Dünyada neler olacak
Yazılarımı karıştırırken yaptığımız röportaja denk geldim.O da ne! “Yerel seçimlerde Türkiye’yi büyük bir değişiklik bekliyor” demişler. Bu bir! “Esad kesinlikle gidecek” demişler bu iki! “ABD eski Başkanı Biden seçime bile giremeyecek” demişler.Bu da üç. Ekonomi ve teknoloji alanında söyledikleri pek çok şey de tam isabet! Haliyle bu kez koşturarak gittim yanlarına. 2025’te Türkiye ve dünyayı astrolojik açıdan neler bekliyor diye sordum. Bugün ilk bölüm…YENİ YIL KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERLE GELİYOR- 2024 için yaptığınız nokta öngörülerden sonra 2025 için genel anlamda ne söylersiniz?Aygül Aydın: Öncelikle sağlıkla gelsin. ‘Ama’… Bu yıl, önemli gezegen geçişleri var. Kolektifi temsil eden gezegenler; Neptün ve Uranüs ile kısa dönemli de olsa Satürn, burç değiştirecek. Yılın son günü oğlak burcunda bir yeni ay var. Plüton, Mart 2023’te ilk kez Kova burcuna geçti ve 2024’te ileri-geri hareketlerle devam etti. Kasımda ise tamamen Kova burcuna yerleşti ve neredeyse 20 yıl da burada. Bu da köklü değişikliklerin olacağı, insan bilinci ve teknolojinin birlikte hareket ettiği, her bireyin kendi gerçekliğini yaratma gücüne eriştiği bir yıl olacak demek. İnsanlığın hem bireysel hem de toplumsal olarak potansiyelini keşfedeceği büyük bir sıçrama yılı… Bu sıçrama ise dibe vurarak, hatta köklü değişikliklerle olur. Dolayısıyla ancak kalıplarından ve eskiye bağlılıklarından kurtulup, yeni dünyaya uyum sağlayanlar 2025’in sınırsız olasılıklarını kucaklayabilecekler.Hande Kazanova: 12 Ocak itibarı ile tutulmaları Başak ve Balık burcu aksında almaya başlayacağız. Başak burcunun güney ay düğümünde olması çalışan kesim, işverenler, sendika ve belediyelerde ciddi sıkıntılar demek. Yeni düzenlemeler, grevler söz konusu olabilir. Sağlık sektörü de baskı altında. 18 Eylül’de Balık burcunda bir ay tutulması yaşadık. Yenidoğan çetesi işte böyle bir tutulmada patlamıştı. Önümüzdeki dönem buna benzer sağlık skandallarını konuşmaya devam edebiliriz. Özellikle 14 Mart’taki tutulma sonrası… Yanı sıra bu dönem maddi yönden zorlanacağımız bir dönemi de işaret ediyor. Belki bir vergi yükü… Ya da bulunduğumuz coğrafyada çıkabilecek bir savaş… Hatta yeni bir pandemi, virüs ya da doğal afetlerle alakalı (illa deprem demek değil bu) da olabilir bu sıkıntı. Hızlı kitlesel hareketler de devrede olacak.ROBOTLARLA YAŞAMA FİKRİNE ALIŞIN- Bu yıl yapay zekâ her alanda kendini hayli hissettirdi. Ya 2025?Aygül Aydın: Plüton’un Kova burcuna yerleşmesiyle bundan sonra 20 yıl boyunca teknoloji devrimini yaşayacağız. Hem de öyle robotların hayatımıza ‘pat’ diye girdiği bir süreç. Robotlarla yaşamaya, robot fikrine alışın. İnsanlar buna pek inanmıyor. ‘Olur mu öyle şey’ diyorlar. 90’larda internete de kimse inanmıyordu. Hatta başta, ‘aman uzak duralım’ deniyordu. 20-25 yılda geldiğimiz bu dünya inanılmaz değil mi? Olmayacak denilen olacak. Hatta şu an olmakta. Dolayısıyla yapay zekânın ucunu yakalayan, teknolojiye yatırım yapan kazanır. Bu her meslek için geçerli. İstiyorsan limon sat. Ama sanal pazarını da kurmak zorundasın gibi… İddia ediyorum bu dünyada savaş da çıksa, yine bir pandemi ya da deprem de olsa ancak teknoloji ile sistemini ayakta tutan hayatına devam edebilecek. Özellikle 2026 Temmuz sonrası zihinsel anlamda düşündüğünü birinin anlaması gibi sadece ‘Black Mirror’ gibi distopik dizilerde gördüğümüz durumlar hayal değil artık. SURİYE’DE DURUM GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL- Hande peki 2025’te Ortadoğu’da bizi ne bekliyor?Hande Kazanova: Gidişi aralık ayında; Mars ve Merkür gerilemesi ve Jüpiter karşıtlığında oldu. Bu etki devam ediyor. Yani Suriye ile alakalı konular henüz bitmedi. Hiçbir şey göründüğü gibi de değil! Oradaki yapıların farklı hesapları olabilir. Verilen sözlerin tutulmaması olası. Özellikle nisan sonrası çok ciddi olaylar göreceğiz.ŞİMDİ SIRA İRAN’DAİran için de Suriye’ninkine benzer bir etki var. Zira Balık burcu Ortadoğu ile alakalıdır. Bölge yeniden şekillenecek diyebilirim. Sıra İran’da. Özellikle 29 Mart sonrası ve 24 Nisan civarı çok büyük olaylar olabilir.KOMŞULARIMIZA DİKKAT Doğu bloku ülkeleri- Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan- komşularımızı önemli sınavlar bekliyor. Hazar Denizi ve çevresinde tansiyon yüksek olacak. Gürcistan’da halk ayaklanmaları çok daha büyüyecek.ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİTrump’ın haritası ilginç. 11 Haziran ve sonrası özellikle Türkiye ile ciddi bağlantıları var. Bu bağlantı ekonomik olabileceği gibi Ortadoğu’daki süreçlerle ilgili de olabilir. Bu arada hükümeti devralırken ya da nisan sonu (3 ay etkili) bir suikasta uğraması veyahut aldığı kararlar sebebi ile hedefe konulması gibi bir dönem yaşayabilir.NETANYAHU VE PUTİN DÜŞÜŞTEİsrail Başbakanı Netanyahu açısından da kısıtlamalar devam edebilir, halkla karşı karşıya kalacak. Düşüşte. Putin için de bir benzer etki var. Rusya’da 2026 Şubat sonrası büyük halk ayaklanmaları öngörüyorum.
