“Uluslararası Çatışmalar – Türkiye’nin Gündemi ve Küresel Gelişmeler”

‘Girişim’ bitiyor; bundan sonra ya ‘kadife eldiven’ ya ‘demir yumruk’

Yaşananlara “süreç” ya da “açılım” gibi isimler vermeye kalkılsa da yapılan çalışmalar aslında bir girişimdi. Bana göre imkânsız ama küçük de olsa umut besleyenler için PKK terör örgütünün silah bırakması ve kendisini lağvetmesi ile PKK’nın siyasi kolu DEM’e Türkiye partisi olmasına dair bir girişimdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu Diyarbakır’da girişimin neyi amaçladığını çok net anlattı: “Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır; terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi. Örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgemizde artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi…Ezcümle, yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir. Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki bu, sadece ve sadece, büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Bu, Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur.”Girişimin amacı daha net nasıl anlatılıyor bilmiyorum.17 KEZ “BARIŞ” İFADESİ GEÇEN TERÖR BİLDİRGESİBuna karşın PKK/DEM’li Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk gibi isimler mutedil açıklamalar yapsa da dağdaki PKK’lı teröristlerin açıklamaları ile PKK/DEM’den çıkan aykırı sesler daha yüksek çıkıyor. Bebek katili Öcalan çağrı yapsa da terör örgütünün silah bırakmayacağı biliniyor. Hele PKK/PYD silah bırakma bir yana; ABD’den sonra Fransa, Almanya, İngiltere, İran, Rusya ve soykırımcı İsrail’den destek alarak Suriye’de işgal ettiği alanlarda “statü” elde etmenin derdinde.Devlet Bahçeli’nin başlattığı “girişimin” içinde yoktu ama PKK/HDP’li Demirtaş ile yapılan görüme sonrası yaptığı yazılı açıklamanın satır aralarına bu hava sinmişti. “Terör” kelimesi bir kez bile geçmeyen açıklama içinde “çatışma” ifadesiyle aklı sıra bildik devlete silah bırakma çağrısında bulunuyor. 17 kez “barış” kelimesini kullanarak da sanki bir savaş varmış havası yaratıyor. Demirtaş, Öcalan’ın çağrı yapması için gerekli hukuki ve siyasi zeminin hükümet ve TBMM tarafından hazırlanmasını içeren kendi aklınca bir süreç yürütmeye çalışıyor. Bununla birlikte kendisinin de ne kadar etkisiz olduğunu “Çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak bizim rolümüz ve misyonumuz, barış zeminini güçlendirmek, tarafları barış için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve barışı kolaylaştırmaktır” diyerek aklı sıra topu PKK terör örgütünü devletle muhatap kılmaya çalışıyor. Lafa bakar mısınız; “Tarafları barış için cesaretlendirmek…”Demirtaş hâlâ girişimi anlamamış; ortada “taraf” değil yok edilecek terör örgütü var.Hedef