“Uluslararası İlişkiler Güncesi – Krizler, Diplomasi ve Stratejik Gelişmeler”

Aliyev”den İran açıklaması

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulusal televizyon kanallarına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AA nın aktardığı habere göre; Azerbaycan ın Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Teşkilatına üye olmasının ülkenin yeni başarısı olduğunu vurgulayan Aliyev, adaylıklarını destekleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a teşekkür etti. Aliyev, D-8 e üyeliklerinin hem büyük onur hem de büyük sorumluluk olduğunu dile getirerek, Azerbaycan, İslam dünyasının parçasıdır. Biz tüm uluslararası kuruluşlarda Müslüman ülkelerin çıkarlarını savunuyoruz. Bir kuruluşta eğer yönetici seçimi varsa, adaylar arasında Müslüman varsa biz ona oy veriyoruz. Biz çok sayıda Müslüman ülkesine yardımlarda bulunduk. Biz bunula övünmüyoruz, bunu yaparken çok da açıktan yapmıyoruz. Kovid-19 döneminde, Filistin halkının karşı karşıya kaldığı felaketle ilgili biz hep ön sırada olduk. şeklinde konuştu. Beşar Esad rejiminin çökmesinin ardından Türkiye den sonra Suriye ye insani yardım gönderen ikinci ülkenin Azerbaycan olduğunu kaydeden Aliyev, yardımları sürdürmeye hazır olduklarını vurguladı. Aliyev, yeni dünya nizamının şekillendiğine işaret ederek, 2. Dünya Savaşı nda sonra oluşan sistem artık potansiyelini kaybetti. Başlıca Batı ülkelerindeki siyasi ve manevi krizler de göz önündedir. Boşluklar daha da genişleyecek. Burada yeni ciddi aktörlerin, ciddi gündemlerle olaylara dahil olması zaruridir. Türk Devletleri Teşkilatının dünya çapında ciddi güç merkezine dönüşebileceğini düşünüyoruz. D-8 de bu boşluğu doldurabilir. Bu fırsatı kaçırmamalıyız ve vakit kaybetmemeliyiz. ifadelerini kullandı. ERMENİSTAN FAŞİST DEVLETTİR Ermenistan ın silahlanmasına da değinen Aliyev, Ermenistan ın silahlanması Güney Kafkasya için yeni tehdit kaynağıdır. Ermenistan ın silahlanması yeni gerginliğe neden olacak. Biz bunu istemiyoruz. Biz barış istiyoruz. Biz artık savaş sayfası kapansın istiyoruz. Fakat görüyoruz ki Ermenistan ve destekçileri bunu istemiyor. İntikam istiyorlar. Ermenistan faşist devlettir. Bu ülkeyi 30 yıl faşist düşünceli insanlar yönetti. 30 yıllık işgal politikası sadece Ermenistan ın ürünü değil, ırkçı, İslam karşıtı dış çevrelerin ortak ürünüdür. Biz böyle faşist devletle komşuyuz. Faşizm yok edilmelidir. Bunu, ya Ermenistan yönetimi yok etmelidir ya da biz yapacağız. diye konuştu. Aliyev, Ermenistan ın silahlanmasına seyirci kalmayacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: Ermenistan silahlanmayı derhal durdurmalıdır. Ona silah veren Fransa ve diğer ülkeler anlaşmaları sona erdirmelidir. Verilen silahlar geri gönderilmelidir. Bizim şartlarımız bunlardır. Bunu kim nasıl anlıyorsa öyle anlasın. Biz bir söz diyorsak demek ki konuya ciddi yaklaşıyoruz. Barış müzakerelerindeki şartlarımızın da kabul edilmesini ümit ediyorum. AGİT Minsk Grubu feshedilmeli, Ermenistan anayasası değiştirilmelidir. Eğer Ermenistan a barış gerekmiyorsa bize de gerekmiyor. Biz barış anlaşması olmadan da yaşayabiliriz. ZENGEZUR KORİDORU AÇILMALIDIR VE AÇILACAKTIR Azerbaycan la Nahçıvan arasında kurulması öngörülen ulaşım hatlarına da değinen Aliyev, Zengezur Koridoru açılmalıdır ve açılacaktır. Bunu ne kadar erken anlasalar iyi olur. Biz bu durumda kalamayız. Nahçıvan la doğrudan bağlantımız olmalıdır. Bu bağlantı, Ermenistan ın egemenliğine halel getirmiyor. 10 Kasım Bildirisi nin maddelerini yerine getirmeliler. Biz 4 yıldan fazladır sabrediyoruz. 4 yıldan fazladır bunun müzakerelerle çözülmesini bekliyoruz. Tüm bunları dikkate almalılar. Bizi kızdırmasınlar ve anlasınlar ki burada söz sahibi biziz. Azerbaycan, Güney Kafkasya da öncü ekonomik ve askeri güçtür. Günümüz dünyasında da güç faktörü ön plandadır. Bunu hiç kimse unutmasın. ifadelerini kullandı. TÜRKİYE NİN ÇIKARINA OLANLAR BİZİM DE ÇIKARIMIZADIR Aliyev, Suriye de yaşanan değişimden, Türkiye ile Suriye nin yeni hükümeti arasındaki ilişkilerden çok memnun olduklarını söyledi. Türkiye nin sınır komşusu Suriye nin istikrarlı bir ülke olmasını istediğini belirten Aliyev, PKK teröründen mustarip olan Türkiye, haklı olarak sınırın dışında terörün yok edilmesini talep ediyor. Sadece talep etmiyor bunu başarıyor da. Türkiye nin Suriye nin gelişimindeki rolü çok önemlidir. diye konuştu. Aliyev, Esad rejiminin çökmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan la görüşüp kutladığını aktararak, Türkiye nin yanında olduğumuzu bildirdim. Bunu yapmaya da başladık. Türkiye nin desteğiyle ilk yardım kervanı yola çıktı. Türkiye nin lojistik desteği olmadan bu olmazdı. Bizim Dışişleri Bakanlığı heyetinin Suriye ye gitmesi de Türkiye nin desteğiyle oldu. Biz oraya katkı sunmak istiyoruz ki Türkiye nin en azından bu sınırında teröre son verilsin. Bunun çok ciddi jeopolitik değişim olacağını düşünüyorum. Türkiye nin diğer tüm sınırlarında da teröre yer olmamalıdır. Biz de Türkiye nin müttefiki olarak her zaman onların yanındayız. Türkiye bunu biliyor. dedi. Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerini müttefiklik düzeyine yükselten Şuşa Beyannamesi nin her gün yeni faktörlerle zenginleştiğini söyleyen Aliyev, Türkiye nin çıkarına olanlar bizim de çıkarımızadır. Güvenliğimiz de, çıkarlarımız da, geleceğimiz de birdir. Orta Doğu da tamamen yeni durum oluştu. Güçlü Türkiye faktörü burada başlıca rol oynayacak. Biz de onun yanındayız. Yani gücümüz daha da artacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye ve Azerbaycan kadar birbirine bu kadar bağlı başka ülkeler göremezsiniz. Biz çok ümitliyiz. Suriye deki değişim bizi ziyadesiyle memnun ediyor. İlk önce Türkiye ye göre Sonra kendimize göre. Çünkü 12 yıldır diplomatik ilişkilerimiz yoktu. Esad döneminde Suriye her zaman Ermenistan ın destekliyordu. Ermenistan Suriye yi yakın müttefik olarak görüyordu. ifadelerini kullandı. UZUN YILLARDIR FİLİSTİN DEVLETİNE SİYASİ, MANEVİ VE MADDİ DESTEK VERİYORUZ Filistin meselesine ilişkin de Aliyev, Biz iki devletli çözümden yanayız. Bağımsız Filistin devletinin kurulması bu çatışmaya son verecektir. Bunu herkes anlamalıdır. Biz uzun yıllardır Filistin devletine siyasi, manevi ve maddi destek veriyoruz. Filistin Büyükelçiliği uzun yıllardır Bakü de faaliyet gösteriyor. Bu çatışma ne kadar erken sonlandırılırsa, Gazze de ateşkes ne kadar erken ilan edilirse herkes için o kadar iyi olacaktır. Biz bunu arzu ediyoruz. diye konuştu. ALİYEV, İRAN DAN ERDEBİL TEMSİLCİSİ AMELİ NİN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ Azerbaycan-İran ilişkilerine de değinen Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a ve kendisine karşı hakaret içeren beyanlarda bulunan İran lideri Ali Hamaney in Erdebil Temsilcisi Hasan Ameli nin cezalandırılmasını istediklerini belirterek, En azından görevinden alınmalı ve Azerbaycan dan özür dilemelidir. dedi. İran ın yeni yönetimi ile henüz ciddi temaslarının bulunmadığını bildiren Aliyev, hükümet yetkililerinin ekonomi ve ulaştırma alanlarında bir takım görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Aliyev, İran ın önceki yönetimiyle ilişkilerin kötüleşmesinde Azerbaycan ın sorumlu olmadığını söyleyerek 2. Karabağ Savaşı bittikten sonra İran tırlarının o zamanlar sözde Ermeni yönetimin kontrolünde bulunan Karabağ a yakıt taşıdığını hatırlattı. İran dan bunu durdurmasını talep ettiklerini, fakat İran dan tehdit içeren açıklamalar duyduklarını bildiren Aliyev, Sınırda tatbikat yaptılar. Biz de sınırda aynısını yaptık. Kimseden korkmadığımızı ve haklı olduğumuzu gösterdik. şeklinde konuştu. Aliyev, İran basınında Azerbaycan a karşı hakaret içeren yayınlar yapıldığını, Azerbaycan ın Tahran Büyükelçiliğine terör saldırısı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, Saldırının üzerinden 2 yıl geçti. Saldırıyı gerçekleştiren şahsa verilen ceza (idam) henüz uygulanmadı. Bu organize edilmiş olaydı. Azerbaycan da büyükelçiliğin tüm çalışanlarını geri çekti. bilgisini paylaştı. İran ın eski Dışişleri Bakanı merhum Hüseyin Emir Abdullahiyan ın büyükelçiliğe saldırıda bulunan şahsın idam edileceği yönünde kendisine söz verdiğini bildiren Aliyev, Fakat yine bizi kandırdılar. İdam cezası uygulanmadı. Dosya da mahkemeden tekrar savcılığa gönderildi. Biz talebimizde ısrarlıyız. dedi. Aliyev, İran dini lideri Hamaney in Erdebil Temsilcisi Ameli nin defalarca Azerbaycan a ve kendisine karşı hakaret içeren beyanlarda bulunduğunu hatırlatarak, Soru şu ki, onu oraya atayan adam buna nasıl yaklaşıyor. Onu atayanın kim olduğunu iyi biliyoruz. O bunu destekliyor mu? Azerbaycan dan kim özür dileyecek? Özür dileyecekler mi, dilemeyecekler mi? İran ın Dışişleri Bakanlığının açıklaması yeterli değil. Resmi etkinlikte, canlı yayında Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarına hakaret ediliyor. Dolayısıyla üzüntü duyuyoruz açıklaması kabul edilemez. Eyalet mollası (Ameli) cezalandırılmalı, en azından görevinden alınmalı ve Azerbaycan dan özür dilemelidir. şeklinde konuştu. *Haberin fotoğrafı AA tarafından servis edilmiştir.

