“Uluslararası İlişkiler Gündemi: Trump, Netanyahu ve Gazze Üzerine Tartışmalar”

Trump, Netanyahu ile görüşme sonrası kirli planını açıkladı: Gazze”yi devralacağız

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray”da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Gazze”nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu. Trump, “ABD, Gazze Şeridi”ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” ifadesini kullandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise “Sayın Başkan (Donald Trump), geleceğimizi güvence altına almak ve bölgemize barış getirmek için Gazze”deki işi bitirmek zorundayız.” dedi.

Source:


Trump”tan kritik İran ve Gazze açıklamaları

ABD Başkanı Donald Trump, İran a yönelik maksimum baskı politikasına dönülmesine ilişkin bir memorandum imzalarken İran ın misillemede bulunup kendisine (Trump a) suikast düzenlemesi durumunda yok edileceğini belirtti. İran ın nükleer silaha sahip olamayacağını vurgulayan Trump, İranlı mevkidaşı ile görüşmeye açık olduğunu belirtti. Trump ayrıca İran petrolünün satışına yönelik bir yaptırım uygulanabileceğinin sinyalini verdi. GAZZE Yİ ABD DEVRALACAK ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Binyamin Netanyahu ile düzenledikleri basın toplantısında Gazze nin geleceğine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. Trump Gazze yi ABD devralacak. İyi bir iş yapacağız. Oradaki patlayıcıların imha edilmesinden sorumlu olacağız. Yıkılmış binalardan arındıracağız Gazze yi. Daha sonra orayı geliştirerek çok sayıda iş imkanı oluşturacağız. dedi. Trump, ABD Ordusunun Gazze de konuşlanıp konuşlanmayacağına ilişkin soruya ise Eğer gerekirse evet. Orayı devralacağız. dedi. FİLİSTİNLİLERİN BAŞKA SEÇENEĞİ YOK Trump diğer yandan Filistinlilerle ilgili teklifini yineledi. Filistinlilerin artık Gazze de yaşayamayacağını ifade eden Trump, Filistinlilerin Gazze yi terk etmekten başka bir seçeneği olmadığını söyledi. Trump Gazzelilere başka bir yerde tesis kuralım. Gazze harabe bir yer. Orta Doğu da başka bir yer tesis edecek parası olan insanlar var. Bence bu Gazze ye dönmekten daha iyi. Gazze de on yıllardır ölüm var. dedi. Trump, bir diğer demecinde ise Gazze de yaşanmaz. Gazzelileri başka bir yere temelli olarak taşıyabiliriz. Neden Gazze ye dönmek istesinler? Gazze tam bir harabe. Bölgede birçok zengin ülke var. Onlar için bir değil birçok yer yapabiliriz. Tek bir yer olmak zorunda değil. dedi. HAMAS TAN TRUMP A GAZZE YANITI Hamas, ABD Başkanı Donald Trump ın, Filistinlilerin Gazze den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını savunduğu açıklamasını reddettiğini duyurdu. Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Telegram dan yaptığı paylaşımda, Trump ın açıklamasına sert tepki gösterdi. Ebu Zuhri, açıklamasında Trump ın, Gazze Şeridi halkının gitmekten başka çaresi yok. şeklindeki açıklamalarını reddediyor, bunu bölgede kaos ve gerginlik yaratma reçetesi olarak görüyoruz. ifadesini kullandı. Gazze Şeridi sakinlerinin bu planların icraata dökülmesine izin vermeyeceğini belirten Ebu Zuhri, yapılması gerekenin Filistin halkını topraklarından sürmek değil, işgal ve saldırıların sona erdirilmesi olduğunu vurguladı. FİLİSTİN İN BM DAİMİ TEMSİLCİSİ MANSUR DAN TRUMP A TEPKİ Filistin in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, ABD Başkanı Donald Trump ın Gazze halkını yerinden etmeye yönelik sözlerine ilişkin, Gazze bizim ülkemizin bir parçası, evimiz. Gazze halkını daha mutlu ve güzel bir yere göndermek isteyenler, İsrail deki ilk evlerine dönmelerine izin versin. açıklamasında bulundu. Mansur, BM Güvenlik Konseyi nde (BMGK) Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria daki durumun ele alındığı kapalı acil oturumun ardından basına açıklama yaptı. Trump ın daha önce de benzer sözler sarf ettiğini, Mısır ile Ürdün ün bunlara açık ve net bir şekilde cevap verdiğini anımsatan Mansur, aynı zamanda Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Filistin in ortak bir açıklama yaparak Filistinlilerin yerinden edilmesini reddettiğini bildirdi. GAZZE