“Yerel Gelişmeler – CHP’nin Yükselişi, Yenilenebilir Enerji Adımları ve Liberya ile İşbirliği”

CHP kitleyi katlıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri zindanlarına atılmasının ardından genel başkan Özgür Özel, miting serisine Samsun’dan başladı. Mitingi izlemek için yola çıktığımızda, kafamızda bazı soru işaretleri vardı. Samsun’dan şu net olarak görünüyor ki CHP kitlesinin dışında bir rüzgarı arkasına almış. Meydanların ilgisi Ekrem İmamoğlu’na, Özgür Özel’e… Öyle ki İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olacağına atkı üreticileri de ikna olmuş. Üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu ve İmamoğlu’nun fotoğraflarının yer aldığı atkılar meydanda halka satılıyordu. Samsun’da havanın yağmurlu olması bekleniyordu. Nasıl olacaktı miting? Katılım ne düzeyde kalır, kitle coşkulu olur mu? Bu sorular kafamızda, Cumhuriyet Meydanı’na iki saat önce vardık. Dijital medyadan, sosyal medyadan ve yerel medyanın internet sitelerinden CHP’nin yakın zamanda Samsun’da yaptığı mitinglere baktık. Özel, otobüsün üzerine çıkmadan önce meydanı ve çevresini bir kez turladık. Her yönden eline Türk bayrağını alan alana geliyordu. Bir tur daha attık, gelenler artıyordu. Şunu söyleyelim, bu düzeyde katılımı herhalde bekleyen azdı. Özel’in konuşmaya başlamasıyla yağmur da başladı, ara ara zayıfladı, sonra bindirdi. Buna karşın meydandakilerin yalnızca bir kısmı sonlara doğru ayrılmaya başladı. Cumhuriyet Meydanı çok geniş. Ancak kademeli geniş. “Güvenlik önlemleri” için bariyerlerle alan iki katman şeklinde çevrilmiş. Önce en dıştaki katman, sonra 5 metre ara bir katman daha bariyer. Halkın önemli bir kısmı ikinci katmanın da dışında, kaldırımlarda kaldı. Ancak meydana gelenlerin bir kısmı ayrılan bölümün içine girebildi. Neyse ki Özel, durumu gördü ve dışarıda kalan kitleye hitap etti, onları da mitinge dahil etti. Özel konuşurken biz yine meydanı içeriden ve dışarıdan turladık. Tespitimizi netleştirdik: Miting katılım açısından başarılıydı. Bir sorun vardı. Özel’in sesi tam karşısındaki kitleye zayıf ulaşıyordu. Arkalara da ses sistemi konsaydı sorun çözümlenebilirdi. GENÇLER MEYDANDA Bariyerlerin ve yağmurun da yardımıyla çok sayıda insan binaların yağmur almayan bölümlerine sığınarak Özel’i dinledi. Katılanların siyasal aidiyetlerini kestirmeye çalıştık. Bizce yarısı CHP’nin klasik seçmeninden oluşuyordu. Ancak olumlu bir gözlem; daha önce görmediğimiz sayıda genç, hatta liseliler vardı. Sohbet ettiklerimizden gözlemlediğimiz, bir kitle AKP’den kopmuş ve meydana kadar gelmiş. Bir o kadarı da Özel’i dinlemeye, “ne oluyor” onu öğrenmeye gelmiş. CHP’ye dikkat kesilenlerde artış olduğu kesin. Ekonomik sorunlar bir türlü bitmeyince, canı yanan AKP ve ortaklarını terk ediyor. Bu açık. Mağdurluğunu ön plana çıkararak, bunun propagandasını yaparak iktidara gelen ve 23 yıldır bu yöntemle kalan AKP’nin yarattığı iki mağdur var. Birisi halk, diğeri Erdoğan’a rakip olan CHP kadroları. Mağduriyet ortaklığı daha anlaşılır, daha net bir şekilde sokağa anlatılmalı. Halk mesajı almaya 20 yıldır hiç bu kadar hazır olmamıştı.Son dönemde dikkatimizi çeken bir durum Samsun’da yinelendi. Türkiye’de Atatürkçülük ve milliyetçilik konusunda ciddi bir yükseliş var, anketlere de yansıyor. Meydanlarda en ufak bir kıvılcım yetiyor, hemen “Mustafa Kemalin askerleriyiz” sloganı yükseliyor. KIŞKIRTMALARA DİKKAT Bir noktaya dikkat çekmek gerek. CHP’nin bu mitinglerinden rahatsızlık duyan yalnızca AKP ve MHP’nin siyasi liderilkleri değil. Yüzünü bandanalarla kapatmış bir kişi bisikletle meydana girenlerin arasında “Çırpınırdı Kardeniz” türküsünü ve mehter marşlarını çalarak dolaşıyordu. Katılımcılardan ilgilenmemesi sorun çıkmasını engelledi. Mitinglerin başka kentlerde de süreceği düşünülürse parti örgütlerinin ve emniyetin daha dikkatli olmasında yarar var. CHP’nin anketlere yansıyan oy artışı, meydana biraz daha fazla olarak yansıyor. Bu ilerde anketlere de yansıyabilir. Meydanlardan, siyasal ve kitle iletişimi konusunda başlayan yeni süreç iyi başlamış gibi. Ancak yüz yüze ve birebir iletişimi geliştirmek, AKP’nin kitlediği kitleyi açmak da gerek… Çünkü hâlâ, dünyayı ve ülkeyi tek kanaldan duyarak yaşayan bir kesim var.

