ABD ve İngiltere”den Yemen”e hava saldırısı
Yemen de Husilere ait el-Mesire televizyonunun Telegram hesabından yapılan paylaşımda, ABD ve İngiltere nin Hudeyde kentine iki hava saldırısı düzenlediği belirtildi. AA nın haberine göre; saldırıların kentinin güneyindeki Tuhita ilçesine yapıldığı aktarılan paylaşımda, can kaybı veya başka detaya yer verilmedi. İsrail, 26 Aralık ta Husilerin kontrolündeki başkent Sana ve Kızıldeniz kıyısındaki Hudeyde kentine hava saldırıları düzenlemişti. Saldırılarda 6 kişinin hayatını kaybettiği, 40 kişinin de yaralandığı belirtilmişti. Hudeyde kenti, uluslararası bir havaalanına, 3 önemli limana ve uzun bir sahil şeridine sahip olması nedeniyle Yemen in en stratejik bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Source: Habertürk
Bebek katiline bebek katili denilemeyecek mi
Bu bela, çok gecikmeli de olsa nihayet bitiyor gibi.En azından böyle bir umut doğdu.*Konjonktüre bakıyoruz: Süper uygun. Şartlara bakıyoruz: Çok elverişli.*Üstelik bu kez geçmişten dersler alınmış gibi.- Bu kez muhalefetin de içinde olacağı bir çözüm hedefleniyor.- Bu kez Meclis’in adres gösterildiği bir çözümden söz ediliyor.*Böyle bir çözümü, daha doğmadan boğmak için, “bebek katili” dışında topluma hiçbir argüman sunmamak…- Sorumluluktan kaçmaktır.- Çözümsüzlüğe saplanmaktır.- Ucuz popülizm yapmaktır.- Umudu baltalamaktır.*Benim sorunum, bebek katiline “bebek katili” diyenlerle değil.Benim sorunum…Çözümün minicik bir parçası olmaktan kaçıp, sorunun kocaman bir parçası olmayı seçenlerle.AHMET ŞARA BEY! VERİN ŞUNLARA ESAD TİPİ BİR SEÇİM HTŞ Lideri Ahmet Şara, “Seçimler dört yıl sonra yapılabilecek” diye bir açıklama yaptı.*Esad’ın devrilmesine Esad’dan bile daha fazla üzülenler, hemen atladılar bu açıklamanın üzerine.“Suriye’de dört yıl seçim yok. Al sana demokrasi” falan diyorlar.*Suriye’de manzara-i umumiye şöyle:- Ortada doğru dürüst bir devlet yok.- Güvenlik koşulları tam olarak sağlanmış değil.- Halkın önemli bir bölümü başka ülkelerde sığınmacı.- Nüfus belirsiz.- YPG, ülkenin bir bölümünde kontrolü sağlamaya devam ediyor.- Uluslararası yaptırımlar sürüyor.- Ekonomi çökmüş.- HTŞ, halen terör listelerinde.- Yeni anayasa yazılacak.- Şehirler perişan, her taraf yıkılmış.- Geçicinin geçicisi bir hükümet işbaşında.*Böyle bir ülkede ne zaman seçim yapılabilir?Bir yılda mı, iki yılda mı, dört yılda mı?*Tabii ki sözünü ettiğimiz seçim, doğru dürüst bir seçim.Yoksa Esad türü bir seçimi, hemen yarın yapmak bile mümkün.“Ahmet Şara yüzde 90 oy aldı” falan denir, olay biter. KOMİSER COLUMBO BİR yerlerden bulup buluşturdum, Komiser Columbo’yu izliyorum birkaç gündür.*Şunu fark ettim:- Kirli ve buruşuk pardösüsüyle…- Mütevazı ama yapışkan tarzıyla…- Kendini gülünç duruma düşüren sakarlıklarıyla…- Zekâsını perdelediği dalgınlığıyla…- Olur olmaz yerlerde karısından, kayınbiraderinden söz edişiyle…- Otoritesini hiç kullanmamasıyla…- Sinir bozucu nezaketiyle…- Hijyen olayına asla yüz vermemesiyle…- Basbayağı tipsiz olmasıyla…Çok özgün, çok yaratıcı, çok etkileyici bir dizi kahramanıymış Columbo.*1960’lı yılların sonunda bütün klişeleri alt üst eden bir dizi karakteri olarak ortaya çıkmış Komiser Columbo.Hiçbir ön kabule, hiçbir ezbere, hiçbir taklide sırtını dayamamış.Columbo’nun bugün bile tazeliğini koruması, bugün bile yadırganmadan izlenmesi, bugün bile geçerliliğini koruyabilmesi başka nasıl izah edilebilir?2025’TE EN ÇOK KONUŞACAĞIMIZ ÜÇLÜLER PUTİN / ERDOĞAN / TRUMP “Güçlü liderlik” alanını bu üç isim dolduruyor dünyada. 2025’te de bu üç ismi çok konuşacağız.BULDAN / ÖNDER / ÖCALAN Bu üçlü önümüzdeki günlerde İmralı’da daha çok buluşacak ve biz de bu üçlüyü daha çok konuşacağız.YAVAŞ / İMAMOĞLU / ÖZEL Bu üçlü arasındaki inişli çıkışlı ilişkileri, gizli açık rekabeti falan 2025’te de çok konuşacağız. DÜŞÜNÜN HUMUS’TA MUTLU BİR DÜRZİ 80’li yıllarda turizm propagandası için TRT’de sıkça yayınlanan bir şarkı vardı.Sözleri şöyleydi:*“İnsanlar bir arada hayattan zevk almalı / Düşünün Antalya’da mutlu bir Hollandalı / Türk, İtalyan, İngiliz bir dostluk gecesinde / Rakı bardaklarında kardeşliği bulmalı.”*Bu şarkıyı Suriye’nin geleceği için uyarlıyorum:*“İnsanlar artık kavgayı dövüşü bırakmalı / Düşünün Hama’da mutlu bir Nusayri / Sünni, Kürt, Şii, Dürzi, Arap bir Halep lokantasında / Falafel yiyerek kardeşliği bulmalı.”GALATA KÖPRÜSÜ’NDEKİ YÜRÜYÜŞE KATILMAK İÇİN ŞARTLAR YARIN, yani 1 Ocak günü, sabah saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde devasa bir yürüyüş yapılacak.*Bu yürüyüş…Gazze’de donarak ölen bebeklerin unutulmaya terk edilmemesi için yapılacak. İsrail soykırımı kanıksanmasın diye yapılacak. Filistin halkı kendini asla yalnız hissetmesin diye yapılacak.*Kim düzenliyor bu yürüyüşü?“İnsanlık İttifakı” düzenliyor.*Kimler katılabilir?Yürüyüşü düzenleyen “İnsanlık İttifakı”, yürüyüşe katılımın ilk üç şartını şöyle açıklıyor:- Dünya üzerinde yaşayan bir insan olmak.- İnsan haklarına, adalete ve barışa bağlı olmak.- Zulme, ayrımcılığa, soykırıma karşı duruş sergilemek.*Çok hoşuma gitti bu şartlar.Yaşasın zulme karşı ayağa kalkan insanlık!
Source: Ahmet Hakan
Dünyada neler olacak
Yazılarımı karıştırırken yaptığımız röportaja denk geldim.O da ne! “Yerel seçimlerde Türkiye’yi büyük bir değişiklik bekliyor” demişler. Bu bir! “Esad kesinlikle gidecek” demişler bu iki! “ABD eski Başkanı Biden seçime bile giremeyecek” demişler.Bu da üç. Ekonomi ve teknoloji alanında söyledikleri pek çok şey de tam isabet! Haliyle bu kez koşturarak gittim yanlarına. 2025’te Türkiye ve dünyayı astrolojik açıdan neler bekliyor diye sordum. Bugün ilk bölüm…YENİ YIL KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERLE GELİYOR- 2024 için yaptığınız nokta öngörülerden sonra 2025 için genel anlamda ne söylersiniz?Aygül Aydın: Öncelikle sağlıkla gelsin. ‘Ama’… Bu yıl, önemli gezegen geçişleri var. Kolektifi temsil eden gezegenler; Neptün ve Uranüs ile kısa dönemli de olsa Satürn, burç değiştirecek. Yılın son günü oğlak burcunda bir yeni ay var. Plüton, Mart 2023’te ilk kez Kova burcuna geçti ve 2024’te ileri-geri hareketlerle devam etti. Kasımda ise tamamen Kova burcuna yerleşti ve neredeyse 20 yıl da burada. Bu da köklü değişikliklerin olacağı, insan bilinci ve teknolojinin birlikte hareket ettiği, her bireyin kendi gerçekliğini yaratma gücüne eriştiği bir yıl olacak demek. İnsanlığın hem bireysel hem de toplumsal olarak potansiyelini keşfedeceği büyük bir sıçrama yılı… Bu sıçrama ise dibe vurarak, hatta köklü değişikliklerle olur. Dolayısıyla ancak kalıplarından ve eskiye bağlılıklarından kurtulup, yeni dünyaya uyum sağlayanlar 2025’in sınırsız olasılıklarını kucaklayabilecekler.Hande Kazanova: 12 Ocak itibarı ile tutulmaları Başak ve Balık burcu aksında almaya başlayacağız. Başak burcunun güney ay düğümünde olması çalışan kesim, işverenler, sendika ve belediyelerde ciddi sıkıntılar demek. Yeni düzenlemeler, grevler söz konusu olabilir. Sağlık sektörü de baskı altında. 18 Eylül’de Balık burcunda bir ay tutulması yaşadık. Yenidoğan çetesi işte böyle bir tutulmada patlamıştı. Önümüzdeki dönem buna benzer sağlık skandallarını konuşmaya devam edebiliriz. Özellikle 14 Mart’taki tutulma sonrası… Yanı sıra bu dönem maddi yönden zorlanacağımız bir dönemi de işaret ediyor. Belki bir vergi yükü… Ya da bulunduğumuz coğrafyada çıkabilecek bir savaş… Hatta yeni bir pandemi, virüs ya da doğal afetlerle alakalı (illa deprem demek değil bu) da olabilir bu sıkıntı. Hızlı kitlesel hareketler de devrede olacak.ROBOTLARLA YAŞAMA FİKRİNE ALIŞIN- Bu yıl yapay zekâ her alanda kendini hayli hissettirdi. Ya 2025?Aygül Aydın: Plüton’un Kova burcuna yerleşmesiyle bundan sonra 20 yıl boyunca teknoloji devrimini yaşayacağız. Hem de öyle robotların hayatımıza ‘pat’ diye girdiği bir süreç. Robotlarla yaşamaya, robot fikrine alışın. İnsanlar buna pek inanmıyor. ‘Olur mu öyle şey’ diyorlar. 90’larda internete de kimse inanmıyordu. Hatta başta, ‘aman uzak duralım’ deniyordu. 20-25 yılda geldiğimiz bu dünya inanılmaz değil mi? Olmayacak denilen olacak. Hatta şu an olmakta. Dolayısıyla yapay zekânın ucunu yakalayan, teknolojiye yatırım yapan kazanır. Bu her meslek için geçerli. İstiyorsan limon sat. Ama sanal pazarını da kurmak zorundasın gibi… İddia ediyorum bu dünyada savaş da çıksa, yine bir pandemi ya da deprem de olsa ancak teknoloji ile sistemini ayakta tutan hayatına devam edebilecek. Özellikle 2026 Temmuz sonrası zihinsel anlamda düşündüğünü birinin anlaması gibi sadece ‘Black Mirror’ gibi distopik dizilerde gördüğümüz durumlar hayal değil artık. SURİYE’DE DURUM GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL- Hande peki 2025’te Ortadoğu’da bizi ne bekliyor?Hande Kazanova: Gidişi aralık ayında; Mars ve Merkür gerilemesi ve Jüpiter karşıtlığında oldu. Bu etki devam ediyor. Yani Suriye ile alakalı konular henüz bitmedi. Hiçbir şey göründüğü gibi de değil! Oradaki yapıların farklı hesapları olabilir. Verilen sözlerin tutulmaması olası. Özellikle nisan sonrası çok ciddi olaylar göreceğiz.ŞİMDİ SIRA İRAN’DAİran için de Suriye’ninkine benzer bir etki var. Zira Balık burcu Ortadoğu ile alakalıdır. Bölge yeniden şekillenecek diyebilirim. Sıra İran’da. Özellikle 29 Mart sonrası ve 24 Nisan civarı çok büyük olaylar olabilir.KOMŞULARIMIZA DİKKAT Doğu bloku ülkeleri- Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan- komşularımızı önemli sınavlar bekliyor. Hazar Denizi ve çevresinde tansiyon yüksek olacak. Gürcistan’da halk ayaklanmaları çok daha büyüyecek.ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİTrump’ın haritası ilginç. 11 Haziran ve sonrası özellikle Türkiye ile ciddi bağlantıları var. Bu bağlantı ekonomik olabileceği gibi Ortadoğu’daki süreçlerle ilgili de olabilir. Bu arada hükümeti devralırken ya da nisan sonu (3 ay etkili) bir suikasta uğraması veyahut aldığı kararlar sebebi ile hedefe konulması gibi bir dönem yaşayabilir.NETANYAHU VE PUTİN DÜŞÜŞTEİsrail Başbakanı Netanyahu açısından da kısıtlamalar devam edebilir, halkla karşı karşıya kalacak. Düşüşte. Putin için de bir benzer etki var. Rusya’da 2026 Şubat sonrası büyük halk ayaklanmaları öngörüyorum.
