Gazze”deki şehitlerin isimlerini kumaşlara işliyor
Babasının, Birleşmiş Milletler (BM) barış gücündeki görevi nedeniyle çocukluğunu özellikle Filistin başta olmak üzere Orta Doğu”nun farklı bölgelerinde geçiren İrlanda kökenli Mary Evers, Suriye, Lübnan ve Mısır gibi ülkelerde ailesiyle uzun yıllar yaşadı.İrlandalı osteopat Mary Evers, İsrail”in Gazze”ye saldırılarında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak amacıyla Gazze”de öldürülen her bir Filistinlinin ismini ve yaşını nakışla kumaşlara işleyerek ölümsüzleştiriyor— Tanıdığım her Filistinli nazik, kibar ve şiddet yanlısı… pic.twitter.com/CYb6r2XSz8— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) March 24, 2025AKTİVİSTİN FİLİSTİN”E DESTEĞİ HİÇ KESİLMEDİOrta Doğu”yu yakından tanıyan ve savaşın yıkıcı etkilerini doğrudan gözlemleyen Evers”ın ailesi, Lübnan”da Sabra ve Şatila katliamı gibi tarihi olaylara tanıklık etti.Londra”da 1980″den beri yaşayan Evers, burada osteopatlık eğitimi aldı ve çeşitli kliniklerde 33 yıl çalıştıktan sonra geçirdiği bisiklet kazası sonrası işine ara vererek, aktivizm faaliyetlerine yöneldi. Evers, savaş karşıtı aktivist olarak Filistin halkına olan desteğini her zaman sürdürdü ve bu bağını aktif olarak farklı projeler aracılığıyla güçlendirdi.GAZZE ŞEHİTLERİ PROJESİİsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının ardından Filistin halkının uğradığı zulme dikkati çekmek için geçen yıl Gazze Şehitleri Projesi”ni başlatan Evers, burada öldürülenleri hatırlatmak ve onurlandırmak amacıyla her bir kaybedilen hayatı nakışla belgeleyerek projeye tüm dünyadan destek toplamayı başardı.NAKIŞLA TARİHE NOTEvers, Londra”daki stüdyosunda isimleri tek tek nakışla işlemeye devam ederken Filistin”le ilgili anılarını, bu projeye nasıl başladığını ve projeyle vermek istediği mesajı anlattı.İlk olarak Tate Modern”de Bangladeşli sanatçı Yasmin Jahan Nupur”un eserinden etkilendiğini dile getiren Evers, sömürgeleştirilmiş toprakları bir masa örtüsünde işleyerek anlatan sanatçının nakışla tarihe not düşme fikrinden ilham aldığını söyledi.Evers, Filistin”in her bölgesinde yaşayan kadınların da kendine özgü motiflerle acı dolu tarihlerini nakışla kumaşlara işlediğini ve bu geleneğin kendisini derinden etkilediğini dile getirdi.KADEM”den etkileyici belgesel: Filistinli iki kadın sanatçının hikayesiTATREEZ İLE TEPKİBu ilhamla Filistinli kadınların geleneksel dikiş sanatı “tatreezden” faydalanarak Gazze”de kaybedilen her bir hayatı sayılardan öteye taşımak istediğini vurgulayan Evers, “Sayılara isim verdiğinizde insanların tepkisi değişir. Bu, onların duygularıyla bağlantı kurmalarına yardımcı olur” ifadesini kullandı.RENKLERİN FARKLI ANLAMLARIFilistin bayrağının renklerini kullanarak siyah iplikle erkekleri, kırmızı iplikle kadınları ve yeşil iplikle çocukları simgelediğini anlatan Evers, her bir ismin nakışla işlenmesinin yaklaşık 1 saat sürdüğünü kaydetti.Her dikişin, bir direniş ipliği ve şehitlerin unutulmasına izin vermeyi reddeden anlatı olduğu görüşünü paylaşan Evers, bu girişimin zamanla kolektif harekete dönüştüğünü belirtti.DESTEK GÜN GEÇTİKÇE ARTIYORProjeyi tek başına hayata geçirdiğini ancak gün