“Wellness Insights – Smart Choices for Healthier Living”

Çayırhan’ın satışından vazgeçme sinyali

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan (ÖİB) Çayırhan Termik Santrali ile maden sahalarının özelleştirilmesiyle ilgili son günde kritik bir açıklama geldi. İşçi eylemlerine rağmen ihaleyi gerçekleştirmekte kararlı olan ÖİB, açık artırmada oluşacak en yüksek teklifin muhammen bedelin altında kalması halinde ihalenin iptal edileceğini açıkladı.

BEDEL AÇIKLANMADI

Ancak ÖİB, Çayırhan için hesaplanmış muhammen bedelin ne kadar olduğu konusunda bilgi vermedi. ÖİB’in, Çayırhan için son tekliflerin alınacağı günün sabahında (dün) yaptığı açıklamaya göre teklif veren tüm firmalarla ileri bir tarihte pazarlık görüşmeleri yapılacak. Daha sonra açık artırmaya geçilecek. Oluşan en yüksek teklif, ÖİB’in önceden belirlediği ‘gizli’ rakamın altında kalmışsa ihale iptal edilecek.

NİHAİ KARAR İKTİDARIN

Açıklamada, teklifin, muhammen bedelin üzerinde oluşması halinde satışın gerçekleştirileceği gibi bir ifadenin yer almaması dikkat çekti. Ancak uygulamada, böyle bir durumda nihai kararı iktidar veriyor.

Son açıklamayı yorumlayan kaynaklar, “Anayasa değişikliği planı yapan iktidar bu süreçte işçiyi karşısına almamak için Çayırhan satışını askıya almak istemiş olabilir. ‘İşçi eylem yaptı, iktidara geri adım attırdı’ dedirtmemek için de ‘muhammen bedel’ gerekçesiyle iptal kararı çıkabilir. Muhammen bedel bilinmediği için böyle bir iptal zor değil. Tabi adrese teslim bir satış hedefi yoksa” dediler.

Yavaş’tan işçilere destek

Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın iktidar tarafından özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler eylemlerini sürdürüyor. 10’u termik santral işçisi olmak üzere toplam 50 işçi, önceki akşam kendilerini yerin 800 metre altındaki madene kapattı. Madenin girişinde toplanan 100’e yakın işçi de “Enerji vatandır, vatan satılmaz” sloganı attı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş direnen madencileri ziyaret ederek desteğini açıkladı. Madencilerle birlikte iftar yapan Yavaş, “Madenci kardeşlerimizle iftarda bir araya geldik. Emeğin en yüce değer olduğunu biliyor, alın teriyle ekmeğini kazanan madencilerimizin haklı mücadelelerinde yanlarında olmaya devam ediyoruz” dedi.

Özelleştirme İdaresi: İşçilerin istediği oldu

ÖİB’in açıklamasında, sendikalardan gelen itirazlar doğrultusunda ihale şartnamesinde işçi lehine değişiklikler yapıldığı da belirtildi. Halen 1994 olan çalışan sayısı 2050’ye çıkarılacak ve bu sayı 5 yıl boyunca korunacak. İşten çıkarılan işçi lojmanda bir yıl kalmaya devam edecek. Üretimle ilgisi olmayan alanlar satılmayacak. Elektrik alım garantisi verilmeyecek. Sendika yetkilileri, “2050 işçi mevcutlarla mı korunacak belirtilmiyor. Patron mevcut işçileri atıp 2050 yeni işçi alabilir” dediler.

‘Çayırhan satılırsa elektrik zamlanır’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, ihaleyi alan firmanın bir yılda 120 milyon dolar, 35 yıllık süre sonunda da 4.2 milyar dolar kazanacağını hesapladı. ÖİB’in açıklamadığı muhammen bedelin bu rakama yaklaşıp yaklaşmadığı bilinmiyor. Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Çayırhan’ın özelleştirilmesi halinde kamunun elektrik üretimindeki payının yüzde 17’nin altına düşeceğini, bunun da piyasa elektrik fiyatlarını yükseltip vatandaşın elektrik faturalarına zam olarak yansıyacağını söyledi.

Source: Erdoğan Süzer


Obezite ameliyatı sonrası yapılan en büyük hata!

