Baş ağrısının yeri, nedenini ele veriyor
Baş ağrısı, çok sayıda faktöre bağlı olarak yaşanabilen, genellikle geçici olan yaygın bir ağrı türüdür.
Genellikle stres, sinir, kaslarda gerilme, yetersiz beslenme, yorgunluk, uykusuzluk ve göz yorgunluğu gibi nedenlerle yaşanır.
Bazen de sinüzit, migren, menenjit veya nörolojik rahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Diğer yandan hava değişimi, alkol, susuzluk, alerji, yüksek tansiyon, diyabet ve boyun fıtığı da baş ağrısına neden olan sorunlardır. Baş ağrısının yerine göre nedeninin anlaşılabileceğini belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘Hepimizin başı zaman zaman ağrır ama ağrının nerede başladığı aslında bize çok şey anlatır. Bu ağrı, vücudun bize uyarı sinyalidir’’ dedi ve bu konuda şu bilgileri paylaştı:
Prof. Dr. Derya Uludüz
ALIN BÖLGESİ
– Gerilim tipi baş ağrısı: En sık görülen ağrı türüdür. Baş çevresi, çene, boyun ve yüz bölgesinde bulunan kasların gerilmesi sonucu meydana gelir.
Başın etrafında sıkı bir bant varmış hissine yol açan bir ağrıdır. Gün sonunda, stresle artar.
– Sinüzit: Alın ve göz çevresinde dolgunluk hissiyle birlikte burun tıkanıklığı olabilir.
– Ekrana uzun süre bakmak: Göz yorgunluğu en çok alında hissedilir.
– Boyun kası spazmı: Uzun süre masa başında oturma, kötü yastık seçimiyle ortaya çıkar.
– Hipertansiyon: Tansiyon yükseldiğinde enseden başlayan ağrı tipiktir.
– Küme tipi baş ağrısı: Göz etrafında; oyucu çok şiddetli bir baş ağrısı türüdür. Gece uykuda ortaya çıkması tipik özelliğidir. Gün içinde defalarca tekrarlayabilir.
– Migren: Zonklayıcı, tek taraflı ve şiddetli olur. Genelde ışık-ses hassasiyeti eşlik eder.
– Temporal arterit: Özellikle yaşlılarda görülür. Şakaklardaki damar iltihabıdır. Çiğneme sırasında ağrı ve görme kaybı olabilir.
– Diş sıkma ve stres: Yoğun stres ve özellikle gece uykuda diş sıkma şakaklarda ağrıya yol açar.
BAŞ ÇEVRESİ
– Gerilim tipi baş ağrısı: Bant gibi başı saran baskı hissi.
– İlaç kullanımına bağlı baş ağrısı: Ağrı kesicilere bağımlılık geliştikçe tüm başta sabit ağrı olur.
– Viral enfeksiyonlar (grip, covId vb.): Tüm başta basınç ve ağırlık hissiyle kendini gösterir.
GÖZ ÇEVRESİ
– Küme tipi baş ağrısı: Göz çevresinde ani, oyucu ağrıya yol açan çok şiddetli bir baş ağrısı türüdür. Tek taraflıdır.
– Glokom: Göz tansiyonunda gözde baskı, bulanık görme, kızarıklık, nadiren mide bulantısı şiddetli baş ağrısıyla birlikte görülür.
– Migren: Göz çevresine yayılan ağrı, ışık parlamalarıyla birlikte olabilir.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
– Ağrı yeni başladıysa ve alışık olmadığınız bir tarzdaysa,
– Şiddeti giderek artıyorsa,
– Ağrıya görme kaybı, çift görme, konuşma bozukluğu eşlik ediyorsa,
– Sabahları daha şiddetli başlıyorsa mutlaka bir nöroloji uzmanına görünmek gerekir.
AĞRININ ŞEKLİ DE ÖNEMLİDİR
– Zonklayıcı: Genellikle migreni işaret eder.
– Baskı tarzında: Gerilim tipi ağrılardır.
– oyucu, bıçak saplanır gibi: Küme baş ağrısı olabilir.
