Şirketlerin yatırım iştahı kesildi
2024 yılı yatırımlardaki düşüşün gölgesinde geçti. Geçen yıl düzenlenen yatırım belgeleri 2020’den sonra en düşük sayıya, belgeler kapsamında öngörülen toplam yatırım tutarı 2021’den bu yana en düşük rakama denk geldi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın aralık ayına ilişkin yatırım teşvik belgesi bültenine göre; geçen yıl alınan yatırım teşvik belgesi 12.218 adet oldu. Söz konusu rakam 2023’te 15.674 olarak açıklanmıştı. Böylece 2024’te düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin sayısı 2023’e göre yüzde 22 düştü. Yatırım teşvik belgelerinin 11.786 adedi yerli firmalar, 432 adedi de yabancı sermayeli firmalar tarafından alındı. 2024’teki teşvik yatırım belgesi sayısının 2020’den sonra en düşük rakama işaret etmesi ise Türkiye’deki yatırım ortamının geldiği noktayı yeniden gözler önüne serdi.
5 YILIN GERİSİNDE
Geçen yıl belgeler kapsamında öngörülen toplam yatırım tutarı da 1 trilyon 275 milyar TL’ye geriledi. Bu rakam 2023’te 1 trilyon 662 milyon TL olarak açıklanmıştı. Bu kapsamda 2024’teki toplam yatırım tutarı 2021’den bu yana en düşük seviyeye denk geldi. Söz konusu yatırımlar dahilinde öngörülen istihdam tutarı da son 5 yılın en düşük seviyesine gelerek 270.929 kişide kaldı.
2024’te verilen yatırım teşvik belgeleri dahilinde öngörülen yatırım tutarının 187.1 milyar TL’si enerji, 357.8 milyar TL’si hizmetler, 691.7 milyar TL’si imalat, 20.5 milyar TL’si madencilik ve 18.2 milyar TL’si ise tarım sektöründe oldu.
‘Sanayicileri el üstünde tutmak lazım’
“Şu an faiz oranları çok yüksek. Bu yüzden şirketler yatırım yapmayı tercih edemiyor” diyen Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye’nin en büyük ihraç pazarlarında yer alan Avrupa’da yaşanan ekonomik daralma da yatırımları etkiliyor. Tüm bu yaşananlar yatırım iştahını değiştirdi. Bu zorlu şartlarda parasını bankaya koyup faiz almak yerine yatırım yapmayı tercih eden, ülkeye katma değer yaratan sanayicileri de el üstünde tutmak lazım” diye konuştu.
Source: Hülya Keskin Oruçoğlu
Yerli ve milli Türkiye gururu…
Hem de çok zor.*Çünkü markalaşma serüveni, uzun bir dönemi içine alıyor.*Ve o dönem içinde hiç tökezlememeniz gerekiyor.*O yüzden Türkiye’nin yüz akı haline gelmiş, yurtiçinde ve yurtdışında ülkemizi hakkıyla temsil eden markaları fazlasıyla önemsiyorum.*Hele hele üretimin içinde gıda gibi hassas bir ürün varsa, markalaşmanın önemi katmerleniyor.*Bunları niye anlattım?Çünkü geçenlerde Ekici Peynir’in kaptan köşkünde bulunan Burçin Ekici ve Elçin Ekici Öztürk’le bir araya geldim.*Çok güzel bir sohbet oldu.*Hem markanın hikayesini ilk ağızdan dinledim, hem de sektörün içinde bulunduğu duruma objektif tutma fırsatı buldum.*Açıkça söylemeliyim ki; Ekici markasının dünya pazarında bu denli büyüdüğünü bilmiyordum.*Tamam, markanın Türkiye’deki etkisi herkesin malumu ancak Çin’de, ABD’de Türk peyniri yendiğini de bilmiyordum kardeşim.*Sağ olsun Ekici ailesi marka konusundaki cehaletimi güncel rakamlarla giderdi.*Ekici Peynir, 2024 yılının ilk yarısında özellikle ABD ve KKTC pazarlarında kayda değer bir büyüme sağlamış.*Yıl sonunda ise ABD pazarında yüzde 100 büyüme gerçekleştirmiş.*Şu anda, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Irak, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Ürdün, Libya, Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan ve Malezya’ya ihracat yapıyorlarmış.*Yani yüzde 100 yerli ve milli bir marka, neredeyse dünyanın her köşesine Türk peynirini götürmüş.