Source: Habertürk


1071 Kudüs’ün Türkler tarafından fethi: Siyonist İsrail’in 954 yıllık Türk korkusu depreşti

İsrail’in önemli gazetelerinden Jerusalem Post’ta 5 Ocak günü yayımlanan “Erdoğan’ın Suriye’deki politikaları Türkiye ve İsrail’i çatışmaya yaklaştırıyor” başlıklı habere göre; “İsrail ve Türkiye arasındaki çalkantılı ilişki, Suriye’deki son gelişmelerin iki ülkeyi doğrudan silahlı bir çatışmaya dönüşme potansiyeline sahip bir şekilde karşı karşıya getirmesiyle daha fazla çalkantıya doğru ilerliyor”.PKK İLE GİZLİ İLİŞKİ İTİRAFI Sadece Gazze konusunda gösterdiği hassasiyet değil, Esad yönetiminin devrilmesi sonrası Suriye’de Türkiye’nin nüfuzunun artması soykırımcı İsrail’i panikletmiş görünüyor.Jerusalem Post gazetesindeki haberde; İsrail’in Türkiye ile çatışmaya hazırlanması yanında PKK/PYD-YPG terör örgütü ile işbirliğine de şu ifadelerle değiniliyor:“Son dramatik gelişmelerden birinde, Beşar Esad rejiminin geçen ay düşmesi, Esad’ı deviren ve Türkiye tarafından desteklenen İslamcı isyancıların topraklarını tehdit etmesi, Suriye’deki ABD destekli Kürt grupların özerkliğini sorgulanır hale getirdi. İsrail, ortak düşmanlarına karşı olası bir müttefik olarak gördüğü Kürtlerle yıllardır gizli ilişkiler sürdürüyor. Türkiye, İsrail ile aynı sınırı paylaşan Suriye’deki nüfuzunu daha da güçlendirmek istiyor. Yıllardır resmi olarak savaş halinde olmasına rağmen, bu sınır İsrail’in en sessiz sınırlarından biriydi. Şimdi Türkiye coğrafi olarak İsrail’e yaklaştıkça bu sessizlik bozulabilir. Bar-Ilan Genel Tarih Bölümü ve Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Türkiye uzmanı Prof. Efrat Aviv The Media Line’a yaptığı açıklamada, ‘İsrail ve Türkiye arasında gelecekte askeri bir çatışma ihtimali var. Son dönemde bölgede yaşanan tüm olaylar gibi bu da eşi benzeri görülmemiş bir durum’ dedi.İsrail’in Suriye ve Türkiye’deki Kürt azınlıkla resmi bir ilişkisi olmasa da İran’ın bölgedeki etkisini dengelemek için bu grupla ilişkilerini sürdürüyor. Bu durum, azınlıkla düşmanca ilişkileri olan Türkiye ve Erdoğan’ı sık sık kızdırdı. Erdoğan ve Netanyahu bu ilişkiyi onarmak konusunda yetersiz ve isteksiz görünüyorlar. Aviv, ‘Erdoğan iktidarda olduğu sürece ilişkilerde iyi bir şey olmayacak ve daha da kötüye gidecek. Yerine İsrail’i daha az eleştiren bir rejim gelse bile İsrail’e yönelik eleştirilerin azalması zaman alacaktır’ dedi.Kasıtlı olsun ya da olmasın, Türkiye ile İsrail arasında askeri bir çatışma benzeri görülmemiş bir durum olacaktır. Hâlâ bir savaşın ortasında olan ve Hamas’ın şok edici sınır saldırısının travmasını yaşayan İsrail, diğer sınırlarda benzer sürprizlerin yaşanması ihtimaline karşı daha az toleranslı hale geldi.”NAGEL RAPORUNDA OSMANLI VURGUSUBu yazıdan hemen sonra yine Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan haberde yer verilen Nagel Raporu, İsrail yönetiminin içine sinmiş Türk korkusunu da ele vermeye yetiyor.İsrail hükümetinin 15 yıl önce kurduğu ve emekli Tuğgeneral Jacob Nagel’in başkanlık ettiği Nagel Komisyonu’nun “Türkiye ile savaşa hazır olmalıyız” diye Osmanlı İmparatorluğu’na atıf yapılan raporu, önceki gün Başbakan Netanyahu, Savunma Bakanı Israel Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e sunuldu.Raporda İsrail’in Türkiye​ ile doğrudan bir çatışmaya karşı hazırlık yapması gerektiği, Türkiye’nin Osmanlı dönemi nüfuzunu yeniden tesis etme arzusunun, İsrail’le gerilimin artmasına yol açtığı belirtildi. Bu gerilimin muhtemelen çatışmaya yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunan rapor, Suriyeli grupların Türkiye ile ittifak kurmasının İsrail’in güvenliğine yönelik yeni ve daha güçlü bir tehdit oluşturma riskine dikkat çekti. Raporda, “Suriye tehdidi İran tehdidinden bile daha tehlikeli bir şeye dönüşebilir” denilerek, Türkiye destekli güçlerin vekil olarak hareket ederek bölgesel istikrarsızlığı körükleyebileceği iddia edildi.Habere göre İsrail, Türkiye’ye karşı uzun menzilli saldırı yeteneklerini güçlendirmek için ilave F-15 savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları, insansız hava araçları ve uydular edinmeyi hedefliyor. Ayrıca Demir Kubbe, Davut Sapanı, Ok sistemleri ve yeni faaliyete geçen Demir Işın lazer tabanlı savunma sistemi de dahil olmak üzere çok katmanlı hava savunma yeteneklerinin güçlendirilmesi, hatta Ürdün Vadisi boyunca güçlendirilmiş bir güvenlik bariyeri inşa edilmesi planlanıyor.TÜRKLERİN KUDÜS FETHİ: 1071Bu gelişmeler İsrail’in Türkiye’ye karşı ne denli bir korku yaşadığını gösteriyor. Yazımın girişinde 954 yıllık bir korkudan söz etmiştim. O korku 1071 yılına kadar gidiyor. Kudüs’ün tarihi anlatılırken daha çok Selahaddin Eyyubi ile Yavuz Sultan Selim isimleri öne çıkmıştır. Oysa Kudüs, Selahaddin Eyyubi’nin 1187’deki fethinden tam 116 yıl, Yavuz Sultan Selim’in 1516’daki fethinden 445 yıl önce, hem de Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın Malazgirt’ten Anadolu’yu girdiği 1071 yılında Selçuklu Emiri Atsız Bey (Atsız bin Uvak) komutasındaki Selçuklu Türkleri tarafından fethedildi. Yani Türklerin Anadolu’ya girişi ile Kudüs’ü fethi 1071 yılında gerçekleşti ve üzerinden de tam 954 yıl geçti.Kudüs fatihi Selçuklu Türk Emiri Atsız Bey, tam bir barış ortamı kurdu ve Gazzâlî, Turtûşî ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî gibi âlimler Kudüs’te dersler verdi.Atsız’ın Mısır seferinin başarısızlıkla neticelenmesinden sonra çıkan bir isyanla birlikte şehirde yeniden Fatımî hâkimiyeti başlasa da bu uzun sürmedi. Atsız Bey, 1077’de bir kez daha Kudüs’e hâkim oldu. Selçuklu hâkimiyetinden memnun halk da yeni duruma oldukça memnun kalmışlardı. Atsız, 1079’da Tutuş bin Alparslan tarafından öldürülse de Kudüs çeyrek asır boyunca 1098’e kadar Selçukluların yönetiminde kaldı.Osmanlı İmparatoru Yavuz Sultan Selim ile 1516’da yeniden başlayan Kudüs’teki Türk hâkimiyeti 1917 yılına kadar sürdü. Dolayısıyla Suriye üzerinden Türkiye ile komşu olan İsrail’in korkusunu anlamak gerekiyor; Türkler “sessiz kalın” diyerek susturduğu komşularına benzemez.