ise “barış” değil “terörsüz Türkiye”.Belli ki aklı 2015’te kalmış ama “girişimin” nereye varacağını öngörüyor, PKK terör örgütünün silahı bırakmayacağını, PKK/DEM’in terör örgütü çizgisinden ayrılmayacağını biliyor ve kendisi de PKK’ya sırtını dayayarak kitleler üzerinde siyasetçilik oynamaya devam edeceğini gösteriyor. Çünkü tek sermayesi bu; terör örgütünü arkasına alarak siyasetçilik oynamak. BEBEK KATİLİ İKİNCİ GÖRÜŞMEDE ÇAĞRI YAPMALI Devlet Bahçeli’nin “Ne Edirne ne Kandil” diyerek görüşmenin bebek katilinin yapması beklenen çağrı ile sınırlı tutulmasında ne kadar haklı olduğu bir kez daha görüldü.Girişimi başlatan Bahçeli artık sona yaklaşıldığını da TBMM’de dün yaptığı grup konuşmasında şu sözlerle açıkladı: “DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur.PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır.Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir. Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG bölücü terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir.Silahlar bırakılmalı, terör yöntemiyle sonuç alınamayacağı görülmelidir. Aksi halde terör örgütü mücavir topraklarımızın neresinde ürüyorsa, bataklık nerede bulunuyorsa, terörün kaynağına hücum ederek, özellikle Fırat’ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet onurudur.Batı’dan kaçanların doğuya sığınmaları diye bir şey olmamalıdır. Fırat’ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır. ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalama ve DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliliği ve inandırıcılığı yoktur.Fırat Nehri, kardeşliğin nehridir.Diyeceğim odur ki Fırat’ın doğusu terörden ya kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır.PKK/YPG Suriye’den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlanmalıdır.Hiç kimse meraklanmasın… Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı varken biri ikiye çıkaracak, Türkiye Cumhuriyeti’ni 1923 kuruluş felsefesinden ayıracak, üniter milli devleti ortadan kaldıracak hiçbir hain ve hasmane kalkışmaya müsaade edilmez, edilemez, edilmeyecektir.” İKİ OLASILIK Bundan sonra ne olur?Birinci ama zayıf olasılık; PKK/DEM heyeti İmralı’ya gider, bebek katili Öcalan terör örgütüne “Silah bırakın örgütü tasfiye edin” açıklamasını yapar, PKK ve Suriye kolu PKK/PYD dahil tüm unsurları silah bırakır ve PKK/DEM PKK terör örgütü ile arasına kesin mesafe koyar.İkinci ve güçlü olasılık; PKK’lı bebek katili Öcalan şartlar ileri sürer ve çağrı yapmaz, yapsa da PKK/KCK-PYD/YPG silah bırakmaz, PKK/DEM de terör örgütünün yolundan gitmeye devam eder. İşte o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği devletin “kadife eldiven içindeki demir yumruğu” devreye girer.

