Bayraktar TB3 SİHA”dan TCG Anadolu”ya başarılı 4 sorti
Baykar”dan yapılan açıklamaya göre, Bayraktar TB3 SİHA, önceki testlerinde olduğu gibi kısa pistli gemiden tam otonom kalkış-iniş testlerini de başarıyla tamamladı.
Bayraktar TB3 SİHA, test sırasında Saros Körfezi”nde seyreden TCG Anadolu gemisine 4 sorti gerçekleştirdi. Böylece TCG Anadolu gemisine 4 kez başarıyla kalkış-iniş yapan Bayraktar TB3, son sortisini ise gün batımında tamamladı.
Milli SİHA, kısa piste önceki testlerde olduğu gibi hiçbir iniş destek ekipmanı kullanmadan indi. Test sırasında Baykar tarafından geliştirilen yapay zeka algoritmaları da başarıyla görev yaptı. Tam otonom kalkış ve inişler, yapay zeka algoritmalarının desteğiyle gerçekleştirildi.
Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 1016 saat 42 dakika havada kaldı. Milli SİHA 20 Aralık 2023″te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde ise yere inmeden 32 saat havada kalarak gökyüzünde 5 bin 700 kilometre yol katetti.
Tarihe geçen ilk uçuş testini 19 Kasım 2024″te Muğla Aksaz açıklarında seyreden TCG Anadolu gemisinde başarılı bir şekilde tamamlayan milli SİHA”nın daha sonra 26 Kasım 2024″te gerçekleştirilen uçuş testleri de başarıyla yapıldı. Milli SİHA, bu kapsamda dünya havacılık tarihinde bir ilke imza attı.
Bayraktar TB3 SİHA, 25 Mart ve 27 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen atış testlerinde, ROKETSAN tarafından geliştirilen İHA-122 süpersonik füze ile deniz üzerindeki hedefleri tam isabetle vurdu.
Milli SİHA, 27 Mart”ta yapılan testte görüş hattı irtifasının altında gerçekleştirdiği atışla 6×6 metrelik perdeli hedefi başarıyla imha ederken, hedefi havadaki Bayraktar TB2 lazerle işaretledi. Bu testlerle birlikte iki SİHA”nın koordineli görev kabiliyeti de başarıyla sergilendi.
Bayraktar TB3 SİHA, 25 Haziran 2024″te Edirne”nin Keşan ilçesindeki Baykar Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta, 36 bin 310 feet irtifaya çıktığı Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, böylece kritik bir eşiği daha geçti.
Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA”ya ait bulunuyor.
Türkiye”nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi sağlayacak
Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez ASELSAN tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi.
Milli SİHA, katlanabilen kanat yapısının yanı sıra sahip olacağı kabiliyetler ile envantere girdiğinde sınıfındaki lider insansız hava aracı olacak.
Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif-gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek, Türkiye”nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi sağlayacak.
Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA AR-GE sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83″ünü ihracattan elde etti.
2023″te 1,8 milyar dolarlık ihracat yapan Baykar, Türkiye”deki tüm sektörlerde en fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 firma arasında yer aldı.
Dünya insansız hava aracı ihracat pazarının en büyük firması olan Baykar, 2024 yılında da küresel ölçekteki başarısını sürdürdü ve gelirlerinin yüzde 90″ını ihracattan elde ederek 1,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
İhracatın Şampiyonları Ödülü alan Baykar, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu.
2023″te sektör ihracatının üçte birini tek başına yapan Baykar, 2024″te de savunma ve havacılık sektörünün toplam ihracatının dörtte birini tek başına gerçekleştirerek Türkiye”yi küresel SİHA ihracat pazarında lider konuma taşıdı.
Dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi olan Baykar, Bayraktar TB2 SİHA için 34 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 11 ülkeyle ihracat anlaşması imzaladı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Bakan Şimşek: Program yolunda gidiyor
Şimşek, G20, IMF ve Dünya Bankası Bahar toplantıları kapsamında geldiği ABD”de, Atlantic Council tarafından düzenlenen etkinlikte, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmak için uyguladıkları programa değinen Şimşek, “Program yolunda gidiyor.” dedi.
Şimşek, uygulanmakta olan makroekonomik istikrar ve reform programının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek olduğunu vurgulayarak, bunun devam eden bir süreç olduğunu kaydetti.
