Uluslararası İlişkiler Gündemi – Savaşlar, Diplomasi ve Stratejik Gelişmeler

Kasabaya yeni şerif geldi

Trump’ın yardımcı JD Vance, Münih Güvenlik Zirvesi’nde müttefiklerinin alkışlarıyla kürsüye çıktı, “Umarım bu alacağım son alkış olmaz” dedi gülümseyerek.

Sonra onların gözlerinin içine bakarak konuştu: “Kasabaya yeni şerif geldi beyler… Ve şerifin kuralı basit: Ya bizimle olursunuz ya da başınızın çaresine bakarsınız.”

Avrupalı liderler masalarında şöyle bir kıpırdadı. Devam etti ‘Şerif’ yardımcısı:

“Kendi seçmeninizden korkarak (seçimlerde) yarışırsanız, ABD olarak sizin için bir şey yapamayız. Rusya’nın birkaç bin dolarlık sosyal medya reklamı ile seçimleri etkileyebileceğini düşünüyorsanız demokrasiniz en başında o kadar sağlam değilmiş.”

Haklı çıktı, konuşması bitince alkışlayan olmadı.

Zira Münih’te ‘demokrasi dersi’ vermeye gelen ‘Şerif’ yardımcısı, önce bir “Nazi torunuyla” yani Hitler hayranı ırkçı AfD partisi lideriyle otelinde bira içti. Tabii biradan sonra demokrasi dersi de kolay gelir.

Vance’ın, Nazi felaketini yaşamış Avrupalı liderlere azar çekmesi biraz ağır gelmişti.

Alman Şansölye Olaf Scholz kan beynine sıçramış halde söz aldı; “Dışarıdan gelenlerin bu parti lehine (ırkçı AfD) demokrasimize, seçimlerimize müdahale etmesini kabul etmeyeceğiz. Bu yaptığınız dostluğa ve müttefikliğe aykırı…”

Sonrasında konuşan Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg, ise Ukrayna uyarısı yaptı. “Avrupalı dostlarıma şunu söylemek isterim: Masada şikâyet ederek değil; somut öneriler sunarak, mesela NATO savunma harcamalarını artırarak oturun” dedi.

Ve NATO’da derin çatlak böylece su üzerine çıkmış oldu.

Trump’ın kararıyla Amerika dün Ruslarla Riyad’da barış görüşmelerine oturdu. O görüşmelere Ukrayna ve Avrupalı yetkililer alınmadı. Ukraynasız, barış zirvesi yapıldı.

Trump geçen hafta adamlarını Kiev’e yolladı. “Amerikan halkının vergilerini sizin savaşınıza harcadık. Ukrayna’nın nadir yeraltı kaynaklarının yüzde 50’sini istiyoruz. Beni aptal yerine koymayın, yoksa silahı, cephaneyi unutun” dedi.

ABD, Ukrayna için neyi savunuyordu? Özgürlük mü? Demokrasi mi? Meğer derdi toprağın altındaki madenlermiş! Amerikan ruhu bu muydu! Önce özgürlük dersi verip, sonra kasayı açtırmak mı…

Münih Zirvesi’nde, Ukrayna lideri Zelenski’ye ABD tarafı apar topar “Madenlerin devri” anlaşması imzalatmaya kalkıştı. Zelenski, “Trump’tan yeterli güvenlik taahhüdü almadık, Avrupalı ortaklarımıza sormam lazım, parlamentonun da onayı gerekli” diyerek resmen kaçtı.

Görüşmeye şahit olan bir diplomat; “Avrupalıların 18. yüzyılda Afrika kolonilerini bölüştürmeleri gibiydi” diyerek şaşkınlığını gizleyemedi. (The Washington Post)

Sonrasında Zelenski çıkıp “Amerika’dan ayrı bir Avrupa Silahlı Kuvvetleri, Avrupa Ordusu kurulması şart” diye konuştu.

Trump’ın at pazarlığı, yangından mal kaçırması herkesi rahatsız etti.

Avrupalı liderler pazartesi Paris’te olağanüstü toplanarak ‘Trump vakasını’ konuştu.

Fransa lideri Macron, Trump’ın; 1945’te ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından birçok ülkenin onayı olmadan imzalanan Yalta Anlaşması’na benzer bir nüfuz alanı anlaşması yapacağından söz etti.

Amerika, yıllarca ‘özgür dünyanın lideri’ oldu. Sonunda gerçekten liderlik yaptı: Önce NATO’yu böldü, sonra Avrupa’ya sırtını döndü, en son da Putin’in yanına oturdu. Hollywood filmi gibi bir final!

Ukrayna halkı ise tam anlamıyla bir altın madeninin üzerinde oturuyor. Ve tarihten biliyoruz ki, Amerika’nın gözüne kestirdiği bir zenginlik varsa, onu ya ‘severek’ verirsiniz ya da yakıp alırlar. Trump’ın son tercihini Gazze’de gördük.

Source: Güney Öztürk


Trump”tan Zelenskiy”e eleştiri: Üç yıl önce bunu bitirmeliydiniz

Trump, Florida”daki malikanesi Mar-a-Lago”da düzenlediği basın toplantısında Rusya-Ukrayna savaşı gündemini değerlendirdi.
Suudi Arabistan”daki görüşmelerin iyi başladığını ve sürecin iyi gideceğini umduğunu kaydeden Trump, savaşta yüz binlerce askerin öldüğünü ve bunun artık sona ermesi gerektiğini söyledi.

Trump, Ukrayna”nın Suudi Arabistan”daki ABD-Rusya görüşmelerine neden davet edilmediği konusuna da açıklık getirdi.
Ukrayna”nın savaşı daha önce bitirme imkanına sahip olduğu halde Joe Biden yönetiminin de desteğiyle savaşı sürdürmeyi tercih ettiğini savunan Trump, şunları söyledi:
“Bugün duydum ki “biz davet edilmedik” diyorlarmış. Üç yıldır oradasınız, üç yıl önce bunu bitirmeliydiniz. Hiç başlamamalıydınız. Daha önce bir anlaşma yapabilirdiniz. Ukrayna için öyle bir anlaşma yapabilirdim ki, onlara neredeyse tüm topraklarını verebilirdim. Ama onlar bu şekilde yapmamayı tercih ettiler. Ve Başkan Biden, bu konuda ne kadar yanlış hareket ettiğine dair en ufak bir fikri bile yok. Çok kötü ve üzücü.”

Savaşın nedeni konusunda Rusya ile ilgili net bir değerlendirme yapmayan Trump, zayıf liderlik gösterdikleri için hem Biden”ın hem de Zelenskiy”nin “hiç başlamaması gereken” bir savaşın kapısını araladığını savundu.
Avrupa barış gücü askerleri olasılığına yeşil ışık
Öte yandan Trump, Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması ihtimaline sıcak baktığını ve böyle bir öneriyi desteklediğini açıkladı.
Trump, barış planının bir parçası olarak Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması fikrine nasıl baktığı sorusuna, “Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu harika. Ben buna varım. Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu iyi olur.” diye yanıt verdi.

Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin bu fikirden bahsettiğini hatırlatan Trump, “Eğer bir barış anlaşması yaparsak, bence Avrupa açısından oraya asker göndermemiz gerekmeyecek çünkü biz çok uzaktayız ama orada (Avrupa”dan) asker bulundurmak iyi olur. Buna hiç itirazım olmaz.” değerlendirmesini yaptı.
Özellikle Fransa”nın buna istekli olduğunu bildiğini belirten Trump, böyle bir adımın “güzel bir jest” olacağını kaydetti.
Ukrayna”da seçim yapılmasına yönelik değerlendirme
ABD Başkanı ayrıca, Ukrayna”da güncel durumdan dolayı savaş yasalarının geçerli olduğunu, uzun zamandır seçim yapılmadığını ancak halkın Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy”den pek de memnun olmadığını söyledi.
Trump, “(Ukrayna”da) Seçim yapmayalı uzun zaman oldu. Bu Rusya ile ilgili bir şey değil. Bu düşünce benden ve diğer birçok ülkeden geliyor. Ukrayna”daki şehirler kelimenin tam anlamıyla Gazze”ye benziyor. İnsanlar bundan bıktı. İnsanlar bir şeylerin olduğunu görmek istiyor.” diye konuştu.
Avrupa”daki ABD askerlerini geri çekme fikri yok
Trump, bir soru üzerine, Avrupa”daki ABD askerlerini geri çekme gibi bir düşüncesinin olmadığını ifade etti.
AB ile gerilim artıyor: Trump”tan otomobil, ilaç ve çiplere yüzde 25 tarifeDünya

Source: Dünya Gazetesi


Trump”tan “Zelenski Suudi Arabistan”a neden çağrılmadı?” sorusuna zehir zemberek yanıt

