Viski yükselişte!

Viski yükselişte!

Hangi ulus, hangi tür yönetim biçimiyle yönetilmeye razı geldiğini gösteren göstergeler var.

Bunu güvenilir, tarafsız kurumlar; “her ulus kendini bilsin” diye yayımlıyorlar.

Tam Demokrasi: Norveç, Yeni Zelanda, Hollanda, Uruguay, İngiltere, İspanya diye sıralanıyor.

Kusurlu Demokrasi: Yunanistan, ABD, Belçika, Hindistan, Arjantin, Macaristan diye gidiyor.

Hibrit Rejim: Bangladeş, Tunus, Meksika, Gürcistan, Nepal, Fiji, Senegal…

Otoriter Rejim: Küba, Pakistan, Kazakistan, Kamboçya, Mısır, Azerbaycan, Tacikistan, Afganistan…

Türkiye “hibrit rejimle yönetilen ülke olmaya çakıldı kaldı” diye yazılıyordu fakat otoriter Rejime düşme belirtileri yoğunlaştı.

“Anamız ağlıyor” diyen çiftçi gözaltına alınıyor, grev hakkını kullanmak isteyen işçi dövdürülüyor, “güvensizlik içindeyiz, sistem çöktü” diyen işveren gece yarısı savcı ile yargıç odası arasında iki yanında iki polisle sorguya götürülüyor. Bilirkişiye görüşünü sorup yazan gazeteci hapse konuluyor.

Diğer göstergeler de çok fena; az sayıda zengin fakat çok sayıda yoksul, birbirini yan gözle süzer oldular.

Eşitsiz büyüme uçurumu açıldı, haksız haram zenginleşme yöntem oldu.

85 milyon nüfuslu ülkeyiz; 41 milyon kişi açlık ve yoksulluk sınırına indi. Orta sınıf çöktü. Yoksul ailelerde üç çocuktan biri okula aç gidiyor. Halkın yüzde 57’si borcunu borç bularak kapatıp yaşamak durumuna düştü.

Son iki haber şöyle: Diyanet bu yıl “asgari ücretle çalışan ve emekli aylığı ile geçinenleri Ramazan ayında fitre ile desteklenmeye muhtaç insanlar” ilan etti.

İktidarı ayakta tutan parti MHP’nin genel başkanı da; çiftçileri Ramazan ayında “Askıya 9 Gülek buğday” koyarak dar ve sabit gelirli insanlara destek veremeye çağırdı.

Özetle her şey inişte. Rakı yükselişte.

Bira yükselişte.

Fakat Türkiye iç pazarında en hızlı olarak viski ile kaçak içki üretiminde kullanılan etil alkol, rakı, şarap, biradan daha da hızlı yükselişte.

İlaç yapmak için Türkiye’ye yetecek etil alkol miktarı yılda (2023 yılı) 1.5 milyon litre iken 9 milyon 700 bin litre etil alkol satıldı. Bir yılda 8 milyon litre etil alkolden kaçak içki yapılıp içildi.

Gözü kör olsun.

Yüksek vergi.

“Sağlıklı ve kaliteli yaşamak, hastaneye muhtaç kalmadan uzun ömür sürmek

için sigaradan ve alkolden kesinlikle uzak durun” öğütleri Tam Demokrasi ile yönetilen bütün ülkelerin insanları tarafından benimsendi.

Tam Demokratik ülkelerde içki satışları sadece yüzde 1 arttı. İçki hem sağlığa düşman ve hem de “Allah’ın gücüne gider günahtır” denilen fakat Otoriter Rejime yönelmiş Türkiye’de içki satışları yüzde 20 büyüdü.

Litreye vurursak.

1 milyar litreyi geçti.

1 milyar 400 milyon litreye ulaştı. Bira birinci (1.2 milyar litre) şarap ikinci (68 milyon litre) rakı üçüncü (38 milyon litre) viski dördüncü (34 milyon litre) fakat en hızlı tüketim artış hızı viskide oldu.

Otoriter yönetime yönelen yüksek enflasyonlu Türkiye’de yaş üzüm fiyatları çok arttığı için viski fiyatındaki artış, rakı fiyatındaki artışın altında kaldı.

Kaderin intikamı!

Otoriter ülke olduk.

Viski yükselişte!

Rakı kaçağa kaydı.

Be hey gafil!

ŞU satırları siz okurlara belki 100 kez yazdım:

TEKEL’in 17 fabrikasında işçilerin kıdem tazminatı yükü de devlete bindirilip, arsaları, binaları, sosyal tesisleri, içlerindeki makine, ekipmanları, tüm stokları; alkol, üzüm, arpa, şişe mantarı, etiket, kapak, kutu dahil 292 milyon dolara iktidar destekçisi yerli müteahhit komprador şirketlere 292 milyon dolara satıldı.

Onlar 292 milyon dolara aldıkları 17 fabrikaya tek bir çivi bile çakmadan, 810 milyon dolara Amerikan şirketi Texas Pasific Group’a devretti. O da 2 milyar 500 milyon dolara İngiliz Diego şirketine aktardı.

Ve devlet şirketi TEKEL’in elindeki Türkiye içki pazarı yabancı sermayeye, komprador müteahhitler aracılığıyla sunuldu ve her içilen yudumdan yabancıya gelir aktarılır oldu. Kaderin intikamına bak! Şimdi, TÜSİAD yöneticileri “çöküyoruz” dedikleri için savcı ve yargıç önüne polisle götürülünce ve bilerek ve isteyerek halk görsün diye bu fotoğraf TV’lerde canlı yayın gösterilince; “bu fotoğraftan sonra yabancı yatırım (dış sermaye) Türkiye’ye artık hiç gelmez” diye dövünüp avunmalar başladı. Be hey gafil!

TEKEL’i ve müşterisi hazır yerli iç pazarı, komprador (işbirlikçi müteahhit) eliyle yabancı sermayeye sunmuşlar sesin çıkmamış şimdi “yabancı yatırıma gelmez” diye dövünüyorsun. Be hey gafil! Evin yanıyor sen yıldızları fethe çıkıyorsun!

Source: Necati Doğru