”Enflasyonun merkez bankasının hedef bandı içinde kalması muhtemel”
Son dönemde yaşanan küresel dalgalanmaların, enflasyonu hem aşağı hem de yukarı çekebilecek faktörler barındırdığını belirten Şimşek, petrol fiyatlarındaki düşüşün ve sıkılaşan finansal koşulların enflasyonu aşağı çekebileceğini anlattı.
Bakan Şimşek, “Sonuç olarak, enflasyonun programın hedef bandı içinde kalması muhtemel” diye konuştu.
”Harcama disiplini sürdürülecek”
Bakan Şimşek, küresel ticaretteki belirsizliklerin büyümeyi ve dolayısıyla ihracatı olumsuz etkileyebileceğini kaydederek, ancak içeride sıkı finansal koşulların talebi baskılayarak ithalatı azaltabileceğini, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari açığın hedefin altında kalabileceğini ifade etti.
Şimşek, büyüme tarafında ise son gelişmelerin etkisiyle aşağı yönlü risklerin olduğunu aktardı.
Bu yıl önemli bir mali disiplin sürecine girdiklerinden bahseden Şimşek, harcama disiplininin sürdürüleceğini bildirdi.
“Hiçbir kriz boşa harcanmamalıdır”
Yapısal dönüşümü hızlandırmak istediklerine değinen Şimşek, “Küresel ekonomi politikalarındaki belirsizliğe karşı yanıtımız; ihtiyatlı, sorumlu ve sürdürülebilir makroekonomik politikalarımıza sadık kalmaktır” ifadelerini kullandı.
Şimşek, yapısal dönüşümün, dijital altyapı ve yapay zekaya hazırlığın yanı sıra petrol ve doğalgaz ithalatına bağımlılığı azaltacak yeşil dönüşüm yatırımlarını da içerdiğine işaret ederek, “Her zamanki gibi yapılacak çok iş var; hiçbir kriz boşa harcanmamalı” dedi.
“Türkiye, Batı yatırımlarını veya siparişlerini çekmek için iyi bir konumda olacaktır”
Küresel ticaretteki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Şimşek, “Küresel ticaretin parçalanması biz dahil kimse için iyi olmaz” yanıtını verdi.
Şimşek, küresel ticaretin parçalanmasının küresel büyüme üzerinde bir baskı yaratma riski olduğunu ancak Türkiye”yi dirençli kılan bazı faktörler bulunduğunu anlattı.
Bakan Şimşek, Türkiye”nin büyümesinin ağırlıklı olarak iç talep, yani yatırım ve tüketime dayandığını belirtti.
Ülkenin ticaretinin büyük ölçüde kurallara bağlı yürüdüğünü vurgulayan Şimşek, Avrupa Birliği ve çevre ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının, ihracatın yaklaşık üçte ikisini güvence altına aldığını söyledi.
Asya ülkelerinin ABD”nin tarifelerine nasıl karşılık vereceğinin belirsizlik yarattığını aktaran Şimşek, tarifelerdeki 90 günlük ertelemenin ardından aynı çizgide devam edilmesi halinde, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından en büyük riskin dolaylı etkiler olacağını kaydetti.
Asya ülkeleri dahil, ülkelerin üretim kapasitesini yok etmesinin çok nadir görülen bir durum olduğunu belirten Şimşek, Asya”nın elinde devasa bir ölçek olduğunu ve bunu Türkiye pazarına aktarma olasılığının yüksek olduğunu dile getirdi.
Şimşek, bu durumun bazı avantajlarının da olabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye, güçlü üretim kültürü ve kapasitesiyle bu alanda öne çıkan sayılı ülkelerden biri. Özellikle Batı ile ilişkiler bağlamında, Türkiye”nin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun giderek güçlendiğini gözlemliyoruz. Bu doğrultuda, doğrudan yabancı yatırımlarda artış görülebileceği gibi Asya’dan tedarik edilemeyen bazı siparişlerin Türkiye”ye kayması da mümkün. Bu da Türkiye”yi Batı”dan yatırım ve sipariş çekmek açısından stratejik bir konuma getiriyor. Aynı zamanda bazı Asyalı firmalar da bölgesel ihtiyaçları karşılamak amacıyla Türkiye”de üretim veya lojistik üssü kurma eğiliminde olabilir.”