Source: Nedim Şener


Erdoğan, Öcalan’a ev hapsi sorusuna ne yanıt verdi

Büyük kongreye kadar milletvekilleriyle gruplar halinde görüşecek. Peki milletvekillerinden Erdoğan’a en çok hangi soru geldi? Milletvekilleri en çok hangi konuda değerlendirmeler yaptılar?ÖCALAN SORUSUYeni süreç başlamamış olsaydı bu soruya banko ekonomi ve hayat pahalılığı diye yanıt verirdim. Ama milletvekilleri en çok yeni sürecin üzerinde durmuşlar, Erdoğan’a bu sürecin sonunda Öcalan’a ev hapsi olacak mı, olmayacak mı sorusunu sormuşlar. Sürece ilişkin olumlu değerlendirmeler yapılmış. Bu arada kaygılarını ifade edenler olmuş. Güneydoğu milletvekillerinden ise coşkulu destek gelmiş.Bunları tek tek paylaşacağım. Ama önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece ilişkin değerlendirmesini paylaşmak istiyorum, ardından Öcalan’la ilgili soruya verdiği cevabı aktaracağım.KONUŞMANIN 4 AYAĞICumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının birkaç ayağı var. Ama hepsi birbirinin içine geçmiş halkalar gibi.1- Erdoğan, “Terörsüz Türkiye” hedefini anlatmış. “2025 yılında terör bitecek” demiş. Devletin terörle mücadelede çok güçlü olduğunun altını çizmiş. “Terörü tüm boyutları ve unsurları ile ebediyen tarihe gömmek istiyoruz” demiş.SİLAH BIRAKACAKLAR2- Bu sürecin bir pazarlık süreci olmadığını anlatmış. “Terör örgütünün kendini feshetmesi, sadece Türkiye’de değil, Irak ve Suriye’de de silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi gerekiyor” diye konuşmuş.İÇ CEPHENİN TAHKİM EDİLMESİ3- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos konuşmasında ve 1 Ekim’de Meclis’in açılışında yaptığı konuşmada iç cephenin tahkim edilmesinden söz etmişti. Milletvekilleriyle kahvaltıda da aynı vurguyu yapmış.BÖLGEDE BARIŞ HAVASIYeni sürece ilişkin olarak milletvekilleri de söz alarak görüşlerini açıklamışlar, sorular sormuşlar. Güneydoğu milletvekilleri, yeniden barış umudunun doğmasının bölgede coşkuyla karşılandığını aktarmışlar. Yeni sürece bölge halkının büyük bir destek verdiğinin altını çizmişler. Sürecin aleyhinde bir konuşma olmamış.EN ÇOK SORULAN SORUAma bazı sorular sorulmuş. En çok sorulan soru ise Öcalan’ın ev hapsine çıkma konusu olmuş. Bu soru toplumun bu konudaki hassasiyetini yansıtması açısından önemli olduğu kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği yanıt aynı zamanda sürecin önemli kilometre taşlarından birini oluşturuyor. EV HAPSİ YOKErdoğan “Ev hapsi, mev hapsi diye bir şey yok. Adamın kendisi de çıkmak istemiyor. Bunlar nereden çıkıyor? Af diye bir şey yok. Bebek katiline af yok” diye yanıt vermiş. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a dönerek “Bunları halka anlatın” demiş.Erdoğan’ın bugün yapılacak olan AK Parti grup toplantısında, yeni sürece ilişkin önemli açıklamalar yapması bekleniyor.ŞEHİT VE GAZİLERİMİZErdoğan, tekrar hedefin “Terörsüz Türkiye” olduğunun altını çizmiş. Yine bu sürecin en önemli hassasiyetlerinden birine işaret etmiş. “Şehit ailelerimizin ve gazilerimizin hassasiyetlerine önem vereceğiz. Onları rahatsız edecek hiçbir şeye izin vermeyeceğiz” demiş.