Source: Fulya Soybaş
PKK’nın tasfiye sürecinin kodları
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun Cumhurbaşkanı Demirel’e, Müsteşar Yardımcısı Emre Taner ise Başbakan Bülent Ecevit’e gitti.ECEVİT’İN İLK SORUSU Demirel ve Ecevit bu haberi bekliyorlardı. Ecevit meraklı gözlerle bakıyordu. Emre Taner, “Sayın Başbakanım, Öcalan Türkiye topraklarında” dedi. Ecevit’in ilk sorusu “Sağ mı?” oldu. Emre Taner, “Sağ” dedi. Ecevit o anda rahatladı. Çünkü ABD’ye ‘Öcalan sağ olarak getirilecek, adil olarak yargılanacak ve idam edilmeyecek’ diye söz verilmişti. Ecevit yıllar sonra Amerika’nın Öcalan’ı bize neden verdiğini anlamadığını söyleyecekti.ÇANKAYA’DAKİ GİZLİ TOPLANTIÖcalan’ın işinsanı Cavit Çağlar’ın uçağıyla Türkiye’ye getirilişiyle ilgili süreç 4 Şubat günü CIA’nın Türkiye istasyon şefinin Yenimahalle’deki MİT yerleşkesinde MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un özel konutundaki görüşme ile başlamıştı. Şenkal Atasagun o gece önce Başbakan Bülent Ecevit’le görüşmüş, sonra Ecevit ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel haberleşmiş ve gece yarısı Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Ecevit, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ve Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun katıldığı bir toplantı yapılmıştı.MİT-CIA ANLAŞMASIToplantı bittiğinde herkes geldiği gibi Çankaya Köşkü’nün ayrı kapılarından çıkmış, koruma araçlarının çakarları çalıştırılmamıştı. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun toplantıdan çıkıp MİT yerleşkesindeki özel konutuna geçti. Kendisinden haber bekleyen CIA istasyon şefine Öcalan’ın sağ olarak getirileceği, adil olarak yargılanacağı ve idam edilmeyeceği konusunda güvence verdi.ÖCALAN’IN SAĞLIĞIÖcalan’la görüşen Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın açıklamalarında yer alan Öcalan’ın sağlığıyla ilgili cümleyi görünce bir kısmını dönemin tanıklarından dinlediğim Öcalan’ın getirilişiyle ilgili operasyonun perde arkasını aktarmak istedim.MODEL OLACAKO zaman Öcalan getirildi, şimdi ise daha büyük bir proje yürütülüyor. Eğer başarılı olunursa Türkiye’de kurulan, gövdesi Irak’ta olan, kolları Türkiye, Suriye ve İran’a uzanan PKK terör örgütünün tasfiye süreci başlatılmış olacak. Bu süreç başarıyla noktalanırsa İRA, ETA ve Kolombiya’daki FARC’dan sonra dünyaya yeni bir model olacak.İngiltere İRA’yı tasfiye etmeyi başardı. İngiltere Başbakanı Tony Blair, “İRA sorununu çözümünde ABD Başkanı Bill Clinton benden daha çok çaba gösterdi” diyecekti.ETA SORUNUNUN ÇÖZÜMÜİspanya ETA sorununu çözdü. Başta Fransa olmak üzere komşu ülkelerin İspanya’ya çok büyük bir desteği oldu. Avrupa Birliği’nin terörsüz İspanya tercihi de ETA sorununun çözümüne hizmet etti.Eğer biz başarırsak bunu ABD’ye, Almanya’ya, İran’a, Rusya’ya, İngiltere’ye ve terör bataklığına dönen Ortadoğu gerçekliğine karşı başarmış olacağız. ÖZAL’LA ŞEMDİNLİ’DE PKK ilk eylemini 15 Ağustos 1984 tarihinde Şemdinli Eruh baskınıyla yaptı. Başbakan Özal’la birlikte Şemdinli’ye giden gazetecilerden biriydim. O gün Şemdinli’de Özal elini göğe kaldırarak, “Üç beş çapulcuya pabuç bırakmayız” demişti. O zaman üç beş çapulcu işi olarak görülen olay sonra büyüdü, Türkiye’nin beka sorununa dönüştü. O günden beri gelişen süreçleri takip etmeye çalışırım.ÇÖZÜM SÜREÇLERİÖzal’dan başlayarak PKK’ya yönelik çözüm süreçleri yönetildi. Amaç terörün bitmesi, akan kanın durmasıydı. Ancak sadece dış güçler değil, bizim içimizden de bu süreçler sabote edildi. Askeri vesayet etkiliydi. Bir de ABD’nin kuklası FETÖ varlığı vardı. Son iki süreci sabote etti. Tek devlet yoktu. Devletin içinde güçler savaşı vardı.MERCEDES OPERASYONUÖcalan, Şam’daydı. MİT, Öcalan’ı ortadan kaldırmak üzere 1996 yılında Şam’da “Mercedes operasyonu” düzenledi. Operasyon başarılı olamadı. Çünkü içimizden sızmalar oldu.O GAZETECİ KİM Son bir not ise çözüm sürecine ilişkin olacak. Teröristbaşı Murat Karayılan, İmralı-Devlet ve Kandil arasında mesajları getirip götüren heyete iki faks metni gösteriyor.“Biri CIA’in bizimle ilgili biriminin başındaki yetkiliden geliyor, diğeri ise Türkiye’deki bir gazeteciden geliyor. Ama ikisi de tıpatıp aynı” diyor. Peki iki mektupta da ne yazıyor? Murat Karayılan mektupların içeriğini, “CIA yetkilisi de Türkiye’den gönderen gazeteci de aynı şeyi söylüyorlar. Amerika arada olmadan Türkiye ile müzakereleri doğrudan yürütmeyin. Türkiye sizi aldatır. Amerika sizin hukukunuzu korur. O nedenle müzakerelerde Amerika’nın varlığını şart koşun diyorlar” diye açıklıyor.OYUN KURUCU ÜLKEErdoğan’ın “Baldıran zehri içme pahasına” yürüttüğü demokratik çözüm süreçleri hem içeriden hem dışarıdan sabote edildi. Bizim İngiltere gibi ABD desteğimiz ya da İspanya gibi Avrupa Birliği katkımız olmadı ama artık devir değişti.Türkiye artık oyun kurucu bir ülke. Erdoğan güçlü bir lider. PARADİGMA DEĞİŞTİ Yeni dönemin dinamikleri farklı. Çünkü Ortadoğu eski Ortadoğu değil. Suriye eski Suriye değil. Sahada güç dengeleri Türkiye’nin lehine değişti. Trump’ın dediği gibi “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde”.Yeni konjonktür Türkiye’nin elini güçlendiriyor. Yeni fırsatlar sunuyor. PKK açısından paradigma değişti. Öcalan da bu paradigma değişikliğini gördü. Eski tecrübelerden yararlanmakta fayda var. Ama yeni döneme yeni pencerelerden bakmak gerekiyor. Zamanın ruhu Türkiye’nin yanında. Bu maksatla bazı önemli başlıkları paylaşmak istiyorum.AL-VER SÜRECİ DEĞİL- İmralı ile görüşme ve silah bırakıp terör örgütünün kendini lağvetmesi için yürütülen faaliyetler bir al-ver süreci değil.ÖCALAN’DAN YENİ ÇAĞRI- Kandil, Öcalan’ın çağrısına olumlu yaklaşırsa İmralı’nın bu kez daha net ve güçlü bir çağrı daha yapması bekleniyor.- Süreç silah bırakma noktasına gelirse ona uygun mekanizmalar oluşturulacak.- PKK’nın tasfiyesi demokratik ve barışçı yöntemlerle başarılırsa Ortadoğu tarihinde bir ilk olacak. Terörle mücadele açısından bir model oluşturacak.SURİYE İLE EŞZAMANLI- Suriye’de PKK-YPG’nin tasfiyesi ile PKK’nın silah bırakması eşzamanlı olarak yürüyebilir. – Buradaki amaç PKK’nın silah bırakması. Bunun dışında bir yol, yöntem ve sonuç söz konusu değil. – PKK, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesini istismar etmeye çalışırsa, onlar için sonuçları ağır olacak. ÖCALAN NEDEN MUHATAP ALINIYOR- ‘Öcalan neden muhatap alınıyor’ diyenler var. Öcalan’ın çağrısı Türkiye’ye değil. Kurucusu olduğu PKK’ya çağrı yapıyor. Lideri olduğu örgütüne neden silah bırakmaları gerektiğinin gerekçelerini inşa ve izah ediyor.SURİYE KONJONKTÜRÜSuriye’deki değişmeler dengeleri değiştirdi. Suriye’deki gelişmeler sadece YPG’nin değil aynı zamanda PKK’nın silah bırakmasını artık bir zaruret haline getirdi.
Source: Abdulkadir Selvi̇
Güney Kore”de sıkıyönetim soruşturmasında Devlet Başkanı Yoon için tutuklama emri çıkarıldı
Yonhap”ın haberine göre, Seul Batı Bölge Mahkemesi, üst düzey görevliler hakkında Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) ile Emniyet Genel Müdürlüğü ve Savunma Bakanlığının ortak soruşturması kapsamındaki tutuklama talebini kabul etti.Mahkeme, “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” şüphesiyle yürütülen soruşturmada Yoon için tutuklama emri verdi.Mahkeme ayrıca soruşturmacıların devlet başkanlığı konutunda arama yapma talebini de onayladı.Soruşturmacıların emirleri uygulamak için bir hafta süresi bulunuyor.Soruşturmayı yürüten yetkililer, Devlet Başkanı”nı 18, 25 ve 29 Aralık”ta üç kez ifadeye çağırmış ancak Yoon”un çağrılara karşılık vermediği belirtilerek dün mahkemeden tutuklanmasını talep etmişti.Yoon”un avukatlarından Yun Gap-geun, CIO”nun “ayaklanma” şüphesiyle soruşturma yürütmeye yetkili olmadığını savunarak, talebe karşılık yasal girişimlerde bulunacaklarını bildirmişti.Güney Kore tarihinde ilk kez görevdeki bir devlet başkanı için tutuklama emri çıkarılıyor.- GÜNEY KORE”DE SIKIYÖNETİM İLANIDevlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karışması” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun, yaptığı oylamada kararı kaldırması ve ardından bunun Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı.Yoon, muhalefeti “hükümetin işlevini yerine getirmesini engellemekle” suçlayarak sıkıyönetimin “Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı amaçladığını” savunmuştu.Sıkıyönetim ilanının ardından Savunma Bakanlığı, ordudaki komutanlara toplantı talimatı verip teyakkuzda olunması çağrısı yapmıştı. Öte yandan, “sıkıyönetim birlikleri” olarak görevlendirilen askerlerin Ulusal Meclise girdiği bildirilmişti.Ulusal Mecliste yapılan acil oturumda sıkıyönetim kararının kaldırılmasına ilişkin verilen önerge, 190 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Ulusal Meclis Başkanlığı Ofisi, sıkıyönetimin, yapılan oylamanın ardından “hükümsüz” hale geldiğini açıklamıştı.Bunun üzerine Bakanlar Kurulunu toplayan Yoon, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurmuştu.Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon”un azli için Meclise sunduğu önerge, 7 Aralık”taki oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti.Muhalefet partilerinin aynı gerekçeyle sunduğu ikinci önerge, 14 Aralık”taki oylamada bu kez nitelikli çoğunluk sağlanarak kabul edilmişti. Meclis tarafından azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti.Muhalefetin girişimiyle Ulusal Meclis”te 27 Aralık”ta yapılan oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Han için de azil kararı verilmişti. Han”ın yerine devlet başkanlığı vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti.
Source: Www.star.com.tr
Kuveyt: Ziyaretimiz, Körfez ülkelerinin Suriye ile dayanışma mesajını taşıyor
Yahya, Suriye geçici hükümetinin Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani ile bir araya geldi.Görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Yahya, ziyaretin, dönem başkanlığını Kuveyt”in yürüttüğü KİK”in 26 Aralık”ta bakanlar düzeyindeki toplantısının sonuçları doğrultusunda gerçekleştirildiğini söyledi.Yahya, “Ziyaretimiz, Körfez ülkelerinin Suriye ile dayanışma mesajını taşıyor ve Suriye”nin güvenliğinin bölgenin güvenlik ve istikrarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguluyor.” dedi.- “Suriye”ye yaptırımlar yeniden değerlendirilmeli”Yahya, uluslararası toplumu Suriye”ye yönelik yaptırımları yeniden gözden geçirmeye çağırarak, ziyaretin Körfez ülkelerinin Suriye halkına destek verme ve bölgesel işbirliğini güçlendirme çabalarını yansıttığını belirtti.Şeybani de Körfez heyetinden duydukları destek mesajlarının kendilerine büyük umut verdiğini ifade ederek, ülkesinin Körfez ülkeleriyle işbirliğini geliştirmek için çalışacağını vurguladı.Şeybani, ziyaretin ülkenin uzun yıllar uzak kaldığı Arap dünyasındaki rolüne geri dönmesine yardımcı olacağını dile getirerek, Kuveyt”in Şam”da büyükelçilik açmasını beklediklerini söyledi.Basın toplantısında hazır bulunan KİK Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi de ziyaretin, Suriye”yi destekleme konusunda Körfez ülkelerinin ortak mesajını taşıdığını belirtti.”Suriye”nin istikrarı, bölgenin istikrarı için temel bir unsurdur.” diyen Budeyvi, İsrail”i Suriye topraklarından çekilmeye çağırdı.
Source: Www.star.com.tr
Soykırımcı İsrail Kemal Advan Hastanesi”nde katliam yaptı! ABD hala bilgi topluyormuş
İşgalci İsrail güçlerinin Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine kara, hava ve denizden yürüttüğü saldırılar, ardında ölü ve yaralıların yanı sıra büyük yıkımlar bırakarak 452. gününde sürüyor.ABD: GAZZE”DEKİ KEMAL ADVAN HASTANESİ VE SAĞLIK EKİBİ İÇİN “HALA BİLGİ TOPLUYORUZ”ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü tarafından, AA muhabirinin konuya ilişkin sorusu üzerine yapılan yazılı açıklamada, İsrail”in Kemal Advan Hastanesine saldırıları ve müdürü Ebu Safiyye”yi alıkoyması hakkında, “Haberlerin farkındayız ve hala bilgi topluyoruz.” denildi.Açıklamada, “Daha önce de söylediğimiz gibi masum insanların ve tıbbi bakım alan hastaların çapraz ateş altında kaldığı hastanelerde çatışmalar görmek istemiyoruz.” ifadesi kullanıldı.Bu konuda İsrail ordusu ile aktif istişarelerde bulunulduğu belirtilen açıklamada, çatışmalarda tüm taraflara “hastane gibi tesislerin statüsüne saygı gösterilmesi, tedavi gören sivillere ve insani yardım çalışanlarına zarar vermekten kaçınılması” çağrısı yapıldı.Çatışmalarda, sivil kayıpların sayısı konusunda “derin endişe” duyulduğu kaydedilen açıklamada, Gazze”de sivillerin korunması için İsrail”i en üst düzeyde uyarmaya devam edildiği aktarıldı.Açıklamada, Hamas “sivil tesisleri askeri amaçla kullanmakla” suçlanırken yine de bunun, İsrail”in masum insanların hayatlarını koruma sorumluluğunu azaltmadığı ifade edildi.00:30 ABD, İsrail ordusu tarafından Gazze Şeridi”nde alıkonulan Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye ve diğer sağlık personelinin durumu hakkında “hala bilgi topladıklarını” bildirdi00:13 İsrail havacılık sektörünün, Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılar nedeniyle 2024 yılında 105 milyon şekel (28,8 milyon dolar) kayıp yaşadığı belirtildi00:01 Birleşmiş Milletler (BM), İsrail”in Kemal Advan Hastanesi Müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiyye”yi gözaltına almasına tepki göstererek, hastaneler başta olmak üzere her türlü sivil altyapı ve sivilin hedef alınmasını kınadığını bildirdi
Source: Www.star.com.tr
İmralı Meclis”ten ne istiyor?
Konumuz terör elebaşı Öcalan”ın son mesajı.Ama önce kısa bir özet geçelim.PKK Türkiye”de tartışmasız biçimde bitti. Eleman devşiremiyor, eylem yapamıyor. Kalanlar parmakla sayılıyor ve kafalarını saklandıkları yerden uzattıkları anda avlanıyorlar. Türkiye partisi illüzyonuyla kurulup PKK”ya adam toplayan HDP, evlatlarını PKK”ya kaptıran annelerle baş edemedi, sonunda kepenk kapattı. Onun yerine kurulan DEM Parti”nin ise oy aldığı kitle üzerinde bile tesiri yok. Sokak çağrıları cevapsız arama hükmünde.Irak”taki ve Suriye”deki terör yapılanması için tik-taklar çok hızlı artık. Bağdat için PKK istenmeyen örgüt; askeri-hukuki operasyonlar yapılıyor. Özgürleşen Şam”ın yeni yönetimi ise “ya silah bırak, ya silah bırak” diyor PKK-YPG”ye. Ahmed eş-Şara”nın “Suriye bölünmeyecek” açıklaması Amerikan rüyasının sonu demek onlar için.TÜRKİYE NE DİYOR, O ÖNEMLİ…Nitekim SDG bayrağını indirdiler, ABD bayrağı çektiler olmadı, yeni Suriye bayrağı çektiler olmadı. İsrail”e, ABD”ye, Esed”e yalvardılar olmadı. Çalmadık kapı bırakmadılar ama çıkışı da bulamadılar.Komşulardan çok Türkiye”nin ne dediği önemli zaten.Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günü grup toplantısında “bölücülerin ya silahlara veda edeceğini ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömüleceğini” ilan etmişti.Silah bırakmak dışında bir seçeneği yok terör örgütünün. Kaldı ki uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmakta Ankara”nın elini korkak alıştırdığını da kimse söylemez.Velhasıl İmralı”ya giden heyete de, İmralı”dan gelen mesaja da, bundan sonra olacaklara da bu çerçevede bakmak gerekir.ZATEN BİTİK PKK”YA NEDEN SESLENİLİYOR PEKİ?PKK içinde bir şekilde yer almış, PKK-ABD yönlendirmesiyle sınır ötesine geçmiş ama cebinde hala “Türkiye Cumhuriyeti” kimliği taşıyanlara son bir şans vermek için.”Silahı bırak, eve dön” demek için. Terör örgütüyle bağını kesenler annesiyle kucaklaşabiliyor çünkü.Terör örgütü elitleri örgütü feshetmezse Şam ve/ya Ankara eliyle yapılacak yok edici operasyondan önceki son çıkış aslında bu.Amaç PKK-YPG içindeki alt kadroları kurtarmak. Analarını ağlatmamak.İMRALI PKK-YPG”YE SİLAH BIRAKTIRABİLİR Mİ?2013″te bıraktıramamıştı. O tarihte Arap Baharının etkisiyle başı dönen Ortadoğu”da “dört parçayı birleştirerek büyük Kürdistan”ı kurabilecekleri” fısıldanmıştı kulaklarına.Türkiye”de Gezi olaylarına, 17-25 Aralık FETÖ operasyonlarına, Kobani kalkışmasına, PKK-DEAŞ-DHKPC-FETÖ ortak yapımı terör saldırılarına ve Erdoğan”ın seçimlerde kaybetme ihtimaline güvenmişlerdi.Kandil”in kart elebaşları PKK gençlik örgütlenmesi YDG-H”ya devşirdikleri 13-17 yaşındaki çocukları kendilerine canlı kalkan yaparken, “barış güvercini” diye pazarlanan Selahattin Demirtaş “YPG Fırat”ın doğusuna geçecek siz de mal mal bakacaksınız” diye meydan okuyordu.Devlet, Erdoğan liderliğinde PKK”lıları dağdan indirmeye çalışırken CHP belediyelerinin vazgeçilmez şarkıcısı Suavi Diyarbakır meydanlarında “dağlara dağlara” diye haykırıyordu. Velhasıl Öcalan”ın ne dediğinden bağımsız olarak ne PKK elitleri ne PKK”nın siyasi organı o tarihte silah bırakmadılar.Sadece seslendiği taban sessizce boşalttı önceden doldurduğu alanı. Oy veriyor ama gerisini getirmiyor.Bugün silah bırakır mı terör örgütü ve partisi, meçhul. Belki yolun sonunu görüp teslim olurlar, belki İran-İsrail sayesinde biraz daha zaman kazanmak isterler. Göreceğiz.İMRALI”NIN ADRESİ DE YANLIŞ, HESABI DA…Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan”ın terörist başından getirdiği mesaj yanlış adrese bir kere.PKK”ya seslenip “örgütü feshet, silahı bırak” demesi gerekirken TBMM”ye seslenip “çağrı yapmaya hazırım” demiş Öcalan. Çağrıyı ne karşılığında yapmayı umuyor acaba?15 Temmuz öncesi çukurla barikatla yapamadığını şimdi yapacağını sanıp Türkiye”de özerk alan mı istiyor? Hani, PKK-YPG terminolojisinde “Kuzey Kürdistan” diye andıkları şehirleri kast ederek. Geçiniz.Yeni sivil anayasa yazılırken –sanki Türkiye”de etnik dini mezhebi farklılıklar anayasal olarak tanımlanıyormuş gibi- Kürtlere ayrıcalık mı istiyor? “Türkiye Cumhuriyeti devleti Türklerin ve Kürtlerin ortak devletidir” gibi bir cümle için mi döktü PKK bunca kanı?Ya da Kürtçenin resmi dil olarak anayasaya yazılması konusunda Meclisteki partilerle “pazarlık” yapabileceğini mi sanıyor? Buldan ve Önder bunun için mi dolaşacaklar partileri? Hangi önerileri götürecekler muhataplarına? Ne diyecekler? Bekliyoruz.Hal bu ki AK Parti iktidarları döneminde atılan adımlar, yapılan demokratik açılımlar sayesinde “Kürt sorunu” diye bir sorun kalmadı. Geride kalanın buz gibi “terör sorunu” olduğu ortada. Hal böyle iken hangi siyasi çözümün arayışında acaba İmralı?· Herkese iyi seneler…
Source: Fadime Özkan
Süreç meyveye durdu!