Source: Sertaç Eş


Londra neden şemsiyenin başkenti diye anılıyor?

Dünya genelinde yağmurlu hava denince akla ilk gelen şehirlerden biri hiç kuşkusuz Londra’dır. Filmlerde, dizilerde ya da kitaplarda geçen Londra sahneleri çoğu zaman gri bir gökyüzü ve elde bir şemsiye ile canlandırılır. Peki, gerçekten Londra bu kadar çok yağmur alıyor mu? Yoksa bu durum bir şehir efsanesinden mi ibaret? LONDRA VE YAĞMUR: BİR ŞEHİR EFSANESİ Mİ, GERÇEK Mİ? İngiltere nin başkenti olan Londra’nın iklimi okyanusal iklimdir. Bu da yıl boyunca sık sık yağmur geçişlerine ve değişken hava koşullarına yol açar. Ancak sanılanın aksine, Londra sürekli şiddetli yağış alan bir şehir değildir. Yağmur genellikle hafif, ince ince ve kısa sürelidir. Öyle ki bazı yıllarda İstanbul ya da Roma gibi Akdeniz kentleri bile Londra’dan daha fazla yağış alabiliyor. Ama Londra’nın havası sürprizlere açık olduğu için, şehirde yaşayanlar ya da ziyaret edenler yanlarında mutlaka bir şemsiye bulundurmayı tercih ediyor. ŞEMSİYENİN TARİHSEL YOLCULUĞU: MODADAN GÜNLÜK KULLANIMA Şemsiye aslında yalnızca yağmurdan korunmak için icat edilmiş bir araç değildir. Antik çağlarda, özellikle Mezopotamya, Mısır ve Çin’de güneşten korunmak için kullanılan lüks bir aksesuardı. O dönemde sadece zenginler ve soylular şemsiye taşıyabiliyordu. Ancak 18. yüzyıldan itibaren şemsiye, Avrupa’da daha yaygın hale geldi. Bu değişim, hem toplumdaki sınıf farklılıklarının azalmasıyla hem de pratik ihtiyaçların artmasıyla hız kazandı. İngiltere de şemsiyeyi sokakta ilk kez bir erkek olarak kullanan kişi Jonas Hanway oldu. LONDRA’DA ŞEMSİYE KÜLTÜRÜ: MODANIN YAĞMURLA BULUŞMASI Londra’da şemsiye sadece bir korunma aracı değil, aynı zamanda bir moda ifadesidir. Oxford Street’te ya da Camden Town’da dolaşırken birbirinden renkli ve farklı tasarımlardaki şemsiyeleri görmek mümkün. Özellikle klasik İngiliz tarzı, siyah ya da lacivert büyük şemsiyeler şehrin sembollerinden biri haline gelmiştir. Birçok Londralı için şemsiye, ceket gibi günlük kombinlerin bir parçasıdır. Hatta bazı lüks markalar özel koleksiyonlarında şemsiyelere yer verir. Bu durum, şemsiyenin Londra kültüründeki yerini daha da pekiştirir. Turistler de şehirden hatıra olarak üzerinde London yazan veya Big Ben, kırmızı otobüs gibi simgelerin bulunduğu şemsiyeler satın almayı tercih eder. YAĞMUR ALTINDA LONDRA: ROMANTİZMİN VE MELANKOLİNİN ŞEHRİ Londra’nın gri havası, ince ince yağan yağmurları ve sisli sabahları birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Edebiyat dünyasında Charles Dickens’ın romanlarından, sinema dünyasında Notting Hill ya da Sherlock Holmes gibi yapımlara kadar pek çok eserde yağmurlu Londra sokakları başroldedir. Şemsiyenin bu şehirle özdeşleşmesi, biraz da bu sanatsal tasvirlerin etkisindedir. Yağmurun altında yürüyen âşıklar, taksi bekleyen insanlar ya da Thames Nehri kenarında sessizce yürüyen bir adam figürü, hep elinde bir şemsiye ile çizilir. Bu imgeler zamanla Londra’nın karakteristik bir parçasına dönüşmüştür. İKLİM GERÇEKLERİ: LONDRA’DA HAVA DURUMU NASILDIR? Resmi verilere göre Londra yılda ortalama 110-130 gün yağış alır. Ancak bu yağışların çoğu hafif ve kısa sürelidir. Toplam yağış miktarı ise Avrupa ortalamasına göre oldukça ılımandır. Almanya’nın bazı kentleri ya da Hollanda, İngiltere’den daha fazla yağış alabilir. Ama Londra’daki hava genellikle bulutlu olduğu için insanlar güneşli günleri nadir bir lüks olarak görür. Bu sürekli kapalı hava durumu, insanların zihninde Londra’yı yağmurlu şehir olarak kodlamıştır. Bu da şemsiyenin günlük hayatta daha görünür olmasına ve şehirle özdeşleşmesine neden olmuştur. Kaynak: Londonist, Bucklesbury, Quora