– Ani başlayan ve şiddetli: Acilen değerlendirilmelidir (kanama, tümör gibi ciddi nedenlerden kaynaklanabilir)
Evde neler yapılabilir?
Şiddetli olmayan baş ağrılarını hafifletmenin kolay ve etkili yolları şöyle sıralanabilir:
– Işık ve sesi azaltın. Sessiz, karanlık bir odada dinlenin.
– Su için. Susuzluk baş ağrısının yaygın bir nedenidir.
– Soğuk veya sıcak kompres uygulayın. Enseye sıcak, alına soğuk iyi gelebilir.
– Magnezyum içerikli maden suyu içmek bazı tip ağrılarda rahatlama sağlar.
– Gün içinde çok aşırı kahve tüketmiyorsanız baş ağrısı sırasında kahve içmek iyi gelebilir.
– Burnunuz tıkalıysa açın. Oksijen girişi rahatladıkça ağrı azalır.
– Uykusuzsanız uyumaya çalışın.
– Başınız ağrıdığında pencere açıp, odaya temiz hava girmesini sağlayın.
Source: Nazan Doğaner Halici
Kızılay içecek’ten sofralara lezzet, aşevlerine de destek geliyor
Kızılay İçecek”in sağlık odaklı yaklaşımının bir yansıması olarak geliştirilen yeni sofra içecekleri Kızılay Şalgam, Limonata ve Soğuk Çay, postbiyotik içeriğiyle hem bağışıklık sistemini destekliyor hem de sindirim sistemine katkı sağlıyor. Bu içeceklerde yer alan postbiyotikler, vücuttaki yararlı bakterilerin (probiyotiklerin) çalışırken ürettiği faydalı maddelerden oluşuyor. Bu sayede zararlı bakterilerin çoğalması önleniyor ve bağırsak dengesi korunuyor. Ayrıca, koruyucu içermeden aseptik teknolojiyle üretilen bu yeni ürünler hem sağlıklı hem de güvenilir bir tüketim alternatifi sunuyor. SAĞLIKLA ÜRETİYOR, İYİLİKLE PAYLAŞIYOR Kızılay İçecek, yalnızca sağlıklı ve lezzetli içecekler sunmakla kalmayıp, toplumsal faydayı da öncelikleri arasında tutuyor. Sofra ürünlerinden elde edilen gelir fazlası, Kızılay aşevlerine aktarılıyor ve ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek desteği de sağlanıyor. Bu anlayışla üretilen Kızılay Sofra İçecekleri, her yudumda hem kaliteyi hem de iyiliği sofralara taşıyor. TÜKETİCİ TERCİHLERİ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR: DOĞAL VE FONKSİYONEL ÜRÜNLERE TALEP ARTIYOR Son yıllarda artan sağlık bilinciyle birlikte, tüketiciler doğal içeriklere daha fazla yöneliyor. Şeker oranı düşük ya da şeker ilavesiz ürünlere olan ilgi hızla artarken, bağışıklığı destekleyen, enerji veren ve sindirimi düzenleyen fonksiyonel içecekler de tercih sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Bu değişim, geleneksel içeceklerin değerini de yeniden artırıyor. Türk kültürünün köklü lezzetlerinden biri olan şalgam gibi içecekler, modern yaşamın ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirilerek daha geniş bir kitleye ulaşıyor. Yerel üretimin önem kazanmasıyla birlikte, otantik tatlar doğal içeriklerle buluşturuluyor ve sağlıklı yaşam trendleri doğrultusunda yeniden yorumlanıyor. Kızılay İçecek ise bu beklentileri yakından takip ederek geleneksel tatları çağdaş üretim teknikleriyle buluşturuyor. Koruyucu içermeyen, doğal pancar şekeriyle tatlandırılan ve postbiyotik içeriğiyle sindirim sistemine katkı sunan yeni Kızılay Limonata ve Soğuk Çay, sağlıklı yaşam arayışında olan tüketiciler için ideal bir alternatif oluşturuyor. Doğal formülü ve fonksiyonel