“Yükseköğretim Gündemi – İmamoğlu’dan Özel Okul Uyarılarına”

İmamoğlu’nun usulsüz yatay geçişinde referansın biri Necmettin Karaduman diğeri organizatör

Tek bir gerçeği net anlatmış; o da özgeçmişinde yer verdiği Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne kayıt yaptırdığına dair kendisinin paylaştığı bilginin gerçek dışı olduğuna dair söyledikleri. Ama asıl kendisine sorulan iki isim var ki ona cevap vermek yerine hızla geçiştirmiş, yine gerçeği gizlemiş.Hepsine sırayla geleceğim, ama önce İmamoğlu’nun ifadesindeki “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözünü ispatlarcasına ettiği sözleri hatırlatayım: “Bugün burada ifade vermesi gerekenler, o raporu hazırlayanlardır. Avukatlarım bu konuda gerekli suç duyurularında bulunmuştur, bu vesileyle sizden de bu raporda sorumluluğu bulunan kişiler hakkında gerekli yasal sürecin işletilmesini talep ediyorum.”Düşünebiliyor musunuz kendisi yerine usulsüz yatay geçişi ortaya çıkaran YÖK uzmanlarının ifade vermesi gerektiğini, hatta avukatlarının YÖK uzmanları hakkında suç duyusunda bulunduğunu söylüyor.Suç işleyen birisinin kendisini yakalayan polisten şikâyetçi olması gibi bir utanmazlık hali.PUANI YETMEMİŞ KIBRIS’A GİTMİŞ Neyse gelelim asıl konumuza…İfadesinde Trabzon Lisesi’nden mezun olduktan sonraki süreci şöyle anlattı: “Üniversite puanımın yetmediğinden inşaat fakültelerine girememiştim. Dün gibi hatırladığım tercihlerimde de İstanbul’daki inşaat fakültesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi inşaat fakültesi vardı. Daha sonra ailemin yapmış olduğu araştırmayla, futbolda profesyonel imza atmamam için, beni Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde inşaat fakültesinde okumam için Kıbrıs’a gönderdi. Rahmetli amcam ile gitmiş olduğum bu seyahatte Doğu Akdeniz Üniversitesi inşaat bölümü ile ilgili kayıt girişimi yapmış olmama rağmen, orada ziyaret ederek gördüğüm Girne Amerikan Üniversitesi işletme bölümünü çok beğendim. Amcamı ikna ettim ve aşağıda anlatacağım şekilde o bölüme kaydımı yaptırdım. Kıbrıs’taki öğrenim hayatımda öncelikle Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği bölümüne girmek suretiyle kayıt olmaya gittim. Sonrasında Doğu Akdeniz ve Girne Amerikan Üniversitesi seviye sınavlarına girdim, inşaat mühendisliği okumak istememem hasebiyle Girne Amerikan Üniversitesinde işletme yönetimi bölümüne 1998 yılı kayıt yaptırdım.”LİSE DİPLOMASIYLA SINAVSIZ ÜNİVERSİTEUsulsüz yatay geçiş yaptığı tarihte YÖK tarafından tanınmayan Girne Amerikan Üniversitesi’ne sadece lise diploması, askerlik ve adli sicil belgesi ile eğitim ücreti 12 bin sterlin tutarında banka makbuzu ile kaydını yaptıran İmamoğlu, hem bu konu hem de soruşturma konusu usulsüz yatay geçişiyle ilgili neredeyse tek kelime etmemiş. Girne Amerikan Üniversitesi’nden İ.Ü.İşletme Fakültesi İngilizce bölümüne usulsüz yatay geçiş süreci ile ilgili soruya şu iki cümle ile cevap vermekle yetinmiş: “Geçiş sürecimle ilgili alakalı 1989 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapanları duymuştum. Ben de 1990 yılındaki ilanlarını takip ederek başvurumu yaptım. Başka söylemek istediğim bir husus yoktur.”