Haftada 1-2 egzersiz bile yetiyor
En önemli tıp dergilerinden biri kabul edilen Circulation’da yayımlanan yeni bir çalışma ile bu bilgi bir kez daha doğruladı. O çalışmaya göre her hafta sadece 1 ila 2 gün egzersiz yapmanız bile sizin “264 farklı hastalığa yakalanma riskinizi” önemli ölçüde azaltabilir. Haftada sadece 1 veya 2 bilinçli egzersiz çabasının bile yalnızca fiziksel sağlığınızı değil zihinsel refahınızı da önemli ölçüde etkileyebileceğini gösteren önemli bir çalışma bu. Zira aynı çalışma bu sınırlı fiziksel aktiviteyi bile her hafta düzenli olarak yapmanız durumunda mutluluk hissinizin artacağını, ruh halinizin iyileşeceğini, gerginlik ve depresyon seviyelerinizin azalacağını gösterdi. Diğer taraftan aynı araştırma asgari düzeyde fiziksel aktivitenin bile genel sağlık ve uzun ömür üzerinde olumlu etkilerinin de olduğunu ortaya koydu.Unutmayın! Küçük adımlarla başlayacağınız kalıcı ve düzenli egzersiz çabaları sizi daha sağlam ve daha sağlıklı biri yapacaktır. İster evinizde, bahçenizde, parkta, sokakta, ormanda yürüyüş yapın ister günlük işlerinizde olması gerekenden daha aktif olmaya gayret edin isterseniz de haftada 1-2 gün deneyimli bir uzmanın fitness derslerine katılın… Yeter ki egzersiz yapın. Bu basit yaşam tarzı değişimi bile size daha sağlıklı, daha formda ve daha zinde bir hayatın kapısını açacaktır.İYİ BİLGİHER YAĞ DOKUSU AYNI DEĞİL Bedenimizde farklı yağ dokuları var ve bunların metabolizmamız daha da önemlisi sağlığımız üzerindeki etkileri birbirinden oldukça farklı. Genelde yağ dokusu “fazla kalorilerin depolandığı bir yer” gibi düşünülse de yağ hücrelerinin görevleri ya da yetenekleri birbirinden ve bilinenden oldukça fazla ve farklı. Örneğin “BEYAZ YAĞ DOKUSU”, diğer doku ve organlara zarar verebilecek kötü moleküller de üretebiliyor. Ayrıca yine aynı hücreler bağışıklık sisteminin işlevini de olumsuz etkileyebilen sayısız sinyal molekülleri salgılıyor. Diğer taraftan “TERMOJENİK YAĞ DOKUSU” olarak da bilinen “KAHVERENGİ YAĞ DOKUSU” fazla kalorileri depolamak için değil, ısı üretmek amacıyla kalori yakmak için adeta bir fırın işlevi üstleniyor. Kısacası bedenimizde biriken farklı yağ dokularının farklı yetenekleri ya da zararları var. Ve bu nedenle sağlığımızı sürdürmede ve yaşlanma kalitemizde kilit ve farklı roller oynayabiliyorlar. Mesela mı? Yanıt için bir sonraki kutuya geçebilirsiniz.UNUTMAYINYAĞ VAR YAĞ VAR Farklı yağ dokularının farklı işlevlerini aşağıdaki bilgilerle özetlememiz de mümkün.DERİ ALTI YAĞ DOKUSU: Derinin altında yer alan, enerjiyi depolamak ve gereğinde salmak üzere özelleşmiş bir yapıdır. Aynı zamanda kilo ve kan şekerini düzenlemeye yardımcı moleküller/hormonlar da üretir.VİSERAL YAĞ DOKUSU: İç organlar ve çevresinde esas olarak karın bölgesinde biriken kötü ve zararlı yağlardır. GÖBEK YAĞLARI olarak bilinen bu yağlar yaşlandıkça bağışıklık bozan ve iltihap üreten sinyal moleküllerinin kaynağı haline gelir. Neticede de bu yağlar yaş ilerledikçe insülin direnci, şeker hastalığı, hipertansiyon, gut, kalp damar hastalığı gibi sorunlara yol açabilir.KAHVERENGİ YAĞ DOKUSU: Isı üretmek için kalori tüketen farklı ve faydalı bir yağ dokusudur. Yeni doğan bebekte bol miktarda yer alırken yaşlandıkça miktarı hızla azalır.KEMİK İLİĞİ YAĞ DOKUSU: Sadece kemik iliğinde bulunur. Yaş ilerledikçe çoğalır ve genişler. Bu dokunun da iltihaplı hücre artışına ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabileceğini gösteren kanıtlar var.