Obezitenin vücuda alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Dr. Serkan Erkan, “Genetik yatkınlık, yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği ve psikososyal etkenler bu dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Obezitenin yol açtığı sağlık sorunları arasında yüksek tansiyon, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve metabolik sendrom gibi ciddi komplikasyonlar bulunmaktadır.

Obezite yalnızca estetik bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Metabolik sendrom olarak adlandırılan ve yüksek tansiyon, kan şekeri düzensizlikleri, anormal kan yağ seviyeleri gibi sorunları içeren durumlar, obeziteyle doğrudan bağlantılıdır. Bu durum kalp krizi, inme gibi ciddi sağlık sorunlarının gelişme riskini artırmaktadır” diye konuştu.

OBEZİTE TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Obezite tedavisinde öncelikli hedefin cerrahi dışı yöntemlerle kilo kontrolü sağlamak olduğunu anlatan Dr. Erkan, “Hastaların öncelikle diyet, fiziksel aktivite artırımı ve yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Ancak, vücut kitle indeksi 35 ve üzerinde olan veya vücut kitle indeksi 30″un üzerinde olup metabolik sendrom gibi ek sağlık sorunları bulunan hastalarda cerrahi yöntemler önemli bir alternatif olarak değerlendirilmektedir.

Obezite cerrahisi, yalnızca kilo kaybı sağlamakla kalmayıp, hastaların metabolik sağlıklarını da olumlu yönde etkileyebilecektir. Bariatrik cerrahi sonrası hastalarımızın büyük çoğunluğunda tansiyon düzeliyor, kan şekeri seviyeleri normale dönüyor ve kalp-damar hastalıkları riski azalıyor. Uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmek için ise hastaların beslenme alışkanlıklarını kalıcı olarak değiştirmesi büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

CERRAHİ SONRASI SÜREÇ VE HASTA UYUMU

Dr. Erkan, “Obezite cerrahisi geçiren hastaların tedavi süreci operasyonla bitmiyor. Ameliyat sonrası dönemde de hastaların doktor kontrolünde olmalarının şarttır. Cerrahi sonrası beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması ve düzenli doktor kontrollerinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde, yeniden kilo alımı ya da yetersiz kilo kaybı gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor.

Hastaların ameliyat sonrası süreçte disiplinli bir şekilde yönlendirilmesi gerekmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar, cerrahi müdahalelerin ardından hastaların büyük bir kısmında yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıkların önemli ölçüde gerilediğini gösteriyor. Ancak, ameliyatın başarılı sonuçlar doğurabilmesi için hastaların doğru beslenme alışkanlıklarını edinmeleri ve fiziksel aktiviteyi hayatlarının bir parçası haline getirmeleri büyük önem taşıyor” dedi.

Dr. Serkan Erkan, obezitenin tedavisinde koruyucu hekimlik uygulamalarının da büyük önem taşıdığını, bireylerin sağlıklı beslenme alışkanlıklarını erken yaşlardan itibaren kazanmalarının, düzenli egzersiz yapmalarının ve stres yönetimi konusunda bilinçlenmelerinin hastalıktan korunmada etkili olduğunu dile getirdi.

“Obeziteyle mücadelede en önemli silahlarımızdan biri bilinçli beslenme ve düzenli fiziksel aktivitedir. Ameliyat sadece bir adımdır, asıl değişim hastanın yaşam tarzında yapacağı köklü değişikliklerle sağlanır” diyen Dr. Erkan, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesinin toplum sağlığı açısından kritik bir rol oynadığını ifade etti.

Source:


Orucunuzu sakın böyle açmayın! Herkes bu hatayı yapıyor

Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Bahadır, iftarda yenilen tatlı için uyarılarda bulundu. Ezan okunduğunda genelde ya şerbet ya da hurma gibi tatlılarla oruç açılıyor. Fakat bu doğru bir alışkanlık değil.

ORUCU TATLIYLA AÇMAYIN!

Bahadır, tatlıyı iftarı açar açmak yerine değil iftardan 1 ya da 2 saat tüketilmesi gerektiğini ifade ediyor. Sindirimi kolaylaştırdığını söyleyen Bahadır, “Küçük porsiyonlar tercih edilmeli, aşırı şeker ve yağ içeren tatlılardan kaçınılmalıdır. Şerbetli, ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve bazlı tatlılar tercih edilmelidir” dedi.