İMAMOĞLU’NA SORULAN İKİ İSİMElbette YÖK raporuna göre ortada usulsüz bir yatay geçiş var, ama bunun bir tarafı bu yatay geçişi onaylayan dönemin İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yatay Geçiş Komisyonu ve fakülte yönetimi, diğer tarafı ise İmamoğlu. “Peki bu usulsüzlük dönemin dekanlık ve rektörlüğüne kadar uzanıyor mu?” sorusunun cevabını halen konuyu inceleyen üniversite yönetimi ve savcılık ortaya çıkaracak. Nitekim bu konuda İmamoğlu’na iki isim sorulmuş; birisi Özalp Tazan, diğeri Necmettin Karaduman. İmamoğlu kestirmeden şu kısa cevabı verip konuyu kapatmış: “Bana sormuş olduğunuz Özalp Tazan o zamanlarda Girne Amerikan Üniversitesi’nde hatırladığım kadarıyla yöneticiydi. Necmettin Karaduman ise çok saygın, aynı zamanda TBMM Başkanlığı yapmış ailece tanıdığımız Trabzon milletvekili olduğu için tanırım.”Bu İmamoğlu tam bir vefasız; sosyal medya paylaşımlarında “Nikâh şahidim, baba dostum” dediği Karaduman’ı “Trabzon milletvekili olduğu için tanırım” diyerek kestirip atmış. İmamoğlu ya unutmuş ya da savcıdan gerçeği gizliyor. Çünkü Karaduman, İmamoğlu’nun usulsüz yatay geçişte İstanbul Üniversitesi’ne resmi referans olarak gösterdiği iki isimden birisi. İstanbul Üniversitesi’ndeki dosyasındaki başvuru formunda “Hakkınızda bilgi alınacak kişiler (öğretim üyesi, yüksek kademe yöneticisi ya da tanınmış kişi” hanesine yazdığı iki isimden birisi olarak “Necmettin Karaduman” adını, adresi olarak da “Türkiye Büyük Millet Meclisi/ANKARA” yazmış. İlginç değil mi?12 Eylül 1980 darbesinin ardından yapılan 6 Kasım 1983 seçiminde Anavatan Partisi’nden (ANAP) Trabzon milletvekili olan Karaduman, 4 Aralık 1983 ve 12 Eylül 1985 tarihlerinde iki kez olmak üzere TBMM Başkanlığı’na seçildi ve 29 Kasım 1987 tarihine kadar bu görevde kaldı. O yıllarda İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu da ANAP Trabzon il yönetiminde görev almış. 1980’li yılların güçlü siyasi figürü Karaduman’ın dönemin İ.Ü Rektörü Cemi Demiroğlu ile yakın ilişkileri de sır değil.EKONOMİK DURUMU İYİ DEĞİLMİŞPeki müteahhit Hasan İmamoğlu’nun oğlu Ekrem İmamoğlu neden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapmak istemiş? El yazısıyla doldurduğu formda buna, “Ekonomik durumum iyi olmadığından” diye yanıt vermiş. KKTC’de paralı kayıt yaptıracak, ev tutacak, hazırlık ve iki yıl okuyacak kadar parası var ama ekonomik durumu iyi değilmiş İmamoğlu’nun. Güler misin ağlar mısın…İKİNCİ REFERANS ORGANİZATÖRİmamoğlu’nun usulsüz yatay geçiş için referans olarak gösterdiği ikinci isim Özalp Tozan. İmamoğlu, forma, YÖK tarafından tanınmayan Girne Amerikan Üniversitesi’ne öğrenci temin eden organizatör Özalp Tazan’ın adını yazdıktan sonra ne bir unvan ne de açık adres yazma ihtiyacı bile hissetmemiş. Özalp Tazan isminin karşısına U.C.N.C PK.888 Girne/KKTC yazmakla yetinmiş. Yani, Girne Amerikan Üniversitesi’nin YÖK tarafından tanınmadığını en iyi bilen organizatör Özalp Tazan’ı referans göstererek usulsüzlüğün de kamu kurumlarını aldatmanın da parçası haline gelmiş.