*Hikayenin gerisini Burçin Bey, anlatsın:PEYNİRİ SEVDİRDİK“İhracat serüvenine Körfez ülkelerinden başladık. Elbette rekabet çok fazlaydı. Mısır ve İran gibi üreticilere yakın bir bölge olması zorluk derecesini artırdı. 2021 yılında ise Amerika ihracatını başlattık. Bu pazar inanılmaz hızlı gelişiyor. Geçen yıl yüzde 100 büyüme oranına ulaştık. Amerikalı Türk peynirini tanımaya ve sevmeye başladı.AVANTAJI KAYBETTİKÜrünü tanıtma ve sevdirmede sorun yok ancak kur konusunda sıkıntılarımız var. Üretim maliyetlerimiz sürekli artarken maalesef döviz kuru sabit kalıyor. Bu da ihracat alanındaki rekabet gücümüzü etkiliyor. Son dönemde rakiplerimize karşı fiyat avantajını tamamen kaybettik. Çünkü fiyat istikrarını sağlayamıyoruz. İnanın, sırf pazarımızı kaybetmeyelim diye maliyete bakmadan ürün göndermek zorunda kalıyoruz. Bu sorunun hızla çözülmesi gerekiyor.” *İhracata yatırım yapan kiminle konuşsam kur makası gündeme geliyor.*Elbette bu konu son derece önemli.*TÜROFED, AKTOB ve BAİB bu sorunu yüksek sesle dillendirmeye devam ediyor.*Çözüm nasıl sağlanır inanın orasını ben de bilmiyorum.2025 HEDEFİNDE AVRUPA VARElçin Hanım ise 2025 hedeflerinden bahsederken Avrupa pazarına dikkati çekti ve şunları söyledi: BEYAZ PEYNİR ÇOK SEVİLİYOR“Zorluklar elbette var. Ama her şeye rağmen mücadelemiz devam ediyor. Hangi ülkeye girersek girelim beyaz peynirimiz kısa sürede 1 numaraya yerleşiyor. Avrupa’da büyümek bizim için önemli bir hedef. Özellikle İngiltere ve ABD pazarında yayılmak istiyoruz. Daha makineleşmiş bir fabrika hayalimiz de var. Bunun için gelişmeye, yenilenmeye, üretmeye devam edeceğiz.” *Hedefler, zorluklar bir yana…*1957 yılında Ereğli’de başlayan bir üretim, 1979 yılında Antalya’ya oradan da dünyaya yayılıyor.*Neresinden bakarsanız bakın ortada büyük bir başarı var.* Patron elbette ki kazanıyor.*Ama bana kalırsa asıl kazanan Türkiye.*Bunu da altını kırmızı kalemle çizerek bir yere not etmek lazım…BU NASIL FABRİKA?Ben peyniri bugüne kadar sadece sofrada gördüm.*Üretimden, fabrikadan zerre anlamam.*Ama Burçin Bey’le fabrikayı gezerken iki konu dikkatimi çekti.Hijyen Teknoloji*Her yer bembeyaz, pırıl pırıldı.*Öyle makineler vardı ki zannedersiniz gezdiğim fabrikada otomobil üretiliyor.*Şaştım kaldım, bir o kadar da gururlandım…
Source: Salim Uzun
Restoran devi Türkiye pazarına giremeden iflasın eşiğine geldi! Marjinal garsonlarıyla dikkat çekmişti
1983 yılında Florida”da kurulan ve özellikle tavuk kanatlarıyla ünlü Hooters, son yıllarda ciddi mali zorluklarla mücadele ediyor. 42 yıllık geçmişe sahip olan bu ünlü zincir, borç yükünü hafifletmek için hukuki destek alıyor ve iflas sürecine girmeyi planlıyor. Şirket, sürecin başlatılmasıyla birlikte, eski yöneticiler ve ana şirketle kontrolün tekrar sağlanması için görüşmeler yapıyor.
Hooters’ın en büyük franchise sahibi olan HMC Hospitality Group, alacaklılarla iş birliği yaparak markayı yeniden yapılandırmayı hedefliyor. Bu adım, şirketin geleceği için kritik öneme sahip.
TÜRKİYE PAZARINA GİRMEYİ PLANLAYAN HOOTERS”IN İFLAS SÜRECİ
Hooters’ın Türkiye”ye giriş yapma planları, şu anki mali zorluklarla büyük bir tehlikeye girmiş durumda. Şirketin Başkan Yardımcısı Kat Cole, kısa bir süre önce Türkiye pazarına giriş yapacaklarını açıklamıştı. İlk şubenin İstanbul Ataköy Galleria AVM’de açılması planlanıyordu ve Türkiye için 2-3 yıl sürecek bir genişleme stratejisi hazırlanmıştı. Cole, İstanbul’un enerjisinden ve genç nüfusun dinamizminden bahsederek Türkiye’nin yatırım açısından cazip bir ülke olduğunu vurgulamıştı. Ancak iflas süreci, bu planları riske atmış görünüyor.
