Bu dolunay iş dünyasını vurabilir!
10 Temmuz’da 18 derece 50 dakika Oğlak burcunda gerçekleşecek dolunay iş dünyası, kurumlar, resmi organizasyonlar, devletle ilgili işler açısından stresli bir zaman dilimine işaret ediyor. Dünya Astrolojisi branşında Oğlak burcu saydığımız bu konularla, çalışan kesimle, memurlarla, resmi dairelerle, devlet daireleriyle alakalıdır. Dolunay esnasında Güneş’in yer aldığı derece 18 Yengeç 50 dakikadır. Çok yakın yerleştiği 19 derece Yengeç finansal astrolojide kritik bir derecedir. Finansal krizlerle, borsa çöküşleriyle bağlantılıdır. Ay’ın maksimum güney deklinasyonda olması, doğal afetler, savaşlar veya finansal anlamda kritik gelişmeler gibi önemli dünya olaylarının bir işaretçisi olabilir.
OKÇUNUN SAĞLAM DURUŞU
Oğlak burcunda gerçekleşecek dolunay Rukbat yıldızıyla hizalanıyor. Ookçunun duruşunun sembol niteliği açısından metanet ve güçle ilişkilendirilen bu yıldız (Brady) sabitlik, durağanlık, katılık ve kıpırdamaz durusuyla dayanıklılık, büyük güç ve katı bir inatçılığa sebep olabilir. Okçunun sağlam duruşuyla ilişkilendirilir. Sembolik açıdan ve Mars ile uyumlu açıdaki dolunay tarafından bakarak ele alırsak, inatla kuyruğu dik tutan ve mücadele eden liderler görebiliriz. Oğlak burcunda yeniaylar, dolunaylar, tutulmalar hükümetlerle ilgili değişimler ve önemli olayların işaretçisidir. Oğlak burcu kapsamına giren yerler arasında Hindistan da var. İran’ın bazı bölgeleri de Oğlak burcu kapsamına girer. Oğlak burcunun ikinci dekanı eski alimler tarafından “askerlerin ayaklanması, komşu ülkelere yapılan saldırılar, baskınlar, soygunlar, esaret ve yağmalama olaylarıyla ilişkilendirilmiş. (Referans: İngiliz astrologlar Lilly ve Raphael)
İRAN ÜZERİNE İZ DÜŞÜYOR!
10 Temmuz’da Oğlak burcunda gerçekleşecek dolunayın meridyen ile çakıştığı eksen İran üzerine iz düşüyor. Dolayısıyla o bölgede yönetim, yöneticilerle ilgili konularda önemli gelişmelere, kararlara işaret ediyor. Mars ile açılar yapan dolunay derecesi, savaş atmosferini yeniden tetikleyecek gelişmelere işaret ediyor olabilir. Tabii dünya piyasaları açısından bunun bazı olumsuz yansımaları da olabilir.
FİNANSAL PİYASALARA DİKKAT!
Oğlak dolunayı FED astroloji haritasını, New York Borsası astroloji haritasını tetikliyor. Haliyle, finansal piyasalarda çalkantıya işaret ediyor olabilir. Altın astroloji haritası üzerinde de etkili olacağına göre, altın fiyatlarında yeniden bir yükselişe de işaret ediyor olabilir. Uranüs’ün İkizler burcuna geçişi esnasında Ay ve Venüs’ün karşıt açıda olması da finansal anlamda değişimlerin işaretçisi olarak görülebilir.
YENİ BİR DEVİR BAŞLIYOR!
7 Temmuz’da büyük değişimlerin, yeniliklerin gezegeni Uranüs İkizler burcuna geçiyor! Değişimin gezegeni olarak nitelendirdiğimiz Uranüs, açı yaptığı gezegeni adeta elektriklendirir, sarsar ve değişime iter. Bu gezegenin doğal nitelikleriyle ilgili algıda değişikliklere sebep olur. Eskiye ait olan algıları sarsar. Sürprizler, devrimler, isyanlar, teknolojik gelişmelerle ilişkilendirilen Uranüs 7 Temmuz-8 Kasım tarihleri arasında İkizler burcunda seyredecek. Uranüs’ün Zodyak Burçlar Kuşağı’ndaki bir turu yaklaşık 84 yıl alır. Bu süreçte Uranüs’ün her bir burca uğraması 84 yılda bir olur ve bu burçta yaklaşık 7 yıl kalır. 2025 yılında 7 Temmuz-8 Kasım arasındaki tarihlerde İkizler burcunda seyredecek Uranüs, 2026 yılının 26 Nisan’ında tamamen İkizler burcuna geçecek ve takip eden yaklaşık yedi yıl boyunca bu burçta seyredecek.