ABD Başkanı Donald Trump bir basın toplantısı düzenleyerek Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeleri ve ateşkes sürecini değerlendirdi. Suudi Arabistan”daki görüşmelerin iyi başladığını ve sürecin iyi gideceğini umduğunu belirten Trump, savaşta yüz binlerce askerin öldüğünü ve bunun artık sona ermesi gerektiğini söyledi. BIDEN YÖNETİMİNİ SUÇLADI Toplantıda kendisinden önceki Joe Biden yönetimini suçlayan Trump, Ukrayna”nın Suudi Arabistan”daki ABD-Rusya görüşmelerine neden davet edilmediği konusuna bir açıklama yaptı. Ukrayna”nın savaşı daha önce bitirme imkanına sahip olduğu halde Joe Biden yönetiminin de desteğiyle savaşı sürdürmeyi tercih ettiğini savunan Trump, “Bugün duydum ki “biz davet edilmedik” diyorlarmış. Üç yıldır oradasınız, üç yıl önce bunu bitirmeliydiniz. Hiç başlamamalıydınız. Daha önce bir anlaşma yapabilirdiniz. Ukrayna için öyle bir anlaşma yapabilirdim ki, onlara neredeyse tüm topraklarını verebilirdim. Ama onlar bu şekilde yapmamayı tercih ettiler. Ve Başkan Biden, bu konuda ne kadar yanlış hareket ettiğine dair en ufak bir fikri bile yok. Çok kötü ve üzücü.” ifadelerini kullandı. “HİÇ BAŞLAMAMASI GEREKEN BİR SAVAŞTI” Savaşın nedeni konusunda Rusya ile ilgili net bir değerlendirme yapmayan Trump, zayıf liderlik gösterdikleri için hem Biden”ın hem de Zelenski”nin “hiç başlamaması gereken” bir savaşın kapısını araladığını savundu. “AVRUPA BARIŞ GÜCÜ”NE VARIM” Öte yandan Trump bazı Avrupa liderlerinin destekleyip bazılarının çekimser kaldığı barış planının bir parçası olarak Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması ihtimaline sıcak baktığını ve böyle bir öneriyi desteklediğini açıkladı. Trump, Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması fikrine nasıl baktığı sorusuna, “Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu harika. Ben buna varım. Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu iyi olur.” diye yanıt verdi.Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin bu fikirden bahsettiğini hatırlatan Trump, “Eğer bir barış anlaşması yaparsak, bence Avrupa açısından oraya asker göndermemiz gerekmeyecek çünkü biz çok uzaktayız ama orada asker bulundurmak iyi olur. Buna hiç itirazım olmaz.” değerlendirmesini yaptı. Özellikle Fransa”nın buna istekli olduğunu bildiğini belirten Trump, böyle bir adımın “güzel bir jest” olacağını kaydetti. “UKRAYNA”NIN ŞEHİRLERİ GAZZE”YE BENZİYOR” Ukrayna”da halen savaş yasalarının geçerli olduğunu belirten Trump, ülkede uzun zamandır seçim yapılmadığını halkın Zelenski”den pek de memnun olmadığını söyledi.Trump, “Seçim yapmayalı uzun zaman oldu. Bu Rusya ile ilgili bir şey değil. Bu düşünce benden ve diğer birçok ülkeden geliyor. Ukrayna”daki şehirler kelimenin tam anlamıyla Gazze”ye benziyor. İnsanlar bundan bıktı. İnsanlar bir şeylerin olduğunu görmek istiyor” ifadesini kullandı. Trump, bir soru üzerine, Avrupa”daki ABD askerlerini geri çekme gibi bir düşüncesinin olmadığını belirtti.

Source: Erdem Aksoy


Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, TDT Aksakallar Konseyi Başkanı Yıldırım”la görüştü

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Cumhurbaşkanlığı Sarayı”nda Binali Yıldırım ile bir araya gelerek, Özbekistan ile TDT arasındaki işbirliğinin durumu ve perspektiflerine ilişkin fikir alışverişinde bulundu. Görüşmenin başında Yıldırım, Mirziyoyev”e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve iyi dileklerini iletti. Görüşmede, TDT Aksakallar Konseyinin çok taraflı işbirliğinin koordine edilmesi ve geliştirilmesinde artan rolü ve aktif katılımı dikkate alınarak, teşkilat kapsamındaki çok taraflı işbirliğinin daha da genişletilmesi konuları ele alındı. Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerinde kabul edilen belge ve girişimlerin hayata geçirilmesi için yapıcı ortaklığın genişletilmesi ve ilişkilerin artırılmasının önemi vurgulanan görüşmede ayrıca TDT kapsamında gelecek dönemde yapılacak etkinliklere hazırlık meseleleri ile bu etkinliklerin gerçekleştirilmesi ile ilgili konular da gözden geçirildi. Yıldırım, ülkedeki temasları kapsamında bugün Semerkant’ta Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği tarafından düzenlenen Türk Dünyası Şehircilik Kurultayı’nın açılışına katılacak.

Source: Internet Haber


İsrail ordusu Batı Şeria”da 2 Filistinliyi yaraladı, 20 kişiyi gözaltına aldı

Filistin resmi ajansı WAFA”nın haberine göre, İsrail ordusu, Batı Şeria”nın farklı kentlerine ve kasabalarına baskınlar düzenledi.

İsrail ordusu, Batı Şeria”daki Tulkerim Mülteci Kampı”nda Filistinlilere ait 16 evi yıktı

Bazı kent ve kasabalara ateş açarak ve gaz bombası atarak giren İsrail güçleri ile baskına tepki gösteren Filistinliler arasında zaman zaman olaylar çıktı.

Baskınlar sırasında İsrail askerlerinin ateş açması sonucu 2 Filistinli yaralanırken, çok sayıda kişi gazdan etkilendi, 20 kişi de gözaltına alındı.

İsrail”in Batı Şeria”nın kuzeyine yönelik saldırıları

Gazze”de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlattı.

İsrail ordusu, Cenin”de sürdürdüğü şiddetli saldırılarını 27 Ocak Pazartesi günü Tulkerim, 2 Şubat”ta Tubas”ın El-Faria Mülteci Kampı ile Tamun beldesini kapsayacak şekilde genişletti. İsrail ordusu, 7 gün süren baskının ardından 8 Şubat”ta Tamun”daki güçlerini geri çekti.

İsrail askerleri 9 Şubat”ta saldırılarını Tulkerim”in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı”nı da kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusunun 21 Ocak”tan bu yana düzenlediği saldırılarda 56 Filistinli yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı, bölgedeki yapılar ve altyapı geniş çapta tahrip edildi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs”te 7 Ekim 2023″ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 167″si çocuk 917 Filistinli yaşamını yitirdi, 7 bine yakın kişi yaralandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


“Filistinli esirlerin lideri” Nail el-Bergusi, 45 yıl esaretin ardından serbest bırakılacak

“Filistinli esirlerin lideri” lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Nail el-Bergusi de serbest bırakılacak esirler arasında yer alıyor.

Bergusi’nin eşi İman Nafi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok esirin aileleriyle iletişime geçerek perşembe veya cumartesi günü serbest bırakılacaklarını bildirdiğini ifade etti.

Eşi Nail el-Bergusi”nin de kendisini arayarak “Filistin dışına sürgün edilmek şartıyla serbest bırakılacağını” söylediğini belirten Nafi, “Daha önce sürgünü reddeden Nail, dün (pazartesi) itibarıyla bunu kabul etti. Ancak nihai olarak nereye gönderileceği henüz belli değil” dedi.

Filistin Esirler Cemiyetinden alınan bilgiye göre, esirler ailelerini İsrail istihbarat birimlerinin ofislerinden arayarak durumlarını bildiriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ocak ayında ateşkes ve esir takasına ilişkin yaptığı konuşmada, bu kapsamda serbest bırakılacak Filistinlilerin ülke dışına çıkarılacağını söylemişti.

İsrail”in ülke dışına gönderilme koşuluyla serbest bırakacağı Filistinli esirlerden öne çıkan bazı isimler şöyle:

1- Filistinli esirlerin lideri lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Nail el-Bergusi

2- Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları komutanlarından ve 31 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Osman Bilal

3- Kudüs”te 2015″te düzenlediği silahlı saldırıda 22 İsraillinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtığı iddia edilen Bilal Ganım

4- Hamas liderlerinden ve 30 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Abdunnasır İsa

5- Aksa Şehitleri Tugayının liderlerinden Zekeriya Zübeydi

6- Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) yöneticilerinden eski milletvekili Halide Cerrar

İsrail, esirlerin serbest bırakıldıktan sonra ülke dışına sınır dışı edilmesinin, bu esirlerin Batı Şeria”ya geri dönmeleri halinde oluşturabilecekleri “güvenlik risklerini” azaltma kapsamında gerçekleşeceğini iddia ediyor.

İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan siyasi tutuklu

Filistinli esirlerin lideri lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan Nail el-Bergusi, dünyanın en uzun süreli siyasi tutuklusu olarak Guinness Rekorlar Kitabı”na girdi.

İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan siyasi tutuklu olarak kayıtlara geçen Bergusi, ilk olarak 1978 yılında 19 yaşındayken tutuklanmıştı.

Henüz 19 yaşındayken girdiği cezaevinden 2011″de İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası anlaşması sonucu çıkan ve sadece 31 aylık özgürlüğün ardından Haziran 2014″te “3 Yahudi yerleşimcinin kaçırılması ve öldürülmesi” olayına tepki olarak yeniden gözaltına alınan Nail el-Bergusi, İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan kişi olması dolayısıyla “Filistinli esirlerin önderi” olarak adlandırılıyor.

İsrail”in Batı Şeria”daki Ofer Askeri Mahkemesi, 22 Şubat 2017″de Bergusi hakkında müebbet ve 18 yıl hapis cezası kararı vermişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Çaresiz kaldılar! Terör örgütü PKK/YPG Suriye”de boyun eğdi

Türkiye”nin kararlı duruşu ve Suriye yeni yönetiminin tüm grupların silah bırakıp Savunma Bakanlığı çatısı altında toplanması kararı sonrası terör örgütü PKK/YPG hizaya geldi.Suriye yönetiminin Ulusal Diyalog Konferansı sürecinde terör örgütü PKK”nın hiçbir uzantısının yer almayacağını duyurmasıyla terör örgütü köşeye sıkıştı. SDG elebaşlarından Ebu Ömer el-İdlibi, terör örgütünün sözde güvenlik kurumlarının, Suriye ordusunun yapısına dahil edilmesi kararı alındığını açıkladı. Terör örgütü SDG, Suriye sınırlarında PKK/YPG”ye katılan yabancı teröristlerin de sınır dışına yollanarak tasfiye edileceğini belirtti.SURİYE YÖNETİMİNDEN PKK”YA VETOSuriye Ulusal Diyalog Konferansı Hazırlık Komitesi Sözcüsü Hasan Dığeym, konferans sürecine terör örgütü PKK/YPG”nin SDG veya PYD adı altında dahil edilmeyeceğini, sözde siyasi kanat PYD”nin de örgütün diğer uzantıları gibi feshedilmesi gerektiğini söylemişti.”SDG adı altında hareket eden terör örgütü PKK/YPG”nin sözde siyasi uzantısı olan PYD, konferansa katılacak mı?” sorusuna Dığeym, “Zafer Konferansı”nda Ahmed Şara”nın Cumhurbaşkanlığına atanmasıyla birlikte tüm askeri oluşumların feshedildiği duyuruldu. Bu gruplar Savunma Bakanlığına entegre edilmesi gerektiğinden, hiçbir askeri grup konferansa davet edilmeyecek.” yanıtını vermişti.Askeri örgütlerin dağıtılması meselesinin, aynı zamanda siyasi kanatları da ilgilendirdiğine işaret eden Dığeym, şunları kaydetmişti: Bu bağlamda, SDG hala bir askeri yapı olup, lideri Mazlum Abdi”nin kontrolü altında Suriye”nin bazı bölgelerini yönetmeye devam etmektedir. Mutlak lider gibi hareket edip, Şam yönetiminin yetkisi dışında hareket etmektedir, hala Suriye devletinin bir parçası haline gelmemiştir. Bu nedenle, SDG”nin askeri kanadı gibi siyasi kanadı (PYD) da feshedilmelidir. SDG”nin siyasi ve askeri kanatları birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu için askeri kanadı feshedilirse siyasi kanadı da otomatik olarak feshedilmiş sayılır. Siyasi ve askeri kanat aynı kimliği taşıyor.”TÜRKİYE”YE TEHDİT OLUŞTURACAK HİÇBİR KONU KABUL EDİLMEYECEK”Dığeym, “Konferansın ulusal içeriği, herhangi bir ayrılıkçı konuyu reddedecek. Aynı zamanda Suriye”nin komşularına, özellikle de Suriyelilerin her zaman iyilik gördüğü Türkiye”ye tehdit oluşturacak herhangi bir konuyu da kabul etmeyecektir.” diye konuşmuştu.Suriye yönetiminden PKK”ya veto! Davet edilmeyeceklerBakan Fidan”dan net mesaj: PKK virüsünden hep birlikte kurtulmanın zamanı geldiKalın”dan DEAŞ ve PKK uyarısı