Önemli bir süreçten geçiyoruz.Konuşan yazan herkesin duygularını bir kenara bırakarak hamaseti terk ederek meseleye teenni ile yaklaşmaları zamanıdır.Emperyalist güçlerin maşa olarak kullandığı bir örgütün silah bırakması kendini feshetmesi imkânı/ihtimali çok ama çok önemli bir tarihi fırsattır.15 Temmuz sonrası güvenlik kurumlarına sızmış ABD uşaklarının temizlenmesinden sonra, ülke içinde terör olayları bitmeye yüz tutmuş, eskiden eylem kovalayan teröristler kaçacak delik arar hale gelmiştir.Irak hükümetiyle kurulan iyi ilişkiler, Kuzey Irak”ta da kilidi kapatmak üzeredir ve örgütü bitme noktasına getirmiştir.Esed”in firarı ve üst düzey sorumlular ve komutanların kaçmasıyla başsız kalan Suriye ordusu dağılmış ve Şam Türkiye ile iyi ilişkiler kuran bir yönetime kavuşmuş, YPG”ye “ya silah bırak ya da toprağa gömülmeye razı ol” mesajı verilmiştir.ABD desteğindeki YPG, yolun sonuna geldiğini görmenin korkusuyla aradığı aracılardan da umduğu desteği bulamayınca teslim bayrağı çekecek noktaya gelmiştir.İşte tam bu aşamada PKK kurucusu Öcalan”ın DEM heyeti aracılığıyla verdiği mesaj gelmiştir ki Devlet Bahçeli beyin başlattığı ve iktidarın sahiplendiği süreç meyveye durmuştur.Devlet beyin örgütü lağvetme çağrısına, Öcalan”ın “Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.” cevabı tarihi öneme haizdir.Herkesin makul ve mantıklı davranması gereken bu ortamda, hamasetin bir kenara bırakılması ve emperyalist güçlerin oyununu bozacak olan hamleyi, “dar ve dönemsel hesaplar” uğruna gölgelememesi gerekir.Öcalan”ın “Gazze ve Suriye”de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.” tespiti bir itiraf olduğu kadar da önemli bir çağrıdır.İtiraftır çünkü “dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan sorun” ifadesinin manası örgütün dış müdahalelerin etkisinde olduğunu kabuldür ki çok önemlidir!”Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.” kısmı da muhalefete pozitif katkı çağrısıdır.Ben bu çağrının muhatabının CHP olduğunu düşünüyorum.Yoksa hemen itiraz eden Perinçek ile Dervişoğlu”nun tavırları engelleyici olacak güçte değildir. Belki aynı kanaatte olanları temsil/teskin edici olması açısından faydalıdır da.Dar ve dönemsel hesaplar uğruna süreci baltalama gücüne sahip olan tek parti CHP”dir.Bu yazıyı kaleme aldığım saate kadar da CHP”den olumsuz bir mesaj işitmedik.Öcalan”ın TBMM”yi işaret etmesi, dış müdahalelerden bahsetmesi, sürece pozitif katkı sağlamaya ehil ve kararlı olduğuna vurgu yapması ve gereken çağrıyı yapmaya hazır olduğunu bildirmesi görüşmenin omurgasını oluşturmaktadır.Tabii bu merhaleden sonra DEM”in siyasi partilerle görüşmelerde neleri söyleyeceği önemlidir.Çünkü yine Öcalan”ın yaklaşımının devlete ve siyasilere heyet tarafından aktarılacağı cümlesinin içeriğini bilmiyoruz.Devlete hangi teklif ya da talepler sunulacak ve ne gibi karşılık verilecek TBMM bu hususta hangi adımları atacak bütün bunları şimdilik bilmiyoruz.Doğrusu merak ediyoruz ne talep edecekler diye!Bildiğimiz tek şey terör örgütünün zaten bitme noktasına geldiğinin ve tek çözümün Ankara”da olduğunun anlaşıldığı bu ortamda sorumluluk alan herkesin duygu ve hamaseti bir kenara bırakarak toplumun ve devletin geleceğini güven altına alma adımları karşısında sükûneti koruyarak hareket etmesinin gerekliliğidir.İlk çözüm sürecine en sert muhalefeti yapan MHP”nin “Umut hakkı”ndan da bahsederek bu süreci başlatmış olması; CHP”nin olumlu yaklaşması ve bu kez PYD”nin Suriye”de himayesiz kalması istenen/beklenen çözüme çok yakın olduğumuzu gösteriyor.Suriye”deki gelişmeler bölgedeki esas oyuncuları devre dışı bırakmış ve denklem Türkiye lehine tamamen değişmiştir.Türkiye eskiden bölgedeki güçlü oyun kurucuların oyunlarını bozan bir etkiye ve güce sahipti.Şimdi ise bölgenin en güçlü oyun kurucusu oldu.ABD”nin bile “Suriye”nin anahtarı Türkiye”dedir” dediği bir ortamda terör örgütünün söz söyleyecek takati kalmaz!Kalmadı zaten.Türkiye yürüttüğü devlet aklıyla hareket ediyor. Örgütü kurucu lideri eliyle ortadan kaldırma yolunu seçerek dosyayı suhuletle kapatma politikası izliyor!Türkiye artık eski Türkiye değil!Sırf dindar olduğu için “muhtar bile olamaz” diye aşağılanan Başkan Erdoğan, 22 yıl sonra iflasın eşiğinden aldığı Türkiye”yi tartışmasız bölgesel ve birçok alanda küresel bir güç haline getirdi.Ve de en etkin dünya liderlerinden biri oldu!Emperyalist güçlerin BM”nin ve bölgesel güçlerin aciz kaldığı birçok sorunu çözen bir Türkiye var artık.Rusya ile Ukrayna arasında aciz kalan BM”nin görevini Erdoğan”ın yönettiği Türkiye üstlenmedi mi?Karabağ, Başkan Erdoğan”ın yönettiği Türkiye”nin desteğiyle özgürlüğüne kavuşmadı mı?Libya”yı emperyalist çevrelerin kıskacından Erdoğan”ın yönettiği Türkiye kurtarmadı mı!BM”nin Afrika Birliği”nin ve komşularının çözemediği Somali Etiyopya anlaşmazlığını Başkan Erdoğan”ın yönettiği Türkiye çözmedi mi?Yıllardır kanlı Baas rejiminin zulmüne karşı çıkan muhalefeti 13 senedir destekleyerek, uluslararası platformlarda onlara garantörlük yaparak tarihin doğru yerinde duran ve bugün Suriye yeni yönetiminin en çok güvendiği ülke olmayı başaran Başkan Erdoğan yönetimindeki Türkiye değil mi?Lübnan Başbakanı Mikati”nin dediği gibi bölge ülkeleri “önce Allah”a sonra Türkiye”ye güveniyor!” söylemi Başkan Erdoğan”ın yönetimindeki Türkiye için kurulan bir cümle değil mi?Türkiye Türkiye”den büyüktür sözü içi boş bir laf değildir.Terör örgütü ve siyasi uzantıları için Cumhur İttifakı”nın bu yaklaşımı tarihi bir fırsattır.Türk-Kürt kardeşliğinin söylemden eyleme geçmesi için kaçırılmaması gereken bir fırsattır!Bu fırsat kaçırılmamalıdır!
Source: Resul Tosun
Türk vatandaşı Ömer Muhammed Çiftçi, Suriye ordusuna Tuğgeneral oldu
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye yeni bir döneme hazırlanırken geçici hükümetin atamaları sürüyor. Ahmet eş-Şara yönetimindeki Suriye Geçici Hükümeti, bakanlık görevlerine dikkat çeken isimleri atarken, komuta kademesini de belirlemeye başladı. 7 SURİYE KÖKENLİ OLMAYAN İSİM Suriye Geçiş Hükümeti Savunma Bakanlığı, HTŞ lideri Ahmed eş – Şara”nın onayıyla bazı silahlı grup komutanlarının askeri rütbelerini yükseltti. Yeni terfi listesinde, general ve albay rütbelerine yükselen 7 Suriye kökenli olmayan isim dikkat çekti. Başkomutan sıfatıyla Ahmet eş-Şara tarafından yayımlanan kararname ile 49 kişilik yeni atama listesi oluşturulurken, kararın Mart ayına kadar geçerli olacağı duyuruldu. Atanan isimler arasında, HTŞ bünyesindeki silahlı gruplardan gelen Türkiye, Arnavut, Türkmenistanlı, Doğu Türkistanlı, Ürdünlü, Faslı ve Mısırlı komutanlar bulunuyor. TÜRK VATANDAŞI TUĞGENERAL OLARAK ATANDI Muhtar Türki olarak bilinen Türk vatandaşı Ömer Muhammed Çiftçi, yeni Suriye Ordusuna Tuğgeneral olarak atandı. Suriye vatandaşlığına geçtikten sonra yayınlanan ilk kararnameyle tuğgeneral rütbesine atanan Ömer Muhammed Çiftçi, Nusra Cephesi döneminden bu yana Ahmet eş-Şara”nın yanında yer alıyor. Kararnameye göre, Filistin asıllı Ürdün vatandaşı Abdulrahman Hüseyin Hatib, tuğgeneral rütbesine terfi ettirildi. Ebu Hüseyin Ürdüni olarak bilinen Hatib, Ürdün Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olup, 2013 yılından bu yana Suriye”de bulunuyor. HTŞ lideri Ahmet eş- Şara”ya yakınlığıyla bilinen Hatib, silahlı gruplar arasındaki anlaşmazlıkları denetlemekle görevli. Şu anda HTŞ”nin askerî konseyi içinde yer alıyor.Diğer terfi alan isimler ise şöyle sıralandı:Abdulaziz Davut Hudaberdi (Ebu Muhammed Türkistani): Türkistanlı, tuğgeneral olarak atandı.Abdul Semriz Bişari: Arnavut vatandaşı, albay olarak atandı.Mevlan Tirsun Abdulsamet: Tacik vatandaşı, albay rütbesine terfi etti.Ala Muhammed Abdulbaki: Mısırlı, albay olarak görevlendirildi.İbniyan Ahmed Hariri: Ürdün vatandaşı, albay rütbesine yükseltildi. ORDUNUN İLK HEDEFİ İSRAİL”İ DEFETMEK Öte yandan yeni ordu teşkili; ordu, kolordu, tümen ve tugay askerî sistematiği ile yapılandırılıyor. Her tugay 1.200 kişi, tümen ise 10.000 mevcuttan oluşacak. Yeni orduda özellikle güney cephesi ve bu hatta konuşlanacak birlikler büyük önem taşıyacak. İsrail işgal tehdidine karşı asker konuşlanmasına ek gelişmiş radar sistemleri, uçaksavar bataryaları ve güçlü eğitimli-donanımlı kara gücü konuşlandırılacak.
Source: Erdem Aksoy
Türkiye ve dünya gündemi
EKONOMİ FİNANS
1- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Kurtarma 19-20 Römorkörleri Teslim Alma Töreni”ne katılacak, Bolu Dağı Tüneli Bakım ve İşletme Şefliği”nde basın mensuplarına açıklama yapacak.
(Yalova/12.00/Bolu/18.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayı dış ticaret istatistikleri ve hizmet üretici fiyat endeksi ile 2023 yılına ilişkin “Turizm Uydu Hesabı” verilerini açıklayacak.
(Ankara/10.00)
3- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, aylık para ve banka istatistiklerinde Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat/Katılma ve Türk Lirası Kur Korumalı Mevduat/Katılma hesaplarının stok bakiyelerinin kasım ayı sonuçlarını duyuracak.
(Ankara/14.30)
DÜNYA DİPLOMASİ
1- Suriye”de Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarının devrilmesinin, geçici yönetimin kurulmasının ardından ülkedeki gelişmeler takip ediliyor.
(Şam/Halep) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- İsrail”in Gazze Şeridi”ne saldırılarına ilişkin gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- Trendyol 1. Lig ekibi Gençlerbirliği”nin Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri”ndeki antrenmanı, basına açık gerçekleştirilecek. Takım kaptanı Sinan Osmanoğlu ve takımın yeni teknik direktörü Hüseyin Eroğlu açıklamalarda bulunacak.
(Ankara/10.40) (Fotoğraflı-Görüntülü)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
“Diplomatik zafer” diye duyurdular: Türkiye tüm rakiplerini alt etti
Türkiye”nin arabuluculuğunda 11 Aralık”ta Somali ve Etiyopya arasında imzalanan “Ankara Deklarasyonu” Türkiye”nin Afrika”daki “diplomatik zaferi” olarak nitelendirildi.”Ankara Deklarasyonu”nun iki ülke arasındaki gerginliği azalttığını yazan Hindistan basını, “Bölge ülkeleri taraf tutmaya başladıkça, tarafsız kalmayı ve bölgesel dinamikleri tek başına değiştirmeyi başaran tek ülke Türkiye oldu. Anlaşmanın başarısı, Türkiye”nin bölgedeki etkisini de artıracaktır” ifadelerini kullandı.”DİPLOMATİK ZAFER” DİYE DUYURDULAR: TÜRKİYE TÜM RAKİPLERİNİ ALT ETTİ Ankara anlaşmasının başarısı, giderek istikrarsızlaşan Afrika Boynuzu”nu istikrara kavuşturmada önemli rol oynayacağı belirtildi.Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Somali ve ve Etiyopya liderleriyle uzun süreli ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Hint basını, “2011”den beri Somali”ye önemli yatırımlar yapan Türkiye, Somali”nin başkenti Mogadişu”da en büyük denizaşırı askeri üssünü kurdu, binlerce Somali askerine eğitim verdi ve Mogadişu”nun havaalanını ve limanını yönetirken aynı zamanda önemli insani ve askeri yardım sağladı. Biden yönetimi şu anda Türkiye”nin aracılık ettiği anlaşmayı onaylayarak, karşılıklı çıkarlara, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne dayalı iş birliğini güçlendireceğini söyledi” değerlendirmesinde bulundu.Trump”ın “Ankara Deklarasyonu”na nasıl yanıt vereceğinin belirsiz olduğu ifade edilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump”ın yakın ilişkisinin “Ankara Deklarasyonu”nu faydalı bir platforma dönüştürebileceği dile getirildi.Ayrıca Afrika Boynuzu üzerindeki nüfuz mücadelesinde Türkiye”nin tüm rakiplerini alt etmiş gibi göründüğüne işaret edildi.
Source: Www.star.com.tr
Rusya ile Ukrayna arasında 300″den fazla esir takası gerçekleştirildi
Rusya ile Ukrayna arasında yapılan esir takasında 300″den fazla Rus ve Ukraynalı askerin ülkelerine döndüğü bildirildi. Takas kapsamında 187 asker ve 2 sivil olmak üzere 189 Ukraynalının serbest bırakıldığını ifade eden Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bu konuda çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti. Zelenskiy yaptığı açıklamada, “İnsanlarımızın Rus esaretinden geri dönmesi hepimiz için çok iyi bir haber. Ekibimiz 189 Ukraynalıyı evlerine geri getirmeyi başardı” dedi.
Source: Www.star.com.tr
MİT”ten PKK”ya nokta operasyon! Sözde sorumlulardan Nusrettin Demir etkisiz hale getirildi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), PKK/KCK Irak/Gara alanı sözde sorumlularından Kurtay Batman kod Nusrettin Demir”i Irak”ta gerçekleştirdiği nokta operasyonla etkisiz hale getirdi.MİT, saha ajanları aracılığı ile terörist Nusrettin Demir”in 2021-2022 yıllarında Irak”ın kuzeyinde Pençe-Kilit harekât bölgesinde Türk güvenlik güçlerine düzenlenen eylemlerin planlamalarında bulunduğunu ve talimatları verdikten sonra bizzat takip ettiğini tespit etti. Bunun üzerine MİT, Demir”i hedef listesine aldı. Yapılan istihbari çalışmalar sonucu PKK/KCK”lı Demir”in 2023 yılından itibaren Irak/Gara”da sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği öğrenildi. EYLEM ARAYIŞINDAYDI MİT, hedefindeki terörist Demir için saha ajanlarını özel olarak görevlendirdi. Nusrettin Demir, adım adım takip edildi. MİT”in saha ajanları, terörist Demir”in örgüt üst yönetiminden aldığı talimat doğrultusunda Pençe-Kilit harekât bölgesinde, yanındaki örgüt mensuplarıyla birlikte eylem arayışında olduğu bilgisini edindi.PKK/KCK”lı Demir”e operasyon kararı alındı. En uygun zamanda operasyon düzenlenmesi için hazırlıklara başlandı. Gara alanında eylem hazırlığında bulunduğu tespit edilen Nusrettin DEMİR ve beraberindeki teröristler Irak/Gara”da nokta operasyon ile etkisiz hale getirildi. KURTAY BATMAN KOD NUSRETTİN DEMİR KİMDİR? Nusrettin Demir, örgütün kırsal kadrosuna 2014 yılında katıldı. 2015″te Irak/Avaşin alanına geçti. 2016-2021 tarihleri arasında Suriye”de örgütsel faaliyetlerde bulundu. 2022 yılında Irak”ın kuzeyine geçerek Pençe-Kilit harekât bölgesindeki eylemlerde sorumlu düzeyde yer aldı. 2023 yılı başından itibaren Irak/Gara alanı sorumluları arasında görev alıyordu.