ÖZETİ ŞUDURYAĞ DOKULARINIZI DİKKATLE İZLEYİN Yağ dokularımızdaki değişiklikler ve farklılıkların yaşlanma sürecimizde önemli rolleri var. Burada mühim olan viseral yağ dokumuzun artmasını önlemek ve miktarını minimumda tutmaktır. Bunun yolu da doğru beslenmek ve düzenli egzersizden geçiyor. Sağlığa faydalı olabilen kahverengi yağ dokusunun korunması ve çoğaltılması için ise şimdilik elimizde tek bir kanıt var: Soğuğa maruz kalmak! Soğuğa maruz kalmanın kahverengi yağ dokusunun korunması ve büyümesine faydalı olabileceğine dair bilimsel veriler mevcut. Son yıllarda “longevity” amacıyla uygulanan kriyoterapi yöntemlerinin nedeni de ve umulan faydası da muhtemelen bu bilgi.OKUR SORUSUİNSÜLİN DİRENCİNİ KIRMAK İÇİN BESLENME Mİ EGZERSİZ Mİ DAHA ETKİLİ Genel kanaatin aksine insülin direnci ile mücadelede bir numaralı ilaç “beslenme değişikliği/diyet” değil, “düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz”dir. Daha da önemlisi başarılı bir insülin direnci savaşı yürütmek istiyorsanız sadece aktivitenizi arttırmakla da yetinmemeli, egzersizi vazgeçilmez bir ilaç haline getirmelisiniz. Bir araştırmada net ve açık olarak gösterildi ki: “Eğer ‘sıfır egzersiz’ yapan biriyseniz haftada sadece 90 dakika egzersiz yapmaya başladığınızda insülin direnci nedeni ile ölme riskinizi yüzde 14 azaltabilirsiniz.”
Source: Osman Müftüoğlu
2025 ailenin yılı olacak
Türkiye”de nüfusun yaşlanması ve doğum oranlarının düşmesi, Aile Bakanlığı”nı harekete geçirdi. Çeşitli çalışmalarla doğum oranlarını artırmayı hedefleyen bakanlık, bu yılın “Aile Yılı” ilan edilmesiyle faaliyetlerini hızlandıracak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Ocak”ta gerçekleştirilecek “Aile Yılı Tanıtım Programı”nda yıl içerisinde gerçekleştirilecek projeleri açıklayacak. Aile Yılı kapsamında ise genç çiftlere yeni müjdelerin gelmesi bekleniyor: Güçlü aile yapısının sürdürülebilmesi ve ailenin düzenli bir gelir seviyesine sahip olabilmesi için aile fertlerinden en az bir çalışanın olması temin edilecek. Gençlerin maddi zorluklar nedeniyle evlilikten kaçınmalarını engellemek ve gelir seviyesi asgari hayat standartlarının altında olan aileleri refaha eriştirmek için Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi hayata geçirilecek. Aileyi tehdit eden risklere karşı aileleri ve çocukları korumak adına ailelere dijital medya okuryazarlığı ve siber zorbalıkla mücadele eğitimleri verilecek. Evliliği teşvik edecek politikalar geliştirilerek gençlerin evliliğe karşı olumsuz algı ve tutumu değiştirilecek. Ülke kalkınmasına katkı sağlayacak yeni modellerle esnek ve uzaktan çalışma modelleri dahil, kadınların ev ve iş hayatı arasında tercih yapma zorunluluklarının ortadan kalkması hedefleniyor. Bu sene kurulan ve ilk toplantısını gerçekleştirecek olan “Nüfus Politikaları Kurulu” ile “Nüfus ve Demografik Değişimler” ve “Nüfus Politikaları” gibi konularda stratejik adımlar atılacak. 2023 doğurganlık hızı en düşük 3 il (Bartın, Karabük, Zonguldak), 2023 doğurganlık hızı en yüksek 3 il (Şanlıurfa, Mardin, Şırnak), 2009- 2023 doğurganlık hızı farklılaşmasının oransal olarak en yüksek olduğu 3 il (Van, Ağrı, Siirt) ve 2009-2023 doğurganlık hızı farklılaşmasının oransal olarak en düşük olduğu 3 ilde (Kırklareli, Balıkesir, Manisa) saha çalışması yapılarak gençlerin evlilik ve çocuk sahibi olmaya ilişkin algı, tutum ve tecrübeleri ele alınacak. Aile Bakanlığı ve üniversiteler ortaklığında aile yapısının ve değerlerinin güçlendirilmesine yönelik araştırma faaliyetleri yürütmek ve politika oluşturmak için “Aile Enstitüsü” kurulacak. Aileye yönelik riskleri ve ailenin iyilik halini ölçen “Aile Endeksi” oluşturulacak.
Source: Rana Büyüktaş