Source: Www.star.com.tr


Gizli dosya yayınlandı! Ukrayna sömürge olacak

İngiliz The Telegraph gazetesi, Ukrayna savaşını bitirmek için Rusya ile müzakerelere başlayan ABD Başkanı Donald Trump”a ait olduğu iddia edilen “barış planı”nı yazdı. Plana göre, Trump”ın Ukrayna”dan 500 milyar dolar “geri ödeme” talebi, ABD”nin ülkenin kritik mineralleri üzerindeki kontrolünün çok ötesine geçiyor; limanlar ve altyapıdan petrol ve doğalgaza kadar her şeyi kapsıyor. Bir hafta önce Zelenski”ye de gönderildiği öne sürülen sözleşmenin şartları, ABD”nin Ukrayna”yı yasal olarak neredeyse ebediyen ekonomik sömürgeleştirmesi anlamına geliyor.7 Şubat 2025 tarihli sözleşme “maden kaynakları, petrol ve gaz kaynakları, limanlar, diğer altyapılar” dahil olmak üzere “Ukrayna”nın kaynaklarıyla ilişkili tüm iktisadi değerleri” kapsıyor.TAM KONTROL TALEBİBelgede, “Bu anlaşma, kanunlar ihtilafı ilkelerine bakılmaksızın New York kanunlarına tabi olacaktır” ifadesi de yer alıyor. Taslak metinde, gelecekteki tüm lisanslar için “ABD”nin ihraç edilebilir minerallerin satın alınmasında ilk ret hakkına sahip olacağı” belirtiliyor. Planın yürürlüğe girmesi halinde Washington yargı dokunulmazlığa sahip olacak, Ukrayna”nın emtia ve kaynak ekonomisinin çoğu üzerinde neredeyse tam kontrol sahibi olacak. Gazete haberinde, “Bu şartlar, 1945″teki yenilgilerinin ardından Almanya ve Japonya”ya uygulanan mali cezalardan daha kötü” ifadesini kullanırken; Trump”ın taleplerinin Ukrayna”nın GSYİH”sinden, Versailles Antlaşması”nda Almanya”ya dayatılan tazminatlardan daha yüksek bir paya denk geleceğine dikkati çekti. Trump, 300 milyar dolar harcadığını belirterek, Ukrayna”nın 500 milyar dolar vermeyi “kabul ettiğini” söylemişti.Trump”tan Zelenski”ye tepki: Üç yıl önce bitirmeliydinizBaşkan Erdoğan”dan 3″lü zirve teklifi: Trump”ın politikası Türkiye ile örtüşüyor”Türkiye garantör ülke olmalı

Source: Www.star.com.tr


Zelenski”den Trump”a cevap

Zelenski: Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim

Zelenski: Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski: Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim. Hem Cumhuriyetçiler hem Demokratların birçoğu bizi destekliyor. Desteği kaybetmek istemiyorum

Source: Www.star.com.tr


Zelenskiy”den kritik ABD-Rusya görüşmesine sert eleştiri! “Biz bu müzakere masasının neresindeyiz?”

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Ankara Esenboğa Havalimanı”nda, (dün Türkiye’den ayrılmadan önce) gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zelenskiy, ABD”nin Rusya ile ilişki kurmasının ABD”nin kendi kararı olduğunu açıklarken “Onların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin”i politik izolasyondan çıkardıklarını gözlemliyoruz ama bu onların kararı, görüşüyorlar” dedi.
“Bu müzakere masasının neresindeyiz?”

Savaşın bitmesi için yapılan müzakerelerde Ukrayna”nın yer almamasını eleştiren Zelenskiy, “Savaşın bitmesine ilişkin planlarımız bunlar dendiğinde, bu bizde sorular yaratıyor. Biz neredeyiz? Bu müzakere masasının neresindeyiz? Bu savaş Ukrayna”nın içinde gerçekleşiyor. Putin, Ukraynalıları öldürüyor, ABD”lileri değil. Avrupalılar da değil, Ukraynalılar ölüyor” açıklamasında bulundu.
Ukrayna olmadan müzakere yapılamayacağının altını çizen Zelenskiy, “Siz istediğinizi görüşebilirsiniz ancak biz olmaksızın bizim hakkımızda görüşürseniz bunu kabul etmeyeceğiz diye net bir şekilde ifade ediyoruz” ifadesini kullandı.
“Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim”
Zelenskiy, ABD”nin Ukrayna”nın yanında olduğunu düşündüğünü paylaşarak, “Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim. ABD”den hem Cumhuriyetçiler hem Demokratların birçoğu iki partili sistemde bizi destekliyorlar. Elbette bu desteği kaybetmek istemiyorum” dedi. Trump”ın savaşı bitireceğine ilişkin vaadinin gerçekleşmesini istediklerini dile getiren Zelenskiy, süreci gözlemleyeceklerini söyledi.

