Washington pususu!
Plakasız araç, maskeli ajanlar ve kaçırma girişimi gibi gözaltı…
Hayır, bir Hollywood filminden söz etmiyoruz…
Bilakis bahsettiğimiz şey Trump yönetiminin üniversite kampüslerinde İsrail’in Gazze katliamına karşı haykıranları susturma girişiminin bir parçası.
ABD yönetiminin Filistin destekçilerini bu uygulamayla susturmaya gayreti her ne kadar ilk olmasa da Türk vatandaşının apar topar gözaltına alınması sadece Türkiye gündeminde değil, uluslararası gündemde de geniş yankı uyandırdı.
SUÇU KÖŞE YAZISI YAZMAKMIŞ!
Tufts”ta doktora öğrencisi olan Türk vatandaşı Rümeysa Öztürk, Tufts öğrenci gazetesinde yazdığı ve Filistinliler de dahil olmak üzere “tüm insanlar için eşit onur ve insaniyet” çağrısında bulunduğu köşe yazısının ardından tutuklandı.
Öztük’ün avukatı Mahsa Khanbabai, Ramazan ayında oruç tutan Öztürk”ün orucunu açmak için arkadaşlarıyla buluşmaya gittiği sırada maskeli federal ajanlar tarafından gözaltına alındığını söylerken komşuları tutuklamadan önceki iki gün boyunca ajanların plakasız araçlarla dairesini izlerken gördüklerini belirtti.
Dahası Kaliforniya merkezli medya kuruluşu olan Salon’un haberine göre gözaltının perde arkasında Kanarya Misyonu isimli bir örgüt yatıyor.
Zira uluslararası kamuoyunda ciddi tepki gören gözaltı, Kanarya Misyonu adlı İsrail yanlısı bir grubun Öztürk”ü İsrail karşıtı aktivizm iddiasıyla federal makamlara ihbar etmesinden birkaç gün sonra gerçekleşti.
Fakat, Rümeysa Öztürk bu oluşumun ilk kurbanı değil…
Misyonun internet sitesinde ayrıca, Öztürk gibi kampüs protestolarına liderlik ettiği gerekçesiyle ICE tarafından tutuklanan Filistinli aktivist ve Columbia Üniversitesi lisansüstü öğrencisi Mahmud Halil de yer alıyor.
PEKİ BU KANARYA MİSYONU DA NEYİN NESİ?
Filistin yanlısı aktivistleri susturmak, Müslüman öğrencileri ve örgütleri hedef almak için sistematik bir karalama kampanyası yürüten Kanarya Misyonu, sadece ABD üniversitelerindeki öğrenci gruplarını değil, aynı zamanda Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) ve Katar merkezli medya kuruluşu El Cezire gibi kuruluşları da kara listeye alıyor.
Kuzey Amerika”daki üniversite kampüslerinde ve diğer yerlerde ABD, İsrail ve Yahudiler aleyhine her türlü söylemi kendi internet siteleri üzerinden yayımlayarak Müslüman öğrencileri hedef tahtasına oturtan bu grubun etki alanı da hayli geniş…
Kanarya Misyonu listelerinin Amerikan vatandaşlarını sorgulamak ve girişlerini reddetmek için ve İsrail’in Stratejik İşler Bakanlığı ve Şin Bet gibi İsrail istihbarat örgütleri tarafından kullanıldığı da iddialar arasında.
KANARYA MİSYONU’NDAN KARA LİSTE!
Bu oluşum, Yahudiler de dahil olmak üzere İsrail şiddetine karşı çıkanları antisemitik olarak belirleyerek bir “kara liste” oluşturuyor.
İnternet sitesinde yayımlanan ve açık kaynak istihbaratına dayandığı anlaşılan kişi ve kuruluşlarla ilgili profillerin, özel sayılabilecek bilgiler içerdiği görülüyor.
Oluşumun finansal bağları da merak konusu…
Kanarya Misyonu”nun kurucularının kim olduğu hala gizemini korurken, organizasyon internet sitesi aracılığıyla kamuya açık olarak vergiden muaf bağışları da kabul ediyor.
Gazeteci James Bamford , The Nation”da 22 Aralık”ta yayınlanan bir makalede, Kanarya Misyonu”nun İsrail istihbaratı ve Amerikalı finansörlerle, ABD”deki İsrail istihbaratına benzer “son derece gizli” bağlantılarının altını çizdi.
Öte yandan Haaretz gazetesi, 2018 tarihli bir haberinde, Kanarya Misyonu”a, resmi bir internet sitesi veya sözcüsü bulunmayan, sözde kâr amacı gütmeyen Megamot Shalom adlı kuruluş aracılığıyla fon aktarıldığını ortaya koydu.
3 AŞAMALI PSİKOLOJİK SALDIRI!
Kanarya misyonun saldırı taktikleri ise üç ayrı boyutta gerçekleşiyor.
Önce sitede kişisel bilgileri ve fotoğrafları paylaşılan kişi “antisemitizm”, “İsrail karşıtlığı” veya “teröre destek” gibi etiketlerle hedef gösteriliyor.
Ardından Kanarya misyonu profillenen kişilere yönelik hakaret, taciz ve hatta ölüm tehditleri ile devam ediyor.
Ve bu taciz ve sindirme girişimleri sonucunda iftiraya ve suçlamalara maruz kalan kişiler psikolojik baskı altına giriyor.
TEL AVİV’DEN YÖNETİLİYOR!
İsrail politikalarını eleştiren öğrencileri ve profesörleri hedef alan ve ardından da haklarında iftira niteliğinde suçlamalarda bulunan bu organizasyon Tel Aviv’den yönetiliyor.
Öztürk gibi birçok öğrencinin gelecekteki kariyerlerine zarar vermek için tasarlanmış bu suçlamalar bir ilk değil demiştik,
fakat bir son da olamayacak…
Adalet ve vicdan bu dünyada var oldukça Gazze’deki katliama karşı onurlu duruş ve mücadele her türlü baskı ve hedef gösterme girişimlerine rağmen devam edecek…
Çünkü hakikat, dünyanın sonuna kadar cehaletle mücadele edecek!
Fatih Yoncalık / Haber7.com Dış Haberler Editörü
Source: Fatih Yoncal