Vatan haini kimdir?

Vatan haini kimdir?

Sağ iktidarların en bildik söylemidir kendisini eleştirenleri “vatan haini” ilan etmek. Her ayıbını “ezan, bayrak, Kuran” nutuklarıyla örtmeye kalkışan bu anlayışın vatan sevgisi de hayli ilginç. Vatan topraklarının altını küresel maden şirketleri ile onların taşeronluğunu yapan yerli ortaklarına, toprağın üstünü de beton lobisine peşkeş çekmekten hiç rahatsız olmaz. Gerekçe hazırdır: “Ne yani toprak altındaki madenlerimizi çıkarıp ekonomiye kazandırmayalım mı?” ya da “İnşaat sektörü olmazsa istihdam düşer, ekonomi durgunluğa girer”. Vatan topraklarına yapılan bu talana karşı çıkanlar onlara göre “vatan haini” dir. Ülkeye katma değer kazandıracak madenlerimizi çıkarmak ise vatanseverlik. Kimse madenleri çıkarmayın demiyor oysa. Madenleri doğaya, insana ve toprak üstündeki kalıcı zenginliklerimize zarar vermeden çıkarmanın yollarını bulmak önemli olan. Ve karşılığında neleri feda edeceğinizin hesabını yapmak. Ormanları, zeytinlikleri, tarım alanlarını, arkeolojik zenginliklere sahip olduğu bilinen ama kazı yapılmamış alanlarda madenciliğe ruhsat veriyorsanız altın yumurtlayan tavuğu bir seferde toptan yumurta alma uğruna feda ediyorsunuz demektir. Madencilik lobisi tüm dünyada güçlüdür. Küresel şirketlerdir. Yerliler de öyle… Bu lobinin bir ayağı siyasette, bir ayağı medyada ve bir ayağı da yerel yönetimlerdedir. Bir maden şirketi bir ülkeyi ya da bölgeyi gözüne kestirmişse eğer; önce ülkenin madencilik yasalarını kendilerine güçlük çıkarmayacak şekilde değiştirilmesi için lobi faaliyetlerine başlar. Parlamentoda kendilerine destek olması için vekiller kafa kola alınır. Kamuoyunun hazırlanması için ikinci yapılacak iş, basını yanlarına çekmektir. Madencilik yasası değişmeden önce o ülkenin ne kadar zengin madenlere sahip olduğu, yeraltındaki madenlerin çıkarılması halinde ülkenin ekonomik sorunlarının çözüleceği, bölge halkına geniş istihdam olanağı sağlanacağı yazdırılır. Bölge halkına sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yardım edilir. Madencilik yasası geçince artık birkaç aktivist ve bölge halkı eylem yapsa da iş işten geçmiştir. ZEYTİN Mİ ALTIN MI? AKP iktidarı döneminde madencilik yasası tam 15 kez değiştirildi. Şimdi 16. kez değiştirilmeye çalışılıyor. Bu yasa değişikliği ile zeytinlikler madenciliğe kurban edilecek. Kamuoyunu yatıştırmak için de zeytin ağaçlarının taşınarak korunacağı söyleniyor. Evet zeytin ağaçları teknik olarak taşınabilir. Ama zeytinin kalitesi için sadece toprağın niteliği önemli değildir. Rüzgârı, nemi, bulunduğu eğimi, bölgenin iklimi de kaliteyi belirleyen öğelerdir. Hem zeytin, sizin çıkaracağınız madenlerden daha mı değersiz? Maden rezervi sonuçta sınırlı. Rezerv bitince şirketler çekip gidecek. Ama binlerce yıl orada olan zeytinler size asırlar boyu ürün verecek. Madenlerden geçinen insanlarımızın sayısı bir avuç iken zeytin ve zeytin ürünlerinden geçinen insanların sayısı üreticisinden toplayıcısına, işlendiği fabrikadan pazarlamacısına, ihracatçısına kadar on binleri buluyor. Ülke ekonomisi için ürettiği katma değer açısından da zeytin, madencilikten ve turizmden daha yüksek. Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatından elde ettiği gelir yıllık 476 milyon dolar. Turizm sektörünün yıllık geliri 61 milyon dolar. Peki madencilikteki gelirimiz? Sadece 6.5 milyon dolar. Şimdi söyleyin bakalım vatanını seven kim, vatan haini kim?

Source: Miyase İlknur