Zelenskiy, Ukrayna”nın işgal altındaki bölgelerinin kurtarılması ve doğal kaynak yataklarının korunması durumunda yatırımlara açık olacaklarını vurgulayarak, “Biz herhangi bir kıta için ham madde merkezi olmak istemiyoruz. Burada dost, partner olmak bir etken olmayacak. Bizim anayasamızda yazıyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak anayasayı ihlal etmek istemiyorum. Ben topraklarımı, çıkarlarımızı koruyacağım” ifadelerini kullandı.
“Toprak bütünlüğü her zaman desteklenmeli”
Zelenskiy, her ne olursa olsun uluslararası hukuk, egemenlik ve toprak bütünlüğünün her zaman desteklenmesi gerektiğine işaret ederek, “Söz konusu, on binlerce, yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesi, yetimlerin olması, evlerin yıkılmasıdır. Bu nedenle bu vesileyle aslında evinizde ülkenizde Ukraynalı yetim çocukların ağırlanmasından dolayı teşekkür etmek isterim” diye konuştu. Devlet Başkanı Zelenskiy, en yakın zamanda savaşın bitmesini istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Biz adil bir barış, kalıcı bir barış, sürdürülebilir bir barış istiyoruz. Ölümün tekrar ülkemize gelmesini istemiyoruz. Yeni Suriye olmasını istemiyoruz. Bütün bunları istemiyoruz. Bütün bunları istemememiz oldukça adil bir duruş. Bütün katiller cezalandırılmalıdır. Bütün bu noktalarda en önemli şeylerden biri bize gerçekten de güvenlik garantileri verebilecek insanlarla ilerlemeliyiz, ülkelerle ilerlemeliyiz. Eğer bu savaşın bitmesi değil, ateşkesin yaşanmasıysa, bu da elbette savaşın sıcak evresinin tamamlanmasına ilişkin önemli bir adım”
“Avrupa Birliği gibi büyük bir pazara katılmalıyız”
Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump”la da savaşın sona erdirilmesi konusunda konuştuklarını söyleyerek, “Her zaman göz önünde bulundurmak gerekir ki Putin kandırabilir. Minsk Anlaşmaları sonrasında biz de Fransa”da onunla anlaşmıştık. Ateşkes olacaktı. Oysa o bunu bozdu ve yine savaşı başlattı” dedi.
Yeniden bir savaşın başlamaması için Ukrayna”nın NATO üyeliğine değinen Zelenskiy, “Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu biliyor ve kendisi de Ukrayna”nın gelecekteki NATO üyeliğini desteklediğini ifade etti. O bunun önemini anlıyor ve Avrupa”daki birçok kişi de bunu anlıyor. Avrupa liderlerinin yüzde 99″u bizim NATO üyeliğimizi destekliyor. Slovakya, Macaristan, Almanya ve ABD henüz desteklemiyor. Ancak herkesin fikrini etkileyen ABD etkeni var, bunu biliyoruz” diye konuştu.
Zelenskiy, “Eğer NATO olmayacaksa hangi garantilerden söz edeceğiz?” diyerek, ülkesinin güçlü bir orduya sahip olduğunu ancak ordunun desteklenebilmesi için sürekli silah ve paraya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ayrıca ekonomik güvenlik garantilerine de ihtiyaç duyduklarını belirten Zelenskiy, “Bunun için Avrupa Birliği gibi büyük bir pazara katılmalıyız” diye konuştu. Zelenskiy, herkesin Putin”in bir daha savaşa dönmeyeceğinden eminse Ukrayna”ya asker konuşlandırmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Eğer herkes Putin”in bir daha savaşa dönmeyeceğinden eminse o zaman neden Ukrayna”ya kuvvetlerin yerleştirilmesinden çekiniyoruz? Sonuç olarak biz bunun tekrarlanmaması senaryosundan yola çıkıyoruz. Güvenlik garantilerinin bu boyutunu da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan”la bugün görüştük.”
“Putin”le konuşmaktan hoşlanmam, biz düşmanız”
Zelenskiy, Ukrayna”nın birtakım beklentileri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Tam da bu nedenle müzakere masasında Putin eğer savaşa dönmek isterse onu durduracak insanlar olmalı. Ve bize gerçek, sadece sözler değil, somut güvenlik garantileri verebilecekler olmalı. Böyle bir diyaloğa biz hazırız. Diplomasinin ne olduğunu biliyoruz. Elbette Putin”le konuşmaktan pek hoşlanmam. Biz düşmanız ve düşmanlığımız devam ediyor. Ancak biz bu savaşı bitirmek için her şeyi yapacağız. Her şey partnerler arasında açık bir iletişimle olmalı. Biz satranç oynayamayız. Çünkü her bir adımınız bu satrançta bazen onlarca, bazen yüzlerce, bazen binlerce insanın ölümüne neden oluyor.”
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD”nin Rusya”yla ikili ilişkisine yönelik şunları söyledi:
“Ben bunu beğensem de beğenmesem de bu onların ikili işbirliği ve ABD”nin kendi kararı. Yoksa elbette onların politik izolasyondan Putin”i çıkardıklarını gözlemliyoruz ama bu onların kararı, görüşüyorlar. Ancak ne zaman “Bizim savaşın bitmesine ilişkin planlarımız bunlar” denildiğinde bu bizde sorular yaratıyor. Biz neredeyiz? Bu müzakere masasının neresindeyiz? Bu savaş Ukrayna”nın içinde gerçekleşiyor. Putin Ukraynalıları öldürüyor, Amerikalıları değil, Avrupalıları da değil. Yine de başka kimse ölmesin. Ancak bizim acımız çok büyük ve bu nedenle bizsiz müzakere edilemez. Siz istediğinizi görüşebilirsiniz ancak bizim hakkımızda biz olmaksızın görüşürseniz biz bunu kabul etmeyeceğiz diye net bir şekilde ifade ediyoruz. Bunun oldukça adil olduğuna inanıyorum.”
Zelenskiy, savaşı sona erdirmek için yapılacak müzakerelerde hem Ukrayna hem de Rusya”nın masada olması gerektiğine işaret ederek, masada sadece Avrupa Birliği değil, Avrupa kıtasının da temsil edilmesi gerektiğini söyledi.
Müzakere masasında Avrupa”nın temsiline ilişkin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron”la görüştüğünü belirten Zelenskiy, “Kendisi Avrupa Birliği liderleriyle görüşmüştü Fransa”da. Biliyorum birkaç görüşme daha olacak. Bugün yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüm ve haberimiz olmayan görüşmeleri dikkate almıyoruz” dedi.
“Bizi çağırmadılar”
Zelenskiy, Suudi Arabistan”ın başkenti Riyad”daki ABD-Rusya görüşmesine ilişkin, “Görüşmenin tarihi benim oraya ziyaretimle denk gelmişti. Ben istemiyorum, bu bir oyun gibi görünsün. Bu bir oyun değil. Ukrayna için güveni kaybetmek istemiyoruz. Çünkü çok fazla tesadüf var. Bizi çağırmadılar” diye konuştu.
Temiz, şeffaf ve adil bir görüşme istediğini söyleyen Zelenskiy, “Bu benim istediğim tek şey. Bu şeffaflığı kaybetmek istemiyorum. Ben, partnerlerimiz bize güvenmesin istemiyorum. Bu oyunlar maalesef Ukraynalıların mental, psikolojik durumuna etki ediyor. Ukraynalılar kandırılıyor gibi hissediyorlar. Ben halkımın duygularıyla oynanmasını istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, Ukrayna olmadan savaşın bitirilmesine yönelik bir görüşmenin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek, ABD”li yetkililerin yakın zamanda Kiev”e bir ziyarette bulunacaklarını ayrıca kendisinin de Trump ile görüşmeyi düşündüğünü söyledi.
“Seçim olmadığı sürece Cumhurbaşkanlığım meşrudur”
Putin”in Moskova yönetiminin kendisinin meşru bir lider olmadığına ilişkin eleştirilerine yönelik soruya Zelenskiy, şöyle yanıt verdi:
“Ukrayna”daki güncel mevzuata göre savaş devam ederken herhangi bir seçim yapılamaz. Bu olağanüstü hal mevzuatında da yazıyor, anayasada da yazıyor. Anayasada diyor ki “Savaş durumu bitmeden herhangi bir seçim gerçekleşemez.” Bu sanırım her ülkenin anayasasında vardır. Bütün görevleri mevcut Cumhurbaşkanı üstlenir ve gerçekleştirir. Bu nedenle ülkemizde seçim olmadığı sürece Cumhurbaşkanlığım meşrudur.
Eğer demokratik bir seçimden bahsediyorsak yurt dışında oldukları için 8,5 milyon insanın katılamayacağı bir seçimi nasıl kabul edebiliriz? Orada 8,5 milyon insanın oy verebilmesi için gerekli altyapı henüz yok. Geçici olarak işgal altında olan bölgelerdekiler nasıl seçim yapabilecek? Şu an anayasamıza göre online bir seçim prosedürü öngörülmüyor. Cephe hattındaki askerlerimiz nasıl oy verecek? Savaş durumu devam ettiği sürece askerler de kendi adaylarını hem Cumhurbaşkanlığı için hem parlamento için aday gösteremez. Bu nedenle bizim için bir seçim olsaydı biz askerlerin görüşlerini, haklarını göz ardı mı edeceğiz? Aynı zamanda cephe hattına yakın yerlerdeki insanlar nasıl oy verecek?”
“Bir şeyi vereceksek bunun karşılığını almalıyız”
Zelenskiy, Ukrayna”da doğalgaz, petrol, doğal kaynaklar ve nadir elementler olduğunu hatırlatarak, “Maalesef bunların bir kısmı işgal altında olan bölgelerde. Bu bölgeleri işgalden kurtarmalıyız. Eğer siz yaptırımlarla jeopolitik boyutta finansal olarak ondan ucuz enerji kaynakları almazsanız, onların bankalarını kapatırsanız, iş dünyanızı Rusya”dan çekerseniz, yani birçok farklı boyutta onu zorlarsanız bu savaşı durdurmaya ve geri çekilmeye zorlarsınız. Artık partnerlerimizin anlaması gerekiyor ve bu talepte adil olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Güvenlik garantisi karşılığında ABD ile nadir toprak elementi üzerine yatırım konusunda hazırlanan taslak belgeye değinen Zelenskiy, “O taslakta güvenlik garantileri yoktu. Bu nedenle güvenlik garantileri olmaksızın adil olmayacak. Ben dedim “Bu belge hazır değil, biz bunu imzalamayız. Siz bu belgenin üzerinde çalışmaya devam edin, ben açığım. Ülkemize yatırım yapmanıza, doğal kaynaklarımıza yatırım yapmanıza her zaman açığım. Eminim ki bizim toplumumuz da bunu destekliyor, meclisimiz de bunu destekliyor.” Ancak biz bir şeyi vereceksek bunun karşılığında bir şey almalıyız. Bence adalet dediğin budur. Eğer biz bunu koruyamazsak o zaman neyden bahsedeceğiz? Tam da bu aslında” diye konuştu.
Zelenskiy, NATO”nun güvenlik alanında öncü olduğunu ancak Avrupa”da NATO üyesi olmayan, güçlü orduya sahip ülkeler de bulunduğuna işaret etti.
Ülkesinin Avrupa”daki en büyük orduya sahip olduğunu belirten Zelenskiy, “Ukrayna”da savaş bittiği zaman, birleşik bir kuvvet ihtiyacımız var. Ukrayna”da birbiriyle iletişimde olacak ve birbirini savunacak ülkelerin birleşmesi çok mantıklı olur. İnanıyorum ki Avrupa Birleşik Kuvvetleri için Ukrayna güzel bir başlangıç olur. Avrupa kıtası güçlü orduyla savunulmalıdır. Sadece birkaç ordu da değil, oraya herkes girmeli ancak girerken de güçlenmeli” ifadesini kullandı.
“Türkiye ile işbirliğimiz sürecektir”
Kırım Tatarlarının esaretten kurtarılmasının da gündemde olduğunu belirten Zelenskiy, sadece dini inançlarından ötürü Rusya tarafından tutuklandıklarını söyledi. Zelenskiy, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın esirlerin serbest bırakılması konusunda daha önce de yardımcı olduğunu ifade ederek, çok sayıda Ukraynalı esir olduğunu, onları geri getirmenin çok zor olduğunu ve kapsamlı bir esir takasının gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye ve Ukrayna”nın savunma sanayi alanında işbirliklerine değinen Zelenskiy, “Baykar”la ve Bayraktar”la görüştük. Ukrayna”da ofisleri açıldı ve karşılıklı satın almalar dışında da görüşüyoruz tabi. Çok fazla şirketimiz var uzak menzilli dron”lar üreten ve inanıyorum bu noktada Türkiye ile işbirliğimiz sürecektir. Bunun dışında Türkiye, Ukrayna Deniz Kuvvetleri için iki korvet inşa etti. Birinin inşası tamamlandı, diğeri 2026″da olacak. Bütün bunları tabii somutlaştırmak, sürdürmek isteriz” dedi.
Zelenskiy, savaş nedeniyle bazı ortak projelerin güvenlik için daha yavaş ilerlediğine işaret ederek, “Rusların füzeleri, tamamen bizim motor sanayimizi yok etmeye çalıştı ve bu Türkiye ve diğer ülkelerle sözleşmelerimizi etkileyecekti ve bu ülkelerle Rusya savaşmıyordu ancak etkileyecekti. Biz onlar ne kadar saldırsa da sürekli yenilendik ve çalışmalara devam ettik. Bu nedenle her türlü şartta olumlu sonuca yönelik projeler devam edecek” diye konuştu.
“En önemlisi bu savaşın bir an önce adil bir şekilde tamamlanması”
Türkiye ve Ukrayna”nın savaş devam ederken bile 6 milyar doların üzerinde bir ticaret hacmine sahip olduğunu belirten Zelenskiy, “Elbette 10 milyar dolar olmasını istiyoruz. Özellikle Serbest Ticaret Anlaşmasının onaylanması akabinde bu gerçekleşecektir. Eminim bu konuda. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ı Ukrayna”ya davet ettim ve dedim ki “Siz gelir gelmez serbest ticaret anlaşması da yürürlüğe girmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, Karadeniz Tahıl Girişimi Anlaşması”na ilişkin, “Bildiğiniz üzere bir koridorumuz vardı savaşın başından beri devam eden. Rusya, Karadeniz”i bloke etmişti. Ancak akabinde Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın desteğiyle Türkiye ve Birleşmiş Milletler ile bu platformu oluşturduk. Ruslar vardı, Türkiye vardı, Birleşmiş Milletler ve Ukrayna vardı. Ve bu koridor iki taraftan da kontroller sayesinde devam edecekti. Sonrasında Rusya bu koridoru bloke etti. Çünkü Ukrayna”nın gıda ürünlerini dünyaya satması onlara gıda pazarında tekelliği için engel olacaktı Asya ve Afrika”da. Tam da bu nedenle çıktılar bu platformdan ve yeniden farklı silah sistemleriyle bunu provoke etmeye başladılar ve saldırıya başladılar” dedi.
“Ukrayna”nın para kazanması bloke edilecek”
Karadeniz”e komşu ülkelerle başka bir deniz koridoru açıldığını söyleyen Zelenskiy, “Lojistik biraz daha uzadı bizim için. Daha pahalıya mal oluyor ancak çok da değil. Eskiden gıda ürünleri sınırlaması vardı ancak biz enerji, metalürji gibi konuları da dahil edebiliyoruz artık ve koridorun da çalıştığını düşünüyorum. Ama Ukrayna”nın para kazanacağı her türlü girişim savaş bitene kadar Ruslar tarafından bloke edilecektir” diye konuştu.
Ülkesinin geçirdiği bu süreçte hiç unutamadığı anlara ilişkin konuşan Zelenskiy, şunları kaydetti:
“Ben bir babayım. Özellikle Erdoğan”la görüştüğüm zaman bana torunlarını anlatır, ben de çocuklarımı anlatırım. Benim çocuklarım nasıl biliyor musun? Ukrayna”daki her çocuk gibi. Maalesef çocuklar olgunlaşmak zorunda kaldı savaş nedeniyle. Nasıl desem? Gerçekten de çocukluklarını kaybettiler. Çocuklukları alındı, yılları gitti. Olgunlaştılar, büyüdüler. Çok güçlü oldular. Ancak böyle şeyler, yani o çocuklukla, çocuğun gözündeki ışık, duygu kayboldu. Savaşın çocukları haline geldiler. Ukrayna”daki diğer bütün ebeveynler gibi ben de, Ukrayna”da eğitim görenler, örneğin oğlum, kızım çocuk değil artık. Neredeyse 21 yaşında üniversiteye gidiyor oğlum. Hepsi benimle Ukrayna”dalar. Hepimiz birlikteyiz ülkede. Elbette çok nadir görüşebiliyoruz güvenlik nedeniyle. Ancak görüştüğümüz zaman da hayatımın en mutlu günleri. “Babacım şimdi gidersen uzun mu sürecek geri gelmen? Biz seninle her dakikamızı beraber geçirmek istiyoruz. Bu dakikaların biteceğini biliyoruz veya saatler hızlı geçecek, biliyoruz.” diyorlar. Onlar için de benim için de bu zaman yeterli olmuyor.”