Source: Fulya Soybaş
Üç kişilik bir iyileşme hikâyesi
A7 Kitap etiketiyle raflarda yerini alan roman, hayatın tuhaflıkları üzerinden okurunu farklı yaşamların tanıklığına davet ederken herkese kendi hikâyesine sahip çıkması gerektiğini hatırlatıyor. Roman, kadın cinayetlerinden toplumsal cinsiyet rollerine, aşkın yıkıcılığından geçmiş travmaların sarsıntısına kadar birçok temayı postmodern bir anlatıyla okuruna sunuyor. Bunu yaparken bilim ile büyüyü, gelecek ile dünü, aşkı, fedakârlığı ve tüm yakıcı duyguları iç içe geçiriyor.Fransız Devrimi: İnfografikKronik Kitap, daha önce İkinci Dünya Savaşı ve Antik Roma üzerine yayımladıkları infografiklere, Fransız Devrimi’ni de eklemiş. İster alanında uzman bir tarihçi, isterseniz bu döneme meraklı bir tarihsever olun, “Fransız Devrimi: İnfografik” hayal gücünüzün zincirlerini kırarak sizleri Fransa’nın özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganlarıyla inleyen sokaklarında nefes kesici bir maceraya çıkarıyor.Gaziantep’ten İstanbul’a baklavaTarihçi Burak Onaran ve Priscilla Mary Işın tarafından kaleme alınan “Saraydan Çarşıya, Gaziantep’ten İstanbul’a Kırk Kat: Baklava Tarihi” kent müzelerinden sanat tarihine uzanan birçok noktada baklavanın bu topraklardaki tarihi araştırıyor. Cumhuriyet döneminde baklavanın nasıl ve niye değiştiği gibi daha önce ortaya konulmamış teorileri ele alan eser, eski tarifleri de içeren tam bir gastronomi tarih rehberi.Geçmiş ve gelecek robotlara dairBu kitap hem yapay zekânın sırlarını hem de geçmiş ve gelecek robotlara dair gerçekleri açığa çıkarıyor. Bilim insanları gibi konuşman için gereken bilgi, rakam ve kelimeleri önüne seriyor. Fotoğraflar, görseller, eğlenceli çizgi roman kesitleri ve robot dünyası kahramanlarının hikâyeleriyle sana ilham veriyor: “Robotlar, Teknolojik Cihazlar ve Yapay Zekâ ve Bunlar Dünyamızı Nasıl Değiştiriyor?” Kitabın yazarı, Tom Jackson.Farkındalığının artması önemlidir!Ödüllü cinsellik eğitmeni Rayka Kumru’nun ocak ayında iki kitabı Mundi Kitap tarafından yayımlanıyor. “Bedenler, Sınırlar ve Mahremiyet Hakkında Çocuğumla Nasıl Konuşurum?” kitabında çocuklarla bedenler, sınırlar ve mahremiyet hakkında doğru şekilde konuşabilmeleri için ebeveynlere yol gösterirken, çocuklarla cinsellik hakkında nasıl konuşabileceğine dair pratik öneriler sunuyor. “Ben: Çocuklar için Vücudunu Tanıma, Sınırlar ve Onay” kitabı ise sınır ve onay kavramları üzerinden çocukların farkındalığının artmasında yardımcı oluyor.Önay Yılmaz’ın sevdiği yazarlarİsveçli Henning Mankell en beğendiğim polisiye yazarı. Çünkü karakterleri ve anlatımı çok doğal. Karakterlerin insani özelliklerini, kuzey ülkelerinin o kendine özgü atmosferini okura çok iyi yansıtıyor. Son dönem gerilim yazarlarından Fransız Jean – Christophe Grange’ı beğeniyorum. Bulduğu konular ilginç ve etkileyici. Bizden bir yazar söylemem gerekirse Gencoy Sümer’i sayabilirim. Çünkü Agatha Christie tarzındaki roman ve öykülerini büyük beğeniyle okuyorum.Liderlik üzerine bir kitapTürkiye’nin kendi alanında lider 119 ismi ile birebir röportaj yapmak, hiç de öyle kolay bir iş değil. Uzun süredir okuma listemdeydi. Sevinç Engin’in yedi baskı yapmış “Lider Öyle Olmaz Böyle Olur- Yön Veren Liderler ile Liderlik Üzerine” adlı kitabı. Kitapta röportajı yer alan spor, siyaset, iş ve medya dünyasının lider isimleri arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç da var. Bu kitabı iletişim sektöründe yer alan herkes okumalı.Polisiye roman yazarları ne okuyor?◊ Gamze Yayık, Raymond Chandler’ın “Büyük Uyku” adlı romanını okuyor.◊ Gencay Sümer, Önay Yılmaz’ın “Antropolojist” adlı romanını okuyor.◊ Emel Aslan, Murathan Mungan’ın “995 km” adlı romanını okuyor.◊ Turgut Şişman, Gencay Sümer’in “Lanetli Ev” adlı romanını okuyor.
