“Yükseköğretim Gündemi – Soruşturmalar, Başarılar ve Yeni Yönetmelikler”

Bu iki içtihat, İmamoğlu soruşturmasında üniversiteyi de bağlıyor

Şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişinde usulsüzlük olduğu, bu nedenle üniversite diplomasının iptali yoluna gidileceği konuşuluyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde de diploma ile ilgili kitaplar yazıldı, yüzlerce haber ve köşe yazısına konu edildi.

İmamoğlu’nun yatay geçişinde bir usulsüzlük varsa, bu İstanbul Üniversitesi’nin işlemlerinde olabilir. Usulsüzlük olduğu kabul edilse bile bu açık bir hata olmadığı gibi, bundan Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi olması da mümkün değil. Ayrıca söz konusu usulsüzlüğe İmamoğlu’nun gerçek dışı beyanı veya hilesi de sebebiyet vermiş değil. Bu durumda diplomanın iptali yoluna gidilmesi hukuken mümkün gözükmüyor.

İDARİ İSTİKRAR İLKESİ

İdari işlemin geri alınabilme süresinin belirlenmesinde başvurulan kriterlerden birisi, “idari istikrarın bozulmaması”dır. Buna göre idare, hukuka aykırı işlemini geri alırken, idari istikrar ilkesini gözetmek zorunda. Zira idarenin hukuka aykırı işlemini her zaman dilediği gibi geri alabilmesi mümkün değil. İdarenin hukuka aykırı işlemini “İdari istikrarı bozmayacak” bir süre içerisinde geri alabileceği, doktrin ve yargı kararlarında sıklıkla vurgulanıyor.

Buna ilişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun, 27 Ocak 1973 tarih, 1972/6 esas, 1973/2 sayılı kararı var. Bu kararda aynen şöyle deniliyor:

“Yokluk ile mutlak butlan (Yokluk) halleri hariç ve kişinin gerekçe dışı beyanı veya hilesi ile de sebebiyet vermemiş olmak kaydıyla idarenin yanlış şart tasarrufunu (…) ancak iptal davası süresi veya kanunlarda özel bir süre varsa bu süre içinde yahut iptal davası açılmışsa dava sonuna kadar, geriye yürür şekilde geri alabilir.

KAZANILMIŞ HAK GÖRÜLÜYOR

Bu süreler geçtikten sonra yanlış tasarrufun geriye yürür şekilde geri alınamaz. Bu süreler geçtikten sonra yanlış tasarrufun geri alınması halinde geri alma gününe kadar doğmuş durumların, parasal sonuçları da dahil olmak üzere, hukuken kazanılmış durum olarak tanınması gerekir.

Bu nedenle yanlış işlemin bu süreler geçtikten sonra geri alınması durumunda, geri alma gününe kadar ödenmiş bulunan fazla paraların hukuken geçerli bir nedenle ödenmiş bulunduğunun kabulü gerekmesi karşısında artık sebepsiz zenginleşme söz konusu olamayacağından, bu sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenemez.”

YANLIŞ VE YANILTICI BEYAN OLMAMALI

Yargıtay, 1973 yılındaki bu kararında müesses durum (kazanılmış hak) hakkında önemli tespitlerde bulunmuş. Öncelikle müesses durum, hukuka aykırı bir işlemin geri alınması ya da kaldırılması esnasında ortaya çıkabiliyor. Bu özellik müesses durumu kazanılmış haktan ayıran temel noktadır. Kazanılmış hak hukuka uygun bir işlemden doğarken, müesses durumun devreye girebilmesi için ilgili tasarrufun hukuka aykırı olması gerekiyor.

Müesses durumdan faydalanacak kişinin hukuka aykırılığa sebep olan unsurda yanlış ve yanıltıcı beyanı ya da hilesi bulunmamalı. Hukuka aykırı işlemin tesisinden itibaren o işleme karşı öngörülen dava açma süresi geçmişse, işlem kural olarak geri alınmaz. Burada idari istikrar ilkesi önem kazanıyor.