Source: Habertürk


İçim Süt”ten yenilenebilir enerji hamlesi

Türkiye’deki toplam 6 fabrikasını yenilenebilir enerji yatırımları kapsamına alan Président ve Masterini markalarını da bünyesinde bulunduran Fransız Grup Lactalis’e bağlı İçim Süt, karbon ayak izini 2050’de sıfırlayacak yenilenebilir enerji atılımının ilk adımını İzmir Tire’de attı. Tire fabrikasında yeni yatırımlarını anlatan İçim Süt CEO’su Ali Sözen, “Tire fabrikamızda devreye aldığımız güneş enerji santraliyle geniş kapsamlı yenilenebilir enerji yatırımları hamlesini başlatmanın heyecanını yaşıyoruz. Fabrikalarımızdaki yatırımlarımızı tamamladığımızda, şebekeden aldığımız elektriğin yaklaşık yüzde 40’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamış olacağız. Önümüzdeki dönemde sadece fabrikalarımızda değil, fabrikalarımızın dışındaki sahalarda da güneş panelleri ve rüzgar türbini kurarak enerji dönüşümümüzü daha da ileriye taşıyacağız. Bu yatırımlarımızın tüm fazları tamamlandığında yılda 80 bin MWh yenilenebilir enerji üretmeyi hedefliyoruz. Böylece şebekeden aldığımız elektriğin tamamını yeşil enerji kaynaklarından sağlamış olacağız” dedi. Tire’deki fabrikaya kurulan güneş panelleriyle ilgili de bilgi veren Sözen, Buradaki 2,3 MWp kurulu güce sahip güneş enerji santralinde yaklaşık 4 bin adet yeni nesil, yüksek verimli çatı tipi panel bulunuyor. Yılda 2 bin 835 MWh elektrik enerjisi üretecek olan santral ile aynı zamanda yılda 1500 ton karbon emisyonu azaltılmış olacak açıklamasında bulundu. CİRO BAZINDA YÜZDE 9,5 İLE PAZAR LİDERİYİZ” Avrupa’da özellikle Almanya ve İspanya’ya ihracatın daha çok olduğunu belirten Sözen, şunları söyledi: Her yıl 20 milyon Euro yatırım yapıyoruz. Yılda 20 milyon doların üzerinde ise ihracatımız var. Yakında Almanya’da İçim markalı yoğurt üretmeye başlayacağız. Böylelikle İçim markamızı Avrupa da daha yaygın hale getireceğiz. İspanya’da markamız President’le aktifiz. Balkan ülkelerine ciddi ihracatımız var. Türkiye’de de ihracatımız devam ediyor. Burada dağıtım ağımızı büyüttük. Geçtiğimiz yıllarda ciddi depo yatırımları yaptık. 90 binden fazla noktaya şu anda ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Süt ve süt ürünü olarak en çok haneye giren markayız. Türkiye nin içerisinde toplam pazar payımız ciro bazında yaklaşık yüzde 9,5. Bu da pazarda bizi lider yapıyor