HALKININ İSRAİL DEKİ İLK EVLERİNE DÖNMELERİNE İZİN VERSİNLER Mansur, Gazze bizim ülkemizin bir parçası, evimiz. Gazze halkını daha mutlu ve güzel bir yere göndermek isteyenler, İsrail deki ilk evlerine dönmelerine izin versin. Buralar güzel yerler ve halkımız severek buralara dönecektir. O zamana kadar Gazze bizim evimizdir. vurgusunda bulundu. Ateşkes anlaşmasının ardından iki gün içinde 400 bin Filistinlinin yürüyerek yıkılmış evlerine döndüğüne dikkati çeken Mansur, Filistin halkının seçim ve kararlarına saygı duyulması gerektiğinin altını çizdi. Mansur, Filistin halkının Gazze deki yıkımı temizlemek, okullarını, hastanelerini ve yollarını yeniden inşa etmek istediğini, tüm liderler ve insanların buna saygı duyması gerektiğini dile getirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Trump ın Washington daki ikili görüşmesinden beklentilerine ilişkin ise Mansur, Gazze deki ateşkesin tüm aşamalarının uygulanması ve Batı Şeria daki saldırıların durdurulması gerektiğini kaydetti. Mansur, BMGK nin de bu çerçevede görevini yerine getirmesi gerektiğini, şiddetin durdurulması için 1 ülke hariç diğer BMGK üyelerinin ortak açıklamaya onay verdiğini aktardı. BMGK nin kapısını çalmaya devam edeceğiz. diyen Mansur, Gazze deki korkunç yıkımın Batı Şeria da tekrarlanmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. ABD, BM İNSAN HAKLARI KONSEYİNDEN ÇEKİLDİ ABD Başkanı Donald Trump imzaladığı kararname ile ABD yi Birlemiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansından çekti. (UNRWA) BEN-GVİR’DEN YENİ YASA TEKLİFİ Netanyahu-Trump görüşmesinin ardından işgalci İsrail, Gazze’deki Filistinlileri zorla göç ettirme planlarını hızlandırıyor. İşgalci İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı ve Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi lideri Itamar Ben-Gvir, Gazzelilerin “gönüllü göçünü” teşvik eden yeni bir yasa tasarısını sundu. Netanyahu hükümetinden esir takası anlaşmasına tepki olarak istifa eden Ben-Gvir’in yasa teklifi, İsrail Meclisi’nde ön oylamaya sunulacak. Bu teklif, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği, Gazze’deki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün gibi Arap ülkelerine zorla göç ettirilmesi önerisinin hemen ardından geldi. Trump’ın açıklamalarına Arap dünyası sert tepki gösterirken, işgalci İsrail’de bu tür önerilere destek artıyor. GÖNÜLLÜ GÖÇ ADI ALTINDA ZORUNLU SÜRGÜN PLANI Yasa tasarısında, Gazzelilerin topraklarından ayrılmalarının teşvik edilmesi gerektiği ve bunu kabul edenlerin “geri dönmeme taahhüdü” imzalaması gerektiği belirtiliyor. Buna göre, Gazze’yi terk eden Filistinlilere belirli bir süre sonra işgalci İsrail Maliye Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nın ortak kararına bağlı olarak ekonomik yardım paketi sağlanacak. Ancak yasa, bu yardımdan sadece “silahlı direniş faaliyetlerine katılmadığı tespit edilen” Filistinlilerin faydalanabileceğini öngörüyor. Buna ek olarak, Gazze’den ayrıldıktan sonra geri dönmek isteyenler, aldıkları ekonomik yardımı iki katı ile geri ödemek zorunda kalacak ve bunu yapmadıkları sürece Gazze, Batı Şeria ve işgal altındaki Filistin topraklarına girişleri yasaklanacak. Habertürk’ün ulaştığı diplomatik kaynaklara göre, işgalci İsrail bu yasa tasarısını yalnızca iç politikada aşırı sağın desteğini kazanmak için değil, aynı zamanda uluslararası toplumun tepkisini ölçmek amacıyla gündeme getirdi. TRUMP: MISIR VE ÜRDÜN BU PLANI KABUL EDECEK Donald Trump, Ben-Gvir’in önerisine benzer şekilde, Gazzelilerin zorla tahliye edilmesi gerektiğini ve Mısır ile Ürdün’ün bu göç dalgasını kabul edeceğine inandığını belirtti. Ancak geçtiğimiz günlerde Arap dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıda, bu tür öneriler sert bir dille reddedildi. Öte yandan işgalci İsrail kamuoyunda bu tür yasaların destek gördüğü ve Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefiklerinin baskısı altında olduğu gözlemleniyor. Yasanın Meclis’te ön oylamada geçmesi beklenirken, uluslararası toplumdan gelecek tepkiler ise merakla bekleniyor.