BÜYÜK GELİŞMELER GÖRECEĞİZ
Uranüs yeniliklerle, keşif ve icatlarla, teknolojiyle, elektronikle, televizyon ve radyo yayınlarıyla, internet, kablosuz iletişim, yüksek frekanslı iletişimle alakalıdır. Programcılık, iletişimcilik, yazarlık, ofis yöneticiliği ve seyahat acenteliği, web tasarımcılığı ve internet üzerinden satış, pazarlamacılık ve reklamcılık gibi işler, muhabirlik, gazetecilik, bilgi danışmanlığı, medya ve iletişimle, taşımacılıkla ilgili işler İkizler burcuyla ilintilidir. Tanıtım ve pazarlama, eğitim, taşımacılık, iletişim, komşu ülkelerle ilişkiler bu burcun kapsamına girer. Radyo ve televizyon programları, dergiler, kitaplar, seyahatle ilgili kurumlar örneğin seyahat acenteleri, iç turizm, dil okulları, öğretmenler, öğrenciler, yazarlar, seyahat acenteleri İkizler burcu yönetimindedir. Dolayısıyla saydığımız bu alanlarda önemli gelişmeler 2025 yılında başlayacak, 2033 yılına kadar artarak devam edecek.
Uranüs’ün geçiş yapacağı İkizler burcu iletişim kurmak, konuşmak, yazmakla, entelektüel ve zihinsel faaliyetlerle alakalıdır. Yazılı belgeler, kitaplar, mesajlar, medya ve sosyal medya İkizler burcu kapsamındadır. Böylesi dönemlerde zihinsel faaliyetlerde arış görülür.
BÖLGESEL SINIRLAR DEĞİŞECEK!
Uranüs toplum kurallarını hiçe sayan kişilerle, radikal gruplarla, isyancı gruplarla, aşırı uçlarla, anarşistlerle, ayaklanmalarla, ihtilallerle ilişkilendirilir. İkizler burcu yakın çevre ve komşularla alakalıdır. Uranüs İkizler burcunda seyrederken daha ziyade bölgesel savaşlar, komşular arası savaşlar, iç savaşlar ve kargaşalar görülmüş. İçinde bulunduğumuz dönemde bölgesel sınırların değişimine şahit olabiliriz
1. DÜNYA SAVAŞI’NDA İKİZLER BURCUNDAYDI
Uranüs’ün İkizler burcundan son geçişi 1942-1949 yılları arasında olmuştu. II. Dünya Savaşı’nın yaşandığı zamana denk gelen o dönemde dünya yeni bölgelere ve topraklara bölünmüştü. 1945’te savaşın sona ermesiyle birlikte, yeni dünya düzeni oluşuyordu. Avrupa’da sınırların değişmesi dönemiydi. Almanya ve Avusturya bölgelere ayrılmıştı. O dönemde Sovyet Rusya, Avrupa ülkeleri için tehdit oluşturuyordu. 1947 yılının ilk yarısında Amerika, Sovyet tehdidine maruz kalan ülkeleri destekleme ve güçlendirme kararı alarak Truman Doktrini’ni ve Marshall Planı’nı ortaya atmıştı. Amerika’nın Truman Doktrinine ve Marshall Planına karşı Sovyet Rusya, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya’nın yanı sıra, Fransa ve İtalya’nın komünist partilerinin liderleri 5 Ekim 1947’de Komünist informasyon bürosunu kurmuştu. 16 Nisan 1948’de 16 Avrupa ülkesi Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı’nı kurmuştu.