“Uzun vadeli perspektifte Türkiye hala cazip bir ülke”
Şimşek, Türkiye”nin büyük bir ekonomi olduğunu ve son 20-25 yılda birçok gelişmekte olan piyasa ülkesinden daha iyi bir performans sergilediğini vurguladı.
Altyapı yatırımlarına dikkat çeken Şimşek, Türkiye”nin yapay zekaya hazırlık açısından gelişmekte olan ülkelerin önünde yer aldığını, ayrıca güçlü bir beşeri sermayeye sahip olduğunu ifade etti.
Şimşek, büyük resme bakılırsa Türkiye”nin nerede konumlandığının görüleceğine, ülkenin 54 serbest ticaret anlaşmasıyla güçlü bağlantılar kurduğuna işaret ederek, “Dolayısıyla endişelerin olması anlaşılabilir. Ancak yine de uzun vadeli bir perspektiften bakacak olursak zaman zaman ortaya çıkan bazı sorunlara rağmen Türkiye”nin hala cazip bir ülke olduğunu söyleyebilirim” değerlendirmesinde bulundu.
Uyguladıkları makroekonomik istikrar reform programında kaydedilen ilerlemeden de bahseden Şimşek, bunun da yatırım ortamını iyileştirmeye yardımcı olacağını söyledi.
AB ile savunma alanında işbirliği mesajı
Şimşek, AB”nin gelecek 4 yıl içinde 800 milyar euroluk savunma harcaması planını anımsatarak, Türkiye”nin bu güçlü ihtiyacı karşılayabilecek endüstriyel kapasite ve kabiliyete sahip sayılı ülke arasında yer aldığına dikkati çekti.
Dünya Bankası ile ilişkilere de değinen Şimşek, Dünya Bankası”nın Türkiye”ye olan taahhütlerini, 3 yıl içinde 17 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkardığını anımsattı.
Türkiye”nin öncelikleriyle Dünya Bankası”nın odağının mükemmel bir şekilde uyuştuğunu kaydeden Şimşek, yeşil dönüşüm, verimlilik ve dijital altyapı gibi konulara işaret etti.
Şimşek, finansmanın da önemli olduğunu ancak Dünya Bankası ile ilişkilerde teknik bilgi paylaşımını önemsediklerini ifade ederek, “Dünya Bankası ile çok iyi ilişkilerimiz olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Source: Dünya Gazetesi
Türkiye”nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi sağlayacak! Bayraktar TB3 SİHA”dan büyük başarı
Dünya havacılık tarihinde kısa pistli gemiden kalkış-iniş yapan ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) olan Bayraktar TB3, kısa pistli gemiden tam otonom kalkış-iniş testleri kapsamında Saros Körfezi”nde seyreden TCG Anadolu gemisine başarılı 4 sorti gerçekleştirdi.Baykar”dan yapılan açıklamaya göre, Bayraktar TB3 SİHA, önceki testlerinde olduğu gibi kısa pistli gemiden tam otonom kalkış-iniş testlerini de başarıyla tamamladı.Bayraktar TB3 SİHA, test sırasında Saros Körfezi”nde seyreden TCG Anadolu gemisine 4 sorti gerçekleştirdi. Böylece TCG Anadolu gemisine 4 kez başarıyla kalkış-iniş yapan Bayraktar TB3, son sortisini ise gün batımında tamamladı.Milli SİHA, kısa piste önceki testlerde olduğu gibi hiçbir iniş destek ekipmanı kullanmadan indi. Test sırasında Baykar tarafından geliştirilen yapay zeka algoritmaları da başarıyla görev yaptı. Tam otonom kalkış ve inişler, yapay zeka algoritmalarının desteğiyle gerçekleştirildi.Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 1016 saat 42 dakika havada kaldı. Milli SİHA 20 Aralık 2023″te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde ise yere inmeden 32 saat havada kalarak gökyüzünde 5 bin 700 kilometre yol katetti. Tarihe geçen ilk uçuş testini 19 Kasım 2024″te Muğla Aksaz açıklarında seyreden TCG Anadolu gemisinde başarılı bir şekilde tamamlayan milli SİHA”nın daha sonra 26 Kasım 2024″te gerçekleştirilen uçuş testleri de başarıyla yapıldı. Milli SİHA, bu kapsamda dünya havacılık tarihinde bir ilke imza attı.Bayraktar TB3 SİHA, 25 Mart ve 27 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen atış testlerinde, ROKETSAN tarafından geliştirilen İHA-122 süpersonik füze ile deniz üzerindeki hedefleri tam isabetle vurdu.Milli SİHA, 27 Mart”ta yapılan testte görüş hattı irtifasının altında gerçekleştirdiği atışla 6×6 metrelik perdeli hedefi başarıyla imha ederken, hedefi havadaki Bayraktar TB2 lazerle işaretledi. Bu testlerle birlikte iki SİHA”nın koordineli görev kabiliyeti de başarıyla sergilendi.Bayraktar TB3 SİHA, 25 Haziran 2024″te Edirne”nin Keşan ilçesindeki Baykar Uçuş Eğitim ve Test Merkezi”nde gerçekleştirilen uçuşta, 36 bin 310 feet irtifaya çıktığı Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, böylece kritik bir eşiği daha geçti.Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA”ya ait bulunuyor.- TÜRKİYE”NİN CAYDIRICI GÜCÜNDE ÇARPAN ETKİSİ SAĞLAYACAKBayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez ASELSAN tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi.Milli SİHA, katlanabilen kanat yapısının yanı sıra sahip olacağı kabiliyetler ile envantere girdiğinde sınıfındaki lider insansız hava aracı olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif-gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek, Türkiye”nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi sağlayacak.Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA AR-GE sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83″ünü ihracattan elde etti. 2023″te 1,8 milyar dolarlık ihracat yapan Baykar, Türkiye”deki tüm sektörlerde en fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 firma arasında yer aldı. Dünya insansız hava aracı ihracat pazarının en büyük firması olan Baykar, 2024 yılında da küresel ölçekteki başarısını sürdürdü ve gelirlerinin yüzde 90″ını ihracattan elde ederek 1,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.İhracatın Şampiyonları Ödülü alan Baykar, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. 2023″te sektör ihracatının üçte birini tek başına yapan Baykar, 2024″te de savunma ve havacılık sektörünün toplam ihracatının dörtte birini tek başına gerçekleştirerek Türkiye”yi küresel SİHA ihracat pazarında lider konuma taşıdı. Dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi olan Baykar, Bayraktar TB2 SİHA için 34 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 11 ülkeyle ihracat anlaşması imzaladı.Bayraktar TB2″den dünyada bir ilk”Devamı gelecek” diyerek duyurduBaşarılı bir şekilde gerçekleştirildi
Source: Www.star.com.tr
Sibel Eraslan yazdı: Yapay zeka çağında coşku tek başına yeterli mi?
Tüm üniversitelerimizde, kamu kurumlarında, özel sektörün özellikle üretim kısımlarında ciddi şekilde ele alınan bir konu: Yapay zeka! Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir komisyonu bile kuruldu, gelecekle ilgili öngörülerin hepsinde yapay zeka çağı mevcut…Günlük kullanımımızda ve pek çok işimizi kolaylaştırmakta olan yapay zekanın, “”insanın yerine geçmesi”” konusu asıl tartışılması gereken kısmı, nasıl geçecek, sınırları ne olacak, küresel normatif bir sistem kurulacak mı? Tüm bu sorular cevap bekleyedursun, dünya yapay zeka fikrini 1980 sonrasından itibaren satın almış, hatta tüketmek durumunda…Yapay zeka ile ilgili çalışmaları bulunan otoritelerin genel kanısı; yakın bir zaman içinde farklı sektörlerde çalışan orta kademlerin (gerçek insanların) peyderpey yok olacağıyla ilgili… Yapay zekanın insan emeği üzerine bu genel ve yok sayıcı etkisi, geçen yüzyılın en kudretli ekonomi-politik görüşlerinden Marksist teoriye göre kıyasıya eleştirilen emekçi-ürün yabancılaşmasının fevkalade üstünde bir emek