Source: Habertürk


İsrail Başbakanı Netanyahu ABD”de “Gazze”deki işi bitirmeleri” gerektiğini savundu

Netanyahu, Beyaz Saray”da ABD Başkanı Donald Trump ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

ABD Başkanı Trump: ABD, Gazze Şeridi”ni devralacakTrump, Filistinlilerin Gazze”den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını savundu

Trump”a “Sen İsrail”in Beyaz Saray”da sahip olduğu en büyük dostusun.” diyerek övgüde bulunan Netanyahu, Trump”ın ilk başkanlık döneminde, Kudüs”ü İsrail”in başkenti olarak tanıması, ABD Büyükelçiliğini Kudüs”e taşıması ve İsrail”in Golan Tepelerini ilhakını savunmasını hatırlattı.

Netanyahu, Trump”ın İsrail-Hamas arasındaki son ateşkese etkisine, göreve geldikten hemen sonra Filistinlilere insani yardım sağlayan Birleşmiş Milletler kuruluşlarından ABD desteğini çekmesine değinerek, “Bayanlar ve baylar, bunların hepsi sadece iki haftada oldu. Dört yıl sonra nerede olacağımızı hayal edebiliyor musunuz? Ben edebiliyorum.” diye konuştu.

Toplantıda İncil’in, “İsrail halkının aslanlar gibi yükseleceğini” yazdığını belirten Netanyahu, “Ve biz bugün yükseldik, Yahuda Aslanı”nın kükremesi Orta Doğu”da yüksek sesle duyuluyor. İsrail hiç bu kadar güçlü olmamıştı.” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, İsrail”in Gazze”de üç hedefi olduğunu savunarak, bunların “Hamas”ın askeri ve yönetim yeteneklerini yok etmek, tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze”nin bir daha asla İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak” olduğunu öne sürdü. Netanyahu, “Sayın Başkan, görüştüğümüz gibi geleceğimizi güvence altına almak ve bölgemize barışı getirmek için Gazze”deki işi bitirmeliyiz.” dedi.

“Trump bunu çok daha üst bir seviyeye taşıyor”

Gazetecilerin, Trump”ın “ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağı” ve “Gazzelilerin başka bir yere tehciri” konusundaki açıklamaları hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine Netanyahu, “Başkan Trump bunu çok daha üst bir seviyeye taşıyor. O toprak parçası için farklı bir gelecek görüyor.” diye konuştu.

Netanyahu, Trump”ın “başkalarının reddettiği şeyleri söylediğini” ifade ederek, “Onun farklı bir fikri var ve bence buna dikkat etmeye değer. Bu (Gazze) hakkında konuşuyoruz. Bunu insanlarıyla, ekibiyle araştırıyor. Bence bu tarihi değiştirebilecek bir şey ve gerçekten bu yolu takip etmeye değer.” dedi.

Trump’ın defalarca başarısız olmuş geleneksel düşünceleri delmeye istekli olduğunu dile getiren Netanyahu, “Kalıpların dışına çıkıp yeni fikirler üretmeye istekli olmanız, tüm bu hedeflere ulaşmamıza yardımcı olacaktır.” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump, aynı basın toplantısında, ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağını ve oradaki patlamamış bombalar ile diğer silahların sökülmesinden ve yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağını söylemişti.

Gazze”nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ABD Başkanı Trump: ABD, Gazze Şeridi”ni devralacak

