“Çevre Bilimleri Güncesi – Sürdürülebilirlik, İklim Değişikliği ve Doğa Koruma”

Camilerde toplanıp “bu bela bitsin” diye dua ettiler

Yangınlara karşı sahada teknik mücadele sürerken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çağrısıyla camilerde dualar okunmaya başlandı. Vatandaşlar, manevi dayanışma için camilerde bir araya geldi; ancak uzmanlar, yangınların kontrol altına alınabilmesi için esas çözümün bilimsel ve sistemli müdahaleler olduğuna dikkat çekiyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Şırnak’taki Ulu Cami”de düzenlenen programa katıldı. Yerel yöneticilerin ve milletvekillerinin de yer aldığı yatsı namazı sonrası Erbaş, “Ülkemizin farklı bölgelerinde devam eden yangınların bir an önce sona ermesi için dualar ediyoruz,” dedi. Erbaş, ardından cemaate öncülük ederek toplu dua gerçekleştirdi.

BİRÇOK İLDE CAMİLERDE “YANGIN DUASI” YAPILDI

Benzer görüntüler İstanbul’un birçok camisinde de yaşandı. Çamlıca, Taksim ve Avcılar gibi merkezi camilerde cemaat bir araya gelerek, hem yangınların son bulması hem de mücadele eden ekiplere kolaylık dilenmesi için dua etti. Hatay ve Kilis’te de müftülük öncülüğünde benzer etkinlikler gerçekleşti.

Yapılan dualar, toplumsal olarak yangınlardan etkilenen bölgelerle dayanışma amacı taşısa da, uzmanlar yangınların bilimsel, teknik ve planlı müdahalelerle kontrol altına alınabileceğini vurguluyor. İklim değişikliği, yetersiz önlem altyapısı ve insan etkisi gibi temel nedenlerin çözümü için uzun vadeli politikaların önemine dikkat çekiliyor.

BAKAN “RABBİM”İN LÜTFU” DEMİŞTİ

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçtiğimiz günlerde Sakarya ve Bilecik bölgelerinde etkili olan yağmurun yangın söndürme çalışmalarını kolaylaştırdığını belirtmiş, “Rabb”imin lütfu” ifadesini kullanmıştı. Ancak meteorolojik etkilerin öngörülebilir olmadığı ve yangınla mücadelede kurumsal hazırlık ve saha ekipmanlarının belirleyici olduğu biliniyor.

Source:


6 Temmuz son depremler listesi

Türkiye de meydana gelen tüm depremler AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından kayıt altına alıyor. Yaşadıkları bölgede sarsıntı hissedenler son dakika deprem haberlerini yakından takip ediyor. 6 Temmuz 2025 AFAD ve Kandilli Rasathanesi son depremler listesi ile bugün meydana gelen depremlerin büyüklüğü, derinliği ve merkez üssü gibi bilgilere ulaşabilirsiniz. Peki, az önce deprem mi oldu, nerede ve kaç büyüklüğünde?6 TEMMUZ 2025 SON DEPREMLER LİSTESİ 2025-07-06 08:26:08 36.66944 25.60722 7.0 ML 2.5 Ege Denizi 2025-07-06 08:20:26 37.50806 37.05222 7.0 ML 2.7 Dulkadiroğlu (Kahramanmaraş) 2025-07-06 08:11:47 39.1875 29.42972 7.0 ML 2.2 Hisarcık (Kütahya) 2025-07-06 08:01:50 39.40639 37.27278 7.07 ML 2.1 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 07:50:03 38.00056 37.41694 6.98 ML 2.8 Nurhak (Kahramanmaraş) 2025-07-06 07:48:07 39.31917 27.72222 12.0 ML 1.2 Soma (Manisa) 2025-07-06 07:11:03 39.32111 27.74556 6.45 ML 2.2 Soma (Manisa) 2025-07-06 06:57:53 42.92639 43.03556 7.0 ML 1.8 Mestia, Samegrelo-Zemo Svaneti (Gürcistan) – [150.48 km] Posof (Ardahan) 2025-07-06 06:50:02 39.43694 37.30222 13.67 ML 1.5 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 06:47:28 39.42444 37.30139 7.01 ML 1.7 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 06:35:41 39.44222 37.30389 11.17 ML 2.0 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 06:09:12 39.41861 37.2925 10.96 ML 1.8 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 06:02:38 39.41917 37.26972 9.83 ML 1.7 Ulaş (Sivas) 2025-07-06 05:49:20 39.31944 27.76361 10.88 ML 1.4 Soma (Manisa) 2025-07-06 05:39:33 40.02083 27.81944 9.31 ML 1.6 Manyas (Balıkesir) 2025-07-06 05:15:30 38.30917 38.82417 7.01 ML 1.3 Pütürge (Malatya) 2025-07-06 05:15:20 38.06944 36.57167 9.72 ML 1.5 Göksun (Kahramanmaraş) 2025-07-06 05:06:14 38.37917 26.60056 6.9 ML 1.4 Urla (İzmir) 2025-07-06 05:05:35 37.96917 38.38167 5.02 ML 1.0 Çelikhan (Adıyaman) 2025-07-06 04:22:04 37.95861 28.0025 5.97 ML 1.8 Efeler (Aydın) 2025-07-06 04:06:24 39.32056 41.06028 7.03 ML 1.2 Karlıova (Bingöl) 2025-07-06 03:28:53 38.43389 42.32583 7.08 ML 1.6 Tatvan (Bitlis) 2025-07-06 03:12:40 39.7925 41.45778 7.04 ML 1.4 Tekman (Erzurum) 2025-07-06 03:10:49 36.89361 27.18694 7.13 ML 1.2 Ege Denizi – [12.40 km] Bodrum (Muğla) 2025-07-06 02:56:27 38.10889 37.10333 7.26 ML 1.5 Ekinözü (Kahramanmaraş) 2025-07-06 02:35:45 38.19389 38.06889 6.93 ML 1.4 Yeşilyurt (Malatya) 2025-07-06 02:28:04 39.32889 27.74472 6.98 ML 0.8 Soma (Manisa) 2025-07-06 02:15:07 40.17472 31.785 7.14 ML 2.2 Beypazarı (Ankara) 2025-07-06 01:39:20 40.01778 38.60639 6.96 ML 2.0 Gölova (Sivas) 2025-07-06 01:25:23 38.24083 38.87778 6.46 ML 1.2 Pütürge (Malatya) 2025-07-06 01:15:19 38.32472 37.71639 6.89 ML 1.3 Akçadağ (Malatya) 2025-07-06 01:11:30 38.71694 39.94111 9.52 ML 1.2 Palu (Elazığ) 2025-07-06 01:00:35 39.30444 27.76111 11.04 ML 0.9 Soma (Manisa) 2025-07-06 00:58:09 38.33694 38.20167 6.98 ML 2.2 Yeşilyurt (Malatya) 2025-07-06 00:07:14 38.33639 37.68556 7.36 ML 1.4 Akçadağ (Malatya) DEPREM Mİ OLDU, NEREDE, KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNDE? Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından son depremler anlık olarak paylaşılıyor. Son depremler listesi küçük ve büyük ölçüde gerçekleşen tüm depremleri barındırıyor ve bu liste aracılığıyla depremin büyüklüğü ve derinliği gibi bilgiler öğrenilebiliyor.AFAD SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZKANDİLLİ SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ

Source: Habertürk


Taksim’in kalbindeki otel, ISO Enerji Yönetim Sistemi sertifikası aldı

İklim kriziyle iş dünyasında kartlar yeniden dağıtılıyor, bu sefer dönüşen turizm sektörü oluyor. Araştırmalar, yeşil sürdürülebilir turizm pazarının, yıllık bileşik %23,60″lık büyüme oranıyla 2034 yılında 14,40 milyar dolara ulaşacağını ortaya koyuyor. Enerji verimliliği alanında uluslararası standartlara uyum sağlayan İstanbul’un kalbindeki Sofitel İstanbul Taksim de, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönettiğini ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi sertifikası ile belgeledi.“Sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline getirdik”Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek, konuya dair şu açıklamada bulundu: “Enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkilerimizi azaltmak adına çıktığımız bu yolda, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi sertifikasını almaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu sertifika, yalnızca enerji tüketimimizi kontrol altına almakla kalmadığımızı, aynı zamanda sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün parçası haline getirdiğimizi de gösteriyor. Sofitel Istanbul Taksim olarak, misafirlerimize en yüksek düzeyde konfor sunarken aynı zamanda doğaya saygılı, sorumlu bir işletme olmayı önemsiyoruz. Bünyesinde faaliyet gösterdiğimiz Accor Grubu’nun sürdürülebilirlik vizyonuyla tamamen uyumlu şekilde hareket ederek, İstanbul’un sürdürülebilir turizm hedefini desteklemeye devam edeceğiz. Bu sürece katkıda bulunan tüm ekip arkadaşlarıma ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum.”İstanbul’un tarihi ve kültürel merkezlerinden biri olan Taksim Meydanı’nda konumlanan Sofitel Istanbul Taksim, 2024’te başlayan sertifikasyon sürecini başarıyla tamamladı. Böylece, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönetildiğini kanıtladı. Otel enerji performansını iyileştirmek amacıyla, süreç boyunca ayrıntılı enerji analizleri yaptı. Isıtma ve havalandırmadan aydınlatma ve mutfak ekipmanlarına kadar, enerji tüketen tüm sistemlerini optimize etti. Dijital izleme sistemleri kurarak gerçek zamanlı enerji takibine geçti. Tüm çalışanlarını enerji farkındalığı konusunda eğitti. Tüm bu adımlar Bureau Veritas akredite bir bağımsız denetçi kuruluş tarafından denetlendi ve sertifikayla belgelendirildi.“Lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürütüyoruz”Söz konusu sertifika sürecini enerji maliyetlerini düşürmek, karbon ayak izini azaltmak, sürdürülebilirlik taahhütlerini hayata geçirmek ve misafirlere çevreye duyarlı lüks konaklama sunmak için başlattıklarını aktaran Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek, “ISO 50001 sertifikası almamız, enerji tüketimini bilinçli ve sistematik bir şekilde yönettiğimizin ve enerji verimliliği konusunda uluslararası standartlara uyduğumuzun bir göstergesi. Bu başarı, otelimizin sürdürülebilirlik alanındaki liderliğini ve çevresel sorumluluğunu ortaya koyuyor. Misafir deneyimini bozmadan karbon ayak izini azaltılmamız lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürüttüğümüzü gösteriyor. Konuklarımıza hem kaliteli hizmet hem de çevre dostu bir deneyim sunduğumuzu ortaya koyuyor” dedi.

