“Yükseköğretim Gündemi: Protestolar, İstifalar ve Akademik İsyanlar”

Dekan istifası sağlıktan değil protesto içinmiş

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi üzerine İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Köse istifa etmişti. Köse’nin istifasına sağlık sorunları gerekçe gösterilmişti. İstanbul Üniversitesi’nin diploma süreci ile ilgili mahkemeye sunduğu yazıda dekan Köse’nin diploma iptal kararını onaylamak istemediği için istifa ettiği ortaya çıktı.

Üniversitenin mahkemeye sunduğu savunmada şu ifadeler yer aldı: “Davacının yatay geçişinin usulsüz olduğu iddiası ile ilgili olarak İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunca bir karar alınamamıştır. İlgili Fakülte Dekanının sağlık sorunları sebebiyle istifaen ayrılma talebi üzerine Fakülte Yönetim Kuruluna Başkanlık yapacak olan Dekanlık Makamı boş olduğundan Kurul toplanamamıştır.

İSTİFA ETTİ

Dekanlık Makamının; Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine 24.03.2020 tarih, 65946 sayılı ile yapılan başvuruya; kabul koşullarını yerine getirerek kayıt olmuştur “ ifadesi ile cevap verdiğine ilişkin Ek-10’da görülen; 27.03.2020 tarih, 67242 sayılı yazı ve ekleri ile aynı konuda yapılan 15 adet başvuruya aynı yönde verilen cevap yazıları ekte gönderilmektedir (Ek:9/2). İnceleme sonucunda hazırlanan raporda; yukarıda belirtilen cevapların aksi yönünde bir karar alınması sonucunu doğuran, “açık hata” ve “yokluk” gerekçelerinin belirtilmesi üzerine bu şekilde bir karar alınmak istenilmediğinden, istifaen görevinden ayrılma sebebiyle Dekanlık Makamı boş kalmış ve Fakülte Yönetim Kurulu toplanamadığından Üniversite Yönetim Kurulunda görüşülmek zorunda kalınmıştır.”

Source: Ali Macit


Mustafa Sabri Beşer yazdı: Bu yangınlar bir kalemle başladı!