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray”da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Gazze”nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu.
Trump, “ABD, Gazze Şeridi”ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” ifadesini kullandı. “Filistinlilerin Gazze”ye geri dönmek istemelerinin tek nedeni başka alternatiflerinin olmaması.” diyen Trump, bölgedeki yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin komşu ülkelerde inşa edilecek birden çok yeni yaşam alanına gideceğini ve orada daha iyi şekilde yaşayacağını savundu. Gazze”de ne yapılması gerekiyorsa onu yapacaklarını söyleyen Trump, Gazze için, “Bu barışı sağlayacağız ve orayı kalkındıracağız. Binlerce istihdam yaratacak ve tüm Orta Doğu”nun gurur duyacağı bir şey olacak.” yorumunu yaptı. “Orada uzun vadeli bir sahiplik pozisyonu görüyorum”
ABD”nin Gazze”deki olası pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Trump, “Orada uzun vadeli bir sahiplik pozisyonu görüyorum ve bunun belki de tüm Orta Doğu”ya büyük bir istikrar getireceğini görüyorum.” dedi. ABD”nin Gazze Şeridi”ne sahip olması ve orayı “geliştirmesi” fikrini konuştuğu herkesin sevdiğini anlatan Trump, bu şekilde orada binlerce kişiye istihdam yaratacaklarını öne sürdü. Gazze”ye asker göndermeye açık kapı bıraktı Öte yandan Trump, Gazze Şeridi”nde güvenliği sağlamak için ABD askerlerinin bölgeye gitmesi olasılığına ilişkin bir soruya cevap verirken, bu olasılığı göz ardı etmediğini belirtti.
Trump, asker gönderme ihtimali sorusuna, “Eğer gerekirse bunu yapacağız.” diye karşılık verdi. Gazze Şeridi”ni “uluslararası” bir yer haline getirme planı Trump, Gazze”nin yeniden inşa edilmesinden sonra orasıyla ilgili ne hayal ettiği yönündeki soruya yanıt verirken, Gazze Şeridi”nin dünyanın farklı yerlerinden insanların yaşadığı “uluslararası” bir yer olmasını hayal ettiğini söyledi. ABD Başkanı, “Bence orayı uluslararası, inanılmaz bir yer haline getireceksiniz. Gazze Şeridi”ndeki potansiyel inanılmaz. Orada tüm dünyadan temsilciler olacak ve orada yaşayacaklar. Tabii Filistinliler de orada yaşayacak. Tarihten ders almak zorundasınız. Tarihin tekerrür etmeye devam etmesine izin veremeyiz. Olağanüstü olabilecek bir şey yapmak için elimizde bir fırsat var.” şeklinde konuştu. “İsrail”i ve Gazze”yi ziyaret edeceğim” Orta Doğu”yu ziyaret edip etmeyeceği yönündeki soruya Trump, “İsrail”i çok seviyorum. Orayı ziyaret edeceğim, Gazze”yi de ziyaret edeceğim, Suudi Arabistan”ı da ziyaret edeceğim. Orta Doğu”daki diğer yerleri de ziyaret edeceğim. Orta Doğu inanılmaz bir yer, çok canlı, bu yüzden gerçekten güzel yerlerden biri ve harika insanları var.” yanıtını verdi. Washington”da İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ziyareti protesto edildi Netanyahu: “Gazze”deki işi bitirmek” gerekiyor Beyaz Saray”da Trump ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Netanyahu, Trump”a “Sen İsrail”in Beyaz Saray”da sahip olduğu en büyük dostusun.” diyerek övgüde bulundu. Netanyahu, Trump”ın ilk başkanlık döneminde, Kudüs”ü İsrail”in başkenti olarak tanıması, ABD Büyükelçiliğini Kudüs”e taşıması ve İsrail”in Golan Tepelerini ilhakını savunmasını hatırlattı. Netanyahu, Trump”ın İsrail-Hamas arasındaki son ateşkese etkisine, göreve geldikten hemen sonra Filistinlilere insani yardım sağlayan Birleşmiş Milletler kuruluşlarından ABD desteğini çekmesine değinerek, “Bayanlar ve baylar, bunların hepsi sadece iki haftada oldu. Dört yıl sonra nerede olacağımızı hayal edebiliyor musunuz? Ben edebiliyorum.” diye konuştu. Toplantıda İncil’in, “İsrail halkının aslanlar gibi yükseleceğini” yazdığını belirten Netanyahu, “Ve biz bugün yükseldik, Yahuda Aslanı”nın kükremesi Orta Doğu”da yüksek sesle duyuluyor. İsrail hiç bu kadar güçlü olmamıştı.” ifadelerini kullandı. Netanyahu, İsrail”in Gazze”de üç hedefi olduğunu savunarak, bunların “Hamas”ın askeri ve yönetim yeteneklerini yok etmek, tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze”nin bir daha asla İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak” olduğunu öne sürdü. Netanyahu, “Sayın Başkan, görüştüğümüz gibi geleceğimizi güvence altına almak ve bölgemize barışı getirmek için Gazze”deki işi bitirmeliyiz.” dedi. “Trump bunu çok daha üst bir seviyeye taşıyor” Gazetecilerin, Trump”ın “ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağı” ve “Gazzelilerin başka bir yere tehciri” konusundaki açıklamaları hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine Netanyahu, “Başkan Trump bunu çok daha üst bir seviyeye taşıyor. O toprak parçası için farklı bir gelecek görüyor.” diye konuştu. Netanyahu, Trump”ın “başkalarının reddettiği şeyleri söylediğini” ifade ederek, “Onun farklı bir fikri var ve bence buna dikkat etmeye değer. Bu (Gazze) hakkında konuşuyoruz. Bunu insanlarıyla, ekibiyle araştırıyor. Bence bu tarihi değiştirebilecek bir şey ve gerçekten bu yolu takip etmeye değer.” dedi. Trump’ın defalarca başarısız olmuş geleneksel düşünceleri delmeye istekli olduğunu dile getiren Netanyahu, “Kalıpların dışına çıkıp yeni fikirler üretmeye istekli olmanız, tüm bu hedeflere ulaşmamıza yardımcı olacaktır.” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Trump, aynı basın toplantısında, ABD”nin Gazze Şeridi”ni devralacağını ve oradaki patlamamış bombalar ile diğer silahların sökülmesinden ve yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağını söylemişti. Gazze”nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu.