Source: Sayım Çınar
2025″te en büyük öncelik olacak… Google CEO”su Pichai”den “kritik yıl” vurgusu!
Google CEO”su Sundar Pichai, 2025 yılını şirketin yapay zeka liderliği açısından “kritik” bir yıl olarak tanımladı. CNBC’nin haberine göre, Pichai ve diğer yöneticiler, 18 Aralık”ta düzenlenen yıllık strateji toplantısında 2025 için öncelikleri tartıştı. Toplantıda çalışanlarına seslenen Pichai, “2025 kritik olacak. Bu anın aciliyetini içselleştirmemizin ve şirket olarak daha hızlı hareket etmemizin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Bahisler yüksek” dedi. Pichai, Google”ın yapay zeka tarafında gerçekleştirmesi gereken bazı hedeflerin olduğunu vurgulayarak, şirketin Gemini yapay zeka modeline dayalı uygulamaların güçlü bir ivme kazandığını belirtti. Bununla birlikte, 2025 yılına kadar aradaki farkı kapatmak ve bu alanda liderlik pozisyonu oluşturmak için önemli adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi. Gemini”nin tüketici tarafında ölçeklendirilmesinin 2025 yılındaki “en büyük odak noktası” olacağını ifade eden Pichai, şirketin bu alanda hızla yol almayı hedeflediğini kaydetti. Google’ın Gemini yapay zeka modeli, metin, görsel ve diğer veri türleri üzerinde çalışan çok yönlü bir sistem olarak dikkat çekiyor. Şirketin yapay zeka stratejisi, bu teknolojiyi daha geniş kitlelere sunmayı ve sektördeki lider konumunu pekiştirmeyi hedefliyor. Toplantıda ayrıca Pichai”nin, şirket kültürünün hız ve yenilikçilikle uyumlu bir şekilde yeniden şekillendirilmesi gerektiğini vurguladığı ve çalışanlardan bu sürece katkıda bulunmalarını istediği öğrenildi.
Source: Dünya Gazetesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan madde madde paylaştı: 2024″te ne yaptık?
Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:Aziz milletimize hizmet yolunda, 2024 yılında da durmadan, dinlenmeden, gece gündüz demeden aşkla çalıştık; ülkemize her alanda çok önemli eserler, hizmetler, projeler, yatırımlar kazandırdık.2025 yılına girerken bu hizmetleri bir özetleyelim, hatırlayalım…105 helikopter, 27 uçak ve 14 İHA ile orman yangınlarına karşı etkin mücadele verdik.Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında yaklaşık 5 bin işletmemize 32,8 milyar lira kredi kullandırdık. 496 milyar liralık kaynakla 570 bini aşkın ilave istihdamın önünü açacak olan Yeni GAP Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaştık.Mal ihracatçılarımıza yönelik destek bütçemizi 17,6 milyar liraya çıkardık.Aile Sosyal Destek Programı ile 1,2 milyondan fazla hanemize ulaştık, ihtiyaçları yerinde gözlemledik, ailelerimizin sıkıntılarını çözüme kavuşturduk.Millî otomobilimiz Togg’un üretiminde 47 bin adetin üstüne çıktık. Ülkemizin elektrikli araç pazarının lider markası olan Togg’umuzu inşallah dünyanın farklı yerlerindeki yollarda da göreceğiz. Ayder’imizin eşsiz doğal güzelliklerini muhafaza etmek için devreye aldığımız Ayder Yaylası Koruma ve Yenileme Projesi’ni tamamladık.81 ilimizdeki 130 DENEYAP teknoloji atölyemizde 35 bin öğrencimizi ücretsiz olarak teknoloji eğitimleriyle buluşturduk.Kırsal kalkınmayı 6 milyar liralık hibeyle destekledik. 42 ilimizde bulunan kırsal kalkınma hibe programımız IPARD’ı 81 vilayetimize yaydık.50 yapay zekâ, 60 havacılık ve uzay, 10 zekâ gücü atölyesi kurduk. Yerli ve millî haberleşme uydumuz Türksat 6A’nın üretimini tamamladık. Dünyada haberleşme uydusu üretebilen 11 ülkeden biri olduk.Kamu Merkezî Akaryakıt Taşıt Otomasyon Sistemi’yle yaklaşık 1 milyar lira tasarruf sağladık.Kalkınma ajansları aracılığıyla 643 projeye 2,4 milyar lira destek verdik, bölge kalkınma idareleri aracılığıyla 384 projeye 1,8 milyar TL finansman sunduk.97 ülkenin katılımı ile 142 askerî tatbikat gerçekleştirdik, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gücünü tüm dünyaya gösterdik.
