“Visual Arts Spotlight – Resilience and Cultural Richness”

Bacaklarını kaybeden ressam, protezlerle yeniden ayağa kalkacağı günü bekliyor

Çocukluğundan bu yana resme ilgi duyan ve yıllardır sanatla iç içe olan grafiti ve resim sanatçısı Toprak, yıllardır Türkiye”nin birçok sokağında “Atione” mahlasıyla yaptığı grafitilerle tanınıyor.

Ressam Toprak”a, 4 yıl önce tütün kullanımı sonucunda kol ve bacaklardaki damarların iltihaplanması ya da şişmesiyle ortaya çıkan damar tıkanıklığı rahatsızlığı olarak tanımlanan Buerger hastalığı tanısı konuldu. Toprak, hastalığa bağlı 2 bacağının da ampute edilmesi gerektiğini öğrendi.

İstanbul”da ameliyat olduktan sonra ailesinin yanına Kahramanmaraş”a dönen ve 3 gün sonra 6 Şubat 2023″te meydana gelen depremi yaşayan Toprak”ın hastalığının ilerlemesi üzerine bacakları ampute edildi.

Toprak, yaşadığı uzuv kaybından sonra pes etmeyerek mesleğine tekerlekli sandalyesinde devam etti.

Her şeyin zıddıyla var oluşunu işlediği “Palyaço Kümesi-İki Uç” isimli ilk kişisel sergisini açan Toprak, sergiden elde edeceği gelirlerle, istediği protezlere kavuşarak yeniden ayağa kalkacağı günün hayalini kuruyor.

“Bacaklarımı kaybetmeyi bir engel olarak görmüyorum”

Ressam Toprak, AA muhabirine, 6 Şubat depreminden etkilenen birçok kişinin uzuv kaybı yaşadığını belirterek, kendi yaşam öyküsüyle insanlara ilham olmak istediğini söyledi.

Bacaklarını kaybetmesinin kendisi için bir “kurtuluş” olduğu, çünkü 2 yıl boyunca çok acı çektiğini ve bu durumun ona çok ağrıyan bir dişi çektirmek gibi hissettirdiği değerlendirmesinde bulunan Toprak, “Bacaklarımı kaybetmeyi, bir kayıp gibi görmüyorum, bir engel olarak da görmüyorum.” dedi.

Toprak, yeniden hayatını kazanmak ve protezlerini alabilmek için en iyi bildiği şey olan resim üzerine yoğunlaştığını dile getirerek, “Hayat bana her şeye yeniden başlamam gerektiğine dair bir geri dönüş yaptı. Ben de her şeye yeniden başlamaya karar verdim tam yolun yarısında. Protezleri almak biraz pahalı. Protezlerimi almak için yine en iyi bildiğim şeyi, resim yaptım. Resimlerin tamamını protezlerimi alabilmek için ürettim.” diye konuştu.

Bugüne kadar adını duyurabilmesini grafiti sanatçısı olarak sprey boyayı çok iyi kullanmasına borçlu olduğunu ifade eden Toprak, “Ben çok boyuyordum, deyim yerindeyse spreyi yiyordum yani. Tabii ben nereden bilebilirim ki onun bana zarar verdiğini.” diyerek duygularını aktardı.

Toprak, yaşadığı zorlukları “sınav” olarak değerlendirerek, kötü olayların insanı olgunlaştırarak büyüten bir süreç olduğunu, yaşadığı dönüşümün hem kendine hem de çevresindekilere ilham verdiğini düşündüğünü belirtti.

“Aşılmayacak hiçbir sorun yok”

Geçirdiği zorlu süreçler sonrası yaşadığı kişisel gelişimi “Bedenimden bazı parçalar eksiliyor ama ruhuma farklı parçalar ekleniyor.” diyerek açıklayan Toprak, içinde bulunduğu değişimi şöyle ifade etti:

“Öncesinde böyle bir adam değildim. “Ben kazanırım, ben yaparım”dan tevekkül durumuna geçtim. Bu değişim, neresinden bakarsanız bakın işime yaradı. Bir oğlum var. Önceki adamdan ziyade bu adam daha baba ona göre. Herkes için daha iyi. Aşılmayacak hiçbir sorun yok. Sabır ve değişim, hayatımın her alanında beni daha güçlü yaptı.”

Toprak, önceden sanatının hareket temelli olduğunu, Türkiye”nin 30 farklı şehrinde her köşe başına adını yazdığını anlatarak, şimdi tekerlekli sandalyesiyle hareket ettiğini söyledi.