Source: Dünya Gazetesi


Trump”tan “İsrail” iddiası! Suudi Arabistan anında yalanladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, sosyal paylaşım platformu X”ten konuya ilişkin açıklama yaptı.Açıklamada, Suudi Arabistan”ın, Filistin Devleti”nin kurulması konusundaki tutumunun kesin ve sarsılmaz olduğu ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman”ın da bu tutumu hiçbir koşulda yoruma yer vermeyecek şekilde açık ve net bir şekilde teyit ettiği belirtildi.Açıklamada, Bin Selman”ın 18 Eylül 2024″te Şura Meclisi”nin dokuzuncu oturumunun birinci yılının açılışında yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan”ın, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurma yönündeki çabalarını durdurmayacağını, bu olmadan İsrail ile diplomatik ilişki kurmayacağını vurguladığı kaydedildi.Bakanlığın açıklamasında, Bin Selman”ın, 11 Kasım 2024″te Riyad”da düzenlenen olağanüstü Arap-İslam Zirvesi”nde de bu kararlı tutumunu dile getirerek, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti kurma çabalarının sürdürülmesi gerektiğini vurguladığı, İsrail”in Filistin topraklarındaki işgalinin sona erdirilmesi talebini yinelediği, barışsever ülkeleri Filistin Devleti”ni tanımaya çağırdığı ve Filistin halkının haklarını desteklemek için uluslararası toplumun harekete geçirilmesinin önemini anlattığı aktarıldı.Suudi Arabistan”ın ayrıca, İsrail”in yerleşim politikaları, Filistin topraklarının ilhakı veya Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimleri yoluyla Filistin halkının meşru haklarının ihlal edilmesini kesinlikle reddettiğini daha önce yaptığı açıklamayla vurguladığı belirtilen açıklamada, şu an uluslararası toplumun görevinin, topraklarına bağlı kalacak ve topraklarını terk etmeyecek Filistin halkının yaşadığı ağır insanlık ızdırabını hafifletmek için çalışmak olduğu kaydedildi.Açıklamada, “Suudi Arabistan, bu kararlı tutumunun müzakere veya pazarlık konusu olamayacağını, Filistin halkı uluslararası meşruiyet kararları uyarınca meşru haklarını elde etmediği sürece kalıcı ve adil bir barışın sağlanamayacağını vurgulamaktadır. Bu durum daha önceki ve şimdiki ABD yönetimlerine de anlatılmıştı.” ifadesine yer verildi.ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ile Washington”da düzenlediği basın toplantısında, “Suudi Arabistan İsrail ile normalleşme için bir Filistin Devleti”nin kurulmasını şart koşuyor mu?” sorusuna “Hayır, böyle bir talepleri yok” diye yanıt vermişti.Netanyahu ile görüşen Trump sinsi planı açıkladı: ABD, Gazze Şeridi”ni devralacakABD”den yeni İran hamlesiArap ülkeleri, ABD Dışişleri Bakanı”na ortak mesaj iletecek

Source: Www.star.com.tr


Hamas: Trump”ın açıklamaları kaos ve gerginlik yaratma reçetesi

Hamas, ABD Başkanı Donald Trump ın, Filistinlilerin Gazze den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını savunduğu açıklamasını reddettiğini duyurdu. Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Telegram dan yaptığı paylaşımda, Trump ın açıklamasına sert tepki gösterdi. habericionecikanlar#100#left# Ebu Zuhri, açıklamasında Trump ın, Gazze Şeridi halkının gitmekten başka çaresi yok. şeklindeki açıklamalarını reddediyor, bunu bölgede kaos ve gerginlik yaratma reçetesi olarak görüyoruz. ifadesini kullandı. Gazze Şeridi sakinlerinin bu planların icraata dökülmesine izin vermeyeceğini belirten Ebu Zuhri, yapılması gerekenin Filistin halkını topraklarından sürmek değil, işgal ve saldırıların sona erdirilmesi olduğunu vurguladı. TRUMP IN GAZZE AÇIKLAMALARI ABD Başkanı Donald Trump, Oval Ofis te düzenlediği imza töreninin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze nin tamamen bir yıkım alanı olduğunu ve yaşanılabilir bir ortamın kalmadığını belirterek, Eğer doğru toprak parçasını bulabilirsek ve onlara gerçekten güzel yerler inşa edebilirsek bence bu Gazze ye geri dönmekten çok daha iyi olur. demişti. Trump, Gazze deki Filistinlilerin o bölgede yaşamalarının çok zor olduğu ve bu insanlar için Mısır ile Ürdün gibi komşu ülkelerde yeni yaşam alanlarının inşa edilmesi gerektiği şeklindeki söylemlerini yinelemişti. Gazze konusunda pek çok insandan farklı düşünüyorum. Bence iyi, yeni ve güzel bir toprak parçası alsınlar ve biz de birilerinin gerekli parayı koyup orayı inşa etmesini, güzelleştirmesini ve yaşanabilir hale getirmesini sağlayalım. diyen Trump, Gazze deki koşulların yaşanabilir olmadığını ifade etmişti. Trump, Gazze deki Filistinlilerin gidecek başka yerleri olmadığı için Gazze ye mecburen döndüklerini savunarak şunları kaydetmişti: Eğer bir fırsatları olsaydı… Şu anda başka alternatifleri yok. Yani, alternatifleri olmadığı için oradalar. Şu anda ellerinde büyük bir moloz yığını var. Fotoğrafları gördünüz mü? Kim böyle yaşayabilir ki? Ayrıca çok tehlikeli; her yerde ateş ve bombalama var, her iki tarafta da var. Bence bir seçenekleri olsaydı Gazze den ayrılmayı isterlerdi. Şu anda başka seçenekleri yok. Ne yapacaklar ki? Gazze ye geri dönmek zorundalar.