Source: Ayça Elal
MİT”ten Gara”da nokta operasyon! PKK/KCK”nın sözde sorumlularından Nusrettin Demir etkisiz hale getirildi
MİT, saha ajanları aracılığı ile terörist Nusrettin Demir”in 2021-2022 yıllarında Irak”ın kuzeyinde Pençe-Kilit harekat bölgesinde Türk güvenlik güçlerine düzenlenen eylemlerin planlamalarında bulunduğunu ve talimatları verdikten sonra takip ettiğini tespit etti. Yapılan istihbari çalışmalar sonucu PKK/KCK”lı Demir”in 2023 yılından itibaren Irak/Gare”de sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği öğrenildi. MİT, hedefindeki terörist için saha ajanlarını özel olarak görevlendirdi ve yakın takibe aldı. Demir”in örgüt üst yönetiminden aldığı talimat doğrultusunda Pençe-Kilit harekat bölgesinde, yanındaki örgüt mensuplarıyla birlikte eylem arayışında olduğu bilgisi de edinildi. Demir”e operasyon kararı alınarak en uygun zamanda operasyon düzenlenmesi için hazırlıklara başlandı. Gare alanında eylem hazırlığında bulunduğu tespit edilen Demir ve beraberindeki teröristler Irak/Gare”de nokta operasyon ile etkisiz hale getirildi.SÖZDE SORUMLULAR ARASINDA GÖREV ALIYORDU Nusrettin Demir, örgütün kırsal kadrosuna 2014 yılında katıldı. 2015″te Irak/Avaşin alanına geçti. 2016-2021 tarihleri arasında Suriye”de örgütsel faaliyetlerde bulundu. 2022 yılında Irak”ın kuzeyine geçerek Pençe-Kilit harekat bölgesindeki eylemlerde sorumlu düzeyde yer aldı. 2023 yılı başından itibaren Irak/Gare alanı sorumluları arasında görev alıyordu.
Source: Hurriyet.com.tr
Ukrayna”dan Suriye açıklaması: İlişkileri geliştirmeye hazırız
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha dün Suriye”deki yeni yönetimin lideri Ahmed Şara ile görüştü. Bakan Sybiha, Suriye”nin yeni yönetiminden Ukrayna”nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini desteklemesini beklediklerini söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy görüşmeyle ilgili olarak, “Ukrayna heyeti, Suriye yönetimi, lider Ahmed Al-Sharaa ve bakanlar ile önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Suriye halkının onlarca yıllık diktatörlük yönetiminin üstesinden gelmesini ve Suriye”de istikrar, güvenlik ve normal yaşamın yeniden tesis edilmesini destekliyoruz. Suriye”de normal ve istikrarlı yaşamın yeniden tesis edilmesi fırsatına gerçekten değer veriyoruz ve uzun vadeli, stratejik ilişkiler geliştirmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Source: Www.star.com.tr
İran”da Türkiye paniği! Suriye sonrası 2. darbe: Afganistan”da işler aleyhlerine döndü
Rejim karşıtı silahlı grupların Şam yönetimini ele geçirmesi İran”ın Suriye siyasetine, yıllardır yaptığı yatırımlarına ağır bir darbe indirdi.Suriye”deki nüfusunun önemli ölçüde kaybetmesinin şokunu üzerinden atamayan İran, bu sefer Afganistan”da sarsıcı sonuçlarla karşı karşıya kalmanın korkusunu yaşıyor.İRAN”DA TÜRKİYE PANİĞİ!İran Parlamento Ulusal Güvenlik ve Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Ebu”l-Fazl Zöhrevand, yaptığı açıklamayla Tahran”ın bölgede yaşadığı tedirginliği gözler önüne serdi.Zöhrevand, Türkiye, Azerbaycan ve Katar”ın Afganistan”da İran aleyhine nüfuz kazandığını söyledi.Türkiye”yi Afganistan”da İran”ın çıkarlarına zarar veren politikalar izlemekle suçlayan İran milletvekili, Tahran ve Kabil arasındaki gerginliğe dikkat çekti.Zöhrevand, Türkiye”nin İran”a baskı yapmak için Afganistan”a destek verdiğini iddia etti.Bölgesel nüfuz konusunda endişelerini dile getiren Zöhrevand, “Türkiye, Azerbaycan ve Taliban ile ilişkilerimizi şekillendirirken bu endişeleri dikkate almalıyız” dedi.
Source: Www.star.com.tr
Milli Savunma Bakanı Güler”den terörle mücadele mesajı
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler”in açıklaması şöyle:Kahraman Silah ve Mesai Arkadaşlarım,Çok kapsamlı ve yoğun faaliyetler ile geçirdiğimiz 2024 yılını geride bırakıyor, aynı kararlılık ve motivasyonla 2025 yılına girmenin heyecanını yaşıyoruz.Bu vesileyle emeklisinden, muvazzafına Millî Savunma Bakanlığı ailesinin tüm seçkin personelinin “Yeni Yılı”nı en içten dileklerimle kutluyorum.Değerli Arkadaşlarım,Uluslararası ölçekte güvenlik ortamının hızlı ve sürekli olarak değiştiği böylesine zorlu bir yılda, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için tüm faaliyetlerini büyük bir azim ve gayretle sürdürmüştür.Bu kapsamda;Sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, yasa dışı geçişler ile düzensiz göç ve terörist eylemleri engellemek için hudutlarımız; pek çok ülke tarafından da örnek alınan yoğun ve kademeli emniyet sistemlerimiz ile korunmuş, hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilmiştir.Kahraman ordumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da “Hudut namustur!” anlayışı çerçevesinde, büyük bir özveri ve başarıyla görevlerini yerine getirmeye devam edecektir.Hudutlarımızda olduğu gibi ülkemizin güvenliğini tehdit eden en önemli sorunlardan biri olan terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmak için son yıllarda tarihî adımlar attık, atıyoruz. “SINIRLARIMIZIN GÜVENLİĞİ SAĞLANMIŞTIR”Bu kapsamda Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’a yönelik icra ettiğimiz kapsamlı harekâtlar ile örgütün hareket kabiliyeti sınırlandırılmış; sınırlarımızın güvenliği de hudutlarımızın ötesinden sağlanmıştır.Çok Kıymetli Arkadaşlarım,Ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için 911 km sınırımız olan komşumuz Suriye’de yaşananlara sessiz kalamazdık. Nitekim gelişmelere baktığımızda ülkemizin Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve stratejik bir bakış açısıyla Suriye’ye yönelik sahada ve masada üstlendiği etkin rolün ne kadar önemli ve kritik olduğu şimdi daha da iyi anlaşılmaktadır.Bundan sonra da hak ve menfaatlerimiz doğrultusunda yapılması gereken ne varsa bunları tereddütsüz bir şekilde yapacağız.Kimsenin şüphesi olmasın ki terörle mücadelemiz, ülkemize ve milletimize yönelik terör tehdidi tamamen sona erene kadar artan bir baskı ile sürecektir.Saygıdeğer Arkadaşlarım,Terörle mücadelemizin yanı sıra, Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimiz de tavizsiz şekilde korunmaya devam etmiştir.Son dönemde olumlu ilişkiler yaşadığımız komşumuz Yunanistan ile sorunlarımızı çözmek için barışçıl bir tutum sergilemekte, Ege Denizi’nin bir dostluk ve barış denizi olması için çaba göstermekteyiz.Ancak millî hak ve menfaatlerimizden de asla taviz vermeyeceğimizi, hakkımızı ve hukukumuzu koruma kararlılığımızı her fırsatta dile getiriyoruz.Diğer yandan, tek yürek olduğumuz kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne her türlü desteği veriyor, Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye; Garanti ve İttifak Antlaşmaları doğrultusunda Ada’nın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapmayı sürdürüyoruz.Kıymetli Arkadaşlarım,Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, uluslararası platformlarda üstlendiği sorumluluklar ile ikili ilişkiler doğrultusunda, geniş bir coğrafyada dünya güvenliği, barışı ve istikrarına önemli katkılar sunmaktadır.Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ile uluslararası güvenlik mimarisinin etkin ve vazgeçilmez üyelerinden biri hâline gelmiş durumdayız.Stratejik icraatlarımız hem ülkemizin gücünü pekiştirmekte hem de dost, kardeş ve mazlum halklar için bir umut kaynağı olmaktadır.En başta, “Tek Millet, İki Devlet” anlayışıyla ülkemizin güvenlik ve huzurundan ayrı görmediğimiz can Azerbaycan’ın istikrarı için daima kardeşlerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz.Bu arada, 25 Aralık’ta Bakü-Grozni seferini yapan Azerbaycan Hava Yollarına ait yolcu uçağının düşmesi sonucu yaşanan can kayıpları nedeniyle derin bir üzüntü içerisindeyiz.Bu vesileyle hayatını kaybeden Azerbaycanlı kardeşlerime, Allah’tan rahmet; ailelerine, dost ve kardeş Azerbaycan halkına sabır ve başsağlığı diliyor, yaralılarımıza da acil şifalar temenni ediyorum.Azerbaycan gibi tarihî köklü dostluk ve kardeşlik bağlarımızın bulunduğu Libya’da da güvenlik, huzur ve istikrar için üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz.İkili anlaşmalar çerçevesinde Libya ordusuna askerî eğitim, yardım ve danışmanlık desteği sağlıyoruz.Kahraman personelimizin görev aldığı coğrafyalardan biri olan kardeş Somali’nin toprak bütünlüğü ve millî birliğini destekliyor, bu doğrultuda Somali Silahlı Kuvvetlerinin güçlendirilmesine yönelik çok yönlü faaliyetler icra ediyoruz.Bir diğer kardeş ve dost ülke Katar ile olan iş birliğimiz her geçen gün gelişmekte, verdiğimiz eğitim ve danışmanlık kapsamında Katar Silahlı Kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetleri de artmaktadır. “NATO’DAKİ FAALİYETLERİMİZİ DE ETKİN BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRÜYOR”Diğer taraftan NATO’daki faaliyetlerimizi de etkin bir şekilde sürdürüyor, İttifakın önde gelen ülkelerinden biri olarak NATO misyonlarında aktif ve öncü bir rol üstleniyoruz.Bu kapsamda Kosova’da, Bosna-Hersek’te ve daha birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisi için büyük sorumluluklar üstlenerek bölge ve dünya barışına önemli katkılar sunuyoruz.Tüm bu faaliyetlerimiz ile eş zamanlı olarak şanlı ordumuzun tüm görevlerini layıkıyla yerine getirmesi ve gücünü muhafaza edip daha da pekiştirmesi için yerli ve uluslararası tatbikatlarımız ile eğitim faaliyetlerimizi de aralıksız ve başarıyla icra ediyoruz.Bugüne kadar elde ettiğimiz tüm başarılarda elbette en büyük pay, aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir.Şehitlerimizin aziz hatırasına, gazilerimize ve onların emaneti değerli ailelerine sahip çıkmak, daima yanlarında olmak için ilgili kurum ve kuruluşlarımızla koordineli olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.Değerli Arkadaşlarım,Orduların gücü, personelinin kahramanlık ve fedakârlığının yanı sıra sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü harp silah, araç ve gereçleriyle doğru orantılıdır.Bu doğrultuda bir yandan personelimizin özlük haklarını iyileştirmek için çalışırken, diğer yandan da gücümüze güç katacak birçok yerli ve millî savunma sanayi ürünü silah sistemini envanterimize dâhil etmiş bulunuyoruz.Türk Silahlı Kuvvetlerimizin imkân ve kabiliyetleri ile operasyon yeteneklerini daha da artıran bu sistemlerimizi aynı zamanda çok sayıda ülkeye ihraç ederek ekonomimize ciddi kazanımlar temin ediyoruz.Başarının bir varış değil, yolculuk olduğunun bilinciyle hem günümüz teknolojik yeniliklerine sahip hem de geleceğin teknolojilerini içeren sistemleri geliştirmek için tüm savunma sanayisi paydaşlarımızla birlikte yoğun bir gayret içerisinde çalışıyoruz. “KARARLILIĞIMIZ TAMDIR”Özellikle belirtmek isterim ki ulaştığımız bu seviyeyi daha da ileriye taşıma kararlılığımız tamdır.Sevgili Arkadaşlarım,Millî Savunma Bakanlığı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da;Daha büyük ve daha güçlü Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürecek,Ülkemizin ve asil milletimizin bekası için üzerimize düşen tüm görevleri üstün bir sorumluluk anlayışıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.Bu vesileyle,Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.Aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor,Gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.Millî Savunma Bakanlığı ailemizin tüm fertlerine, emeklilerimize, gazilerimize ve onların aileleri ile birlikte şehitlerimizin kıymetli ailelerine yeni yılda en samimi duygularla sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.
Source: Hurriyet.com.tr
Emine Erdoğan”ın 2024″te de öncelikli gündemi “Gazze”de barışın tesisi” ve “Sıfır Atık” oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, Filistin”de yaşanan insanlık dramının sona erdirilmesi başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışında da birçok temasta bulundu.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre Emine Erdoğan, 2024″te, çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele, Anadolu”nun değerlerinin dünyaya duyurulması, kadın, çocuk ve dezavantajlı grupların sorunlarının çözümü ile Gazze”de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü.
Emine Erdoğan, bu yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerine eşlik etmesinin yanı sıra Nijerya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri”nde programlara katıldı, özellikle BM Genel Kurulu ve COP29 toplantılarında aktif rol alarak, 40″tan fazla lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilci ile görüştü.
Özellikle İsrail”in saldırıları altındaki Filistin”de yaşanan insanlık dramını yakından takip eden Emine Erdoğan, bu kapsamda şubatta Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Mısır”ın başkenti Kahire”ye gerçekleştirdiği ziyarete eşlik ederek, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi”nin eşi Entissar Amer ile bir araya geldi, Gazze”ye yönelik yardımları genişletme ve insani krizi çözme noktasında yapılabilecekleri değerlendirdi.
Görüşmede özellikle Gazze”de yaşananlardan etkilenen yetim çocuklara yönelik atılması planlanan adımlar ele alındı.
Emine Erdoğan, burada Entissar Amer ile İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının ilk anından itibaren Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı”nda gönüllü yardım faaliyetleri yürüten Mısır Kızılayı ve Hayat Karima – Onurlu Yaşam Vakfı”nı ziyaret ederek, Gazze”ye gönderilmek üzere hazırlanan gıda kolilerini inceledi.
Antalya Diplomasi Forumu”na katıldı
Emine Erdoğan, mart ayında gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu”nda “Kadın, Barış ve Güvenlik Oturumu”na katılarak, lider eşleri ve katılımcılara hitap etti.
Antalya Diplomasi Forumu”nda ayrıca Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu (IFRC) Başkanı Kate Forbes ile bir araya gelen Emine Erdoğan, görüşmede, insani yardım için Gazze”de bulunan görevlileri de hedef alan İsrail”in katliamları ve bölgeye yapılacak yardımları değerlendirdi.
İsrail”in Refah”a yönelik saldırılarına da sosyal medya hesabından tepki gösteren Emine Erdoğan, sivillerin sığındığı hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, kampların hedef alındığı, kadın, çocuk, yaşlı demeden masum insanların hastalığa ve açlığa mahkum edildiği vahşetin artık durması gerektiği çağrısında bulundu.
Emine Erdoğan, İsrail”in, Filistinlilerin yaşadığı Refah”taki çadır kente yönelik saldırılarına da, “Soykırımcı İsrail”in Uluslararası Adalet Divanı”nın saldırıları durdurma kararına rağmen Refah”ta masum Filistinlilerin sığındığı çadır kampını bombalaması, insanlık onuruna yapılmış en büyük ihanetlerden biridir.” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas”ın ağustos ayında TBMM Genel Kurulu”nda hitap etmesine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Emine Erdoğan,”ABD Kongresi”nin aksine TBMM Genel Kurulu”nda bugün katiller değil, vatanları için direnen, şehit olan kahramanlar alkışlandı. Kendi çıkarlarını masum bir çocuğun hayatından daha değerli görenlere karşı Türkiye olarak, Filistin”in sesi olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının birinci yılında da sosyal medya hesabından, Türkiye”nin, Filistin”in haklı mücadelesinde her zaman yanında olacağı mesajını yineledi.
