“Vahşi Yaşamın Kalbi – Arkadaşlık ve Doğa”

Türkiye çalkalanırken fırsatı kaçırmadılar

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sabah baskınıyla gözaltına alınmasına tepkiler sürerken Mehmet Cengiz’in elektrik şirketine özel kamulaştırma kararı çıkarıldı. Cengiz Elektrik şirketi “Güneşten enerji üretsin” diye Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Ankara’nın Polatlı ilçesindeki 1 milyon 116 bin metrekare büyüklüğündeki 31 tarla Cumhurbaşkanı kararıyla ‘acele’ kamulaştırıldı. Cengiz, güneşten alacağı bedava enerjiyle, köylüden devlete geçen buğday tarlasında ucuza elektrik üretip piyasa fiyatından halka satacak.

Acele kamulaştırma kararı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazetede yayımlandı. Karara göre, Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş’ye ait Censtorage-5 Cengiz Güneş Enerji Santrali (GES) elektrik üretim tesisinin yapımı amacıyla Ankara’nın Polatlı İlçesi Kocahacılı köyü sınırlarında bulunan iki ayrı parseldeki 31 verimli tarla, kamulaştırma yoluyla vatandaştan alınıp Hazine’ye devredilecek. Hazine’nin mülkiyetine geçecek toplam 1 milyon 115 bin 590 metrekare büyüklüğündeki bu alan daha sonra GES kurması için Cengiz’e tahsis edilecek.

İktidarın gözde müteahhitlerinden Mehmet Cengiz için buğday tarlaları feda edildi.

50 YIL ÜRETİM OLMAYACAK

Cengiz Enerji’nin, vatandaştan kamulaştırılan buğday tarlasına 75 megavat kurulu gücünde Censtorage-5 Cengiz GES ile 75 megavat kapasiteli Enerji Depolama Tesisi kuracağı öğrenildi. Cengiz, bu alanda elektrik üretmek için verimli buğday tarlalarının üzerini 150 bin adet güneş paneliyle tamamen kapatacak. Kamulaştırılan tarlalarda en az 50 yıl boyunca tarımsal üretim yapılamayacak. Cengiz’e tahsis edilen tarım arazisinde her biri 9.5 dönüm ile 97.5 dönüm arasında değişen büyüklüklerde 31 ayrı tarla bulunuyordu.

Antalya olmadı Ankara verelim

Cengiz Elektrik, GES yatırımı için daha önce Antalya’nın Elmalı ilçesini seçti. Bu ilçedeki tarım arazisini gözüne kestiren şirket, kamulaştırma için başvuru yaptı. Ancak tesisin kurulacağı sahanın önemli bir kısmının dikili tarım arazisi sınıfında yer alması nedeniyle yatırımın Elmalı’da kurulmasına izin verilmedi. Böylece Cengiz rotayı buğday deposu Polatlı’ya çevirdi ve istediğini aldı.

2 milyon metrekare orman talanı

12 ilde 1.9 milyon metrekare orman yok oldu

Siyaset arenasında yüksek tansiyon sürerken Resmi Gazete’den orman talanı haberi geldi. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Adana, Antalya, Bursa, Elazığ, Isparta, Kahramanmaraş, Konya, Mersin, Muğla, Sinop, Trabzon ve Yozgat illerinde bulunan toplam 1 milyon 946 bin 133 metrekare orman alanı, orman sınırları dışına çıkarıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ormandan çıkarılan en büyük alan, son dönemde yoğun yerleşim yaşanan Antalya’nın turistik Konyaaltı ilçesinde gerçekleşti. Toplam 1 milyon 605 bin 15 metrekare orman alanı bir kalemde orman sınırlarından çıkarılarak yerleşime ve ranta açıldı. Aynı şekilde Konya 170 bin metrekare, Isparta da 88 bin metrekare orman kaybıyla büyüklük sıralamasında ilk üç sırada yer aldı.

TORPİLLİLER YAŞADI

Ormanını kaybeden 12 il içinde özellikle Muğla’nın rantı en yüksek ilçeleri arasında yer alan Bodrum ve Fethiye de dikkat çekti. Bu iki ilçede 5 farklı yerde toplam 2 bin 885 metrekare orman alanı, orman sınırları dışına çıkarıldı. Konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, işgal ettiği ormanı tapulu arsasına katmak isteyen çok sayıda vatandaşın bu karardan yararlanmak için başvuru yaptığını, ancak torpilli kişilerin başvurularının öncelikli kabul edildiğini ileri sürdüler.

