İstanbul Büyükçekmece açıklarında 3.8 büyüklüğünde deprem
Türkiye 6 Şubat depremlerinin ardından beşik gibi sallanmaya devam ederken İstanbul”da 23 Nisan Çarşamba günü meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem ise megakentte büyük korku yaratmıştı. Büyük depremin artçıları sürerken bugün İstanbul Büyükçekmece açıklarından korkutan bir haber daha geldi. AFAD SON DAKİKA OLARAK DUYURDU Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Marmara Denizi olan 3,8 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. 20 KİLOMETRE DERİNLİKTE OLUŞTU İstanbul”un Büyükçekmece ilçesine 20,66 kilometre uzaklıkta meydana gelen depremin yerin 6,84 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi. AHMET ERCAN: KAYGILANACAK BİR DURUM YOKTUR Depremin hemen ardından Türkiye”nin önde gelen jeoloji uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ercan, kişisel sosyal medya hesabından kritik bir değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Ercan, yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “Kumburgaz açıklarında 13 km odak derinliğinde 07.18″de olan M4,1lik deprem M6,2″nin artçısıdır. Kaygılanacak bir durum yoktur.”
Source: Erdem Aksoy
Yeşilay Genel Başkanı Dinç alışveriş bağımlılığına dikkati çekti
Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, ziyaretleri dolayısıyla geldiği Kırklareli”nde AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda alışveriş bağımlılığının yaygınlaştığını belirtti.
Bu konunun gelecekte ciddi sorunlara yol açabileceğinin altını çizen Dinç, “Alışverişle ilgili olarak insanlarda kötü bir davranış kalıbı gelişmeye başladı. Toplumumuzda, alışveriş sitelerinin artmasıyla beraber insanların alışveriş sitelerinde vakit geçirme süreleri ve kontrolsüz harcamaları arttı.” dedi.
Alışveriş sitelerinde çok fazla zaman geçirilmemesi gerektiğini vurgulayan Dinç, ihtiyaç dışı alışveriş yapılmamasının önemine değindi.
“Giden gün ömürdendir”
Bu konuda ciddi araştırmalar ve çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Dinç, şöyle devam etti:
“Bu noktada iki şeye çok dikkat edilmesini istiyoruz. Birincisi, ne kadar vakit harcıyoruz? Bazen insanlar “Ben bir şey almıyorum ki.” diyor ama almasanız bile günde kaç saat vakit harcıyorsunuz. “Giden gün ömürdendir.” diyor ya ömürden harcıyoruz. O yüzden bir şey almasak bile ciddi anlamda işimize ve ilişkilerimize mani olacak şekilde alışveriş sitelerinde vakit geçirmek, kampanya peşinde koşturmak ciddi bir risk olabilir, buna dikkat edelim. İkincisi, ne kadar ihtiyaç dışı harcama yapıyoruz?
Çoğu insan ucuzluk var, indirim var diye ihtiyacı olmadan alıyor. Paketini açmadan veya paketini açtıktan sonra hiç kullanmadan onu bir kenara koyuyor yıllarca yüzüne bakmıyor. Sadece ekonomik anlamda değil, psikolojik anlamda, bağımlılık geliştirmesi anlamında da problem. O yüzden hem ne kadar vakit geçirdiğimize, ne kadar meşgul olduğumuza bakalım.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Mavi Balina”dan daha tehlikeli! A4 kağıdı akımı çocukları ölüme götürüyor
Mavi Balina oyununun ardından gençler arasında popülerleşen çeşitli meydan okuma içerikleri sosyal medya platformlarında hızla yayılmaya devam ediyor. Bu meydan okumalardan biri olan ve TikTok”ta akım haline gelen “A4 meydan okuması”, uzmanların endişeyle yaklaştığı son örneklerden biri oldu.
Bu akımda kullanıcılar, bir A4 kağıdını dikey şekilde aynada tutarak bedenlerini bu kağıdın arkasında gizleyebilecek kadar zayıf görünmeye çalışıyor. Katılımcılar, bu görüntüleri sosyal medyada paylaşarak daha fazla beğeni ve takipçi elde etmeyi amaçlıyor.
Uzmanlara göre bu tür içerikler, özellikle ergenlik dönemindeki gençleri sağlıksız kilo verme yöntemlerine yönlendirebiliyor. Ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilen bu akımlar, düşük benlik saygısı ve kabul görme ihtiyacı yüksek olan bireyleri daha fazla etkiliyor.
Araştırmalar, aileden yeterince ilgi görmeyen ve duygusal desteğe ihtiyaç duyan çocukların bu tür meydan okumalara katılma eğiliminin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, aileleri çocuklarının sosyal medya faaliyetlerini takip etmeleri ve sağlıklı beden algısı konusunda bilinçlendirmeleri yönünde uyarıyor.