faydalarının yanı sıra koruyucu içermeyen bu yeni ürün ailesi hem lezzet hem de sağlık arayanlara hitap ediyor. KIZILAY İÇECEK HAKKINDA: Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün bizzat sermayesini vererek Afyonkarahisar”ın Gazlıgöl beldesinde kurdurduğu maden suyu fabrikasını Türk Kızılay”a bağışladığı 1926″dan bu yana Atatürk”ten aldığı emaneti her geçen gün geliştirerek büyüten Kızılay İçecek, Türkiye”nin değerli maden suyu kaynaklarını halkımıza ve dünyaya ulaştırmak için çalışmaktadır. Kızılay Yatırım Grubu”nun diğer iştirakleri için de örnek teşkil eden bu model ile elde edilen gelirlerin tamamı ise Türk Kızılay”a aktarılmakta ve insani yardım faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Kızılay İçecek, üretim kalitesinden ve doğallığından ödün vermeden Afyonkarahisar ve Erzincan kaynaklarından elde ettiği değerli mineral kaynağından farklı tatları da tüketicilerin beğenisine sunarken, Adana”daki fabrikasında ürettiği sofra içecekleri serisiyle şalgam, limonata ve soğuk çayı da lezzetseverlerle buluşturuyor. Kızılay İçecek, zenginleştirdiği ürün portföyü, AR-GE ve inovasyon yatırımlarıyla; sağlıklı içecekler sektöründe lider içecek şirketi olma vizyonu ile yerel ve global ölçekte faaliyetlerine devam etmektedir.
Source: Sabah
KADEM, Güney Afrika”daki W20 Kadın Zirvesi”ne katıldı
G20 ülkelerinden kadın sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri, 20-22 Mayıs”ta Cape Town şehrinde “Kadınlar Arasında Dayanışma ile Sürdürülebilir Sosyo-Ekonomik Kalkınma” teması ile düzenlenen W20 zirvesinde bir araya geldi.Zirve kapsamında gerçekleştirilen toplantılar, kadınların ekonomik ve sosyal hayattaki rolünü güçlendirmeye yönelik küresel işbirliklerine sahne oldu.Türkiye delegasyonu olarak zirveye katılan KADEM heyeti, iklim direnci, gıda güvenliği ve dijital dönüşüm gibi alanlarda kadınların potansiyelini ortaya koyan projeleriyle uluslararası platformda önemli bir örnek teşkil etti.KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Canan Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, G20″nin kadın odaklı çalışma grubu olan W20″nin, kadınların ekonomik olarak güçlenmesini ve karar alma süreçlerine daha fazla katılımını sağlamak için 10 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın öncülüğünde kurulmuş bir platform olduğunu söyledi.Sarı, W20″nin somut önerilerinin politika belgesi olarak G20″ye yansıdığı bir platform olduğuna dikkati çekerek, “KADEM”in bu platformdaki varlığı bu yüzden çok önemli. Sadece ülkemizdeki değil bölgemizdeki ve İslam coğrafyasındaki kadınların sorunlarını, bölge kadınlarının milli değerlerini ve kültürel yapılarını göz ardı etmeden aktararak bu platformda önemli bir görev üstleniyoruz.” dedi.KADEM”in W20 toplantılarına saha tecrübeleri ve akademik çalışmalarının çıktılarıyla katkı sunduğunun altını çizen Sarı, Genel Müdür Yardımcısı Betül Özel Çiçek”in “Yenilenebilir Enerjiye Adil Geçişte Kadınların Ekonomik Güçlenmesinin Zorlukları ve Umutları” başlıklı panelde, KADEM”in Kadın Kooperatifleri Destek ve Koordinasyon Merkezi (KOORPRO) isimli projesini tanıttığını belirtti.