Source: Habertürk


Liberya Türkiye”ye havalimanı işletme teklifinde bulundu

Türkiye”nin havalimanı işletmeciliği konusundaki deneyimlerinden faydalanmak isteyen Liberya, bir işbirliği teklifinde bulundu. Teklifin detaylarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya Havalimanı”ndan CNN Türk canlı yayında yaptığı açıklamada duyurdu. Uraloğlu, İstanbul Havalimanına ilişkin yeni projeyi duyurdu “İstanbul Havalimanına aynı anda 3 uçak inip kalkabilecek” diye konuştu.Bakan Uraloğlu, Akdeniz bölgesinde ulaşım ve turizme büyük katkı sağlayacak projeyi anlattı. Antalya- Alanya arasındaki seyahat süresinin 1 saate düşeceğini duyurdu. “Antalya- Alanya otoyolu inşaatına başladık” diyen Uraloğlu, daha hızlı ve etkin bir ulaşım ağı, bölgenin ekonomik ve sosyal yaşamına büyük katkılar sağlayacağını kaydetti.”İSTANBUL HAVALİMANI İÇİN HEDEFİMİZ 200 MİLYON YOLCU”Bakan Uraloğlu konuşmasına şöyle devam etti: Türkiye”de turizm anlamında çok güzel gelişmeler var. Ulaştırma sektöründe gelişmeler var. Antalya Havalimanı turizmin başkenti olan Antalyamız, havalimanımız da destinasyonumuz. 35 milyon kişilik terminal kapasitesi vardı geçen yılı 39 milyon kişiyle kapattık. İç ve dış hatlar terminali yapılması gerekiyordu, terminalleri yaptık. 35 milyon olan kapasiteyi 82 milyona çıkardık. İstanbul Havalimanı”nın kapasitesi 90 milyondur, hedefimiz 200 milyondur, burası da en büyük kapasiteye sahip ikinci havalimanı oldu. Tören yoğunluğu var, Salı günü kullanılacak.Kendimizden ölçelim, birkaç saatlik uçuş mesafesi, bazen daha da fazla ABD, Çin vs… O uçuş sizi yormaz da sizin havalimanındaki pasaport kontrol, valiz bekleme, check-in işlemleri vs… bunlara çok tahammül edemeyiz. Havalimanında ortamlar güzelse keyifli vakit geçiririz. İnsanlar 2-3-4 saat seyahatten sonra gelip buralarda istemedikleri takdirde zaman geçirmelerini istemiyoruz. Otellerine vs… gitsinler istiyoruz. “30 YIL GİBİ PERİYOTTA HİÇBİR KAPASİTE PROBLEMİMİZİ OLMAYACAK” İç hatlarda 37 bin metrekareden 75 bin metrekareye, dış hatlarda 90 binden 224 bin metrekareye kapasiteyi çıkardık. Bir devlet konukevi yaptık. Dünyanın her tarafından gelen üst düzey misafirleri konukevinde ağırladık. VIP çıkışının orada konukevi. Bu sadece iç mekanları rahatlatmak değil, son zamanlarda yapılan binalar akıllı binalar, otomasyon, ısı yönetimi var. Gelen misafirlerin hızlı şekilde giriş çıkışlarını sağlamak için 1960 olan araç parkını 7200″e çıkardık.Deniz limanından akaryakıt ikmali için yıllık 60 bin tanker havalimanına geliyordu, 29 km”lik boru hattıyla kaldırdık, havalimanına tanker trafiği yok. Güvenlik ve egzoz emisyonu açısından önemli. Bu sene 40 milyonu Antalya geçecek. 2030″lara kadar 45 milyonu geçeceğini öngörüyoruz. 30 yıl gibi periyotta hiçbir kapasite problemimizin olmadığını söyleyebilirim. Geçen yıl 20 milyon turist sayısıyla Antalya sezonu kapattı. LİBERYA”DAN TÜRKİYE”YE HAVALİMANI İŞLETMESİ TALEBİ Akşamki yemekte aynı masada Liberya dışişleri bakanı vardı. Bizden ülkesindeki havalimanlarını işletmemizi istiyor. Gerekli iletişim bilgilerini verdik. Kesinlikle sıcak bakıyoruz. Yemeğin devamında Cumhurbaşkanımıza gitti, bu konudan bahsetti. Ekip göndereceğiz, işletilmesi, genişletilmesi konusunda katkı sağlayacağız. Bu bir anlık gelişen bir durumdu. Benzer şekilde talepler geliyor. THY uçuşunu istiyorlar.Türk müteahhitlik sektörünün dünyadaki en büyük 40 müteahhitin olması, son zamanlarda büyük yapılar yapmış olmamızdan dolayı ulaştırma alanında ve işletilmesinde ciddi talep var. Madagaskar lütfen buyurun diyor. Oraya gidip para kazanma değil, ilişkileri de geliştiriyorsunuz. HAVA KAMPÜSLERİ Hava kampüsleri diyoruz. Serbest iniş ve kalkışların yapılabileceği kampüsler olacak. Özel jetler, eğitim uçakları, acil durumda müdahale uçaklarının kullanacağı kampüsler olacak. 