İKİ KUTUPLU DÜNYA
Tüm bunlar, İkinci Dünya Savaşı’nın “gerçek galipleri” sayılabilecek ABD ve SSCB’nin liderliğinde, biri “Batı Bloku”, diğeri “Doğu Bloku” olmak üzere iki kampa ayrılmış, temel özelliği ideolojik ayrılığa dayalı olan iki kutuplu dünyanın oluşumunu beraberinde getiriyordu. Uranüs’ün seyrettiği İkizler burcu çift vücutlu burçlardan biridir ve ikiliği temsil eder. 1941-1948 yılları arasındaki Uranüs İkizler geçişinde oluşan bu iki kutuplu dünya, içinde bulunduğumuz dönemde de devam etmektedir aslında. 2025-2033 yılları arasındaki dönemde Doğu ve Batı arasındaki iplerin daha da gerilmesi, daha büyük bir savaş patlak vermesi en kötü senaryo olarak karşımızda durmaktadır.
İSRAİL’E DİKKAT!
Yörüngesi en uzak olan Plüton’un Kova burcunda olduğu bazı dönemlerde Uranüs’ün İkizler burcunda ve Neptün’ün Koç burcunda seyrettiğini görüyoruz. Zamanımızda da böyle olacağı ve benzetmeler yoluyla daha isabetli öngörüler yapabileceğimiz için, bahsettiğimiz bu tarihlere dikkat kesiliyoruz. Plüton’un Kova, Neptün’ün Koç, Uranüs’ün İkizler burcunda seyrettiği dönemleri araştırdığımızda, MÖ 1406-1403 arasına denk geldiğini görüyoruz. İsraillilerin Kenan’a geçtiği gün olarak MÖ 28 Nisan 1406 tarihini belirlenmiştir (Yeşu 4:19). Dar anlamda Lübnan, Filistin ve İsrail ile sınırlandırılabilen Levant, Osmanlı dönemindeki karşılığıyla Bilâdü’ş-Şâm, yani Şam Vilayeti’dir, bu da Şam kenti ve yakın Akdeniz kıyısındaki beldeleri içerir. İçinden geçmekte olduğumuz süreçte İsrail’in Orta Doğu’daki emelleri yönünde hareket ettiğini ve ABD’den de destek aldığını görüyoruz. Geçmişin tekrarlarını tahmin etmek için yararlandığımız astroloji haritaları İsrail konusunda bizi uyarmakta. Önümüzdeki yakın dönemin neler getireceğini hep birlikte göreceğiz. Ama yakın süreçte gerçekleşecek gezegen geçişleri bize dini inançlarla bağlantılı, din savaşlarına atıfta bulunan aksiyonlarla dolu olacak bir sürece doğru ilerlediğimizi düşündürmektedir.
URANÜS İKİZLER BURCUNDAYKEN DOĞACAK ÇOCUKLAR
Uranüs İkizler burcundayken doğacak çocukların sıra dışı fikirlere sahip olması ve yeni iletişim metotları ile ilgilenmeleri beklenir. Soyut düşüncelere eğilimleri fazla olabilir ve bu yüzden yaşamın pratik gereksinimleri ile baş etmekte zorluk yaşayabilirler. Fakat, Uranüs’ün İkizler burcunda güçlü bir konumda olması zekiliği, yaratıcı yetenekleri, makine ve elektronik aparatların tasarımını kavrama becerisi verir. Bazı kişiler devrimsel fikirlerle ve yaşama yeni yaklaşımlarda bulunmayla da güçlü bir ilgi gösterirler. Yeni iletişim biçimlerine odaklanabilirler. Orijinal ve yaratıcı fikirlerle adlarından söz ettirebilirler. Öğrenme, düşünme ve iletişim kurma tarzı kendine özgü ve sıra dışı olacaktır. Geleneksel iletişim tarzlarından hoşlanmaz. Olumsuz açıdan; fikirleri ütopik ve tuhaf olabilir, uygulanabilir olmayabilir. Olumlu açıdan; tüm öğretilere ve iletişim tarzlarına karşı objektif ve hümanist bir yaklaşım içinde olacaktır.
6 VE 7 TEMMUZ’U KULLANIN!
İlişkiler gezegeni Venüs’ün Satürn, Neptün ve Plüton ile uyumlu açılarının olumlu etkilerini deneyimleyeceğimiz 5-7 Temmuz tarihleri arasında özel ilişkilerimizde güzel gelişmeler kaydedebiliriz. Sosyalleşmek açısından da değerlendirebileceğimiz, tanışacağımız veya zaten tanıdığımız kişiler vesilesiyle yeni birtakım iş fırsatları da yakalayabileceğimiz bu zaman dilimini iyi kullanalım.