Source: Erdoğan Süzer


Yaren, dostluk ve insan

Çok hoş değil mi? Bir hayvanla insanın bu denli dostluğu. İnsanın bazen aklı almıyor. 6 ay güney sıcak ülkelerde yaşıyor ve zamanı gelince göç ederek aynı yerde, aynı kayığa, aynı amcaya misafir oluyor…İlginç geliyor ve çok hoşa gidiyor. Tamam leyleği anladık, hani hayvan dediklerimizden… İçgüdüleri, hisleri gelişmiş, elbette yuvasını bulur hoş tutulduğu yere konar. Acaba Adem Amca nasıl biri? Karakteri, gördükleri, geçirdiği eski hayatı, yaşadıkları veya yaşayamadıkları ile…Hepimizin bu hayatta bir misyonu var, herkes konusunda seçilmiş birer parça, aynı zamanda uzmanı. Ama bu seçilmişlik yaşamımızla paralel gidiyor. Allah’ın bazen hatalarımıza bile güzellik vererek bizleri onardığını düşünürüm. Belki de bir hayvana çocukluğunda, ufacık da olsa zarar verdi ama sonunda içindeki saklı sevgiyi buldu. Şimdi diyeceksiniz ki böyle aşama olur mu? Hiç böyle demeyelim, nasıl da güzel olur yaptığı, yanlışı anlamak.Beklenen dost belki bir baharın birinde gelemeyecek, ömrü yetmeyecek. Veya gelecek o kayıkta başka biri olacak, anlayacak ki Adem Amcası yok, hayat bu kim bilir?İnanıyorum ki Hacı Yarenimiz hayattaysa, kanatlarını coşkuyla çırparak bulutları yararak kavuşmak için belki de bir bebekle gelecek. Medyatik kısmı, eğlencesi bir tarafa, inşallah bizlere anlatılmak istenileni, anlamak isteyene de, istemeyene de, bu güzel hikâyeyle anlatmakta muvaffak olmuşlardır. Ortalama olarak 30 yıllık bir yaşam süreleri bulunan leylekler, Yunan ve Roma mitolojilerinde ebeveynlere sadakat modeli olarak gösteriliyorlardı. İlginç değil mi? Ebeveyne saygı, sadakat, Adem Amcası’na duyduğu sevgi…SOKAKTAKİ DOSTLARIMIZ…Efendim insanın sınavı yine insanla gibi görünse de, insanın bir de önemli sınavı hayvanlarla… Maalesef hepimiz şu sırada bu hakka az veya çok giriyoruz. Kendini hayvansever gösterip, cins hayvanlardan alıp bir süre sonra sokaklara, barınaklara, yazlıklara atanlar, bu cins kedi köpeklerin çoğaltılmasına çanak tutanlar, bunun üzerinden para kazananlar, kırsal yerlerde koruyucu gibi kullanarak bakımını çoğalmasını göz ardı edip atanlar, tehlike çanları çalınca kökten çözümü canlı canlı gömerek, zehirleyerek gerçekleştirenler…Boyunlarına taş bağlayarak yavruları suya atanlar, bacak, kol kesenler, yakanlar… Gücünü onlar üzerinde deneyenlere vebal büyük. Hayvanseverliği sadece evlerinde besledikleri cinslerle sergileyen, dışardakiler için Allah rızkını verir diyenler… Hepimiz vebal altındayız…Şu soğuk ayaz, kış günlerinde doğayla, açlıkla savaşırken bir de insandan gele bunca kötülüğe maruz kalan dostlarımız yüzünden.Ya diyeceksiniz kendi veya akrabası olan çocuğa, insana neler yapmışlar, sen neyi anlatıyorsun, haklısınız neyi anlatıyorum. Kendi içimizdeki benle güzel tanışsak, o ben’in iyi, güzel, etik, merhametli dürüst olma masalını anlatmaya çalışıyorum işte kalemimce, gönlümce.◊ Mürüvet CaymazBu güzel yazıyı ve yorumu Mürüvet Hanım bana gönderdiğinde Yaren henüz sevgili kayıkçı dostuna kavuşmamıştı. Kendi düşüncelerime çok yakın bu satırları sizlerle paylaşmak istedim.

Source: Güzin Abla