Source: Dünya Gazetesi


Kahramanlar görev başında

Hatay”ın Dörtyol ve Payas ilçelerinde önceki akşam çıkan orman yangını kontrol altına alındı. Dörtyol ve Payas ilçelerine bağlı Kırmızı Burun ile Şelale piknik alanı mevkii arasında bulunan ormanlık alanda cuma akşamı yangın çıkmıştı. Antalya”nın Muratpaşa ilçesinde 2 gün önce yanan ormanda dün yeniden yangın çıktı. Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi”nde dün saat 14.30 sıralarında orman yangını çıktı. İhbar üzerine bölgeye ekipler sevk edildi. Söndürme çalışmalarının ardından yangın 3 saatlik çalışma sonucu kontrol altına alındı. Çanakkale”nin Lapseki ilçesinde de orman yangını çıktı. Lapseki ilçesine bağlı Dışbudak köyü yakınlarında ormanda dün saat 11.30 sıralarında yangın çıktı. Alevler, rüzgârın etkisiyle geniş bir alana yayıldı. Bölgeye 3 uçak, 4 helikopter, karadan ise 11 arazöz, 7 su ikmal aracı, 3 dozer sevk edildi. Alevlere, havadan ve karadan müdahale sürüyor. Gaziantep”in İslahiye ilçesinde, tarlada çıkan ve kısa sürede etkili olan anız yangınında yaklaşık 110 dönümlük arazi yandı. 2 saat süren çalışması ile kontrol altına alınan yangında 110 dönüm alandaki anızlar küle döndü. Yangının çıkış nedeni ile ilgili inceleme başlatıldı. Muğla”nın Milas ilçesinde zeytinlikte çıkan yangın, ekiplerin müdahalesiyle 12 saatte kontrol altına alındı. İlk belirlemelere göre 20 hektar alan zarar gördü. Bafa Gölü Pınarcık köyü yakınlarındaki zeytinlikte önceki gün saat 15.00 sıralarında yangın çıktı. Yangına havadan 4 uçak ve 5 helikopter, karadan 40 arazöz, 16 iş makinesi, 15 araç, 143 personel ile aralıksız müdahale etti. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, yangın bölgesine gelerek incelemelerde bulundu. Gece boyunca belli bölgelerde meydana gelen parlamalar nedeniyle ekipler, sabaha kadar yangına müdahale etti. Yangında ilk belirlemelere göre 20 hektar alan zarar gördü. Bölgede soğutma çalışmaları sürüyor. CANI PAHASINA BIRAKMADI İzmir”in Menderes ilçesinde çıkan orman yangınını ilk fark eden kule gözetleme personeli Alper Efeoğlu, alevlerin ortasında kalmasına ve amirlerinin uyarılarına rağmen görev yerini terk etmedi. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü”ne bağlı Gaziemir Orman İşletme Müdürlüğü”nde yangın gözetleme personeli olarak görev yapan 24 yaşındaki Efeoğlu, 29 Haziran”da Menderes”in Kuyucak Mahallesi”nde çıkan orman yangınını, görev yaptığı 545 rakımlı Dikmen Yangın Gözetleme Kulesi”nde ilk fark eden kişi oldu. Durumun ciddi olduğunu anlayan Efeoğlu, yangını müdürlerine ve yer ekiplerine bildirdi. Telsiziyle yönlendiren Efeoğlu, mücadeleyi tehlikeye rağmen bırakmadı. SAVAŞ GİBİ Yurt genelinde çıkan yangılara yüzlerce personel müdahale ediyor. Alevlerin arasındaki mücadele adeta savaşı andırıyor. İzmir”de çıkan orman yangınlarında zorlu arazi koşulları ve ateş çemberleriyle karşı karşıya kalan orman işçileri amansız bir mücadele örneği sergiliyor. İzmir”in Seferihisar, Menderes, Buca, Gaziemir, Ödemiş ve Çeşme ilçelerindeki orman yangınlarına günlük ortalama 1000 kişinin üzerindeki kara ekipleriyle müdahale edildi. Hatay”da çıkan orman yangınına müdahale sırasında parmağından yaralanan itfaiye personeli, sağlık ekiplerinin hastaneye götürelim demesine rağmen yangın bölgesini terk etmek istemedi. Sakarya”nın Pamukova ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangın, ekiplerin havadan ve karadan müdahalesiyle büyümeden söndürüldü. Vatandaşlar da çalışmalara katıldı.

