“Ünlülerin Dünyası – Ayla Erduran ve Unutulmaz Melodiler”

Ayla Erduran’ın kemanının tınısı kulaklarımızda yaşayacak

Hakan ve Dilek, “Ayla’yı kaybettik” dediler.İstanbul’da keman dersleri aldığı yıllarda Harbiye’deki evimizin yanındaki apartmanın önünden kemanıyla otomobile binerken görürdüm. Sonra dost olduk, bir müzisyen duyarlılığına sahipti.Anılarımdaki izlerden bir potpuri yapacağım bugün. Değişik zamanlarda onunla konuştum, dinledim, bütün yalnızlıkları belleğimden bir şerit gibi geçirdim. Müzik bir eşlik aracı değildir, icra kadar dinlemek de bir çaba, bir duygu birikimi ister.Bugün onun biyografisini okuyacaksınız, bir ömre sığan ses zenginliğini fark edeceksiniz.Müzisyenlerin yalnızlığı onları her dinleyişte beni ıssız bir adanın yalnızlığına çeker. Birçok müzisyen dostumun yalnızlığına tanıklık etmek hüznün baskın bir duygu olduğunu hatırlatır.Onun hakkında yazılmış kitabı okuyun, plaklarını dinleyin, adanmış ömürlerin unutulmazlığına saygı duyun.‘Harika Çocuklar’ın hepsi adanmış kişiliklerin ıstırabını yaşadı.SUSUN AYLA KEMAN ÇALIYORVaktiyle Ayazpaşa’da Sarayarkası Sokağı’nda otururken, keman sesinin geldiği apartmanın önünde durur ve kendi kendime şunu mırıldanırdım: “Ayla Erduran keman çalıyor.”Birden yolun trafiğini kesip, susunuz, Ayla’nın kemanını dinleyiniz, demek isterdim. O sokağın öyküsünü daha önce uzun uzun yazdım.Bir zamanlar komşumdu, dostluğu içtendi, müzik konusundaki coşkulu konuşmaları, her müzikseveri etkileyecek ruha sahipti.Ayla Erduran’ı dinlerken virtüöz olmanın özelliklerini müzisyen kişiliğinde topladığını fark ederdiniz. Konuşmalarda da sahnede de öyle.Orhan Veli Kanık, şairin kıymetini şairin bildiğini yazmıştı, bunda doğruluk payının büyüklüğüne her zaman inanmışımdır.Fazıl Say’ın Erduran için söyledikleri şairin sözünü onaylıyor: David Oistrakh, onu alevler saçan yetenek ilan etmişti. Eğer katı yürekli değilseniz, Ayla Erduran’ı dinlerken ağlayabilirsiniz.Sanatçıların acılarını gene sanat giderir.Kötü günlerin ardından teselliyi Bach çalmakta bulur Erduran: “Ancak acıları Bach dindirir” der., TOLSTOY KAHRAMANI GİBİVirtüöz olarak yetiştirilmenin bedeli ağırdır, çünkü size karşı insanlar, aile, yakın çevre şartlanmıştır, sadece başarının simgesi olacaksınız!Ruh haliniz, kişisel dünyanız pek de kaale alınmaz. Evin İlyasoğlu’nun çok sevdiğim kitabı “Ayla’yı dinler misiniz?”i okurken bu yalnızlıkların, bedellerin tarihini öğrenirsiniz.Sadece müziğe adanmış bir yaşamın, mutluluğu da mutsuzluğu da müzikle bölüşmenin olağanüstü, trajik, acılara direnebilen kitabı.Virtüözlerin, büyük sanatçıların hayatını etkileyen annelerdir, bu kitapta Ayla Erduran da onlardan örnek veriyor. Annelere kızmalı mı, yoksa bir virtüöz ancak böyle yetişir deyip, onları bağışlamalı mı?Bir keşiş disiplininden, vazgeçmişliğinden başka ne düşünülür ki?‘‘İçinde yalnız kemanı düşüneceğim bir dünya dokunmuştu benim için” demişti.Evin İlyasoğlu’nun kitabını okurken; çok kullanılan, benim hayatım roman sözünün Ayla Erduran için geçerliliğini düşünmüştüm. Hayatının değişik bölümlerini romanlaştırmak yer yer Tolstoy’a, yer yer Abdülhak Şinasi Hisar ile Selim İleri’ye yakışırdı.Ayla Erduran’ın virtüözitesinin düzeyini tanımlamak için David Oistrakh’ın öğrencisi notunu mutlaka koymalı. Sonra da birlikte konser verdiklerini hatırlatmalı.Onun CD’lerini de dinlerseniz, yazılanları, övgüleri sanatçının hak ettiğine karar vereceksiniz.Size gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim albümlerini sıralıyorum; Ayla Erduran Plays Johannes Brahms, Ayla Erduran Plays Brahms (Piano Trios No. 2-3), Ayla Erduran Plays with Mithat Fenmen, Ayla Erduran Plays J.S. Bach Arşiv Serisi-5.Sanatçı, kayıtlarında Antonio Stradivarius’un 1710 yapımı kemanıyla çalmıştı.

Source: Doğan Hizlan