UZUN VADELİ PLANLAR
Sorumluluklar gezegeni Satürn 13 Temmuz’da gerilemesine başlıyor (Retro). Plüton ve Neptün’den sonra Satürn’ün de gerilemeye başlayacak olması, uzun vadeli planlarımızı bir müddet için ertelemek durumunda kalacağımızı gösteriyor. Özellikle de haritamızda Koç burcunun denk düştüğü evin konularında yavaşlamamız, hatta geri adım atmamız, bazı şeyleri ertelememiz gerekebilir.
GÜNEŞMERKEZLİ ASTROLOJİ
Güneşmerkezli gezegen geometrisine baktığımızda 8 Temmuz’a kadarki süreçte ilginç gezegen açılarına şahit oluyoruz. Merkür-Uranüs karşıtlığının çok etkili olacağı önümüzdeki günler jeomanyetik alanda önemli çalkantılara, sismik aktivitede artışa, büyük depremlere işaret ediyor olabilir. Merkür-Uranüs karşıtlığı 7 Temmuz’da kesinleşirken, kavuşuma ilerleyen Venüs ve Satürn’ün tam hizalanacağı 9 Temmuz civarında da denizler, sularla ilgili afetlere, deniz depremlerine şahit olabiliriz.
Haftanın günlere göre değerlendirmesi
Pazartesi günü yenilik ve değişim gezegeni Uranüs İkizler burcuna geçiyor. Yeni bir devir başlıyor! İlişkiler açısından verimli bir zaman dilimindeyiz. Başkaları üzerinde güçlü etkiler yaratabilir, ilişkilerde güzel gelişmeler kaydedebiliriz. Kişisel bakım ve alışverişler açısından da bugünü kullanabiliriz.
Salı günü kadersel yön değişikliklerine açık olacağız. Gün boyunca Ay’ın herhangi bir gezegenle kesinleşecek bir temel açısı olmayacağından, boşlukta olacak. Bir şeyleri netleştirmek ve karara bağlamak zor olabilir bugün.
Çarşamba gününün ilk yarısında bazı şeyleri netleştirmekte zorlanabiliriz. Dağılma ve çözülme, toparlanmakta zorlanma gibi durumlar devrede olacak. Para piyasaları, alışverişler, iş dünyası ve kurumlar açısından hayli stresli bir günde olacağımızı söyleyebiliriz.
Perşembe gününün ilk yarısında güç ve efor gerektiren işlere girişebiliriz. Cesaretimizi dengeli ve doğru bir şekilde ortaya koyarsak, içinde bulunduğumuz işlerde yönlendirici olabiliriz. Liderlik edebiliriz. Dolunayın zirve noktasına vardığımız akşam saatleri zıtlaşmalara, iddialaşmalara açık gözüküyor.
Cuma günü para ve finans piyasasında, iş camiası ve kurumsal hayatla ilgili konularda belirsizliklerle ya da stresli gelişmelerle karşılaşabiliriz. Akşam saatlerinde ise günün stresini atmak için biraz rutin dışına çıkabiliriz. Hayatımıza renk katacak farklı mekanlarda bulunabilir, sosyal ilişkilerde güzel gelişmeler kaydedebiliriz.
Cumartesi gününün ilk yarısı ilişkiler açısından çok verimli, değerlendirebiliriz. Kişisel bakım, güzelleştirme, dekorasyon işlerine girişebiliriz. Akşam saatlerinde ise uzlaşmazlıklara, tartışmalara açık bir zaman dilimindeyiz, farkında olalım!
Pazar günü sorumluluklar ve organize etmemiz gereken işleri temsil eden Satürn Koç burcunda gerilemeye başlıyor. Uzun dönemli projelerimizde bazı ertelemeler olabilir. Planlarımızı gözden geçirmek ve üzerinden bir daha geçmek durumunda kalabiliriz.
Source: Öner Döşer
Theo Hutchcraft
Net Worth
Biography of Theo Hutchcraft
Theo Hutchcraft is an English musician and singer, poet, lead singer of the famous synth-pop band Hurts.
Childhood and education
Theo Hutchcraft was born on August 30, 1986 in Sulfur Yorkshire, England. Theo is the eldest of the Hutchcraft children. From the age of 2 and upon reaching the age of 8, Theo and his family lived in the city of Perth (Australia). Then they returned to the UK again and moved to a small English town.