9 civarında noktada düşünüyoruz. Antalya ve Niğde”yi düşünüyoruz ilk etapta. Akdeniz yangın riskinin yüksek olduğu yerlerden biri. Yoğun hava aracı kullandığımız dönemlerde hava trafiği etkileniyor. Alternatif kampüs kurarsak mevcut hava trafiğini etkilememiş oluruz diye düşünüyoruz. Önümüzdeki sene bu konuda adım atmış oluruz. ANTALYA-ALANYA ARASI 1 SAATE DÜŞÜYOR Ercan Havalimanı”nın 10 milyon kapasitesi vardır. Serbestlik olmadı yaptırımlardan dolayı. Antalya”ya biraz önce gelip havalimanında çok beklememelerini istediğimizi söyledik. Alanya”ya gidilecekse 3-4 saatte gidiliyor. Antalya-Alanya otoyolunun inşaatına başladık 1 saatte gidilecek. Kemer tarafından gidilirken trafik yoğunluğu olan kavşakları köprülü kavşaklara çeviriyoruz. Kuzeye doğru açılan bölünmüş yolları bitirmiştik. Konya-Antalya arasında Demirkapı Tüneli”ni bitirmiştik. Karayolu halen kapıdan kapıya ulaşım sağlayan tek ulaşım modu ve kıymetli. Onu da bütünleştirici anlamda yatırım yapmaya devam ediyoruz. “İSTANBUL HAVALİMANI”NA 3 UÇAK AYNI ANDA İNİP KALKACAK” Şu anda İGA”ya dünyadan 110 civarında farklı uçak firması seyahat ediyor. ABD dışına çok da gitmiyor. Onların kendi iç pazarları var, dışarıya pek gitmiyorlar. İstanbul Havalimanı 90 milyon kapasiteli, 80 milyonla geçen yılı kapattık. Hedefimiz 200 milyon, bunu yakalamak için orada çokça piste ihtiyacımız var. Kuzey güney aksında pist var, doğu batı aksındaki pist yapılıyor bitecek. Pistlerimizi 5″e çıkaracağız. Altyapı yatırımları pahalı ve maksimum şekilde kullanmamız lazım. 3 pist var İGA”da şu an ikisine aynı anda uçak inip kalkıyor. ABD”den sonra dünyada ilk defa 17 Nisan”dan itibaren 3″lü uçak kombinasyonunu sağlayacağız. Aynı anda 3 uçak inip kalkabilecek.Atatürk Havalimanı”nın kulesinden yönlendirilmeye başlanacak. 3 uçak gelsin insin diyebilirler ama kolay değil. Marmara Denizi”nin üzerinden İGA”ya 3 pistine paralel yaklaştırıp indireceksiniz ve kaldıracaksınız. Bu çok kıymetli.Atatürk Havalimanı kış aylarında 80, yaz aylarında 130 uçuş gerçekleştiriyor, genel ve kargo havacılığı. Türkiye”deki ilk 10 havalimanı arasında halen. Genel havacılık, kargo, yoğun şekilde uçak bakım faaliyetleri devam edecek. Orada Sanayi Bakanlığı”yla yürüttüğümüz terminal binalarında silikon vadisini hayata geçireceğiz. ANKARA YURT DIŞI UÇUŞLARDA DAHA AKTİF OLACAK Mayıs ayına Sabiha Gökçen”in yeni terminali yetişmeyecek. Sonbahara kalmış olacak. Öngördüğümüzün üzerinde iş çıktı. Biz mevcut havalimanında düzenlemeler yaparak orada rahatlama elde etmiş olduk. Yeni terminal açısından mevcut işletmeciyle görüşülüyor. Başlandıktan sonra ihalenin 2 yıl içinde olacağı düşünülüyor. SSB”nin işlettiği bir havalimanı. Mayıs içinde netleştirmiş olacağız. Yeni terminal yapılması, yatırımlar yapılması sözleşmenin revizesi gerekebilir. Mevcut işletmeciyle görüşüyoruz.Esenboğa”da tek pist yeterli değil, üçüncü pisti yaptık. Bazılarını bakıma alacağız. Kuleyi yaptık, pistleri iyi görsün diye, bu ay içerisinde bitirip açılışını yapabileceğiz. Ankara”yı yurt dışı uçuşlarda aktif hale getirelim istiyoruz.

Source: Abdurrahman Yazıcı