Filistin”de adil ve kalıcı bir barışın ve ateşkesin tesis edilebilmesi için dayanışma amacıyla geçen yıl ev sahipliğini yaptığı “Filistin İçin Tek Yürek Lider Eşleri Zirvesi”nin yıl dönümüne ilişkin olarak da masumların yaşam haklarının ellerinden alındığı, çocukların karanlığa mahkum edildiği bir düzeni reddettiklerinin altını çizdi.
Emine Erdoğan, 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü”nde de Filistin”in, yalnızca bir coğrafya değil, direnişin, umutla yarınlara bakmanın ve insanlığın ortak vicdanının adı olduğu mesajını verdi.
BM 79. Genel Kurulu dolayısıyla New York”ta pek çok programa ev sahipliği yaptı
Emine Erdoğan, ABD”nin New York kentinde düzenlenen BM 79. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere 21-25 Eylül”de Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın BM Genel Kurulu”nda hitabını dinlemesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.
BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) Başkanı Prof. Dr. Jeffrey Sachs ile New York”taki Türkevi”nde bir araya geldi.
Emine Erdoğan, New York”taki Türkevi”nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenen, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” programına ve “Afrika”nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni” ile “Afrika Yemek Kültürü” kitabının tanıtımı programlarına da ev sahipliği yaptı.
New York”ta Malcolm X”in kızı Ilyasah Shabazz”ı kabul eden Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak, BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M”jid ile Türkevi”nde bir araya geldi. Emine Erdoğan”ın Gazze konusunda yaptığı çalışmalarının ele alındığı görüşmede son günlerde yoğun bombardıman altında birçok can kaybı ve yıkımın yaşandığı Lübnan”daki ve savaşın hüküm sürdüğü tüm bölgelerdeki çocukların durumu da konuşuldu.
Doha”da da Filistin konusunu gündeme taşıdı
Emine Erdoğan, 7 Aralık”ta Katar”ın başkenti Doha”ya yaptığı ziyaret kapsamında “Doha Forum 2024″e katılarak, buradaki “Filistin İçin Tek Yürek: İşgalin ve Soykırımın Karanlığında Umudu Korumak” oturumunda konuştu. Emine Erdoğan, burada, “Filistin”de bugün yaşanan hadise ne meşrudur, ne de kendini savunma hakkının bir tezahürüdür. Tanımını net yapalım: İsrail”in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği “post-modern bir Holokost”tur.” açıklamasıyla dikkati çekti.
Emine Erdoğan, Filistin konusundaki diplomasi trafiğini Türkiye”de de sürdürdü. Bu kapsamda CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas ve Kıdemli Yöneticisi Saana Keskitalo ile Devlet Konukevi”nde görüştü. Görüşmede, CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas”tan vakfın faaliyetleri, Filistin konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Uluslararası Sıfır Atık Günü”nün ikincisi kutlandı
Emine Erdoğan, kendi himayesinde sürdürülen Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin de BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı unvanıyla birçok çalışmaya imza attı.
30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü dolayısıyla BM, OECD, UNESCO, UNEP Türkiye”nin BM daimi temsilcilikleri ve dış misyonlarda düzenlenen etkinliklere de video mesajla katılan Emine Erdoğan, “İklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin sonuçlarını acı tecrübelerle öğrenen bizler, bir yandan bu sınamalarla mücadele etmeli, diğer yandan gelecek nesillere olan sorumluluğumuz bağlamında sürdürülebilirlikle ilgili somut adımlar atmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, başkanlığını yürüttüğü BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun Kasım 2023″te gerçekleştirilen ilk toplantısının ardından ikinci toplantısı ise 5 Haziran”da çevrim içi olarak yapıldı. Emine Erdoğan, toplantıda BM işbirliğinde, Sıfır Atık uygulamasına geçmek isteyen ülke ve kuruluşlara yönelik rehber yayınların hazırlığına başladıklarını belirterek, “Dünyanın her yerinde geçerli olacak ve tüm Sıfır Atık uygulamalarını ortaklaştıracak, küresel bir Sıfır Atık standardizasyonu için girişimlerimizi başlatıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun üçüncü toplantısı ise 13 Aralık”ta gerçekleştirdi.
Emine Erdoğan, Sıfır Atık Hareketi”nin 7″nci yılını ise sosyal medyadan “7 Yılda 7 Kıtada” etiketiyle kutlayarak, BM Genel Kurulu Kararı kapsamında 30 Mart”ın Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilmesiyle dünyaya yeni bir sayfa açıldığını vurguladı.
Öte yandan Sıfır Atık Projesi”ne, Portekiz”in Braga şehrinde gerçekleştirilen törenle AKDENİZ-PA ödülü verildi.
Emine Erdoğan, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP29) öncesi COP29 Başkanı Azerbaycan Çevre Bakanı Mukhtar Babayev ile Devlet Konukevi”nde bir araya gelerek, başarı dileklerini iletti.
Azerbaycan”daki COP29″da gençlere seslendi
Emine Erdoğan, kasımda ayında Azerbaycan”ın Bakü kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı”na (COP29) katıldı.
COP29 kapsamında düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi programında Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik eden Emine Erdoğan, “Ekolojik Eğitim” başlıklı etkinlikte iklim gönüllüsü gençlerle bir araya geldi
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının “Sıfır Atık” temalı pavilyonu ile Sıfır Atık Vakfı ve Haydar Aliyev Vakfının ortak pavilyonuna da ziyarette bulundu. Ziyaretçilere, Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”nin anlatıldığı pavilyonda, doğanın korunması, atıkların minimize edilmesi ve geri dönüşüm süreçlerinin etkinleştirilmesinde farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı birçok ülkeden ziyaretçi tarafından imzalandı.
Emine Erdoğan, COP29 kapsamında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner ile görüştü. Görüşmenin ardından Steiner de “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”nı imzaladı.
Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı
Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile 2022″de ABD”nin New York kentindeki BM Genel Merkezi”nde bir araya gelerek, ilk kez “Sıfır Atık Projesi”nin dünyada yaygınlaştırılması için iyi niyet beyanını imzalamışlardı.
BM”nin 78. Genel Kurul toplantısına katılmak üzere geçen yıl eylül ayında New York”ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital platforma taşınan ve bireysel imzaya açılan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na ilk imzayı atmıştı.
COP 29″da da özellikle gençlerden büyük ilgi gören iyi niyet beyanına, 2024 sonu itibarıyla 40″tan fazla devlet başkanı eşi ve uluslararası temsilci ve binlerce sıfır atık gönüllüsü imzasıyla destek verdi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le iki kez bir araya geldi.
Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le eylül ayında New York”taki BM Genel Kurulu”nda, kasımda ise Azerbaycan”ın Bakü kentindeki COP29 toplantısında bir araya geldi.
Her iki görüşmede de Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin çalışmalar başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadele ve çevre konuları ele alındı.
Belgrad”daki Uluslararası Etnoloji Festivali”nde odak ülke Türkiye seçildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Sırbistan”ın başkenti Belgrad”a gerçekleştirdiği resmi ziyarete de eşlik eden Emine Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic”in himayelerinde bu yıl 8″incisi düzenlenen Belgrad Uluslararası Etnoloji Festivali”ne katıldı. Belgrad Etnografya Müzesi”nde gerçekleştirilen ve her sene bir ülkenin “odak ülke” olarak öne çıktığı festivalde bu sene Türkiye, “odak ülke (Country in Focus)” seçildi.
Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitülerince hazırlanan, Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinliklerinin tanıtıldığı, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk” adlı 25 parçadan oluşan defile burada düzenlendi.
Anadoludakiler Projesi”ni başlattı
Emine Erdoğan, 28 Haziran”da kendi himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Anadoludakiler Projesi”ni, “Anadolu”daki Bereket, Birikim ve Beceri” mottosuyla hayata geçirdi.
Proje kapsamında aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”nde sergi ve belgesel filmi tanıtım programları da yapıldı.
Emine Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi”nde düzenlenen “Anadoludakiler” projesinin tanıtım programında yaptığı konuşmada, toprağın bereketini, mutfak kültürünün birikimini, usta ellerin becerisini yeniden keşfetmek ve yaşadıkları dünyanın istifadesine sunmak amacıyla bir arada olduklarını söyledi.
Kadın ve çocukları yalnız bırakmadı
Emine Erdoğan, bu yıl da aile, çocuk ve kadın başlıklarında önemli çalışmalara imza attı.
BM Genel Kurulu için bulunduğu New York”ta Kadın ve Demokrasi Vakfınca (KADEM) ziyarete açılan “Hayatın İçinde Kadın” adlı fotoğraf alanını gezen Emine Erdoğan, kendi himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF işbirliğiyle New York”taki UNICEF Genel Merkezi”nde düzenlenen “Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet” programında da katılımcılara hitap etti.
Emine Erdoğan, konuşmasında, “Gönül Elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum.” çağrısında bulundu.
Gönül Elçileri Projesi kapsamında koruyucu aileler ve 81 ilin vali eşleriyle Çankaya Köşkü”nde düzenlenen iftarda da bir araya gelen Emine Erdoğan, Gazze başta olmak üzere yeryüzündeki tüm çocukların hak ettikleri gibi güven, huzur ve sevgi içinde büyüyebildikleri adil bir dünya dilediğini söyledi.
Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı”na katıldı
Emine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde “Doğal Olan Normal Doğum” temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı”na katıldı.
Türkiye”deki sezaryen oranlarının DSÖ”nün belirlediği makul sınırları aştığına dikkati çeken Emine Erdoğan, “Bütün anne adaylarımızı fıtratlarındaki bu mucizeyi, başka tecrübeyle edinilmeyecek bu eşsiz bilgeliği kucaklamaya davet ediyorum.” dedi.
Emine Erdoğan, Dubai Emiri Al Maktum”un özel davetiyle Madinat Jumeirah”da, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Dubai Küresel Kadınlar Forumu”nun açılış konuşmasını yaparak, “Kadınların tasarım ve üretim süreçlerinde yer almadığı teknolojiler, bizi daha iyi bir geleceğe götüremez.” açıklamasında bulundu.
Narin”i de unutmadı
Diyarbakır”da 8 yaşındaki Narin Güran”ın öldürülmesi olayını da yakından takip eden Emine Erdoğan, Narin”i hayattan koparan canilerin en kısa zamanda adalet önünde hesap vermesi temennisinde bulundu.
Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hizmet modellerinden yararlanan şehit ve gazi anneleri, engelli çocuk sahibi anneler, koruyucu anneler, şehit eşi ve yaşlı annelerin katıldığı Anneler Günü programında da “Filistinli Anneleri” unutmadı. Emine Erdoğan, “İnsanlık elbisesinin annelik tezgahında dokunduğuna inanıyorum. Öyle ki Filistinli annelerin zalimliğe karşı evlatlarını korumak için gösterdikleri vakur duruş, direnişin ve barışın en somut örneğidir.” değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği”nde yaptığı konuşmada da Gazze”deki çocuklara dikkate çeken Emine Erdoğan, “Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum.” dedi.
Nijerya”dan kanserle mücadele çağrısı
Emine Erdoğan, Nijerya”nın başkenti Abuja”da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Afrika Ülkelerinin Kanserle Mücadele Farkındalığının Artırılması ve Destek Programı”nın onur konuğu olarak katılımcılara hitap ederek, kanserle mücadele çağrısında bulundu.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında da Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi”nin açılışını gerçekleştiren Emine Erdoğan, merkezde engelli bireyler ve aileleriyle bir araya geldi, yakından ilgilenip yaşadıkları sorunları ve talepleri dinledi.
Hatay”da ayrıca Serdar Demir Çocuk Evleri Sitesi”ni ziyaret eden Emine Erdoğan, koruma ve bakım altındaki çocuklarıyla yakından ilgilendi.
Emine Erdoğan, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen, “Toprağa İz Bırakan Kadınlar” Programı, MÜSİAD Kadın Uluslararası Farkındalık Zirvesi, “Milli Müdafaadan Milli Kalkınmaya Türkiye Yüzyılı”nın Kadınları, Yüzyılın Kadın İstihdamı: İş-Pozitif”in tanıtım programı, Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü dolayısıyla düzenlenen “Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Etkinliği” ve Altındağ Alev Alatlı Bilim Merkezi”nin açılışı, “Tarımda Kadın Emeği Zirvesi”ne de katıldı, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla huzurevi sakinleriyle de bir araya geldi.