Learning classical music did not bring joy to the future vocalist: from childhood he had a piano, which he, according to him, simply hated. Instead of classical music, he listened to Eminem’s rap and pop music.
Theo has an excellent education: after leaving school, he went to college in Darlington, and then graduated from the University of Salford with a degree in acoustic engineering. According to Theo’s own words, if not for such a successful musical career, he would definitely become a scientist.
Theo Hutchcraft’s first musical experiences are connected with hip-hop – then he recorded under the pseudonym RooFio. At the age of 16-18, he was a successful DJ, he also made videos, wrote songs and sold his records. At the age of 16, he managed to win the DJ competition, although the age of the rest of the participants was at least 18 years old.
The beginning of a musical career
Theo met his future creative partner, Adam Anderson, in 2005 in one of the nightclubs in Manchester. Not wanting to get involved in the imminent fight, the young people started talking… about music. Soon they already created the Bureau group, but the next year they changed their name to Daggers. In the same year, they released two songs, one of which immediately became the single of the week according to Xfm (track “After Midnight”).
In 2008, at a concert in London, they were spotted by Richard “Biff” Stannard, owner of the production company Biffco. At this concert, the Daggers performed on the same stage with Solange Knowles, Beyonce’s sister.
Finally, in 2009, the world saw the Hurts group. The band’s name is symbolic: one of the meanings of the word hurt is to injure, to hurt. The musicians themselves say that they write songs that convey the pain and emotions of a person who is on the verge of some very serious borderline conditions. And I their music acts in this case as a kind of therapy.
Before becoming successful, Theo Hutchcraft and Adam Anderson spent several years in obscurity and even in poverty. For three years, they went to employment centers looking for work, while wearing costumes bought in thrift stores. During this difficult period, Theo had to change several jobs. At one time, he even had to earn extra money as a lawn mower in a cemetery.
Before becoming successful, Theo Hutchcraft and Adam Anderson spent several years in obscurity and even in poverty.
“It’s hard when you come to London to meet really important people who you hope will change your life. You come out of a terrible apartment where you eat Chinese noodles. And you have to tell everyone that you think you’re great. Then I put on a suit that makes me feel great,” said Hutchcraft. He and Anderson had to search for their sound for several years before becoming what they are now.
long-awaited success
The very first clip of the guys called “Wonderful Life” cost only 20 pounds, which was paid to the dancer who agreed to star in their amateur video. The lyrics were written by Joseph Cross and the new song was released on May 3, 2010 in Denmark. Despite the lack of any budget and production of the group at that time, the song instantly became an absolute hit in Belgium, Denmark, Austria and Russia. In addition to Theo Hutchcraft and Adam Anderson, the band consists of Pete Watson (keyboards), Lael Goldber (bass guitar), Paul Walsham (drums) and other musicians. Violinists, clarinetists and saxophonists often accompany them in concerts and recordings.
During his not very long, but extremely productive career, Theo released 4 records as part of the Hurts group – these are Happiness (2010), Exile (2013), Surrender (2015) and Desire (2017).
All discs were met with great enthusiasm by the public, and the band’s debut album went platinum in several countries at once, including Russia.
At various times, the musicians managed to collaborate with Kylie Minogue, perform as the opening act for the Scissor Sisters, and in 2011, the audience of the Glastonbury festival rated Theo and Adam’s performance higher than the headliners of the concert – Beyoncé, U2 and Coldplay.
In the period from 2010 to 2017, Hurts toured about twenty countries in Western and Eastern Europe and Asia, as well as Russian cities, and on their last Desire tour, the artists even reached the Far East (Khabarovsk) and Irkutsk.
The Hurts group is a frequent participant in various charity events, and, if possible, attends all kinds of talk shows (the musicians did not pass by the cozy Evening Urgant studio).
Theo Hutchcraft, in addition to excellent vocal abilities, also dances beautifully (this can be seen in the Hurts “Lights” and “Ready To Go” videos) and has artistic abilities: for example, he starred in Calvin Harris’ “Thinking About You” video, and with Helena Bonham Carter played in Bryan Adams’ “Brand New Day” music video. Also in 2017, he appeared in the music video for “Boys” by American singer Charlie XCX.