DANIŞTAY BÜYÜK GENEL KURUL KARARI

İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22 Aralık 1973 tarihli ve 1968/8 esas, 1973/14 sayılı kararında Danıştay; idari işlemin geri alınması bahsine ilişkin belli standartlar getirmiş. Açık hata, gerçek dışı beyan ya da hilenin varlığı halinde, idarenin gerçekleştirdiği işlemini her zaman geri alabileceğini; bunun haricinde işlemin geri alınmasının iptal davası açma süresi ile sınırlı olması gerektiğini ifade etmiştir.

Aynı kararda Danıştay, idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemlerde idare edilenin gerçek dışı beyanı veya hilesi sebep olmuşsa veyahut geri alınan idari tasarruf yok denilebilecek bir illetle malulse ihdas edilen işlemde idare edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata mevcutsa ve idareyi haberdar etmemişse, kişinin iyi niyetinden söz etmeye imkan bulunmadığına karar vermiştir.

İKİ ÖNEMLİ KARAR DAHA

Yalnız bu kararlarla yetinmeyelim. İdari istikrarın korunması ile ilgili Danıştay’ın iki önemli kararını daha aktaralım:

“İdarelerin hatalı işlemlerini kabul edilebilir bir süre içinde veya kişilerin idareyi yanıltmaları sonucunda hatalı bir işlemin yapılması halinde geri alabilecekleri idare hukukunun genel ilkelerindendir. Dava konusu olayda ise davacının iki dersten birden tek ders sınavına girmesinde kusurunun olmadığı, idareyi yanıltmadığı yanlış uygulamanın davacının aktarma ile geldiği okul müdürlüğünün tek ders uygulaması konusundaki yorumundan kaynaklandığı anlaşılmakla, idare hukukunun genel ilkelerine ve hakkaniyete uygun bulunmayan işlemin iptaline karar verilmiştir.” (Danıştay 8. Dairesi, 3 Mayıs 1983, Esas: 1982/817, Karar: 1983/945)

“Yanlış idari işlemlerden dolayı, kişi yararına hak veya korunması gereken yerleşmiş (müesses) bir durum doğmuş ise idari işlemlerin ancak iptal davası süresi içinde geri alınabileceği, bu sürenin geçmiş olması halinde idare için de işlemin kesinleşmiş sayılacağı ve idarenin ancak, kişinin gerçek dışı beyan ve hilesinin yanlış işlem tesisine neden olduğu hallerde yanlış işlemini süre şartına bağlı kalmaksızın geri alabileceği yolunda görüş verildiği belirtilmektedir.( Danıştay 1. Dairesi, 22 Ocak 1996, Esas: 1995/243, Karar: 1996/17”

USULSÜZLÜK OLSA BİLE

Gelişmeleri yakından izleyen bir hukukçu, SÖZCÜ’ye şunları söyledi:

“Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi usulsüz olsa bile diplomasının iptali, idari istikrar ilkesi gereğince mümkün değildir. Zira; usulsüzlük açık bir hata değildir. İmamoğlu’nun avukatları bunu açık bir şekilde ortaya koydular.

Eğer varsa, usulsüzlükten Ekrem Başkanın bilgisi olması mümkün değildir. Ayrıca söz konusu usulsüzlüğe Ekrem Başkanın gerçek dışı beyanı veya hilesi de sebebiyet vermiş değildir.”

Anlaşılan, Ekrem İmamoğlu’nun diploması da bu durumda AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın diploması kadar konuşulacaktır.

Source: Saygı Öztürk


“Akademi şerefini koruyacaksa diplomayı iptal etmez”

İdare hukuku alanında tanınmış akademisyen, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi durumunda izlenebilecek yargısal süreçleri ve bu durumun hukuki sonuçlarını değerlendirdi ve “Akademi şerefini koruyacaksa bu diplomayı iptal etmez” dedi.