FİNANSAL KRİZ VE PANDEMİ ETKİSİ
Hooters, 2021’de finansal rahatlama sağlamak amacıyla 300 milyon dolarlık varlığa dayalı tahvil satışı yapmıştı. Ancak şu anda, tahvil sahipleri şirketin iflas sürecine dahil edilecek menkul kıymetler için hukuki danışmanlık almakta. Restoran sektöründeki müşteri kaybı ve pandemi sonrası yaşanan zorluklar, Hooters’ı olumsuz etkileyen diğer faktörler arasında yer alıyor. Yaya trafiğindeki azalma da zincir restoranların gelirlerini düşüren bir diğer önemli etken.
TÜRKİYE”DEKİ GELECEĞİ BELİRSİZ
Yeniçağ”da yer alan habere göre, Hooters’ın Türkiye pazarına girip giremeyeceği, şirketin iflas sürecinin nasıl şekilleneceğine bağlı olarak netleşecek. Küresel ekonomik dalgalanmalar ve restoran sektöründeki zorluklar, Türkiye’deki genişleme planlarını sekteye uğratabilir. Ancak Hooters’ın güçlü bir hayran kitlesine sahip olması, yeni pazarlarda toparlanma şansını artırıyor.
Hooters, Türkiye”ye girmeyi başarabilirse, bu durum markanın yeniden büyüme sürecinin bir parçası olabilir. Ancak şu an için iflas sürecinin sonuçları, şirketin geleceği ve Türkiye’deki yatırımlarının nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacak.
Source: Haber Merkezi
Sanayi ve ticarete ilişkin düzenlemeleri de içeren kanun Resmi Gazete”de
Ticarette Tağşişin Men”i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkında Kanun”da yapılan değişiklik kapsamında, kanun uyarınca Resmi Gazete”de yayımlanan hizmet, muayene, bakım, takip ve kontrol faaliyetlerine ilişkin düzenleyici işlemlere veya ürün dışı zorunlu standartlara aykırı hareket eden gerçek veya tüzel kişilere, 12 bin 20 liradan 482 bin 204 liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
Düzenleme, 14 Mart”ta yürürlüğe girecek.
TÜBİTAK, öğrenim ve öğrenim sonrasında üstün başarısıyla kendini gösteren gençleri izleyerek onların yetişme ve gelişmelerine yardım etmek amacıyla Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun hükümlerine tabi olmaksızın burslar verecek.
TÜBİTAK ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun”da yapılan değişiklik çerçevesinde, Yönetim Kurulu, TÜBİTAK ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler arasında çıkan ihtilafların hukuki anlaşma veya sözleşme değişikliğiyle neticelendirilmesinde karar vermeye devam edecek ancak Kanun”da yer alan tutarlar değişecek.
Yönetim Kurulu, tutarı 250 bin liraya kadar olmak üzere, maddi veya hukuki nedenlerle kovuşturulmasında, yüksek mahkeme ve mercilerde incelenmesini istemekte yarar bulunmayan açılacak veya açılmış olan dava, icra ve benzeri takiplerden vazgeçmeye, bir hakkın tanınmasına, menfaatin terkinine, uygun ödemeye karar vermeye yetkili olacak. Bu tutar, her yıl yeniden değerleme oranında ve takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak.
TÜBİTAK”a yapılacak her türlü yardım, bağış ve vasiyet, kurum dışına verilecek hizmetler karşılığında alınacak olan paralardan kurumun gelirlerine eklenen kısım, yayım ve diğer faaliyet gelirleri, gelir ve kurumlar vergileri ile bu vergiler yerine geçecek diğer vergilerden, kurumun her türlü tesis, bina ve arazisi, bina ve arazi vergilerinden muaf olacak.
Kanun”daki “Bilim Kurulu” ibaresi “Yönetim Kurulu” şeklinde değiştirildi. Buna göre, proje teşvik ikramiyesi ödemeleri, bir kişinin aynı anda birden fazla projede yürütücü olarak görevli olması durumunda en fazla iki, araştırmacı ve diğer personel olması durumunda ise en fazla 4 proje için yapılacak ve buna ilişkin esas ve usuller Yönetim Kurulunca belirlenecek.
Diğer kanunlardaki düzenleme ve kısıtlamalara tabi olunmaksızın, toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunanlar dışındaki TÜBİTAK personeline ödenecek aylık net ücret, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki personele ödenen ve Yönetim Kurulu tarafından referans olarak belirlenen göreve karşılık gelen pozisyona yapılan ödemelerin iki katını, kurumda görevlendirilen kişilere yapılacak aylık net ödeme ise toplu iş sözleşmesi kapsamındaki personele ödenen ve Yönetim Kurulunca referans olarak belirlenen göreve karşılık gelen pozisyona yapılan ödemeleri geçmemek üzere Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek.