While touring and working on the filming of clips is not without incident. So, in 2013, in Spain, on the set, Theo almost lost his eye. He fell off the stairs and fell on the iron railing. As a result of the injury, eight stitches were applied to him, and the eye miraculously survived – if Theo had fallen a centimeter further, a tragedy would have happened. So in the atmospheric video for the song “Blind” Theo’s damaged face is by no means makeup.
Theo Hutchcraft’s personal life
Journalists have long dubbed Theo a “heartthrob”: he has many novels with girls known to the public. So, at different times, his girlfriends were singer Marina Diamantis, model and TV presenter Alexa Chung, model Shermin Shahrivar and the famous burlesque dancer Dita von Teese, ex-wife of Marilyn Manson.
Apparently, Theo Hutchcraft is not currently in a serious relationship. According to him, he is in search and open to love.
Theo showed great courage by appearing as a drag queen (drag queen is a male artist performing in women’s clothes) in the Hurts video “Beautiful Ones” in 2017. In the video, for the defiant image of his character, local “gopniks” are harassed and beaten. Theo so plausibly managed to reincarnate as a transvestite that many viewers asked for their own talk about his sexual orientation. However, it is worth distinguishing between the hero and the artist performing it, especially since the drag queen image does not at all imply the obligatory homosexuality of the one who tries it on.
On the chest on the left, Theo Hutchcraft tattooed the word “Happiness” in Russian. The fascination with Russian culture does not end there: one of Theo’s favorite works is Mikhail Bulgakov’s famous mystical novel The Master and Margarita.
In clothes, Theo prefers restrained English style and vintage things. He likes to dress like a 1950s gentleman and look brand new even for a simple outing to the store.
Theo Hutchcraft now
Theo cannot freely walk the streets of Germany and Eastern Europe – he will immediately be attacked by female fans.
In 2017, Theo and Adam duo presented their fourth album, Desire. During the tour, Hurts was everywhere waiting for the frantic delight of the fans and a resounding success. In Kiev, Theo was presented with a big pig, and in Russia – nesting dolls and a watch. The concert tour of the musicians will continue throughout the current year of 2018 – their schedule is as busy as ever. Theo Hutchcraft actively talks about Hurts performances and his behind-the-scenes life on Instagram.
Source: Vealthy Milton
Taksim’in kalbindeki otel, ISO Enerji Yönetim Sistemi sertifikası aldı
İklim kriziyle iş dünyasında kartlar yeniden dağıtılıyor, bu sefer dönüşen turizm sektörü oluyor. Araştırmalar, yeşil sürdürülebilir turizm pazarının, yıllık bileşik %23,60″lık büyüme oranıyla 2034 yılında 14,40 milyar dolara ulaşacağını ortaya koyuyor. Enerji verimliliği alanında uluslararası standartlara uyum sağlayan İstanbul’un kalbindeki Sofitel İstanbul Taksim de, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönettiğini ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi sertifikası ile belgeledi.“Sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline getirdik”Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek, konuya dair şu açıklamada bulundu: “Enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkilerimizi azaltmak adına çıktığımız bu yolda, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi sertifikasını almaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu sertifika, yalnızca enerji tüketimimizi kontrol altına almakla kalmadığımızı, aynı zamanda sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün parçası haline getirdiğimizi de gösteriyor. Sofitel Istanbul Taksim olarak, misafirlerimize en yüksek düzeyde konfor sunarken aynı zamanda doğaya saygılı, sorumlu bir işletme olmayı önemsiyoruz. Bünyesinde faaliyet gösterdiğimiz Accor Grubu’nun sürdürülebilirlik vizyonuyla tamamen uyumlu şekilde hareket ederek, İstanbul’un sürdürülebilir turizm hedefini desteklemeye devam edeceğiz. Bu sürece katkıda bulunan tüm ekip arkadaşlarıma ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum.”