“Keşke doğmasaydım”
Oysa olur mu hiç öyle şey? Eksik olurduk Gülden Hanım!“Neler Oluyor Hayatta” programından Reyhan Tunaboylu, Gülden Karaböcek’le röportaj yapmış.Son günlerde özellikle Neşe Karaböcek’in yazdığı kitaptan sonra ablasının eşiyle yani eniştesiyle evlenmesi tekrar gündeme gelmişti Gülden Hanım’ın.İlk kez çıktı kamera karşısına.Ellerini ovuşturuyordu, tırnaklarını sökmeye çalışıyordu adeta… Sıkıntılıydı.Ablasını özlediğini söyledi. Belli ki pişmandı. Ama suçu hep ismini vermediği birine attı.“Zorla verdim o kararları, beni mecbur bıraktılar” demeye getirdi.Hatta ablasının bile onu evliliğe zorladığını söyledi açık açık.Sonunda da “Tüm yaşananlar sanırım benim kaderimmiş” dedi.Hâlâ bir sır perdesi var bu olayın üzerinde.Evet, Gülden Karaböcek itiraf ediyor yaptıklarını.Ama “Beni zorunda bıraktılar” demeyi de ihmal etmiyor.Çok ilginç ve bir o kadar da film ve dizi olacak bir hikâyesi var iki kardeşin.Keşke açıklasalar tüm gerçekleri de içi rahatlasa herkesin…Aman sakın!Haluk Bilginer’in yeni projesiyle ilgili bir haber okudum.İçimden dedim ki inşallah doğru değildir.Umarım o kadroyla aynı projede yer almaz.Sen dünya starısın, sen dünyanın en iyi kadın partnerleriyle oynamayı hak ediyorsun, boşver eksik kalsın bazı işler…Türkiye’de de gayet başarılı, kendini ispat etmiş isimler var. Ama benim okuduğum isimlerin hiçbiri onlardan değildi.Diyorum ya umarım Haluk Bilginer’imiz sıradan ve hatta oyuncu gibi görünüp oyuncu olmayan isimlerle aynı projede yer almaz.İsim verip kimsenin moralini bozmayayım, anlayan anlamıştır zaten…Yılın en iyi zımbırtısıYine bir ödül törenine maruz kaldım sosyal medyada.Giyinip süslenip gitmiş insanlar, üzüldüm… Dedim belki düzgünce ödüller dağıtılmıştır.Yok… Ara ki bulasın.Bir kategoriyi gördüm ve tüm törenle ilgili algım oturdu zaten.‘Yılın estetik jinekoloji doktoru’ diyordu o ödülde.Ya gel de gülme!Siz ne yiyip ne içiyorsunuz arkadaşlar? Böyle bir kategoriyi kim belirliyor mesela?Ha “Yılın en çok para verip kendine ödül aldıran, bizim de cebimizi dolduran estetik jinekoloji doktoru” derseniz tamam.Bakın buna tamam derim.Hiç değilse dürüstler derim.Ben gittiğim bir ödül töreninde böyle ‘yılın en iyi zımbırtısı’ kategorisini görsem koşarak kaçarım oradan.Ayıp artık!Ne sponsor firmaları kandırın ne de hakkıyla ödül alan ya da alacak olanların duygularıyla oynayın! Yeter artık!İşin aslı“Prens” ekibi, dizinin ilk bölüm izlemesine gidemedi. Ben de bununla ilgili bir yazı yazmıştım. Olayların nasıl bu noktaya geldiğini, neler yaşandığını, Max ekibi anlattı bana. O izleme, İstanbul Modern’de yapılmış. Buraya kadar ekip de “tamam” demiş zaten. Gün, saat her şey belirlenmiş.Ama 1 hafta kala “150 kişilik teknik ekip gelmezse biz de gelmeyiz” demiş “Prens” ekibi.Hemen bir ekip izlemesi önerilmiş onlara. Aynı gün başka bir saatte. “Hayır” demişler.Zaten teknik ekipler haftalık kaşe alıyor. Dizi 6 ay önce çekildi bitti diyelim, o teknik ekip başka bir işe gidiyorsa…Neyse…Ekip gösterimi kabul edilmeyince farklı alternatifler de önerilmiş.Ama sonuç alınamamış.Eğrisini doğrusunu dinleyince “Bu işte bir iş var” diyor insan ister istemez. Akıllara da bir sürü soru geliyor:- Daha çok konuşturma çabası mı?- Daha çok izlettirme çabası mı?- Piyasalarını artırıp transfer olma telaşı mı?Bilemedim…
Source: Orkun Ün