Emine Erdoğan, 2024″te birçok etkinlik ve açılışa katılarak, toplumu ilgilendiren önemli konuları gündeme taşıdı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Cumhurbaşkanı Erdoğan”dan 2024 değerlendirmesi: Durmadan, dinlenmeden, gece gündüz demeden aşkla çalıştık
İran”da Türkiye paniği! Suriye sonrası 2. darbe: Afganistan”da işler aleyhlerine döndü
“Diplomatik zafer” diye duyurdular: Türkiye tüm rakiplerini alt etti
12 milyar liralık alacaktan vazgeçildi! Karara ilişkin Bakan Şimşek”ten açıklama
Tarihinde eşine rastlanmadık hamle! ABD”den çekinen ülkelere Türk savunma devi çare olacak
F-35″lerin alternatifi olarak KAAN”ı seçtiler! Suudi Arabistan”dan ABD”ye ince mesaj
Source: Www.star.com.tr
Emine Erdoğan”ın 2024″teki gündemi “Gazze”de barışın tesisi” ve “Sıfır Atık” oldu
Emine Erdoğan, Filistin”de yaşanan insanlık dramının sona erdirilmesi başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışında da birçok temasta bulundu.Emine Erdoğan, 2024″te, çevrenin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele, Anadolu”nun değerlerinin dünyaya duyurulması, kadın, çocuk ve dezavantajlı grupların sorunlarının çözümü ile Gazze”de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü.Emine Erdoğan, bu yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerine eşlik etmesinin yanı sıra Nijerya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri”nde programlara katıldı, özellikle BM Genel Kurulu ve COP29 toplantılarında aktif rol alarak, 40″tan fazla lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilci ile görüştü.Özellikle İsrail”in saldırıları altındaki Filistin”de yaşanan insanlık dramını yakından takip eden Emine Erdoğan, bu kapsamda şubatta Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Mısır”ın başkenti Kahire”ye gerçekleştirdiği ziyarete eşlik ederek, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi”nin eşi Entissar Amer ile bir araya geldi, Gazze”ye yönelik yardımları genişletme ve insani krizi çözme noktasında yapılabilecekleri değerlendirdi.Görüşmede özellikle Gazze”de yaşananlardan etkilenen yetim çocuklara yönelik atılması planlanan adımlar ele alındı.Emine Erdoğan, burada Entissar Amer ile İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının ilk anından itibaren Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı”nda gönüllü yardım faaliyetleri yürüten Mısır Kızılayı ve Hayat Karima – Onurlu Yaşam Vakfı”nı ziyaret ederek, Gazze”ye gönderilmek üzere hazırlanan gıda kolilerini inceledi.ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU”NA KATILDIEmine Erdoğan, mart ayında gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu”nda Kadın, Barış ve Güvenlik Oturumuna katılarak, lider eşleri ve katılımcılara hitap etti.Antalya Diplomasi Forumu”nda ayrıca Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu (IFRC) Başkanı Kate Forbes ile bir araya gelen Emine Erdoğan, görüşmede, insani yardım için Gazze”de bulunan görevlileri de hedef alan İsrail”in katliamları ve bölgeye yapılacak yardımları değerlendirdi.İsrail”in Refah”a yönelik saldırılarına da sosyal medya hesabından tepki gösteren Emine Erdoğan, sivillerin sığındığı hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, kampların hedef alındığı, kadın, çocuk, yaşlı demeden masum insanların hastalığa ve açlığa mahkum edildiği vahşetin artık durması gerektiği çağrısında bulundu.Emine Erdoğan, İsrail”in, Filistinlilerin yaşadığı Refah”taki çadır kente yönelik saldırılarına da, Soykırımcı İsrail”in Uluslararası Adalet Divanı”nın saldırıları durdurma kararına rağmen Refah”ta masum Filistinlilerin sığındığı çadır kampını bombalaması, insanlık onuruna yapılmış en büyük ihanetlerden biridir. ifadeleriyle tepki gösterdi.Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas”ın ağustos ayında TBMM Genel Kurulu”nda hitap etmesine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Emine Erdoğan,ABD Kongresi”nin aksine TBMM Genel Kurulu”nda bugün katiller değil, vatanları için direnen, şehit olan kahramanlar alkışlandı. Kendi çıkarlarını masum bir çocuğun hayatından daha değerli görenlere karşı Türkiye olarak, Filistin”in sesi olmaya devam edeceğiz. ifadelerini kullandı.Emine Erdoğan, İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının birinci yılında da sosyal medya hesabından, Türkiye”nin, Filistin”in haklı mücadelesinde her zaman yanında olacağı mesajını yineledi.Filistin”de adil ve kalıcı bir barışın ve ateşkesin tesis edilebilmesi için dayanışma amacıyla geçen yıl ev sahipliğini yaptığı Filistin İçin Tek Yürek Lider Eşleri Zirvesinin yıl dönümüne ilişkin olarak da masumların yaşam haklarının ellerinden alındığı, çocukların karanlığa mahkum edildiği bir düzeni reddettiklerinin altını çizdi.Emine Erdoğan, 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü”nde de Filistin”in, yalnızca bir coğrafya değil, direnişin, umutla yarınlara bakmanın ve insanlığın ortak vicdanının adı olduğu mesajını verdi.BM 79. GENEL KURULU DOLAYISIYLA NEW YORK”TA PEK ÇOK PROGRAMA EV SAHİPLİĞİ YAPTIEmine Erdoğan, ABD”nin New York kentinde düzenlenen BM 79. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere 21-25 Eylül”de Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın BM Genel Kurulu”nda hitabını dinlemesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) Başkanı Prof. Dr. Jeffrey Sachs ile New York”taki Türkevi”nde bir araya geldi.Emine Erdoğan, New York”taki Türkevi”nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenen, Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk programına ve Afrika”nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni ile Afrika Yemek Kültürü kitabının tanıtımı programlarına da ev sahipliği yaptı.New York”ta Malcolm X”in kızı Ilyasah Shabazz”ı kabul eden Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak, BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M”jid ile Türkevi”nde bir araya geldi. Emine Erdoğan”ın Gazze konusunda yaptığı çalışmalarının ele alındığı görüşmede son günlerde yoğun bombardıman altında birçok can kaybı ve yıkımın yaşandığı Lübnan”daki ve savaşın hüküm sürdüğü tüm bölgelerdeki çocukların durumu da konuşuldu.DOHA”DA DA FİLİSTİN KONUSUNU GÜNDEME TAŞIDIEmine Erdoğan, 7 Aralık”ta Katar”ın başkenti Doha”ya yaptığı ziyaret kapsamında Doha Forum 2024e katılarak, buradaki Filistin İçin Tek Yürek: İşgalin ve Soykırımın Karanlığında Umudu Korumak oturumunda konuştu. Emine Erdoğan, burada, Filistin”de bugün yaşanan hadise ne meşrudur, ne de kendini savunma hakkının bir tezahürüdür. Tanımını net yapalım: İsrail”in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği “post-modern bir Holokost”tur. açıklamasıyla dikkati çekti.Emine Erdoğan, Filistin konusundaki diplomasi trafiğini Türkiye”de de sürdürdü. Bu kapsamda CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas ve Kıdemli Yöneticisi Saana Keskitalo ile Devlet Konukevi”nde görüştü. Görüşmede, CMI Martti Ahtisaari Barış Vakfı CEO”su Janne Taalas”tan vakfın faaliyetleri, Filistin konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi aldı.ULUSLARARASI SIFIR ATIK GÜNÜ”NÜN İKİNCİSİ KUTLANDIEmine Erdoğan, kendi himayesinde sürdürülen Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin de BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı unvanıyla birçok çalışmaya imza attı.30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü dolayısıyla BM, OECD, UNESCO, UNEP Türkiye”nin BM daimi temsilcilikleri ve dış misyonlarda düzenlenen etkinliklere de video mesajla katılan Emine Erdoğan, İklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin sonuçlarını acı tecrübelerle öğrenen bizler, bir yandan bu sınamalarla mücadele etmeli, diğer yandan gelecek nesillere olan sorumluluğumuz bağlamında sürdürülebilirlikle ilgili somut adımlar atmalıyız. ifadelerini kullandı.Emine Erdoğan, başkanlığını yürüttüğü BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun Kasım 2023″te gerçekleştirilen ilk toplantısının ardından ikinci toplantısı ise 5 Haziran”da çevrim içi olarak yapıldı. Emine Erdoğan, toplantıda BM işbirliğinde, Sıfır Atık uygulamasına geçmek isteyen ülke ve kuruluşlara yönelik rehber yayınların hazırlığına başladıklarını belirterek, Dünyanın her yerinde geçerli olacak ve tüm Sıfır Atık uygulamalarını ortaklaştıracak, küresel bir Sıfır Atık standardizasyonu için girişimlerimizi başlatıyoruz. ifadelerine yer verdi.BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu”nun üçüncü toplantısı ise 13 Aralık”ta gerçekleştirdi.Emine Erdoğan, Sıfır Atık Hareketi”nin 7″nci yılını ise sosyal medyadan 7 Yılda 7 Kıtada etiketiyle kutlayarak, BM Genel Kurulu Kararı kapsamında 30 Mart”ın Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilmesiyle dünyaya yeni bir sayfa açıldığını vurguladı.Öte yandan Sıfır Atık Projesi”ne, Portekiz”in Braga şehrinde gerçekleştirilen törenle AKDENİZ-PA ödülü verildi.Emine Erdoğan, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP29) öncesi COP29 Başkanı Azerbaycan Çevre Bakanı Mukhtar Babayev ile Devlet Konukevi”nde bir araya gelerek, başarı dileklerini iletti.AZERBAYCAN”DAKİ COP29″DA GENÇLERE SESLENDİEmine Erdoğan, kasımda ayında Azerbaycan”ın Bakü kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı”na (COP29) katıldı.COP29 kapsamında düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi programında Cumhurbaşkanı Erdoğan”a eşlik eden Emine Erdoğan, Ekolojik Eğitim başlıklı etkinlikte iklim gönüllüsü gençlerle bir araya geldiEmine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Sıfır Atık temalı pavilyonu ile Sıfır Atık Vakfı ve Haydar Aliyev Vakfının ortak pavilyonuna da ziyarette bulundu. Ziyaretçilere, Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”nin anlatıldığı pavilyonda, doğanın korunması, atıkların minimize edilmesi ve geri dönüşüm süreçlerinin etkinleştirilmesinde farkındalığı artırmak amacıyla hazırlanan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı birçok ülkeden ziyaretçi tarafından imzalandı.Emine Erdoğan, COP29 kapsamında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner ile görüştü. Görüşmenin ardından Steiner de Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı.KÜRESEL SIFIR ATIK İYİ NİYET BEYANIEmine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile 2022″de ABD”nin New York kentindeki BM Genel Merkezi”nde bir araya gelerek, ilk kez Sıfır Atık Projesinin dünyada yaygınlaştırılması için iyi niyet beyanını imzalamışlardı.BM”nin 78. Genel Kurul toplantısına katılmak üzere geçen yıl eylül ayında New York”ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital platforma taşınan ve bireysel imzaya açılan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na ilk imzayı atmıştı.COP 29″da da özellikle gençlerden büyük ilgi gören iyi niyet beyanına, 2024 sonu itibarıyla 40″tan fazla devlet başkanı eşi ve uluslararası temsilci ve binlerce sıfır atık gönüllüsü imzasıyla destek verdi.BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le iki kez bir araya geldi.Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”le eylül ayında New York”taki BM Genel Kurulu”nda, kasımda ise Azerbaycan”ın Bakü kentindeki COP29 toplantısında bir araya geldi.Her iki görüşmede de Emine Erdoğan”ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi”ne ilişkin çalışmalar başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadele ve çevre konuları ele alındı.BELGRAD”DAKİ ULUSLARARASI ETNOLOJİ FESTİVALİ”NDE ODAK ÜLKE TÜRKİYE SEÇİLDİCumhurbaşkanı Erdoğan”ın Sırbistan”ın başkenti Belgrad”a gerçekleştirdiği resmi ziyarete de eşlik eden Emine Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic”in himayelerinde bu yıl 8″incisi düzenlenen Belgrad Uluslararası Etnoloji Festivali”ne katıldı. Belgrad Etnografya Müzesi”nde gerçekleştirilen ve her sene bir ülkenin odak ülke olarak öne çıktığı festivalde bu sene Türkiye, odak ülke (Country in Focus) seçildi.Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitülerince hazırlanan, Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinliklerinin tanıtıldığı, Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk adlı 25 parçadan oluşan defile burada düzenlendi.ANADOLUDAKİLER PROJESİ”Nİ BAŞLATTIEmine Erdoğan, 28 Haziran”da kendi himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Anadoludakiler Projesi”ni, Anadolu”daki Bereket, Birikim ve Beceri mottosuyla hayata geçirdi.Proje kapsamında aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”nde sergi ve belgesel filmi tanıtım programları da yapıldı.Emine Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi”nde düzenlenen Anadoludakiler projesinin tanıtım programında yaptığı konuşmada, toprağın bereketini, mutfak kültürünün birikimini, usta ellerin becerisini yeniden keşfetmek ve yaşadıkları dünyanın istifadesine sunmak amacıyla bir arada olduklarını söyledi.KADIN VE ÇOCUKLARI YALNIZ BIRAKMADIEmine Erdoğan, bu yıl da aile, çocuk ve kadın başlıklarında önemli çalışmalara imza attı.BM Genel Kurulu için bulunduğu New York”ta Kadın ve Demokrasi Vakfınca (KADEM) ziyarete açılan Hayatın İçinde Kadın adlı fotoğraf alanını gezen Emine Erdoğan, kendi himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF işbirliğiyle New York”taki UNICEF Genel Merkezi”nde düzenlenen Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet programında da katılımcılara hitap etti.Emine Erdoğan, konuşmasında, Gönül Elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum. çağrısında bulundu.Gönül Elçileri Projesi kapsamında koruyucu aileler ve 81 ilin vali eşleriyle Çankaya Köşkü”nde düzenlenen iftarda da bir araya gelen Emine Erdoğan, Gazze başta olmak üzere yeryüzündeki tüm çocukların hak ettikleri gibi güven, huzur ve sevgi içinde büyüyebildikleri adil bir dünya dilediğini söyledi.NORMAL DOĞUM EYLEM PLANI TANITIM TOPLANTISI”NA KATILDIEmine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde Doğal Olan Normal Doğum temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı”na katıldı.Türkiye”deki sezaryen oranlarının DSÖ”nün belirlediği makul sınırları aştığına dikkati çeken Emine Erdoğan, Bütün anne adaylarımızı fıtratlarındaki bu mucizeyi, başka tecrübeyle edinilmeyecek bu eşsiz bilgeliği kucaklamaya davet ediyorum. dedi.Emine Erdoğan, Dubai Emiri Al Maktum”un özel davetiyle Madinat Jumeirah”da, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Dubai Küresel Kadınlar Forumu”nun açılış konuşmasını yaparak, Kadınların tasarım ve üretim süreçlerinde yer almadığı teknolojiler, bizi daha iyi bir geleceğe götüremez. açıklamasında bulundu.NARİN”İ DE UNUTMADIDiyarbakır”da 8 yaşındaki Narin Güran”ın öldürülmesi olayını da yakından takip eden Emine Erdoğan, Narin”i hayattan koparan canilerin en kısa zamanda adalet önünde hesap vermesi temennisinde bulundu.Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hizmet modellerinden yararlanan şehit ve gazi anneleri, engelli çocuk sahibi anneler, koruyucu anneler, şehit eşi ve yaşlı annelerin katıldığı Anneler Günü programında da Filistinli Anneleri unutmadı. Emine Erdoğan, İnsanlık elbisesinin annelik tezgahında dokunduğuna inanıyorum. Öyle ki Filistinli annelerin zalimliğe karşı evlatlarını korumak için gösterdikleri vakur duruş, direnişin ve barışın en somut örneğidir. değerlendirmesini yaptı.İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği”nde yaptığı konuşmada da Gazze”deki çocuklara dikkate çeken Emine Erdoğan, Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum. dedi.NİJERYA”DAN KANSERLE MÜCADELE ÇAĞRISIEmine Erdoğan, Nijerya”nın başkenti Abuja”da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Afrika Ülkelerinin Kanserle Mücadele Farkındalığının Artırılması ve Destek Programı”nın onur konuğu olarak katılımcılara hitap ederek, kanserle mücadele çağrısında bulundu.3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında da Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi”nin açılışını gerçekleştiren Emine Erdoğan, merkezde engelli bireyler ve aileleriyle bir araya geldi, yakından ilgilenip yaşadıkları sorunları ve talepleri dinledi.Hatay”da ayrıca Serdar Demir Çocuk Evleri Sitesi”ni ziyaret eden Emine Erdoğan, koruma ve bakım altındaki çocuklarıyla yakından ilgilendi.Emine Erdoğan, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen, Toprağa İz Bırakan Kadınlar Programı, MÜSİAD Kadın Uluslararası Farkındalık Zirvesi, Milli Müdafaadan Milli Kalkınmaya Türkiye Yüzyılı”nın Kadınları, Yüzyılın Kadın İstihdamı: İş-Pozitifin tanıtım programı, Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü dolayısıyla düzenlenen Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Etkinliği ve Altındağ Alev Alatlı Bilim Merkezi”nin açılışı, Tarımda Kadın Emeği Zirvesine de katıldı, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla huzurevi sakinleriyle de bir araya geldi.Emine Erdoğan, 2024″te birçok etkinlik ve açılışa katılarak, toplumu ilgilendiren önemli konuları gündeme taşıdı.
Source: Hurriyet.com.tr
Su-57″lere karşı F-35 hamlesi: 32 adet için 17 milyar dolar ödenecek
Dünyanın en gelişmiş 5. nesil savaş uçaklarından olan Lockheed Martin tarafından üretilen F-35 savaş uçağı ilk kez Afrika”ya ihraç edilmeye hazırlanıyor. Dış basında yer alan bir habere göre ABD ile Fas F-35 konusunda anlaşmaya vardığı iddia edildi. Söz konusu anlaşmanın 17 milyar dolar olduğu belirtilirken sözleşme kapsamında Fas”a 32 adet F-35 savaş uçağının teslim edileceği belirtildi.Yakın zamanda resmi açıklamanın da duyurulacağı belirtilirken tarafların bir araya gelip F-35 anlaşmasını imzalayacağı bildirildi. Fas, bu anlaşma ile birlikte envanterinde bulunan F-16″ları F-35″lerle değiştirip bölgede hava kuvvetleri konusunda gücünü artırmayı hedefliyor. İddiaya göre Fas”ın süreci hızlandırmak ve ABD makamlarıyla yaşadığı siyasi ve idari engelleri aşmak için 2020 yılından bu yana çaba sarf ettiği söylendi. KUZEY AFRİKA”DA SU-57-F-35 DÜELLOSUÖte yandan Cezayir, Rus yapımı Su-57 savaş uçakları da dahil olmak üzere yeni yüksek teknoloji askeri platformlarını konuşlandırmaya hazırlanıyor ve bu durum F-35 anlaşmasını Fas açısından daha da kritik hale getiriyor.Bölgesel bir askeri güç merkezi olan Cezayir, uzun zamandır Kuzey Afrika ülkesine gelişmiş silahlar sağlayan Rusya ile yakın askeri ve diplomatik bağlara sahip. Son yıllarda Cezayir, Rusya”nın beşinci nesil gizli savaş uçağı Su-57 de dahil olmak üzere hava kuvvetlerini son teknoloji platformlarla güçlendirmeye yöneldi.Bu uçaklar, Cezayir”in artan askeri kabiliyetlerine karşı bir denge arayışında olan Fas gibi NATO müttefiki ülkeler için doğrudan bir meydan okuma olarak görülüyor.F-35 FAS”IN RAKİPLERİ KARŞISINDA AVANTAJ SAĞLAYACAKCezayir halihazırda Rus yapımı Su-30MKA ve Su-35 savaş uçaklarıyla donatılmış durumdayken, Su-57″nin eklenmesiyle Cezayir bölgede daha güçlü bir hale gelecek ve Fas”ın mevcut eski savaş uçağı filosunu geride bırakabilecek yeteneklere sahip olacak.F-35″lerin edinilmesi, Fas”ın askeri stratejisinde önemli bir değişime işaret ediyor. F-35 savaş uçakları hava üstünlüğü, hassas vuruş ve istihbarat, gözetleme ve keşif operasyonlarında görev alabilen, dünyanın en gelişmiş çok rollü gizli savaş uçaklarından biridir.Düşük radar kesit alanı ve gelişmiş elektronik harp sistemleri, Fas”a, özellikle konvansiyonel hava savunma sistemlerinin gizli tehditleri tespit etmede ve engellemede zorluk çekebileceği senaryolarda, rakiplerine karşı belirgin bir avantaj sağlayacaktır.
Source: Www.star.com.tr
Suriye”deki Alevi toplumunun önderlerinden Raci Nasır, devrik rejimin tüm kesimlere zulmettiğini belirtti
Alevi toplumun önderlerinden Nasır, Baas rejiminin çökmesinin ardından Suriye”deki gelişmeleri ve beklentilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Nasır, Suriye”nin köklü tarih ve medeniyete sahip bir ülke olduğunu belirterek, “Rahmet, sevgi ve hayır dinleri bu ülkeden yayıldı. Tarihsel olarak bu ülkede sevgi, kardeşlik ve merhamet hayatı yaşıyoruz. Suriye bir bahardır ve bu bahar tek bir çiçekten oluşmuyor.” ifadelerini kullandı.
Ülkedeki din ve mezhep farklılıklarının bir zenginlik olduğuna dikkati çeken Nasır, “Tarih boyunca bu ülkede tüm mezhepler beraberce yaşadı. Bu mezhepler bir arada, sevgi ve saygı çerçevesinde bir hayat yaşıyor.” diye konuştu.
Nasır, çöken Baas rejiminin ülkede toplumun tüm kesimleri ayrıştırdığını vurgulayarak, “Rejim toplumun tüm renkleri arasına nefret tohumları ekti ve zulüm yaydı. Suriye”de toplumumuzun her kesimine adaletsizlik uyguladı.” dedi.
Esed rejiminin işlediği suçların sorumluluğunun, toplumun belli bir kesimine yüklenmemesi gerektiğine işaret eden Nasır, “Ülkede nasıl ki tüm kesimler zulme uğradı, bu grup da (Alevi toplumu) rejimden zulüm gördü ve mağduriyet yaşadı. Bu suçların sorumluluğunu rejimle çalışan sembol isimler taşımalı. Onlardan hesap sormalıyız.” şeklinde konuştu.