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 36 yıl önce PKK’nın Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı İkiyaka’da yaptığı katliamında yaşamını kaybedenlerin aileleriyle görüştü. Erdoğan’ın kabulü bir mesaj olarak yorumlandı.TERÖRSÜZ TÜRKİYECumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işaret ettiği gibi “Terörsüz Türkiye” hedefinin topluma iyi anlatılması gerekiyor. Çünkü hem geçmişte yürütülen süreçler açısından hem de Öcalan ve PKK konusunda toplumdaki hassasiyet açısından bazı kaygıların, endişelerin olması normal. Bunların açık, şeffaf ve ikna edici bir tarzda topluma anlatılması gerekiyor.Yeni sürecin siyasi ayağı güçlü çıktı. Ancak “Terörsüz Türkiye” hedefinin arkasına toplumsal desteği de koymak gerekiyor.HAKAN FİDAN ARAP BAKANLARA NE DEDİTürkiye, yeni Suriye yönetiminin Arap dünyası ve uluslararası camia tarafından tanınması, sisteme entegre olması için perde arkasında olağanüstü bir çalışma yürütüyor.Riyad’da Suriye konulu bir toplantı yapıldı. Yeni Suriye yönetiminin Dışişleri Bakanı Şeybani’nin bu toplantıya katılması ise yeni yönetimin meşruiyeti açısından önemli oldu.Türkiye, Arap dünyasına “Eğer Suriye bir Arap Cumhuriyeti’yse, eğer Suriye’yi İran’a kaptırmak istemiyorsanız sahip çıkın” diyor. Batı dünyasına ise üniter, demokratik bir Suriye’yi desteklemenin uluslararası camia açısından yararlı olduğunu anlatıyor. Hakan Fidan, özellikle de Suriye’deki PKK-YPG varlığı açısından Arap bakanların gözlerinin içine baka baka şu mesajları verdi:PKK-YPG SAMİMİYSE – Silahlı grupları ulusal ordu çatısı altında toplamaya çalışıyorlar.- Eğer SDG merkezi yönetimle bütünleşme çabalarında samimiyse, feshedildiğini açıklamalıdır.- Suriye sahasında herhangi bir terör örgütüne yer olmamalıdır.PKK’LILAR SURİYE’Yİ TERK ETMELİ- Türkiye olarak PKK ve uzantıları konusundaki hassasiyetlerimizi ve beklentilerimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Ülkeyi terk etmeliler.- Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kampların kontrolü konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazırdır.Riyad’da Suriye’nin önceliğinin kalkınma olduğu konusunda mutabakata varıldı.Suriye yeniden küllerinden doğuyor. Türkiye ise bu sürece tarihi dokunuşlar yapıyor.COLANİ TÜRKİYE’YE GELECEK Mİ Suriye bağlamında bir kulis bilgisini de paylaşmak istiyorum. Türkiye’de eğitim gören Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani bugün Ankara’ya geliyor. Suriye muhalefetinin lideri Ahmet eş Şara’nın (Colani) ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağı söyleniyor. Hatta bu ziyaretin çok kısa bir süre içinde gerçekleşeceği ifade ediliyor. Ahmet eş Şara’nın ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmak istediği doğru. Ama hemen değil.DEVLET BAŞKANI DEĞİLPeki ne zaman? Ahmet eş Şara henüz resmi devlet başkanı değil. Muhalefetin lideri olarak bu görevi fiili olarak yürütüyor.Ahmet eş Şara şimdi bir yandan kurucu meclisi oluşturmaya çalışırken diğer yandan geçici hükümeti kurmaya çalışıyor. Geçici hükümeti kurma konusunda mesafe almaya başladı ama kurucu meclis işi o kadar kolay değil.KURUCU MECLİSSuriye’nin yeni anayasasını hazırlayacak olan ve ülkeyi seçimlere götürecek kurucu meclisin 1500 kişiden oluşması hedefleniyor. Ahmet eş Şara, kurucu meclisin kucaklayıcı olması ve Suriye’nin bütün unsurlarını temsil etmesi için çaba gösteriyor.KONTENJAN TANINDI1500 kişiden oluşacak olan kurucu meclis teşekkül ettirilirken Araplara, Türkmenlere, Kürtlere, Nusayrilere, Dürzilere, Hıristiyanlara ve diğer unsurlara kontenjanlar ayrılmış. Onlar içlerinde seçim yaptıktan sonra Ahmet eş Şara, kurucu meclisin toplanması için davet gönderip belirlediği tarihte toplanılmak üzere çağrı yapacak.DEVLET BAŞKANI SEÇİLECEKKurucu meclisin Ahmet eş Şara’yı devlet başkanı seçmesi bekleniyor. Ondan sonra resmi bir sıfatı olacak. Ahmet eş Şara, resmi olarak ‘Devlet Başkanı’ unvanını aldıktan sonra Türkiye’yi ziyaret edecek.