geçtikçe bu girişimin giderek büyüdüğünü söyleyen Evers, halihazırda dünya genelinde 200″ün üzerinde kişinin projeye farklı şekillerde katkı sunduğunu aktardı. Evers, “Şu an için bunu sergilemek gibi bir planım yoktu ancak bu proje o kadar büyük bir ilgi gördü ki artık sergi düzenlemeyi düşünüyorum” dedi.”Beni en çok etkileyen şey, Gazze”de insanların birbirlerine nasıl yardım ettiğiydi””KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLERİ FİLİSTİNLİLER YAŞATIYOR”Filistinlilerin medyada yanlış temsil edilme biçimlerinin her zaman kendisini üzdüğünü dile getiren Evers, şu ifadeleri kullandı:”Tanıdığım her Filistinli nazik, kibar ve şiddet yanlısı değil ve çocuklarını insanlardan nefret etmeleri için eğitmiyorlar, aslında tam tersi, çünkü çok güçlü inanç temelli toplulukları var. Ekranlarımızdan izlediğimiz dehşetin yanı sıra beni en çok etkileyen şey, Gazze”de insanların birbirlerine nasıl yardım ettiğiydi. İnsanlar molozların arasında kazı yapıyor, cesetleri çıkarıyor ve hastaneye götürüyordu. Bilirsiniz, çok güçlü bir işbirliği ve topluluk duygusu vardı ve bu benim projem için bir başka önemli faktör oldu. Bunu bir şekilde yansıtmaya çalışmak istedim çünkü kendi toplumumuzda bunu kaybettik.””İNSANLIK ADINA UMUT BULDUM”Filistin halkının topluluk bilincine ve gücüne her zaman hayran kaldığını söyleyen Evers, kayıpların ardından insanların birbirlerine nasıl yardım ettiğini gördükçe, insanlık adına umut bulduğunu kaydetti.Tarafını seçtiler! İşte Filistin ve İsrail”i destekleyen dünya liderleri!PROJENİN AMACI”Sanırım burada iletmek istediğim mesaj, her insanın bir değeri olduğu ve her insanın toplumun bir parçası olduğu, bir hayatı olduğu ve bu dünyaya bir şeyler kattığıdır. Herkesin kendine özgü bir ruhu var ve ben ayrımcılığa inanmıyorum. Ayrımcılıktan hoşlanmıyorum. Ayrımcılığı anlamıyorum. Bence herkesin bir değeri var. Burada göstermeye çalıştığım şey de bu değer ve aynı zamanda empati uyandırmaya çalışıyorum çünkü dünyada ilerleyebilmemizin tek yolunun birbirimizi desteklemek ve bir topluluk olmak olduğunu unutmuş gibiyiz.”MARY EVERS”E DESTEK İÇİNMary Evers, projeye gönüllü olarak katılmak isteyenlerin, stitch.their.names.together adlı Instagram sayfası veya say.their.names.gaza@gmail.com e-posta adresinden iletişime geçebileceklerini bildirdi.
Source: Şeyma Akman
İstanbul'da hilal camileri süsledi
İstanbul”da hilal, tarihi silüetin simge yapılarıyla birlikte etkileyici bir şekilde görüntülendi. Hızlandırılmış çekim tekniğiyle kaydedilen bu özel anlar, izleyenleri adeta büyüledi. GÖRÜNTÜLER GÖZ KAMAŞTIRDI Gece saatlerinde kaydedilen görüntülerde, gökyüzünde zarif bir şekilde beliren hilal; bir yanda Fatih Camisi, diğer yanda Süleymaniye Camisi ve önde yer alan Selimiye Kışlası ile aynı karede buluştu. Şehir ışıklarıyla aydınlanan İstanbul semaları, megakentin görkemli yapıları eşliğinde adeta bir tabloyu andırdı. “MANEVİ HUZUR” İstanbul”un tarihi ve kültürel kimliğini yansıtan bu manzara, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Görüntüyü izleyen çok sayıda kullanıcı, şehrin ruhunu yansıtan bu eşsiz kareyi “manevi huzur” ve “estetik bir şölen” olarak yorumladı.
Source: Çağla Taşçı