Source: Dünya Gazetesi


Dünya Bankası açıkladı: Gazze”nin yeniden inşasının maliyeti belli oldu

Filistin ekonomisinin neredeyse tüm sektörlerindeki hasar ve kayıplar ile toparlanma ve yeniden inşa ihtiyaçlarının analiz edildiği “Gazze ve Batı Şeria Ara Hızlı Hasar ve İhtiyaç Değerlendirmesi” raporu yayımlandı. Dünya Bankası, AB ve BM tarafından hazırlanan raporda, Gazze”de 7 Ekim 2023″ten bu yana devam eden çatışmaların yıkıcı can kayıplarına, yerinden edilmelere, sosyal, fiziksel ve üretken altyapıda büyük hasara yol açarak derin bir insani krize neden olduğu belirtildi.
Sadece fiziksel hasarın yaklaşık 29,9 milyar dolar olduğunun tahmin edildiği kaydedilen raporda, konutun, toplam hasarın yüzde 53″ünü oluşturarak en fazla etkilenen sektör olduğu, bunu yüzde 20 ile ticaret ve sanayinin takip ettiği, sağlık, su ve ulaşım gibi temel altyapılardaki ağır hasarın ise toplam hasarın yüzde 15’inden fazlasını oluşturduğu aktarıldı. En büyük zararı sağlık, eğitim ve ticaret gördü Raporda, azalan verimlilik, kaybedilen gelirler ve işletme maliyetlerinden kaynaklanan ekonomik kayıpların 19,1 milyar dolar olduğunun tahmin edildiği, en büyük zararı ise sağlık, eğitim ve ticaretin gördüğü kaydedildi. Gazze”deki çatışmanın toplam etkisinin 49 milyar dolara ulaştığının tahmin edildiği belirtilen raporda, toparlanma ve yeniden inşa için ihtiyaç duyulan toplam tutarın 53,2 milyar dolar olduğunun tahmin edildiği bildirildi. Ekonomik üretim tamamen durmuş durumda
Raporda, Gazze”de neredeyse tüm sektörlerde ekonomik üretimin tamamen durmuş durumda olduğu aktarılarak, fiyatların bir yıl içinde yüzde 300″ün üzerinde arttığı, yalnızca gıda fiyatlarının yüzde 450 yükseldiği kaydedildi. Gazze ekonomisinin 2024″te yüzde 83 oranında daraldığının tahmin edildiği belirtilen raporda, bu durumun Filistin topraklarındaki nüfusun yüzde 40″ına ev sahipliği yapmasına rağmen, ekonomiye katkısını yüzde 3″e düşürdüğü ifade edildi. Raporda, Batı Şeria ekonomisinin de zorluklarla karşı karşıya olduğu ve 2024″te yüzde 16 oranında küçüldüğünün öngörüldüğü kaydedildi.

Source: Dünya Gazetesi


Zelenski: Masada önce Rusya-Ukrayna olmalı sonra ABD

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Türkiye”den ayrılmadan önce CNN Türk”e konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan”a desteğinden ötürü teşekkür edip görüşmelerinin önemine dikkat çeken Zelenski, Suudi Arabistan”daki ABD-Rusya görüşmelerine de tepki göstererek “Masada önce Rusya-Ukrayna olmalı sonra ABD, bizsiz müzakere olmaz. Savaşı bitirmek için her şeyi yaparız, bize somut güvenlik garantisi verilmeli” dedi. “BU MÜZAKERE MASASININ NERESİNDEYİZ?” ABD”nin Rusya ile ilişki kurmasının ABD”nin kendi kararı olduğunu dile getiren Zelenski, “Onların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin”i politik izolasyondan çıkardıklarını gözlemliyoruz ama bu onların kararı, görüşüyorlar” dedi. Zelenski, Ukrayna”nın savaşın bitmesi için yapılan müzakerelerde yer almamasını eleştirerek, “Savaşın bitmesine ilişkin planlarımız bunlar dendiğinde, bu bizde sorular yaratıyor. Biz neredeyiz? Bu müzakere masasının neresindeyiz? Bu savaş Ukrayna”nın içinde gerçekleşiyor. Putin, Ukraynalıları öldürüyor, ABD”lileri değil. Avrupalılar da değil, Ukraynalılar ölüyor” diye konuştu. “BİZ OLMADAN BİZİM HAKKIMIZDA GÖRÜŞMENİZİ KABUL ETMEYECEĞİZ” Ukrayna olmadan müzakere yapılamayacağının altını çizen Zelenski, “Siz istediğinizle görüşebilirsiniz ancak biz olmaksızın bizim hakkımızda görüşürseniz bunu kabul etmeyeceğiz diye net bir şekilde ifade ediyoruz.” ifadesini kullandı. “TRUMP”IN YANIMIZDA OLMASINI İSTERİM” Zelenski, ABD”nin Ukrayna”nın yanında olduğunu düşündüğünü paylaşarak, “Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim. ABD”den hem Cumhuriyetçiler hem Demokratların birçoğu iki partili sistemde bizi destekliyorlar. Elbette bu desteği kaybetmek istemiyorum.” dedi. “BEN CUMHURBAŞKANI OLARAK ANAYASAYI İHLAL ETMEK İSTEMİYORUM” Trump”ın savaşı bitireceğine ilişkin vaadinin gerçekleşmesini istediklerini dile getiren Zelenski, süreci gözlemleyeceklerini söyledi. Zelenski, Ukrayna”nın işgal altındaki bölgelerinin kurtarılması ve doğal kaynak yataklarının korunması durumunda yatırımlara açık olacaklarını vurgulayarak, “Biz herhangi bir kıta için ham madde merkezi olmak istemiyoruz. Burada dost, partner olmak bir etken olmayacak. Bizim anayasamızda yazıyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak anayasayı ihlal etmek istemiyorum. Ben topraklarımı, çıkarlarımızı koruyacağım.” ifadelerini kullandı.

Source: Erdem Aksoy


Bakan Uraloğlu”ndan ABD”deki Miami Gardens Camisi”ne hediye

İmam Samra, caminin tarihi, faaliyetleri ve Bakan Uraloğlu”nun ziyaretine ilişkin açıklamada bulundu.ABD”nin Florida eyaletindeki en büyük mescitlerden biri olan caminin, 1983 yılında inşa edildiğini ve 2015″te tadilat yapılarak genişletildiğini bildiren Samra, caminin Güney Florida”daki Müslüman toplum için bir ibadet yeri olmasının yanı sıra sosyal ve kültürel bir merkez olarak da hizmet verdiğini vurguladı.Caminin, farklı inançlara mensup insanların katılımıyla dinler arası etkinliklere ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Samra, ramazan ayında dini liderler ve yerel yönetim temsilcilerinin iftar sofralarında ağırlandığını söyledi.- “BAKAN URALOĞLU”NUN JESTİ ÇOK NAZİK VE DÜŞÜNCELİ”Samra, ABD”de temaslarda bulunan Türk yetkililerin, camiyi ziyaret etmesinden onur duyduklarını ve Uraloğlu”nun ziyaretinin kendileri için çok anlamlı olduğunu ifade ederek, “Kendisi mescidimize ihtiyacımız olan iki güzel avize hediye etti. Bu jesti çok nazik ve düşünceli bir davranıştı. Toplumumuz, bu değerli katkısından dolayı büyük bir minnettarlık ve gurur duydu.” dedi.Bakan Uraloğlu ise ziyareti ve bağışıyla ilgili olarak, “Türkiye olarak, birlik ve dayanışma anlayışımızı her yerde yaşatmaya devam edeceğiz. Camiler sadece ibadet mekanları değil, aynı zamanda dostluk ve kardeşlik bağlarımızın güçlendiği çatılar.” ifadelerini kullandı.