Source: Abdulkadir Selvi̇


Güney Kore”de devlet başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Yoon gözaltına alındı

Güney Kore ajansı Yonhap”ın haberine göre, Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) yetkilileri, Yoon hakkındaki gözaltı kararını uygulamak için bu sabah ikinci kez harekete geçti.Yetkililer, Yoon”u başkanlık konutunda gözaltına alarak ifade için CIO”nun Seul”ün güneyinde yer alan Gwacheon”da ofisine götürdü.Soruşturmacıların, Yoon”un resmen tutuklamak için mahkemeye başvurmak üzere 48 saat süresi bulunuyor.- GÖZALTINA ALINAN İLK DEVLET BAŞKANIGüney Kore Ulusal Meclisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle 14 Aralık 2024″te azlini istediği ve bu sebeple görevden uzaklaştırılan Yoon, gözaltına alınan ilk devlet başkanı oldu.Yoon, sıkıyönetim ilanının ardından meclise asker göndererek milletvekillerinin karar aleyhine oylama yapması engellemeye çalışmakla suçlanıyor.Sıkıyönetim kararının “idari bir eylem” olduğunu, yasama gücünü istismar eden ana muhalefetteki Demokrat Partiye uyarı amacı taşıdığını savunan Yoon, gözaltına alınmasının ardından yayımladığı mesajda, “Her ne kadar bu yasa dışı bir soruşturma olsa da, kan dökülebilecek bir rezaleti önlemek üzere CIO”nun karşısına çıkmaya karar verdim.” ifadesini kullandı.Gözaltı, başkanlık konutunda soruşturmacılar ile Yoon”un ekibi arasında saatler süren görüşmelerin ardından yapıldı.Güney Kore Batı Bölge Mahkemesi, 31 Aralık 2024″te “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla yürütülen soruşturmada Yoon için gözaltı kararı vermiş ancak 3 Ocak”ta emri uygulamak üzere resmi konuta giden polisler ile Devlet Başkanlığı Güvenlik Servisi (PSS) görevlileri arasında arbede çıkması üzerine emir infaz edilememişti.- DEVLET BAŞKANLIĞI GÖREVLİLERİ BU KEZ DİRENÇ GÖSTERMEDİCIO yetkilileri, bu sabah yaptıkları açıklamada, bu kez Yoon”un gönüllü olarak teslim olmasını beklemeyeceklerini, doğrudan emri uygulayacaklarını ifade etti. İlk teşebbüsün aksine bu kez hiçbir devlet başkanlığı veya PSS görevlisinin gözaltına direnç göstermediği bildirildi.Ancak başlangıçta başkanlık konutuna giden yetkililer, PSS tarafından oluşturulan barikatlarla engellenmiş, konutun çevresinde Yoon”a destek veren yaklaşık 6 bin 500 kişi toplanırken, iktidardaki Halkın Gücü Partisinden (PPP) milletvekilleri de kararı protesto için konutun önünde bir araya gelmişti.Konut çevresinde yaklaşık 3 bin polis tedbir için tutulurken, bazı soruşturmacıların merdivenlerle tırmanarak konut yerleşkesine girdiği, bazılarının ise yerleşkeyi çevreleyen patika yollardan geçerek konuta ulaştığı belirtilmişti.Gün içinde devlet başkanlığı konutunu koruyan askeri birliğin, polis ve CIO yetkililerinin konuta girişine onay verdiği kaydedilmişti.- GÜNEY KORE”DE SIKIYÖNETİM İLANIDevlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık 2024 gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun yaptığı oylamada bu kararın kaldırılması ve Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı.Ulusal Meclisin 14 Aralık 2024″te yaptığı oylamada azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti.Muhalefetin girişimiyle Ulusal Mecliste 27 Aralık 2024″teki oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Han için de azil kararı verilmiş, Han”ın yerine devlet başkanlığının vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti.

Source: Www.star.com.tr


Eski Başbakan Yardımcısı Akdoğan: Bahçeli”nin çağrısını duyunca elimdeki çatalı düşürdüm

