“Wellness Insights – Stay Healthy Through Winter & Beyond”

Altay Kar Fırtınası sona erdi! İstanbul Valiliği”nden kritik uyarı

İstanbul”da soğuk hava hayatı olumsuz etkiledi.Kentte aralıklarla devam eden kar yağışının ardından gece saatlerinden itibaren hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesiyle buzlanmalar oluştu.Buzlanma nedeniyle sürücüler trafikte ilerlemekte güçlük çekti.Hava sıcaklığının sıfırın altında 4 dereceye düştüğü kentte araçların camları ile kaldırımlar da buz tuttu.Bazı evlerin çatılarında ise buz sarkıtları oluştu.Kar küreme ve tuzlama araçları ana arterlerde sık sık çalışmalarını sürdürürken, bazı iş makineleri ise oto yollara yakın yerlerde acil müdahale için hazır bekletildi.Sabah saatlerinden evlerinden çıkan vatandaşlar, araçların camlarındaki buzu çözmek için zorlandı.Vatandaşlardan Ünal İzmir, AA muhabirine, son yıllarda İstanbul”da bu kadar soğuk hava görmediğini söyledi.Otomobilin kapı camlarının buz tutuğunu ve açılmadığını belirten İzmir, şöyle konuştu:”Arabanın her yeri buz tutmuş. Camların içerden buzunu çözmek için kaloriferi açtım ama fayda etmedi. Kapı camları buz tutmuş, düğmeler çalışmıyor. Arabanın ekrandaki derecesi eksi 5 dereceyi gösteriyor. İstanbul”da bu kadar soğuk havayı ilk kez gördüm. Eksi iki veya üçü gördüm ama arabanın ekranında 5″i ilk kez görüyorum desem doğrudur.”İSTANBUL VALİLİĞİNDEN “KUVVETLİ BUZLANMA VE DON” UYARISIİstanbul Valiliği, kentte bu gece ve yarın sabah saatlerinde sıcaklığın eksi 3 ila eksi 6 derece dolaylarında seyretmesinin beklendiğini duyurarak, kuvvetli buzlanma ve don olayının oluşturabileceği olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması uyarısında bulundu.Valiliğin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre, bugün kent genelinde aralıklarla bölgesel olarak etkili olan kar yağışlarının, gece saatlerinden itibaren şiddetini azaltarak devam etmesi, yarın sabah saatlerinden itibaren ise İstanbul”u terk etmesinin beklendiği belirtildi.Yarın havanın parçalı bulutlu geçeceğinin tahmin edildiği aktarılan açıklamada, “Bu gece ve yarın sabah saatlerinde sıcaklığın eksi 3 ila eksi 6 derece dolaylarında seyredeceği tahmin ediliyor. Kuvvetli buzlanma ve don olayının oluşturabileceği olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.” ifadelerine yer verildi.- YARIN OKULLARDA EĞİTİM-ÖĞRETİM DEVAM EDECEKİstanbul Valisi Davut Gül, kar tatiline ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:”Sevgili öğrencilerimiz, biliyoruz kar tatili haberini duymayı çok seviyorsunuz ancak yarın hava koşulları normale döndüğü için okullarımızda eğitim-öğretim planlandığı şekilde devam edecek. Sizleri okullarınızda görmek için sabırsızlanıyoruz. Hepinize başarılı ve güzel bir gün dileriz.

Source: Www.star.com.tr


İnsanların isimlerini unutmamızın bir nedeni var… Bilim açıkladı!

Günlük yaşamda hafıza, pek çok zorlukla karşı karşıyadır. Sürekli dijital bilgilere maruz kalmak, bir görevden diğerine geçiş hızı ya da aynı anda birden fazla konuyla ilgilenme verilerin saklanmasını zorlaştırır.

Bu etkenler, yakın zamanda duyduğumuz bir ismi ihtiyaç duyduğumuzda hatırlayamamamıza açıklama getirebilir.

Psikanalist José Abadi”ye göre, stres ve duygusal gerginlik, günlük unutkanlıkta önemli bir rol oynuyor. Aşırı kaygı ile meşgul olan zihin, tek bir düşünceye odaklanmakta zorlanıyor.

Bilgiler doğru zamanda hatırlanmaz

Bilişsel dağılma olarak bilinen bu durum, kısa süreli belleğin sağlamlaşmasını engellediği için, ilgili bilgilerin doğru zamanda hatırlanmasını zorlaştırıyor.