“Herkesin gerçek bir vatandaş gibi muamele görmesini umuyoruz”
Nasır, Sednaya Hapishanesi”ndeki vahşetin uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdığını anımsatarak, “Sednaya Hapishanesi”nde yaşananlar son derece tehlikeli ve insanlık dışı bir suç. Bu hapishanede hangi mezhepten olursan ol, rejime düşman olan herkes yer alıyordu.” ifadelerini kullandı.
Ülkenin bulunduğu şu durumda ışık ve büyük bir “umut enerjisi” olduğunun altını çizen Nasır, “Bunu, devrimin kazanmasının ilk gününde ve yeni yönetime geçişte de gördük.” diye konuştu.
Nasır, gelecekten umutlu olduklarını dile getirerek, “Gelecekte Suriye”deki baharın korunmasını, herkesin anayasa çatısı altında kendine yer bulmasını, çoğunluk-azınlık ayrımı yapılmadan herkesin gerçek bir vatandaş gibi muamele görmesini umuyoruz.” dedi.
“Suriye, ister milli açıdan, ister dini açıdan bir bahardır”
Ülkede yeni yönetimle birlikte tüm kesimlerin birlik ve beraberlik içinde yaşamasını istediklerini anlatan Nasır, “Suriye, ister milli açıdan, ister dini açıdan bir bahardır.” şeklinde konuştu.
Nasır, Allah”tan Suriye”yi ve bileşenlerini, toprak bütünlüğünü, halk arasındaki sevgi bağlarının korumasını temenni ettiklerini dile getirdi.
Kurulan yeni yönetimin başarılı olmasını umduklarını kaydeden Nasır, “Vatandaşlık açısından herkesi tek çatı altında toplayan bir anayasanın oluşturulmasını Cenab-ı Allah”tan niyaz ediyorum.” ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
ABD”den Suriye”ye ziyaret
ABD”nin Suriye”deki büyükelçiliğinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, ABD”li heyetin Şam”da geçici hükümet yetkilileriyle bir araya geldiği belirtildi.Görüşmede ABD heyetinin, Suriye”de ABD vatandaşlarının korunması, gazeteci Austin Tice ve doktor Majd Kamalmaz gibi ABD vatandaşlarının akıbetinin belirlenmesi, terör örgütü DEAŞ”la mücadelenin sürmesi, İran”ın Suriye”de tekrar ortaya çıkmaması, yeni yönetimde tüm Suriyelilerin temsil edilmesi ve kapsamlı siyasi sürecin garanti edilmesini talep ettiği ifade edildi.
Source: Www.star.com.tr
Dışişleri Bakanı Fidan, Fransız televizyonu France 24″e Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi
Fidan, Türkiye-AB ilişkileri hakkında Fransız televizyonu France 24″e değerlendirmelerde bulundu.
“Bizim değerlendirmemiz, genel olarak Türkiye ve Avrupa, özellikle Türkiye ve Fransa, Sarkozy öncesi çizgiye dönülmesi lazım.” diyen Fidan, Sarkozy dönemine kadar, Avrupa”nın iki büyük ülkesi olan Almanya ve Fransa”nın siyasi liderlerinin, Türkiye”nin AB üyeliğini stratejik bir adım olarak gördüğünü ifade etti.
Fidan, Sarkozy dönemiyle birlikte Türkiye”nin üyeliğinin, iç siyasetin bir parçası olarak ele alındığını ve Türkiye”ye kimlik siyaseti merceğinden bakılmaya başlandığını söyledi.
Avrupa”nın güvenliğinin güçlendirilmesine ilişkin iki yaklaşımın varlığına dikkati çeken Fidan, bunlardan ilkinin, Avrupa”nın Türkiye”yi de içine alarak ve jeostratejik bir tutum sergileyerek kendi bölgesinde kendi ağırlık merkezini oluşturması ve böylece uluslararası kaosa ve jeopolitik risklere karşı daha dirençli hale gelmesi olduğunu söyledi. Fidan, ikinci yaklaşımın ise Avrupa”nın kendi güvenliği için “diğer aktörlere çok bağımlı” kalması olduğunu kaydetti.
“Eğer Türkiye 2007″de veya 2008″de Avrupa Birliği”ne üye olsaydı… Çünkü o zamanlar altın zamanlardı. Çünkü Türkiye”ye bu net yol haritası verildiğinde, AB reformları yoldaydı ve başka hiçbir uluslararası aktör Türkiye”yi tehdit etmiyordu. Çünkü Türkiye”nin Avrupa Birliği tarafından ne kadar iyi davranıldığı ve liyakate dayalı sürecin yolunda olduğunu biliyorlardı ama daha sonra Türkiye”nin üyeliği, Avrupa siyasetinin içindeki kimlik siyaseti tartışmasının bir parçası haline geldi.” ifadesini kullanan Fidan, bunun değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Fidan, “Tekrar Sarkozy öncesi çizgiye geri dönmek zorundayız. Dolayısıyla liyakate dayalı bir üyelik yolu açılmalı. Türkiye bölgede daha etkili bir güç oluşturmak için Avrupa ile birleşmeli.” dedi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen”in Ankara ziyaretine de değinen Fidan, Türkiye-AB arasındaki üst düzey siyasi diyaloğun başlamasına ilişkin, “Bizim edindiğimiz izlenim, kendisinin böyle bir imkana sahip olmak istediği yönündedir. Sayın Cumhurbaşkanı”mız da kesinlikle bu yönde ilerlemeye istekli.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İş dünyasından faiz ve kur mesajı: Finansman maliyeti ve makasa dikkat çektiler!
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türk ekonomisi için 2025 yılı öngörülerini paylaşırken, döviz kuru ve faiz mesajı da verdi. Olpak, 2025″in büyüme ve ekonomik aktivite anlamında bu yıla benzer bir performans göstermesini beklediklerini, iç tüketim payının azaldığı ve dış ticaretin daha da önem kazandığı yeni bir yıl olacağını öngördüklerini söyledi. “Finansmana erişim sorunları hafifleyecek” Enflasyonda devam eden gerilemenin 2025″te de sürmesini beklediklerini kaydeden Olpak, enflasyondaki gerilemeyle faiz oranlarının da düşmesini beklediklerini dile getirdi. Olpak, “Böylece iş dünyasının finansmana erişim ve yüksek finansman maliyeti gibi sorunlarının da bir miktar hafifleyeceğini düşünüyorum. Ancak beklenen indirimin iş dünyasını rahatlatacak çok alt seviyelere gelmesinin yılın sonundan önce olmayacağını tahmin ediyoruz.” görüşünü aktardı. Uluslararası yatırım artacak Türkiye”nin son 2 yılda 11 milyarın üzerinde doğrudan yatırım çektiğinin altını çizen Olpak, “Bu değerli bir kazanım. 2025″te, düşen risk primimiz ve artan kredi notumuzla birlikte artan güven unsuru doğrultusunda hem portföy yatırımlarının hem de doğrudan yatırımların bir miktar daha yükselmesini bekliyoruz. Özellikle imalat sanayisi, enerji ve yenilenebilir enerjiyle finans sektörlerine ilginin artacağını düşünüyoruz.” diye konuştu. Hizmet enflasyonuna dikkat çekti Olpak, enflasyon gerilese de gerilemenin hızında ivme kaybı olduğunu belirterek “Özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın giderilmesi, beklentilerdeki iyileşmenin daha hızlı sürmesi yönünde atılacak adımlar çok önemli. Öte yandan programın sanayi kesimi üzerindeki baskısı da daha hissedilir olmaya başladı.” diye konuştu. Olpak, son iki çeyrektir negatif büyüme gösteren sanayi kesiminin uluslararası rekabet gücünü kaybetmemesi adına bazı ek adımların atılması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Her ne kadar düşen enflasyonla beraber faizlerde de gerileme beklesek de bunun sanayi kesimini rahatlatacak oldukça düşük seviyelere gelmesini yılın sonundan önce görebileceğimizi sanmıyorum. Kur ile enflasyon arasında açılan makasın da hala kurun enflasyondan daha az artacağı beklentisiyle birlikte aradaki farkın daha makul seviyelere gelmesi bekleniyor. Bizim açımızdan iş dünyası ve özel sektörümüz adına kur, faiz gibi parametrelerin seviyesi elbette önemli ama bunun çok ötesinde önemli olan ise öngörülebilir olmasıdır.” “ABD – Çin savaşı nasıl etkiler?” Olpak, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının, yeni ABD yönetimi sürecinde biraz daha sertleşeceğini belirterek Türkiye”ye olası etkisini şöyle anlattı: “Türkiye bu anlamda bir taraftan daha avantajlı bir konuma sahip olabilir diğer taraftan ise Çin”in ABD karşısında zorlanmasıyla bizim pazarlarımıza daha fazla göz dikerek bizi daha fazla zorlamasına da sebep olabilir. Zor bir denklem. Asya ile Batı Avrupa arasındaki en büyük üretim ve teknoloji üssüyüz. Ayrıca ülkemiz sadece mal ticaretine değil, alternatif ticaret türleri olan transit ticaret, hizmet ticareti ve e-ticaret gibi alanları da etkili şekilde değerlendirerek bu süreçten avantajlı çıkabilir.”
Source: Dünya Gazetesi
Polonya, AB”ye 6 ay boyunca “önce güvenlik” sloganıyla başkanlık edecek
Yarın AB Konseyi”nin dönem başkanlığı Macaristan”dan Polonya”ya geçecek.
Polonya 2011″de ilk kez üstlendiği bu görevi, 1 Temmuz”a kadar sürdürecek.
Yılda iki kez AB”ye üye ülkeler arasında dönüşümlü olarak üstlenilen dönem başkanlığı, son 6 aydır Macaristan”ın liderliğinde oldukça çalkantılı geçti.
Son dönemde hemen her konuda Brüksel”e aykırı tutum takınan Budapeşte yönetimi, dönem başkanlığına ilk günlerinden itibaren gergin başladı ve verimli bir süreç yaşanmadı.
Bunun diğer önemli bir nedeni de Avrupa Parlamentosu seçimlerin henüz yapılmış ve yeni AB yönetiminin oluşum safhasında bulunmasıydı.
AB”yi gelecek 5 yılda yönetecek yeni ekip, tümüyle 1 Aralık”ta görevine başladı.
Dolayısıyla Polonya dönem başkanlığı, büyük beklentilerle başlayacak.
Varşova, 6 ay boyunca yeni AB yönetiminin karar alma organına liderlik ederek, Birliğin gelecek 5 yılı için ilk hedeflerin belirlenmesinde önemli rol oynayacak.
Brüksel ve Varşova, Aralık 2023″te göreve gelen Donald Tusk yönetiminden oldukça umutlu.
Zira AB için Polonya ile Macaristan uzun süredir aynı kefedeydi, Brüksel-Varşova hattı en az Brüksel-Budapeşte kadar gergindi.
AB, Polonya hükümetini 2019″daki yargı reformu çerçevesinde özellikle yargıçlara yönelik disiplin mekanizması kurmak, bu yolla yargıçları etki altında bırakmak ve yargının bağımsızlığına zarar vermekle suçluyordu.
AB Komisyonu, Polonya”ya karşı AB Adalet Divanı nezdinde dava açmış, mahkeme de Komisyonu haklı bularak, bu ülkenin AB hukukunu çiğnediğine karar vermişti. Bunun üzerine Komisyon, Haziran 2023″te Polonya”nın AB Konseyinde oy hakkının elinden alınmasıyla sonuçlanabilecek “ihlal prosedürü” başlatmıştı. Komisyon, Polonya”nın AB bütçesinden alacağı yaklaşık 113 milyar avroluk fonu dondurmuştu.
Ancak Tusk”un görevdeki 5. ayında AB Komisyonu, ihlal prosedürünü sonlandırdığını duyurdu.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 6 Mayıs”ta, aynı siyasi çizgide yer aldığı, kişisel olarak da yakın ilişkileriyle bilinen Tusk yönetimiyle birlikte Polonya”ya yönelik yaklaşımın tümüyle değiştiğini, “Bugün Polonya için yeni bir sayfa açılıyor. 6 yılı aşkın bir sürenin ardından 7. Madde prosedürünün kapatılabileceğine inanıyoruz. Başbakan Donald Tusk”u ve hükümetini bu önemli atılımı dolayısıyla tebrik ediyorum.” sözleriyle ifade etti.
Polonya dönem başkanlığının öncelikleri
Rusya-Ukrayna savaşından en çok etkilenen ve Belarus”a komşu AB ülkesi Polonya”nın önceliği “güvenlik” olacak.
Sloganını, “Güvenlik, Avrupa!” olarak belirleyen ülke, 2024″te bütçesinden savunmaya en çok pay ayıran NATO ülkesi olmuştu.
Polonya, AB ülkelerini bu yönde teşvik etmeye, Avrupa savunma sanayisini güçlendirmeye odaklanacak. Komşusu AB”nin dönem başkanlığını devralırken, Ukrayna”daki güvenlik durumu ise her zamankinden gergin seyrediyor. Bir yandan Rusya tüm cephe hattı boyunca saldırılarını şiddetlendirirken diğer yandan ABD”nin Ukrayna”ya sağladığı uzun menzilli füzelerin Rusya topraklarında kullanımına izin vermesiyle Ukrayna, Rusya”ya yönelik saldırılarını artırdı.
Polonya”nın başkanlığının başlamasından üç hafta sonra Donald Trump”ın ABD başkanı olarak yemin edecek olması hem Brüksel hem de Kiev”e yardımların artırılmasını savunan Varşova için büyük risk arz ediyor.
Gelecek yıl GSYİH”sinin yüzde 4,7″sini savunmaya harcamayı hedefleyen Varşova, Trump”ın daha fazla harcama yapma talepleriyle karşı karşıya kaldığında diğer birçok ülkeden daha rahat bir konumda.
Son dönemde savunma sanayisini güçlendirme ve savunma harcamalarını artırma planları yapan Brüksel, Varşova”dan diğer üye ülkeleri de aynı hedefe yönlendirmesini bekliyor.
Polonya bu noktada dikkate değer bir rol model olarak hizmet ediyor.
AB Komisyonu, Polonya başkanlığı sırasında savunma hakkında bir politika belgesi yayınlamayı planlıyor.
Polonyalı yetkililer, Ukrayna”da şiddetlenen savaş ve ABD”de Trump yönetiminin yanı sıra Şubat 2025″te Almanya”da yapılacak seçimler ve Orta Doğu”daki durumu da hesaba kattıklarını, bu nedenle dönem başkanlığının ana mesajının güvenlik olacağını ifade ediyor.
Hibrid tehditlere karşı mücadele, enerji ve bilgi güvenliği
Polonya ayrıca AB”nin dış sınırlarındaki göç ve güvenlik zorluklarını kapsamlı bir şekilde ele almak, düzensiz göçü azaltmak ve geri göndermelerle ilgili prosedürleri etkinleştirmek için yeni çözümler üzerine çalışmaya hazırlanıyor.
Polonya, komşusu Belarus”un göçmenleri silah olarak kullandığını, hibrid bir savaş ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle Birliğin göçe yaklaşımının değişmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu anlamda Polonya, ekimde Rusya veya Belarus”tan gelen sığınma taleplerini geçici olarak durdurmak için Brüksel”in desteğini almıştı.
Varşova, karşı karşıya olduğu hibrid savaş araçlarından diğer biri olan dezenformasyonla da mücadele etmeye hazırlanıyor.
Özellikle üçüncü ülkelerin AB bilgi sistemlerine müdahalesini içeren kriz durumlarıyla başa çıkmak için tedbirler önerecek olan Polonya, güvenli dijital hizmetlerin geliştirilmesi konusuna eğilecek.
Polonya dönem başkanlığı, dezenformasyona ve bilgi manipülasyonuna karşı mücadelede üye ülkeler arasında koordinasyonu güçlendirmeye, AB”nin siber uzaydaki düşmanca eylemlerin etkilerini önleme ve azaltma yeteneğini geliştirme üzerine de çalışacak.
Diğer yandan Rus enerjisine olan bağımlılığı azaltmayı amaçlayan Polonya, AB”de enerji fiyatlarını düşürmek, AB ve çevresindeki enerji altyapısının fiziksel güvenliğini ve siber güvenliğini artırmak, AB”de temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi için eşit bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla adımlar atmayı hedefliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
TRANSFER HABERİ – Galatasaray”dan savunmaya Danilo sürprizi!