Source: Murat Karaman


Enerjide ‘temiz’ işbirliği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Azerbaycan”ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 17. Zirvesi”nde Azerbaycan”da kurulacak temiz enerji ve araştırma merkezleri kurucu belgelerinin onay sürecinin Türkiye”de son aşamada olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz ay TBMM”ye sunulan ve yakında Dışişleri Komisyonu”nda görüşülecek olan düzenleme kapsamında EİT üyesi Türkiye, Azerbaycan, İran, Pakistan, Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan”ın imzasını taşıyan anlaşma kapsamında Azerbaycan”da üye ülkeler tarafından Temiz Enerji Merkezi kurulacak. Anlaşmaya ilişkin teklifin gerekçesinde EİT”in toplam 8 milyon kilometre alana ve 500 milyon nüfusa hitap eden ekonomik ağırlıklı bir bölgesel teşkilat olduğu belirtildi. EİT bölgesinin yenilenebilir enerji potansiyeli büyük olmakla birlikte bu potansiyelin etkin şekilde kullanılabilmesi için güçlü bir bölgesel işbirliği ve koordinasyonun gerekli olduğu belirtilen gerekçede, “EİT ülkeleri, sürdürülebilir enerji dönüşümünü enerji gündemlerinin merkezine alarak enerji verimliliğini artırmayı ve temiz enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmak için tamamen üye ülkeler tarafından yönetilen bir Temiz Enerji Merkezi kurulmasında yarar görülmektedir” denildi. STRATEJİK ADIM Bu merkezin kurulmasının, bölgedeki enerji güvenliği, verimli enerji kullanımı ve iklim değişikliği ile mücadele ihtiyaçlarının karşılanması açısından önem taşıdığı vurgulanan gerekçede, “Bölgedeki ülkeler düşük karbonlu, yüksek enerji verimli ekonomilere geçişi hızlandırmak ve temiz enerji kaynaklarının entegrasyonunu sağlamak için stratejik adımlar atmaktadır. Bu dönüşüm hem çevresel hem ekonomik faydalar sağlayarak bölgedeki enerji altyapısının güçlenmesine ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunacaktır” ifadelerine yer verildi. KOORDİNASYON OLACAK 10 Ekim 2023″te Şuşa”da imzalanan anlaşma ile yenilenebilir enerji konusunda deneyimin paylaşılmasının yanı sıra çalışmaların desteklenmesinin amaçlandığı da aktarılan gerekçede, şunlar kaydedildi: “Merkez, sürdürülebilir enerji alanında bölgesel kapasitelerin güçlendirilmesinde üye devletlerin ilgili kurumları arasında koordinasyon ve işbirliğini kolaylaştıracak.” BAĞIMSIZ BÜTÇESİ OLACAK Temiz Enerji Merkezi araştırma ve idari amaçları için bağımsız bir bütçeye ve fona sahip olacak. Geliri ise üye devletler tarafından yapılan katkılar ile projelerin geliştirilmesi ve uygulanması yoluyla elde edilen kaynaklardan sağlanacak. Merkez kurulu üye devletlerin enerji bakanları ya da aynı düzeydeki yetkilileri, EİT Genel Sekreteri ve merkezin icra direktöründen oluşacak.

Source: Bariş Şi̇mşek


Yayladağı barajı alarm veriyor: 98 günlük su kaldı!