Anomia, can sıkıcı bir durum olabilir ancak her yaşta görülebilir ve genellikle ciddi bir sağlık sorununa yol açmaz.

Ne zaman uzmana başvurulmalı?

Sinirbilimci María Roca, anomianın çoğu durumda müdahale gerektirmeyen normal bir beyin süreci olduğunu belirtiyor. Ancak, bu ataklar sıklaşır veya günlük yaşamı etkileyen bir boyuta ulaşırsa, nörolojik hastalıkların dışlanması için bir uzmanla durumun değerlendirilmesi faydalı olabilir.

Uzmanlar, hafıza kayıplarının kalıcı hale gelmesi ve günlük aktivitelerin yerine getirilmesini zorlaştırması durumunda bir uzmana başvurulmasını öneriyor. Bu tür durumlar, yaşam kalitesini etkileyebilecek ve erken teşhis gerektiren bunama veya Alzheimer gibi rahatsızlıklarla ilişkili olabilir.

Source: Haber Merkezi


Herkes aynı hatayı yapıyor: Meğer sabahları yorgun uyanmamıza neden oluyormuş

Kış aylarında sabahları kolaylıkla uyanmak çoğu insan için zorlayıcı olabilir. Uyandıktan sonra kendimizi sersem hissetmek, günün başlangıcında karşılaştığımız yaygın bir sorunlardan biridir ancak uyku uzmanı Dr. Deborah Lee, bu yorgunluğu ortadan kaldırmak ve sabahları daha dinç uyanmak için bazı etkili stratejiler paylaştı.

KAHVALTINIZI İYİ SEÇİN

Dr. Lee, güne başlamadan önce doğru kahvaltıyı yapmanın önemine dikkat çekerken, “Kahvaltıda sadece karbonhidrat değil, aynı zamanda protein de içeren bir öğün tercih etmelisiniz. Yumurtalar mükemmel bir protein kaynağıdır, bu yüzden kahvaltınıza bir omlet eklemeyi düşünün. Ayrıca, şeker oranı yüksek olan kahvaltılıklardan kaçının, çünkü bu kan şekerinizi hızla yükseltip, sabahları kendinizi daha sersem hissetmenize neden olabilir” şeklinde konuştu.

SABAH EGZERSİZİ İLE CANLANIN

Sabahları egzersiz yapmak zorlayıcı olabilir fakat Dr. Lee, bu alışkanlığın büyük faydalar sunduğunu belirtirken, “Araştırmalar, sabahları 30 dakikalık orta düzeyde egzersizin uykululuğu önemli ölçüde azalttığını ve günün erken saatlerinde daha hızlı uyanmanıza yardımcı olduğunu gösteriyor. Yüksek yoğunluklu egzersiz yapmanıza gerek yok; sadece hızlı bir yürüyüş bile uyanmanıza yardımcı olabilir” ifadelerine yer verdi.

SİRKADİYEN RİTMİ KORUMAK ŞART

Dr. Lee, vücudun doğal ritmini takip etmenin sabahları daha enerjik uyanmanın anahtarı olduğunu vurguladı. Lee, “Sirkadiyen ritminiz, vücudunuzun uyuma ve uyanma zamanlarını belirleyen doğal bir döngüdür. Tutarlı bir uyku rutini bu döngüyü düzenler. Her gün aynı saatte yatmak ve uyanmak, sabahları daha dinç hissetmenizi sağlar” dedi.

Yalnızca uyku değil günlük diğer alışkanlıklarınız da rutine bağlanmalı. Dr. Lee, düzenli yemek saatlerinin, duş rutinlerinin ve teknolojiden uzak kalma zamanlarının da sirkadiyen ritminize yardımcı olacağını belirtirken, “Özellikle hafta sonları biraz daha esneklik olabilir ancak bu rutini sürdürmek, pazartesi günleri daha kolay uyanmanızı sağlar” ifadelerini kullandı. Öte yandan Doktor Lee, ışığın uyanma sürecindeki rolüne dikkat çekiyor. “Gözleriniz sabah ışığını gördüğünde, beyninize uyanma zamanı geldiği sinyali gider. Koyu renkli perdeler, bu doğal sinyalleri engelleyebilir bu yüzden Sabahları doğal ışık almanız faydalıdır.