Source: Habertürk


Sibel Eraslan yazdı: Gazze bağlamında utanç ve mahcubiyet

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı dönem Başkanı Pia Kauma”nın ülkemizi ziyareti sonrası yapılan bir basın toplantısında işittim bu kelimeyi; “”mahcubiyet”…TBMM Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş”un riyasetindeki basın toplantısında ekranlardan seyrettiğimiz kadarıyla konu Gazze”deki ateşkese gelmişti, şimdiye kadar Netanyahu ve çetesinin Gazze”de işlediği soykırıma karşı sessiz kalan ülke yönetimleri için kullandığı cümlede geçiyordu “”mahcubiyet”…Doğrusunu isterseniz şaşırdım, hem siyaseten hem de diplomatik açıdan duymaya çok da alışık olmadığımız bir kelimeydi zira “mahcubiyet””. İsrail”in soykırımı karşısında suskun kalan ülkeleri, idarecileri, “”mahcubiyetleriyle kalsınlar” şeklinde tasvir ettikten sonra, dünyada yeni bir barış ve yeni bir barış için icap eden koşullardan bahsetti.Gazze”de yaşananlar dünyanın vicdanına değdi… Dünya halkları ve pek çok ülke yönetimi bu soykırımın karşısında yer aldı, ayağa kalkarak yürüyüşler, protestolar düzenlediler. Bir “insanlık cephesi” kurulmuştu Gazze”de yaşananların ardından, bir itiraz avazı yükselmişti yeryüzünden. İşte tam da buydu mahcubiyet! Yaralanan, parçalanan, bombalanan, çocuğunu, annesini, evini, yurdunu kaybeden bizler değildik belki ama mahcubiyetle ayağa kalkarak, mazlumların onuru için ses yükselttik…Mahcubiyet, edebiyattaki, sanat ve psikoloji kitaplarındaki anlamlarının ötesinde (daha çok haya ve edep üzerinden anlatılır), politik bir anlam kazandı bu beyanatla kanımca ve bundan çok memnun oldum. Çünkü utanç kavramı ne kadar nesnel ve dışsal bir çerçeveye işaret ediyorsa, mahcubiyet bir o kadar içsel, belki terbiyeye dair belki de kültürel, ama en çok da kişiliğin, karakterin bir parıltısına işaret ediyordu. Utanç bir sonuç olarak tarihsel iken, mahcubiyet insanı daha onurlu bir duruşa doğru teşvik eden bir süreç olarak devamlılık arz eder, ahlakın bir parçasıdır, bir son değildir, yaşamı bütünüyle etkiler. Utançta tespit ve yafta takma varken, mahcubiyette vicdani bir reddiyenin eyleme dönüşme aşaması vardır. Utanç maziye, mahcubiyet ise geniş zamana bakar.1930″lardan 1945″lere kadar aktif olarak dünyaya meydan okuyan Alman şovenizmi, en ziyadesiyle Yahudileri tehdit etmiş ve ciddi bir soykırıma imza atmıştı. Bunun için üretilen soykırım sosyolojisi ve kültüründe “”utanç” temel bir sonuç olarak tekrarlanır. Ve sadece ırkçılığı türeten Alman şovenizmi değil, herkes aşama aşama Yahudi soykırımı karşısında suçludur ve utanç duymalıdır sonucuna ulaşılır. Buradan Yahudi soykırımının dünyadaki tek soykırım olduğu tabusu türetilmiştir ki, bu da “utanç” yaftasıyla ilgilidir. Bu utanç bilimsel düzeyde sosyoloji, politika ve felsefede o kadar ayrıntılı şekilde anlatılmıştır ki, soykırım dendiğinde insanlığın aklına sadece Yahudilerin uğradığı insanlık suçu gelmelidir gibi bir sonuç çıkmıştır.Çünkü utanç çok ağır bir yük, taşınmaz bir sondur. Yargıdır. Kesin hükümdür. Yahudi olmayan herkes bu utançtan payını almalıdır, alır da…Utanç, 2. Dünya Savaşı”ndan bu yana, hem insan haklarının, hem ırkçılık karşıtlığının temel parametresi olageldi…””Mahcubiyet” ise, Gazze”de iki yıla yakındır süren İsrail soykırımını reddeden, dünyada vicdan taşıyan insanlık cephesini kuran ve devamını da getirecek olan yeni bir parametredir. Kesin hüküm değildir. Bitmiş bir yargı değildir. Adalet mekanizmalarının yetersizliğini yüze vurmuştur. İşgalci tarafından insan onurunun nasıl da tartışılabilir hale indirgendiğini ve vicdanın buna itirazını anlatan bir kavram olarak mahcubiyet, utancın eylemsizliğine ve kararlığına karşın, eylemlilik arz eder ve giderek yükselen bir kreşendodur.Gazze”deki soykırımın sonuçlarını önümüzdeki dönemlerde çok daha güçlü şekilde göreceğiz inşallah… Allah mahcubiyet duygusunu yitirenlerden eylemesin!