Source: Www.star.com.tr


Ergün Yıldırım yazdı: Türkiye, Ukrayna ve Avrupa

Ukrayna en üst düzeyde Ankara”ya geldi. Devlet Başkanı Zelensky, bakanlarıyla birlikte devlet olarak çıkarma yaptı. Türkiye”de çok taraflı görüşmeler gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere çeşitli bakanlıklar arası görüşmeler yapıldı. Barış, güvenlik ve ticaretin içe içe geçtiği görüşmeler bunlar. Türkiye, baştan itibaren Ukrayna ile iyi ilişkilerini sürdürdü. Başlangıçta Rusya ve Ukrayna arasındaki görüşmelerde de arabulucu oldu. Çünkü Türkiye hem Kırım hem de Avrupa ilişkileri nedeniyle Ukrayna ile yapıcı ilişkilerine dikkat etmek zorunda.Ankara”da Ukrayna devleti ile bu görüşmeler devam ederken öte yandan Rusya ve ABD, Riyad”da Ukrayna meselesinde bir araya geldiler. Dünyanın iki büyük emperyalist gücü Ukrayna için Ukrayna”yı hesaba katmadan görüşüyorlar. Sanki Ukrayna hiç yokmuş gibi hareket ediyorlar. Oysa Rusya”nın bir ayda tamamen ele geçireceğini düşündüğü Ukrayna, yıllar geçmesine rağmen düşmedi. Herkes devlet başkanı DJ diye dalga geçerken bir lider ortaya çıktı. Putin”in karizması ciddi bir şekilde çizildi. Emperyal açılımları Ukrayna tarafından durduruldu.Riyad”a Avrupa”da çağrılmadı. Oysa Ukrayna”ya en büyük destek veren ve de Avrupa”yı yakından ilgilendiren bir savaş bu. Avrupa çok iyi biliyor ki Ukrayna düştüğü an Rusya soluğu Berlin”de alacak. Daha yüzyıl geçmedi yaşanan bu gerçeklik üstünden. Avrupalılar bunun çok farkında. Birçok siyasetçi de bunu açıkça belirtiyor. Bu nedenle Ukrayna”ya ciddi destek verdiler. Ukrayna savaşı aslında bir yandan da Avrupa”nın direnişi demektir. Bunlar Trump”ın umurunda değil. NATO”yu yüzde %60 ABD finanse ediyor. Para kaybettiğini düşünüyor. Para, onun için Avrupa güvenliğinden daha önemli. Avrupa şimdi yeniden güvenlik üretimi için ciddi ciddi düşünüyor.Türkiye burada önem taşıyor.NATO içinde en büyük orduya sahip, Avrupa coğrafyası içinde de yer alıyor. Bunu gören Avrupa, yeniden kulağını buraya çeviriyor. Almanya başkanı geçen gün yaptığı açıklamalarıyla Türkiye”ye olumlu çağrılarda bulunması tesadüfi olmasa gerekir. Avrupa eski bir kıta. Yaşlı ve yorgun. Ancak aynı zamanda büyük bir ticaret ve teknoloji kapasitesine sahip halen. Türkiye”nin en büyük ihracat yaptığı ülkeler. Türklerin en fazla yaşadığı ikinci coğrafya. Birincisi Türkistan ise diğeri de Avrupa. Alevilik ve Kürtçülük akımları çerçevesinde kimi illegal örgütlere verilen desteklere göz yummalar ve islamofobi nedeniyle belli sorunlar var. Aşırı milliyetçilik birçok yerde sorun.Ukrayna ve Türkiye yakınlaşması, yeniden Avrasyacılıktan Avrupalılığa doğru yönelmeyi anlatıyor. Artık bu yönelme çok farklı olacak. Ezik, boynu bükük ve hep emirler alan bir Türkiye olmayacak. Eşit katılım, algılanma ve ilişki çerçevesinde hareket edilecek. Nitekim MİT Başkanı İbrahim Kalın”ın, daha yeni Avrupa”da yaptığı konuşmada Suriye”de beraber çalışmadan bahsetmesi de bu açıdan önemli. Almanya, İngiltere ve Fransa”nın Ahmed Şara”yı kabul etmeleri, Türkiye”yi de onaylamaları anlamına geliyor. Türkiye”nin Suriye açılımına destek çıkmaları demektir.Trump”lı ABD siyaseti ne kadar sürer bilmiyorum. Çünkü bütün teamülleri alt üste eden bir siyasi figür. Devlet adamı değil, paragöz bir tip. Devlet yöneticisinden çok kumarhane işletmecisine benziyor. Aşırı post-modern! Daha şimdiden Kanada, Finlandiya başta olmak üzere birçok Batı ülkesi ile kavgalı. Toplumu, değerleri ve anlaşmaları yok sayan bir bilinç. Bakalım ABD bunu ne kadar kaldırabilecek.Türkiye, Ukrayna ve Avrupa ile yeniden ilişkiler kuruyor. Macaristan ve Ukrayna başta olmak üzere birçok ülkeyle itibarlı anlaşmalar yapıyor. Ankara, dış politikada yeni atılımlarla sorunları aşmak istiyor.

Source: Ergün Yildirim


Sibel Eraslan yazdı: “Barışa yönelik dikkatsizlik” ve savaşa dair keskin dikkat!

2021 yılında, California Üniversitesi”nden bir grup araştırmacı çatışma çözümleri ve barış üzerine bir araştırma yaptılar. Farklı alanlarda ve farklı disiplinlerdeki 30 akademisyen, toplumsal ve uluslararası barış hakkında, farklı bölgelerde, çok alanlı ve çok disiplinli bir metotla çalışma yaptılar. Çalışmaları halen devam ediyor…Raporlarına göz attığımda dikkatimi çeken bir kavrama rastladım, zaten çalışmanın ilk tespiti de buydu; “barışa yönelik dikkatsizlik”. Günümüzde sıkça görülen ezici savaşlar, zehirli ırkçılıklar ve pervasız düşmanlıklar göz önüne alındığında, bugün dünya çapında, aynı anda, çok sayıda sürdürülebilir barış anlayışını benimseyen toplum olduğunu da duymak, evet ilk bakışta şaşırtıcıydı. Çünkü biz haberlerde, sosyal medyada, hukuk davalarında, güvenlik konusunu tartışırken veya diplomatik müzakerelerde tüm dikkatimizi savaşlara ve çatışmalara yöneltiyorduk, savaş ana gündem iken, neredeyse barış konusunda hiçbir merak, dikkat, özen sahibi değildik. (barışseverlik gibi aşağı yukarı hemen herkeste olan söylevseverlikten değil barışa dair samimi dikkat, özenden bahsediyorum) Küresel ve ulusal medyaların dikkatini çeken şey savaşlardı çünkü, barış ve sükunet değil.. Ne yazık ki daha barışçı toplumlarla ilgili araştırmalar nadir olduğu için, onlar hakkındaki anlayışımız da sınırlıdır. İnsanlar daha çok korkulan şeyleri (nükleer savaş, doğal afetler, kanser, depresyon, şiddet ve savaş) inceler ve bu nedenle barış kavramı çoğunlukla ve ancak, savaş bağlamında veya sonrasında incelenir.Halbuki yeryüzünde komşu oldukları halde 200 yıldır savaşmamış ülkeler de mevcuttur.Kendi sınırları içinde veya dışarıda, komşularıyla barış içinde nasıl bir arada yaşayacaklarını çözmeyi başarmış toplulukların varlığı, halen dünya barışı hakkında ciddi birer umuttur. Bu basit gerçek, insanların doğuştan toprak sahibi olmaya karşı hırslı ve her an savaşa hazır olduklarına dair yaygın olarak kabul edilen inancı doğrudan çürütür. İnsan insanın kurdudur genel kabulünün ötesinde yaşayan toplumlar ve ülkelerin oluşuna dikkat çekmemiz gerekiyor. Onların kurabildiği toplumsal ahengin koşullarına bakmamız ve ilham alarak, yeni çağın yeni sorunlarına ışık tutmayı denememiz çok mu zor? Bu, “barışa yönelik dikkat” konusunu, toplumlarımızda, yaygınlaştırmamız gerekiyor.Barış sistemleri, birbirleriyle savaşmayan komşu toplumların kümeleridir ve bu tür savaşmayan sosyal sistemlerin antropolojik ve tarihsel örnekleri, zaman içinde ve dünya çapında mevcuttur. Örneğin Osmanlı Devleti”nin Kuzey Afrika”da, Balkanlarda, Kafkasya”da ve Ortadoğu”da, özellikle Kudüs”te farklı dinlere, farklı milletlere, farklı kültürlere sahip hinterlandında barışın hakim olması konusunu incelememiz ve feyz almamız gerekiyor.Keza günümüzden verebileceğimiz örnekler içinde, beş İskandinav ülkesinden hiçbirinin 200 yılı aşkın bir süredir savaş alanında birbirleriyle karşılaşmamış olması değerli bir tecrübedir. Barış sistemlerinin günümüz örnekleri arasında sözgelimi; 1848″de İsviçre”yi oluşturmak üzere birleşen İsviçre kantonları, Avrupa Birliği üyeleri yer almaktadır. Her birisinin arka plandaki öyküsü, sosyolojik özgeçmişi evet elbette farklıdır bu barış topluluklarının… Ama niçin örnek alınmasınlar?Tek başına barış sistemlerinin varlığı bile, toplumların komşularıyla muhakkak savaşmaya meyilli olduğu varsayımına meydan okuyor.Toplumsal ve küresel barış konusunda raporda dikkatimi çeken ikinci tespit: Barış sadece şiddetin ve savaşın yokluğu değil, birbiriyle iyi geçinen, toplumsallaşma yanlısı insanlar ve grupların varlığı demektir. Yani bir tür barışın sürdürülebilirliği ile ilgili pratikler konusudur önemli diğer tespit… Toplumsallaşmış ve diğerleriyle iyi geçinmeyi, nezaketli dili tercih eden insanlar ve sivil örgütler ne kadar fazla olurlarsa, toplumlarda karşılıklı işbirliği, paylaşım ve saygı gibi kavramlar, güçlenecektir. Barışı sürdürmek olumlu etkileşim sayesinde olacaktır. Ülkelerin birbiriyle iyi ilişkileri, bu bağlamda çok değerlidir, bayram veya kutlama gibi sade mevzular bile iyi ilişkilerin başlangıcında yer alır..Yine rapordan okuyabildiğim kadarıyla; ülkeler ve toplumlar arası barış sisteminin temelinde:-Açık ve şeffaf yönetimler, kurumlar vardır.-Halk iradesine önem veren demokrasiler vardır-İnsan haklarına saygı söz konusudur.-Adalet mekanizmalarının işlerliği mevcuttur.-Kamusal hak ve hizmetlere erişim imkanı vardır.-Geçmişte yaşanmış travmaların etkili şekilde tedavisi için çalışılmıştır.-Gençlerin karşılıklı etkileşimi, eğitim ve turizmde oluşacak imkanlar önemlidir.-Barışa emek veren sivil toplumların politize olmadan güçlü oluşu önemlidir.-Serbest bilgi akışı, iletişim imkanlarının çeşitliliği önemlidir-Medyanın doğru haberleşmeyi hedef almasının yanı sıra, barış konusunda dikkatli bir dil kullanması çok önemlidir.-Karşılıklı sürdürülebilir kalkınma politikaları önemli bir köprüdür.