Süper Lig'de devreye 8 puan farkla giren Galatasaray'da Ocak ayı için çalışmalar başladı. Ara transferde kadrosunu güçlendirmeyi hedefleyen Galatasaray, önceliği savunmaya verecek. Milan Skriniar transferi için Galatasaray'ın önemli yol kattettiği 6 aylık kiralama görüşmelerinin sürdüğü iddia edilmişti. Slovak stoperi ikna etmek için Icardi ve Torreira'nın da devrede olduğu belirtildi. PSG'nin yıldızı için gün sayan Galatasaray, transferde ters köşe yaptı. İtalyan medyası Galatasaray'ın stoper transferi için sürpriz bir ismi gündemine aldığını duyurdu. Fotomac.com.tr editörü Enes Cevahirci'nin Çizme basınından derlediği habere göre; Galatasaray, Juventus forması giyen Danilo ile yakından ilgileniyor. Brezilyalı savunmacının sözleşmesi haziran ayında sona eriyor. Ancak Daniolo'nun ara transfer döneminde takımdan ayrılması bekleniyor. Tecrübeli stoperin Napoli'ye gitmeye sıcak baktığı kaydedildi. Juventus'un transfer planı ise, Milan forması giyen Fikayo Tomori'ye karşılık takas gerçekleştirmek. G.SARAY VE AL-NASSR DEVREDE İtalyan kulüplerinin radarında olan Danilo'ya Galatasaray ve Al-Nassr'da ilgi gösteriyor. 33 yaşındaki oyuncunun savunmanın birçok bölgesinde görev yapabilmesi üzerine Okan Buruk, transfere yeşil ışık yaktı. Danilo bu sezon Juventus formasıyla 16 maçta forma giydi. Brezilyalı stoperin piyasa değeri ise 4 milyon Euro olarak gösteriliyor.
Source: Fotomaç
DSÖ”ye göre İsrail”in kuşatmasındaki Gazze”nin kuzeyinde sağlık sistemi planlı olarak imha edildi
Harris, İsrail”in yoğun saldırıları altında bulunan Gazze”deki sağlık durumuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gazze”deki sağlık durumunun çok kötü olduğunu vurgulayan Harris, Gazze”nin kuzeyinde kalan son büyük sağlık tesisi Kemal Advan Hastanesinin de hizmet dışı kaldığını bildirdi.
Harris, “Gazze”nin kuzeyindeki sağlık sisteminin planlı olarak imha edildiğini gördük. Burası 80 günü aşkın süredir kuşatma altında. Bunun, bölgede kalan 75 bin Filistinlinin hayatını büyük riske attığını tahmin ediyoruz.” dedi.
Gazze”nin diğer bölümlerinde de insanların yeterli barınağı ve gıdası olmadığına işaret eden Harris, herhangi bir sağlık hizmeti almanın giderek zorlaştığını kaydetti.
Harris, Gazze”deki diğer hastanelerin de saldırı altında olduğunu, Gazze”nin merkezindeki iki hastaneye daha saldırıldığını ve durumun giderek kötüleştiğini söyledi.
“Gazzelileri bombalar öldürmediyse onları hastalıklar ve yoksunluk öldürecek demiştim”
Gazze”de soğuktan ölen çocuklarla ilgili spesifik bir sayıya sahip olmadıklarını ve medyada bununla ilgili gördükleri raporların dayanılmayacak kadar üzücü olduğunu kaydeden Harris, “Bir ebeveyne karşı yapabileceğiniz en zalimce şey, çocuğuna en temel ihtiyaçları sağlayamamaya karar vermesini ve küçük çocuğunun ölmesini izlemesini istemektir. Bu, insanların birbirlerine yapabilecekleri en zalimce davranıştır. Bir yıl önce insanların evlerinden zorla çıkarılmaları, yeterli barınak ve hizmet sağlanmaması nedeniyle bunun olacağını öngörmüştük. Sanırım bombalar onları öldürmediyse, hastalıklar ve yoksunluk öldürecek demiştim. Asla bunun gerçekten gerçekleşeceğine inanamazdım ancak gerçekleşiyor.” diye konuştu.
Harris, Kemal Advan Hastanesinin artık boş olduğunu, burada kritik durumdaki kalan hastaların Endonezya Hastanesine nakledildiğini ancak bu hastanede de yeterli bakım sağlamak için gerekli ekipman ve malzemenin olmadığını ifade etti.
İsrail tarafından gözaltına alınan Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiyye”nin durumuna ilişkin bilgiye sahip olmadıklarını belirten Harris, “Gerçek şu ki, şu anda Gazze”nin kuzeyindeki insanlar için gerçek bir sağlık hizmeti yok.” dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Lübnan”da 2024 İsrail”in şiddetli saldırıları, büyük yıkım ve kırılgan ateşkesin sağlanmasıyla geçti
Lübnan”da 2024 yılı, özellikle Hizbullah için “yıkıcı” geçerken, yapılan ateşkes ve bazı siyasi krizlerin çözümüne yönelik girişimler öne çıktı.
İsrail”in Lübnan genelinde Eylül 2024 itibarıyla şiddetlendirdiği bombardımanları, ülkenin güneyini karadan işgal girişimleri ve başkent Beyrut”taki suikast saldırıları, resmi verilere göre, en az 4 bin kişinin hayatını kaybetmesine, 16 binden fazlasının yaralanmasına ve ülke içi ve dışında yaklaşık 1,9 milyon kişinin yerinden edilmesine sebep oldu.
İsrail ordusunun, 2 Ocak”ta Lübnan”ın başkenti Beyrut”un güneyinde Hizbullah”ın kalesi olarak bilinen Dahiye”ye düzenlediği ilk saldırıda Hamas liderlerinden Salih el-Aruri yaşamını yitirdi.
Beyrut”ta 30 Temmuz”da Dahiye”yi hedef alan İsrail saldırısında dönemin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah”ın “sağ kolu” Fuad Şükür hayatını kaybetti.
İsrail, 17 Eylül”de Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları, 18 Eylül”de de telsizleri eş zamanlı patlatarak çok sayıda kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı.
Hizbullah hareketi yaşadığı istihbarat açığı ve İsrail”e karşı beklenen mukavemeti gösteremediği için eleştirilirken, telsiz ve çağrı cihazlarının patlatılmasına ilişkin Nasrallah, “tarihi bir darbe aldıkları” açıklamasında bulundu.
Hizbullah, İsrail ordusunun saldırılarında hareketin komuta kademesinden birçok kişiyi kaybederken, Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, 27 Eylül”de Beyrut”un güneyindeki Dahiye”de İsrail”in düzenlediği şiddetli bombardımanda suikast sonucu öldü.
İsrail”in F-35 savaş uçaklarıyla düzenlediği bombardımanda Nasrallah”ın öldürülmesi Hizbullah”a ağır bir darbe oldu.
Saldırıların şiddetini artıran İsrail, Hizbullah”ın üst düzey liderlerine yönelik suikastlarını sürdürdü.
Nasrallah”ın halefi olarak bilinen Haşim Safiyuddin 3 Ekim”deki İsrail saldırısında Beyrut”ta hayatını kaybetti.
Çatışmaları savaşa dönüştüren İsrail, Lübnan”ın güneyinde İsrail sınırındaki çok sayıda beldeye karadan işgal saldırıları düzenledi.
130 bin hektarlık arazide tarım sekteye uğradı
İsrail”in yasaklı beyaz fosfor bombası dahil kullandığı savaş mühimmatları Lübnan”da tarıma ciddi bir darbe vurdu.
Lübnan Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi (CNRS-L) verilerine göre, İsrail”in Lübnan”a 8 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarında, on binlerce zeytin ve meyve ağacı, geniş tarım arazileri yakıldı, Lübnanlı çiftçiler yerlerinden edildi.
İsrail saldırılarında ülkedeki tarım arazilerinin dörtte birini oluşturan 130 bin hektarlık alanda tarım sekteye uğradı.
İsrail”in ihlallerini sürdürdüğü kırılgan bir ateşkes
Lübnan ile İsrail arasında 27 Kasım”da yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, İsrail”in ihlallerine rağmen başta bombardıman seslerinden bunalan Lübnan halkı için “tünelin ucundaki ışık” oldu.
Anlaşmaya göre İsrail”in Lübnan”a yönelik saldırılarını durdurması, Lübnan”ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve bu bölgelere Lübnan ordusunun konuşlanması gerekiyor.
Ancak İsrail, bir ayı aşkın süredir yürürlükte olan ateşkesi evleri havaya uçurup kısıtlı saldırılar düzenleyerek ihlal etmeyi sürdürmesine rağmen hem Lübnan, hem uluslararası toplum İsrail”den sorumluluklarını yerine getirip, ihlallerini durdurmasını ve Lübnan”ın güneyindeki beldelerden çekilmesini bekliyor.
İsrail ordusu, ilan edildiği 27 Kasım”dan bu yana ateşkesi en az 333 kez ihlal etti.
Lübnanlı uzmanlar ise İsrail”in ihlallerine son verip ateşkes anlaşmasını tamamen uygulamaya koymaması durumunda çatışmaların yeniden başlayacağı tahmininde bulunuyor.
Lübnan”da Cumhurbaşkanı seçimi krizi 9 Ocak”ta çözülür mü?
İsrail”in saldırılarıyla hem siyasi düzeyde hem de halk nazarında Lübnan boğucu bir atmosfere sürüklenirken, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri”nin 28 Kasım”da yeni Cumhurbaşkanı seçimi için oturum düzenleneceğini duyurması, siyasette olumlu bir gelişme olarak kayda geçti.
Berri”nin açıklamasının ardından Lübnan siyasetini oluşturan birçok kesim yeni Cumhurbaşkanının 9 Ocak”ta seçileceğine dair olumlu açıklamalarda bulundu.
Lübnan”da Cumhurbaşkanı Mişel Avn”ın görev süresi 31 Ekim 2022″de sona ermesine rağmen, meclisteki alışılagelen anlaşmazlıklar yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine engel oldu.
Cumhurbaşkanlığı görevini 2016″dan bu yana sürdüren 91 yaşındaki Avn da 2016″da Meclis”te düzenlenen 46″ncı oturumun sonunda seçilebilmişti.
Lübnan Anayasası”na göre cumhurbaşkanı Maruni Hristiyan, başbakan Sünni ve meclis başkanı ise Şiilerden seçiliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Suriye’de ortak banka kurulacak mı? Ziraat Bankası”ndan açıklama: Üzerimize düşeni yapacağız
Suriye”de 2022″de ortak banka kurulması planlarını hakkında açıklamada bulunan Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, uygun şartların sağlanması durumunda Ziraat Bankası”nın üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini belirtti.
Reuters’ın, Suriye’deki iç savaştan önce planlanan ortak banka kurulması projelerinin yeniden gündeme gelip gelmeyeceğine dair sorusunu yanıtlayan Çakar, “Suriye’deki değişimin ülkemiz için büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz ve gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Şartlar uygun hale gelirse, bankamız daha önceki deneyimlerinde olduğu gibi bu konuda da sorumluluğunu yerine getirecektir” ifadelerini kullandı.
2010 yılında plan yapılmıştı
Savaş öncesi, 2010 yılında Ziraat Bankası, Suriye’de yerel bir ortakla banka kurma planları yapmıştı, ancak savaşın patlak vermesiyle bu proje askıya alınmıştı.
Ancak Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından, üç haftadır görevde olan yeni yönetim ile Türkiye arasında enerji ve inşaat gibi birçok alanda, ülkenin yeniden inşası ve kalkınması adına görüşmeler sürdürülüyor.
Source: Dünya Gazetesi
Suriye”ye ilişkin rapor Cumhurbaşkanı Erdoğan”a sunuldu
Yalçın, parti genel merkezinde düzenlenen Suriye”de Faaliyet Gösteren İnsani Yardım Kuruluşları Çalıştayı kapsamında basın açıklaması yaptı.Suriye”deki Baas rejiminin 61 yılın ardından son bulduğunu belirten Yalçın, “Sadece halkına değil Türkiye”ye de düşmanlık etmesiyle bilinen bir rejim 13 günün içerisinde yerle yeksan oldu.” diye konuştu.Yalçın, iç savaşın sonlandığı tarihten itibaren Türkiye”nin de son derece memnun olabileceği bir sonucun ortaya çıktığına işaret ederek, “Yeni Suriye”de artık şartların Türkiye için çok daha elverişli olabileceği kanaatine sahibiz.” değerlendirmesinde bulundu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın her konuşmasında “Zulümle abad olunmaz” ifadelerini kullandığını anımsatan Yalçın, “Yönetim değişikliğinin hemen arkasından biz de AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı olarak bir heyet halinde Suriye”ye ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretin temel amacı, mevcut insani şartları incelemek, iç savaş döneminde veya öncesinde Sednaya, toplu mezarlar başta olmak üzere Baas rejiminin Suriye halkına, insanlarına yönelik işlediği insanlık suçlarını tespit etmek ve onlar üzerinde çeşitli değerlendirmeler ve raporlar oluşturmaktı.” diye konuştu.Yalçın, Suriye”de “deprem ve belki de depremden daha vahim bir görüntüyle karşılaştıklarını” ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada sadece bir deprem görüntüsü yok aynı zamanda bir yağma görüntüsü var. Yıkılan binaların ne bir kapısı ne bir penceresi ne içerisinde halısı, kilimi hiçbir şey kalmamış. Özellikle küçük yerleşim bölgeleri birer hayalet şehre dönüşmüş. Yıllarca ülkemizde birileri “Suriyeliler bir an önce evlerine dönsün, onları gönderelim” gibi kavramlar kullanıyordu. Sednaya ve bu hayalet şehirleri gördükten sonra onlara çok daha açık bir şekilde söyleyebiliriz ki o insanların gidecek yerleri yoktu. Ve hala insani şartların dönüş için kolay olmadığını gösteriyor. Barınma, enerji, gıda gibi temel sorunlar, altyapı sorunları hala sürüyor. Bunların kısa sürede tamamlanması ülkelerine dönmek isteyen insanların dönmeleri için ön şart gibi görünüyor.”- SURİYE”YE İLİŞKİN RAPOR CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN”A SUNULDUAK Parti”li Yalçın, Baas rejiminin düşmesinin üzerinden bir hafta geçmeden Türk sivil toplum örgütlerinin saha çalışmalarına başladığını belirterek, bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Türkiye”nin ve Türk milletinin yardımsever olduğunu, güçlü bir sivil toplum örgütlenmesine sahip bulunduğunu kaydeden Yalçın, “Bu ziyaretimizin arkasından kapsamlı bir rapor hazırlıyoruz. Cumhurbaşkanımıza öncelikle bir kısmını sunduk, devamını da daha kapsamlı hale getirerek sunmayı planlıyoruz. Suriye”de insani şartların nasıl iyileştirilebileceği, insani şartların iyileştirilmesinde ne tür aktörlerin ne tür rol alabileceği meselesini de değerlendiriyoruz.” bilgisini paylaştı.Suriye toplumunun “yaklaşık 100 yıl boyunca hiçbir zaman doğru düzgün bir dengeyi yakalayamadığını” Türkiye ile ilişkilerinin de “doğru düzgün kurulamadığını” belirten Yalçın, şunları kaydetti:”Biz o Suriye resminin artık Türkiye”ye dost bir Suriye resmiyle değişmesi gerektiği kanaatine ve şansına sahip olduğuna inanıyoruz. Bugün Suriye”de yeni bir yönetim teşekkül ediyor. Tam da bu bakımdan kıymetli bir zamana sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Devletimiz, hükümetimiz elinden geldiğince Suriye”de yeni yönetimin oluşması, daha iyi şartların oluşması için, Türkiye ile daha iyi ilişkiler geliştirebilecek bir yönetimin oluşması için elinden geleni yapıyor. Biz Suriyelilerle yaklaşık 13 yıldır kardeş ilişkisi kurduk. Bu ilişki önümüzdeki dönemde Türkiye ve Suriye”nin en büyük şanslarından bir tanesi olacak.”Hasan Basri Yalçın, Suriye ile siyasi ve diplomatik ilişkileri sürdürmenin yanında kültürel ve toplumsal ilişkileri sürdürmenin iki ülkenin yararına olacağını belirterek, sivil toplum örgütlerinin kardeşlik bağını devam ettirme adına önemini vurguladı.
Source: Www.star.com.tr
Yemen”deki Husiler, İsrail”i hipersonik balistik füzelerle vurdu
Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada konuya ilişkin bilgi verdi.Seri, “(Husilere bağlı) Yemen Silahlı Kuvvetleri, füzelerle iki nitelikli askeri operasyon gerçekleştirdi.” ifadesini kullandı.İlk operasyonda “işgal altındaki Filistin”in Yafa bölgesindeki İsrail”e ait Ben Gurion Havalimanı”nın 2 hipersonik balistik füze ile hedef alındığını” belirtilen Seri, “ikinci operasyonda işgal altındaki Kudüs”ün güneyindeki elektrik santralini balistik füzeyle hedef aldıklarını” aktardı.Husi sözcü Seri, “her iki operasyonda da füzelerin hedefleri başarıyla vurduğunu” kaydetti.Seri, saldırının, “ABD kuvvetlerinin ülkelerine büyük bir hava saldırısı düzenlemeye hazırlanırken, ABD uçak gemisi USS Harry Truman”ın çok sayıda insansız hava aracı ve füzeyle hedef alınması” ile aynı zamana denk geldiğine dikkati çekti.Operasyonun başarıya ulaştığını ve ABD hava saldırısının da boşa çıkarıldığını ifade eden Seri, Husilerin “Yemen”in Filistin halkına karşı dini, ahlaki ve insani görevini yerine getirmesini engellemeyi amaçlayan İsrail ve ABD ile bağlantılı her türlü tehdide karşı koymak için askeri birimlerin savaş hazırlığını artırdığını” aktardı.Yedioth Ahronoth gazetesi, Yemen”den atılan füze nedeniyle Tel Aviv”deki Ben Gurion Uluslararası Havalimanı”ndaki uçuşların geçici olarak durdurulduğunu bildirdi.
Source: Www.star.com.tr