Tekerlekli sandalyesini adeta palet gibi kullanan Toprak, sözlerine şöyle devam etti:

“Sandalyenin tekerlerine sürekli boya damlatan serumlar ekledim. Sonra da tekeri hareket ettirerek zeminde yazılar oluşturmayı denedim. Palyaço sergisi olduğu için “Ha Ha Ha” yazdım. Bunun sebebi, ben hasta olduğumu öğrendiğimden, ayaklarım kesilene kadarki süreçte deprem oldu, eşimden boşandım, çocuğumdan ayrı kaldım. Bütün felaketleri aynı anda yaşadım. Ürettiğim işlere baktım. O yıl sadece gülen emojiler yapmışım. Bazen başınıza gelen veya dışarıda duyduğunuz bir habere maksimum verebileceğiniz tepki gülmek oluyor artık.”

“Herkes palyaço aslında, sadece onların yüzü gerçekten boyalı”

Yaşadıklarından sonra hayata başka pencereden bakma fırsatı yakaladığını ve her şeyin zıddıyla var olduğunu anlamanın bunca karmaşa içinde yolunu bulmasını sağladığını ifade eden Toprak, “Palyaço Kümesi-İki Uç” isimli sergisiyle “evren ve anlam” sorularına cevap aradığını kaydetti.

Toprak, sergiden elde edeceği gelirle bacaklarına protez yaptırmak istediğini dile getirerek, eserlerinde genellikle tercih ettiği palyaço figürleriyle ilgili şunları paylaştı:

“Palyaçolarla ilgili bir araştırma yaptım. İnsanların yüzde 50″si korkuyor, yüzde 50″si eğlenceli buluyor palyaçoları. Burada bu istatistiğin bu kadar keskin olması zıtlıklara en uygun figür olarak düşünmemi sağladı. Ayrıca palyaçolar benim için bütün duyguları içinde barındıran karakterler. Gülmek de palyaçoya göre, ağlamak da keder de palyaçoya göre neşe de. Aynı insan gibi yani ve hepsi ona yakışıyor. Herkes palyaço aslında, sadece onların yüzü gerçekten boyalı.”

Toprak”ın 13 Şubat”ta açılan “Palyaço Kümesi-İki Uç” sergisi, 7 Ocak”a kadar Ankara Unite Ortak Mekan”da sanatseverlerin ziyaretlerine açık olacak.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Bakan Ersoy paylaştı! 102 tanesi ilk kez sergilenecek