Prof. Dr. Günday, İstanbul Üniversitesi’nin alacağı kararın önemine dikkat çekti ve “Akademi haysiyetini koruyacak mı?” sorusunu gündeme getirdi. Günday’a göre, üniversitenin vereceği karar, sadece İmamoğlu’nun durumu değil, aynı zamanda akademik kurumların güvenilirliği açısından da bir sınav olacak. Günday, savcılığın idari işleme talimat veremeyeceğini belirterek, üniversitenin özerkliği açısından çok önemli olduğunu söyledi.

ADAYLIĞINI ENGELLER

Prof. Dr. Günday, İmamoğlu’nun diplomasının iptalinin belediye başkanlığı üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını vurguladı ve aynı durumun cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçerli olmadığını belirtti:

“Eğer diploma iptal edilirse, cumhurbaşkanlığına seçilme niteliği ortadan kalkar. Bu, hukuki bir engel oluşturur.”

Günday, İmamoğlu’nun 1990 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yaptığı yatay geçişin iptal edilip diplomasının geçersiz sayılabileceği iddialarını üç temel soru çerçevesinde ele aldı:

– 1990’daki yatay geçiş hukuka uygun mu?

1990’daki yatay geçiş, o dönemde yürürlükte olan Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 1982 yönetmeliğine göre yapılmıştır. Bu yönetmelik, yatay geçiş koşullarını belirleme yetkisini YÖK’e vermiştir ve İmamoğlu’nun geçişi hukuka uygundur.

– Yatay geçişte usulsüzlük varsa diploma geçersiz olur mu?

İmamoğlu yatay geçişten sonra tüm dersleri aldı ve sınavları geçti. Diyelim ki yatay geçişte bir usulsüzlük var. Bu, üç-dört yıl sonra alınan diplomanın geçerliliğini etkilemez.

– 35 yıl sonra diploma iptal edilebilir mi?

Aradan 35 yıl geçmişken, bir usulsüzlük iddiasıyla yatay geçiş geri alınıp diploma iptal edilemez. Hukuk devleti ilkesi, idari yargının denetim görevi, Danıştay’ın geçmiş kararları ve Anayasa Mahkemesi’nin eğitim hakkı ihlali kararları bunu engeller. Böyle bir işlem, hukuken silinip atılır. İmamoğlu’nun başına gelen bu olayı ben öğrencilerime sorsam ve bana ‘evet diploma iptal edilmeli’ diyen olursa o dersi geçemez.

– Hukuki süreç ne olacak?

İptal çıkarsa İmamoğlu; iptal işlemi hukuka aykırıdır diye yargıya gidilebilir. Ama kazanılmış hakların korunması gerekir.