Source: Haber Merkezi
6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ne “sanal kumar” damgası: Bu yıl ilk kez madde bağımlılığını geçti…
Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortaklığı ile 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi başladı. İki gün sürecek kongreye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk ve dünyadan birçok uzman katıldı. Açılış konuşmasını yapan Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, “Bu yıl ilk kez kumar bağımlılığı ile ilgili başvurular, madde bağımlılığını geçti. Kumarın tahammül edilebilir, kabul edilebilir bir konu olmadığını söylüyoruz. Acilen yasal düzenlemeler gerektiğini düşünüyoruz.” dedi. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk ise, “Yeni bir bağımlılık türü davranışsal bağımlılık gözardı ediliyor. 3-4 yaşındaki bir çocuğun elinden oyunu, telefonu alamıyorsunuz. Oyundan, ekrandan uzak tutamıyorsunuz. Şunu kullanmayın diyebiliyoruz. Ama teknolojiyi kullanmayın diyemiyoruz. Hepimiz kullanıyoruz. Çok hassas ve karmaşık bir mesele.” ifadelerini kullandı. Bakan Göktaş, “Yeni bir yasal düzenleme ile çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sağlamak istiyoruz.” ifadeleri ile yeni bir çalışmanın sinyalini verirken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ise, “Sanal kumar konusunda bir eylem planı oluşturduk. Sanal kumar konusunda önümüzdeki günlerde yine bir araya gelerek ilave olarak neler yapabileceğimizi görüşeceğiz.” diye konuştu. 6.KÜRESEL DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR KONGRESİNDE İLK GÜN Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ortaklığı ile 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi bugün İstanbul”da başladı. Kongrenin açılışına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk ve dünyadan birçok uzman katıldı. BAŞKAN DİNÇ: KUMAR BAĞIMLILIĞI BAŞVURULARI İLK KEZ MADDE BAĞIMLILIĞI BAŞVURULARINI GEÇTİ Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Doç.Dr. Mehmet Dinç, 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ndeki açılış konuşmasında çok çarpıcı tespitlerde bulundu. Dinç, şunları söyledi: Verdiğimiz mücadele tüm insanlık için. İnsanları korumak ve kurtarmak üzere ülkemizin her yerinde, dünyanın 65 ülkesinde hem önleme hem de rehabilitasyon anlamında büyük mücadele veriyoruz. Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak 2012 yılında ilk kez uluslararası teknoloji bağımlılığı zirvesini düzenlemiştik. Dünyanın en kıymetli araştırmacıları, uzmanları 2 gün boyunca bizimle olacak. Kalıcı olarak bu bağımlılık sorunlarını nasıl çözeriz, bunu konuşacağız. Bireysel haklar ne kadar kutsal ise, bireysel hakların toplumsal hakların önüne geçmemesini sağlamak zorundayız. Davranışsal bağımlılıkların daha önce bireye verdiği zararlar üzerine çalışıldı. Artık toplumsal yapıya verdiği zararları konuşmamız ve bunu nasıl engelleriz meselesinin konuşulmasına ihtiyacımız var. Tütün, uzun yıllar doktorlar eliyle pazarlandı. Tütünün sağlığa yararı değil, zararı olduğu belirlendiğinde üzerinden çok uzun zaman geçmişti. Hepimizin mahalleden komşusu, akrabasından, ailesinden davranışsal bağımlılık sorunu yaşayanlar var. En başta kumar ile ilgili çok büyük bir sorunumuz var. Madde bağımlılığı meselesi ile ilgili başvurular her sene birinci sırada çıkardı. İlk kez bu yıl kumar bağımlılığı öne çıktı. “KUMAR TAHAMMÜL EDİLEBİLİR DE, KABUL EDİLEBİLİR DE DEĞİL, ACİLEN YASAL DÜZENLEME BEKLİYORUZ” “Kumarın tahammül edilebilir, kabul edilebilir bir konu olmadığını söylüyoruz.” diyen Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: Acilen yasal düzenlemeler gerektiğini düşünüyoruz. Koca koca billboardlarda kumar reklamlarının yayınlanmalarını da içimize sindiremiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok güçlü bir dirayeti var. Geçtiğimiz günlerde kumar ile ilgili yolların kapatılması ile ilgili çok net bir mesaj verdi. İnşallah çalışmalarımızın yakın zamanda meyvesini alacağız. Zor bir dönemden geçiyoruz, hızlı hareket etmemiz, acil tedbirler almamız gerekiyor. Hem ülkemizdeki süreci yönetmek hem de dünyaya örnek olacak çalışmalar yapmalıyız. “DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR DİĞER BAĞIMLILIKLARA DA EVRİLEBİLİR, KARMAŞIK BİR SÜREÇ” Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk, kongrede ikinci sözü alan isim oldu. Öztürk, davranışsal bağımlılıklarla ilgili tespitlerini 3 maddede sıraladı, şunları söyledi: Davranışsal bağımlılıklar meselesi çok önemli bir mesele. Yeni bir bağımlılık türü olduğu için çok gözardı ediliyor. Dışarıdan alınan bir madde ile bağımlı olmak çok eski bir mesele. Bunu biliyoruz ama davranışsal bağımlılık öyle değil. Hala bu konu ile ilgili sıkıntılar var. Siz 3-4 yaşındaki bir çocuğun elinden oyunu, telefonu alamıyorsunuz. Oyundan, ekrandan uzak tutamıyorsunuz. Çok erken başlayan bir süreç. Şunu kullanmayın diyebiliyoruz. Ama teknolojiyi kullanmayın diyemiyoruz. Hepimiz kullanıyoruz. Çok hassas ve karmaşık bir mesele. Davranışsal bağımlılıklarda diğer bağımlılıklara evrilme ihtimali de çok yüksek. Türkiye Yeşilay Cemiyeti, dünyaya örnek olabilecek bir şekilde bilimsel faaliyetler düzenleyerek, kliniklerindeki rehabilitasyonları ile büyük bir görev yapıyor. Normal ile anormali ayırmanın çok zor olduğu bir bağımlılıktan bahsediyoruz. Tedavi noktasında bir çalışmamız elbette var. Ama engellenmesi noktasında da bir şeyler yapılmalı. BAKAN GÖKTAŞ: ÇOK SİNSİ BİR TEHLİKE Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, davranışsal bağımlılıklarla ilgili yaptığı konuşmada dikkat çeken ifadeler kullandı. Bakan Göktaş, “Davranışsal bağımlılık olağan akışın içinde gizlidir. Fark etmek bu nedenle zordur. Teknoloji ile iç içe yaşadığımız bu dönemde çocuklarımız ve gençlerimiz için çok sinsi bir tehlike oluşturuyor. Sosyal medya devlerinin birinin raporunda bu bağımlılıkların, empati kaybı, anksiyete bozukluğu sorununa vurgu yapılıyor. İş yeri, okula bağlılığa zarar verdiği de açıkça belirtiliyor. Amacımız insan sağılığına, toplum sağlığına zarar veren her bağımlılığa karşı mücadele etmeliyiz. Bağımlılık riskine karşı erken müdahale programları hazırlıyoruz. 18 yaş üstü bireylerin ailesiyle birlikte topluma katılmasını sağlıyoruz. Çocuklarımızı yazılı, görsel ve dijital içeriklere karşı korumak için önlemler alıyoruz.” dedi. “YENİ BİR APLİKASYON VE YASAL DÜZENLEME ÇALIŞMAMIZ VAR” Bakan Göktaş sözlerine şöyle devam etti: Anneler ve babalar risklere karşı çocuklarını nasıl koruyacaklarını öğrenmek istiyor. Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitimleri ile toplumun farklı kesimlerine bilinç kazandırıyoruz. Sosyal medya platformlarının temsilcileriyle sık sık bir araya geliyoruz. Anne ve babaların çocuklarını takip edebilecekleri bir uygulama üzerinde çalışıyoruz. Yeni bir yasal düzenleme ile çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sağlamak istiyoruz. Bağımlılık artık cebimizde taşıdığımız küçük bir ekranda başlıyor. Bu bağımlılıkların panzehri teknolojiyle savaşmak değil. Aile ile yeniden bağ kurmak bu panzehirdir. Bu nedenle 2025 yılını Aile Yılı ilan ettik. Bağımlılıkla mücadele aile ile başlar. Bu kongre de ailelerimize olan inancımızın büyük bir göstergesidir. “BAĞIMLILIKLAR İNSANLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ELİNDEN ALIYOR” Protokolde son olarak sözü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz aldı. Yılmaz, hükümetin ve kamu kurumlarının bağımlılıkla mücadelede büyük çaba sarf ettiğini vurguladı ve şunları söyledi: Sayın Cumhurbaşkanımız bağımlılıkla mücadele konusunda makamının dışında şahsi olarak da büyük çaba gösteriyor. Dijital çağın yükselişiyle birlikte davranışsal bağımlılıklarla ilgili böyle bir kongre düzenlenmesini çok yerinde buluyor ve tebrik ediyorum. Özellikle uluslararası iş birliğine ben de buradan vurgu yapmak istiyorum. Özellikle sanal alanda yaptığınız mücadele ulusal düzeyde bir miktar sonuç veriyor. Bunlarla mücadele uluslararası iş birlikleriyle yapıldığında sonuç veriyor. Artık karşımızda fark edilmesi zor ama tehlikeli bir bağımlılık var, o da davranışsal bağımlılıklar. Davranışsal bağımlılık dediğimiz şey; sosyal medya, sanal kumar, oyun, çevrimiçi alışveriş, ekran süresinin uzaması gibi kişinin kendisi istemese bile bu alışkanlıkları sürdürmesidir. Bağımlılıklar esas itibarıyla insanların özgürlüğünü kısıtlıyor. Kendisi tercih ediyor ve yapıyor gibi gözükse de artık tercih yapamıyor duruma geliyorlar. Özgürlük söylemi artında bağımlılıklara teşvik edecek ortamlar yerine insanların özgürlüğü için bu bağımlılıklardan kurtarılması için çağrı yapmamız lazım. Kumar, bilgisayar oyunları, sosyal medyanın kontrolsüz kullanımı gibi konular gençlerimizi ve çocuklarımızı sinsice etkisi altına almaktadır. “YENİ NESİL KAYGI BOZUKLUKLARI ORTAYA ÇIKTI” Yılmaz, davranışsal bağımlılıklar sonrası yeni tespitler yapıldığına dikkat çekere şöyle konuştu: Telefonsuz kalma, internetsiz kalma gibi yeni nesil kaygı bozuklukları da ortaya çıkmış durumda. Bu da sosyal hayatı doğrudan etkiliyor. Dünya genelinde Kadınların yüzde 5,5, erkeklerin 11,9″unun zarar gördüğü ortaya konulmuş durumda. Oyun oynama bozukluğu uluslararası hastalık sınıflandırmasına eklenmiştir. Birçok ülkede yeni kuralların geliştirildiğini, yeni düzenlemeler yapıldığını görüyoruz. Ülkemizde de çocuklara internet kullanımının zarar vermesinin engellenmesi için TBMM Dijital Mecralar Komisyonu çalışmalarını sürdürmektedir. Birçok kurum ortak çalışmadıkça başarı elde edemeyiz. Kurumlar arası çok daha güçlü işbirlikleri yapılması hayatidir. “SANAL KUMAR İÇİN İÇ VE DIŞ FİNANS BBAĞLANTISINI KESMELİYİZ, MASAK”A ÇOK İŞ DÜŞÜYOR” 2019 yılında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu oluşturulmuştur. Sadece madde bağımlılığı değil, davranışsal bağımlılıklarla mücadeleyi de devlet politikası haline getirmiş durumdayız. Sanal kumar konusunda bir eylem planı oluşturduk. Sanal kumar konusunda önümüzdeki günlerde yine bir araya gelerek ilave olarak neler yapabileceğimizi görüşeceğiz. İç ve dış finansal hareketleri kontrol edebilirsek, sanal kumarı daha etkili durdurabiliriz. Aksi halde birini kapatıyorsunuz, diğeri açılıyor. Burada MASAK”ın yapacağı çok önemli. Buradaki iş birliği çok önemli.
Source: Ayşenur İdri̇s
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Davranışsal bağımlılıkla mücadele, birçok kurumun ortak sorumluluğu haline gelmiştir
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yeşilay tarafından, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işbirliğinde Bakırköy”deki bir otelde düzenlenen 6. Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”nde yaptığı konuşmada, kongrenin işbirliğini, yenilikçi politika önerilerini ve bilimsel katkıyı daha da güçlendireceğini söyledi.
Yılmaz, bağımlılık olgusunun yalnızca uyuşturucu, sigara gibi maddelere indirgenemeyecek kadar çok boyutlu bir yapıya büründüğünü, artık karşılarında fark edilmesi zor ama etkisi güçlü bir tablo olan davranışsal bağımlılıklar olduğunu vurguladı.
Davranışsal bağımlılığın, sosyal medya, dijital oyunlar, çevrim içi alışveriş, kumar ya da ekran başında geçirilen süre gibi davranışların kişinin kendi kontrolünden çıkması ve istemese bile bu davranışları sürdürmesi olduğunu belirten Yılmaz, “Bağımlılıklar esas itibarıyla insanın özgürlüğünü kısıtlıyor. Kendisi tercih edip yapıyormuş gibi görünse de aslında artık tercih yapamaz konuma insanları sürükleyen bir süreçten bahsediyoruz. Dolayısıyla gerçek anlamda özgürlüğü savunacaksak, bağımlılıklara karşı hep birlikte mücadele etmemiz lazım. Özgürlük söylemi altında bağımlılıkları teşvik edici bir ortam oluşturmak yerine gerçek anlamda özgürlük için insanların bu bağımlılıklardan kurtarılmasına yönelik hep birlikte işbirliği yapmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Akıllı telefonlar ve tabletler yoluyla sürekli uyaranlara maruz kalındığını belirten Yılmaz, “Kumar, bilgisayar oyunları ve sosyal medyanın kontrolsüz kullanımı gibi alışkanlıklar, özellikle gençlerimizi ve çocuklarımızı sessizce etkisi altına almaktadır.” diye konuştu.
Yılmaz, telefonsuz kalma ve gelişmeleri kaçırma korkusu ile internetsiz kalma gibi yeni nesil kaygı bozukluklarının ortaya çıktığını aktararak, bu bağımlılıkların sadece ruh sağlığını değil, aile ilişkilerini, üretkenliği, eğitimi ve sosyal hayatı da doğrudan etkilediğini anlattı.
“Kurumlar arası çok daha güçlü işbirliklerinin yapılması son derece hayati”
Dünya Sağlık Örgütünün, dünya genelinde kadınların yaklaşık yüzde 5,5″inin, erkeklerin yüzde 11,9″unun kumar nedeni ile zarar gördüğünü ortaya koyduğunu anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Oyun oynama bozukluğu, kişisel ve sosyal işlevselliği olumsuz etkileyen bir durum olarak Uluslararası Hastalık Sınıflandırılması”na eklenmiştir. 2022 yılında, Avrupa Parlamentosu, dijital bağımlılıklar için önlemler alınmasını talep eden bir karar kabul etmiştir. Karar, video oyun bağımlılığının bazı oyuncular için bir sorun olduğunu vurgulamış ve Dünya Sağlık Örgütünün oyun bozukluğu tanımını kabul etmiştir. Asya”dan Avrupa”ya birçok ülkede, yeni kuralların geliştirildiğini, yeni düzenlemelerin yapıldığını görüyoruz.
Dünya ülkelerine benzer şekilde ülkemizde de internet kullanımının çocuklara zarar vermesinin önlenmesi ve internet yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisimiz Dijital Mecralar Komisyonu çalışmalarını sürdürmektedir. Davranışsal bağımlılıkla mücadele, sadece sağlık ya da psikoloji alanının değil, eğitimden sosyal hizmete, medya politikalarından teknoloji kullanımına kadar birçok kurumun ve disiplinin ortak sorumluluğu haline gelmiştir.”
İnterdisipliner yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, “Birçok kurum ortaklaşa çalışmadığı sürece etkili politikalar şekillendirmemiz ve hayata geçirmemiz mümkün değil. Daha bütüncül bir bakış açısı, kurumlar arası çok daha güçlü işbirliklerinin yapılması son derece hayati. Kongrede, bu ortak sorumluluğu paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, Türkiye olarak bağımlılıkla mücadeleyi sadece sağlık değil, eğitim, toplum ve dijital yaşam boyutlarıyla birlikte ele alan bütüncül bir yaklaşımla sürdürdüklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan”ın da bu alanda herkes için büyük bir destek sunduğunu aktardı.
“Amacımız teknolojinin faydalı, bilinçli bir şekilde kullanımını sağlamak”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Davranışsal Bağımlılıklar ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nın da Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda Milli Eğitim Bakanlığından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, İçişleri Bakanlığından Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna kadar birçok kurumun işbirliğiyle uygulanmaya devam ettiğini dile getirdi.
Sadece merkezi düzeyde değil, yerel düzeyin de önemini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Yerel düzeyde de illerde valiliklerin başkanlığında, il sağlık müdürlüklerinin koordinasyonunda çalışan Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulları da çok önemli. Yerel eylem planlarıyla bu çalışmalar hayata geçmiş oluyor. Yerel organizasyonların bir diğer önemli noktası şu, mücadele etmeniz gereken bağımlılık türleri farklılaşabilir, her ildeki öncelik aynı olmayabilir. Dolayısıyla bu genel stratejinin yerele de yansıtılması, yerel önceliklerle buluşması son derece kıymetli.”
İnsan kaynağı ve uygulama kapasitesinin de güçlendirildiğini aktaran Yılmaz, “Bugün Türkiye genelinde Sağlıklı Hayat Merkezleri bünyesinde görev yapan psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimciler, teknoloji ve internetin güvenli kullanımı konusunda bireysel danışmanlık hizmeti sunmaktadırlar. Teknolojiye elbette karşı değiliz, amacımız teknolojinin faydalı, bilinçli bir şekilde kullanımını sağlamak. Her konuda olduğu gibi teknoloji konusunda da riskleri görüp, bu riskleri azaltmak. Farkındalık oluşturmak, aileyle birlikte bu mücadeleyi sürdürmek gerçekten çok önemli.” şeklinde konuştu.
Sanal kumarla ilgili eylem planı oluşturuldu
Yılmaz, son dönemde sanal kumarın da Türkiye”de daha fazla gündem olduğunu belirterek, bu konuyla ilgili kurumlarla toplantılar gerçekleştirdiklerini ve bir eylem planı oluşturduklarını dile getirdi.
Birçok ailenin bu bağımlılık nedeniyle yıkılıp zarar gördüğünü belirten Yılmaz, “Bu noktada en önemli unsurlardan birinin finansal hareketler olduğuna inanıyorum. Bunları kontrol edebilirsek, sanal kumarı çok daha etkili kontrol edebiliriz diye inanıyorum. Aksi takdirde bir siteyi kapatıyorsunuz, uluslararası alandan bir başka siteler açılabiliyor. Finansal hareketleri hem içeride hem uluslararası alanda etkili bir şekilde takip edebilirsek, sanal kumarla daha güçlü mücadele edebiliriz.” dedi.
Yılmaz, önleyici mekanizmaların da önemine vurgu yaparak, “Riskleri, önceden görüp, ölçüp, riskli alanları, riskli kişileri, riskli bölgeyi tayin edip, belirleyip, bu riskleri nasıl azaltabiliriz diye çalışmak gerçekten çok kıymetli. Eğitim sistemi içinde olan çocuklarımızla ilgili, başka alanlarda kurumsal yapılarla birlikte bizim her şeyden önce riskleri belirlememiz, riskli çocukları belirlememiz ve onları destekleyici daha odaklı programlar hayata geçirmemiz çok etkili olur diye inanıyoruz.” diye konuştu.
Özellikle uyuşturucu bağımlılığında, belli bir aşamadan sonra tedavi oranının bütün çabalara rağmen çok düşük olduğunu aktaran Yılmaz, “Riskli çocuklarımıza erken aşamada ulaşırsak, başarı şansının ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz. Teknolojinin kötüye kullanımı değil de yapay zeka başta olmak üzere birçok teknolojiyi risk analizinde kullanabiliriz. Riskli çocuklarımızın tespitinde kullanabiliriz ve bu şekilde çok daha etkili mekanizmalarla bağımlılıkla mücadele edebiliriz diye inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, özellikle bağımlılık alanında sivil toplum kuruluşlarının ve kamunun birlikte çalışması gerektiğine, sivil toplum kuruluşlarının desteğinin önemine vurgu yaptı.
Kongreye, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Valisi Davut Gül, Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, Yeşilay Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, alanında uzman konuşmacılar ve davetliler katıldı.
Konuşmasının ardından Dinç, Yılmaz”a, madde kullanımı bozukluğu olan birinin, Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) atölyesinde yaptığı çini çalışmasını hediye etti.
Bakan Göktaş: Amacımız, bağımlılığın her çeşidiyle mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmek
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da yaptığı konuşmada, internet, oyun, kumar gibi davranışsal bağımlılıkların konuşulduğu toplantıyı çok önemli bulduklarını kaydetti.
Davranışsal bağımlılığı fark etmenin, çoğu zaman sanılandan daha zor olduğunu dile getiren Göktaş, bu bağımlılığın hayatın olağan akışı içinde gizli, günlük alışkanlık gibi gözüktüğünü ve bireyin ruhunu, ilişkilerini, yaşam kalitesini sessizce ele geçirdiğini, özellikle teknolojiyle iç içe yaşayan çocuklar ve gençler için çok daha sinsi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Bir sosyal medya şirketince hazırlanan rapordan örnek veren Göktaş, “Sosyal medya kullanımı çok sayıda negatif ruhsal etki ile bağlantılı. Bu etkiler arasında analitik beceri, hafıza oluşumu, empati kaybı ve anksiyete artışı yer alıyor. Daha da çarpıcı olan, bu mecranın uykuya, iş yeri ve okul sorumluluklarına, yakınlarla kurulan bağlara zarar verdiği raporda açıkça ifade ediliyor. Ne kadar çarpıcı bir konu. Bu durum bize şunu gösteriyor. Bağımlılık sadece bireyin değil, ailenin, toplumun ve geleceğimizin meselesidir.” diye konuştu.
Bakan Göktaş, amaçlarının insan sağlığına, toplum huzuruna zarar veren bağımlılığın her çeşidiyle mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmek olduğunun altını çizdi.
Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu ile ulusal ve uluslararası düzeyde politika süreçlerini yürüttüklerini, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı”yla bağımlılık tehdidine karşı bütüncül bir yol haritası izlediklerini aktaran Göktaş, bağımlılık riskine karşı erken müdahale programları, aile danışma merkezleri ve yerel işbirlikleri geliştirdiklerini ifade etti.
Yeniledikleri Sosyal Uyum Süreci Danışmanlığı modeliyle 18 yaş üstü bağımlı bireylerin, aileleriyle birlikte topluma güçlü bir şekilde katılmasını sağladıklarını anlatan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sosyal Medya Çalışma Grubumuz ile sosyal medyadaki içerikleri çok yakından takip ediyoruz. Çocuklarımızı yazılı, görsel ve dijital yayınların zararlarından korumak için koruyucu ve önleyici tedbirler alıyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızın, çocukları için tehdit olduğunu düşündükleri içerikleri kolayca bildirebilmeleri için DUY İhbar Platformu”nu oluşturduk. Sadece geçen sene DUY İhbar Platformumuz vesilesiyle 2 bin 550 içeriğe müdahale ettik.”
“Güvenli ve sağlıklı dijital ortamları yaygınlaştırmaya çalışıyoruz”
Göktaş, zararlı içerikler hususunda hızlı bir aksiyon aldıklarını belirterek, “Diğer yandan, dijital bağımlılığı öncelikli bir sorun olarak ele alıyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl “Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayları” gerçekleştirdik. Bu çalıştayda alanında uzman isimlerin yanı sıra aileler ve çocuklarla bir araya geldik. Çalıştaydan elde ettiğimiz en önemli bulgu şuydu. Ebeveynler de çocuklar da dijital dünyanın beraberinde getirdiği risklerin farkında. Anneler ve babalar, bu riskleri tanımak ve çocuklarına nasıl destek olabileceklerini öğrenmek istiyor. Çocuklar ise keşif ve öğrenme fırsatlarının dengelendiği ortamlara ihtiyaç duyuyor. Bu durum da bizi, ailelere ve çocuklara yönelik eğitim ve farkındalık programlarını yaygınlaştırmaya yönlendiriyor.” görüşünü paylaştı.
Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitimleri ile toplumun farklı kesimlerine bağımlılık konusunda farkındalık kazandırdıklarını vurgulayan Göktaş, “Ayrıca Aile Eğitim Programımız kapsamında, bağımlılıktan korunma yöntemleri ile medyanın kullanımıyla ilgili ebeveynleri bilinçlendiriyoruz. Güvenli ve sağlıklı dijital ortamları yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bunun için sosyal medya platformlarının temsilcileri ile sık sık bir araya geliyoruz. Annelerin ve babaların çocuklarını takip edebilecekleri bir uygulamayı ilgili bakanlıklarımızla beraber çalışıyoruz. Diğer hayata geçireceğimiz yeni bir yasal düzenlemeyle çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sunmak istiyoruz.” sözlerini sarf etti.
Bakan Göktaş, bağımlılığın artık cepte taşınan küçük bir ekrandan başladığına dikkati çekerek, “Bu bağımlılıkların panzehiri teknolojiyle savaşmak değil, aileyle yeniden bağ kurmak, iletişim kurmak. İşte bu yüzden 2025 yılını, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle “Aile Yılı” ilan ettik. Bağımlılıkla mücadele aileyle başlar ve bu kongre, davranışsal bağımlılıkla mücadelede ailenin gücüne olan inancımızın somut bir göstergesidir.” ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Yeşilay Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç sabah.com.tr’ye konuştu! Sosyal medya için düzenleme çağrısı
SABAH Gazetesi sponsorluğunda, Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ortaklığı ile 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi bugün İstanbul”da başladı. Kongrenin açılışına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk ve dünyadan birçok uzman katıldı. 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ndeki açılış konuşmasında çok çarpıcı tespitlerde bulunan Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, sabah.com.tr”nin sorularını yanıtladı. Mehmet Dinç, şu ifadeleri kullandı: “KUMAR BAĞIMLILIĞI İLE İLGİLİ BÜYÜYEN BİR TEHLİKE KARŞIMIZDA DURUYOR” Bağımlılıklar arasında kumar bağımlılığı özellikle günümüzde sanal ve dijital kumar bağımlılığı olarak ön plana çıktı. Hem gençlerimizi hedef alıyor hem de kolay ulaşılabilir gözüküyor. Bunun önüne nasıl geçebiliriz? Kumar bağımlılığı ile ilgili büyüyen bir tehlike karşımızda duruyor. Biz bunu hem saha çalışmalarımızda hem de Yeşilay”a gelen başvurularda görüyoruz. Şimdiye kadar Yeşilay Merkezimize başvurularda temel olan şey madde bağımlılığıydı ama son 2 yıldan beri kumar bağımlılığı insanların başvurma sebepleri olarak ortaya çıkıyor. Ve bize başvuranların ötesinde yaptığımız araştırmalarda başvurmayan, ümidini kaybetmiş, hiçbir şekilde toparlayacağını düşünmeyen ve canına kıyan çok daha zararlı davranışlarda bulunan insanların olduğunu biliyoruz. O yüzden kumar bağımlılığı meselesini Türkiye”nin çözmesi gereken, üzerinde durması gereken en önemli meselelerden biri olduğuna inanıyoruz ve bununla alakalı Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak hem davranışsal bağımlılık kongremiz çerçevesinde hem de onun dışında yaptığımız çalışmalar çerçevesinde yoğunluklu olarak çalışmalar yapıyoruz. “SOSYAL MEDYA İLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR” Özellikle davranışsal bağımlılıklar noktasında en zayıf halkamız ya da en çok Yeşilay”ın odaklandığı bir madde var mı? Bu yılki yol haritasında hangi başlıklar olacak? Davranışsal bağımlılıkları bu yıl çok geniş bir çerçevede ele alıyoruz. Alışveriş bağımlılığından, sosyal medya bağımlılığına kadar çok geniş bir çerçevede davranışsal bağımlılık olarak nitelendirilebilecek birçok konuyu gündeme getiriyoruz ve bu konuda neler yapabiliriz, dünyada neler yapılabiliyor? Bilimsel temelli bir zeminde konuşuyoruz ve tartışıyoruz. Bizim en çok üzerinde durmak istediğimiz kumarla beraber sosyal medya bağımlılığı. Çünkü sosyal medya bağımlılığında çok erken yaşlardan itibaren çocukların maruz kalması ve buna bağlı olarak zararlı içerikler, zararlı mesajlar ve zararlı akımlar sebebiyle yanlış yönlere yönlendirilmeleri ve erken gelişim dönemlerinde telafisi çok zor yıkımlarla karşılaşmaları söz konusu olabiliyor. O yüzden sosyal medya ile alakalı da bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yeşilay Başkanı Sabah.com.tr”ye konuştu: “Telafisi zor yıkımlarla karşılaşılabilir” | Video “BU BİR TOPLUMSAL MESELE…” TikTok gibi mecralarda akımların çok fazla davranışları etkilediğini görüyoruz. Bu noktada neler söylersiniz? Bu konuda anne babaların çok dikkatli olmaları gerekiyor ama toplumun da dikkatli olması gerekiyor. Bu bir toplumsal mesele. Maalesef bu konuda yapılan düzenlemelere bireysel hak ve özgürlüklerin gaspı olarak bakılıyor. Halbuki bireysel hakları gözeteceğiz diye toplumsal anlamda problem yaratacak ve toplumda ciddi anlamda gerilimlere, güven kayıplarına belki suçlara sebep olacak akımların önünü açmamak lazım. Bu noktada toplumsal refahı, toplumsal bütünlüğü, toplumsal huzuru öncelememiz gerekiyor. Bazen bu bir kişinin hayat tarzı olarak düşündüğü şeye uymayabilir ama o da bu düzenlemeden uzun vadede çokça faydalanacaktır. Netice olarak şunu ısrarla söylemek isterim; Mutlaka sosyal medya veya dijital kullanım ile alakalı zarar potansiyeli tespit edilebilecek durumlar konusunda kanuni düzenlemeler yapılması lazım ve toplumun bu düzenlemelerin peşine düşmesi, sahip çıkması gerekiyor. “DİJİTAL BAĞIMLILIKTAN HERKES ETKİLENİYOR” Bağımlılık türlerinin kuşaklara göre çok fazla farklılık gösterdiğini biliyoruz. Bu noktada ayrı çalışmalarınız var mı? Dijital bağımlılık konusunda akla hep gençler ve çocuklar geliyor ama baktığınızda yetişkinler de çok iyi durumda değiller. Yaşlılar da çok iyi durumda değiller. Bütün toplumu farklı farklı etkisi altına alan bir durumdan bahsediyoruz. Herkes bundan etkileniyor. Dolayısıyla bu problemi konuşurken parmağımızı direkt çocuklara ve gençlere yöneltmeyelim. Önce kendimize dönelim, biz bu konuda ne kadar iyiyiz. Bu konuda daha iyi bir noktaya gelmek için neler yapabiliriz. Sonrasında da toplumumuzu ve insanımızı korumak için ne tür sorumluluklar alabiliriz ona bakmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Source: Sabah İnternet
Uzmanlardan ailelere dijital bağımlılık uyarısı: Çocuklar sanal kumarda ödül ve değer görme arayışında!
SABAH Gazetesi sponsorluğunda, Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortaklığı ile 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi bugün İstanbul”da başladı. Kongrenin açılışına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Mücahit Öztürk ve dünyadan birçok uzman katıldı. 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ndeki açılış konuşmasında çok çarpıcı tespitlerde bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Genç Yeşilay Topluluğu Danışmanı Prof. Dr. Zeliha Traş, sabah.com.tr”nin sorularını yanıtladı. “AİLE BAĞLARININ ZAYIF OLMASI EN BÜYÜK ETKEN” Çocuk ve gençlerde dijital bağımlılıkla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Zeliha Traş, “Çocuk ve ergenlerde dijital bağımlılığın tanımına baktığında dijital araçların olduğundan daha fazla ihtiyacın üzerinde kullanılması günlük hayatın söz konusu. Özellikle çocuk ve ergenlerde oyun oynama bağımlılığı veya buna benzer sanal kumar bağımlılığı olabilir. Biz incelediğimiz zaman araştırma bulgularında çocuk ve ergenlerde ailelerdeki ilişkilerin ve bağların zayıf olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla öğrencinin zamanını ve enerjisini kullanmak için dijital araçlara yönlendiğini görüyoruz. Çocuk ve ergenlerde ele aldığımız önleyici tedbirler, belki bu konuda biraz daha çocukların riske girmesini önleyici olabiliyor” dedi. Uzmanlardan ailelere dijital bağımlılık uyarısı: “Çocuklar sanal kumarda ödül ve değer görme arayışında” | Video KULLANIMINI NASIL UYGUN HALE GETİREBİLİRİZ? Dijital çağa uygun ebeveynlerin gelişmesine yönelik de açıklama yapan Prof. Dr. Zeliha Traş, şöyle devam etti: Yeşilay”ın buna benzer çalışmaları var. Aile Bakanlığı”nın özellikle dijital ebeveynlik konusunda önerileri var. Teknolojiye hayır diyemiyoruz ama kullanımına nasıl uygun hale getirebileceğimiz konusunda öğrencilerle çalışma yapmamız gerekiyor. Çocuklarımızla buna uygun doğru sağlıklı internet kullanımı konusunda çalışmalar yaptığımızda bunun önleyici bir çalışma olduğunu görüyoruz. DÜNYADA KATI ÖNLEMLER ALINIYOR Davranışsal bağımlılıklar konusunda hangi başlıkların ön plana çıktığına da değinen Prof. Dr. Zeliha Traş, şunları söyledi: Türkiye”de yavaş bir başlangıçla beraber hızlı bir ivme görüyoruz. Özellikle internet internette oyun oynama ve sanal kumar oynama ile ilgili bazı bulgularda çok yüksek bir oran görüyoruz. Fakat dünyadaki orana baktığımızda bazı ülkeler çok yapıcı ve katı bazı önlemler alıyorlar. Türkiye”de de Yeşilay ve Aile Bakanlığı bu konuda önlemler almaya başladı. Sağlıklı sonuçlarını da görmeye başladık. SOSYAL MEDYADAKİ YAŞ DÜZENLEMESİ Sosyal medyadaki yaş düzenlemesi ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Zeliha Traş, “Burada araştırma bulgularına dayalı olarak hareket etmemiz gerekiyor. Hangi amaçla kullandığına ilişkin veriye dayalı bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal hayat içerisinde sosyal meydanın kullanıldığı ve hayat kurtardığı deprem gibi zamanlar olabiliyor. Fakat bunun sağlıklı olmayan sanal kumar gibi kullanıldığı durumlar olabiliyor. Amaç ve kullanılış biçimiyle ilgili bir düzenleme çok daha sağlıklı olacaktır. AİLELERE ÇAĞRI: ÇOCUKLAR ÖDÜL ARAYIŞINA GİRİYOR Özellikle erken çocukluk döneminde anne baba ve çocuk arasındaki etkileşimin koruyucu bir faktör olduğunu biliyoruz. Güzel ve mutlu geçirilen zamanların koruyucu olduğunu görüyoruz. Ailenin dışladığı, ailenin zaman ayırmadığı çocukların kendilerini önemli hissettiği bilgisayar oyunlarına veya sanal kumar oyunlarına kendilerini kaptırdığını ve ödül arayışında olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla ödülü sevgiyi ve ilgiyi ailemize vermemiz gerektiğini söyleyebiliriz” dedi.
Source: Sabah İnternet
Dehşet evi! Bir aile böyle yok oldu: Detaylar kan dondurdu
Kan donduran olay, ABD’nin Nebraska eyaletinde yaşandı. 42 yaşındaki Jeremy Koch, akıl hastanesinden çıktıktan 3 gün sonra ailesine dehşeti yaşattı. Edinilen bilgiye göre Koch ailesi, büyük oğullarının mezuniyet törenine gitmek için hazırlanıyordu. ÖNCE KARISINI ARDINDAN OĞULLARINI KATLETTİ Psikolojik rahatsızlığı olduğu bildirilen adam, önce karısı Bailey”i, ardından oğulları Hudson ve Asher”ı bıçaklayarak öldürdü. Komşuların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede 4 kişilik ailede kurtulan kimsenin olmadığı kaydedildi. “”BUNU YAPAN JEREMY DEĞİLDİ…”” Bailey’in ailesi, konuya ilişkin sosyal medyada yaptıkları paylaşımda “Jeremy uzun yıllardır akıl hastalığıyla mücadele ediyordu. Depresyonu psikoza dönüşmüştü. Bu korkunç eylemi yapan Jeremy değildi. Hasta bir zihindi.”” İfadelerini kullandı. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldı.
Source: Türkiye Gazetesi
3 saniyelik zeka testi: 999″u gören üstün zekalıdır! Sosyal medyada gündem oldu
Beyin egzersizlerini sevenlerin favorisi haline gelen bu görsel bulmaca, algı ve dikkat becerilerinizi sınarken aynı zamanda beynin kalıpları nasıl otomatik tamamladığını da ortaya koyuyor.Zihnimiz alışılmış düzenleri tamamlamaya meyilli olduğu için, bu tür küçük farklılıkları gözden kaçırmak oldukça kolay hale geliyor.Görselde onlarca “995” sayısı yan yana dizilmiş durumda. Ancak bu sayıların arasında yalnızca bir adet “999” var. Göreviniz, bu farklı olan sayıyı yalnızca 3 saniyede bulmak! Öyleyse haydi, şimdi başlayın…Zihinsel aktiviteleri sevenlerin ilgisini çeken bu optik illüzyon, görsel algınızı ciddi anlamda zorluyor. Sosyal medyada kısa sürede popüler hale gelen bu test, hem gözlerinizi hem de beyninizi aynı anda çalıştırıyor.Görsel, insan beyninin eksik bilgileri nasıl tamamladığını ve tanıdık desenleri otomatik olarak nasıl algıladığını gözler önüne seriyor.Bu yönüyle sadece bir dikkat testi değil, aynı zamanda algı sistemimizin nasıl çalıştığına dair etkileyici bir örnek sunuyor.Eğer belirlenen süre içinde doğru yanıtı bulduysanız, tebrikler! Bu, detaylara verdiğiniz önemin ve keskin bir dikkat düzeyine sahip olduğunuzun göstergesi.Henüz bulamadıysanız endişelenmeyin, biraz daha dikkatli bakın veya aşağıdaki cevap kısmına göz atın.
Source: Kübra Yılmaz
Engelli vekilin hayatını anlatan “Buğday Tanesi” filmi İzmir”de öğrencilerle buluştu
Engelliler Haftası dolayısıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünce İzmir İktisat Kongre Merkezi”nde organize edilen gösterime, Serkan Bayram ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Film gösterimi sonrası konuşan Bayram, öğrencilere hayatından kesitler anlatarak umut ve azim dolu mesajlar verdi.
Engelli birey olarak yaşadığı zorlukları, eğitim sürecini ve milletvekilliğine uzanan yolculuğunu paylaşan Bayram, “1974”te Erzincan”ın Refahiye ilçesinde doğdum. 1 yaşındayken, annem tarlada çalışırken beni bıraktığı ağacın altında çıkan yangında yaralandım. 40 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra, 41″inci gün yaşama tutundum. Çocukluk ve gençlik yıllarım zor geçti. Bugün milletvekiliyim, sizler de hayal edin, asla vazgeçmeyin.” ifadelerini kullandı.
Bayram, engellilerin toplumda hak ettikleri yere gelmeleri için yapılan düzenlemelere dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi”ni kazandım. Ardından, 1997 yılında hakim ve savcılık sınavına girdim, 84 puan aldım. Mülakatta, topuz şeklindeki kapının kolunu iki elimle açmaya çalıştığım için heyet tarafından elendim. Hakim ve Savcılar Kanunu”nun 8. Maddesi “alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı vücut bozukluğu bulunmaması gerekiyor” diyordu. 2015 yılında 41 yaşımda Erzincan”dan milletvekili seçildim. 2021 yılında tüm siyasi partilerin desteğiyle engelli bireylerin hakim ve savcı olmasının önündeki engelleri kaldırdık. Şu an engelli bir kardeşimiz de hakim ya da savcı oluyor.”
Özgüvenini ailesinin ve öğretmenlerinin desteğiyle kazandığını dile getiren Bayram, öğrencilere aile ve öğretmenlerini sevmeleri, hayatın zorlukları karşısında dik durmaları tavsiyesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Macron: Her zamanki gibi Rusya”nın cevabını bekliyoruz
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, konuk olduğu Fransız TF1 kanalında ulusal ve uluslararası meselelere ilişkin soruları yanıtladı.Bir cumhurbaşkanının, Gazze”de yaşananın bir “soykırım” olup olmadığına cevap veremeyeceğini savunan Macron, bu tanımlamayı bir siyasi yetkilinin değil, vakti geldiğinde tarihçilerin yapması gerektiğine işaret etti.Macron, Gazze”de bir insani dramın yaşandığını ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade ederek, “Bu bir dram ve korkunç. İsrail hükümetinin bugün yaptığı kabul edilemez. Bu utanç verici.” dedi.İnsani yardım yollarının açılması için mücadele edilmesi gerektiğini kaydeden Macron, Gazze”ye insani yardımların girişinin engellenmesi hakkında “(İsrail Başbakanı) Binyamin Netanyahu hükümetinin yaptığı çok ciddi sorun.” diye konuştu.Macron, İsrail”in ABD silahlarına bağlı olduğunu belirterek, bölgedeki durumla ilgili gücü elinde tutanın ABD Başkanı Donald Trump”ın olduğunu savundu.- “RUSYA”NIN CEVABINI BEKLİYORUZ”Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”in Türkiye”nin ev sahipliğinde İstanbul”da Rusya-Ukrayna arasında yapılacak barış müzakerelerine katılıp katılmayacağı konusunda bir bilgisi olmadığını anlatan Macron, şöyle devam etti:”Ancak Türkiye”de görüşmelerin yeniden başlatılması önerisini getirenin, ateşkes sorusuna yanıt vermeyen (Rusya) Devlet Başkanı Putin olduğunu hatırlatalım. Ve (Ukrayna) Devlet Başkanı Zelenskiy pazar gece, bence çok haklı ve çok cesur davranarak “Türkiye”ye gelmeye hazırım, çünkü talebiniz bu.” dedi. İşte tam bu noktadayız. Her zamanki gibi, Rusya”nın cevabını bekliyoruz.”Macron, Rusya-Ukrayna savaşında 30 günlük ateşkes sağlanmasını istediklerini dile getirerek, “Barışı istiyoruz.” dedi.- “3”ÜNCÜ BİR DÜNYA ÇATIŞMASI BAŞLATMAK İSTEMİYORUZ”Rusya”nın ateşkesi kabul etmeyi reddettiği takdirde, Avrupalıların gelecek günlerde bu ülkeye karşı yeni yaptırımlar uygulamak istediğini ifade eden Macron, dondurulmuş Rus varlıklarının savaştan sonra Ukrayna”nın yeniden inşa edilmesi için kullanılabileceğine işaret etti.Macron, 3″üncü bir dünya savaşını önlemek adına Ukrayna”ya birlik göndermediklerini vurgulayarak, “Ukrayna”nın kendisini savunmasına yardım etmeliyiz ancak, 3″üncü bir dünya çatışması başlatmak istemiyoruz.” şeklinde konuştu.Ukrayna için güçlü bir ordu istediklerini dile getiren Macron, “Ukrayna”ya yardım etmeyi, ancak gerilimin tırmanmasına asla dahil olmamaya karar verdik.” dedi.Macron, Fransa”nın nükleer caydırıcılığında bir “Avrupa boyutunun” da olduğunu ancak ülkesinin başkalarının güvenliği için bedel ödemeyeceğini söyleyerek, nükleer bombalarla donatılmış uçakların belirli Avrupa ülkelerine konuşlandırılması konusunda konuşmaya başlamaya hazır olduğunu ifade etti.Trump”ın ABD”nin ekonomisinin büyümesine zarar verdiğini savunan Macron, Güney Asya ülkelerinin haksız rekabeti ve ABD”nin ticaretteki son kararları nedeniyle Avrupa”daki sanayi krizinin derinleştiğini vurguladı.Macron, spor müsabakalarında başörtüsü dahil dini simgelerin yasaklanmasından yana olduğunu ifade ederek, farklı spor dallarında bu yasağın geçerli olup olmamasına ise federasyonların karar vermesi gerektiğini belirtti.Cumhurbaşkanı Macron, Hristiyan öğrencilerin gittiği Notre-Dame de Betharram adlı özel okuldaki şiddet ve cinsel istismar iddialarıyla ilgili yarın meclis soruşturma komisyonunda açıklamalarda bulunacak olan Fransa Başbakanı François Bayrou”ya güvendiğini dile getirdi.
Source: Www.star.com.tr
Güney Koreli Profesör uyardı! Oyun şirketlerinin kurduğu büyük tuzak! Gençleri ağlarına böyle düşürüyorlar…
6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ne Güney Kore”den katılan Ergenlerde Dijital ve Kumar Bağımlılığı uzmanı Prof.Dr. Hae Kook Lee, oyun siteleri üzerinde çocuklara ve gençlere kurulan tuzağa dair dikkat çeken ifadeler kullandı. Lee, oyun şirketlerinin sanal kumar yemlemesi yaptığını vurgulayarak ailelere çağrıda bulundu, “Özellikle büyük oyun şirketleri para kazanmak için oyunları bir anlamda kumar haline getiriyor. Oyunların ne kadar oyuna benzediği, kumar özelliği taşımadığı ayırt edilmeli.” dedi. 6.KÜRESEL DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR KONGRESİ BUGÜN DE DEVAM EDİYOR Sabah Gazetesi ana sponsorluğunda Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı”nın ortaklaşa düzenlediği 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”nde ilk gün tamamlandı. Bugün de devam edecek kongrede, dijital bağımlılık, oyun bağımlılığı, kumar bağımlılığı ve davranışsal bağımlılıkların tümüyle ilgili neler yapılması gerektiği tartışılacak. Alanında dünyanın en saygın bilim insanları kongrede çözüm yollarını anlatarak dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek. GÜNEY KORELİ PROFESÖR SABAH.COM.TR”YE KONUŞTU! AİLELER BU TUZAĞA DİKKAT Ergenlerde Dijital Bağımlılık ve Kumar Bağımlılığı Uzmanı Prof.Dr. Hae Kook Lee, 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”nde sabah.com.tr”nin sorularını yanıtladı. Uzman isim, sanal kumar ve oyun bağımlılığı konusunda dikkat çeken uyarılarda bulundu. Güney Kore”li Bağımlılık Uzmanı SABAH TV”ye konuştu | Video Lee, “Özellikle çocukların oynadığı platformlarda kumarın yedirilmemesi bunun önüne ebeveynlerin önüne geçmesi gerekir. Kumarı çağrıştıran oyunlara aileler izin verilmemeli. Aileler buna dikkat etmeli.” dedi. OYUN ŞİRKETLERİNDEN KUMAR TUZAĞI Lee, sanal kumara yönlendirmelerin, oyun siteleri üzerinden yemleme yöntemiyle yapıldığını vurgulayarak, “Özellikle büyük oyun şirketleri para kazanmak için oyunları bir anlamda kumar haline getiriyor. Oyunların ne kadar oyuna benzediği, kumar özelliği taşımadığı ayırt edilmeli. Bu şirketler ve oyunlar yakından takip edilmeli. Önlemler bu çerçevede alınmalı.” dedi. Yeşilay’dan dijital ebeveynlik çalışması! Ailelere kritik uyarı: En büyük etken aile bağlarının zayıf olması Yeşilay Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç sabah.com.tr’ye konuştu! Sosyal medya için düzenleme çağrısı 6.Küresel Davranışsal Bağımlılıklar Kongresi”ne “sanal kumar” damgası: Bu yıl ilk kez madde bağımlılığını geçti…
Source: Sabah