Source: Www.star.com.tr
Türkiye’nin kabusu, bir anda binlerce çoğalıyor! Birçok ilde harekete geçildi, yakaladığı anda yok ediyor
Sakarya Büyükşehir Belediyesi, 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nde Sakarya ve Türkiye’ye tanıttığı ‘tutSAK’ isimli feromon tuzağı Sakaryalı çiftçilerle buluşturmaya başladı. Planlanan eğitim ve dağıtım takvimine göre ilerleyen Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri, mahalle mahalle gezerek ürünü çiftçiye ücretsiz dağıtıyor ve doğru kullanım yöntemini, dikkat edilmesi gereken hususları tüm detaylarıyla anlatıyor. SAÜ’lü bilim insanlarının binlerce maddenin sentezlenmesi ile elde ettiği ve çiftçilerin tek kurtuluşu olarak yorumlanan ‘tutSAK’ın kullanımıyla ilgili çiftçiye brifing veriliyor. Kahverengi kokarca istilacısıyla topyekûn mücadeleyle biteceğini belirten Şecaat Cemal Çelik, Üniversite ve Büyükşehir Belediyesi özel bir çalışma yaparak projeyi ortaya çıkardı. Mücadele için bilinçlendirme toplantısı yaptı. Ücretsiz bir şekilde dağıtım yapılması da çok önemli. Biz atıyoruz komşumuz atamıyor diye yakınıyorduk. Toplu bir şekilde dağıtılması çok güzel oldu. İlaçların sadece istilacı türlere karşı etkili olması doğaya zarar vermemesi çok önemli. Kokarca ile ilgili sıkıntılarımız vardı inşallah ilerleyen senelerde bereketli fındık hasadı elde edilir diye konuştu. Mahallesinin yüzde 85’inin fındık üreticisi olduğunu belirten Elmalı Mahallesi Muhtarı Turan Sezer ise, Kokarca geçtiğimiz seneye nazaran çok çoğaldı. Sakarya Üniversitesi ve Büyükşehir’in ortaklaşa çalışması için teşekkür ediyorum. Çok sevinçliyiz. Elmalı Mahallesi’nin yüzde 85’i fındık yetiştiricisidir. Yusuf Başkanımız ekibini göndererek bizlere teorik eğitim verdiler. İlaçlarımız verildi, bilgilendik inşallah mahallemiz ve şehrimiz bu beladan kurtulacak şeklinde konuştu. Hatice Acar de tarımsal üretimin yanında günlük hayata da olumsuz etkisinden bahsederken, Kokarca belası her yanımızı sarmış durumda. Sadece yaşam kalitemizi düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda tarımsal faaliyetlerimizin önünde de ciddi bir engel teşkil ediyor. Büyükşehir Belediyemizin bizlere ulaştırdığı ilaçların bu soruna çare olmasını umut ediyoruz. İnşallah hep birlikte bu zararlıyı yok edeceğiz ifadelerini kullandı. Eğitimlerden fayda göreceklerini belirten Remzi Sezer de, Kokarca, fındık başta olmak üzere tarımsal ürünlerimize ve meyvelerimize ciddi zarar veriyor. Bu zararlıya karşı Türkiye’de ilk kez Sakarya’da uygulamaya geçilmesi, çiftçilere verilen değerin somut bir göstergesidir. Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Alemdar’a, bu mücadelede kullanılacak ilaçları bizlere ücretsiz olarak temin ettiği için teşekkür ediyoruz diye konuştu.