2013 yılında başlayıp 2015 yılında sona eren “çözüm süreci” döneminde HDP heyetiyle görüşmeler de gerçekleştiren eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy”un sorularını yanıtladı.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin teröristbaşı Abdullah Öcalan çıkışı, “kayyum” ve İmralı sürecine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda da bulunan Akdoğan dikkat çeken ifadeler kullandı. “DEVLET BEY”DEN BUNLARI DUYUNCA ŞOK OLDUM” Uzun zamandır siyasi gelişmeleri takip etmediğini kaydeden Akdoğan, Bahçeli”nin “Öcalan” çıkışı yaptığı grup toplantısındaki ifadeleri ilk duyduğu anı şöyle anlattı; “Kahvaltı yapıyoruz, bir an çatal elimden düştü. Devlet Bey konuşuyordu, söylediği şeyler çok ileriydi. Devlet Bey”den bunları duyunca şok oldum, zihnim 20 kat hızlı çalışmaya başladı. “SURİYE”DE YENİ BİR DENKLEM KURULUYOR” Cümleleri anlamaya çalışıyorum; “umut hakkı”ndan bahsetti. Çalışılmış bir şeydi bu, çok önemli hamleydi. Önce meslektaşlarımıza baktım, yorumlara baktım. Herkes şok halindeydi. Eveleyip, geveliyorlardı, nasıl pozisyon alacaklarını bilmedikleri için. Herkes top çeviren konuşmalar yaptı. Konuşmanın arka planında neler yapıldığını bilmediğini de söyleyen Akdoğan, “O günlerde şöyle yorum yaptım; ya çok büyük dalga geliyor; bir risk, tehlike var. Onun için içeride bütünlüğü muhafaza etmemiz lazım. Veya Suriye”de yeni bir denklem kuruluyor. Buna ön hazırlık olarak böyle bir şey yapılabilir. Veya Öcalan yaşlandı devlete hizmet etsin diye düşünüldü diye kafamdan geçiriyorum” diye konuştu. “GÜNLÜK SİYASETİN ÖTESİNDE YÜKSEK SİYASET YAPMAK DEMEKTİR BU” Eski bakan sözlerini şöyle sürdürdü; “Bunun devamı geldi sonra. Bu önemli bir inisiyatif. Bu konularla ilgilenen bir kişi olarak bundan büyük memnuniyet duydum. Türkiye açısından bu noktaya gelinmesi önemlidir. Devlet Bey”in burada yaptığı yüksek siyasettir. Paradigma seviyesinde yüksek seviyesindedir. Günlük siyasetin ötesinde yüksek siyaset yapmak demektir bu. Kimileri kartları yeniden karar, kimileri kart sallar. Günlük siyaset yaparsanız kart sallarsınız. Yüksek siyaset yaparsanız kart kararsınız.” “KAYYUM MESELESİNE TEORİK OLARAK BAKALIM” Belediyelere kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmede de bulunan Akdoğan şunları söyledi; “Devlet o kadar büyük mekanizma ki. Bir anda makas değiştiremez. Kuvvetler ayrılığı var. Zamanın ruhu diye bir şey var. Kayyum meselesine teorik olarak bakalım. İsviçre”de bir belediyeye kayyum atanmasından bahsetmiyoruz. Evveliyatı olan, yaşanılan sorunları üzerinde oluşan su damlasından bahsediyoruz. “SEN GENERALSİN, DIŞARIDA İMAM OLMUŞ…” Demokratik siyaset var terör var. Parti var örgüt var. Biri varsa öteki olmaması lazım. Gri alanlar olmuş, iç içe geçmiş. Bu bir anomalidir. Kayyum meselesi de bu anomalinin parçasıdır. Milli irade ve demokrasi açısından bakalım. Millet seni seçmiş. Hakkari”ye belediye başkanı seçilmişsin. Yarın sabah birisi geliyor, “Ben örgüt komiseriyim burada dediklerim olacak. Kaynaklar şuraya aktarılacak. Şu aileye şu desteği vereceksin.” FETÖ”de de vardı aynı şey. Sen generalsin, dışarıda imam olmuş, onu o yönetiyor. Milletin seçtiği belediye başkanına başka irade vesayet oluşturmuş. Onu yönetmeye çalışıyor, bir sürü hukuksuzluk üretiyor. Buna devlet müdahale etmeyecek mi?DEM Parti yarın yine alışkanlık üzerine karmaşık ilişkiler içine girdi. Kayyum atanmayacak mı? Hukuktan azade mi olacaklar? Süreç bitti diyelim, silahlar gömüldü. Bunlar hukuktan azade mi olacak? Devlet bugün de yapıyor o gün de yapar. Ben kendimi demokrat insan olarak görüyorum. Milletin seçilmiş iradesine kimse vesayet kurmamalı. Örgüt komiseri, mahrem imam müdahale etmeyecek kardeşim. Hukuk milli iradenin de üstündedir, bağlayıcıdır. Bizim yaşadığımız kangren olmuş sorun var.”