Source: Nedim Şener


2024’TE TÜRK DIŞ POLİTİKASI (4) BRICS’e üyelik tartışmaları artık kubbede hoş bir seda mı?

BRICS, yani üye ülkelerin isimlerinin ilk harfleriyle (B) Brezilya, (R) Rusya, (I) Hindistan, (C) Çin Halk Cumhuriyeti ve (S) Güney Afrika’nın başını çektiği ülkeler grubunun oluşturduğu uluslararası yapılanmadan söz ediyoruz.Uluslararası sistemde ABD’nin başını çektiği Batı dünyasına ekonomik ve siyasi alanlarda karşı bir ağırlık oluşturmak üzere yola çıkan BRICS, en son 2023 yılının sonunda İran, Mısır, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın da katılımıyla BRICS (+) olmuştur. Suudi Arabistan üyelikle ilgili onay sürecini henüz tamamlamış değildir.*İşte Türkiye’nin bu örgütlenmede nasıl bir yer alacağı meselesi, yalnızca Türk kamuoyunda değil, aynı zamanda dış dünyada da yakından izlendi geçen yıl.Farklı kıtalarda birçok ülkede düşünce kuruluşlarında, akademik çevrelerde, medyada belirgin bir ilgiye konu oldu bu başlık. Türkiye-BRICS ilişkisi üzerine kaleme alınan haber, yorum ve analizlerin yüklü bir külliyat oluşturduğunu söylemek abartı olmaz.Konuyla ilgili tartışma -NATO üyesi Türkiye’nin yönünü mü değiştirdiği, yüzünü doğuya mı çevirdiği- gibi sorulara odaklandı. Sıkça “Türkiye ne yapmak istiyor?” diye soruldu.Tartışmanın yoğunluğu şunu da gösterdi. Dünya karşısındaki tercihlerinde en ufak bir değişiklik ihtimalinin bile bu kadar hareketliliğe yol açması, Türkiye’nin küresel konumunun, bulunduğu coğrafyada işgal ettiği stratejik mevkiin ne kadar önem taşıdığını göstermesi bakımından kayda değerdir.*Bu girişten sonra bir yıl boyunca tartışılan BRICS dosyasının 2024’ün bitiminde nasıl bir ‘son perde’ ile kapandığı merak edilebilir.Yanıt olarak -perde açık kaldı- diyebiliriz.Bu durumu göstermek için Rusya lideri Vladimir Putin’in başdanışmanı Yuri Uşakov’un 23 Aralık tarihinde yaptığı ve kamuoyunda yeterince fark edilmeyen çıklamasını kısaca hatırlayalım.BRICS dosyasından da sorumlu olan Uşakov, bu açıklamasında 9 ülkenin BRICS’e “ortak devlet” statüsünde katılmaları için kendilerine iletilen davete olumlu yanıt verdiğini, söz konusu ülkelerin bu çerçevede 1 Ocak tarihinden itibaren bu statüyü kazanacaklarını belirtti.Uşakov’a göre bu ülkeler şunlar: Belarus, Bolivya, Endonezya, Kazakistan, Küba, Malezya, Tayland, Uganda, Özbekistan…Uşakov, açıklamasının sonunda şu cümleyi de ekliyor:“Davet gönderilmiş olan daha dört ülkeden yakın gelecekte yanıt gelmesini bekliyoruz.”Bu dört ülke sırasıyla Türkiye, Cezayir, Vietnam ve Nijerya’dır.*İlginçtir ki, bu davet mektupları söz konusu ülkelere, BRICS’in geçen 22-24 Ekim tarihleri arasında Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenen liderler zirvesinde 13 ülkeye “ortak devlet” statüsünün tanınmasının kararlaştırılmasından hemen sonra gönderilmişti.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Putin’in daveti üzerine Kazan’a giderek zirvenin “Genişletilmiş Liderler Toplantısı”nda hazır bulunmuştur.Erdoğan, daha sonra G-20 zirvesine katılmak için gittiği Brezilya’da 19 Kasım tarihinde bir gazetecinin Türkiye’nin BRICS’ten gelen davet mektubunu kabul edip etmediği yolundaki sorusunu şöyle yanıtlamıştı:“Şu an itibarıyla BRICS konusunda ekiplerimiz, arkadaşlarımız çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalarımızı belli bir noktaya getirdikten sonra gerekli olan cevabı BRICS Başkanlığı’na vereceğiz.”Erdoğan’ın bu soruya bir taahhüt içermeyen “ortadan” bir yanıt vermiş olması dikkat çekicidir.Anlaşılan, geçen süre zarfında bu çalışmalar sonucu henüz bir yanıt hazırlanmış değildir.Peki BRICS’in dönem başkanı Rusya’nın davetine neden henüz karşılık verilmemiştir?*Bir dizi neden sıralamak mümkündür.En başında, BRICS’e tam üyeliğin söz konusu olmayacağının anlaşılmasının burada rol oynayan faktörlerden biri olduğunu düşünebiliriz.Belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bütün yeni başvuru sahiplerine/ilgi duyan ülkelere tam üye değil, karar alma mekanizmasının dışında tutulacakları bir “ortak ülke/devlet” (partner state) kategorisinin tanınacağı ortaya çıkmıştır. Bu, tam üyeliğin gerisinde kalan ikinci derecede bir ortaklık kategorisidir.BRICS, en son 2023 yılının sonunda beş yeni ülkenin tam üyeliklerini kararlaştırmış, ardından sonraki bütün başvuruları “ortak ülke” statüsü kapsamına almıştır.*Burada altı çizilmesi gereken nokta, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da geçen 21 Kasım tarihinde TBMM’de Bütçe Plan Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında bu konu gündeme geldiğinde milletvekillerine ısrarla BRICS’e yalnızca “beraber çalışmak için ilgi duyduklarını ifade ettiklerini” belirtmiş olmasıdır.Bir başka anlatımla Fidan, “üyelik başvurusu yapmadık, sadece ilgi belirttik” mesajını veriyor.Buna karşılık, Putin’in Başdanışmanı Uşakov’un geçen 4 Eylül’de yaptığı bir açıklamada “Türkiye’nin tam üyelik için başvuruda bulunduğunu” söylemiş olması tartışmaları farklı bir çerçeveye sokmuştur.Türk tarafına bakılırsa, Uşakov Ankara’nın “ilgi” belirtmesini kamuoyuna farklı yansıtmıştır. Yine de Uşakov’un bu sözlerinin tekzip edilmemesi, ardından Erdoğan’ın katıldığı Kazan’daki BRICS zirvesinden “ortak ülke” statüsüne dayanan bir çerçevenin çıkması, Ankara açısından sıkıntılı bir durum yaratmıştır.*Peki BRICS’ten gelen davete yanıt gönderilecek mi?Bir kere, gelen davete yanıt vermek için acele edilmemesi, en azından Türkiye’nin 9 ülkenin bulunduğu ilk “ortak üyelik” dalgasında yer almaması, ayrıca Erdoğan’ın BRICS’in davetiyle ilgili “ortadan” konuşması, Türkiye’nin bu işe çok arzulu olduğu gibi bir görüntüyü önlemeyi amaçlıyor.Her halükarda, özellikle geçen sonbahardan bu yana Ankara’da bu konunun heyecanının biraz kaybolduğu zaten hissedilmektedir.Buna ek olarak, Erdoğan’ın Kazan dönüşü 28 Ekim’de “BRICS ile münasebetleri Türkiye’nin mevcut angajmanlarının alternatifi asla değildir ve olamaz. Türkiye tüm bu platformlarda NATO müttefiki ve Avrupa Birliğine tam üyelik müzakereleri yürüten ülke kimliğiyle yer almaktadır” şeklindeki sözleri de, aslında BRICS’e dönük beklentileri belli ölçülerde aşağı çeken bir çıkıştı.Bu arada, unutmayalım ki, Suriye’de Esad rejiminin devrildiği süreçte BRICS’in tam üye ortakları İran ve Rusya bu ülkede sahadan büyük ölçüde çekilirken, Türkiye zemin kazanan taraftır. Türkiye’nin bu iki ülke ile ilişkilerinde Suriye nedeniyle sancılı bir durum yaşanırken, BRICS davetine yanıt vermek açısından ideal bir zamanlamada değiliz.*Ancak buraya kadar söylediklerimiz bizi Türkiye’nin BRICS’ten gelen daveti karşılıksız bırakacağı gibi sonuca da götürmemelidir. Kabul edelim ki “ilgi ifade edildikten” sonra gelen bir daveti karşılıksız bırakmanın da sonuçları olacaktır.Yanıt gönderilirse kurulacak temas, 1 Ocak’tan itibaren BRICS’in dönem başkanlığını üstlenmiş olan Brezilya’nın başkanlığına denk gelecektir. Yani verilecek yanıtın muhatabı Rusya olmaktan çıkmıştır.Türkiye’nin bir dönem eksen değişikliği tartışmalarına yol açan Şanghay İşbirliği Örgütü’ne “Diyalog Ortağı” statüsünde katıldığı düşünülürse, BRICS’teki “ortak ülke” konumu bu emsale yakın, zaten uygulamada olan bir statü olarak görülebilir.Evet BRICS, 2024 sonunda bir heyecan dalgası yaratmaktan uzak görünüyor. Buna karşılık, Dışişleri Bakanı Fidan’ın söyleminde son dönemde AB’ye tam üyelik hedefine dönük vurgular ön plana çıkmaya başlamıştır.