Source: Haber Merkezi


Aynı lisede okudular, ABD’den burs aldılar: İki gurur tablomuz

İşte toplam yıllık burs miktarı 155 bin dolara ulaşan 2 gencin, İzmir’den ABD’ye uzanan başarı hikâyeleri…‘KOLAY GELSİN’LE BURSU KAPTIİki erkek kardeşi olan Zin Aladağ’ın annesi kadın hakları eğitmeni, babası ise avukat. Sanattan bilime birçok farklı alana yönelik ilgisi ve çalışmaları bulunan Aladağ, üniversiteye kabul ve eğitimiyle ilgili olarak geçen süreç hakkında şunları söylüyor: “Brown Üniversitesi’ne kabul almamı sağlayan en önemli faktörün çok yönlülüğüm olduğunu düşünüyorum. Okulumuzun Model Birleşmiş Milletler Kulübü’nün (MUN) eş başkanı, aynı zamanda konferansımızın Uluslararası Adalet Divanının Direktörü’yüm. 5 senedir haftada 6 saatim okulumuzdaki MUN çalışmalarında geçiyor. Siyaset ve hukuka olan ilgim derin olsa da matematik tutkum öne çıktı. Teknoloji ve biyoloji alanlarındaki stajlarım, akademik araştırmalarım ve projelerim de etkili oldu.MÜZİKTEN KADIN HAKLARINA5 yaşından beri keman çalıyorum. Başvuru makalemde müzik ve kadın haklarını ilişkilendirdim. Orkestrada her enstrüman kendi sesini koruyarak bir bütüne hizmet eder; tıpkı kadın hakları mücadelesinde olduğu gibi. Zira bireysel çabalar bir araya geldiğinde gerçek değişim sağlanabilir. Bunu vurguladım. Başvuru makalemde Türkçe’deki ‘kolay gelsin’ ifadesinin bana verdiği içten mutluluktan ve kedim Papatya’nın bana koşulsuz sevgiyi öğretmesinden bahsettim. Bu küçük şeyler bana çok büyük bir kapı açtı. Brown’a kabul edilmemin temelinde dünyayı anlamanın yalnızca devasa keşiflerden değil, sıradan anları fark edebilmekten geçtiğini anlatabilmem yatıyor.HEDEFİM SAĞLIK TEKNOLOJİSİBrown Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimi veya İstatistik ya da Uygulamalı Matematik alanlarında çift anadal yapmak istiyorum. Teknolojinin sağlık alanında dönüştürücü bir güç olduğuna inanıyorum. Mezuniyetimden sonra genetik veri analizi ve yapay zekâ destekli teşhis sistemleri gibi alanlarda çalışarak bireyselleştirilmiş sağlık çözümleri geliştirmeyi hedefliyorum.”KEDİSİ PAPATYA ŞANS GETİRDİZin’in bursu kazanmasında kedisi Papatya’nın da büyük payı var. “Makalemde kedim Papatya’nın bana koşulsuz sevgiyi öğretmesinden bahsettim. Bu da etkili oldu” diyor.TUTKALLI HAYAT DERSLERİ18 yaşındaki Ali Altan Yılmaz, çocuk nefrolojisi doktoru bir anne ile jinekolojik onkoloji cerrahı bir babanın tek çocuğu. Kısaca UPenn olarak bilinen University of Pennsylvania’dan burslu erken kabul alan Yılmaz, “Bursum yıllık yaklaşık 60 bin dolar; başvururken burs ihtiyacımı bu şekilde belirtmiştim, okul da bana ihtiyacım kadarının hepsini verdi” diyor.KENDİ KENDİNE FRANSIZCA ÖĞRENDİTıpkı Zin gibi Ali Altan da UPenn’den aldığı kabulün ardında farklı faktörlerin olduğunu belirtiyor: “Bunlardan biri çeşitli ilgi alanlarımın olmasıydı. Küçüklükten beri kendi başıma öğrendiğim Fransızca sayesinde yaptığım Fransızca MUN’deki başkanlığım ve bununla beraber aynı şekilde ACIMUN’da da aldığım eş başkanlık rolüm, başvuru dosyamdaki önemli unsurlardan biriydi. Bununla birlikte yaptığım sosyal sorumluluk projelerinin, ayrıca okulda tiyatroyla ilgilenmemin, sahneye çıkmamın da etkili olduğunu düşünüyorum.PROJESİ TÜBİTAK ÖDÜLLÜ Bilim tutkum da ABD’den gelen kabulde etkili oldu. Fizik ve materyal bilimi araştırmalarım, nükleer kimya stajım ve bir de TÜBİTAK projem var. Bir arkadaşımla birlikte manyetik hipertermi için düşük maliyetli ve hassas bir ölçüm cihazının geliştirilmesi üzerine proje yaptık. Bu proje TÜBİTAK ödülünü kazandırdı. Daha sonra iki yıllık sürekli çalışmanın ardından proje makalem, uluslararası bir dergide yayınlandı. Geçen yaz Almanya’da yaptığım nükleer kimya stajı bu alana olan ilgimi pekiştirdi.EMPATİ VE ŞEFKAT BAĞLARIKimyaya olan merakımın bir sonucu olarak üniversiteye başvuru mektubunu tutkal örneklerinden yola çıkarak yazdım. Makalemde, hayatımın farklı deneyimlerini çeşitli tutkal türleriyle özdeşleştirdim. Bu tutkalların çeşitliliği üzerinden hayatımdaki tiyatro, bilim araştırmaları ve sosyal sorumluluk projeleri gibi alanlara yaklaşımımda etkili olan çok yönlü kişiliğimi tarif ettim. Hayatımın her alanında ayrı bir tutkal kullandığımı anlattım. Örneğin, şöyle yazmıştım: Empati ve şefkatle oluşturulan bağlar, UV yapıştırıcısıyla oluşturulan bir bağ kadar kalıcıdır. Mesafe veya zorluk ne olursa olsun, güçlü kalırlar ve hayatın olağanüstü koşullarına dayanırlar.GÜVENLİ NÜKLEER ENERJİ İÇİN ÇALIŞACAKUPenn’de VIPER adında, enerji alanına odaklanan çift diploma programına kabul edilen Ali Altan Yılmaz hedefini, “Gelecekte de nükleer malzemelerin toplum için daha güvenli bir seçenek olarak kullanılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyorum” diye anlatıyor.