Source: Erdem Aksoy


MHP Lideri Bahçeli”nin “On İki Ada” çıkışı Yunanistan”ı korkuttu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, Yunanistan”ın Ege adalarına füze yerleştirme kararına tepki gösterdi.Bahçeli, Atina”ya, “Yunanistan”ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. 12 Ada gasp edilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye 12 Ada”sız yaşasa bile, 12 Ada”nın Türkiyesiz yaşaması ham bir hayaldir. Atina ayağını denk alsın.” uyarısını yaptı.YUNAN”DA PANİKBahçeli”nin dikkat çeken açıklamaları Yunan medyasında manşet oldu.”LOZAN”IN HÜKÜMLERİNE MEYDAN OKUDU”Yunan Kathimerini, Bahçeli”nin çıkışını, “Erdoğan”ın en önemli müttefiki olan Devlet Bahçeli, Yunanistan”ın Ege adalarındaki hakimiyetini tartışmaya açarak Lozan Antlaşması”nın hükümlerine meydan okudu.” sözleriyle duyurdu.”BAHÇELİ”DEN KIŞKIRTICI AÇIKLAMALAR”Dimokratia gazetesi Bahçeli”nin sert söylemlerini manşetlerine şöyle taşıdı: Bahçeli”den provokatif açıklamalar: On İki Ada”yı Türkiyesiz düşünemeyiz. MHP Genel Başkanı ve Erdoğan”ın hükümet ortağı Bahçeli, parti içi bir toplantıda kışkırtıcı açıklamalarda bulundu.YUNAN HÜKÜMETİNE “DİKKATLİ OLUN” UYARISIYunanistan hükümetine dikkat edin uyarısında bulunan Libre gazetesi, “Son dönemde Türk yetkililerin Kıbrıs ve Yunanistan”a ilişkin tahrik edici atıflarının artması, Atina Deklarasyonu”nda mutabık kalınan Türk-Yunan uzlaşmasının, birçok analize göre, kaçırılmış bir başka fırsata dönüşmekte olduğunu gösteriyor.” ifadelerine yer verdi.Skai Bahçeli”nin sözlerini şu şekilde haberleştirdi: “12 Ada Türkiyesiz düşünülemez” diyen Erdoğan”ın hükümet ortağı Devlet Bahçeli”den yeni provokatif açıklamalar.”BAHÇELİ”DEN YENİ MEYDAN OKUMA”Pentapostagma haberinde şu ifadeleri kullandı: Bahçeli”den yeni meydan okuma: 12 Ada Türkiye olmadan düşünülemez. Bahçeli, “Yunanistan”ın eylemlerinin sonuçları ağır olacaktır” tehdidinde bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı”nın hükümet ortağı ve Bahçeli, 12 Ada”yı doğrudan hedef tahtasına koyarak provokatif bir tutum sergiledi.”YUNANİSTAN ADIMLARINA DİKKAT ETMELİ”Marketnews haber sitesi ise MHP Lideri”nin açıklamalarını “Bahçeli”den provokatif açıklamalar: 12 Ada”yı Türkiyesiz düşünemeyiz.” sözleriyle manşetlerinden verdi.Gazete ayrıca, “Bahçeli, aynı söylemi sürdürerek Yunanistan”a “adımlarına dikkat etmesi” çağrısında bulundu. MHP”nin Genel Başkanı ve Erdoğan”ın hükümet ortağı Devlet Bahçeli, parti içi bir toplantıda kışkırtıcı açıklamalarda bulundu.” ifadelerine de yer verdi.BAHÇELİ”NİN “İYİ KOMŞULUK” SÖZLERİNİ MANŞETE TAŞIDILAREnikos gazetesi ise Bahçeli”nin açıklamalarını, “Bahçeli oldukça kışkırtıcı: 12 Ada Türk milletinden çalınmıştır – Atina”ya adımlarını izlemesini tavsiye ediyorum.” sözleriyle manşetlerinden verdi.Ayrıca gazete, Yunanistan”ın Ege adalarına füze yerleştirme hazırlıklarının sadece uluslararası hukuka aykırı olmadığını, aynı zamanda iyi komşuluk hedeflerini kökten baltalayacak pervasız adımlar olduğunu söylediği sözlerini de haberde yer verdi.Komşu, ABD ve Avrupa”daki sahiplerine koştu! Türkiye korkusu teklif hazırlattı”Endişe verici” diye ilan ettiler: Biz izlerken Türkiye cephelerin tamamında etkinF-16″ları Türk İHA”ları karşısında çaresiz… “TB2, ANKA, AKINCI”yla başa çıkamayız” korkusu

Source: Www.star.com.tr