“Wellness Insights – Nail Care & Weight Management Initiatives”

Manikür ve pedikürün sağlık açısından önemi

Çoğumuz manikür ve pedikürü sadece estetik amaçlı, güzel görünmek için yaptırıyoruz. Oysa ki bu iki uygulama yalnızca ojeyle süslenmiş eller ya da yumuşacık topuklar anlamına gelmiyor. Çünkü işin bir de sağlık ve hijyen boyutu var ki çoğu zaman bunlar göz ardı ediliyor.Bu nedenle öncelikle tırnaklarımızın sadece estetik bir detay olmadığı ve genel sağlığımızın da sessiz göstergeleri olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamamız gerekiyor. Zira tırnaklarda oluşan bir sararma, kırılma ya da pullanma gibi belirtiler, vitamin eksikliklerinden mantar enfeksiyonlarına, hatta bağışıklık sistemi sorunlarına kadar birçok problemin habercisi olabilir. Hâl böyle olunca, bu bölgelerin düzenli olarak temizlenmesi, ölü derilerden arındırılması ve bakımlarının yapılması sadece görsel değil, sağlık açısından da olmazsa olmaz hale geliyor.TIRNAK ARALARINDA GİZLENEN TEHLİKELERTırnak bakımı toplumdaki genel yargının aksine yalnızca estetik bir uygulama değildir aynı zamanda genel vücut hijyeninin bir parçasıdır. Çünkü el ve ayaklarımız gün boyu pek çok yere temas ediyor. Ellerimizle sürekli bir şeylere dokunuyor, ayaklarımız ise neredeyse günün tamamını kapalı ayakkabılar içinde geçiriyor. Tırnak dipleri ve araları ise bakterilerin, mantarların ve mikropların sevdiği alanlar. Özellikle uzun tırnaklar, düzenli olarak temizlenmezse, burada biriken kir ve mikroorganizmalar enfeksiyonlara davetiye çıkarabilir. Örneğin el parmağınızda oluşan tırnak batmaları, ufak bir enfeksiyon gibi başlayıp zamanla ciddi bir probleme dönüşebiliyor. Ayaklar için de durum çok farklı değil. Özellikle yaz aylarında terleme sorunu baş gösteriyor. Bu durum ile birlikte mantar enfeksiyonuna da gün doğuyor. Çünkü kapalı ayakkabı kullanımı, nem ve mantar enfeksiyonları için ideal ortam yaratıyor. Ayak tırnaklarında sararma, kalınlaşma, çatlama gibi durumlar ise çoğunlukla mantar geliştiğinin habercisi. İşte bu yüzden düzenli pedikür, sadece ayakların güzel görünmesi için değil, aynı zamanda bu tür sağlık sorunlarının önüne geçebilmek için de gerekli.MANİKÜR VE PEDİKÜR HİJYENLE BAŞLARBirçok kişi manikür ve pedikür işlemini güzellik salonlarında yaptırıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var. O da kullanılan aletlerin temizliği… Bu konunun oldukça ciddi olduğunu üstüne basa basa belirtmek isterim. Çünkü eğer kullanılan aletler yeterince steril değilse, bir kişiden diğerine mikrop geçişi çok kolay olabiliyor. Hepatit B, mantar, siğil gibi pek çok ciddi bulaşıcı hastalık, hijyenik olmayan ortamlarda yapılan bakım uygulamaları sonucunda size bulaşabiliyor. Bu nedenle gittiğiniz güzellik salonunda kullanılan aletlerin tek kullanımlık ya da sterilize edilmiş olmasına mutlaka dikkat etmelisiniz. Hatta mümkünse kendi manikür ve pedikür setinizi yanınızda götürmenizi öneririm. Böylece tüm bu hastalık risklerini geride bırakmış olursunuz.EVDE BAKIMIN GÜCÜElbette ki manikür ve pedikür uygulamalarını sadece güzellik salonlarında yaptırmak zorunda değilsiniz. Evde de oldukça etkili ve sağlıklı bir bakım rutini oluşturabilirsiniz. Ilık sabunlu suda ellerinizi ya da ayaklarınızı bekletmek, ölü derileri temizlemek ve tırnakları uygun şekilde kesmekle başlayabilirsiniz. Ardından nemlendirici bir kremle masaj yapmak hem dolaşımı artırır hem de cildin yumuşak kalmasını sağlar. Burada önemli olan bu bakımı düzenli hale getirerek, haftada bir kere de olsa yapabilmenizdir. Ayrıca şöyle bir düşünün; uzun bir günün ardından ayaklarınızı ılık suda dinlendirmek, ardından güzelce tırnaklarınızı kesmek, topuklarınızı törpülemek… Kendinize ayırdığınız bu küçük zaman dilimi, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da bir rahatlama sağlar. Ayrıca yapılan araştırmalar, düzenli kişisel bakımın öz güven üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koyuyor. Temiz, bakımlı tırnaklara sahip olmanın verdiği his, sosyal ortamlarda kendinizi daha rahat ve öz güvenli hissetmenize katkı sağlar. Her zaman söylediğim gibi bakımlı olmak sadece dışarıdan güzel görünmek için değil, içeriden iyi hissetmek için de önemlidir.TIRNAK SAĞLIĞINI BOZAN ALIŞKANLIKLAREl ve ayak bakımının bir parçası olarak tırnak sağlığına dikkat etmek kadar, onu bozan alışkanlıkların da farkında olmak gerekiyor. İşte bunların en önemlileri…Tırnak yemek: Tırnaklardaki mikropların ağza geçmesine neden olur. Bu da enfeksiyon riskini ciddi şekilde artırır. Ayrıca tırnak yatağına zarar verdiği için tırnaklar zamanla şekilsiz, zayıf ve düzensiz uzar.Sürekli oje kullanmak: Ojeler tırnakları süsler, bakımlı gösterir, ancak tırnağın hava almasını engeller. Arada birkaç gün tırnakları dinlendirmek, yani ojesiz bırakmak, sağlıklı uzamaları için önemlidir.Tırnakları alet gibi kullanmak: Kapak açmak, etiket sökmek ya da kutu kazımak gibi işler için tırnakları kullanmak, onların doğal yapısına zarar verir. Bu alışkanlıklar tırnak uçlarının çatlamasına, kırılmasına veya soyulmasına yol açar.Tırnak kenarlarını koparmak: Tırnak kenarında oluşan küçük deri çıkıntılarını koparmak, cildi tahriş eder ve enfeksiyona zemin hazırlar.