Source: Hurriyet.com.tr
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “888 bin üreticiye 360 milyar TL hazine faiz destekli kredi kullandırdık”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından 2024 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, 50 yapay zekâ, 60 havacılık ve uzay ile 10 zekâ gücü atölyesi kurduklarını belirtti.
Türksat 6A”nın üretimini tamamladıklarını aktaran Erdoğan, dünyada haberleşme uydusu üretebilen 11 ülkeden biri olunduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı 105 helikopter, 27 uçak ve 14 İHA ile orman yangınlarına karşı etkin mücadele verildiğini de belirtti.
Mal ihracatçılarına yönelik destek
Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında yaklaşık 5 bin işletmeye 32,8 milyar lira kredi kullandırıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
496 milyar liralık kaynakla 570 bini aşkın ilave istihdamın önünü açacak olan Yeni GAP Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaştık. Mal ihracatçılarımıza yönelik destek bütçemizi 17,6 milyar liraya çıkardık.
Aile Sosyal Destek Programı ile 1,2 milyondan fazla hanemize ulaştık. İhtiyaçları yerinde gözlemledik, ailelerimizin sıkıntılarını çözüme kavuşturduk.
Milli otomobilimiz Togg”un üretiminde 47 bin adetin üstüne çıktık. Ülkemizin elektrikli araç pazarının lider markası olan Toggumuzu inşallah dünyanın farklı yerlerindeki yollarda da göreceğiz.”
“Kırsal kalkınmayı 6 milyar liralık hibeyle destekledik”
Erdoğan, Ayder Yaylası Koruma ve Yenileme Projesi”ni tamamladıklarını hatırlatarak, kırsal kalkınmayı 6 milyar TL”lik hibeyle desteklerini söyledi:
Ayderimizin eşsiz doğal güzelliklerini muhafaza etmek için devreye aldığımız Ayder Yaylası Koruma ve Yenileme Projesi”ni tamamladık. 81 ilimizdeki 130 DENEYAP teknoloji atölyemizde 35 bin öğrencimizi ücretsiz olarak teknoloji eğitimleriyle buluşturduk.
Kırsal kalkınmayı 6 milyar liralık hibeyle destekledik. 42 ilimizde bulunan kırsal kalkınma hibe programımız IPARD”ı 81 vilayetimize yaydık.”
“643 projeye 2,4 milyar lira destek verdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Merkezi Akaryakıt Taşıt Otomasyon Sistemi”yle yaklaşık 1 milyar lira tasarruf sağlandığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
“Kalkınma ajansları aracılığıyla 643 projeye 2,4 milyar lira destek verdik. Bölge kalkınma idareleri aracılığıyla 384 projeye 1,8 milyar TL finansman sunduk. 97 ülkenin katılımıyla 142 askeri tatbikat gerçekleştirdik, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gücünü tüm dünyaya gösterdik.
888 bin üreticiye yaklaşık 360 milyar TL tutarında hazine faiz destekli kredi kullandırdık. Böylece tarımsal üreticilere yönelik 76 milyar TL faiz desteği sağlamış olduk.”
“46,5 milyar liralık kaynağı vatandaşlarımıza aktardık”
Türkiye Aile Destek Programımız ile 46,5 milyar liralık bir kaynağı vatandaşlara aktardıklarını ifade eden Erdoğan şunları söyledi:
Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin 1″inci reaktör türbin tesisi montajını tamamladık. Türkiye”yi dünyanın nükleer güç sahibi ülkeleri arasına sokmakta kararlıyız.
Türkiye Aile Destek Programımız ile 46,5 milyar liralık bir kaynağı vatandaşlarımıza aktardık.
Bölgemizin ihracatında çarpan etkisi yapacak, Adana”mız ve Mersinimiz ile Akdeniz Bölgemizin tamamının kalkınmasına katkı sunacak Çukurova Uluslararası Havalimanımızın açılışını gerçekleştirdik.
FETÖ”ye karşı 4 bin 902, terör örgütü DEAŞ”a karşı 1399 operasyon icra ettik.”
Source: Dünya Gazetesi
Soykırımın teopolitiği
�srail”in Gazze halk�na uygulad��� soyk�r�m, bir yandan yapay zek�n�n giderek etkinli�ini art�rd��� bili�im �a��nda t�m bilimsel imk�nlardan yararlan�larak, di�er yandan da olduk�a ilkel bir teolojik motivasyonla i�lenen hibrit bir soyk�r�md�r.