Source: Sedat Ergi̇n


İsrail”in Gazze”deki saldırılarında 25 Filistinli öldü

İsrail ordusu, Gazze Şeridi nin güneyinde yer alan Han Yunus kentindeki el-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı çadırları hedef aldı. Saldırı sonucu 9 u çocuk ve 5 i kadın olmak üzere 19 kişi yaşamını yitirdi AA nın Filistin resmi ajansı WAFA ya dayandırdığı habere göre, sağlık yetkilileri, İsrail in Gazze şehrinin güneydoğusundaki Ez-Zeytun Mahallesi nde Bergut ailesine ait eve düzenlediği hava saldırısında beş kişinin öldüğünü, çok sayıda kişinin yaralandığını açıkladı. Sağlık yetkilileri, İsrail in Deyr el-Belah kentinde bir apartman dairesini hedef alması sonucu da bir kişinin yaşamını yitirdiğini, çok sayıda kişinin yaralandığını ifade etti. İsrail in Gazze nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı nda Vişah ailesinin evine düzenlediği saldırıda ise 6 sı çocuk 10 kişi yaralandı. Gazze deki Sağlık Bakanlığından dün yapılan açıklamaya göre İsrail in 7 Ekim den bu yana Gazze Şeridi ne düzenlediği saldırılarda 17 bin 800 den fazlası çocuk, yaklaşık 12 bin 300 ü kadın olmak üzere 45 bin 885 Filistinli öldü, 109 bin 196 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Source: Habertürk


Afrikalı liderlerden Fransa’ya tarih dersi

Son günlerde Afrika ülkelerinden kovulan Fransa”dan gelen son açıklamalar tepki çekti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin “kovulmadığını” ve ortak kararla ayrıldıklarını ileri sürdü. Senegal Başbakanı Ousmane Sonko “Senegal için bu iddia yanlış. Senegal kendi iradesini kullandı. İkinci Dünya Savaşı”nda, Fransa saflarında zorla seferber edilen ve ihanete uğrayan Afrikalı askerler olmasaydı Fransa belki de bugün hâlâ Almanya”nın olurdu” dedi. Macron ayrıca “Sahel”deki terörle mücadeleye yönelik Fransa”nın çabalarına Afrikalı liderlerin teşekkür etmeyi unuttuğunu” dile getirdi. Çad”dan da bu açıklamaya “Fransa”ya neden teşekkür edelim? Siz sadece kendi çıkarlarınızı düşündünüz” cevabı geldi.

Source: Sabah


Hazırlıklar alarm seviyesine yükseltildi! Barış Pınarı bölgesinde hareketlilik

Suriye Milli Ordusu (SMO), Barış Pınarı Harekatı bölgesinde terör örgütü PKK/YPG”yle olan cephe hatlarına ağır silahlar sevk etti.Terör örgütü PKK/YPG”den kurtarılan Barış Pınarı Harekatı bölgesinde, SMO Müşterek Kuvvetleri, Halep”in Aynularap ilçesi, Rakka ilindeki Ayn İsa ilçesi ve Haseke ilindeki Tel Temir beldesine bakan cephe hatlarına ağır silahlar ve savaşçılar sevk etti.SMO Müşterek Kuvvetler Rasulayn Komutanı Ebu Abdullah Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm cephe hatlarına sevkiyat yaparak askeri hazırlıkları alarm seviyesine yükselttiklerini söyledi.Tel Abyad ve Rasulayn ilçeleri, Türkiye”nin Ekim 2019″da gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı ile terör örgütü YPG/PKK”nın işgalinden kurtarılmıştı.Başkan Erdoğan”dan dikkat çeken Suriye mesajı: Tarihi bir fırsat penceresi açılmıştırTrump Suriye”yi işaret ettiBakan Fidan bir kez daha uyardı

Source: Www.star.com.tr


Aliyev, İran lideri Hamaney”in Erdebil Temsilcisi Ameli”nin cezalandırılmasını istedi

Aliyev, yerel televizyon kanallarına gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, Azerbaycan-İran ilişkilerine de değindi. İran”ın yeni yönetimi ile henüz ciddi temaslarının bulunmadığını bildiren Aliyev, hükümet yetkililerinin ekonomi ve ulaştırma alanlarında bir takım görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Aliyev, İran”ın önceki yönetimiyle ilişkilerin kötüleşmesinde Azerbaycan”ın sorumlu olmadığını söyleyerek 2. Karabağ Savaşı bittikten sonra İran tırlarının o zamanlar sözde Ermeni yönetimin kontrolünde bulunan Karabağ”a yakıt taşıdığını hatırlattı. İran”dan bunu durdurmasını talep ettiklerini, fakat İran”dan tehdit içeren açıklamalar duyduklarını bildiren Aliyev, “Sınırda tatbikat yaptılar. Biz de sınırda aynısını yaptık. Kimseden korkmadığımızı ve haklı olduğumuzu gösterdik.” şeklinde konuştu. Aliyev, İran basınında Azerbaycan”a karşı hakaret içeren yayınlar yapıldığını, Azerbaycan”ın Tahran Büyükelçiliğine terör saldırısı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, “Saldırının üzerinden 2 yıl geçti. Saldırıyı gerçekleştiren şahsa verilen ceza (idam) henüz uygulanmadı. Bu organize edilmiş olaydı. Azerbaycan da büyükelçiliğin tüm çalışanlarını geri çekti.” bilgisini paylaştı. İran”ın eski Dışişleri Bakanı merhum Hüseyin Emir Abdullahiyan”ın büyükelçiliğe saldırıda bulunan şahsın idam edileceği yönünde kendisine söz verdiğini bildiren Aliyev, “Fakat yine bizi kandırdılar. İdam cezası uygulanmadı. Dosya da mahkemeden tekrar savcılığa gönderildi. Biz talebimizde ısrarlıyız.” dedi. Aliyev, İran dini lideri Hamaney”in Erdebil Temsilcisi Ameli”nin defalarca Azerbaycan”a ve kendisine karşı hakaret içeren beyanlarda bulunduğunu hatırlatarak, “Soru şu ki, onu oraya atayan adam buna nasıl yaklaşıyor. Onu atayanın kim olduğunu iyi biliyoruz. O bunu destekliyor mu? Azerbaycan”dan kim özür dileyecek? Özür dileyecekler mi, dilemeyecekler mi? İran”ın Dışişleri Bakanlığının açıklaması yeterli değil. Resmi etkinlikte, canlı yayında Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarına hakaret ediliyor. Dolayısıyla “üzüntü duyuyoruz” açıklaması kabul edilemez. Eyalet mollası (Ameli) cezalandırılmalı, en azından görevinden alınmalı ve Azerbaycan”dan özür dilemelidir.” şeklinde konuştu.

Source: Internet Haber


Ankara ziyaretinin amacını anlattı: Türkiye”nin bugünkü rolünden korkmuyorum

Eski İlerlemeci Sosyalist Partisi Başkanı Velid Canbolat, Lübnan”ın özel televizyon kanalı LBC”ye verdiği röportajda, konuya ilişkin açıklamada bulundu.Türkiye ziyaretinin amacının Suriye”yi ve yeni rejimi kucaklamak olduğunu dile getiren Canbolat, “Suriye ve (Suriye”deki yeni yönetimin lideri) Ahmed Şara ile iletişim kurmak için mekanizma geliştiriyoruz ve Türkiye”nin bugünkü rolünden korkmuyorum. Bugün Türkiye, (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan”ın Türkiye”sidir ve Türkiye”yi farklı kılan şey büyük çeşitliliğidir. Türkiye, Suriye halkını kucaklamıştır.” diye konuştu.Dürzi lider Canbolat, “En önemlisi İsrail”in bölgedeki etkisini ve yayılmasını sınırlayabilecek ülkelerle iş birliği yapmamızdır ve Türkiye de bu ülkelerden biri.” ifadesini kullandı.Şara”yı 15 Aralık 2024″teki telefon görüşmesinde, Esed rejiminin devrilmesi dolayısıyla tebrik eden Canbolat, 22 Aralık”ta başkent Şam”da Şara ile bir araya gelmişti.Dürzi lider Canbolat, 24 Aralık 2024″te de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde kabul edilmişti.- LÜBNAN”DAKİ DÜRZİ TOPLUMUNUN ÖNDE GELEN LİDERİVelid Canbolat”ın babası, İlerlemeci Sosyalist Partisinin kurucusu Kemal Canbolat, Lübnan”da iç savaşın patlak vermesinden 2 yıl sonra 1977″de suikast sonucu öldürüldü.Babasının öldürülmesinin ardından partinin başına geçen Velid Canbolat, bu görevi 46 yıl sürdürdü.Velid Canbolat”ın Haziran 2023″te istifa etmesinin ardından oğlu Teymur Canbolat partinin yeni başkanı oldu.Canbolat, Lübnan”daki Dürzi toplumunun da en önemli lideri konumunda bulunuyor.Velid Canbolat, 2015″te Birleşmiş Milletler Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi”nde verdiği ifadede, babasının suikastının arkasında Suriye rejiminin olduğunu söylemişti.Başkan Erdoğan”dan sürpriz kabul

Source: Www.star.com.tr


İngiltere: İsrail”in UNRWA”yı yasaklama kararının yürürlüğe girmemesi gerekiyor

İngiltere Dışişleri Bakanlığında Kalkınmadan Sorumlu Devlet Bakanı Anneliese Dodds, parlamentoda düzenlenen Uluslararası Kalkınma Komitesi”nde, İsrail”in UNRWA”nın faaliyetlerini yasaklama kararına ilişkin soruları yanıtladı.