Source: Nedim Şener


Özel okulun adı yetmez

Özel okul ücretleri, bu yıl da erken kayıt dönemi boyunca eğitim dünyasının en çok konuşulan konuları arasındaydı. Sadece eğitim için 200 bin liradan başlayan ücretler, okulun konumuna, uyguladığı eğitim programları ya da sosyal imkânlarına göre 1 milyon 200 bin liraya kadar ulaştı. Bu fiyatlara yemek hizmeti de eklendiğinde ortalama özel okul fiyatları 250 bin ile 500 bin lira arasında şekillendi. Ortalamayı temsil etmese de bazı okullar ise 1 milyon 500 bine ulaşan fiyatlarla şaşırttı.ERKEN KAYITTA SONA DOĞRUŞubat ayında başlayan özel okullarda erken kayıt dönemi artık yavaş yavaş sona eriyor. Velilere teklif edilen avantajlı fiyatlar da artmaya başlıyor. Süreç mayıs ayının sonuna kadar devam edecek. Veliler de iyi bir okul seçmeye çalışıyor. Ancak bazılarının kafası karışık. Eğitim, yemek, servis, kitap, kıyafet derken giderek yükselen ücretler bütçeleri zorlayabiliyor. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, özel okul seçerken dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili şunları söyledi:SEÇERKEN BİLGİ EDİNİN“Çocuğun güvenli ve donanımlı bir ortamda iyi eğitim alabilmesi tüm yaşamını etkiler. Öğrencilerin ilgi ve dikkatine sunulacak kaynaklar, eğitimi görsel ve bilişsel düzeyde geliştiriyor. Teknolojinin ve araçlarının gösterdiği ilerleme özel okullarda eğitim yöntem ve teknikleri bağlamında çeşitliliğe imkân sağlıyor. Veliler okulun kendi imkânlarına, çocuğunun kapasitesine uygun olmasına da dikkate etmeli, sadece adını duyduğunuz bir okulu tercih etmeniz beklentilerinizi karşılamayabilir. Okul hakkında yeterli bilgileri edinmek önemli.” 14 KRİTERZafer Öztürk velilerin bilgi edinmesi gereken temel konuları ise şöyle sıraladı:- Özellikle büyük şehirlerde okula ulaşım durumu.- Sınıflardaki öğrenci sayısı.- Sağlık birimi olup olmadığı.- Yemekhane ve kantinindeki sağlık ve hijyen koşulları.- Derslik ve laboratuvarların donanımları ve aktif şekilde kullanılıp kullanılmadığı.- Sanatsal, sportif ve kültürel faaliyetler.- Disiplinler arası işbirliği çalışmaları, bunun sonucunda bilginin farklı disiplinlerde etkin öğrenmeye dönüştürülmesi.- Rehberlik servisinin çalışmaları ve takibi.- Sınıf öğretmenlik sisteminin etkin çalışıp çalışmadığı.- İlgili düzey müdür yardımcıları ile iletişim ve öğrenci takibi.- Sınıf içi öğrenme ve öğretme teknikleri ve konu tekrarlarının nasıl bir sistematik içinde yapıldığı.- Ölçme ve değerlendirme teknikleri.- Hafta içi – hafta sonu ücretsiz kurslar olup olmadığı.- Sosyal etkinliklerin çeşitliliği.

Source: Zülal Atagün


Danone Türkiye”de üst düzey atama

Danone, üst düzey bir atamaya imza attı. Sevil Kayaş Yılmaz, Mart 2025 itibarıyla Danone Türkiye, Orta Asya & Kafkasya İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı.
Yeni görevinde Yılmaz, Gürcistan’dan Moğolistan’a uzanan geniş bir coğrafyada 8 üretim tesisinden, Ar-Ge merkezine, merkez ofislerden sahaya kadar 10’u aşkın ülkede yaklaşık 3.000 Danoneli için insan kaynakları stratejilerinin geliştirilmesi, yetenek yönetimi, organizasyonel gelişim ve kültürel dönüşüm süreçlerine yön verecek. İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde lisans, Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi & Gelişimi bölümünde ise yüksek lisansını tamamlayan Sevil Kayaş Yılmaz, 2006-2016 yılları arasında PepsiCo’da Tarsus Fabrikanın kurulması da dahil olmak üzere, Suadiye Fabrika İnsan Kaynakları Müdürlüğü, Organizasyonel Gelişim Müdürlüğü ve Global SAP Proje & Değişim Liderliği rollerinde görev aldı. Akabinde Vodafone’da geçirdiği 6,5 yıldan sonra teknoloji sektöründe faaliyet gösteren Insider’da İnsan ve Kültür Direktörü olarak görev aldı.

Source: Dünya Gazetesi