G�khan Polat/ Yazar
Gazze”de olanlar bir�ok �ey i�in bir turnusol k���d�, baz� ger�eklerin y�z�m�ze �arpt��� bir test alan� oldu. En ba�ta insano�lunun �zerinde anla�abilece�i ve uygulayabilece�i ku�at�c� bir ortak ahlak�n, etik de�erlerin ve felsefesini bu de�erlerden alan kurallara dayal� bir sistemin olamayaca��n�, olsa da kolayl�kla yok edilebilece�ini g�sterdi. Dahas� �ok b�y�k bedellerden sonra ihdas edilmi� uluslararas� kurum ve kurulu�lar�n da ne kadar etkisiz oldu�unu, kendini t�m bu kurumlardan �st�nde g�ren devletlerin de onlar� kolayl�kla bypass edebilece�ini, hatta daha da ileri giderek a��k�a tehdit edebilece�ini de g�rm�� olduk. Uluslararas� Adalet Divan�”n�n �srail hakk�ndaki karar ve tavsiyelerine kar�� �srail”in ve onun destek�ilerinin meydan okumalar� veya ba�ta BM olmak �zere bir�ok kurum ve kurulu�un g�nl�k rutini haline gelen bar�� �a�r�lar�na, muhataplar� �srail ve destek�isi ABD taraf�ndan verilen “�l�mc�l” yan�tlar yaln�zca insanlar� de�il d�nyan�n gelece�i konusundaki umutlar� da �ld�r�yor. Baz� “ayk�r�” sesleri bir kenara koyarsak, “Bat�l� de�erler” kavram�n�n de�erden yoksun olup yaln�zca “Bat�l�”dan ibaret oldu�unu anlamak da bug�nlere k�smet oldu.
Uluslararas� sistem ve onun kurucu unsurlar� Gazze”de can �eki�edursun, mevzunun bir de toplumsal boyutu var. Gerek Bat�”da gerek Do�u”da meydanlarda, sokaklarda ve �niversitelerde genel olarak insan kitlelerini toplayan ve protesto hareketlerini motive eden �ey �srail”e yap�lanlar de�il �srail”in yapt�klar�d�r. Hamas”�n 7 Ekim eylemi bir�ok problem bar�nd�rsa da sald�r�ya dair bir�ok iddian�n tart��maya a��k olmas� ve daha da �nemlisi s�z konusu eyleme verilen yan�t�n a��r� orant�s�z ve topyek�n imhaya d�n��mesi protestolar�n do�ru konumland���n� g�stermekte. Her ne kadar bu protestolar ABD ve baz� Bat� devletlerinin korumas� alt�ndaki �srail”in katliamlar�n� durdurmaya yetmiyorsa da k�resel vicdan�n hen�z �lmedi�ini d���nmek i�in bir g�sterge olarak kabul edilebilir. Uluslararas� Adalet Divan�”n�n baz� �srailli yetkililer hakk�nda ��karm�� oldu�u tutuklama karar� ve bir�ok Bat�l� �lkenin bu s�re�te Filistin devletini tan�yarak soyk�r�ma direkt tepki koymas� da bu anlamda olduk�a �nemlidir. Ayn� �ekilde Uluslararas� Af �rg�t� ve �nsan Haklar� �zleme �rg�t� (HRW) gibi uluslararas� kurulu�lar�n �srail”in soyk�r�m uygulad���na y�nelik tespit ve de�erlendirmeleri de kayda de�erdir. T�m bunlar soyk�r�ma y�nelik tutumlarda madalyonun gelecek ad�na umut a��layan y�n�ne bakan taraf�. Ancak tekrar s�ylemek gerekirse, bunlar�n k���k bir eksi�i var; soyk�r�m� durdurmaya yetmiyor. Her g�n, hamile kad�nlar, yeni do�an bebekler ve �ocuklar d�hil onlarca insan, bombalardan veya yetersiz beslenme nedeniyle �lmeye devam ediyor. �srail”in sald�r�s�n�n ilk d�rt ay�nda �ld�r�len �ocuk say�s�, son d�rt y�lda d�nyadaki t�m �at��malarda �ld�r�len �ocuk say�s�ndan daha fazla. Aralar�nda sa�l�k �al��anlar�, yard�m g�revlileri ve gazetecilerin bulundu�u t�m �lenlerin b�y�k �o�unlu�u sivil. Binalar, hastaneler, mabetler, “g�venli ” olarak belirlenen kamplar aral�ks�z bombalan�yor. Bug�n Gazze”ye at�lan bomba miktar�n�n II. D�nya Sava��”nda at�lan toplam bomba miktar�ndan fazla oldu�u s�yleniyor. Bu bombalardan en az 600 adedi, 360 m uzakl�ktaki insanlar� �ld�rme, 800 m mesafedeki binalara da ciddi zararlar verebilme kapasitesine sahip son derece y�k�c� 2000 lb bombalardan olu�uyordu ve bunlar�n bir�o�u hastanelerin yak�n�na at�ld�. Nitekim Gazze”de sa�lam hastane de kalmad�. Yani �srail sadece do�rudan �ld�rm�yor ayn� zamanda yaralad��� insanlar�n tedaviye ula�malar�n� engelleyerek de �ld�r�yor. Benzer istatistiklere ve raporlara her yerde ula��labilir. Her g�n Gazze”deki katliam ve y�k�mlar hakk�nda say�s�z analiz ve haberle kar��la�mak m�mk�n. S�ylenmesi gereken her �ey s�ylendi, yaz�lmas� gereken her �ey yaz�ld�. Mevcut durum, bunlar�n bir�o�unu art�k g�rmezden gelecek kadar s�radanla�t�. Yine de b�y�k bir sorun var; soyk�r�m t�m h�z�yla devam ediyor…
�srail”in motivasyonu nedir?