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ankara Resim ve Heykel Müzesi Türk Ocağı Salonu nda düzenlenen 100+2 Süreli Müze Sergileri Projesi nin açılış programında konuşma yaptı. Bakan Ersoy, bir asrı geride bırakan Cumhuriyet i her alanda özgün ve öncü, bağımsız ve lider kılmak adına adımlar atıldığını, bunu yaparken Cumhuriyet in varisi aziz milletin ve gelecek nesillerin kültürel kimliğini yaşatarak, kökleri geleceğe eksiksiz taşımak için gayret gösterdiklerini belirtti. habericireklam#300×250#190#right# Bakan Ersoy, Cumhuriyet imizin 102 nci yılından ilhamla ad verdiğimiz bu kıymetli proje kapsamında, geleneksel değerlerimizi çağdaş bir yaklaşımla birleştirerek Anadolu nun benzersiz kültürel zenginliğini ziyaretçilerimizle buluşturacağız. 102 farklı sergi ve temayla ayrıca ilk kez gün yüzüne çıkarılarak teşhire konulan eserler üzerinden özel bir deneyim sunacak, tarihimizin saklı hikayelerini anlatacağız. Kültürel mirasımızı dünden bugüne taşıyacak, yarınlara ulaşması adına yeni bir yol açmış olacağız diye konuştu. İLK SERGİNİN MEKANI ETNOGRAFYA MÜZESİ İlk serginin mekanı olarak merhum Arif Hikmet Koyunoğlu nun mimarlık eseri olan Ankara Etnografya Müzesi ni seçtiklerini belirten Ersoy, müzenin Türk-İslam sanatını temsil eden eserlerle 1930 dan bugüne Anadolu nun zengin kültürel mirasını tanıttığını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti nin müze olarak inşa edilen ilk binası olma özelliğini taşıyan bu yapının Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün naaşına da 15 yıl boyunca muhafızlık ettiğini belirten Ersoy, Sözün özü her yönüyle bizi barındırmakta, bizi anlatmaktadır ve projemiz için çok yerinde bir başlangıç noktası olmuştur değerlendirmesinde bulundu. Bakan Ersoy, Etnografya Müzesi nde açılışı yapılan sergiye ilişkin şunları kaydetti: Etnografya Müzesi, proje kapsamında Doğadan Sanata: Ahşap sergisiyle ziyaretçilerini ağırlayacak. Osmanlı dönemine ait eşsiz ahşap eserler, ecdadımızın doğayla kurduğu sanatsal bağın en zarif örnekleri olarak teşhirde yerlerini almış durumda. Müzemizin kendi koleksiyonunda bulunan eserlerin yanı sıra Osmanlı Devleti ne başkentlik yapmış şehirlerdeki İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Türbeler Müzesi, Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi ve Edirne Müzesi koleksiyonlarından da seçilen parçalarla birlikte 181 seçkin ahşap eseri bu sergide bir araya getirdik. 16. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar uzanan geniş bir zaman dilimine tarihlenen, yüksek sanat değeri taşıyan bu eserlerden 102 tanesinin ilk kez sergileneceğini de özellikle vurgulamak isterim. Müzedeki sergide, Sultan 2. Mahmut Türbesi ne kız kardeşi Esma Sultan ın vakfettiği rahle, Aziz Mahmut Hüdayi Tekkesi postnişinlerine ait asa ve zikir tespihi ile Karaca Ahmet Türbesi ne ait kavukluk gibi tekke ve zaviye kültürüne ait kullanım eşyaları, Kur an-ı Kerim ve cüzlerinin muhafazası için kullanılan kutular ile sakal-ı şerif gibi mukaddes emanetlerin saklandığı çekmecelerin de ziyaretçilerin incelemesine sunulduğunu belirten Ersoy, bugün ziyarete açılan ve 30 Nisan a kadar devam edecek serginin, kültür ve tarih meraklıları için çok özel bir deneyim olacağına inandığını söyledi. Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: Doğadan Sanata: Ahşap ile başlattığımız 100+2 Süreli Müze Sergileri 44 şehirde, 85 devlet müzesi ve 17 özel müzenin katkısıyla yıl sonuna kadar devam edecek. Türk kültürü ile Anadolu tarihinin harman olduğu eşsiz mirasımızı tanıtarak geniş kitlelere ulaştıracak olan sergiler bunun yanında hem Türkiye Kültür Yolu Festivali ne katkı sağlayacak hem de Geleceğe Miras kapsamında yer alan eserlerin ziyaretçilerle buluşmasına vesile olacak. Sergiler dahilinde gerçekleştirilecek çeşitli söyleşiler, atölye çalışmaları, eğitim programları, rehberli turlar, temaya uygun müzik gösterileri, belgesel gösterimleri ve farklı interaktif etkinlikler de ziyaretçilere hem eğitici hem de keyifli bir deneyim sunacaktır. Sergi takvimimizden birkaç örnek vermem gerekirse Hatay Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi nde Zeugma dan Antakya ya Medeniyetler Buluşuyor sergisi 2 Nisan da, Samsun Müzesi nde Her Çağda Çocuk Olmak sergisi 23 Nisan da, Ankara Etnografya Müzesi nde Anadolu: Bereket ve Şefkat sergisi 11 Mayıs ta, Antalya Nekropol Müzesi nde Anadolu da Sporun Öyküsü sergisi 19 Mayıs ta, Erzurum Arkeoloji Müzesi nde Doğu Anadolu Yaylasında Kadim Bir Kültür: Karaz sergisi 17 Ağustos ta kapılarını ziyaretçilere açacak. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, projenin hayata geçmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. AK Parti Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta da 102 farklı sergiyle ilk kez sergilenecek eserlerin, kültür mirasına sahip çıkmanın herkesin görevi ve sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlattığını söyledi. Sergilerin farklı dönemlerden eserleri meraklılarıyla buluşturacağını belirten Usta, bu sergilerin, turizmin ve kültürün sadece güneş, kum ve sahilden ibaret olmadığını gösterdiğini anlattı. Usta, Bu sergiler, kültür mirasımız ve sanat eserlerimizin sadece ülkemiz için değil, tüm dünyanın ilgisini çekecek bir odak haline getirilmesi adına önemli bir çaba değerlendirmesinde bulundu. Sergilerin dünyadaki sanat meraklılarınca da ilgi çekeceğini düşündüğünü belirten Usta, sergide emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından, Bakan Ersoy ve beraberindekiler, Etnografya Müzesi ndeki Doğadan Sanata: Ahşap sergisini gezerek bilgi aldı.

Source: Habertürk