ORANTISIZ TATLIDAN KAÇININ

Ramazan ayında beslenmenin önemine dikkat çeken uzman isim, uzun süren açlık sürecinden dolayı iftarda dengeli beslenmen büyük bir önem taşıdığını aktardı. Bahadır, özellikle oruç tutarken kan şekerinin düştüğünü ve bundan dolayı iftarda tatlının orantısız tüketildiğini aktardı.

YAĞLI TATLILARDAN UZAK DURUN

Yanlış tercihlerin mide rahatsızlıklarına yol açabileceğini söyleyen Bahadır, “Ramazanda tatlı tüketirken hafif, besleyici ve kan şekerini dengede tutan alternatiflere yönelmek en sağlıklı yaklaşımdır. Şekerli ve ağır tatlılar yerine sütlü, meyveli ve lif oranı yüksek tatlıları tercih etmek hem sağlığımızı korur hem de sindirimi destekler” diye konuştu.

Fatma Bahadır, tatlı tüketirken sütlü ya da meyve bazlı tatlıların tercih edilmesi gerektiğin söyledi. Bahadır, ayrıca halka tatlısı, “tulumba gibi yağlı tatlılardan uzak durun” uyarısında bulundu.

Source: Haber Merkezi


Ayçiçek yağını neden mutfak dolabınızda saklamamalısınız

Birçok kişi bitkisel yağları ocağın yanındaki masada saklamayı alışkanlık haline getirse de, bu kesinlikle önerilmez. Şişeye düşen ışık, yağın okside olmasına yol açar ve oksitlenmiş yağların tüketilmesi, çeşitli hastalıklara hatta tümörlere neden olabilir. Bu sebeple, ayçiçek yağı yalnızca ultraviyole ışınlarından korunmuş yerlerde saklanmalıdır.

Uzmanlar, yağ şişelerinin ateşten uzak, serin ve karanlık bir ortamda muhafaza edilmesini öneriyor. Bir depo odası uygun bir seçenek olabilir. Ayrıca, rafine edilmemiş yağı buzdolabınızın alt kapı bölmesinde de saklamak mümkündür. İdeal sıcaklık aralığı ise +5 ile +20 derece arasında olmalıdır.

Saklanacak kap da önemli

Yağın saklanacağı kabın tercihi de önemlidir; en iyi seçenek fabrika şişesi veya cam şişedir. Mağazadan alınan rafine edilmemiş yağı veya ev yapımı yağı, hemen koyu renkli cam şişelere aktarılması tavsiye edilir.

İlk sıkım yağı, koyu renkli olup karakteristik bir kokusu vardır ve raf ömrü oldukça kısadır—yaklaşık 4 ay. Şişe açıldıktan sonra ise, içeriğin 2-3 hafta içinde tüketilmesi önerilir. Sıcak presleme yöntemiyle üretilen yağların raf ömrü ise 10 aya kadar uzayabilir.

Rafine bitkisel yağlar genellikle mutfakta kullanılır ve açılmadan 10 aydan bir yıla kadar saklanabilir.

Yağ, serin ve karanlık bir yerde saklanmalı

Gıda güvenliği uzmanları, yağ şişenizin üzerindeki etiketi dikkatlice okumanızı tavsiye ediyor. Etiket, ürünün doğru şekilde saklanması için önemli bilgiler içeriyor. Özellikle üreticiler, açık bir şişe yağın oda sıcaklığında bile olsa sıcak ortamlarda saklanmamasını öneriyor. Yağ, serin ve karanlık bir yerde saklandığında raf ömrü uzar.

Ayçiçek yağını mutfak dolaplarında bulundurmak yasak olmasa da, önemli olan ısıtıcı cihazlar ve ocaklardan uzak tutmaktır. Ayrıca, yağ şişesini doğrudan güneş ışığına maruz kalan bir rafta saklamak da önerilmez. Aksi takdirde, ürün bozulabilir, acılaşabilir ve tüketim için uygun hale gelmeyebilir.

Ayçiçek yağı için en ideal saklama yeri ise buzdolabıdır. Ürünün bulunduğu şişe, buzdolabının üst rafına veya kapak kısmına yerleştirilebilir.

Source: Haber Merkezi