Source: Süheyla Buyrukçu


Meydanlarda “kilo kontrolü” başladı, ilk ölçümler İstanbul”da yapıldı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu”nun geçtiğimiz günlerde duyurduğu “meydanlarda kilo kontrolü” uygulaması, İstanbul Bakırköy”de başladı. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa” projesi kapsamında vatandaşların boy, kilo ve vücut kitle indeksi (VKİ) ölçümleri yapılmaya başlandı. Bakanlık, uygulamanın kısa sürede 81 ile yayılacağını açıkladı. “FAZLA KİLOLU BİREYLER YÖNLENDİRİLECEK” Etkinlik kapsamında vücut kitle indeksi (VKİ) 25″in üzerinde çıkan bireyler, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmaları amacıyla Aile Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerine yönlendiriliyor. Ölçüm sonuçları dijital sisteme işleniyor ve kişilere detaylı bilgilendirme kartları veriliyor. Etkinliğe katılan diyetisyen Emel Özalp Şahin, “Risk grubundaki bireyler, kare kodlu kartlarla en yakın sağlık merkezlerine yönlendiriliyor. Kan tahlilleriyle birlikte değerlendirilen bireyler için özel beslenme programları hazırlanıyor” dedi. “OBEZİTEYLE MÜCADELEDE YENİ MODEL” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu”nun açıklamasına göre, proje kapsamında 10 milyon kişinin ölçümlerinin yapılması hedefleniyor. Memişoğlu, “Halkın yoğun bulunduğu kamusal alanlarda yapılacak taramalar sayesinde obezite riskini erkenden tespit edip, kişiye özel müdahale sağlayacağız” dedi. Uygulama, toplum genelinde obezite oranlarının düşürülmesini ve sağlıklı yaşam bilincinin yaygınlaştırılmasını hedefliyor. “HAYATIMI GERİ ALDIM” Etkinliğe katılan 69 yaşındaki Süleyman Demir, yıllarca kilolarla mücadele ettiğini anlatarak, “”Hayatım boyunca kilolu oldum. 97 kiloya kadar çıktım. O zaman yürüyemiyordum. Yani tutup da 50 metre yürüyemiyordum. Nefes nefese kalıyordum. O kiloları verdim. Şimdi kuş gibi zarifim. Demek ki; fazla yemek değil, az yemek lazım. Eksik yemek lazım. Kendime iki öğünü bile çok görüyorum bazı zaman. Tek öğün yiyorum. Böyle olunca da bugün yaşım 69. Kendimi 25 yaşında hissediyorum. O şişmanlık bitti. Kışlar gibiyim yaz bahara varmış kuşlar gibiyim şimdi uçuyorum” dedi. “YEDİĞİM GIDALARA ÇOK DİKKAT EDİYORUM” Vatandaş İsmail Alioğlu, “81 yaşındayım. 60 senesinden beri buradayım. Her şeyi önlemle yapıyorum. Yürüyüşü yapıyorum. Yediğim gıdalara çok dikkat ediyorum. Onun dışında bir şey yok fazla bir şey de kafama takmıyorum eşimle birlikte yazlıkta 3 ay 4 ay hep sahil kenarında yürüyüş yapıyoruz birlikte. Sabah, öğlen, akşam. Zaten denizi hiç sormayın giriyoruz denize. Onun için çok mutluyuz” dedi.

Source: Son Dakika