Yukar�daki tablonun rasyonel gerek�elerle izah edilemeyece�i a��kt�r. Peki olduk�a “irrasyonel” olan bu katliam politikas�n�n h�z kesmeden devam ettirilmesini sa�layan motivasyon nedir? Bebeklerin kafalar�n�n kesilmesi gibi �arp�c� detaylar eklenerek efsanele�tirilmi� olan Hamas”�n 7 Ekim sald�r�s� t�m bunlar�n yap�lmas�na bir gerek�e sunuyor mu? T�m Bat�”n�n koro halinde tekrarlad��� ve �srail”in de a��k �ek olarak kulland��� “kendini savunma hakk�” t�m bu olanlar� a��klamaya yetiyor mu? 15 binden fazla �ocuk �ld�rmenin veya yerle�im yerlerinde tek bir sa�lam bina dahi b�rakmadan her �eyle birlikte t�m k�lt�rel miras� yok etmenin kendini savunmayla veya “�srail”in g�venli�i” ile ne ilgisi olabilir? �srail”in Gazze”den L�bnan”a, Yemen”den Suriye”ye uzanan katliamlar�na bunlar�n ikna edici bir gerek�e olu�turmad��� �ok a��k. �srail”in eylemlerine teknik olarak imk�n sa�layan olanak, ABD ve baz� Bat�l� �lkelerin �srail”i ko�ulsuz �arts�z desteklemesidir. Ancak bu durum �srail”in eylemlerinin gerek�esi de�ildir. Peki, �srail bu soyk�r�m hangi motivasyonla devam ettirmektedir?
Ku�kusuz yukar�daki sorunun tek bir cevab�n�n oldu�unu ve bu cevab�n her �eyi a��klayaca��n� s�ylemek m�mk�n de�ildir. Yolsuzluk davalar�yla m�cadele eden Netanyahu”nun bunu �rtbas etmek i�in sava�� s�rd�rd��� gibi olduk�a ki�isel a��klamalardan, t�m d�nyay� ilgilendiren k�resel ama�lar�n zikredildi�i mega anlat�lara kadar geni� bir spektrumda meseleyi ele alanlar var. �ne s�r�len pop�ler g�r��lerden biri de teolojik bir okumaya dayal�, �srail”in “vaat edilmi� topraklar” idealine ula�ma iste�ine y�nelik motivasyonlara sahip oldu�u iddias�. �srail”in politikalar�n� yaln�zca bu ideal �zerinden okumak ��phesiz do�ru da m�mk�n de de�ildir. �te yandan kimilerince imk�ns�z bir �topya olarak tan�mlanan “vaat edilmi� topraklar” idealine s�k� s�k�ya ba�l� olan fanatik Yahudilerin varl��� da ink�r edilemez. Ek olarak, olduk�a irrasyonel olan �srail”in mevcut politikas�n� yaln�zca rasyonel �er�evede a��klamaya �al��mak da beyhude bir �aba gibi g�r�nmektedir. Bu itibarla komplo teorilerinin tuza��na d��meden meselenin teolojik y�nlerinin alt�n� –tekrar- �izmek �nem ta��maktad�r.
“Vaat edilmi� topraklar” idealinin ger�ekle�me imk�n� ile ilgili tart��malara girmeden, �srail”in politikalar�nda teolojik bir damar oldu�unu ve bunun olduk�a belirgin ve belirleyici oldu�unu iddia etmek pek�l� m�mk�nd�r. Nitekim elimizdeki veriler buna imk�n tan�maktad�r. Bu meseleyi izah etmek i�in de anahtar kavram kanaatimizce “teopolitik” kavram�d�r. “Vaat edilmi� topraklar” ideali bunun yaln�zca m�temmim bir c�z�d�r. Dolay�s�yla bu ideal veya �topya hakk�ndaki tart��malar�n meseleyi g�lgelemesine izin vermeden problemi daha geni� bir �er�eveden ele almak gerekir. �ncelikle “teopolitik” kavram�ndan ne kastetti�imizi netle�tirmekte fayda var. Teopolitik, teolojik motivasyonlarla politika yapmakt�r. Ba�ka bir ifade ile politikay� y�nlendiren saikler, insani de�il tanr�sald�r. “Tanr�” ad�na veya “a�k�n bir g��” ad�na faaliyette bulunmakt�r. Dolay�s�yla �nsan iradesine dayal�, rasyonel akl�n ve modern siyasi kurallar�n y�nlendirmeleri ile de�il, “ilahi” oldu�una inan�lan otorite ad�na politika yapmak anlam�na gelir. Bu anlamda, dinin politikan�n emrine konu�land�r�ld���, yani dinin politikada me�rula�t�rma arac� olarak kullan�ld��� form�l�n tam tersi bir durum s�z konusudur. Burada iki �nemli husus vard�r. Birincisi “fail” tanr� veya a�k�n g�� oldu�u i�in insan arac� bir “nesne” konumundad�r ve ona bir “sorumluluk” vermez. �kincisi ve daha �nemlisi insan�n iradesiz bir nesne olmas� onun problem ��zme yeteneklerini elinden al�r. Zira inisiyatif alamad��� i�in yetkisi de yoktur. Yapabildi�i tek �ey “ilahi” mesajlar� ve i�aretleri do�ru okuyup anlamaya ve uygulamaya �al��makt�r. T�m bunlara ek olarak teopolitik bir perspektiften yorumlanan d�nya, siyah-beyaz �eklinde dikotomik bir bak�� a��s�na g�re tasnif edilir. Yani s�z konusu zihniyet, t�m d�nyay� “biz ve onlar” �eklinde alg�lar ve ara tonlar yoktur. Biz “iyi”yi, onlar ise “k�t�”y� temsil eder. �rne�in Netanyahu”nun s�kl�kla kulland��� ve ABD”li radikallerden a�ina oldu�umuz “axis of evil” (k�t�l�k/�er ekseni) ifadesi bu bak�� a��s�n�n bir yans�mas�d�r.