Hatay’da yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle Yayladağı Barajı’nda su seviyesi yüzde 20’ye kadar düştü. İlçenin içme ve tarımsal su ihtiyacını karşılayan barajda sadece 98 günlük içme suyu kaldığı açıklandı. Yetkililer, bu durumun son 65 yılın en kurak dönemine işaret ettiğini vurgularken, vatandaşlara su tasarrufu çağrısı yapıldı.Yağışlarıyla bilinen Amanos Dağı eteklerinde yer alan Hatay, bu yıl beklenen yağışları alamadı. Geçtiğimiz yıla göre yağışlarda yüzde 64’lük azalma yaşanırken, bu düşüş barajları da etkiledi. Yayladağı Barajı’nda sular 15 metreye kadar çekildi.Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Yalçın, ilçede düzenlenen su çalıştayında yaptığı açıklamada, “Şu anda Yayladağı Barajımızda su seviyemiz yüzde 20 seviyelerinde. Yüzde 12’nin altına indiği takdirde içme suyu temin edemeyiz. Bu baraj, ilçe merkeziyle birlikte 11 mahallemizin su ihtiyacını karşılıyor. Ancak bu bölgelerde fay hatları nedeniyle sondaj suyu alma imkânımız da bulunmuyor” ifadelerini kullandı.Yalçın, vatandaşlara özellikle tarımsal sulamada şebeke suyunu kullanmamaları gerektiğini hatırlattı ve “Bu konuda hem cezai işlem hem de abone sınırlamaları devrede. Tarımsal sulamada tansiyometre sistemine geçiyoruz. Su gerçekten altından daha değerli” dedi.Barajdaki kritik seviyeyi değerlendiren Şenköy Mahalle Muhtarı Sait Döş ise, “Geçmiş yıllarda aynı barajla tarlalar sulanırken su sıkıntısı yaşamıyorduk. Ancak bu yıl baraj neredeyse boş. Yağış olmadığı gibi baraja su taşıyan hiçbir kaynak da kalmadı” sözleriyle durumun vahametini ortaya koydu.Barajdaki buharlaşma da tehdit ediyorYetkililer, yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte buharlaşma nedeniyle su miktarının daha da azalabileceği uyarısında bulunurken, Ekim ayının ilk haftasına kadar içme suyu verilebileceği hesaplanıyor. Ancak bu tarihten sonrası için yağış olmaması halinde bölgede ciddi bir su krizi yaşanabileceği ifade ediliyor.Hatay Büyükşehir Belediyesi, Yayladağı Belediyesi ve DSİ iş birliğiyle acil eylem planları üzerinde çalışıldığı belirtiliyor.

Source: Dünya Gazetesi


Seine Nehri”nde 102 yıl sonra yüzme dönemi

Fransa nın başkenti Paris te yaşayanlar, yaklaşık bir asrın ardından Seine Nehri nde yüzdü. Paris te geçen yıl 26 Temmuz-11 Ağustos tarihlerinde düzenlenen Olimpiyat Oyunları nın ardından kent sakinlerinin de Seine Nehri nde yüzmesinin önü açıldı. Yaklaşık bir asırdan sonra kent sakinleri bu sabah Seine Nehri üzerinde belirlenen 3 ayrı noktadan suya girdi. SUYUN KALİTESİ HER GÜN DENETLENECEK Eyfel Kulesi ne yakın bir alanın da bulunduğu bu 3 noktada, her gün suyun kalitesinin yüzmeye elverişli olup olmadığı denetlenecek. Seine Nehri nde belirlenen noktalarda 600 kişi 31 Ağustos a kadar yüzebilecek. 1923 TEN BU YANA YASAKTI Kirlilik ve gemi trafiğinin neden olduğu tehlikeler nedeniyle Seine Nehri nde 1923 ten bu yana yüzmek yasaktı. Seine Nehri, geçen yıl Olimpiyat Oyunları ve Paralimpik Oyunları sırasında maraton yüzme gibi yarışmalara ev sahipliği yapmıştı. Ancak Olimpiyatlar sırasında nehirdeki yüzme antrenmanları, kirlilik nedeniyle defalarca iptal edilmişti. TEMİZLİK İÇİN 1,4 MİLYAR EURO HARCANDI Seine Nehri nin su kalitesinin dünyanın dört bir yanından gelen sporcuları ağırlayabilecek standartlara ulaşması için 2015 ten bu yana 1,4 milyar euro maliyetle temizlik çalışması yürütülmüştü. Nehir üzerindeki 260 geminin kirli sularını nehre boşaltmasının önüne geçmek amacıyla hazırlanan yasa da 2018 de yürürlüğe girmişti. Seine Nehri nde yüzebilmek için akıntının şiddetli olmadığı ve güneş ışınlarının yoğun olduğu yaz dönemi öne çıkarken, şiddetli yağmur gibi hava koşulları suyun kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.

Source: Habertürk


TZOB Başkanı Bayraktar”dan “anız yakmayın” uyarısı!