İsrail”in 459 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze”de can kaybı 45 bin 885″e yükseldiİsrail”in yoğun saldırılar düzenlediği Gazze”nin kuzeyinde ölüm, yıkım ve açlık kol geziyorBM: İsrail, 2024″te işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs”te Filistinlilere ait 1767 yapıyı yıktı

Ülkesinin görüşünün, bu kararın yürürlüğe girmemesi gerektiği yönünde olduğunu söyleyen Dodds, “UNRWA”nın açık yetkisi var ve yürüttüğü çalışmalar kesinlikle gerekli.” ifadesini kullandı.

“Başka hiçbir kuruluş UNRWA”nın yerini dolduramaz”

Dodds, söz konusu karardan derin endişe duyduklarını dile getirerek, “Açıkça görülüyor ki başka hiçbir kuruluş, sadece Gazze”de değil, bölgenin tamamında UNRWA”nın yaptığı gibi yardım ve hizmet sağlayamaz.” dedi.

UNRWA”nın onlarca yıldır yürüttüğü faaliyetlerin Birleşmiş Milletler (BM) yetkisi kapsamında olduğunu hatırlatan Dodds, söz konusu yasağın büyük acılara yol açacağı uyarısında bulundu.

“UNRWA”nın yasaklanması ciddi sonuçlar doğurur”

Dodds, UNRWA”nın faaliyetlerinin durdurulması halinde İngiltere”nin planı olup olmadığı sorusu üzerine, alınacak sonuçlara ilişkin net olduklarını aktardı.

Ülkesinin, İsrail Meclisindeki (Knesset) oylamanın sonuçlarının ne olacağı konusunda tavrını açıkça ortaya koyduğunu belirten Dodds, ülkesinin planı olup olmadığına ilişkin ise detay vermedi.

İsrail”in UNRWA”nın faaliyetlerini yasaklamaya hazırlandığı gündeme geldi

İsrail”in, Hamas”ı desteklediği iddiasıyla UNRWA”nın, Gazze ve Batı Şeria”daki yardım faaliyetlerini yasaklamaya hazırlandığı öne sürülmüştü.

The New York Times gazetesinin haberinde, İsrail Meclisince ekimde onaylanan UNRWA”nın İsrail”deki faaliyetlerini yasaklayan 2 yasa tasarısının bu ay yürürlüğe girmesinin beklendiği iddiasına yer verilmişti.

Haberde, İsrailli meclis üyelerinin UNRWA”nın yardım faaliyetlerinin yasaklanması için gerekli yasal düzenlemeler üzerinde çalıştığı iddia edilmişti.

BM yetkilileri, İsrail”in söz konusu yasayı uygulaması halinde, hiçbir yardım kuruluşunun, Gazze ve Batı Şeria”da milyonlarca Filistinliye yiyecek, su, ilaç, eğitim ve barınma gibi temel yardımlar sağlayan UNRWA”nın rolünü üstlenemeyeceğini belirtmişti.

Ayrıca, BM yetkilileri, UNRWA”nın yardımlarının kesilmesi durumunda “Gazze”deki kritik insani yardım faaliyetlerinin durabileceği” uyarısında bulunmuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Lübnan”da Dürzi lider Canbolat: Türkiye, Suriye halkını kucaklamıştır

Eski İlerlemeci Sosyalist Partisi Başkanı Canbolat, Lübnan”ın özel televizyon kanalı LBC”ye verdiği röportajda, konuya ilişkin açıklamada bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan”daki Dürzi lider Velid Canbolat”ı kabul etti

Türkiye ziyaretinin amacının Suriye”yi ve yeni rejimi kucaklamak olduğunu dile getiren Canbolat, “Suriye ve (Suriye”deki yeni yönetimin lideri) Ahmed Şara ile iletişim kurmak için mekanizma geliştiriyoruz ve Türkiye”nin bugünkü rolünden korkmuyorum. Bugün Türkiye, (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan”ın Türkiye”sidir ve Türkiye”yi farklı kılan şey büyük çeşitliliğidir. Türkiye, Suriye halkını kucaklamıştır.” diye konuştu.

Dürzi lider Canbolat, “En önemlisi İsrail”in bölgedeki etkisini ve yayılmasını sınırlayabilecek ülkelerle iş birliği yapmamızdır ve Türkiye de bu ülkelerden biri.” ifadesini kullandı.

Şara”yı 15 Aralık 2024″teki telefon görüşmesinde, Esed rejiminin devrilmesi dolayısıyla tebrik eden Canbolat, 22 Aralık”ta başkent Şam”da Şara ile bir araya gelmişti.

Dürzi lider Canbolat, 24 Aralık 2024″te de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde kabul edilmişti.

Lübnan”daki Dürzi toplumunun önde gelen lideri

Velid Canbolat”ın babası, İlerlemeci Sosyalist Partisinin kurucusu Kemal Canbolat, Lübnan”da iç savaşın patlak vermesinden 2 yıl sonra 1977″de suikast sonucu öldürüldü.

Babasının öldürülmesinin ardından partinin başına geçen Velid Canbolat, bu görevi 46 yıl sürdürdü.

Velid Canbolat”ın Haziran 2023″te istifa etmesinin ardından oğlu Teymur Canbolat partinin yeni başkanı oldu.

Canbolat, Lübnan”daki Dürzi toplumunun da en önemli lideri konumunda bulunuyor.

Velid Canbolat, 2015″te Birleşmiş Milletler Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi”nde verdiği ifadede, babasının suikastının arkasında Suriye rejiminin olduğunu söylemişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Bakan Fidan”dan Suriye için net mesaj: Savaştan kaçmayız

Suriye”de askeri hazırlıklar alarm seviyesine çekildi

Akaryakıt devinin satışı iptal oldu! Gerekçe çok konuşulacak cinsten

ABD”yi korkutan yangın! 30 bin kişi için tahliye emri verildi

“Savcı ceza vermezsen Allah belanı versin”

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Politika

Hakan Fidan Operasyon Politika Türkiye Suriye Güncel Dünya

Netanyahu”nun en güvendiği isimden Gazze tehdidi! Tek şart öne sürdü

Uzun yol şoförünün yasak aşk vahşeti

O sahneyi çekerken 16 bardak süt içmiş! Sebebini böyle açıkladı

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Silahını ateşleyen emekli bekçi metrobüstekilere ecel terleri döktürdü

Antrenörün sözleri ortalığı karıştırdı

Gözler vereceği müjdelerde! İlk bilgiler gelmeye başladı

Trump”ın açık açık istediği ülkeden gelen yanıt işleri kızıştıracak

Bakan Fidan, Ahmed Şara”nın devletin adını değiştireceğini açıkladı

Lambası kırık gelen Cem Yılmaz markayı ifşa etti

Son Dakika Haberleri

Siber Güvenlik Başkanlığı nedir, görevleri nelerdir? İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! 8 Ocak Karabağlar, Bornova, Karşıyaka elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Antalya elektrik kesintisi! 8 Ocak Muratpaşa, Alanya, Manavgat elektrik kesintisi ne zaman bitecek? 8 Ocak Konya elektrik kesintisi! (MEDAŞ) Karatay, Meram, Ereğli elektrik kesintisi ne zaman bitecek? İstanbul elektrik kesintisi! 8 Ocak Bahçelievler, Zeytinburnu, Bayrampaşa elektrik kesintisi ne zaman gelecek? Ankara elektrik kesintisi! 8 Ocak Keçiören, Yenimahalle, Mamak elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Gaziantep elektrik kesintisi! 8 Ocak Şehitkamil, Nizip, İslahiye elektrik kesintisi listesi Manisa elektrik kesintisi! 8 Ocak Akhisar, Turgutlu, Şehzadeler elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Bursa elektrik kesintisi! 8 Ocak Yıldırım, Nilüfer, İnegöl elektrik kesintisi ne zaman gelecek? Adana elektrik kesintisi! 8 Ocak Yüreğir, Çukurova, Sarıçam elektrik kesintisi ne zaman biter? Son Depremler! Bugün İstanbul”da deprem mi oldu? 8 Ocak AFAD ve Kandilli deprem listesi! 8 Ocak Çarşamba Ankara”da, İzmir”de deprem mi oldu?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


İsrail”i korku sardı: Türkiye ile savaşa hazır olun

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun talimatıyla kurulan Nagel Komitesi”nin savunma bütçesi ve güvenlik stratejisine ilişkin son raporunda, Tel Aviv yönetiminin Türkiye ile “olası bir savaşa” hazırlıklı olması gerektiğini öne sürdü. The Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, hazırlanan rapor Başbakan Netanyahu ve bakanlara sunuldu. Türkiye”nin “Osmanlı dönemindeki nüfuzunu geri kazanma hırsıyla hareket ettiği” öne sürülen raporda, söz konusu durumun İsrail ile muhtemelen çatışmaya dönüşmesine yol açabileceği iddia edildi. Suriyeli muhalif grupların Türkiye ile ittifak kurarak İsrail”in güvenliğine yönelik güçlü bir tehdit oluşturma riski bulunduğu öne sürülürken, “Suriye”den gelen tehdit İran tehdidinden bile daha tehlikeli” ifadesine yer verildi. Türkiye ile olası çatışmaya hazırlık için askeri yeteneklerin güçlendirilmesi gerektiği savunulan raporda, İsrail”in uzun menzilli vuruş kabiliyetini güçlendirmek için ilave F-15 savaş uçakları satın alması gerektiğinin altı çizildi.Netanyahu, rapora ilişkin “Bu rapor bize İsrail”in geleceğini güvence altına almak için bir yol haritası sunmaktadır” dedi.Ankara ziyaretinin amacını anlattı: Türkiye”nin bugünkü rolünden korkmuyorumSoykırımcı İsrail”den insanlık dışı tehdit! “Daha fazla Filistinli ölür”Türkiye”nin 2 bin km”lik füze hamlesi panikletti: Türkler için türünün ilk örneği