�srail”in teopoltik bir g�ndem takip etti�i iddias�n� birbirinin devam� olan iki noktaya dayand�rabiliriz. Birincisi �srail”in kurulu� felsefesi, ikincisi mevcut politikalarda kar��la�t���m�z teolojik ayr�nt�lard�r.
“Tanr�n�n krall���” d���ncesi
�srail Devleti”nin kurulu�una giden s�re�, k�kleri �ok daha eskilerde olmakla birlikte 19. y�zy�lda Avrupa”da antisemitizmin iyiden iyiye y�kselmesiyle ba�lar. Bu y�kseli�e paralel olarak “Siyonizm” �eklinde kavramsalla�t�r�lan Yahudi milliyet�ili�inin de y�kselmesi �srail devletinin kurulu�uyla sonu�lan�r. Ancak Siyonim yekpare bir ideoloji de�ildir. �rne�in Leo Strauss onu “k�lt�rel Siyonizm” ve “siyasal Siyonizm” �eklinde iki t�rl� g�r�r. Ona g�re Yahudi devletinin kurulu�unda �n plana ��kan, dini ��elerin tahakk�m� alt�ndaki k�lt�rel Siyonizmdir. Bu ise b�y�k bir problemdir. Kendi ifadesi ile aktaracak olursak: “…K�lt�rel Siyonizm”in ba�vurdu�u miras, k�lt�r ya da medeniyet terimleriyle, Yahudi halk�n�n dehas�n�n �zerk bir �r�n� olarak yorumlanmaya isyan etti. Bu k�lt�r ya da medeniyetin �z� Tevrat”ta yat�yordu ve Tevrat kendisini �srail taraf�ndan yarat�lm�� de�il, Tanr� taraf�ndan verilmi� olarak sunuyordu. B�ylece Yahudi sorununu tamamen insani yollarla ��zme giri�imleri ba�ar�s�zl�kla sonu�land�. �nsan taraf�ndan ba�lanmayan d���m insan taraf�ndan ��z�lemezdi.” Strauss”un son c�mlesindeki ifade olduk�a �arp�c�d�r. Zira tam da yukar�da tan�mlad���m�z “teopolitik” kavram�na kar��l�k gelmekte, insan iradesine herhangi bir inisiyatif hakk� tan�mamaktad�r. Strauss”un yakla��m�n�, Yahudi teopoliti�inin �nemli isimlerinden olan Martin Buber ile desteklememiz m�mk�nd�r. O, Yahudilerin devletlerini kurarken “tanr�n�n krall���” d���ncesinden hareket etmelerini de�erlendirir ve bunun �sraillilerin psikolojisinin somut bir par�as� olarak deneyimlendi�ini ifade eder. Buber, Yahudilerin kendilerini “Tanr�n�n ayr�cal�kl� krall���na” tabi k�larak, do�makta olan Yahudi halk�n�n tahakk�ms�zl��� ger�ekle�tirmenin yeni bir yolunu ortaya ��kard���n� �ne s�rer: T�m insanlar tamamen Tanr�n�n iradesine ba�l� oldu�unda, hi�bir insan yaln�zca insan iradesine ba�l� de�ildir. Sonu� olarak siyaset me�ru bir “dini” ifade bi�imi olarak anla��lm�� ve “teopolitik” d���nda hi�bir me�ru siyaset alan� kalmam��t�r. Buber”in ifadeleri ayr�ca Yahudili�in se�ilmi�lik doktrinine ve dolay�s�yla d��lay�c� do�as�na i�aret eder. Bu d���nce yap�s�, �srail”in hukuk tan�mazl���n� ve uluslararas� kurumlar� ciddiye almamas�n� a��klamada yard�mc� olabilir.