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yazılı açıklamasında, temmuz ayıyla birlikte artan sıcaklıkların, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, orman yangınlarını beraberinde getirdiğini belirtti.Son bir hafta içinde İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa”da ciddi boyutlara ulaşan yangınlar meydana geldiğini anımsatan Bayraktar, özellikle hava sıcaklığının 30 derecenin üzerine çıktığı, nem oranının yüzde 30″un altına düştüğü ve rüzgar hızının saatte 30 kilometreyi aştığı günlerde, yangın riski önemli ölçüde arttığını vurguladı.Bayraktar, Türkiye”de geçen yıl çıkan 3 bin 797 orman yangınının yüzde 6,8″inin, yani 259″unun anız kaynaklı olduğunu hatırlatarak, “2025 verilerine göre, 1305″i ormanlık alanda, 1739″u ise orman dışı kırsal alanda olmak üzere, toplam 3 bin 44 yangın meydana geldi. Yangınların yüzde 88″i insan eliyle çıkarken, yanan alan bakımından bu oran yüzde 97″ye kadar ulaşıyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve dikkatli olması hayati önem taşıyor. Doğaya atılan her çöp potansiyel bir yangın riskidir. Cam, plastik gibi optik etki yaratabilecek malzemeleri doğadan uzaklaştıralım. Elektrik tellerine değen ağaç dallarını keselim, kuru otları temizleyelim. En küçük bir ihmalin, nasıl büyük felaketlere neden olduğunu görüyoruz. Unutmayalım, ormanı korumak, yaşamı korumaktır.” ifadelerini kullandı.”ANIZ YAKMAK, GELECEĞİMİZİ YAKMAKTIR”Bu felaketin önemli nedenlerinden birinin de anız yangınları olduğuna dikkati çeken Bayraktar, özellikle ormanlarla iç içe geçmiş buğday ve arpa tarlalarında anız yakmanın büyük risk taşıdığının altını çizdi. Anız yakmanın toprağın verimliliğini azalttığını, organik maddeyi yok ettiğini, su tutma kapasitesini düşürdüğünü ve daha fazla gübre kullanımına neden olarak çiftçinin maliyetini artırdığına işaret eden Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:”Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte, orman yangınları tehlikeli boyutlara ulaştı, bilinçsizce yakılan anızlar ise bu yangınların en büyük sebeplerinden biri. Anızın toprağa karışması, doğal sürecin bir parçasıdır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda, anız zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışır. Ancak anız yakıldığında hem toprak zarar görür hem de orman yangınlarının fitili ateşlenmiş olur. Üstelik sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bu yıl, anız yakmak çok daha yüksek riskler barındırmaktadır. Anız toprağın, toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Anızı yakmak, bize emanet edilen en kıymetli varlığımızı, doğayı ve geleceğimizi yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır. “

Source: Ekrem Öztürk


Çiftçi şoke eden hadise: 15 gün içinde tüm emeği yok oldu

Bitlis”in Adilcevaz ilçesinde aşırı soğuklardan dolayı buğday başaklarının boş kaldığını söyleyen Orhan Emen, “15 gün önce gelip baktığımda muhteşem görünüyordu. Bugün ise gelip baktım maalesef tüm emeğimiz yok olmuş.” dedi.

Adilcevaz ilçesine bağlı Aydınlar beldesindeki çiftçiler tarafından 458 rakımlı Süphan Dağı eteklerindeki yaylalarda ekimi yapılan buğday tarlaları, aşırı soğuk nedeniyle zarar gördü.

BAŞAKLARIN YÜZDE 80″İ BOŞ

2600 rakımlı bölgede yapılan incelemelerde buğday başaklarının yaklaşık yüzde 80″inin boş kaldığı tespit edildi.

Gece sıcaklıklarının mevsim normallerinin altına düşmesiyle birlikte oluşan don olayları, başakların gelişimini olumsuz etkiledi.

“TÜM EMEĞİMİZ YOK OLMUŞ”

Tarlasına bakmaya giden Orhan Emen isimli çiftçi gördüklerini şu sözlerle anlattı:

“Burası Adilcevaz sınırları içerisinde bulunan 2600 rakımlı Uzunsırt Yaylası. 250 dönüm buğday tarlasına 15 gün önce gelip baktığımda muhteşem görünüyordu. Bugün ise gelip baktım maalesef tüm emeğimiz yok olmuş. Kuru soğuk ve fırtına buğday başaklarını kurutmuş. Boş bir başakla karşı karşıyayız. Allah hiç kimsenin emeğini boşa çıkartmasın.”

Source:


Hatay'da 65 yılın en kurak yılı, Yayladağı'nın 98 günlük suyu kaldı

Hatay”da Yağışlı havasıyla bilinen ve Amanos Dağı”nın eteklerinde olmasıyla su bereketinin yaşandığı Hatay”da bu yıl kuraklık yaşanıyor. Kış ve ilkbahar mevsiminde yeteri kadar yağış almayan kentte meteoroloji verilene göre son 65 yılın en kurak dönemi yaşanıyor. Geçtiğimiz yıla göre yağışın yüzde 64 azalması nedeniyle Yayladağı Barajı”nda su seviyesi yüzde 20″ye geriledi. İLÇENİN 98 GÜNLÜK İÇME SUYU KALDI Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Yalçın, ilçe merkezi ve 11 mahallenin içme suyunu karşılayan barajda 98 günlük içme suyu kaldığına dikkat çekerek, vatandaşlara tasarruf uyarısında bulundu. Kuraklığın etkisini hissettirdiği barajda su seviyesi havadan da görüntülendi. “SON 65 YILIN EN KURAK DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ” Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Yalçın, kuraklığa yönelik yapılan çalıştayda çeşitli önlemler alındığına değinerek, “Son 65 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz. Şu anda Yayladağı Barajımızda su seviyemiz yüzde 20 seviyelerinde. Yüzde 12 seviyesinden aşağı içme suyu olarak kullanamıyoruz. Yayladağı Barajı”ndan gelen suyu hem ilçe merkezine hem de 11 mahallemize dağıtıyoruz. O bölgelerde fay hatlarından dolayı sondaj suyumuz da yok maalesef. Yaptığımız çalıştayda suya dikkat çektik. Tarımsal sulamada ve içme suyu tüketiminde vatandaşlarımızdan beklentimiz; suyu tasarruflu kullanalım. Su gerçekten çok büyük bir değer, su altından daha değerli. Tarımsal sulamada tansiyometre yöntemine başlıyoruz. Bu dönemden itibaren Yayladağı Barajımızdan Ekim ayının 5″ine kadar ilçemize içme suyu verilebilecek. Tarihe de baktığınız zaman geçmiş yıllarda bu dönemlerde yağış olmadığı görülüyor. İnşallah yağışlar olur bu süreçleri atlatırız ama büyük bir kuraklıkla karşı karşıya kalacağımızın göstergesi. Vatandaşlarımıza duyuracağımız en önemli şey, suyu tasarruflu kullanımı” dedi. “98 GÜNLÜK İÇME SUYU VEREBİLECEĞİMİZ SU MİKTARI VAR” Yayladağı Barajı”nda 98 günlük içme suyu kaldığını belirten Başkan Yalçın, “Özellikle şebeke suyunu tarımsal sulamada katiyen kullanmamamız lazım. Bunun için de Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Yayladağı Belediyesi ekipleri sahada kontrolleri sağlıyorlar. Eğer vatandaşımız içme suyunu tarımsal sulamada kullanıyorsa hem cezai işlem hem de tarımsal sulama aboneliği zorunluluğu getirmiştik. Kuraklık ve küresel ısınmayla birlikte orman yangınlarında da artış yaşanmaya başladı. İnşallah yağışlarımız olur ve su krizimiz çözülür ama şu an büyük bir kriz içerisindeyiz. HATSU, Yayladağı Belediyesi ve DSİ yetkilileri ile yapacağımız çalışmalarla bu yılki kuraklığı atlatmaya çalışacağız. Yayladağı Barajımızda 98 günlük içme suyu verebileceğimiz su miktarı var. Buharlaşma hesapları dahil olduğu takdirde belki daha da düşebilir” dedi. “BARAJLARIMIZDA ÇOK AZ SU KALDI” Şenköy Mahallesi Muhtarı Sait Döş ise, kuraklıkla birlikte Yayladağı Barajı”nda metrelerce çekilmeler yaşandığını söyleyerek, “Geçen yıllarda barajımızdan gelen suyla çilek tarlalarımız sulandığı halde baraj doluluk oranı çok yüksekti. Bu yıl 65 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz, şu an içme suyumuz bile yetmeyecek duruma geldi. Barajımızda çok az seviyede su kaldı, üzerine de gelen su kalmamıştır. Barajımızda su seviyesi 15 metreye yakın çekilmiş durumda” dedi.

Source: Çağla Taşçı


Deniz ve hava aracı kazalarına 7/24 uydu destekli yakın takip

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi çalışmalarıyla, deniz ve hava aracı kazalarında COSPAS-SARSAT uydu yardımlı arama kurtarma sistemini kullandıklarını belirterek “Bu sistem, hava ve deniz taşıtlarından gelen acil durum sinyallerinin işlenmesi sonrasında kazazedelere en kısa sürede ulaşmayı ve onları kurtarmayı hedefliyor.” dedi.

Bakan Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü çatısı altında faaliyette bulunan Türk Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Merkezin, Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı Deniz Arama ve Kurtarma Koordinasyon Merkezi ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı bağlı Hava Arama ve Kurtarma Koordinasyon Merkezi ile beraber çalıştığını belirten Uraloğlu, “Deniz ve hava aracı kazalarının arama kurtarma faaliyetlerinde COSPAS-SARSAT uydu yardımlı arama kurtarma sistemini kullanıyoruz. Bu sistem, hava ve deniz taşıtlarından gelen acil durum sinyallerinin işlenmesi sonrasında kazazedelere en kısa sürede ulaşmayı ve onları kurtarmayı hedefliyor.” ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, COSPAS-SARSAT sisteminin, tehlikedeki gemi, uçak veya şahısların pozisyon ve kimlik bilgilerinin uydular aracılığıyla tespit edilmesini sağlayan uluslararası bir uygulama olduğunu söyledi.

“Komşu ülkelere de hizmet veriyor”

Bu kapsamda, Türkiye”nin komşu ülkelere de hizmet verdiğini bildiren Uraloğlu, “Bakanlığımız bünyesinde 7 gün 24 saat çalışan merkezimiz sadece Türk arama kurtarma bölgesi içinde değil, dünyanın her noktasında ülkemiz denizciliğine ve havacılığına hizmet veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Uraloğlu, COSPAS-SARSAT sisteminin, bikın cihazları, uzay ve yer kesimi olmak üzere üçe ayrıldığını belirterek sistemin işleyişine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Tehlike durumunda bikın, tehlike sinyalini uydulara gönderiyor. Uydulara iletilen bu tehlike sinyali daha sonra yer istasyonuna (LUT) iletiliyor. LUT alınan sinyale ait bikının konumunu hesaplıyor. LUT, verilerini görev kontrol merkezine (MCC) iletiyor. MCC de verileri ilgili kurtarma koordinasyon merkezine (RCC) gönderiyor ve RCC, tehlikede olan kişileri bulmak ve kurtarmak için harekete geçiyor.”