KAHVE ZAMANLAMASI

Sabah kahvesi, birçok kişi için uyanmanın ayrılmaz bir parçasıdır ancak doktor Lee”ye göre, kahve içmek için doğru zamanı beklemek önemli. Lee, “Uyandıktan hemen sonra kahve içmek yerine, en az 45 dakika beklemelisiniz. Bu, kafeinin vücudunuza en etkili şekilde yardımcı olacağı zamandır” dedi.

Source: Derleyen: Özge Sivas


Doktorlar açıkladı: Mandalinanın içindeki beyaz lifler ayıklanmalı mı?

Zengin bir C vitamini kaynağı olmasının yanı sıra mandalina, en lezzetli meyvelerden biri olarak kabul edilir. Sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz için eşsiz besin değerleri içeren bu meyveyi sık sık tüketmek, bazı yaygın yanlış inanışlara neden olabilir. Birçok insan karpuz yerken çekirdeklerini, mandalina tüketirken ise üzerindeki beyaz lifleri ayıklamayı tercih ediyor. Bu şekilde hem meyvenin daha duru ve estetik bir görüntüye sahip olduğu düşünülürken hem de lifsiz meyvelerin daha “faydalı” olacağına inanılıyor.

KESİNLİKLE SÖKMEYİNDoktorlar, bu durumun büyük bir hata olduğuna dikkat çekerken, mandalina üzerindeki ip şeklindeki beyaz liflerin sağlık açısından birçok faydasının bulunduğunu savunmakta. Sindirim sistemini destekleyen bu lifler, vücudu toksinlerden ve atıklardan arındırırken aynı zamanda antioksidan etkiye sahip doğal polisakkarit görevi üstlenir. Tüketilen narenciyenin kolesterol seviyesini düşürürken, daha kolay sindirilmesine imkan verir. Mandalina üzerindeki lifleri çıkarmak, bütün bu faydalı özelliklerin bir kısmının azalmasına neden olacaktır. Bazı kişiler bu liflerin dokusunu ya da tadını sevmese de, mandalinadan en iyi şekilde yararlanmak için bu liflerin mutlaka tüketilmesi gerekir. Vücuda besin maddesi eklemenin yanı sıra kan şekeri seviyelerini düzenlemeye ve sindirim sisteminin işleyişini iyileştirmeye de yardımcı olurlar. O yüzden bu ipler size pek cazip gelmese bile hemen çöpe atmamaya özen gösterin.

BOL BOL MANDALİNA TÜKETİNMandalina, özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini olmak üzere gerçek bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Ayrıca tokluk hissi veren ve sindirimi iyileştiren lif açısından da zengindirler. Bu da mandalinaları, fırınlanmış ürünlerde veya tatlılarda bulunan ekstra şeker olmadan enerji ve tokluk sağlayan harika bir atıştırmalık seçeneği haline getirir.

Günlük önerilen tüketim miktarı iki ila dört adet mandalinadır ancak aşırıya kaçmamalısınız. Çok fazla lif ve doğal asit mide rahatsızlığına veya sindirim sorunlarına yol açabilir.

Turunçgillere karşı alerjiniz veya mide-bağırsak sorunlarınız varsa mutlaka doktorunuza danışın. Bu durumda günde 1-2 adet küçük mandalina ile sınırlı kalmanız tavsiye edilebilir.

Source: Derleyen: Mustafa Balcı


74 yaşındaki hastanın kalbini durdurmadan küçük kesi ile kalp kapağı tamir edildi