Ye�aya”n�n kehanetleri
�srail h�k�metinin g�ncel politikalar�na bakarak da temel iddiam�z� destekleyen bir�ok g�sterge bulabiliriz. Ku�kusuz insanlar�n bir eylemde bulunurken nas�l bir d���nceden ve hangi motivasyonlardan hareket ettiklerini tam olarak bilmek m�mk�n de�ildir. Ancak onlar�n eylemlerini de�erlendirmek ve analiz etmek m�mk�nd�r. Bu itibarla �srail Ba�bakan� Netanyahu”nun s�ylemlerine dikkat �ekerek iddiam�z� destekleyebiliriz. Herkesin g�z�ne �arpan ilk �ey, sek�ler bir isim olarak bilinen Netanyahu”n�n s�kl�kla medyaya da yans�yan dikotomik �slubu ve teoloji vurgulu s�ylemleridir. Netanyahu her �eyden �nce Gazze”yi i�gal ederken “Yahudi Krall���” ve vaat edilmi� topraklar� i�aret eden, “Ye�aya”n�n kehanetlerini ger�ekle�tirece�iz” diyerek yola ��km��t�r. Bu ifade olduk�a �arp�c�d�r ve hi�bir rasyonelitesi yoktur. Ancak onun belki de en dikkat �ekici ifadesi birka� defa kulland��� ve G�ney Afrika”n�n �srail aleyhine a�t��� soyk�r�m davas� dosyas�na da bir kan�t olarak giren “Amalek” kavram�d�r. Netanyahu”nun at�fta bulundu�u, Eski Ahid”de bir�ok yerde ge�en “Amalekliler” kavram�, Yahudi toplumunu tehdit eden varl�klar i�in kullan�l�r ve Yahudi gelene�inde k�t�l���n zirvesini temsil eder. “Milattan �nce 11. y�zy�l�n son �eyre�inde �srail devletinin kurulmas� �zerine, �srailo�ullar�”n� devaml� surette taciz ettikleri anla��lan Amaleklilerin tamamen ortadan kald�r�lmas�na karar verilmi� ve “erkekten kad�na, �ocuktan emzikte olana, �k�zden koyuna, deveden e�e�e kadar hepsinin hi� ay�rt edilmeksizin �ld�r�lmesi” �eklinde verilen bu karar�n, Rab Yahova”n�n emri oldu�una inan�lm��t�r (I. Samuel, 15/3). Netanyahu”nun bu yakla��m� Gazze”de �ld�r�len ve say�lar� 15 bini ge�en �ocuklar�n ac�mas�zca �ld�r�lme nedenini tamamen a��klar m� bilinmez. Ancak en az�ndan bundan duyulacak vicdan azab�n� engelleyecek bir dayanak sunar. Zira uygulanan �ey, “tanr�n�n emri”dir. Amalek kavram� ayn� zamanda soyk�r�mlardan klasik olarak g�zlemlenen muhatab�n� “insand���la�t�rma” eyleminin de teoloji kaynakl� arac� olarak kullan�lmaktad�r. Filistinliler Netanyahu ve ekibinin g�z�nde insan de�ildir. Dolay�s�yla onlara kar�� yap�lan herhangi bir eylemin ahlaki, vicdani veya hukuki sonucunun olamayaca��n� d���n�rler. Hatta insan olmayan “yarat�k”larla m�cadele ettikleri i�in gurur duymas� da muhtemeldir. Gazze”de herhangi bir �ekilde “sava� ko�ullar�” olarak adland�r�labilecek bir durumun olmad���n�, yaln�zca 363 kilometrekarelik Gazze �eridine s�k��t�r�lm�� insanlara durmaks�z�n bomba ya�d�r�ld���n� hat�rlatmakta fayda var. Yani �ld�r�len �ocuklar i�in hi�bir bahane veya rasyonel gerek�e yoktur.
G�ncel �rnekleri �o�altmak m�mk�nd�r. Bilhassa �srail h�k�met kabinesindeki baz� isimlerin, (�rne�in �tamar Ben-Gvir) birtak�m sivil �rg�tlerin ve din adamlar�n�n yakla��mlar� olduk�a belirgin bir �ekilde teolojik zeminden ilham ald�klar�n� g�stermektedir. (TRT taraf�ndan yap�lan “Holy Redemption” belgeseli bu konuda e�siz bir veri sunar.) �srail”in ABD”den ald��� ko�ulsuz deste�in de bu perspektiften de�erlendirilmesi m�mk�nd�r. Ku�kusuz buradaki iddiam�z �srail”in politikalar�n� tamamen a��klamaz. Ancak devam eden soyk�r�m politikas�n�n hi�bir rasyonel a��klamaya imk�n tan�mamas� ama izah edilme ihtiyac�n�n olmas� bizleri bu y�ne bakmaya sevk etmektedir. Sonu� olarak uygulanan soyk�r�m tamamen teolojik �er�evede olmasa da onun teolojiden beslendi�ini s�ylemek yanl�� olmayacakt�r. Yani burada uygulanan politika rasyonel bir politika de�il, bir teopolitikad�r. Yaz�n�n ba��nda zikretti�imiz “vaat edilmi� topraklar” idealinin imk�n�/imkans�zl��� veya hakk�ndaki spek�lasyonlar ise s�z�n� etti�imiz teopolitikan�n olmad��� anlam�na gelmeyece�i gibi onun bir par�as� olarak anla��lmal�d�r. Bu soyk�r�m, bir yandan yapay zek�n�n giderek etkinli�ini art�rd��� bili�im �a��nda t�m bilimsel imk�nlardan yararlan�larak di�er yandan da olduk�a ilkel bir teolojik motivasyonla i�lenen hibrit bir soyk�r�md�r.
Source: