Öcalan’ın çağrısı geliyor
Eli kulağında, Öcalan’ın çağrısı geliyor.*Öcalan’ın çağrısının muhatabı örgüt olacak.Örgüte seslenecek.*Örgüt Öcalan’ın çağrısına uyarsa…Büyük bir milat başlayacak.“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşılacak.*Böyle bir hedefe ulaşılmasında öncü rol hiç kuşkusuz Devlet Bahçeli’nin olacak.Bahçeli, memlekete çok büyük bir hizmet yapmış olacak.BİR SANATÇININ ERDOĞAN’I ÖVMESİ YALAKALIK MIDIR CESARET MİDİRTAYYİP Erdoğan’ın doğum günüydü dün. 71 yaşına girdi.*Ünlü sanatçı Sinan Akçıl, sosyal medyada bir kutlama mesajı yazmış.Kutlama mesajında yer alan şu vurgulara dikkat:*“Bir insan, ülkesinin liderini sevdiğini neden saklar? Benim aklım almaz. ‘Milyonlarca insan seni seviyor, takip ediyor, aman dikkat’ diyenlerin laflarına hiçbir zaman aldırmadım.”*Müzik, tiyatro, sinema, dizi piyasasında geçer akçenin Erdoğan karşıtlığı olduğunu kimse inkâr edemez.Adı “Erdoğan yanlısı”na çıkmış bir sanatçı için cehennemin kapıları aralanmış olur.Ardından da gelir ötekileştirme, yüz buruşturma, küçümseme, dışlama, uzak durma falan…*İşte tam da bu yüzden Sinan Akçıl’ın yaptığına yalakalık diyemiyorum, cesaret diyorum.KESİLMİŞ EN İYİ MAYMUN RACONU BU konuda en iyi açıklamayı hukukçu Orhan Kemal Cengiz yapmış.Dediği şu:*“Irkçılık dediğimiz şey şudur: Bir grup, değiştirilemez karakteristik bir özelliği nedeniyle hedef alınacak. Örneğin kişinin rengi, ırkı, dini, dili gibi.”*Mourinho’nun yaptığı, böyle bir şey değil.Şöyle bir şey:*Kaba, rahatsız edici bir benzetme. Terbiye yoksunu bir yaklaşım.FİLMDE İZLEDİĞİMİZ TRUMP’IN GAZZE HAYALİ- Sakilliği muazzam.- Tarzında Arap şeyhlerinin altın varakları var.- Görgüsüzlüğü müthiş.- Estetikten bin kilometre uzakta.- Bayağılığı kusturucu boyutta.- Zevksizlikten dökülüyor.- Muhayyilesi basit mi basit.ÖZGÜR ÖZEL’İN KUVVET KOMUTANLARINA YÜKLENMESİCHP Genel Başkanları ve yetkilileri, eskiden…- Askere tek kelime edemezlerdi.- Askerle aynı frekansta olmaya özen gösterirlerdi.- Kuvvet komutanlarına ulu orta söz söylemeyi akıllarından bile geçirmezlerdi.- Genelkurmay Başkanı eleştirisi yapamazlardı.- Asker sivil gerilimi çıktığında hemen askerden yana tavır alırlardı.*Aradan zaman geçti.Erdoğan hükümetleri, askeri vesayeti ortadan kaldırdı.Artık Genelkurmay’ın ışıklarına dikkat kesilen kalmadı.Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının isimlerini öğrenen kalmadı.Asker eleştirisi yapmak, bir yüreklilik konusu olmaktan çıktı.*Peki bu özgürleşmenin, bu serbestliğin tadını en çok kim çıkarıyor dersiniz?Kim olacak?CHP Lideri Özgür Özel.*Kuvvet komutanlarına yönelik tehditkâr sözler söyledi Özgür Özel.Kara Kuvvetleri Komutanı ile Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı partisinin grup toplantısında hedef aldı.*Özgür Özel, bunun için Erdoğan’a minik bir teşekkür eder mi acaba?CİNAYET VE DİPLOMAÖZGÜR Özel, şöyle demiş:*“31 yıl önce verilmiş bir diploma. Dersler geçilmiş. Neyine iptal olacak? 31 yıl önce birisi cinayet işlemiş olsa zaman aşımından o cinayet ortadan kalkıyor.”*Özgür Özel’e bazı tavsiyelerim var:- Cinayet ile diploma arasında benzerlik kurmak pek yakışık almamış.- Ailesinden biri cinayete kurban gitmiş kişiye bunu söyleyemezsin mesela.- Cinayeti kanun affetse, aile affetmez. (Bakınız: Bergen’in “Sen Affetsen Ben Affetmem” şarkısı)- Ayrıca her konuyu neden siz izah ediyorsunuz. Bırakın Ekrem Bey izah etsin.MANSUR YAVAŞ’IN KONUŞMAMASI KONUŞMASINDAN DAHA HAYIRLIKONUŞUNCA…Ekrem İmamoğlu’na yönelik hislerini kapatamıyor.Konuşmayınca…Arada bir sorun yokmuş gibi görünüyor.*Sonuç:Mansur Yavaş’a “aman sen konuşma abi, konuşursan anketlerde gerileriz” diyen danışmanları, mükemmel bir strateji izliyor.DİPLOMA DA DİPLOMA- İmamoğlu’nun diplomasının Türkiye’nin bir numaralı meselesi haline getirilmesi karşısında kayıtsız kalma hakkımı kullanıyorum.*- “Diplomasız” diye bir siyasinin siyasi hayatını bitirme çabası içine girmek istemiyorum. Kayıtlara böyle geçmeyi içime sindiremiyorum.*- Erdoğan’ın diplomasını tartışanlara gözlerimi kısarak bakıyordum. İmamoğlu’nun diplomasını tartışanlara da aynı şekilde bakıyorum.*- Diplomayı canla başla savunanları da diplomanın usulsüzlüğünü canla başla kanıtlamaya çalışanları da kişisel olarak kendime yakın görmüyorum.*- Diploma tartışmalarını içeren yorumları, haberleri, analizleri anında geçiyorum. Hiç okumuyorum. Hiç bakmıyorum.
Source: Ahmet Hakan
4 yıl önce yaşamına son veren Fırat”ın acılı babası, kendini astı
İZMİR”in Seferihisar ilçesinde İlker K. (72), müstakil evinin balkonunda iple kendisini asarak yaşamına son verdi. İlker K.”nın oğlu Fırat K.”nın da 4 yıl önce apartmanın 6″ncı katından atlayıp, yaşamına son verdiği öğrenildi.Olay, saat 21.00 sıralarında Seferihisar- Sığacık yolu Balaban Kuyusu mevkisinde meydana geldi. İddiaya göre, sanatla uğraştığı öğrenilen memur emeklisi İlker K., müstakil evinin 2″nci katındaki balkonda iple kendisini astı. Eve gelen eşi, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ekiplerce yapılan incelemede İlker K.”nın yaşamını yitirdiği belirlendi. İlker K.”nın cansız bedeni, savcılık ve polisin olay yerindeki incelemesinin ardından Seferihisar Devlet Hastanesi”nin morguna kaldırıldı.4 YIL ÖNCE DE OĞLU YAŞAMINA SON VERMİŞÖte yandan, İlker K.”nın oğlu Fırat K.”nın da 4 yıl önce bir apartmanın 6″ncı katından atlayıp, yaşamına son verdiği öğrenildi.Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor. (
Source: Ekim Devrim Manduz
Uzmanı uyardı: Çocuğunuzun internet kullanımı ne kadar güvenli?
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Ayçiçek Dinçer, günümüzde internet ve dijital araçların çocukların hayatında hem fırsat hem de riskler barındırdığına dikkati çekti.
Erken yaşta internet kullanımının çocukların bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimlerinde olumsuz etkileri hakkında ebeveynlerin bilinçlenmesi gerektiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti:
“Son yıllarda çocukların ekran başında geçirdiği sürelerde ciddi artış gözleniyor. İnternet, bilgiye erişim, dijital oyunlar ve sosyal medya gibi alanlarda yoğun şekilde kullanılmakta. Ancak bu hızlı değişim süreci çocukların gelişim dönemlerini olumsuz etkileyebilecek riskler barındırıyor. 18 aydan küçük çocuklar, görüntülü sohbet dışında ekran kullanımından kaçınılmalı. 2-5 yaş grubu çocuklar günde 1 saatten az ekran kullanmalı. Özellikle erken çocukluk döneminde ekran maruziyeti, bilişsel ve dil gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden ebeveynlerin içerik seçimi ve kullanım süreleri konusunda hassasiyet göstermesi gerekiyor.”
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 6-15 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 50″sinin aktif olarak internet kullandığına işaret eden Dinçer, “Sosyal medya ve çevrim içi platformlar çocuk istismarı, siber zorbalık ve psikolojik sorunlar gibi ciddi tehlikeler barındırabiliyor. Bu nedenle ailelerin çocukların sanal dünyada güvenliğini sağlamak adına bilinçli yaklaşım benimsemesi çok önemli” ifadesini kullandı.
Dinçer, internetin çocukların bilişsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayabileceğini ancak uzun süreli ve kontrolsüz kullanımın obezite, uyku sorunları, depresyon ve anksiyete gibi ciddi sorunlara yol açabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Aileler ve eğitimciler, çocukların interneti faydalı bir araç olarak kullanmalarına destek olmalı, potansiyel risklerin önüne geçmek için gerekli tedbirleri almalıdır. Çocuklarla birlikte kaliteli içeriklerin seçilmesi ve bu içeriklerin ebeveyn eşliğinde izlenmesi, yasaklamalar yerine bilinçli kullanım konusunda çocuklara rehberlik edilmesi, internet kullanımına yönelik disiplinli yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor. Çocukların sanal dünyayı sağlıklı şekilde kullanabilmeleri için ebeveynlerin ve eğitmenlerin iş birliği yapmaları farkındalık kazandırılmasında kritik önem taşıyor.”
Source:
Toksik bir kişinin “aşk” diyerek özgüveninizi yok etmesinin 7 yolu
Aşk, insanı yukarıya kaldırmalı, aşağıya indirmemelidir. Ancak bazen bu farkı görmek o kadar da kolay olmayabilir.
Toksik bir insan, sanki sizin iyiliğiniz için her şeyi yapıyormuş gibi bir izlenim bırakabilir. Aşk olduğunu iddia edebilirler, ancak bir şekilde kendinizi daha da küçük hissetmeye başlarsınız.
En tehlikeli yanı ise, bu sürecin o kadar yavaş ilerlemesidir ki farkına varmak oldukça zor olur. Küçük bir yorum, bir şüphe tohumunun eklenmesiyle güveniniz zamanla zayıflar ve nihayetinde tamamen yıkılır.
1) Eleştiriyi “yardım” olarak gizliyorlar
İlk başta, size sadece en iyisini istediklerini düşünürsünüz. Kusurlarınızı, hatalarınızı ve daha iyi yapabileceğiniz şeyleri gösterirler; hepsi de büyümenize “yardım etme” bahanesiyle yapılır.
Ancak zamanla, söyledikleri sözler destekleyici olmaktan çok, sürekli bir yargı gibi gelmeye başlar. Kendinizi sorgulamaya başlarsınız ve yeterince iyi olup olmadığınızı merak edersiniz.
İşte böyle başlar. Toksik bir insan, sert sözlerinin sadece “sert sevgi” olduğunu inandırarak özgüveninizi aşındırır. Oysa gerçek sevgi, insanı küçültmeden teşvik eder; onu kazanmak için kendinizi küçültmenize gerek yoktur.
2) Sizinle dalga geçerler ve size “çok hassas” derler
Arkadaşlarınızla dışarıdayken kendinizin güvensiz olduğu bir konuda yapılan şaka sizi utanırmış ve sonrasında incindiğinizi ona söylediğiniz “Hadi canım, sadece bir şakaydı. Çok hassassın” şeklinde bir tepki aldıysanız bu da toksik bir iletişim dilidir.
Birçok kişi ilk başta bu tepkinin doğru olup olmadığını sorgulayıp zamanla benzer “şakaların” özgüvenini yavaşça aşındırdığını dile getiriyor. Gerçek sevgi, kişiyi küçültmeden, duygularına değer vererek kabul edilmesi gerektiriyor.
3) Sizi yavaş yavaş diğerlerinden soyutlarlar
Her şey bir anda gerçekleşmez. İlk başta, sadece küçük yorumlar yapılır—çevrenizdeki insanları sorgulamanıza neden olan ince şeyler.
“Onlar seni gerçekten umursamıyorlar.” “Onların senin çıkarlarını düşündüğünü sanmıyorum.” “Onlarla bu kadar çok vakit geçirmen beni rahatsız ediyor.”
Bağlantılarınız teker teker zayıflamaya başlar. Planlarınızı daha sık iptal edersiniz. “Drama yaratmak” istemediğiniz için arkadaşlarınız ve ailenizle paylaşımda bulunmayı bırakırsınız. Farkına varmadan, hayatınızda kalan tek ses onun sesi olur.
Mesele şu ki, destekten mahrum kaldığınızda, sizi kontrol etmek daha kolay hale gelir. Araştırmalar, duygusal istismarın genellikle şu kalıbı izlediğini göstermektedir: izolasyon, bağımlılık ve nihayetinde, kendinize olan güvenin tamamen kaybolması.
Ancak aşk asla bir kafes gibi hissettirmemelidir. Sizi gerçekten seven insanlar, dünyanızı küçültüp sadece kendi dünyalarına sığdırmanızı asla istemezler.
4) Kendi duygularınız yüzünden kendinizi suçlu hissetmenize neden olurlar
Bir şeyin sizi incittiğini dile getirmeye çalıştığınızda, konuşma bir şekilde size döner. Aniden, özür dileyen siz olursunuz. “Aşırı tepki gösterdiğin” için kendini kötü hisseden siz olursunuz. Duygularınızın geçerli olup olmadığını sorgulayan yine siz olursunuz.
Bu, duygusal gaslighting adı verilen bir taktiktir; kendi gerçekliğinizden şüphe duymanızı sağlayarak, onların eylemlerinin sorumluluğunu almalarını engeller. Zamanla, bu sürekli öz şüphe, özgüveninizi aşındırır ve konuşmaktan korkmanıza neden olur.
Ancak gerçek şu ki: Duygularınız bir yük değildir ve gerçek aşk, onlara sahip olduğunuz için kendinizi suçlu hissetmenize neden olmaz.
5) Seni inşa ederler
Bazen, kendinizi inanılmaz hissettirirler. Sizi övgülere boğar, ne kadar özel olduğunuzu söylerler ve dünyalarındaki en önemli kişi olduğunuzu düşünmenizi sağlarlar.
Ve sonra, birdenbire değişirler. Bir sert yorum, küçümseyici bir bakış ya da sizi hiçbir şeymişsiniz gibi hissettiren bir anla, her şey altüst olur.
İşte bu zıtlık, sizi bağlı tutan şeydir. O iyi anların peşinden koşmaya başlarsınız; yeterince çabalarsanız her şeyin eskisi gibi olacağına inanırsınız. Ama gerçek şu ki, değişen siz değilsiniz; onlar, ne zaman sevildiğinizi ve ne zaman değersiz hissettiğinizi kontrol ederler. Gerçek aşk böyle işlemez. Gerçek aşk, sizi sadece düşüşünüzü izlemek için kaldırmaz.
6) Sorunlarını sizin sorumluluğunuz haline getirirler
Bir şekilde, hayatlarındaki yanlış giden her şeyin sorumluluğu senin üzerine yüklenir—ya da en azından düzeltmek senin görevinmiş gibi hissedersin.
Eğer stresliyseler, bunun nedeni seni yeterince desteklememen oluyordur. Kötü bir ruh halindeyseler, bunun nedeni söylediğin bir şeydir. Saldırgan davranıyorlarsa, bunun nedeni “zorlaman” oluyordur.
Barışı korumak için elimden geleni yapardım, daha fazlasını yaparsam sonunda mutlu olacaklarına inanırdım. Ama gerçek şu ki, ne kadar çok verirsen ver, kendi sorumluluğunu almayı reddeden biri için asla yeterli olmayacaktır.
Başkasının duygularını, kendi duygularınız pahasına yönetmekten sorumlu değilsiniz. Aşk, bir yük değil, bir ortaklık gibi hissettirmelidir.
7) Kendiniz olmaktan korkmanıza neden olurlar
Yavaş yavaş kelimelerinizi filtrelemeye, seçimlerinizi sorgulamaya ve sadece huzuru korumak için dikkatli adımlar atmaya başlarsınız.
Konuşmadan önce tereddüt eder, söylediklerinizin onları üzeceğinden endişelenirsiniz. Onaylamayacaklarından korktuğunuz için kendinizi geri çekersiniz.
Ve bir gün, artık kendinizi tanıyamadığınızı fark edersiniz. Asıl zarar budur: Zehirli insanlar, sadece özgüveninizi kırmakla kalmaz, aynı zamanda kendinizden şüphe etmenize neden olurlar.
Source: Haber Merkezi