Source: Www.star.com.tr


Donald Trump Panama Kanalı ve Grönland için gözünü kararttı

ABD”nin seçilmiş başkanı Trump, Florida”daki yerleşkesi Mar-a-Lago”da düzenlediği basın toplantısında son dönemde tartışmalara neden olan Panama Kanalı ile ilgili sözlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Panama Kanalı ile Grönland”ı kontrol edebilmek için asker kullanmayacağı konusunda taahhütte bulunup bulunmayacağıyla ilgili soruya Trump, “Hayır, bu ikisi hakkında (asker kullanmayacağım konusunda) size güvence veremem. Belki bir şeyler yapmamız gerekebilir. Ekonomik güvenliğimiz için bunlara ihtiyacımız var.” yanıtını verdi. Panama Kanalı”nın, ABD ordusu için inşa edildiğini ancak kanalın bugün Çin tarafından işletildiğini savunan Trump, “Panama Kanalı ülkemiz için hayati önem taşıyor. Biz, Panama Kanalı”nı Panama”ya verdik ancak bugün Çin tarafından işletiliyor. Biz bunu Çin”e vermedik.” diye konuştu. “Rusya-Ukrayna anlaşmasını Biden yönetimi bozdu” Öte yandan Trump, başlangıç dönemine göre Rusya-Ukrayna savaşının çok daha karmaşık bir durumda olduğunu vurgulayarak, bu sorunun çözümü için taraflarla hızlı şekilde müzakere edeceğini yineledi. Trump, kendisinin başkan olması halinde Rusya”nın Ukrayna”ya hiç saldırmayacağını çünkü bunu önleyecek görüşmeleri yaparak olası bir savaşı önleyebileceğini ima etti. Ukrayna”nın NATO”ya dahil olabileceğini söylediğinde Biden yönetiminin büyük bir hata yaptığını savunan Trump, akabinde Moskova ile Kiev arasındaki müzakereler konusunda da ciddi hatalar yapıldığını belirtti. Savaşın başlangıç noktasında Rusya ile Ukrayna”nın anlaştığını ancak bu anlaşmanın Biden yönetimi tarafından bozulduğunu ileri süren Trump, şunları kaydetti: “Aslında bir anlaşma yaptıklarını ve Biden”ın anlaşmayı bozduğunu düşünüyorum. Ukrayna ve diğer taraflar için tatmin edici olabilecek bir anlaşma vardı ancak Biden, “Hayır, (Ukrayna”ya) NATO”ya katılabilmelisin” dedi.” Ukrayna ve Rusya”da binlerce askerin öldürüldüğünü ve çok sayıda kentin yerle bir edildiğini vurgulayan Trump, önceki dönemlere göre şu anda bir çözüme ulaşmanın daha karmaşık olduğunu dile getirdi. Esirlerin serbest bırakılması çağrısı 20 Ocak”ta yemin ederek görevine resmen başlayacak olan Trump, Hamas”ın elindeki esirlerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini ifade ederek, “İsrail ve kendimiz için o rehineleri geri getirmek istiyoruz. Tekrar söylüyorum, göreve geldiğimizde bizim temsilcilerimizle birlikte (esirlerin serbest bırakılmasına yönelik) bu anlaşma yapılmazsa orada kıyamet kopacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Source: Internet Haber


Panama”dan Trump”a yanıt: “Panama Kanalı, geri dönüşü olmayan bir fetih”

Panama Dışişleri Bakanı Javier Martinez-Acha, basına yaptığı açıklamada, Panama Kanalı”nın ülkesinin tam egemenlik mücadelesinin bir parçası olduğunu belirterek, “Panama Kanalı, geri dönüşü olmayan bir fetih.” ifadesini kullandı.

Trump, Panama Kanalı ve Grönland”ı kontrol edebilmek için asker kullanabileceğini ima ettiTrump, Panama Kanalı ve Grönland”ı alabilir mi?

Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino”nun sözlerini hatırlatan Acha, “Kanalımızın egemenliği müzakere edilemez. Kanalı kontrol eden tek güç Panama”dır ve öyle olmaya devam edecektir.” dedi.

Acha, Trump”ın göreve başlamasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin resmi, olağan ve ilgili kanallar aracılığıyla sağlanacağını belirtti.

Panama Dışişleri Bakanı Acha, Panama Kanalı”nın “pazarlık edilmemesi koşuluyla” ülkesinin diyaloğa her zaman açık olduğunu yineleyerek, “Kanalımız, insanlığa ve ticarete hizmet etme misyonuna sahiptir, bu, Panamalıların dünyaya sunduğu en büyük değerlerden biridir. Ayrıca, uluslararası topluma, herhangi bir çatışmaya taraf olmayacağımızın veya aktif bir şekilde dahil olmayacağımızın garantisini veririz.” değerlendirmesinde bulundu.

Donald Trump, dünkü açıklamasında Panama Kanalı ile Grönland”ı kontrol edebilmek için gerekirse asker kullanabileceğini ima ederek, “Bu ikisi hakkında size güvence veremem. Belki bir şeyler yapmamız gerekebilir. Ekonomik güvenliğimiz için bunlara ihtiyacımız var.” demişti.

Panama Kanalı tartışması

Trump, 22 Aralık”ta Panama”yı, Panama Kanalı”nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD”ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti.

Eski ABD Başkanı Jimmy Carter”ın, kanalın yönetimini Panama”ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama”ya verildiğini kaydetmişti.

Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump”a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama”ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama”ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Trump”ın “asker kullanabiliriz” tehdidine rest… “Geri dönüşü olmayan bir fetih” çıkışı geldi

Panama Dışişleri Bakanı Javier Martinez-Acha, basına yaptığı açıklamada, Panama Kanalı”nın ülkesinin tam egemenlik mücadelesinin bir parçası olduğunu belirterek, “Panama Kanalı, geri dönüşü olmayan bir fetih.” ifadesini kullandı.Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino”nun sözlerini hatırlatan Acha, “Kanalımızın egemenliği müzakere edilemez. Kanalı kontrol eden tek güç Panama”dır ve öyle olmaya devam edecektir.” dedi. Trump haritayı paylaştı! Ülkeye dahil edilmesini istiyorAcha, Trump”ın göreve başlamasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin resmi, olağan ve ilgili kanallar aracılığıyla sağlanacağını belirtti.Panama Dışişleri Bakanı Acha, Panama Kanalı”nın “pazarlık edilmemesi koşuluyla” ülkesinin diyaloğa her zaman açık olduğunu yineleyerek, “Kanalımız, insanlığa ve ticarete hizmet etme misyonuna sahiptir, bu, Panamalıların dünyaya sunduğu en büyük değerlerden biridir. Ayrıca, uluslararası topluma, herhangi bir çatışmaya taraf olmayacağımızın veya aktif bir şekilde dahil olmayacağımızın garantisini veririz.” değerlendirmesinde bulundu.Donald Trump, dünkü açıklamasında Panama Kanalı ile Grönland”ı kontrol edebilmek için gerekirse asker kullanabileceğini ima ederek, “Bu ikisi hakkında size güvence veremem. Belki bir şeyler yapmamız gerekebilir. Ekonomik güvenliğimiz için bunlara ihtiyacımız var.” demişti.Trump”tan Kanada”yı tedirgin eden açıklama: Onları korumak için neden yılda 200 milyar dolar kaybediyoruz?- PANAMA KANALI TARTIŞMASITrump, 22 Aralık”ta Panama”yı, Panama Kanalı”nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD”ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti.Eski ABD Başkanı Jimmy Carter”ın, kanalın yönetimini Panama”ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama”ya verildiğini kaydetmişti.Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump”a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama”ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama”ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.

Source: Www.star.com.tr


Panama”dan Trump”a yanıt: “Panama Kanalı, geri dönüşü olmayan bir fetih”

Panama Dışişleri Bakanı Javier Martinez-Acha, basına yaptığı açıklamada, Panama Kanalı”nın ülkesinin tam egemenlik mücadelesinin bir parçası olduğunu belirterek, “Panama Kanalı, geri dönüşü olmayan bir fetih.” ifadesini kullandı. Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino”nun sözlerini hatırlatan Acha, “Kanalımızın egemenliği müzakere edilemez. Kanalı kontrol eden tek güç Panama”dır ve öyle olmaya devam edecektir.” dedi. Acha, Trump”ın göreve başlamasından sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin resmi, olağan ve ilgili kanallar aracılığıyla sağlanacağını belirtti. Panama Dışişleri Bakanı Acha, Panama Kanalı”nın “pazarlık edilmemesi koşuluyla” ülkesinin diyaloğa her zaman açık olduğunu yineleyerek, “Kanalımız, insanlığa ve ticarete hizmet etme misyonuna sahiptir, bu, Panamalıların dünyaya sunduğu en büyük değerlerden biridir. Ayrıca, uluslararası topluma, herhangi bir çatışmaya taraf olmayacağımızın veya aktif bir şekilde dahil olmayacağımızın garantisini veririz.” değerlendirmesinde bulundu. Donald Trump, dünkü açıklamasında Panama Kanalı ile Grönland”ı kontrol edebilmek için gerekirse asker kullanabileceğini ima ederek, “Bu ikisi hakkında size güvence veremem. Belki bir şeyler yapmamız gerekebilir. Ekonomik güvenliğimiz için bunlara ihtiyacımız var.” demişti. Panama Kanalı tartışması Trump, 22 Aralık”ta Panama”yı, Panama Kanalı”nın kullanımı için aşırı yüksek ücret istemekle suçlamış, kanalın düzgün şekilde yönetilmemesi durumunda ABD”ye geri verilmesini talep edeceklerini söylemişti. Eski ABD Başkanı Jimmy Carter”ın, kanalın yönetimini Panama”ya devretmesini “hata” olarak tanımlayan Trump, kanalın “başkalarının yararına değil” iki ülke arasındaki işbirliğinin simgesi olarak Panama”ya verildiğini kaydetmişti. Panama Devlet Başkanı Mulino ise Trump”a yanıt olarak, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama”ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama”ya ait ve öyle kalacak.” ifadelerini kullanmıştı.