Uraloğlu, LUT”un da Devlet Hava Meydanları İşletmesine bağlı Ankara”nın Çubuk ilçesindeki yerleşkede yer aldığını ve uyduların acil durum sinyallerini buraya ilettiğini belirtti.

Türkiye”nin, COSPAS-SARSAT sistemine 11 Haziran 2005″te “yer kesimi hizmet sağlayıcı ülke” sıfatıyla üye olduğunu aktaran Uraloğlu, “1 Haziran 2006″da İran, Irak ve Afganistan, ülkelerine ait COSPAS-SARSAT sinyallerini bizden almaya başladı. Bu ülkelere ücretsiz hizmet veriliyor. O bölgeden gelen sinyaller bize düşüyor ve biz de onu ilgili ülkeye iletiyoruz. Biz 2009″da orta irtifadaki uyduların kullanıldığı Arama ve Kurtarma Uydu Sistemi”ne (MEOSAR) sahip 6. ülke olduk. 17 Ekim 2020″de yayımlanan Deniz ve Hava Aracı Kazalarında Arama Kurtarma Yönetmeliği ile Doğu Akdeniz”de arama kurtarma sorumluluk alanımız genişletildi.”

Uraloğlu, COSPAS-SARSAT”ın konum doğruluğunun, bikın ile uydu türüne ve sinyal alınan uydu sayısına göre değişkenlik gösterdiğini anlatarak şunları kaydetti:

“Birinci nesil bikın cihazları için yüzde 95 olasılıkla 5 kilometre yarıçapında konum doğruluğu sunarken ikinci nesil bikınlar için ise bu oran yüzde 97 olasılıkla 100 metrelere kadar inebiliyor. İkinci nesil bikınlar henüz piyasaya sürülmemesine rağmen Türk COSPAS-SARSAT Sistemi”miz yetkilendirme çalışmalarına Mart 2025 itibarıyla başladı ve bu çalışmaların ağustos sonunda tamamlanmasını bekliyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Akdeniz”in incisi Patara eylem planı ile korunacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı”ndan aldığı bilgiye göre, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) işbirliğiyle yürütülen “Akdeniz”de Ekosistem Dirençliliğinin Artırılması Projesi (RESCOM)” kapsamında, Türkiye”de pilot alan seçilen Patara ÖÇKB için eylem planı hazırlandı.Bakanlık tarafından hazırlanan plana göre, Patara ÖÇKB”de 5 hedef doğrultusunda hareket edilecek.Bu kapsamda bölgedeki karasal ve denizel biyolojik çeşitlilik envanteri çıkarılacak, insan faaliyetleri sınırlanacak ve sürdürülebilir turizm uygulamaları geliştirilecek.Bölgede kirlilik kaynakları en aza indirilecek, su, toprak ve hava kalitesi artırılarak hem ekosistem hem de yerel halk sağlığı korunacak.Yerleşim ve altyapı projeleri, doğal ve kültürel değerlerle uyumlu hale getirilerek sürdürülebilirlik sağlanacak. Biyolojik çeşitliliği korumak için istilacı yabancı türlerin etkisi azaltılacak.Tarım ve su ürünleri gibi sektörlerin doğal kaynakları sürdürülebilir kullanımı teşvik edilecek. Kültürel mirasın korunmasıyla ekosistemlerin ve yerel toplulukların sosyoekolojik direnci artırılacak.Kumsal çevresine araçla erişim azalacakBelirlenen 5 hedef doğrultusunda 8 adımda hayata geçirilecek eylemler kapsamında, Patara ÖÇKB”de nazım ve uygulama imar planlarıyla açıklama raporları hazırlanacak.Yeni sınırlar esas alınarak karasal ve denizsel biyolojik çeşitlilik envanterleri düzenli güncellenecek, denizsel alanda elde edilen veriler ışığında bölgeleme yapılarak koruma ve kullanma esasları belirlenecek.Kanalizasyon hatları yenilenecek, konut, turizm ve sosyal altyapı alanları için yeni hatlar oluşturulacak.Kumsal çevresine araçla erişimi azaltacak çözümler geliştirilecek. Karavan konaklama alanları belirlenecek, bu alanlara su, elektrik ve atık yönetimi gibi temel hizmetler sağlanacak.Ayrıca, doğayla uyumlu, sürdürülebilir turizm modelleri de desteklenecek.

Source: Dünya Gazetesi