Source: Sibel Eraslan


Trump”tan işgal altındaki Ukrayna”ya şok çıkış: “3 yıldır bitiremediniz!”

Riyad”daki Rusya – ABD görüşmelerini yorumlayan ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü yaptığı açıklamada, bu ay içinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşebileceğini söyledi.

Ukrayna’nın, Suudi Arabistan’da düzenlenen ve ABD ile Rusya arasında Ukrayna savaşına son verme amacı taşıyan görüşmelere davet edilmemesi konusundaki endişe ve şikayetlerini de eleştirdi.

Trump, Florida’daki Mar-a-Lago malikanesinde düzenlediği basın toplantısında, Putin’le ay sonuna kadar bir araya gelip gelmeyeceği sorulduğunda, “Muhtemelen” yanıtını verdi.

Ancak görüşme tarihi konusunda kesin bir bilgi vermedi. Aynı gün Riyad’daki ABD-Rusya görüşmelerine ilişkin gazetecilere açıklama yapan Dışişleri Bakanı Marco Rubio da iki tarafın muhtemel zirve için kesin bir tarih belirlemediğini açıkladı.

İŞGAL ALTINDA SEÇİMLER

Trump, Ukrayna meselesinde selefi Joe Biden’ı da eleştirdi. Biden, Ukrayna’nın Rus işgaline karşı koyabilmesi için silah desteği sağlamaya çalışmıştı. Trump ise kendisinin bu savaşı bitirme gücüne sahip olduğunu savundu. “Bence bu savaşı bitirebilirim” dedi.

Trump ayrıca, Ukrayna’nın bir Başkanlık seçimi yapması gerekebileceğini söyledi. Trump, “Bu Rusya’dan gelen bir şey değil, bu benim söylediğim bir şey ve birçok ülkenin de dile getirdiği bir konu” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Zelenski”nin meşru bir lider olmadığını ve seçimlerden sonra seçilecek liderle müzakerelere oturacağını söylemişti. Bunun sebebi olarak 3 yıldır yapılmayan seçimleri gösterdi.

Trump, Avrupalıların Ukrayna’ya barış gücü askerleri göndermesi fikrine de karşı çıkmadığını söyledi. Avrupa’daki liderler, olası bir barış anlaşmasının ardından güvenlik garantisi sağlamak için barış gücü konuşlandırma ihtimalini tartışıyor. Trump bu konuda net bir tavır sergileyerek, “Oraya asker göndermeleri gayet iyi olur, buna hiçbir şekilde karşı çıkmam” dedi.

“ÜÇ YILDIR BİTİREMEDİNİZ”

Trump, Riyad’da ABD heyetinin Rusya ile Ukrayna konusunda doğrudan görüşmeler yapmasının ardından ilk kez konuştu. Ukrayna’nın görüşmelere dahil edilmemesine dair şikayetlerini küçümseyen Trump, “Bugün duyduğuma göre ‘Bizi davet etmediler’ denmiş. Üç yıldır oradasınız, bu savaşı bitirmeliydiniz. Hatta hiç başlamamalıydınız. Bir anlaşma yapabilirdiniz” dedi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nin eski sözcüsü Sean Savett, sosyal medyada yaptığı paylaşımda Rusya’nın savaşı başlatan taraf olduğunu vurguladı. “Görünüşe göre Trump, Putin’in propagandasını tamamen kabul etmiş” dedi.

Savett, “Kimsenin hatırlatmaya ihtiyacı olmamalı: Putin, Ukrayna’yı sebepsiz yere işgal ederek savaşı başlattı ve Rus kuvvetleri Ukraynalılara karşı savaş suçları işledi. Bu savaşın devam etmesinden sorumlu olan taraf Rusya’dır.”

2014 yılında Kırım”ı, 2022 yılında ise Luhansk ve Donbass bölgelerini işgal ederek Kiev”e kadar ilerlemeyi planlıyan taraf, Rusya oldu. Rusya, bu saldırıyı “Ukrayna”yı nazileşmekten kurtarmak” sebebiyle yaptığını belirtti. Yahudi dinine mensup olan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise bu iddiayı reddetti.

Source: Haber Merkezi


Mustafa Sabri Beşer yazdı: Las VeGazze!

Doğu Akdeniz”in incecik bir şeridinde mütevazı yaşamıyla, yüzyıllardır elden ele dolaşan bir şehir.Firavunlardan Filistlere, Roma”dan Bizans”a, Emevîlerden Osmanlı”ya kadar tarihi olan bir toprak parçasından bahsediyoruz.Büyük İskender de uğramış, Moğollar da Haçlılar da.Hani bazıları şimdilerde “Las Vegas gibi yapalım, kumarhaneler kuralım, milyarlar aksın” diyor ya… Binlerce yıllık tarihî bir şehri poker masalarıyla süsleyeceğiz diye ortalığa atılmanız zaman galerisini güldürüyor.”Burası sahil kenarı, tatil beldesine çeviririz, ne olacak” demekle olmuyor işte…Her gelen ya yıkmış ya yeniden kurmuş; ama şehir yaşamaya devam etmiş.Antik dönemden beri, Mısır”ı Şam”a, Doğu”yu Batı”ya, ticareti siyasete bağlayan kritik bir geçit burası…Kim burayı kontrol ederse bölgenin kaderi onun elinde.Bu yüzden, Osmanlı”nın kurduğu iki savunma hattından biri. Gazze”yle Kudüs”ü Çanakkale”yle İstanbul”u muhafaza etmiş Osmanlı.İslam fetihleriyle birlikte Emevîler ve Abbâsîler bu şehirde. Sonra Eyyûbîler; Selahaddin Eyyûbî, Haçlılarla mücadeleyi pekiştirmek için Gazze”yi önceliyor.Memlükler; Moğol tehlikesi kapıya dayanınca burayı tahkim ediyorlar.Mercidâbık, Ridaniye savaşlarıyla Gazze “Osmanlı sancağı” oluyor.Bu şehir bir liman mı, savunma hattı mı, ticaretin geçtiği kapı mı? Hepsi birden! Kervanlar da oradan geçiyor, ordular da…1917″de İngilizler, yıpratılmış Osmanlı”nın içindeki hain paşaların yardımıyla ancak Gazze”yi ele geçirebiliyor!Britanya Mandası, 1948″de terör çetesi İsrail”in Altı Gün Savaşları ve sonrası işgal başlangıcı…Klasik bir İngiliz satrancı.Piyonlar gider gelir, kaleler yıkılır yapılır; Gazze yine ortada, mahzun ve direnen!Şehrin maneviyatını da yadsımamak icap eder.Efendimizin (s.a.v.) büyük dedesi Hâşim bin Abdimenaf”ın kabri burada. Bu yüzden “Gazze”tu Hâşim” diye anılıyor. Büyük imam İmam Şâfiî”nin memleketi de burası.Yani bir yanda ibadet, ilim, tarihî miras; diğer yanda sıkıştırılmış abluka, siyasi çatışma…Kalkmışsınız “Las VeGazze” rüyalarına dalıyorsunuz. İyi de ruhu ne yapacaksınız?”Burayı turizm cennetine çeviririz, kumarhaneler, oteller, koca koca plazalar yaparız, para yağar”. Yeni doğal gaz rezervleri, enerji koridorları derken, küresel şirketlerin ağızları sulanmaya başladı bile.Nasılsa orada yaşam mücadelesi veren insanların sesi kısılır, yeter ki kazanç büyük olsun!Bu zamana kadar kimler geldi kimler geçti; Firavunlar, Moğollar, Haçlılar, İngilizler… Gazze hâlâ yerinde.”Açık hava hapishanesi” diyen de var, “direnişin kalesi” diyen de…Aslında orada nefes alan insanlar var; işte asıl mesele.Dünya tarihine dönüp bir bakın; kim, hangi fiyakayla geldi ve çekip gitti. Gazze, onuruyla kalmaya devam ediyor.Birileri istediği kadar kumar masası hayalleri kursun, gökdelen planları çizsin. Tarih eninde sonunda kendine yakışanı yapıyor.Bu kadim şehir binlerce yıldır insanlığın imtihan yeri. Dün Firavun, bugün başkası, yarın kim bilir hangi “vizyonlu yatırımcı”!Ama Gazze”nin ruhu, acısıyla, mücadelesiyle, inancıyla hep ayakta.Kumarhane ışıkları bu ruhu söndürebilir mi?Deneyen çok oldu, kazanan hep Gazze”nin direnişi oldu.”Çocuklarımızda tek bir damla kan kalsa bile Gazze”den çıkmayacağız ve Gazze”den vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir şey olmamış gibi enkazımızın üzerinde yaşayacağız ve Gazze yeniden inşa edilecek.” diyeni de “Gazzelileri vatanından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez!” diyeni de unutma!Geri kalanı palavra!

