Gençlik kaynağı mineral
Selenyum; metabolizma, bağışıklık sistemi ve tiroit fonksiyonları da dahil olmak üzere vücudun sağlıklı işleyişini desteklemeye yardımcı olabilen bir esansiyel mineraldir. Vücut tarafından üretilemediği için mutlaka dışarıdan alınması gerekir. Genellikle göz ardı edilen selenyumun çok değerli bir mineral olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen ve Fitoterapi Uzmanı Merve Öz, bu konuda şunları söyledi:
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Vücuttaki birçok süreç için gerekli olan selenyum, sağlığı her açıdan destekler… İşte faydaları:
– Kanser riskini azaltır
DNA’yı serbest radikal zararlarından koruyarak ve bağışıklığı güçlendirerek akciğer, kolon ve prostat kanserlerinin riskini ve radyasyon tedavisinin yan etkilerini azaltır.
– Kalp hastalıklarından korur
Düşük selenyum seviyeleri yükselmiş kalp hastalığı riski ile bağlantılıdır. Selenyum kalp hastalıklarının ana risk faktörü olan inflamasyonu (vücuttaki iltihaplanma) azaltır.
– Tiroit sağlığını destekler
Tiroit dokusu insan vücudundaki diğer tüm organlardan daha fazla miktarda selenyum içerir. Buradan salgılanan hormonların yapımında selenyumun önemli bir rolü vardır. Selenyum tiroidi otoimmün saldırılara karşı korur. Hashimoto hastalığını önlediği gibi bu hastalığı olanlara da fayda sağlar.
– Hafızayı güçlendirir
Alzheimer hastalığı olan kişilerde azalmış selenyum miktarı gözlemlenmektedir. Sinir sistemini oksidatif hasarlardan koruyan selenyum hafıza kaybını önlemeye yardımcıdır.
– Astım semptomlarını hafifletir
Astım havayı akciğerlerin içine ve dışına taşıyan hava yollarını etkileyen kronik bir hastalıktır. Selenyum astımla ilgili semptomları azaltmayı sağlar.
– Vücut direncini artırır
Artan kan selenyum seviyelerinin, artan bağışıklık tepkisi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Selenyum özellikle grip, tüberküloz ve hepatit C hastalarında bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
– Yaşlanma hızını frenler
Selenyum güçlü bir antioksidan olan glutatyonu destekler ve oksidatif stresi azaltır. Böylelikle bir yandan hücreleri serbest radikallerin (hücreleri paslandıran kötü moleküller) hasarından koruyarak, bir yandan da tiroit ve bağışıklık fonksiyonunu düzenleyerek yaşlanma karşıtı etki yapar.
– Kısırlığa karşı etkilidir
Yeterli selenyum seviyeleri erkeklerde sperm fonksiyonlarını iyileştirir. Oosit (henüz olgunlaşmamış yumurta hücresi) gelişimini artırır. Dolayısıyla kısırlığa karşı mücadelede etkili bir mineraldir.
İŞTE DOĞAL KAYNAKLARI
Selenyum pek çok besinde bulunduğu için her gün doğal yoldan alınabilir. Gelişigüzel takviye almak ise yarardan çok zarar getirebilir. Örneğin kas ağrılarına ve saç dökülmelerine yol açabilir. Bu nedenle günlük beslenmeyle alınmasında yarar vardır. İşte kaynakları:
– Sardalya, ton balığı- Koyun eti- Dana ciğeri- Tavuk, hindi eti- Yoğurt- Keçi peyniri- Kahverengi pirinç- Pişmiş fasulye- Fındık- Ayçekirdeği – Yumurta- Bezelye- Brokoli- Patates- Mercimek- Muz- Tam buğday ekmeği
Source: Nazan Doğaner Halici
Teşhis edilmeden öldüren hastalık! Doç. Dr. Kemal Karapınar akciğer kanserine ilişkin önemli bilgiler paylaştı
Akciğer kanseri, dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinden biri olup, özellikle erkeklerde ölüm oranlarının yüksek olduğu bir hastalık olarak öne çıkıyor. Gizli bir şekilde ilerleyen bu hastalık, genellikle belirti vermeden gelişiyor. Bu nedenle erken teşhis büyük önem taşıyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Karapınar, akciğer kanserinin risk faktörleri, erken teşhis yöntemleri ve sigara kullanımının bu hastalık üzerindeki etkileri hakkında önemli bilgiler paylaştı. ERKEN TEŞHİS İÇİN TARAMALAR HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Akciğer kanserinin gizlice ilerleyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kemal Karapınar, özellikle 40 yaşın üzerindeki ve uzun süre sigara içen bireylerin mutlaka bir uzmana başvurmaları gerektiğini söyledi. Erken teşhis için akciğer tomografisi çektirilmesinin önemini dile getiren Doç. Dr. Karapınar, “Türkiye’de her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit ediliyor. Ne yazık ki bu hastaların yalnızca yüzde 25’i ameliyat edilebiliyor. Akciğer kanseri genellikle erken evrede fark edilmez. Bu yüzden risk faktörü taşıyan kişilerde düzenli taramalar, hayat kurtarıcı olabilir.” dedi. SİGARA VE HAVA KİRLİLİĞİ EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ Sigara kullanımının akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olarak öne çıktığının altını çizen Doç. Dr. Karapınar, “Sigara, nargile ve elektronik sigara gibi tüm sigara ürünleri, akciğer kanserine yol açan etkenlerdir. Hava kirliliği, egzoz gazları ve fabrikalardan çıkan gazlar da riski artıran faktörler arasında yer alıyor.” dedi. Akciğer kanseri riskini en aza indirgemek için sigara kullanımının bırakılmasının çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Karapınar, “Sigara içmemek, kanser riskini azaltmada en önemli adım” ifadelerini kullandı. ERKEN TEŞHİSLE KANSERLE MÜCADELE EDİLEBİLİR Akciğer kanserinin ilerleyen aşamalarda ağızdan kanama veya bölgesel ağrılarla kendini gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Karapınar, erken teşhisin hayat kurtarabileceğini vurguladı. “Akciğer kanseri genellikle belirti vermeden ilerler. Bu yüzden düzenli taramalar ve erken evrede yapılan müdahaleler çok önemlidir.” diyerek, hastaların bir göğüs hastalıkları uzmanına veya göğüs cerrahına başvurmalarını tavsiye etti.
Source: Internet Haber