Source: Nuran Çakmakçi


Resmi Gazete”de yayımlanarak yürürlüğe girdi! Subaylara ve astsubaylara ilişkin yönetmelikte değişiklik

Buna göre, 2021″de ve 31432 sayılı Resmi Gazete”de yayımlanan yönetmeliğin 15. maddesinin ikinci fıkrası, 20. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi değiştirilirken, aynı yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yürürlükten kaldırıldı.Değişiklikte, “Fakülte veya yüksekokullarda öğrenim gören askeri öğrenciler, öğrenim gördükleri bölümleri/programları veya okumakta oldukları yükseköğretim kurumlarını değiştiremezler veya yatay geçiş yapamazlar. Askeri öğrenciler, öğrenimlerini Bakanlık nam ve hesabına tamamlar.” kuralı getirildi.Yönetmeliğe göre, Bakanlık nam ve hesabına fakülte veya yüksekokullarda okuyan askeri öğrencilerin teğmenliğe nasıp tarihleri ise mezuniyet tarihi olacak.

Source: Www.star.com.tr


Resmi Gazete’de yayımlandı: Askeri öğrencilerin yatay geçiş hakları kaldırıldı

Askeri öğrenciler için yeni bir yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren düzenlemeye göre, fakülte veya yüksekokullarda öğrenim gören askeri öğrenciler artık yatay geçiş yapamayacak ve öğrenim gördükleri bölümleri değiştiremeyecek. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, “Askeri öğrenciler, öğrenimlerini Bakanlık nam ve hesabına tamamlar” ifadesi yönetmeliğe eklendi. Bu kapsamda, askeri öğrencilerin eğitim hayatları boyunca bağlı oldukları yükseköğretim kurumunda kalmaları zorunlu hale getirildi.
Mezuniyet ve atama tarihi de düzenlendi Düzenleme kapsamında, askeri fakülte ve yüksekokullardan mezun olan öğrencilerin mezuniyet tarihleri, teğmenliğe nasıp (atama) tarihleri olarak kabul edilecek. Bu değişiklik, askeri öğrencilerin eğitim süreçlerini ve kariyer başlangıçlarını daha sistematik bir şekilde düzenlemeyi amaçlıyor. Milli Savunma Bakanlığı tarafından alınan bu karar, askeri öğrencilerin eğitim süreçlerini daha disiplinli hale getirmeyi hedeflerken, yatay geçiş uygulamasının kaldırılmasıyla birlikte, öğrencilerin eğitim gördükleri kurumlara tam bağlılık içinde olmaları sağlanacak.

Source: Dünya Gazetesi