Source: Internet Haber


ABD YPG”yi satar mı? Özay Şendir iki çarpıcı örnek verdi

Suriye”de köşeye sıkışan terör örgütü YPG, İsrail ve ABD”ye “bizi bırakma mesajları vermeya devam ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, uluslararası teröristlerin ve YPG”nin üst düzey kadrolarının Suriye”den çekilmesi gerektiğini belirtti. Gereken adımlar atılmadığında ise askeri harekâtın kaçınılmaz olacağını söylemesiyle birlikte gözler YPG”nin hamisi ABD”ye çevrildi. ABD”nin YPG”yi satıp satmayacağı tartışmalarına ilişkin yazı kaleme alan Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, bugünkü yazısında Rusya ve Venezuela örneğini verdi. Şendir, ABD yönetiminin bu iki ülke yönetimlerine karşı görüntüde her türlü operasyonu uyguladığını, ancak sahada durumun farklı olduğuna dikkat çekti. Rusya”dan gübre Venezu”dan petrol ithalatı ABD”nin 2024″te Rusya’dan gübre ithalatının milyar doları aştığını, Venezuela”dan en çok petrol ithal eden üçüncü ülke durumunda olduğunu yazdı. “Daha büyük menfaati varsa ABD’nin satmayacağı bir şey olmaz Şendir, “Yönetimler değişse de ABD’nin olaylara ilke değil para ve menfaat üzerinden baktığı gerçeği değişmiyor. ABD, Suriye’de YPG’yi satar mı falan diye soranlar var, daha büyük menfaati varsa ABD’nin satmayacağı bir şey olmaz..” ifadelerini kullandı.

Source: Internet Haber


Blinken, Avrupalı mevkidaşlarıyla Suriye konusunu görüşmek için bir araya gelecek

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye”deki gelişmeleri görüşmek amacıyla İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya”nın dışişleri bakanlarıyla Roma”da buluşacak. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken”ın İtalya ve Vatikan”a yapacağı resmi ziyaret kapsamında Avrupalı mevkidaşlarıyla bir araya geleceğini duyurdu. İtalya”nın 9 Ocak”ta ev sahipliği yapacağı toplantıya ABD ve ev sahibi ülke dışında İngiltere, Fransa ve Almanya”nın dışişleri bakanları da katılacak.

Source: Www.star.com.tr


Trudeau: ABD”nin eyaleti olmamamız ihtimal dışı

Trudeau, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”ın Kanada”nın ABD”ye katılması yönündeki açıklamalarına yanıt verdi.Kanada”nın ABD”ye katılmasının “en ufak bir ihtimali olmadığını” belirten Trudeau, iki ülkenin en büyük ticaret ve güvenlik ortağı olarak yıllarıdır birbirlerine fayda sağladığını vurguladı.Trudeau, 6 Ocak”ta Ottawa”da düzenlediği basın toplantısında, iktidardaki Liberal Parti yeni bir lider seçtikten sonra parti liderliği ve başbakanlık görevlerinden istifa edeceğini açıklamıştı.- “ABD”NİN 51. EYALETİ”Trump daha önce çok kez Kanada”nın ABD”ye 51. eyalet olarak dahil olması gerektiğini savunmuştu.Kanadalıların da ABD”nin parçası olmayı istediğini iddia eden Trump ayrıca Trudeau için de defalarca “vali” ifadesini kullanmıştı.Trump, Kanada”nın ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyduğu büyük ticaret açıklarını ve sübvansiyonları ABD”nin daha fazla kaldıramayacağını belirtmiş, Trudeau”nun bu yüzden istifa ettiğini öne sürmüştü.

Source: Www.star.com.tr


Katar”dan İsrail”e harita tepkisi: Barış fırsatlarını baltalıyor

Katar Dışişleri Bakanlığı, İsrail hükümetine bağlı resmi hesaplar tarafından “tarihi olduğu” iddia edilen ve işgal altındaki Filistin topraklarının yanı sıra Ürdün, Lübnan ve Suriye”nin bazı bölgelerini de içeren haritaların paylaşılmasına tepki gösterildi.Bu durumun uluslararası meşruiyet kararlarının ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak değerlendirildiği açıklamada, söz konusu haritaların yayımlanmasının İsrail”in Gazze Şeridi”nde yürüttüğü “vahşi savaş” da göz önüne alındığında, bölgedeki barış fırsatlarını baltalayabileceği konusunda uyarıda bulunuldu.Katar Dışişleri Bakanlığı, uluslararası toplumun, İsrail işgalini uluslararası meşruiyet kararlarına uymaya zorlamak ve Arap topraklarındaki genişlemeci emellerine karşı koymak için hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini vurguladı.Açıklamada, “Katar Dışişleri Bakanlığı, Filistin davasının adilliğine ve 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde bağımsız bir Filistin devleti kurulmasının gerekliliğine olan kararlı duruşunu yinelemektedir.” ifadelerine yer verildi.Filistin ve Ürdün dışişleri bakanlıkları da İsrail resmi hesaplarının yayımladığı provokatif haritaya tepki göstererek, söz konusu eylemi kınamıştı.

Source: Www.star.com.tr


Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Egger”den Türk Kızılay ile Suriye”de işbirliği mesajı

Egger, Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz ile Ankara”daki görüşmesinin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Şeref defterini imzaladığı Türk Kızılay”ın kendileri için önemli bir ortak olduğunu, silahlı çatışmaların yaşandığı 16 ülkede beraber çalıştıklarını anlatan Egger, Yılmaz ile ortaklık ve işbirliğini geliştirme imkanlarını ele aldıklarını aktardı.

Egger, Suriye”nin yeniden inşası sürecinde Türk Kızılay ile daha yakın işbirliğini hedeflediklerini dile getirerek, ülkedeki iç savaş boyunca halkın su ve elektrik ihtiyacının sağlanması için büyük çaba sarf ettiklerini, bu alanda yapılması gereken daha çok iş olduğunu söyledi.

“Kızılay ile kaynaklarımızı nasıl bir araya getirebileceğimizi ve halk üzerindeki etkiyi nasıl artırabileceğimizi göreceğiz çünkü insani ihtiyaçlar, özellikle İdlib ve Halep dahil olmak üzere ülkenin kuzeyinde hala çok büyük.” diye konuşan Egger, Türk Kızılay ile yakın koordinasyon halinde çalışabileceklerini vurguladı.

Egger, birçok Suriyelinin iyileştirilmeye ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle sağlık sisteminin iyileştirilmesine odaklanacaklarını kaydetti.

İç savaş sürecinde kaybolan on binlerce Suriyelinin akıbetinin belirsiz olduğuna ve insanların akrabalarını bulmaya çalıştığına işaret eden Egger, bu konu üzerinde çalışan yetkililere destek olmak için Türk Kızılay ile ICRC”nin irtibat halinde olduğunu belirtti.

Suriye”nin toparlanma sürecine destek

Egger, Suriye”nin her yerine engelsiz erişime sahip olduklarını paylaşarak, ülkede su ve elektrik gibi temel hizmetlerin yanı sıra yemek ve korunma yardımı da sağladıklarına dikkati çekti.

ICRC”nin Suriye”deki insani yardım çalışmaları için 100 milyon dolarlık bir program hazırlandığını vurgulayan Egger, mali destekçilerin, yardımların kesintisiz sağlanması için gereken yardımı sağlamasını istedi.

Egger, insani yardım alanındaki çabaların, Suriye”nin ilk safhadaki toparlanmasına katkı sağlaması gerektiğinin altını çizerek, altyapı projelerinin bu bağlamda önem arz ettiğini söyledi.

Uluslararası topluma çağrı

“Uluslararası toplumu Suriye”ye odaklanmaya devam etmeye çağırıyoruz. Burası büyük bir ülke. Şu anda çok istikrarsız bir bölgede yer alıyor. İnsani yardım ihtiyaçları hala çok önemli boyutlarda.” ifadelerini kullanan Egger, Suriyelilerin toparlanması için yapılacakların ve uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesinin ülkenin istikrara kavuşmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

Egger, ülkedeki kritik altyapıların korunması ve Cenevre Sözleşmesi”nde altı çizilen haklara saygı duyulması çağrısında bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


BM”den “Suriye”de uzun vadeli istikrara yatırım” çağrısı

Laerke, Suriye”de Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından ülkeye yönelik insani yardım ve destek konularına ilişkin AA muhabirine yazılı değerlendirmede bulundu.

Suriye”de görev yapan insani yardım kuruluşları için önceliğin, insanların en kritik ihtiyaçlarını karşılamak olması gerektiğini ifade eden Laerke; bu ihtiyaçların gıda, barınma, sağlık hizmetleri ve temiz su olduğunu kaydetti.