İstanbul’un tarihi ve kültürel merkezlerinden biri olan Taksim Meydanı’nda konumlanan Sofitel Istanbul Taksim, 2024’te başlayan sertifikasyon sürecini başarıyla tamamladı. Böylece, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönetildiğini kanıtladı. Otel enerji performansını iyileştirmek amacıyla, süreç boyunca ayrıntılı enerji analizleri yaptı. Isıtma ve havalandırmadan aydınlatma ve mutfak ekipmanlarına kadar, enerji tüketen tüm sistemlerini optimize etti. Dijital izleme sistemleri kurarak gerçek zamanlı enerji takibine geçti. Tüm çalışanlarını enerji farkındalığı konusunda eğitti. Tüm bu adımlar Bureau Veritas akredite bir bağımsız denetçi kuruluş tarafından denetlendi ve sertifikayla belgelendirildi.“Lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürütüyoruz”Söz konusu sertifika sürecini enerji maliyetlerini düşürmek, karbon ayak izini azaltmak, sürdürülebilirlik taahhütlerini hayata geçirmek ve misafirlere çevreye duyarlı lüks konaklama sunmak için başlattıklarını aktaran Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek, “ISO 50001 sertifikası almamız, enerji tüketimini bilinçli ve sistematik bir şekilde yönettiğimizin ve enerji verimliliği konusunda uluslararası standartlara uyduğumuzun bir göstergesi. Bu başarı, otelimizin sürdürülebilirlik alanındaki liderliğini ve çevresel sorumluluğunu ortaya koyuyor. Misafir deneyimini bozmadan karbon ayak izini azaltılmamız lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürüttüğümüzü gösteriyor. Konuklarımıza hem kaliteli hizmet hem de çevre dostu bir deneyim sunduğumuzu ortaya koyuyor” dedi.
Source: Dünya Gazetesi
TZOB Başkanı Bayraktar”dan “anız yakmayın” uyarısı!
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yazılı açıklamasında, temmuz ayıyla birlikte artan sıcaklıkların, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, orman yangınlarını beraberinde getirdiğini belirtti.Son bir hafta içinde İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa”da ciddi boyutlara ulaşan yangınlar meydana geldiğini anımsatan Bayraktar, özellikle hava sıcaklığının 30 derecenin üzerine çıktığı, nem oranının yüzde 30″un altına düştüğü ve rüzgar hızının saatte 30 kilometreyi aştığı günlerde, yangın riski önemli ölçüde arttığını vurguladı.Bayraktar, Türkiye”de geçen yıl çıkan 3 bin 797 orman yangınının yüzde 6,8″inin, yani 259″unun anız kaynaklı olduğunu hatırlatarak, “2025 verilerine göre, 1305″i ormanlık alanda, 1739″u ise orman dışı kırsal alanda olmak üzere, toplam 3 bin 44 yangın meydana geldi. Yangınların yüzde 88″i insan eliyle çıkarken, yanan alan bakımından bu oran yüzde 97″ye kadar ulaşıyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve dikkatli olması hayati önem taşıyor. Doğaya atılan her çöp potansiyel bir yangın riskidir. Cam, plastik gibi optik etki yaratabilecek malzemeleri doğadan uzaklaştıralım. Elektrik tellerine değen ağaç dallarını keselim, kuru otları temizleyelim. En küçük bir ihmalin, nasıl büyük felaketlere neden olduğunu görüyoruz. Unutmayalım, ormanı korumak, yaşamı korumaktır.” ifadelerini kullandı.”ANIZ YAKMAK, GELECEĞİMİZİ YAKMAKTIR”Bu felaketin önemli nedenlerinden birinin de anız yangınları olduğuna dikkati çeken Bayraktar, özellikle ormanlarla iç içe geçmiş buğday ve arpa tarlalarında anız yakmanın büyük risk taşıdığının altını çizdi. Anız yakmanın toprağın verimliliğini azalttığını, organik maddeyi yok ettiğini, su tutma kapasitesini düşürdüğünü ve daha fazla gübre kullanımına neden olarak çiftçinin maliyetini artırdığına işaret eden Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:”Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte, orman yangınları tehlikeli boyutlara ulaştı, bilinçsizce yakılan anızlar ise bu yangınların en büyük sebeplerinden biri. Anızın toprağa karışması, doğal sürecin bir parçasıdır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda, anız zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışır. Ancak anız yakıldığında hem toprak zarar görür hem de orman yangınlarının fitili ateşlenmiş olur. Üstelik sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bu yıl, anız yakmak çok daha yüksek riskler barındırmaktadır. Anız toprağın, toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Anızı yakmak, bize emanet edilen en kıymetli varlığımızı, doğayı ve geleceğimizi yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır. “
Source: Ekrem Öztürk