Nefes darlığı, çabuk yorulma, karın ve bacaklarda şişlik şikâyetleriyle doktora başvuran 74 yaşındaki Mehmet Şinasi Ünal’a triküspit kapak yetmezliği teşhisi konuldu. Daha önce gittiği hastanelerde ameliyatın riskli olduğu belirtilen Ünal, Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal ve ekibi tarafından geliştirilen mitralizasyon isimli özel bir kalp kapak tamir tekniğiyle sağlığına kavuştu. Küçük kesiyle ve kalbi durdurmadan gerçekleştirilen kapak tamir ameliyatı sonrası sağlığına kavuşan Ünal, “Çabuk yorulma, nefes darlığı gibi şikayetleri olanlar vakit kaybetmeden doktora başvurmalı” diyerek çağrıda bulundu. “ÖZEL KALP KAPAK TAMİR” Mehmet Şinasi Ünal, yaklaşık üç ay önce kalp yetmezliği belirtileriyle başvurduğu sağlık kuruluşlarında triküspit kapağında ileri derecede kaçak tespit edildiğini ancak ameliyatın yüksek risk taşıdığı gerekçesiyle yapılmadığını söyledi. Araştırma yaparken Prof. Dr. Cengiz Köksal ile iletişime geçen Ünal, Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’ne geldi. Burada detaylı bir değerlendirme sonrası ameliyatın mümkün olduğu belirlendi. Prof. Dr. Cengiz Köksal, ameliyatın risklerini en aza indirmek için geliştirdikleri özel kalp kapak tamir tekniğiylesüreci yönettiklerini belirtti. “ÇARESİZ GELDİ, SAĞLIKLA ÇIKTI” Prof. Dr. Cengiz Köksal “Hastamız bize geldiğinde nefes darlığı, karında ve ayaklarda şişlik problemi vardı. İleri yaşı ve böbrek yetmezliği sebebiyle ameliyatın riskli olduğu açıktı. Öncelikli hedefimiz, kapağı değiştirmeden tamir edebilmekti. İkinci olarak da ameliyatın hayati risklerini nasıl azaltabiliriz diye düşündük. Bunun için göğüs kafesini açmadan, küçük bir kesiyle koltuk altından ve en önemlisi kalbi durdurmadan ameliyat yapmaya karar verdik.” “MİTRALİZASYON YÖNTEMİYLE YENİDEN SAĞLIĞINA KAVUŞTU” Prof. Dr. Cengiz Köksal, özellikle triküspit kapak hastalıklarında kalıcı kapak tamirinin zor olduğuna dikkat çekerek, mitralizasyon adı verilen kendi geliştirdiği özel kapak tamir yönteminin hastalar için önemli bir avantaj sağladığını belirtti. Prof. Dr. Köksal “Batıda hasta profili farklı olsa da bizde kapak hastalıklarının büyük çoğunluğu ateşli romatizmaya bağlı olarak gelişiyor. Bu tür kapak hastalıklarının tamiri zor olduğu için genellikle kapak değişimi tercih ediliyor. Ancak kapak değiştirmek, kapağı tamir etmek ile kıyaslandığında hayati riski daha yüksek bir ameliyat dolayısıyla kalp kapak hastalıklarında tercih edilmesi gereken kapağın tamir edilmesi olmalıdır. Bu yüzden 3 yıl önce geliştirdiğimiz mitralizasyonyöntemiyle kapağı değiştirmeden tamir etmeyi amaçladık ve hastamızın de bu yöntemi başarıyla uyguladık. Geliştirdiğimiz kapak tamir yöntemi önemli bir dergide yayınlanmış olup halen meslektaşlarımız tarafından yaygın kullanılmaya başlanmıştır” dedi. “KALBİ DURDURMADAN GERÇEKLEŞTİRDİK” Özellikle yaşlı, böbrek yetmezliği ve KOAH gibi ek hastalıkları bulunan hastalarda kalbi durdurmadan ameliyat yapmanın hayati riskleri azalttığını ifade eden Prof. Dr. Köksal, “Kalbi durdurduğumuz zaman, özellikle kalp yetmezliği ve böbrek problemi olan hastalarda hayati riskler artıyor. Bu yüzden hastamızın ameliyatını kalbi durdurmadan gerçekleştirdik. Kapağı tamir ettik, kaçak tamamen ortadan kalktı. Ameliyattan sonra birinci haftada hastamız kendini çok iyi hissediyordu” şeklinde konuştu. “NEFES DARLIĞI ÇEKENLER VAKİT KAYBETMESİN” Yıllardır yaşadığı nefes darlığı ve çabuk yorulma şikayetlerinden kurtulmanın mutluluğunu yaşadığını dile getiren Mehmet Şinasi Ünal, ameliyat sonrası yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Temmuz ayından beri nefes darlığım vardı, çabuk yoruluyordum ve geceleri uyuyamıyordum. Akciğerlerimde su toplandığı söylendi, ancak asıl sebebin kalp yetmezliği ve kalp kapağında ileri kaçak olduğunu öğrendim. Çözüm arayışım sırasında farklı hastanelerde kapakçık tamirinin mümkün olmadığını söylediler. Kızım internetten araştırarak Cengiz Hocamız’a ulaştı. O ve ekibi sayesinde sağlığıma kavuştum. Kendisine ve ekibine minnettarım. Eğer benim gibi nefes darlığı ve çabuk yorulma şikayetleriniz varsa, vakit kaybetmeden doktora başvurmalısınız”

Source: Internet Haber