Laerke, “Suriye”de uzun vadeli istikrara yatırım yapma ihtiyacı açık. Bu, elektrik erişimi dahil temel hizmetleri yeniden inşa etmeye, insanların bir gelire ve kendilerini geçindirecek araçlara sahip olmalarını sağlamaya yardımcı olacak. Elbette bu, zaman alabilir.” değerlendirmesini yaptı.

Kritik insani ihtiyaçları ele alan ancak aynı zamanda daha sürdürülebilir çözümlere zemin hazırlamaya imkan tanıyan “erken iyileşme faaliyetlerini” desteklemenin önemini de vurgulayan Laerke, bunlar arasında su kaynaklarını onarma veya sulamaya yatırım yapmanın da bulunduğunu ifade etti.

Laerke, sorunlara kalıcı çözümler bulmanın, insanların evlerine daha sürdürülebilir bir şekilde dönmelerine de katkı sağlayacağının altını çizdi.

“İnsani görevin dışında kalan ancak gelecekte insani ihtiyaçları sürdürülebilir şekilde azaltmak için hayati önem taşıyan uzun vadeli yeniden yapılanmayı destekleyeceğiz.” ifadesini kullanan Laerke, odak noktalarının acil insani ihtiyaçlar olmaya devam ettiğini belirtti.

Laerke, Suriye”ye yönelik insani yardımlarla ilgili finansal sorunlara da dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Geçen yıl 10,8 milyon kişiyi desteklemek için 4,1 milyar dolar tutarında yardım çağrısında bulunduk ancak bunun yalnızca 3″te 1″i karşılandı. Bu boşluğu doldurmak, kritik önem taşıyor.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


F-35″le kıyasladılar: KAAN”ın satışı İsrail için karanlık sonuçları olacak

Suudi Arabistan”ın Türkiye”den KAAN satın almasının İsrail için olumsuz jeopolitik sonuçlara yol açabileceği dile getirildi.Suudi Arabistan”ın 100 adet KAAN satın almayı planladığı iddiasını gündemden düşürmeyen Batı basını, Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen Millî Muharip Uçak KAAN”ın Türkiye”nin giderek artan uluslararası nüfuzunun ve Ortadoğu”da yükselen bir güç olarak gerçek statüsünün bir sembolü olduğunu ifade etti.Türkiye”nin Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın liderliğinde bir dünya gücü olarak geri döndüğü ve Osmanlı İmparatorluğu”nun yeniden doğuşunun Ortadoğu”da yakın olduğu aktarıldı.Türkiye”nin Suriye”de artan nüfusunun uzun vadede İsrail güvenliği için bir risk oluşturduğu iddia edildi.KAAN”IN SATIŞI İSRAİL İÇİN KARANLIK SONUÇLARI OLACAKKAAN”ın sıradan bir savaş uçağı olmadığının altı çizilen makalede millî muharip uçağımızın Türk Hava Kuvvetleri için ciddi bir yükseltme olacağı belirtildi.Analiz yazısında KAAN”ın teknik özelliklerinden bahsedilerek F-35″le kıyaslaması yapıldı.KAAN”ın F-35 ile aynı seviyede olduğu vurgulandı.ABD”nin F-35 konusunda karşı tutum göstermesinin Suudi Arabistan”ı Türkiye”ye dönmesine neden olduğu ifade edildi.Suudi Arabistan”ın Türkiye”den KAAN satın almasının iki ülke arasında daha derin bağlar oluşturacağı ve 7 Ekim”de kaybettiği prestijini geri kazanmaya çabalayan İsrail için çok daha karanlık bir jeopolitik sonuca yol açabileceği kaydedilen analizde, “Bu nedenle KAAN başka bir savaş uçağından daha fazlasıdır” denildi.KAAN ile göklere hakim olacaklar! ANKA-4 dünyayı salladı: Karşılık verilemeyecek hızdaF-35″lerin alternatifi olarak KAAN”ı seçtiler! Suudi Arabistan”dan ABD”ye ince mesajSuudi Arabistan”ın 100 adetlik KAAN planı! Yunanistan”a HÜRJET sonrası 2. darbe: Dendias hedefte

Source: Www.star.com.tr


Türkiye”den 12 ülkeyle işbirliği

AA muhabirinin Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığından aldığı bilgiye göre, Başkanlık, arşiv alanında yaptığı işbirlikleriyle uluslararası çalışmalar yürütüyor.Bugüne kadar 74 ülke ile arşiv alanında işbirliği protokolü imzalayan Başkanlık, birçok ülkeyle de müzakerelerini sürdürüyor.Ülkelerin ulusal mevzuatları ve uluslararası arşivcilik uygulamaları dikkate alınarak hazırlanan protokollerin içeriğinde ise ülkelerin ortak tarihlerine ilişkin belge örneklerinin teatisi, uzman arşivci değişimi, ortak sergi-yayınlar ve arşiv alanında tecrübe paylaşımı gibi konular yer alıyor.Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığınca 2024 yılı içerisinde 8″i ilk defa, 4″ü yenileme olmak üzere toplam 12 ülke ile arşiv alanında işbirliği protokolü imzalandı.İlk kez işbirliği protokolü imzalanan ülkeler, Moritanya, Finlandiya, Tanzanya, Irak, Panama, Şili, Hollanda ve Kamerun olurken, Katar, Kırgızistan, KKTC ve Sırbistan”la protokoller yenilendi.Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi ile 18 Nisan”da, Irak Cumhuriyeti Kültür Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı Milli Kütüphanesi ve Arşivi ile 22 Nisan”da, Sırbistan Devlet Arşivleri ile 11 Ekim”de, Kırgızistan Cumhuriyeti Dijital Kalkınma Bakanlığı ile 5 Kasım”da, Katar Milli Arşivleri ile 14 Kasım”da imzalanan protokoller, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın huzurunda ülkeler arası çeşitli alanlarda yapılan anlaşmalar kapsamında imza altına alınmıştı.

Source: Www.star.com.tr


Gram altın onsu takip ediyor! Yükseliş sürüyor, son fiyatlar…

Altının gram fiyatı, yeni güne yükselişle başlamasının ardından 3 bin 16 lira seviyesinde bulunuyor. Aynı dakikalarda çeyrek altın 4 bin 990 liradan, Cumhuriyet altını 19 bin 900 liradan satılıyor. Altının ons fiyatı, şu sıralarda önceki kapanışına göre yüzde 0,1 primle 2 bin 653 dolardan işlem görüyor. Küresel piyasalar, ABD”de başkan seçilen Donald Trump”ın dünkü açıklamalarının ardından negatif seyrediyor. Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt dışında ise Avro Bölgesi”nde ÜFE ile ABD”de ADP özel sektör istihdamı başta olmak üzere yoğun veri gündeminin yanı sıra Fed”in toplantı tutanaklarının takip edileceğini belirterek, teknik açıdan altının ons fiyatında 2 bin 670 dolar seviyesinin direnç, 2 bin 630 ve 2 bin 600 dolar seviyesinin destek konumunda olduğunu bildirdi.

Source: Internet Haber


BM: İsrail”in saldırıları altındaki Gazze”de hastaneler “ölüm tuzağına” dönüştü

UNRWA”dan, 7 Ekim 2023″ten bu yana İsrail”in saldırıları altındaki Gazze Şeridi”nde yaşanan insani krizi ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

İsrail saldırıları nedeniyle Gazze”de ailelerin dağıldığı, çocukların donarak hayatını kaybettiği ifade edildi.

Tel Aviv yönetiminin insani yardım girişine getirdiği engellemeler nedeniyle gıda krizinin giderek arttığı Gazze”de açlık nedeniyle hayatların kısaldığına işaret edildi.

İsrail”in çeşitli iddialarla sık sık hedef aldığı Gazze”deki hastanelerin “ölüm tuzağı haline geldiği” kaydedildi.

Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, Gazze”deki 36 hastaneden sadece 14″ü kısmi hizmet veriyor.

Söz konusu hastanelerde de yeterli insani yardımın ulaştırılamaması nedeniyle ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı yaşanıyor.

İsrail güçleri, son olarak 27 Aralık”ta Gazze”nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesini basarak boşaltmış ve hizmet dışı kalmasına neden olmuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Hamas”tan Trump”ın “Rehineleri bırakın yoksa kıyamet kopacak” tehdidine jet yanıt

ABD”nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, Kongre”nin 2024 başkanlık seçim zaferini onaylamasının ardından Florida”daki Mar-a-Lago Malikanesi”nde basın toplantısı düzenledi. TRUMP: KIYAMET KOPACAK Gazze Şeridi”ndeki esirlere değinen Trump, göreve geldiğinde esirlerin serbest bırakılmaması halinde Orta Doğu”da kıyamet kopacağını belirterek, “Bu Hamas için iyi olmayacak, açıkçası hiç kimse için de iyi olmayacak” ifadelerini kullandı. HAMAS”TAN YANIT GECİKMEDİ Trump”ın bu tehdidine Hamas”tan yanıt gecikmedi. Üst düzey yetkililerinden Usame Hamdan ateşkes ve esir takası anlaşmasını baltalayan tarafın İsrail olduğunu vurgulayarak “Trump daha disiplinli ve diplomatik açıklamalar yapmalı” dedi. HAMAS”IN ŞARTLARINI YİNELEDİ Katar”daki yürütülen son müzakere turuna ilişkin ayrıntı vermeyeceğini söyleyen Hamdan, Hamas”ın “Gazze”ye yönelik saldırganlığın tamamen sona erdirilmesi ve İsrail”in işgal ettiği topraklardan tamamen çekilmesi” şartlarını yineledi.

Source: Erdem Aksoy