda güncellenmesi, yeni ders kitaplarının hazırlanması, ekonomik kalkınma ve hayat standartlarının iyileşmesi için mesleki eğitimin geliştirilmesi ve meslek okullarının açılmasına katkı sunacak.Ayrıca, öğretmen ve yöneticilerin mesleki gelişim çalışmalarında kapsamlı bir işbirliğine gitmeyi planlayan Milli Eğitim Bakanlığı, okul hayatına dönüşte yaşanabilecek zorlukların giderilmesine yönelik olarak da ailelere ve çocuklara psikososyal destek vermeyi amaçlıyor. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Suriye”de tekrar faaliyete geçme çalışmalarını sürdürüyor.TİKA aynı zamanda ülkedeki restorasyon çalışmalarına da destek veriyor. Bu kapsamda Şam”daki İbn-i Arabi Camisinin haziresinde yer alan kabristanda koruma ve çevre düzenlemesi işine başlanacak.- Sağlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Aile ve Sosyal Hizmetler BakanlığıSağlık sisteminin yeniden inşası, rehabilitasyon tıbbı cihaz ve ilaç noktasında destek sağlanacak.Bu kapsamda başkent Şam”da Suriye Arap Kızılay”ı (SARC) Genel Merkezi”nde Türk Kızılay Şam Delegasyonu açıldı.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da Suriye”nin enerji ve elektrik altyapısı inceleyecek, elektrik akışı konusunda çalışma yapacak.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise kadın ve çocuklara yönelik psikososyal destek verecek.

Source: Erdem Aksoy