Bir süredir dikkatle izliyorum, Karabük Üniversitesi”ne ve doğrudan rektörlük makamına yönelik saldırılar var. Ancak öyle sanıldığı gibi basit bir haber diliyle izah edilemez.Bu, yalnızca bir şahsı hedef alan münferit bir linç değil; bu, yaklaşık 150 yıllık bir zincirin yeni halkası. Bugün Karabük Üniversitesi üzerinden yürütülen medya linçi de bu zincirin yeni bir tezahürüdür.”Rektör 1,2 milyon maaş alıyor”, “makam aracı saltanatı kurulmuş”, “yabancı öğrenci kaynıyor” gibi magazinel başlıklarla kamuoyunun önüne atılan iddialar, aslında doğrudan Üniversitenin temsil ettiği kalkınmacı, yerli, millî ve halkla barışık modelin ta kendisini hedef almaktadır.Ve bu söylemler, sadece sosyal medyanın anonim tetikçileriyle sınırlı değildir.Fatih Altaylı”nın kadrajından sızan kibirli cümlelerde, Sözcü gazetesinin manşetlerinde, Tele 1 ekranlarında dönen yorumlarda ve Halk TV”nin istihza dolu mimiklerinde bu zincirin devam halkalarını görebiliyoruz.Bunlar, aynı kirli mutfağın farklı kapılarından servis edilen ama aynı menüyü sunan aktörlerdir.İslam”a, Anadolu”ya, halka, yerliye, irfana karşı kurulu bir ittifakın medya kanatlarıdır.1876″da II. Abdülhamid Han, “Doğu”nun tiranı” olarak manşete taşındığında da aynı zihniyet iş başındaydı.1924″te Tevhid-i Tedrisat Kanunu sonrası medreseler kapatılırken, “aydınlık geldi” diye manşet atanlar da aynı zihniyetin mensubuydu.1940″larda Köy Enstitüleri”ne itiraz eden halk “gerici” ilan edilirken, 1997″de başörtülü kız öğrenciler “irticanın habercisi” sayılırken de bu zincir hiç kopmadı.Ve şimdi Karabük Üniversitesi”ne yöneltilen söylemlerle aynı senaryo yeniden sahnede.Gramsci”nin hegemonya kuramına göre medya yalnızca haber vermez; toplumu biçimlendirir, davranış kalıpları inşa eder.Kendi potansiyeliyle uluslararasılaşmış, patent üretmiş, elitist tahakküme boyun eğmemiş bir üniversitenin hedef alınması; sadece bir “usulsüzlük” arayışı değil, doğrudan bir karşı-hegemonya operasyonudur.Birbirine yakın tarihlerde, Leman dergisinin, iki cihan güneşi peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa”ya (s.a.v.) yönelik açık bir hakaret içeren karikatürü yayımlaması da bu senkronize taarruzun bir diğer cephesidir.Her ikisi de İslam”a, inanca, peygambere, ilme ve iffetle yoğrulmuş millet hafızasına yönelmiş sistematik bir saldırıdır.Bir tarafta bir ilim yuvası diğer tarafta Peygamber”in izzeti benzer şekilde hedef alınıyorsa, bu bir benzetme değil; bir teşhis meselesidir.İlim, hikmet, irade ve iman düşmanları Siyonist dostları iş başında demektir.Gazze”de çocukları öldüren Netanyahu ile, İstanbul”da karikatürle inanç katleden Leman arasında fark yoktur.Biri çocuğu öldürür, öteki bir milletin imanını, izzetini, hafızasını.Biri mermi sıkar, diğeri manşet atar.Biri Filistinliyi yetim bırakır, diğeri Anadolu”yu evlatsız.Karikatürle, gazete manşetiyle, TV programıyla, sosyal medya linçleriyle bu savaş zihinsel cephede yürütülmeye devam ediyor.Dün imam hatiplilere “irtica”, başörtüsüne “orta çağ kalıntısı” diyenlerin çocukları, bugün “makam aracı var” diye linç kültürünü sürdürüyor.28 Şubat”ta üniversite kapılarında ağlayan başörtülü genç kızın gözyaşıyla, bugün sosyal medyada itibarı yok edilmeye çalışılan bir rektörün duruşu arasında tarihî bir bağ vardır.Mesele eğitim değil; mesele hafızadır, kimliktir, istikbaldir.Bugün bir ilim yuvasını, bir üniversiteyi savunmak; bir şahsı değil, bir zihniyeti değil, bir sistemi değil; bir milletin kendi tarihine, inancına, değerine ve geleceğine sahip çıkma mücadelesini savunmaktır.Müslümanın her koşulda uyanık olması gerekir. Mazi bilgilerini malumat seviyesinde değil, teyakkuz mesabesinde diri tutmalıdır.

Source: Mustafa Sabri̇ Beşer


Boğaziçili Doruk Dörücü neden gözaltına alındı işte diploma yırttığı konuşması

Boğaziçi Üniversitesi”nde düzenlenen mezuniyet töreninde Sosyoloji bölümünden “yüksek onur” derecesiyle mezun olan Doruk Dörücü, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun tutuklanmasına ve diplomasının iptal edilmesine tepki göstermiş, törende aldığı diplomayı yırtmıştı. Doruk Dörücü, mezuniyet törenindeki bu eylemi ve konuşması sebebiyle gözaltına alındı. Doruk Dörücü “Müstakbel cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasın göre fakülte açan, kapayan, bölen bu istibdat rejiminin bana vermiş olduğu diploma hükümsüzdür.” açıklamasında bulunmuştu.

Source: Internet Haber


Son Dakika… Bir siyasi yasak talebi daha! İmamoğlu”nun diploma iddianamesi tamamlandı

Son Dakika Haberi… CHP”nin Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki diploma soruşturmasında iddianame tamamlandı.

SİYASİ YASAK VE 8 YIL 9 AY HAPİS CEZASI TALEBİ

İddianamede Ekrem İmamoğlu için savcılık, “siyasi yasak” ve 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istedi.

Savcılığın iddianamesinde “Ekrem İmamoğlu diplomayı hileli şekilde aldı” ve “sahtecilik suçuna iştirak etti” denildi.

ÜNİVERSİTE SAVUNMA VERDİ

Söz konusu soruşturmaya ilişkin İstanbul Üniversitesi dün 500 sayfa savunma verdi. Böylece 22 Şubat”ta başlayan soruşturmada iddianame 133 gün sonra tamamlanmış oldu.

NE OLMUŞTU?

İmamoğlu’nun üniversite diploması, İstanbul Üniversitesi’nin 18 Mart günkü yönetim kurulu kararıyla iptal edildi. Karara ilişkin tebligat ise 55 gün sonra iletildi.

Source: Muratcan Altuntoprak