Source: Mustafa Sabri̇ Beşer


Selahaddin E. Çakırgil yazdı: “Mezar kazıcı ve kefen soyguncuları” dünyayı yeniden bölüşme sofrasındalar…

Dünyada kurulmak istenen yeni düzeni anlamak için, yakın geçmişe biraz daha dikkatlice bakmakta fayda ola gerek.2. Dünya Savaşı”ndan sonra, (Birinci”sinde olduğu gibi) İkinci Dünya Savaşı”nda da ağır şekilde yenilgiye uğrayan Almanya, Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmış, Batı”dakine “Federal Almanya” denilmiş, Doğu”dakine de “DDR Almanya Demokratik Cumhuriyeti” (Almancasıyla kısaca DDR) denilmişti. Federal Almanya, başta Amerika olmak üzere, İngiltere, Fransa gibi kapitalist sistemle yönetilen devletlerin yönetimine girmişti; “DDR” de, Sovyet Rusya”nın kontrolünde olan komünist sistem idaresine girmişti.Stalin liderliğindeki Sovyet Komünist İmparatorluğu”nun başta Doğu Avrupa ülkelerini yutması ve diğer ülkelerde de dünya çapında komünist cereyanları teşvik etmesi karşısında, (NATO ismiyle) kapitalist- Hristiyan ülkeler arası bir Kuzey Atlantik Savunma Paktı kurulunca (Türkiye de Stalin Rusya”sının talepleri üzerine, “Halkımız Müslüman olsa bile, biz laikiz..” diyerek, NATO”ya girdikten sonra), Rusya ve Doğu Avrupa”da tesis ettiği komünist rejimler arasında da VARŞOVA Paktı oluşturulmuştu.Ama, Doğu Almanya komünist rejimi, 9 Kasım 1989 günü tamamen göçmüş ve Doğu Almanya”nın Devlet Başkanı Erich Honecker başta olmak son lider kadrosu Güney Amerika ülkelerine sığınmışlardı.Ama, 1991 Ağustos”u ortasında Sovyetler Birliği dağılmış ve komünist Rusya ve Doğu Avrupa komünist rejimlerinin NATO”ya karşı oluşturdukları VARŞOVA Paktı da dağılıvermişti..Savaşta yenilmiş ve bölünmüş olan 2 Almanya”yı, tek kurşun atmadan diplomatik ve ekonomik gücüyle birleştirmek maharetini sergileyen Hristiyan Demokrat Parti”nin Helmuth Kohl iktidarı, Avrupa”nın yeni gücü olarak yükseliyordu.Bu gelişmeler pek çok Avrupa ülkesini, “Varşova Paktı dağıldığına göre, biz niye Amerika güdümünde olan NATO tarafından savunulmak durumunda kalalım? O halde, kendi savunma sistem ve mekanizmamızı kendimiz oluşturalım, bir Avrupa Ordusu kuralım” düşüncesine sevk etti ve Napoli”de 1991″de tertiplenen NATO Zirvesi”nde, bu konu gündeme geldi.Hatta, Avrupalı bazı parlamentolarda ve medyalardaki bazı yorumcuların makalelerinde, “Avrupa Ordusu”nun tam teşekküllü duruma gelmesine kadar, Avrupa”nın güvenliğini sağlamakta güçlü bir orduya sahip olan Türkiye”nin aslî rolü üstlenebileceği” gibi görüşler dile getirildi.İşte o zirve toplantısında, Fransa Devlet Başkanı Mitterand, açıkça, “Artık, Avrupa”nın Avrupa tarafından korunabileceğini ve bu durumu Amerika”nın anlayışla karşılaması gerektiğini” söyledi.Bunun üzerine, Amerikan Başkanı (baba) Bush, “Amerika, istenmediği yerde durmaz..” şeklinde bir konuşma yapınca, bu durum, Avrupa devletlerini daha bir heyecanlandırdı. Ama, hemen ertesi gün aynı Amerikan Başkanı, “2. Dünya Savaşı sonunda, yeni Avrupa”yı biz kurduk.. Bir yere gidecek de değiliz..” deyince, herkes alacağı dersi aldı ve Avrupa Ordusu fikri de buzdolabına kaldırıldı.Ve o tablo o zamandan bu güne değişmedi..Kapitalist sistemin dünyaya hâkim olmasının “aslan payı”nı devamlı Amerikan emperyalizminin kapmasından Avrupa ülkeleri ve halkları, rahatsız olduklarını yavaştan yavaştan dile getirmeye başlamış olsalar bile, dünyayı bölüşmekte kendi paylarından da çok rahatsız olmadıklarını hissettiriyorlardı. Ama, Trump Amerika”da yeniden başkanlığa gelip, üstelik de kendisini Amerikan kanunlarının da üstünde gören bir Başkanlık uygulaması ve hatta Napolyon”un 200 yıl öncelerdeki hayallerine atıflarda bulunması bile, Avrupa”yı derinden tedirgin etmeye başlamış bulunuyor.. Ve bugün, Trump ve Trumpizm, şimdi, Rusya”yla anlaşarak, AB de dahil, diğer bütün güç odaklarını geri plana atmaya ve dünyayı iki büyük gücün, geçmişteki Soğuk Savaş günlerindeki gibi düşmanca bir rekabet yanlışına düşmeden, dünyayı dizayn etmeleri gerektiğini söylüyor. Rusya- Ukrayna Savaşı”nı Putin Rusya”sının istediği şekilde sonuca bağlamak istiyor ve “Savaşarak alınan yerler geri verilmez ..” diyerek, Putin”i savaşı durdurmaya yaklaştırıyor ve de Ukrayna”daki Zelenski Hükümeti”ni fiilen mağlûp ilân ediyor ve Amerika”nın bu savaş boyunca Ukrayna”ya verdiği 200 milyar doları aşan askerî ve malî yardımların nasıl geri alınacağını da hatırlatmış oluyordu.. Trump, bu arada, AB ülkelerine de, Ukrayna”nın yeniden ayağa kaldırılması için 430 milyar dolarlık bir ödeme yapmaları gerektiğini söylüyor.Ama, sadece Fransa, Ukrayna”nın masada olmadığı bir çözüm yolunun sağlıklı olmayacağını yarım ağızla ifade ediyor; Zelenski de ABD-Rusya arasındaki görüşmelere katılamayacağını, esasen çağrılmadığını da belirtiyor..*Trump, bu “mezar kazıcıları”na mahsus tavrını Müslüman dünyaya da anlatmış olmuyor mu? Gazze”yi kendi uzantıları olan Siyonist rejimin yerle bir etmesinden sonra, Gazze”yi almaya kararlı olduğunu ve Gazze”nin yeniden ihya ve inşa edilmesini de bölgenin zengin ülkelerine ödettireceğini söylemiyor mu?Ve, Netanyahu, Trump”ın kendisinden, “Filistin”den sonra İran meselesini de temelden halletmesini istediğini” söyleyip “Bu konuda kendilerine gerekli desteğin verileceğini” belirtiyordu dün..*Bu konuya ayrıca da değiniriz, ama, bu vesileyle bir konuya da kısaca değinelim:”İran Cumhurbaşkanı”nın Türkçe konuşmasına engel olunduğu”nu kim yaydı?Dünya hassas merhalelerden geçerken.. Evvelki gün, hem de resmî bir ajans adına verilen bir video-haberin son derece istifham işaretlerini davet ettiğini belirtmek gerekiyor..Efendim, (anadili olan Türkçeyi Tebriz şivesine göre, Kürtçeyi de Mehâbâd şivesine göre akıcı şekilde konuşmasıyla bilinen) İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tebriz”e gitmiş, orada büyük bir kalabalığa hitap ederken, 37 yıl önce vefat eden büyük şair Muhammed Huseynî Şehriyar”in “Haydar Baba” isimli Türkçe şiirini okumaya başlamış, ve iki kıt”a okunduktan sonra vazifeli kişi gelip bir not vermiş kendisine.. O da, -konunun ne olduğunu açıklamadan-, Türkçe şiiri okumayı durdurmuş..Bunun hemen, İran”da Türkçe rahatsızlığı diye sunmak iyiniyetli bir davranış olmasa gerek.. Kaldı ki, bizzat ülkenin en üst sorumlusu olan lider (ve Tebriz”in Khamene kasabasından) Seyyid Ali Hamaney de Azeri lehçesinden ayrı olarak İstanbul lehçesini de rahat konuşurken ve o şiiri de merhum Şehriyar, Hamaney”in yanında okumuş ve de bu sahneler ülke çapında ekranlarda da yayınlanmış ve konuşmalardan da hiç bir rahatsızlık görülmemişken, bu konuyu ülkemiz kamuoyuna “Türkçe rahatsızlığı” şeklinde sunmak son derece yanlış olsa gerek.. Kaldı ki, bu konu İran medyasında asla söz konusu olmadığı gibi, İran konusunda olumsuz hiç bir şeyi kaçırmayan Batı dünyasının medya organları da hiç değinmediler.. Böyleyken, bunun halkımıza bu şekilde sunulması???-Hatırlayalım, Başbakan Demirel”in bir toplantıda halka hitap ederken, kendisine bir not verilmesi üzerine, önce duraklayıp, sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal”ın rahatsız olduğunu ve hastaneye kaldırıldığını belirtmekle yetinmiş ve sözünü bitirmişti. Halbuki, o notta Özal”ın bir kalp krizi sonunda vefat ettiği haberi verilmişti..Bu gibi fevkalâde durumlar her yerde ve her zaman olabilecekken.. Daha dikkatli olunmalı değil mi?

Source: Selahaddin E. Çakirgi̇l