Source: Sibel Eraslan


Ergün Yıldırım yazdı: Türkiye ve Suriye”nin yeni beraberliği

Ahmed Şara, Suriye devletinin geçiş hükümeti Cumhurbaşkanı sıfatıyla Ankara”ya geldi. Arabistan”dan sonra yurtdışı ziyaretinin ikinci durağı. Türkiye, Suriye muhalefetini baştan beri destekledi. Milyonlarca Suriyeli göçmene kapılarını açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün baskılara karşı göçmenleri her zaman korumaya yönelik adımlar attı, siyasetleri uyguladı. Şara, muhalefetten çıkan bir siyaseti ve liderliği temsil ediyor. Bundan dolayı da Türkiye”nin öneminin farkında.Suriye”de yeni bir düzen kuruluyor. Yeniden Suriye topraklarında bir egemen irade oluşuyor. Siyasal boşlukların ürettiği terör ve çatışmayı durdurmak yeniden ortak bir siyasal iradeyi egemen kılmak en temel amaç. Yoksa ne huzur olur ne de güvenlik. Devlet olmanın birinci adımı budur. Belki de bundan dolayı Türkiye”de öncelikle terör ve güvenlik konusu konuşuldu. Bu konu Türkiye için de önem taşıyor. Çünkü Suriye”nin kuzeyi SDG denilen yapıya bağlı olarak varlığını sürdüren PYD ve YPG gibi terör örgütlerinin etki alanı altında halen. Şara, uluslararası medyada verdiği demeçlerinde de görüşmelerin devam ettiğini söylüyor. Bütün ülkede sadece tek bir silahlı güç olacağını söylüyor. Federatif yapıyı reddediyor.Türkiye, YPG ve PYD”yi terörist ve işgalci yapılar olarak görüyor. Çünkü PKK ile ilişkili örgütler bunlar. SDG ve bunların başındaki şahıs daha yakın zamanda açıktan Öcalan”ı işaret etti. Onun yapacağı açıklamaların kendileri için önemli olduğunu belirtti. Türkiye, içerde Bahçeli ile başlattığı yeni “barış” ve “teröre son verme” teşebbüsleri de Suriye ile de yakından ilişkili olduğu görülüyor. Bundan dolayı Şara”nın ziyaretinde terör ve güvenliğin öne çıkması tesadüfi değil.Aslında Kürtler üzerine konuşma ve politika belirleme konusunda da Türkiye önemli önceliklere sahip. Bir defa Kürtler, en fazla Türkiye”de yaşıyor. İkincisi, Suriye”deki Kürtler de Türkiye”den gitmiş insanlardan oluşuyor. Esad rejimi onlara kimlik kartı bile vermiyordu. PYD ise onları PKK siyasetine taşıdı. Katılmayanları sürdü. Hatta şimdi de Kürtleri İsrail Siyonizm”in emrine taşıma derdinde olan güçlü çevreler var. Bu siyaset, Kürtlerin Müslümanlara karşı İsrail”in yanında konumlandırılması demek.Türkiye, Suriye ile birçok açıdan yakından ilişkili bir ülke. Şara da bunun farkında. Bu nedenle bir Arap ülkesinden sonra ilk ziyareti Türkiye”ye yapıyor. Erdoğan”a karşı sıcak davranıyor. Türkiye”ye karşı minnettarlık içinde. Elbette, İsrail”in her an işgale yönelik tutumunun da farkında. Fakat önceliğini Suriye”de yeni düzeni kurmaya vermiş. Bu açıdan da haklı. Yeni bir devletin tesisi öyle kolay bir şey değil. Şara, Türkiye”nin terör hassasiyetinin de bilincinde. Türkiye, 40 yıldır terörle mücadele ediyor. Birçok acılar yaşadı, büyük kayıplar yaşadı, ekonomik faturası büyük. Artık bundan tamamen kurtulmak istiyor. Bu açıdan da Suriye”deki gelişmeler önem taşıyor.Suriye, Esad zamanında PKK”nın hamisiydi. Eğitim ve lojistik açıdan merkezdi. Beka Vadisi, PKK terör yapısının eğitim ve yetişme yeriydi. 2000″li yıllarda bu değişti, ancak yine de etkileşimler devam etti. Eski rejim bir biçimde Türkiye”ye karşı PKK desteğini sürdürdü. Şimdi yeni Suriye rejimi ile beraber Türkiye bunu tamamen yok etmek istiyor.Suriye, baştanbaşa yıkılmış, dağıtılmış, yaralanmış bir ülke. Bunu ayağa kaldırmak kolay değil. Para, insan gücü, tecrübe ve başka yardımlar gerekiyor. Türkiye bu açıdan büyük bir imkan. Afrin ve İdlip”te oluşan bir tecrübesi de var. Suriye”ye büyük katkısı olacak ülkelerin başında geliyor. Sezai Karakoç”un medeniyet tahayyülü belki de yeşerecek! Üstad, Fırat ve Dicle arasındaki birlikle beraber İslam medeniyetinin yeniden filizleneceğini söylüyordu. Kim bilir!

Source: Ergün Yildirim


Cüneyd Altıparmak yazdı: Suriye”de somut kazanım mümkün!