Source: Gazetevatan.com
Türkiye”de ilk ve tek olacak! İstanbul depremi korkusu artarken Gebze”de “Kara Kutu” çözümü
Türkiye”de vatandaşlar, artan sismik hareketlilik nedeniyle her sabaha deprem korkusuyla uyanmaya başladı. Depreme yönelik “önlem” söylemleri artarken, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, olası afetlere karşı dijital altyapının kesintiye uğramaması için geliştirilen ve Türkiye”de bir ilk olan “Kara Kutu” sisteminin tanıtımını yaptı. Başkan Büyükgöz, sistemin afet anında kesintisiz veri, iletişim ve yapı bilgisi sağlayarak arama-kurtarma çalışmalarını hızlandıracağını söyledi. Gebze Belediyesi, deprem ve afetlere hazırlık kapsamında Türkiye”de bir ilk olma özelliği taşıyan “Kara Kutu” sistemini tamamladı. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, projenin tanıtımında yaptığı açıklamada, kara kutu kavramının uçaklarda kullanıldığını hatırlatarak, bu sistemi afet durumlarında belediye hizmetlerinin ve iletişimin kesintisiz sürmesi için kurduklarını belirtti. DEPREM SONRASI ARAMA-KURTARMA VE HABERLEŞME SÜRECİ HIZLANACAK “Kara Kutu” sistemini 3 temel başlık altında topladıklarını ifade eden Başkan Büyükgöz, şu ifadeleri kullandı: Birincisi, deprem veya herhangi bir afet anında Gebze Belediyesi”nde hiçbir şekilde veri kesintisi yaşanmayacak. Dijital belediyecilik hizmetleri kesintisiz sürecek. İkincisi, kent geneline yerleştirilen 36 baz istasyonu sayesinde haberleşme kesintiye uğramayacak. Depremlerden sonra en büyük problemlerden biri iletişimdir. Bu sistemle radyo link altyapısı üzerinden iletişim devam edecek. Üçüncüsü ise sistemin içerisine Gebze”deki tüm binaların mimari projeleri yüklendi. Böylece arama-kurtarma ekipleri afet anında hangi binada nasıl bir yapı olduğunu görebilecek. Böylelikle herhangi bir afet döneminde kurtarma ekipleri, o mimari projeye göre çalışmalarını yapacaklar. Hatta Hatay merkezli depremlerde her ekibimizin başını mimarlardan görevlendirdim. Mimarlar, binanın çöküş biçimine bağlı olarak, vatandaşların nereden kaçtıkları veya nerede olabileceklerini tahmin edip o bölgelerden kurtarma çalışmalarını yürüttü. Başka ekiplerin 4 saate ulaştıkları bir cesede veya yaralıya bizim ekiplerimiz 1.5-2 saatte ulaşmış oldu. Dolayısıyla biz Kara Kutu sistemine bütün binaların mimari projelerini yükledik. Deprem zamanında mimari projeyi ekiplerin eline verip operasyona öyle göndereceğiz. “TÜRKİYE”DE İLK VE TEK” Sistemin mobil yedeklemeye sahip olduğunu da vurgulayan Başkan Büyükgöz, “Bu merkeze herhangi bir şey olması durumunda mobil sistem devreye giriyor. Adını da buradan alıyor; veri kaybı ve kesinti yaşanmıyor. Depreme hazırlık amacıyla başlattık ama şu anda da sahada pratik çözümler sağlıyor” diye konuştu. #r-1118333# GEAK EKİBİ 430 PERSONELLE SAHADA AKTİF ROL ALDI Gebze Belediyesi”nin afetlere hazırlık kapsamında kurduğu GEAK (Gebze Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi) hakkında da bilgi veren Büyükgöz, “AFAD”a akredite, eğitim yetkisine sahip sayılı ekiplerden biriyiz. Bodrum yangınları, Kastamonu sel felaketi, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay depremlerinde görev yaptık. Sadece Hatay”daki depremde 430 personelle sahadaydık. Hatay”daki görevde mimari projelere hâkim mimarlarımız sayesinde ekiplerimiz, diğer ekiplerin 4 saatte ulaştığı yaralılara 1.5-2 saatte ulaştı” ifadelerini kullandı. PROJENİN TOPLAM YATIRIM MALİYETİ 60-70 MİLYON TL Bu sistemin diğer belediyeler ve kamu kurumlarında da uygulanması gerektiğini belirten Başkan Büyükgöz, “Türkiye, afet kuşağında yer alıyor. Veri kaybı ve haberleşme kesintisi yaşanmaması için bu sistemin modüler şekilde yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Projenin toplam yatırım maliyeti 60-70 milyon TL. Bazı vatandaşlarımız bu maliyetin yüksek olduğunu düşünebilir. Ancak biz bir deprem ülkesiyiz. Tedbirlerimizi önceden almak zorundayız. Bu sistem bir lüks değil, ihtiyaçtır” şeklinde konuştu.
Source: Batıkan Altaş