TÜBİTAK”ta görevlendirilecek hakem, izleyici, panelist, kurul ve komite üyeleri ile benzeri kişilere yapılacak net ödeme tutarları, belirlenen sınırlar dahilinde ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin ilgili maddesi hariç olmak üzere, diğer kanunlardaki düzenleme ve kısıtlamalara tabi olmaksızın Yönetim Kurulunca belirlenecek ve doğrudan ilgililerine ödenecek. Yönetim Kurulu, bu hüküm uyarınca yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları belirlemeye, ücretin bir kısmını performansa bağlamaya yetkili olacak.
Söz konusu düzenlemeler, 5 Haziran”da yürürlüğe girecek.
Ölçüler ve Ayar Kanunu”nda yapılan değişiklik de yürürlüğe girdi. Bu kapsamda, Kanun”un “İdari cezalar” başlığı altındaki fiiller haricinde, ölçü ve ölçü aletlerinin muayene, tamir ve ayar işlemlerine ilişkin olarak Kanun”a dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere aykırı hareket edenlere, 5 bin liradan 50 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
KOSGEB”e ilişkin hükümler
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Teşvik ve Muafiyetleri Kanunu”nda da değişikliğe gidildi. Buna göre Başkanlık bütçesinin gelirleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekler, Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında ilgili mevzuata tabi teşekkül, müessese ve bağlı ortaklıkların yıllık ve kurumlar vergisi matrahına esas karlarının binde 1″i nispetinde ödeyecekleri aidatlar, sermayesinin yüzde 50″sinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait bankaların kurumlar vergisine matrah olan yıllık karlarının yüzde 2″si nispetinde ödeyecekleri aidatlar, dış kaynaklardan sağlanan krediler, Başkanlığa yapılacak bağış ve yardımlar ile Başkanlığın sahip olduğu mal ve haklardan kaynaklanan sair gelirler ve faaliyet gelirlerinden oluşacak.
Başkanlığın gelirleri arasındaki Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun (TESK) yıllık safi gelirinin yüzde 2″si, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) yıllık safi gelirinin yüzde 2″si nispetinde ödeyeceği aidatları, Cumhurbaşkanınca iki katına kadar artırabilecek.
Düzenleme, 4 Haziran”da yürürlüğe girecek.
Başkanlık, işletmelere ve girişimcilere yönelik belirlenen destek politikalarının tasarım süreçlerinde faydalanılmak ve sunulan hizmetlerin hızlı, kaliteli, basitleştirilmiş ve düşük maliyetli şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden işletme ve girişimcilere ait Başkanlığın görev alanına giren konular kapsamındaki bilgi ve verileri ilgili mevzuat çerçevesinde almaya ve analiz etmeye, raporlamaya, gerçek ve tüzel kişilerle paylaşmaya yetkili olacak.
Söz konusu düzenleme, 9 Ağustos 2024″ten itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Tarsuslu kadınlara tarımda yeni bir kapı : Hidroponik sera tesisi
Tarsus Belediyesi tarafından yürütülen, Dünya Bankası tarafından finanse edilen ve Çukurova Kalkınma Ajansı sorumluluğunda “Tarsus Aromatik Bitki Distilasyon ve Hidroponik Sera Tesisi Projesi” çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Nisan ayı sonunda faaliyete geçmesi planlanan Hidroponik Sera Tesisi ile Tarsus, tarımsal inovasyonun ve kadın emeğinin en güzel örneklerinden birini daha sergilemeye hazırlanıyor. Bu yenilikçi tesis ile çilek yetiştiriciliği konusunda kadınlara eğitimler verilecek ve istihdam kapasitelerinin gelişmesine katkı sağlanacak.
TARIM UYGULAMALARIYLA BÖLGESEL KALKINMAYA KATKI SUNULACAK
Tarımsal üretimde daha bilinçli ve verimli bir süreç yönetmelerine katkı sağlayacak olan proje, aynı zamanda kadınların istihdam kapasitesini de güçlendirecek. Böylece, kadın üreticiler hem ekonomik olarak güçlenecek hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla bölgesel kalkınmaya katkı sunacak.
AROMATİK BİTKİ DİSTİLASYON ATÖLYESİ DE KURULDU
Tarsus Belediyesi’nin girişimleriyle hayata geçirilen projede ayrıca Aromatik Bitki Distilasyon Atölyesi de kuruldu. Bu atölyede aromatik bitkilerin yanı sıra narenciye ürünlerinin kabuklarından esans üretimi de gerçekleştirilecek. Entegre bir yapıya sahip tesiste distilasyon, soğuk sıkım, narenciye soyma ve sıkma makineleriyle şişeleme, etiketleme ve barkod basma sistemleri bulunuyor.
Source: Mehmet Serbes