Osmanlı”nın 1918″de devletler arenasından çekilmesinden sonra aynı coğrafyada kurulan ülkeler ile Osmanlı”nın siyaseten ve hukuken devamı olan Türkiye arasında tartışılan sorunlar ve görüşülen konular hiç bitmedi. Bugün bile süren birçok meselenin altını kazıyınca, bu durumu görürüz. Suriye ile geçmişte yaşadığımız “emlak meselesi” de bunlardan biri… Bugün bu konuya değinmek istiyorum.”PROPAGANDA” DEĞİL GERÇEK!Bundan yaklaşık 40 yıl öncesine kadar -özellikle sınır illerindeki- yurttaşlarımızdan bir kısmının Suriye bölgesinde kalan mallarını tasarruf ettiğini biliyoruz… Meşhur “Propaganda” filmi bunu anlatır. Ailelerinin bir kısmının Suriye”de kalması, mülklerinin bir tel örgü ile bölünmesi, bu filmde çok güzel işlenmişti. Pek tabi tüm malikler sadece sınır illerindekilerden ibaret değil! Geçen yıllar, bu durumu değiştirmedi fakat gelişen olayların; çözümü konuşabilecek zemini doğurduğunu düşünüyorum.ANKARA ANTLAŞMASITBMM ve Fransız Hükümeti arasında 1921″de imzalanan Ankara Anlaşmasının 13. maddesi şöyle bir düzenlemeye gitmişti: “…hududun her iki tarafında oturan yerli ve yarı göçebe halk buradaki otlaklardan faydalanacak veya emlak, araziye sahip bulunanlar eskisi gibi haklarını kullanmaya devam edeceklerdir. Bunlar işletme ihtiyaçları için serbestçe ve hiçbir gümrük veya otlak resmi ve ne de başka bir resim vermeksizin hayvanlarını, araçlarını, tohumlarını ve bitkilerini taşıyabileceklerdir…”LOZAN”DA DA DURUM AYNIAnkara Antlaşmasındaki durum Lozan Antlaşmasında da teyit edilmişti. Buna göre 65. maddede Balkanlar, Suriye-Irak gibi coğrafyalarda, Türk vatandaşlarına ait olan malların kurulan devletlerde kalması halinde iade edileceği, “…Devletin bugün elinde bulunan kimliği belirlenebilecek mallar, haklar ve çıkarlar meşru hak sahiplerine, bulundukları durumda, geri” verileceği kararlaştırılmıştır.SORUNUN KAYNAĞIMevcut durum 1958 tarihli uygulama kökenli. Suriye 1958″de Mısır ile birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti”nin bir parçası oldu. Birleşik Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır 27.09.1958 tarih ve 161 sayılı Toprak Reformu Kanunu ile Suriye”deki yabancıların belirli bir dönümden fazla olan topraklarını bedel ödemeksizin kamulaştırdı. Sonrasında ikinci kamulaştırma uygulaması 1964 yılında yapıldı. Bunun üzerine Türkiye, 1966 yılında ülkemizdeki Suriye vatandaşlarına ait olan mallara -mütekabiliyet ilkesi uyarınca- aynı rejimi uyguladı.1970″LERYetkililer, Türk vatandaşlarının Suriye”deki; Suriyelilerin de Türkiye”deki mal varlıklarını tespit etmek amacıyla 09.05.1972 tarihinde “Türkiye-Suriye Emlak Komisyonu Hakkında Protokol” üzerinde anlaşmaya vardı. Bu Protokolde Emlak Komisyonunun görevleri, yapacağı işlemler ve çalışma usulleri belirlendi. Suriye bu protokolle toprak reformu kapsamına giren ve Türk vatandaşlarına ait olan topraklar için tazminat ödemeyi, diğer çeşitli yollardan alınan taşınmaz malları sahiplerine iade etmeyi, bunlardan iadesi imkânsız olanlar için de zararı gidermeyi kabul etmişti.DÖNEMİN MGK”SI…22 Aralık 1972″de emlak meselesinin çözümüyle ilgili “Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının Çözülmesine Dair Sözleşme ve Eki Ödeme Protokolü” anlaşması imzalandı. 13 maddelik protokol ve ekleri 1976 yılında çıkarılan bir kanunla kabul edilmiş ve 1983 yılında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştı. Fakat Milli Güvenlik Kurulunun sözleşmeyi sakıncalı bulması üzerine sözleşme ve ekli protokoller karşılıklı olarak teati edilmedi yani yürürlüğe girmedi (1).ADIM ATILABİLİR Mİ?Emlak sorunu bu tarihten beri herhangi bir neticeye ulaştırılamamıştır. Şu andaki yönetim değişimi ile özel hukuk anlamında temel bir hak olan mülkiyet hakkının kullanımı noktasında Türkiye”nin Suriye”den talep edebileceği ve kimsenin de itiraz etmeyeceği böyle bir hakkı var… Buna benzer konularda AİHM başta olmak üzere birçok uluslararası yargı mekanizmasının kararları mevcut… Pek tabi aynı durum, Suriye vatandaşı olup Türkiye”de mülkü bulunanlar için de geçerli… Gelişen zemin, iki ihtiyacı da karşılamaya uygun görünüyor. Mülkiyet hakkı bağlamında “özel hukuk” başvurularının iki ülke mahkemelerine taşınması halinde de çözüme kavuşması söz konusu olabilir.CİDDİ BİR KAZANIM OLURTürk vatandaşlarının mülklerinin alınması noktasında hukuki süreçlerin başlatılması ve özellikle Geçiş Hükümetinin bu konuda imkân sağlaması halinde “özel hukuka dayalı” hakların teslim edilmesi sağlanabilir. Türk vatandaşlarının mülklerinin alınması Türkiye”nin fiili adımlarına katkı sağlayacaktır. Zira bu somut imkanın, kazanım açısından elverişli bir zemin oluşturduğunu düşünüyorum…(1) İlgili Protokol

Source: Cüneyd Altıparmak