sömürüsü ve yabancılaşma demek, hatta emekçiyi tamamen ortadan kaldıran yeni bir dönem demek!Bu konuda en önemli eleştirilerden birisi, oluşacak yeni sınıfsal sistemle ilgilidir. Yapay zekanın çok güçlü bir teknoloji imkanı olarak parasal anlamda seçkin bir zümrenin eliyle yönetilmesi konusu ciddi bir handikaptır. Bu adeta bir teknolojik vassallık sistemi kurulması anlamındadır. Özellikle savaş sanayi, küresel sağlık sınırlamaları ve genetik çalışmalarda bu yüksek teknolojiyi elinde bulunduranlar, bulundurmayanlara karşı adaletsiz bir üstünlük sahibi olacaklardır… Nitekim dünyaca ünlü bazı özel şirketlerin (Elon Musk ve Tesla gibi) müthiş bir gücün sahibi oldukları ortada. Sosyal medyadan takip ettiğim Boston Dynamics adlı kuruluşun her gün biraz daha gelişen askeri robotları, en kısa zamanda tüyler ürpertici birer ölüm makinası olarak iş görebilir pekala…Yapay zeka etiği üzerinde zihin yoranların diğer üzerinde durduğu konu ise, karar alma süreçlerinden dışlanacak insan meselesidir… İnsanı yeryüzünde diğer varlıklardan üstün kılan özelliği irade sahibi olmasıdır, karar verme yetisiyle hareket etme kabiliyetine sahip olmasıdır. Fakat yapay zeka o kadar profesyonel bir çalışma ağı kurabilir ki; burada insana gerek bile kalmayabilir. İstişare, müzakere, farklı fikirlerin çatışması/ yarışması gibi çoğulcu üretkenlikler ortadan kalkabilir… Hatta meta-verse (sanal evren) düzeyinde söyleyecek olursak, burada makinalar tarafından yeni bir gerçeklik düzeyi üretilirken, insanın kurucu manada devre dışı bırakılması söz konusu dahi olacaktır, kendimizi “Matrix” filminin içinde dahi bulabiliriz ki bunun en feci sonucu; insanın özne olmaktan çıkıp nesneleşmesidir.Yapay zeka çağında iş imkanını kaybedecekler arasında sadece orta kademe çalışanlar yok! Muhasebecilerin, bankacıların, istatistikçilerin, mühendislerin, sayı ile ilgili olarak uğraş verenlerin işleri evet buharlaşacak ama uzmanların dediğine göre; öğretmenler, psikologlar, yargıçlar, avukatlar, hatta sanatçılar bile yapay zeka tehdidi altında olacak gelecekte…Öyle gözüküyor ki, yapay zekanın hayatımızda daha fazla yer alışıyla birlikte başka bir hiyerarşi ve kariyer sistemi kurulacak.Tabii tüm bu köklü değişimlerin içinde, bilim felsefesi yapanların dediklerine göre; en büyük darbeyi emek ve emeğin değeri alacak. Dikkat ederseniz, emeğin değeri son yüzyıldır giderek azalmaktadır, daralmaktadır… Bilgi, güç, kapital bu son yüzyıllık süreçte emeğe nazaran çok daha fazla öne geçtiler. Emeğin daha da değersizleşeceği günleri de getireceğe benziyor yapay zeka çağı!Bir başka mesele de pandemi döneminde küresel olarak tecrübe ettiğimiz dispozitif düzeydir. Yani insanların gönüllü olarak kabullendiği sınırlanmalardır bunlar. Pandemide nasıl ki pasaportlarımız, biletlerimiz, kapılardan geçişlerimiz, sokağa çıkma yasakları, aşı kontrollerine bağlandıysa ve biz bunu nasıl da kısa sürede normalleştirmiş isek, yapay zekanın otoritesini de bir dispozitif olarak kabullenen ve hatta normalleştiren yeni nesiller gelecektir… Dispozitif, otoriteryen bir rejimdir ve yöresel değildir, kısmi değildir, geneldir, küreseldir, bunu kabul etmeyen de ya hastadır, ya delidir, ya düşmandır!Peki ne yapalım? Elimizdeki telefonlardan başlayarak atıp yok mu farz edelim yapay zekayı? Çağ dönüşümlerinin önünde durmanın imkanı yoktur. Ve fakat çağın yeni dinamiklerinin hukuk ve etik (ahlak) sisteme dayalı olarak kurgulanması gerekir. İnsanların insan olma ayrıcalığını, değerini fark edebilmesi gerekir. İnsanın kendine ve diğer insana saygıyı öğrenmesi gerekir.
Source: Sibel Eraslan